https://www.hukuki.net/topic.asp?topic_ID=11358 bu konuyu niye kilitlediniz anlayamadım. Şaka bir yana gerçekten anlamadım..

Sayın Santor un hukuki kişiliğini bilemem ama bir açıdan çok yararlı olduğunu söyleyebilirim. Hukuktaki Türkçe bozukluğunun geldiği noktayı çok iyi özetletleyen bir kişilik...

Hiç istemediğim halde kendisiyle iki konu hakkında ters düşerek nedense kendisinin agresifliği sayesinde tartışma durumu açıldı. Ben tekinde iyice Tüekçe bozukluğundan doğan anlayamamasını ciddiye almayarak tartışmadan kaçındım ( Disiplin makemeleri üye sayısı ) tekinde ise hukuk hatası imla hatası Türkçe kullanım bozukluğu vede başkasına ait sözü ilgisiz birisine yüklemesine dayanamayarak yazı yazdım nedense yada anladığından yanıt vermedi...

Ancak burada derdi olan kişi dışında hukuka ilgili sıradan benim gibi insanları bile alla allah dedirtecek bir tartışmayı kilitlemek hiç hoş olmamış... Tam tersine hukukun temeline yönelik bir olguya kilit vurmuş oldunuz gibi geliyor bana..

Sayın santor ilk defa kanunların Türkçe bozukluğunun bir avukat tarafından ( Yazdığını doğru kabul ederek hukukçu kabul ediyorum ) ne kadar yanlış anlaşıldığının tipik bir göstergesi olarak karşımıza çıkmaktadır yorumlaması aslında kısmen doğrudur çünkü kanunda açıkca ifade edilmesi gereken ' ceza yönünden ' ibaresi unutulmuştur. Hakaret ve sövme birkere temel olarak Türkçe de ayrı ayrı kavramlardır dolayısı ile kanun maddesi ile aradaki ayrım kaldırılamaz yani hukukun buna yetkisi yokkk ancak hukuk olrak ceza yönünden aradaki ayrım kaldırılmış olabilirki maddeyi genel olarak okuduğumuzda bu Türkçesi bozuk maddenin aradaki ayrımı caza yönünden kaldırdığını hakaret edenede sövenede aynı cazayı verileceğini anlıyoruz.

Temel olarak yazılan sözcükleri istemenin burada mantığı çürüyor çünkü neiceden cezai yaptırım olarak hakaret kabul edilecek 'aptal' sözcüğü ile sövme olabilecek 'o....çocuğu' na verilecek ceza aynıdır. Dolayısı ile bu sözün her ne ise hakaret veya sövme kabul edilip edilemeyeceği hukuki sorundur. Kanunda tanımı yapıldığına göre ve sorunu olan üye algıladığına göre sözün ne olduğu ceza yönünden önemli değildir. Ancak sadece buradaTürkçe açısından bunun sövme mi hakaret mi olduğu tartışılabilir...

Kilitlenen form bir kere daha ortaya açıkça çıkarmıştır ki kanunların Türkçe kurallarına göre açıkça yazılmaması hukuk doktrinini uygulamakla ve geliştirmekle yükümlü olan hukukçuların yanlış anlamasına yol açacağı açıktır. Şöyle düşünün sayın santor bu davaya bakacak hakim veya savcı ... vehameti düşünebiliyor musunuz ?

Daima iddia ettiğim bir konudur ki her kanun teknik terimleri hariç olmak üzere normal zekaya sahip bir kişi taradından dahi okunduğunda anlaşılabilmeli yoruma gerek kalmamalı doktirin kısmı ise oluş ve kabul kısmında olarak başka kanunlara yüklenmeli yoksa ne hukuk hukuk nede hukukçu hukukçu olacaktır... Açıkça gördüğümüz gibi iki temel kelimenin gereksiz tasarrufu kendisini hukukçu olarak tanıtan kişiler arasında gereksiz tartışmalara neden olmaktadır. iki bölüm olan iletilerin tamamını okuyunca karşıma çıkan sadece budur. Bunuda bir tek av. Dilek Kuzulu YÜKSEL kısmen dile getirmiş ancak taraflarca ya okunmamış yada anlaşılamamıştır.

Umarım ve ümit ederim ki ilk ve son olarak bu konunun kilitlenmesine şiddetle karşıyım çünkü buradan çıkacak sonuç kanunların yetersiz Türkçe bilgisine sahip olan kişilerce hazırlanması vede bu tip kişilerce yorumlanmasının yaratacağı abukluğun ortaya çıkmasıdır. Konuyu kilitleyen arkadaşımın gerek yaşı gerek heyecanı göz önünde tutularak anlayışla karşılanmasına rağmen kilitli kalmaması gereken hukuki bir konu olduğuda çok açık ortadadır. Tek istisnası itiraz eden kişinin sadece karıştırma amacı taşımamasıdır...

saygılarımla
T.A