D. Ticari İfade
Yolları
1. Divan’ýn Kesin
Hükümleri
Divan,
Markt Intern Verlag GmbH ve Klaus Beermann
davasında, 1989 Kasımında, 10. maddenin ihlal edilmediği sonucuna vardı.
Bu maddenin ihlal edildiği, postayla satış yapan bir şirketin
uygulamalarını hedef alarak Haksız Rekabet Hakkında Kanun uyarınca,
uzmanlaşmış bir haber bülteninde yayınlanan bazı açıklamaları tekrar
etmelerini yasaklayan Almanya Federal Mahkemesi kararına karşı bir Alman
yayınevi ile bu yayınevinin yazı işleri müdürü tarafından ileri
sürülmüştü. Divan,
« ticari nitelikli haberlerin 10. maddenin 1.
paragrafı kapsamı dışına çıkarılamıyacağını, zira bu hükmün sadece bazı
bilgi, fikir veya anlatım biçimlerine uygulanamıyacağına » karar
verdikten sonra,
Almanya Federal Mahkemesi tarafından beyan edilen yasaklamanın 10.
maddenin 2. paragrafının uygulaması çerçevesinde düşünceyi açıklama
hürriyetinin uygulamasına konulan bazı formalitelere, koşullara,
sınırlamalara veya yaptırımlara ilişkin ulusal makamlara bırakılan
takdir hakkınin sınırını aşmadığına karar verdi.
Şubat 1994’de, Casado Coca davasında, Divan,
reklamcılık alanında 10. maddenin uygulanabilirliğini teyit etti.
Divan’a göre, bir avukata mesleki hizmetlerinin reklamını yapmaktan
uygulanan disiplin cezası, 10. maddeyi ihlal etmez. Divan, reklamcılık
alanındaki sınırlamaların dikkatli bir özen gerektirdiğine dikkat
çekerek, avukatların mesleki hizmetlerinin ticari reklamına ilişkin
kuralların bir ülkeden diğerine değiştiğini ortaya koymuştur : üye
devletlerin çoğunluğu medyanın artan rolü ve sosyal gelişim nedeniyle bu
kuralları yumuşatmıştır. Bununla birlikte, üye devletlerdeki değişik
düzenlemeler ve değişik yaklaşımlar, sorunun karmaşıklığını
göstermektedir. Divan, belli bir zamanda, adaletin iyi işleyişinin
gerekleri, mesleğin saygınlığı, herkesin adli yardım (müzaharet)
konusunda bilgilendirilme hakkı ve bir avukatın yazıhanesinin reklamını
yapma olanağını değerlendirme açısından, ulusal denetim makamları ile
ulusal mahkemelerin, bir uluslararası mahkemeye nazaran daha iyi konumda
olduğunu düşünmektedir. Divan, o dönemde (1982/1983), disiplin cezasının
güdülen amaçla oranlı olmadığı sonucuna vardı.
Haksız rekabet hakkındaki Alman mevzuatının uygulamaya
konulması, Jacubowski davasında (bkz. yukarıda zikredilen Markt
Intern Verlag GmbH ve Klaus Beermann kararı)
yeniden incelendi. Haziran 1994’de Divan, bir Alman basın ajansına karşı
eleştirisel görüşler içeren bir açık mektup yayınlamış olmaktan dolayı
bir gazeteci olan başvurana uygulanan ihtarın 10. maddeyi ihlal etmediği
sonucuna vardı. Divan, söz konusu genelgenin basın ajansının
müşterilerini uzaklaştırıp, başvuranın kurmayı düşündüğü ajansa çekmeyi
amaçladığını not etmiştir. Oysa ihtar, başka yollardan başvuranın
kendini anlatmasını serbest bırakarak, sadece genelgenin dağıtımını
yasaklıyordu. Divan, bu nedenle, Alman mahkemelerinin takdir hakkını
aşmadıkları sonucuna vardı.
|