Bu şiir tek kelime/ tek hece
Çözdükçe/ çözüldükçe…
Düğümlenen bir bilmece
“ Kavuşamazsın aşk olur” öyle mi?
Aşk olsun… Aşk olsun…
Aşk olsun sana koca Veysel aşk olsun…
Aşk o kadar basit mi?
Bu hal: “HİÇ” bitmez, “ HİÇ” tükenmez…
Bu hal, mavinin aklı ziyanda
Fikri, firarda olma halidir…
Bu hal, şairin şerri, şiirle, şerbet ettiği haldir…
Bu hal, kanadı kırık bir martının
Konacak sol bir omuz bulup konaklama halidir…
O martı kanadı kırık da olsa artık bir Zümrüt-ü Anka’dır…
Aşkın atlasında en uzak mesafe
En fazla bir karış
Sol omuzdan kalbe…
Bu hal;
Ben, beni, bana, bende benden sonra
İsmin de, cismin de altıncı halidir…
Rivayet odur ki,
Yavuz Nufel şairdir!
Kalan ömrüme yemin olsun ki
Allah şahidim olsun ki
Değilim… Değilim… Değilim…
Şairin her aldığı nefes
Bir demir leblebidir…
Ve verdiği her nefes
Allah adına
Allah aşkıyla
Her kulunu sevmektir…
Ölenle bin kere ölmek,
Acıyı bal eyleyip içmektir…
Bu hal yüreğin demir
Demirin çelik
Çeliğin sevda olma halidir…
Yusuf olmaktır kör kuyularda
Ya tez kurtar ya bir bezirgân yolla
“Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın…”
Bırakma!
Ve hizmet etmek Firavuna yıllarca
Cehennemin dibi
Kaç kör kuyu derinliği…
Tur dağında dolaşan çoban;
Ve Kızıl Deniz’e uzanan
Musa’yı mahcup etmeyen Asa
Hâşâ;
Ne mutlu yaprak olabilmek bir ulu çınara.
Bu hal, dervişin derilmediği haldir,
Bu ermişin eremediği haldir…
Bu hal Yunus’un Usu,
Mevlana’nın daveti/ duyurusu.
GEL…
“Kim olursan ol yine gel”
Gelirim/ geleyim gelmesine de deli kimliğimle mi?
Gelirim de
Ya Közüm küllenirse
Ya Sözüm tükenirse
Ya ne getirdin, derlerse…
Deliliğim yeter mi?
Ya yetmezse!
Bu hal,
Kıldan ince kılıçtan köprü üstünde
Tek ayakla dans edebilme halidir…
Düşerim… Düşerim… Düşerim
Düşlerim…
Düşük yapar düşlerim… Düşerim… Düş… Düştüm…
Gülmeyen adamın
Gül düşer mi düşlerine…
Ameledir Şair
Tek heceye
Gündüz gece
Aşk…
Şair değilim hâşâ
Şiirin şerrinden korkarım
Allah’tan korktuğum kadar
Bilirim her şair bir demircidir
Ve de her aldığı nefes
Demirden leblebidir…
Homurdandıkça körük
Etrafa saçılan/ oynaşan
Her kıvılcım
Fezada keşfedilmemiş bir gezegendir
Ve O’nun gözleri önündedir…
Demircinin asıl derdi güneştir…
Dokunmak /avuçlamak
Ve güneşi zapt etmektir…
Ve alnında demircinin
Boncuk boncuk erimiş demir/ ter
Her biri
Bir umman, bir derya eder…
Kulak ver dinle
Arş-ı alaya ulaşan bu ses… Bu ses…
Bu sese
Çekiç sesi mi denir!
Dinle…
Bu sesler; do- re- mi- fa- sol- la –si den sonraki
Dokuzuncu, onuncu notaların sesidir…
Demir döven
Demir Bilek…
Demire su veren
Çelik Yürek
Demir bilek, çelik yürek
Kazma kürek..
Tek heceye IRGATTIR şair;
AŞK…
Demir,
Kor ateşler içinde kordan kor iken
Su ver/ tavdır
Deniz kâse/ yetmez.
Su taşısın karıncalar
Kavillerince
La Fontaine’den asılarca önce
Atıldığında İbrahim Urfa’da ateşlere
Karıncalar… Karıncalar…
Ağızlarında su taşıyan karıncalar…
Karınca kararınca katar katar karıncalar…
O karıncalar ki;
Yazların neşesi cırcır böceğine
Kışın ortasında/kapı önünde
“Şimdi de biraz oyna” demezler
Kapıdan geri çevirmezler…
Karıncalar
Yine su taşısınlar
Karınca kararınca
Ağızlarında denizlere...
Bu Hal;
Katran karası kara gecelerde
Kara toprak altında
Kara gözlü kara karıncanın
Göz bebeklerinde
Işıktır, ferdir
Asıl mesele:
O fer’le
Karınca gözlerinde fenerle
Önünü/ dününü/ yarınını görememektir…
Demir denizi emince,
Demirci hüneriyle
Kılıç kınına dar
Jilet keskinliğinde…
Örs/ çekiç nağmelerini dinle…
Bu sesler
Bu sesler,
Çekicin örs ile zifafıdır…
Bu sesler,
Do… Re… Mi.. Fa… Sol… La… Si… den sonraki notalardır…
Yar boynu kılıç vurmaz / işlemez
Kan akmaz, can çıkmaz
Boş damar/ ruhsuz beden
Ben de, bana has, bence, kendimce
Demir artık demir değildir
Allah’ım bu nasıl bir bilmece?
Deniz çözer
Su çözer
Demir çözer, çelik de
AŞK: ÜÇ HARF TEK HECE…
VUSLAT… FENA FİLLAH… MERTEBE…
AYRILIK… İŞKENCE… ÇİLE…
Demir de benim deniz de
Su da benim, kılıçta
Akmayan kan da
Çıkmayan can da benim
Ben senim… Ben senim… Ben senim… Ben senim…
Sen ben misin?
Örs üstü köz, köz üstü söz
Döv… Döv… Döv…
Söz kabına batır/ su ver
Sevda çeliği çıkar
Örs üstünde örseleme beni
En derin anlam: anlamsızlıkta
Ummanlar ortasında
Yunuslardan yardım istedim
Yüzmeyi değil, boğulmamayı öğretiler
Ve en derin deniz
Kendim gerçeğiyle boğuşurken
Ben yüzmeyi istedim, uçmayı öğrettiler
Sen benim can içinde konuşan
Can içinde koşuşan, çan çiçeğimsin…
Gün gelir han yıkılır
Baykuşlar tüner virane
Hancı ölür
Eti- kemiği börtü böceğe amade
An,
Şairin şerri, şiirle şerbet ettiği andır…
Bu an “Aklı ziyanda fikri firarda mavinin”
Delilik med-cezirlerinde “ hiçlik” mertebesinde
Kendi elleriyle deli gömleğini
Biçtiği/diktiği/giydiği andır.
Sen benim imgeler içinde mecazımsın…
Anlatabildim mi, anlayabildin mi?
Hâlâ anlamadıysan
Evin yıkılsın
Baykuşlar tünesin viranene
Akrepler yılanlar yuva yapsın gecelerine.
Ben senim… Ben senim… Ben senim. Ben senim…
Sen ben misin?
Enel HAK…
İŞTE AŞK…
Evvela dişlerimiz döküldü,
Sonra saçlarımız,
Arkasından birer birer arkadaşlarımız.
Şu canım dünyanın orta yerinde
Yalnız başına, yapayalnız
Kırılmış kolumuz, kanadımız
Tatlı canımızdan usanmışız..
Bir şüphedir sarmış yüreğimizi
Ya kendini aldatıyor demişiz ya bizi
Bir şüphedir demir atmış ciğerimize
Pamuk ipliği ile bağlamışlar bizi
Düğüm üstüne düğüm şöyle dursun
Bir çalım bir kurum hepimizde
Nereden inceyse oradan kopsun..
Bu canım dünyanın orta yerinde
Hayvanlar kadar bağlanamamışız birbirimize
Yalan mı? Gözünü sevdiğim karıncalar
İşte: Hamsiler sürü sürü,
Arılar bölük bölük geçer,
Leylekler tabur tabur..
Ya bizler? Eşref-i mahlukat! ..
Boğazımıza kadar kendi murdar karanlığımıza gömülmüşüz.
Bilinmedim
İnandığım Her Şey Adına Yasak Sorular Sordum Kendime
Bütün Denklemlerin Bir Bilinmeyeni Ben Oldum
Sevgiyi Sordum
Neden Bu Kadar Yalnizdik, Sen Söyle
Bes Duyumu Yitirdim Kaç Zaman
Anlayan Yoktu
Yutkundum Arsenik Tadinda
Yaşamam Sandım
Kaçiyorum Bu Dünyadan
Nedenini Hiç Sorma
Bakislarim Benim Degil Artik
Sesim Degisti
Bu Kez Baska Gittim
Kendimden
Söylenemezseler Bilmeyecektim
Ağlayınca uzun Ağlarım Kimseler Olmaz
Bu Kez Baska Gittim Kendimden
Söylemeseler Bilmeyecektim
Ağlayınca Uzun Ağlarım Kimseler Olmaz
Susmanın Konuşmaktan Zor Olduğu Anlardır Bu
Anlar Mısın?
Yaşam Ne Tuhaf Bilmecedir
Sen Anlıyorsun, Biliyorsun
Her Şeyi Biliyorsun
Anlıyorsun
Yanılmıyorum
Anlayamayan Bendim
Yaşamın Bir Düş Penceresi Olmadığını
Çiçekleri Severken Dalları Kırmak Olmaz Sanırdım
Aşkı Kendi Rengiyle Taşıyıp, İçimi Sancılar Bastığında
Avuçlarımda Kederi Eritip Yürüdüm Sandım
Kimselerin Bilmediği Yerlere
Bütün Tanımları Değiştirip
Öylesine Hesapsız, Hiç Beklenmedik Sevilir Sanırdım
Gözümün Önünde Vurdular Beni
Birden Bire Bensiz Kaldım
Durduk Yere Düştü Ellerim
Oysa Bedenimde Cehennem Benzeri Atesler Vardı
Sana Her Şeyi Anlatmadım
Şimdi Hangi Aynaya Baksam Kimliksizim Ben
Büyük Kederleri Unutturacak
Büyük Mutluluklar Bulmalı
Derin ve Keskin Acılar Yaşamakta Olan İnsanlar İçin İmkansızdır
Taşınması Zor Acıları yaşamış İnsanlar
Bazen Büyük Bir Mutluluk İhtimali Kapılarını Çalsada
O kapıyı Açacak Gücü Ve Cesareti Kendilerinde Bulamazlar
Hatta Sessizce Durup Kapılarını Çalan
Bu Beklenmedik Yolcu Gitsin Diye Beklerler
Kederli İnsanları Yeniden Hayata Döndürüp
Yüzlerini Gülümsetecek Tılsım Küçük Ani ve Kısa Sevinçlerde Gizlidir YAR...
İnsan Belki Bir Kere Kendini Ve Kimliğini Öldürebilirdi Ama
Bunu İkinci Kere Yapmak İmkansız Gelirdi
Sen Bir Kez Sendeki Seni Öldürdün
Ona Sadece Hayatından Küçük Dakikaları Ayırdın
Ben Sendeki Senin Kapısını Çalan Beklenmedik Yolcuydum
Sen Gitmemi Bekliyorsun
Dokunmanın Korkunç Hazzını Keşfedip
Dokunamamanın Korkunç Hazzını Duymak İçin
Duymak Gibi Bişey Bu
Sendeki Anlatma İsteğiyle
Saklama Arzusunu Bir arada Görmek
Oysa Biz Zamanın İzini Kaybetmiş
Zamandan Kopmamış Olanların
Asla Anlayamayacağı Bir Zamansızlıkta Karşılaşmamışmıydık
Uğultulu Sesler Arasında
Birbirimizin Sesini Duyup Dinlemeyi Öğrenmemişmiydik
Hayat...
Her Eksilttiğinin Yerine Bişey Veren
Ya da Her Verdiğinin Karşılığında Bişey Eksilten
Bi Oyun Değilmiydi
Eksilttiklerimizin Karşılığında Bu Paylaşımı Bulmuşken
Bize Sunulan Bu Paylaşım Karşılığında Eksilen Neydi
Zamandan Kopmamış Olanların Yaşayacağı Korku Niye
Senin Duyumsadığın Duyguları Duyumsamamdan mı Korkuyorsun
Ben Bu Paylaşıma Bir Kimlik Aramıyorum Sevgili!!!
Zamandan Kopmamış Olanların Ad Koyma Çabası İçinde Değilim Ben
Zamansızlıkta Bulduğum Bu Sevginin
Zamanın İçinde Kaybolmasına İzin Vermemek İçin Bütün Çabam YAR!!!
Bu Çabayı Kimseler Anlamaz Bilirim
Ama Sendeki Sen Anlar
Senin Verdiğin Kimlikten Fazlasını Yaşamıyorum
Bir Ses Duyumu Kelimelerce Kelimelerce Olsada
Örselenmiş İlişkilerde Unuttuğumuz
Fotokopiyle Çoğaltılmış Sevgilerin Yaşandığı Şu Anlarda
Hep Özel Kalacak Bir Tat Yaşadığımız
Kaçmaya Çalıştınmı Yakalandığında
Kaçtığında Sahip Olduklarını Bile Kaybedersin Unutma!!
Ben Belki Kaçmayı Beceremedim Ve Yakalandım
Belki de...
Vazgeçmekte Geç Kaldım
Bilki Kazanma Şansım Hiç Yok
Sevdiğim...
Yerin seni çektiği kadar ağırsın
Kanatların çırpındığı kadar hafif..
Kalbinin attığı kadar canlısın
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç...
Sevdiklerin kadar iyisin
Nefret ettiklerin kadar kötü..
Ne renk olursa olsun kaşın gözün
Karşındakinin gördüğüdür rengin..
Yaşadıklarını kar sayma:
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna;
Ne kadar yaşarsan yaşa,
Sevdiğin kadardır ömrün..
Gülebildiğin kadar mutlusun
Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin
Sakın bitti sanma her şeyi,
Sevdiğin kadar sevileceksin.
Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer
Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın
Bir gün yalan söyleyeceksen eğer
Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.
Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret
Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın
Unutma yagmurun yağdığı kadar ıslaksın
Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.
Kendini yalnız hissetiğin kadar yalnızsın
Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.
Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin..
İşte budur hayat!
İşte budur yaşamak bunu hatırladığın kadar yaşarsın
Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün
Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun
Çiçek sulandığı kadar güzeldir
Kuşlar ötebildiği kadar sevimli
Bebek ağladığı kadar bebektir
Ve herşeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren,
Sevdiğin kadar sevilirsin...
BİR FOTOĞRAFA...
Karşımdasın işte...
Bana bakmasan da oradasın, görüyorum seni.
Ah benim sevdasında bencil, yüreğinde sağlam sevdiğim.
Kalbime gömdüm sözlerimi, ceset torbası oldu yüreğim.
Tıkandığım o an,
elimi nereye koyacağımı şaşırdığım o an işte,
aklımdan o kadar çok şey geçti ki takip edemedim.
Ellerim boşlukta, ben darda kaldım.
Ellerim buz gibi, ben harda kaldım.
Bir senfoni vardı kulağımda çalınan,
bitti artık hepsi...
Köşeme çekildim, hani hep kaldığım köşeme.
Bakış açım belli oldu yine.
Geride kalan, ardından bakar gidenlerin.
Bir meltem olacak rüzgarım dahi kalmadı benim.
Dağlara çarptım her esişimde.
Yollara küfrettim her gidişinde.
Demiştim sana hatırlarsan:
"Önemli olan
'zamana bırakmak' değil,
'zamanla bırakmamak'tır..."
Şimdi bana, geçen o zamanın
Unutulmaz sancısı kalır.
Gittiğim eğer bensem, söyle bana kimden gittim?
Sende yoktum zaten ben, ben yine bende bittim...
Bu ne biçim Postacı
Üç defa çalıyor kapıyı
Bu ne biçim kel
Hem merhemi var
Hem sürmüyor başına
Bu ne biçim biçimler
İstediğiniz kadar çoğaltılabilir
Memleket çok müsait buna
Örneğin yeni bir komşu taşındı karşıya
Bir baktım Fahriye Abla!
Kırk yıllık bir rötar yapmış
Erzincan Treni
Ben gelmişim şu yaşıma
O ise şiirdeki yaşından gün almamış daha
Benimki ne biçim hayat
Uymuyor ne gördüklerime
ne duyduklarıma
ne okuduklarıma
Ben ne biçim benim
Ne kendime benziyorum
Ne başkalarına
açılmış sarmaşık gülleri
kokularıyla baygın
en görkemli saatinde yıldız alacasının
gizli bir yılan gibi yuvalanmış
içimde keder
uzak bir telefonda ağlayan
yağmurlu genç kadın
rüzgâr
uzak karanlıklara sürmüş yıldızları
mor kıvılcımlar geçiyor
dağınık yalnızlığımdan
onu çok arıyorum onu çok arıyorum
heryerinde vücudumun
ağır yanık sızıları
bir yerlere yıldırım düşüyorum
ayrılığımızı hissettiğim an
demirler eriyor hırsımdan
ay ışığına batmış
karabiber ağaçları
gümüş tozu
gecenin ırmağında yüzüyor zambaklar
yaseminler unutulmuş
tedirgin gülümser
çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı var
çünkü ayrılık da sevdâya dahil
çünkü ayrılanlar hâlâ sevgili
hiç bir anı tek başına yaşayamazlar
her an ötekisiyle birlikte
herşey onunla ilgili
telaşlı karanlıkta yumuşak yarasalar
gittikçe genişleyen
yakılmış ot kokusu
yıldızlar inanılmayacak bir irilikte
yansımalar tutmuş bütün sâhili
çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı var
öyle vahşi bir tad ki dayanılır gibi değil
çünkü ayrılık da sevdâya dahil
çünkü ayrılanlar hâlâ sevgili
yalnızlık
hızla alçalan bulutlar
karanlık bir ağırlık
hava ağır toprak ağır yaprak ağır
su tozları yağıyor üstümüze
özgürlüğümüz yoksa yalnızlığımız mıdır
eflatuna çalar puslu lacivert
bir sis kuşattı ormanı
karanlık çöktü denize
yalnızlık
çakmak taşı gibi sert
elmas gibi keskin
ne yanına dönsen bir yerin kesilir
fena kan kaybedersin
kapını bir çalan olmadı mı hele
elini bir tutan
bilekleri bembeyaz kuğu boynu
parmakları uzun ve ince
sımsıcak bakışları suç ortağı
kaçamak gülüşleri gizlice
yalnızların en büyük sorunu
tek başına özgürlük ne işe yarayacak
bir türlü çözemedikleri bu
ölü bir gezegenin
soğuk tenhalığına
benzemesin diye
özgürlük mutlaka paylaşılacak
suç ortağı bir sevgiliyle
sanmıştık ki ikimiz
yeryüzünde ancak
birbirimiz için varız
ikimiz sanmıştık ki
tek kişilik bir yalnızlığa bile
rahatça sığarız
hiç yanılmamışız
her an düşüp düşüp
kristal bir bardak gibi
tuz parça kırılsak da
hâlâ içimizde o yanardağ ağzı
hâlâ kıpkızıl gülümseyen
-sanki ateşten bir tebessüm-
zehir zemberek aşkımız
Ayrılık Sevdaya Dahil, Attila İlhan
Konu Bora Baykal tarafından (12-01-2010 Saat 23:43:03 ) de değiştirilmiştir.
Noktalama işareti olmayan suskunluktur payıma düşen..
Bugün tarif edilmez duyguların durağı olmuş yüreğim..Hangi yana baksam hüzünhangi şarkı sözleriya dokunsam ağlamaklı...
Noktalama işareti olmayan suskunluktur payıma düşen..
Gözlerimde siyaha çalan bir perde..Bakışlarım boşluğun koynunda dualara çevirmiş gözbebeklerini..
Hangi sayfayı okşasamiçinde senden kalan zehirli zakkum kokusu..
Acımasın diye bağrımbırakıyorum masanın üzerine sayfaları..Senin gül desenli hayallerimi yok sayıp bıraktığın gibi..Adını koyamadığım duygularımı ömür beşiğinde sallarken uyusun diyefarkında olmadan kendi uykularımı haram etmişim gecelere..
Noktalama işareti olmayan suskunluktur payıma düşen..
Sesimin rengini unuttum ben senden sonra..Kalemimi tutmayan parmaklarımın titrek dokunuşlarında sakladım teninin izini..İzin kaybolmasın diye dokunmam artık hiçbir yere..
Unutma yaryok sayma sakın dünlerimizi..Küstürme maziden kalan düşlerimizi..
Crystals signing travellers however vidalista-black asia vidalista-black w overnight shipping loniten uk buy ibrutinib dulera dosage anafranil sr on...
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
E-satış u yap a girdim. satışa...
27-04-2024, 02:39:38 in Gayrimenkul Hukuku