E. Kamu
Yararýnýn Korunmasý
2. Komisyon ve
Divan’ýn Karar ve Raporlarý
-
Eylül 1989’da, Komisyon, bir
Katolik hastahanede çalýþan bir doktorun kürtaj konusundaki
beyanlarý sebebiyle iþten çýkarýlmasýna iliþkin bir baþvurunun kabul
edilemez olduðunu beyan etti. Baþvuran 10. maddede kendisine
saðlandýðý üzere, düþünceyi açýklama özgürlüðünün ihlal edildiðini
ileri sürüyordu.
-
-
Nisan 1991’de, Komisyonmüstehcen nitelikli videoyu
satmak veya kiralamaktan baþvuranlarýn
mahkûmiyetine iliþkin iki baþvuruyu inceledi.
Komisyon, müdahalenin ahlakı korumak için
haklı olduğuna ve demokratik bir toplumda gerekli olduğuna karar
verdi.
-
-
Ekim 1992’de, Komisyon, kendi týbbi deneyimi için
bir doktor olan baþvuranýn yapmak istediði reklama karþý basýn
organlarýnca konulan sýnýrlamalara iliþkin 10. maddenin ihlal
edilmediðine ve bunun hastalarýn saðlýðýný ve diðer hEkimler gibi
diðerlerinin haklarýný korumak amacý bakýmýndan oransýz olmadýðýna
karar verdi.
-
-
Nisan 1995 tarihli bir raporda, Komisyon, bir seçim
kampanyasý boyunca seçim afiþleri daðýtan ve bu bölge müslüman
halkýný Türk olarak belirten Batý Trakya müslüman azýnlýðýn bir
siyasi yöneticisinin kamu düzenini ihlalden
mahkûmiyetinin 10. maddeyi ihlal ettiðine oy
birliði ile karar verdi. Komisyon, müdahalenin ne güdülen amaçla
oranlý, ne de 10. maddenin 2. paragrafýnca haklý gösterilebilir
olduðunu karara baðlamadan önce, düþünceyi açýklama özgürlüðünün
önemini hatýrlattý.
-
-
Ekim 1999 tarihli bir raporda, Komisyon, baþvuranýn
(Anayasa mahkemesince kapatýlan bir partinin eski üyesi),
Türkiye’nin Güneydoğusundaki duruma ilişkin
beyanları nedeniyle bölücü propagandadan
mahkûmiyetinin, 10. maddenin ihlalini oluþturduðuna karar verdi. «
savaþ », « kurtuluþ », « kendi geleceðini belirleme hakký »gibi
terimler kullanýlmasýna raðmen, dava konusu sözlerin þiddete
kýþkýrtmadýðýna karar verildi. Ayrýca, PKK’ya karþý savaþan silahlý
kuvvetlerin tarzýný sadece eleþtirme fiili, baþvuranýn terörist
olarak nitlendirilmesine olanak vermez. Bundan baþka, þiddeti
desteklemeksizin, bizzatihi demokratik toplum deðerlerine aykýrý
olmayan PKK tarafýndan daha önce kullanýlan ilkeleri savunmaktan
dolayý baþvuranýn suçlanmasý da mümkün deðildir. Komisyon, ayrýca
cezanýn sertliðini tespit etti. Bütün bu unsurlar dikkate
alýndýðýnda, baþvuranýn mahkûmiyetinin güdülen amaçla oranlý
olmadýðý kanaatine varýldý.
Haziran 1999’da, Divan,
Avam Kamarasýnda (Halk Meclisinde) yer almasý ve Ýngiltere monarþisine
itaat yemini etmeyi reddetmesi sebebiyle birçok kolaylýklardan
yararlanmasý yasaklanan bir Parlemento üyesinin baþvurusunu inceledi.
Divan, öncelikle dava konusu olan zorunluluðun yasal bir amaç güttüðüne,
zira, bunun davalý devletin anayasal ilkelerine karþý baðlýlýðýn bir
teyidini temsil ettiðine karar verdi. Ardýndan Divan, alýnan önlemlerin
oransýz olmadýðýna, çünkü söz konusu yeminin ülkenin anayasal sistemi
açýsýndan adil bir koþul olduðuna kararý verdi. Üstelik, hiçbirþey
baþvuranýn baþka bir ortamda konuþmasýný engellemiyordu.Bu nedenle
baþvurunun kabul edilmez olduðu beyan edildi.
Haziran 1999’da, Divan,
Kürt kültürü üzerine eserlerinin yayýmýndan sonra,
devletin bütünlüğüne karşı propagandadan
baþvuranýn mahkûmiyeti ile ilgili
baþvurunun kabul edilebilir olduðunu da beyan
etti.
Davasýnýn görülmesinden
önce, eski bir teröristin, gazetecilerle konuþma yapmasýnýn bir istinaf
mahkemesince reddine iliþkin baþvurunun kabul edilmez olduðu Divan
tarafýndan Ocak 2000’de beyan edildi. Bu davada
bir yandan, dahil olduðu örgütün geçmiþteki faaliyetlerini eleþtirmiþti,
diðer yandan, hareketin ideolojisine olan baðlýlýðýný açýkça
belirtmiþti. Divan, söz konusu sözlerin tek baþýna terörizme teþvik
olarak nitelendirilemeyeceðini vurguladý. Fakat baþvuranýn kiþisel
geçmiþi dikkate alýndýðýnda, sempatizanlarýn bunlarý terörizme çaðrý
olarak yorumlamalarý mümkündür. Divan, konulan sýnýrlamalarýn bir
zorunlu sosyal gereksinime haklý olarak yanýt verdiði ve güdülen amaçla
oranlý olduðu sonucuna vardý.
Þubat 2000’de, Divan,
Avrupa Parlementosu önünde ve bir basýn konferansý esnasýnda, belirttiði
beyanlarýyla devletin ülkesel bütünlüðüne karþý propagandadan
mahkûmiyetine iliþkin baþvurunun
kabul edilebilir olduðuna karar verdi.
Nisan 2000’de, Divan,
bir basýn konferansý vermeye hazýrlandýðý sýrada yakalanan bir
profesörün baþvurusunu inceledi. Divan, baþvuranýn yakalanmasý nedeniyle
bir basýn konferansý vermesinin imkansýzlýðýnýn düþünceyi açýklama
özgürlüðünü ihlal etmediðini, daha da öte, dava konusu önlemin onun
basýna konuþmasýný yasaklamak amacý gütmediðini not etti.
Bir konferans vermenin
imkansýzlýðýnýn baþvuranýn düþünceyi açýklama özgürlüðüne müdahale
oluþturduðunu farz etsek bile, bu müdahale, bir ceza kovuþturmasý
çerçevesinde gerçekleþtirilen ve yargýlamanýn gerekleri için zorunlu bir
yakalama kararýnýn doðrudan bir neticesi olmaktadýr. O zaman, bu önlemin
10. maddenin 2. paragrafý bakýmýndan doðruluðu kanýtlanmýþtýr. Bu
nedenle Divan, baþvuruyu reddetti.
Þubat 2000’de, Divan,
balina gemisi ile hayvan arasýna girerek yasal balina avýnýn yapýlýþýný
engellemekten baþvuranlarýn mahkûmiyetine
iliþkin baþvurunun kabul edilebilirliði konusunda karar verdi. Divan,
baþvuranlarýn mücadelesinin amacýnýn, sadece karþý olduklarý bir
faaliyete yönelik memnuniyetsizliklerini ifade etmek deðil, fakat bu
faaliyeti fiilen durdurmak olduðunu gözlemledi. Böyle bir yöntem,
balýkçýlarý iþlerini terk etmeye mecbur kýlan bir tür zecri tetbire
benzemektedir. Divan’a göre, söz konusu müdahale, siyasi konuþma, genel
yarar olan sounlarla ilgili bir tartýþma veya benzeri sonulara iliþkin
barýþcý gösteri gibi ayný ayrýcalýktan yararlanmasý mümkün olmayan bir
davranýþla ilgilidir. Aksine, Divan, bu tür davranýþý azaltmayý esas
alan önlemler alma zorunluluðunun belirlenmesinde, üye devletlerin geniþ
bir takdir hakký bulunmasý gerektiði kanaatine vardý. Divan, davalý
devletin münhasýr ekonomik bölgesindeki canlý kaynaklarýn yasal
iþletiminin hukuki korumasýnýn etkin korumasýný saðlamak amacýyla
baþvuranlarýn mahkûmiyetine
iliþkin olay üzerinde ýsrarla durdu. Bu gerekçelerle baþvurunun kabul
edilmez olduðu beyan edildi.
Mayýs 2002’de bir diðer
davada, baþvuranlar, üyesi olduklarý siyasi partinin kapatýlmasýnýn
ardýndan milletvekilliði görevlerinin düþürüldüðünden þikayet
ediyorlardý. Divan, baþvurularýn kabul edilebilir olduðuna karar verdi.
Aðustos
2000’de, Divan, bir hükümlünün kendi yaþamýnýn
(otobiyografik) romanýnýn el yazmasýný tashih için üçüncü kiþilere
göndermesine cezaevi idaresinin izin vermemesine iliþkin baþvurunun
kabul edilebilir olduðuna karar verdi.
Eylül 2000 tarihli bir
kararla, Divan, bir siyaset adamý olan baþvuranýn bölücü propagandayý
yaymaktan mahkûmiyetinin kaçýnýlmaz sosyal bir gereksinime yanýt verdiði
ve güdülen amaçlarla oranlý olduðu kanaatine vardý.
Kasým 2000 tarihli bir
baþvuruda, baþvuran, Türkiye’nin Güneydoğusundaki
duruma ilişkin değerlendirmeleri içeren yazılar nedeniyle
bölücü propagandadan mahkûm edildiðinden þikayetçiydi.
Dava kabul edilebilir bulundu.
Divan, esrar ekim ve
üretimine hasredilen bir kitabýn yazarýnýn mahkûmiyetine
ilişkin bir baþvurunun kabul
edilebilir olmadýðýný beyan etti. Esrar üretimine teþvik suçunu
yürürlükte tutma ve bu amaca sahip yayýnlarýn yazarlarýný cezalandýrma
kararýnýn, devletlerin takdir hakkýna girdiði vurgulandý. Somut olayda,
Divan, düþünceyi açýklama özgürlüðüne yapýlan müdahalenin uygun ve
yeterli gerekçelerle haklý olduðunu ve kaçýnýlmaz sosyal bir gereksinime
yanýt verdiðini belirledi.
Aralýk 2000’de, Divan,
PKK’nýn baþý olmaktan, Türk topraklarýnýn bir kýsmýnýn bölünmesini hedef
alan eylemlerde bulunmaktan ve bu amaçla silahlý terör çetesi kurup,
yönetmekten baþvuranýn ölüm cezasýna çarptýrýlmasý ile ilgili baþvuruyu
inceledi. Divan, baþvurunun kabul edilebilir olduðunu beyan etti.
Ocak 2001’de, Divan, bir
balýk avý yarýþmasýnýn yapýlýþýný engellemekten ve böylece kamu düzenine
zarar vermekten, iki göstericinin yakalanmasýna, göz altýna alýnmasýna
ve tutuklanmasýna iliþkin baþvuru konusunda karar verdi. Somut olayda,
yasal bir faaliyeti ýsrarlý bir þekilde engelleyerek baþvuranlarýn
sebep olduklarý karýþýklýk riski karþýsýnda, dava konusu önlemlerin
oranlý olduðu açýða çýkmýþtý. Baþvurunun kabul edilmez olduðu beyan
edildi.
Ocak 2001 tarihli bir
kararda, Divan, siyasi propaganda belegelerini yayýnlayan bir siyasi
sýðýnma talebinde bulunanýn, yayýn araçlarýnýn müsaderesi konusunda
karar verdi. Bu önlem baþvuranýn uluslararasý düzeyde siyasi propaganda
eylemlerini sürdürmesini engelleme amacý güdüyordu. Divan, dava konusu
müdahalenin « demokratik bir toplumda gerekli » olduðuna karar vermek
için baþvuranýn kiþisel geçmiþini de dikkate aldý. Bu nedenle baþvurunun
kabul edilemez olduðu beyan edildi.
Ocak 2001 tarihli kabul
edilebilir bulunan bir baþvuruda, baþvuran, Türkiye’nin
Güneydoğusundaki sorunlara ilişkin görüşünü açıkladığı
konuşması nedeniyle devletin
bölünmezliğine karşı
propagandadan mahkûm edilmesini şikayet ediyordu.
Şubat 2001 tarihli bir
başvuruda, başvuran, Türkiye’nin Güneydoğusundaki duruma ilişkin
değerlendirmeleri içeren yazılar nedeniyle bölücü propagandadan
mahkûmiyetinin düşünceyi açıklama özgürlüğünü ihlal ettiğini ileri
sürüyordu. Dava kabul edilebilir bulundu.
Divan, bir tarikat
şeyhinin bir televizyon yayını sırasında ifade ettiği düzmece küfürlü
beyanlar nedeniyle halkı kin ve düşmanlığa kışkırtmaktan mahkûmiyetine
ilişkin başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verdi.
Nisan 2001’de, Divan,
PKK’nın kitap ve dergilerini içeren propaganda belegelerinin
müsaderesine ve ortadan kaldırılmasına ilişkin başvurunun kabul edilemez
olduğu beyan etti. Miktarı dikkate alındığında, dava konusu yayınlar,
kişisel kullanım için değil, İsviçre’de satışa ve dağıtıma dönüktü.
Üstelik bunlar, şiddeti tavsiye ediyor ve Türkiye’de mevcut gerginliği
İsviçre’ye yaymayı amaçlıyordu. Divan, müdahalenin demokratik bir
toplumda ulusal güvenlik ve suçun önlenmesi için gerekli olduğu sonucuna
vardı.
Mayıs 2001’de, üç
başvuru, bir yazarın halkı kin ve düşmanlığa kışkırtmaktan.
mahkûmiyetine ve Türk makamlarının politikasını sert bir şekilde
eleştiren yazıların yayınlandığı bir kitaba el konulmasına ilişkindi.
Divan, davayı kabul edilebilir buldu.
Temmuz 2001’de Divan,
bir gösteri sırasında polisin uyarılarını dikkate almayı reddetmesi
nedeniyle yakalanması ve göz altına alınmasının izlenen yasal amaca
uygun oranlı önlemler olduğuna karar verdi.
Başvurunun kabul edilemez olduğu beyan edildi.
Ağustos 2001’de, Divan,
PKK’nın başı ile yaptığı görüşmenin bir kitapta yayınlanması nedeniyle
başvuranın bölücü propagandadan mahkûmiyetine ilişkin bir başvurunun
kabul edilebilir olduğuna karar verdi.
Eylül 2001 tarihli bir
başvuru, Türkiye’nin Güneydoğusundaki duruma ilişkin değerlendirmeleri
içeren bir eseri yayınladıktan sonra, devletin bütünlüğüne karşı
propagandadan bir yayınevi sahibinin mahkûmiyetine ilişkindi. Divan,
davayı kabul edilebilir buldu.
Divan, sıkıyönetime tabi
tutulan bir bölgede bir mevkutenin dağıtımının yasaklanmasına ilişkin
iki başvurunun kabul edilebilirliğini beyan etti.
Kasım 2001 tarihli bir
başvuruda, Demokratik Alman Cumhuriyeti (Doğu Almanya-RDA) döneminde
kaleme alınmış iki tezinin içeriği bakımından mesleki yeterliliğinin
bulunmaması nedeniyle bir modern tarih profesörü görevine son
verilmesinden şikayet ediyordu. Divan, RDA döneminde, başvuran için,
kuşkusuz resmi politika çizgisine aykırı çalışmaları yayınlamanın
imkansız olduğunu not etti. Bununla birlikte, Divan’a göre, başvuranın
mesleki niteliğini araştırmak için yetkili makamlar haklı olarak
tarihçinin daha önceki yazdıklarına da dayanabilirlerdi. Ayrıca, ulusal
yargı yerleri sadece söz konusu iki teze değil, fakat, hatta Almanya’nın
birleşmesinden sonra, başvuran tarafından işlenen yetersizliği tamir
edebilecek olan daha sonraki bilimsel yayının mevcut olmamasına da
dayandılar. Bu nedenle, dava konusu müdahalenin izlenen yasal amaçla
oransız olduğu kanaatine varılmadı. Divan, başvurunun kabul edilemez
olduğuna karar verdi.
Kasım 2001’de, Divan,
bir öğretmenin, Demokratik Alman Cumhuriyetinde (Doğu Almanya-RDA) bir
öğrenci üzerinde siyasi etkide bulunduğu için kamu görevine son
verilmesine ilişkin başvuru konusunda karar verdi. Somut olayda, yetkili
makamların kararı, başvuranın Birleşik Sosyalist Parti (SED)
bünyesindeki görevleri dışında, bir öğrenciyi siyasi muhalifleri izlemek
için kullanması olayını da dikkate alıyordu. Divan, başvuranın
öğrencilerine karşı izlediği tutumun öğretmenlik yükümlülükleriyle
bağdaşmadığı yönündeki ulusal mahkemelerin vardıkları sonuçları
onayladı. Bu nedenle, dava konusu müdahalenin izlenen yasal amaçla
oransız olduğu açığa çıkmadı. Başvurunun kabul edilemez olduğu beyan
edildi.
|