4320 sayılı kanun gereği,eşimin aldığı darp raporundan dolayı ceza alır mıyım?

[enteresan işler]

diğer bir sorum ise şu..: İnsanın onuru mu daha önemlidir,yoksa vücudunda meydana gelen bi kaç morluk mu..? Hangisi daha önce gelir hayatın olağan akışında..? Engin bilgilerinizden faydalanmak isteriz..

[Abdullah Yaman]

Sayın üye.. Hukuk maddi delillere göre iş yapmak zorundadır, aksi, halde varlığının nedeni tartışılır hale gelir ki bu da toplumda kaosa neden olur..
Şimdi bu cümleden olmak üzere; maddi dayanakları olmayan, onurum kırıldı, gururum incindi, nefsim zarar gördü, bu benim şahsi düşüncemdi, duygularım böyle istedi gibi nedenler ileri sürerek adalet sağlanamaz.
Sözlerime kulak verin.. sizin yaşadıklarınızı yaşadım diyorum. Eşin hakaretleri tahrik sayılmıyor artık. Alın bir medeni kanun metni okuyun. Biraz forumda araştırma yapın. Mantığınız ne yazık ki hislerinizle karışıyor. Hissi davranıyorsunuz. Bundan 4 sene önce bende sizi gibi düşünüyordum. Şimdi bana bırakın hakaret etmeyi dayak atsanız bile elimi kaldırmam, tepki vermem, bir yandan da sağı solu kollarım kamera varmı tanık olabilecek birileri varmı. bana yapılanları nasıl ispat ederim diye..
İnsanın onuru mu daha önemlidir,yoksa vücudunda meydana gelen bi kaç morluk mu..? Hangisi daha önce gelir hayatın olağan akışında..
Bedendeki morluğun yarattığı travmayı eşinizin bedeninden bir kaç ilaç ve tedavi ile çıkartabilirsiniz, ama o morluklar oluşurken ki itişme ve kakışmanın yarattığı travmayı ruhundan ne çıkartır sizce.. Kaldı ki bu fiziksel travmayı yaratan kişi hayatı boyunca birlikte yaşamayı hedeflediği ve geceleri sırtını dönüp yattığı kişi yani eşi ise. Şahsınıza alınmayın ama bu kadın içinde erkek içinde böyle. Sırtınızı dönüp güvenle koynunda uyuduğunuz kişiden şiddet görmek sadece bedeninizde değil ruhunuzda ağır yaralar açar.
Dolayısı ile fiziksel travma bu durumda ruhsal travmayıda getiriyor. Ve her ikiside hayatın olağan akışına aykırıdır.

Şimdi bu konuda yazdığınız iletileri bir çok üye okuyor. Başındna bu yana..Bir yandan eşinizi darp ettiğinizi söylüyorsunuz, ancak morlukların nedenini masa sandalye mutfak dfolabı ve fizik kanunlarına bağlıyorsunuz. Hepimizin evinde masa sandalye dolap var fiizk kanunları her yerde aynı etkiyi gösteriyor neden bizlerde bu morluklar oluşmuyor. Siz erkek olarak gücünüzü eşinizin üzerinde hemde çocuğunuzun gözü önünde sergilemişsiniz. Bir ebeveyn ve bir eş olarak sizin daha sağduyulu ve yapıcı olmanız gerekirdi. OPrtamdaki gerginliği siz basorbe etmeliydiniz. yapmamışsınız fervi davranmışsınız eşinizi darp etmişsiniz.
Bir başka iletinizde bu morlukları ben yapmadım desem diyorsunuz, şahit yok diyorsunuz. Eşinizin kendi başına bunları yapması için psikopat ruha sahip olmalı ve mazoşist bir kişilikle davranması gerekir. Bunu da ancak dr raporu ile ispat edebilirsiniz. Eğer eşiniz psikopat yada mazoşist değilse işte o zaman yaşadığı travma hali hayatın olağan akışına aykırı demektir. Bunu kendisin yapması imkansız demektir.

Diğer yandan siz eşinizi darp ediyorsunuz ve yasalar önünde birde onu kendisine zarar vererek sizi zor duruma soktuğu yönünde suçlayacaksınız. Vicdani adalet nerede.. Siz beşeri, adaletten bahsediyorsunuz. masum çocuğunuzun vicdanında annesini darp eden baba olarak damgalandıktan sonra mahkemede kusursuz çıksanız aklansanız ne fayda..

Bu arada beni eleştirmedne önce yazılarımı okumanızı öneririm. Önce kendinizi geliştirin sonra beni eleştirin.

Siz ve sizin gibi düşünen erkekler olduğu müddetçe kadın hegamonyası devam eder gider bu ülkede

siz ne yaşadınız ki bu kadar ön yargı ile konuşuyorsunuz. Forumu takip edin geriye doğru. Hangi üyeler neler yaşamışlar bir bakın.
Asıl sizin yazdığınız gibi düşünen erkekler nedeni ile kadınlar şiddet görüyor, darp ediliyor, eziliyor, öldürülüyor. Gazetelerin 3 ncü sayfaları kadın cinayetleri ile dolduruluyor.
Zira kadına uygulanan şiddet mazur gösteriliyor bu söylemlerde.. Bu söylemlere göre..

kadın dövmek içindir,
kadın öldürmek içindir,
kadın aldatmak içindir
kadın çalıştırmak içindir

Kadını anlamayı dinlemeyi sevmeyi beceremeyen erkek, kendini ifade edemeyen erkek şiddete başvurur. Sorunları çözmekten aciz olan kadına el kaldırır.
Ben savcı değilim, hakimd eğilim, hiçde özenmedim olmaya. Ancak tecrübelerimizi aktarıyoruz size. Hoşunuza gitmeyen ve siizn lehinize olmayan söylemlere saldrıgan yanıtlar vermeyin. Biz sizi yargılamıyoruz elbette. Sizin ufkunuzu açmaya başınıza gelebilecekler konusunda fikir vermeye çaba sarfediyoruz.
Demişsiniz ki mahkeme ile ilgili bilgileri de aktaracağım. Bunu hepimiz merakla bekliyor olacağız özelliklede ben.
Yasa açık ve net; işte metni..

İKİNCİ BÖLÜM
Vücut Dokunulmazlığına Karşı Suçlar
Kasten yaralama

Madde 86 - (1) Kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

2) (Ek fıkra: 31/03/2005 - 5328 S.K./4.mad) Kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbi müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması halinde, mağdurun şikayeti üzerine, dört aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezasına hükmolunur.

3) Kasten yaralama suçunun;

a) Üstsoya, altsoya, eşe veya kardeşe karşı,

b) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,

c) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,

d) Kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,

e) Silâhla,

işlenmesi hâlinde, şikayet aranmaksızın, verilecek ceza yarı oranında artırılır. [1]

[enteresan işler]

sevgili editör;
benimde darp raporum var diyorum.. yüzümde oluşan cırmalama nedeni ile.. 4 cm uzunluğunda diyorum.. izi kaldı diyorum.. ayrıca çocuk şahit bana hakaret ettiğine.. çocuğu şahit gösterip mahkeme köşelerinde sürünmesini istemediğim için onun adını yazmamayı hatta bu uğurda ceza alacaksamda ceza almayı göze alıyorum.. bakın sevgili editör,ben cahil bir insan değilim.. yüksek lisans düzeyinde eğitim seviyesine sahibim.. ağır bir daldan mezun olmuş bir bireyim.. az çok doğa kanunlarını , hayatın olağan akışını bilirim.. bir olayın ya da tepkimenin başlaması için belli bir olay olması gerekiyor.. en basitinden fırından aldığınız ekmek için en başta un ile suyu karıştırmanız gerekiyor.. belli miktarda maya,hamur mayalanacak,fırında pişecek ve ürün dediğimiz ekmek meydana gelecek.. bu ekmek diye tabir ettiğimiz nesnenin oluşabilmesi için en başta un ile suyun harman olması lazım.. yani başlangıç için , belli maddeler lazım.. hakaret söz konusu olmasa, böyle bir olay söz konusu olabilir miydi..? anlaşamadığımız konulardan biri bu.. mevcut durumun oluşması için, başlangıç gerektiren bir olay lazım.. başlangıç dediğimiz bu olgunun ilk kim tarafından ortaya atıldığı önemli değil midir hukukta.. tahrik dediğimiz olgunun sözlük manası nedir..? eşin hakaretleri nasıl tahrik sayılmaz..? böyle bir hukuk sistemine kimin ne kadar güveni olur..? aynı yatağa girip ruhsal travma yaşandığından bahsetmişsiniz.. hakaret eden bir eşle aynı yatağa girmek ruhsal travmaya neden olmaz mı..? en nihayetinde maddesel olgulardan bahsetmişsiniz.. benim aldığım darp raporu ne iş görür..? darp raporunun hakim tarafından kıymeti harebşyesinin olması için vücutta morluk mu oluşması lazım.. bazı insanların teni havalıdır.. sıktığınız anda morarır,ben elime odunu aldım, yer misin yemez misin şeklinde ,Allah ne verdiyse giriştim demiyorum ki..!! İnsanın dizi ya da kalça bölgesi dolap kapağına çarpıp moraramaz mı..? darp dediğimiz olgunun gerçek anlamı nedir..? Sözlerinize kulak veriyorum ve 2-3 saat önce mahkemede sunacağım savunmanın ilk sayfasını yazdım.. ben eşime ,annenin olduğu yere ben gelmiyorum, sende git bir hafta kal gel demiş olsam bir hafta önce ve geçen senede gitmemişsem annesinin bulunduğu yere ve bu sene aynı olay gerçekleşecek,kızımın yüzünü bir hafta göreceğim diye ne yapacağını şaşıran bir anne,kızına hitaben 'kavga çıkar,kaç gel' demiş olamaz mı..? buz dağının görünen kısmını anlattım ben burada.. görünmeye kısmı ise,sayfalar alır.. eşi tarafından sürekli kıskanılan bir erkek ve sen beni aldatıyorsun paranoyası ile yaşayan bir eşten bahsediyoruz burada.. olaydan bir ay önce nevrotik depresif teşhisi konulmuş bir eşten bahsediyoruz.. yardımcı olacağınıza, sürekli engel takıyorsunuz konuya.. avukatım var diyorum ama yaşanmışlıklar daha önemlidir benim gözümde.. bundan dolayı bu siteye üye oldum.. şöyle yapın böyle yapın, şu şekilde yaparsanız ceza almaktan kurtulursunuz diyeceğinize, savcı rolüne soyunuyorsunuz.. bakın, ben ne cezadan korkuyorum ne de paradan.. akabinde açılacak bir boşanma davasından çekiniyorum.. ortada söz konusu olan bir çocuk var.. olayı eski haline getirmek için çok uğraştım, baya bi çaba sarfettim lakin her defasında annesi ile karşılaştım.. ağır sözler söylemek zorunda kaldım kadına ve bu yüzden işler iyice çıkmaza girdi.. eşimde lisans eğitimi almış ve meslek sahibi bir insan,lakin annesinin sözünden çıkamıyor.. annesi olacak kadın, tv lerde yayınlanan 3. sınıf programlarda gördüklerini 'aman kızım şöyle yapar, aman bunu yapan şunuda yapar' diye sürekli kanına giriyor.. anlatsam daha sayfalar sürer lakin gereği yok.. ben bundan sonraki süreçten nasıl korunabilirim onun mücadelesini yapıyorum esas.. perşembenin gelişi çarşambadan belli olur derler ya, perşembeyi getirmeyeyim, şu davayı düşüreyim diye uğraşıyorum.. yoksa 3000-4000 Tl ceza umrumda bile değil.. bilmem anlatabildim mi..?

[enteresan işler]

işte önemli olan olgu KASTEN YARALAMA.. olayın kasıtlı olmadığını , yaşanan bir arbede sonucu meydana geldiğini ispat etmem gerekli benim..
gelelim kadın ile ilgili diğer mevzulara.. kadın nedir ne değildir tartışmasına girmek istemiyorum çünkü kadının ne olduğunu biliyorum sayın editör.. şovenist bir yaklaşım sergileyip, kadınlar şu dur, şöyle yüce varlıklardır, şöyle el üstünde tutulmaları lazım, pış pış edebiyatı bir yere kadar sayın editör.. kısa bir fıkra anlatayım size.. kadının biri ölmüş ve cehenneme atılmış.. kapıda şeytan karşılamış kadını ve önünde referans yaparak 'hoşgeldin üstad' demiş.. aynı olay benimde başımdan geçti diyorsunuz ama hala aynı kafadasınız sayın editör.. neden suçluluk duyuyorsunuz yaptığınız eylemden.. ortada bir suç varsa, suç tek taraflı değildir hiçbir zaman.. çift taraflıdır.. suçu neden üstleneyimki ben.. neden ihale üstüme kalsın.. neden dayakçı koca damgası yiyeyim.. çocuk önünde travma yaşamak istemiyorsa bir kadın , ağzını tutmayı bilecek sayın editör.. babsının yaşayacağı travma neden pas geçiliyor.. ıskaladığınız taraf bu.. isminiz abdullah olmasa, kadın yazıyor diyeceğim yeminle yazdıklarınız.. kraldan fazla kralcı olmak neyin nesi..? bunu anlamakta zorluk çekiyorum..

[Abdullah Yaman]

Anlaşamadığımız nokta sayın üye.. hukukta mantık sizinki ile bağdaşmıyor işte. İddia sahibi iddiasını ispat edecek. ne ile; deliller, tanık fadeleri, raporlar, belgeler ile. Yine anlamak istemediğiniz bir başka konu daha; karşılıklı darp edilmişsiniz. Sizin elinizdeki rapor da elbette hakim tarafından değerlendirilecek. Muhtemelen eşinizde size karşı (cırmalama) şiddet uyguladığı için ceza alacak. İşlediğiniz suç bir önceki iletimde verdiğim kanun maddesi gereği önce hapis sonra para cezasına çevrilecek. Birde eşe karşı işlendiği için yarı oranda arttırılacaktır. Bunun karşılığıda yaklaşık olarak 3000 / 4500 TL civarındadır. Bu parayı da birbirinize değil devlete ödersiniz.
Ayrıca o bahsettiğiniz eylemin adı referans değil REVERANS... Lisan eğitimizin ağırlığı yanında hafif bir sözcük olmalı ki hatırlayamamışsınız.
Siz hala fervi davranarak ben suçlu değilim olayı ben başlatmadım diye feryat edip isyan ediyorsunuz. Dikleniyorsunuz. Bende siz gibi demiştim. Hakime tahrik var dememe rağmen mahkeme kararında tahrik olmadığı belirtilerek ceza aldım. Sadece ben değil tabii. hanımefendiyede ceza yağdı doğal olarak.
Siz hala benim size karşı muhalif olduğumu düşünüyorsunuz. Ben size mahkemede neyle karşılaşacağınızı anlatıyorum. Hakim bu mantıkla düşünecektir. Maddi delillerle hareket edecektir.
Siz mahkemede de aynı şeyleri söyleyin. Hakime deyin bakalım.. Kadın ağzını tutmayı bilecek ... diye. Bakın bakalım hakim neler söyleyecek size..
Emin olun o cezaları aldığınız da sizde pişmanlık duyacaksınız (suçluluk değil) ah afam neden el kaldırdım ki diye... Zira o mahkeme kararı bir çok ailede olduğu gibi sizde de sonun başlangıcı olacak büyük ihtimalle. Boşanma davasına referans olacak bir maddi delil haline gelecektir.
Ben de Türkiye'de yasaların özellikelde aile hukuku konusunda ki yasaların kadın lehine pozitif bir ayrımcılık yaptığına katılıyorum. Ancak mağduriyet yaşayanların genellikle yasadan bi haber kişiler olduğunu da görüyorum.
Yasalar mağdur olandan yana olmalı. Bu güne kadar kadınlar mağdur olmuşlar. 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren yeni medeni yasa da mağdur olanların mağduriyetini en aza indirecek yasal önlemleri almıştır. yasalar kadın yada erkek diye ayrım yapmaz iken uygulamada sıklıkla kadın mağdur edildiği için inisiyatif kadından yana kullanılmaktadır.
Ancak hiç bir eğilim ve kişisel düşünce (hakimler için söylüyorum bunu) yasal anlamda deliller ve tanık ifadeleri ile ispat edilmiş durumlardan daha üstün değildir.
Bu nedenle siz haklı olduğunuzu mahkemede deliller ve tanık ifadeleri ile ispat edebilirseniz haklısınızdır. Edememişseniz değilsinizdir.
Kendinizi savunduğunuz cümleler ile mahkemede bir yere varamayacaksınız. Bunu anlatmaya çalıştım. Umarım faydası olmuştur.
Size tavsiyem ancak şu olabilr; eşinizle barışın. Gönlünü alın. Sonra mahkemeye gidin. hakime "karşılıklı olarak davacı değiliz, zararım tazmin edilmiştir." deyin. hakim takdir ederse işlediğiniz suç "sulh olunabilir ve uzlaşılabilir suçlardan olduğundan" dolayı sizi gönderir. davanız düşer. Yok değilse ceza alırsınız..

[denizblk]

Abdullah bey iyi bayramlar.

Hayatın içinde bazen hatalar yapabiliyoruz. Ve o yaptığımız hatalardan da ders çıkartıyoruz. İşte buna TECRÜBE deniyor. Siz ne kadar tecrübenizden ve bilgilerinizden dolayı üyeyi ikaz etseniz de o üye hata yapmaya devam edecek. Yani yaşayarak öğrenecek.

Bu forumda kaç kişiyi uyardık biliyorsunuz. Uyarmamıza rağmen kaçıp evlenenleri, sonra başına gelenleri pişmanlıklarını mesela. İllaki yaşayarak öğrenmeyi tercih ediyoruz. Başkalarının tecrübelerini kulak arkası ediyoruz bazen. Yapacak birşey yok.

[Abdullah Yaman]

Sizede iyi bayramlar diliyorum.

Başkalarının hatalarını yaşayarak teyit etmek kadar büyük bir salaklık yoktur dünyada. Tecrübeye kulak vermek ve başkalarının hatalarını önceden yaşanmış tecrübeler olarak algılayıp hayatımıza yol vermek en büyük erdemlerden olsa gerek..

[denizblk]

Katılıyorum.

[enteresan işler]

sayın yaman; hepi topu, altı üstü ,eni konu toplamda 20 gün uzaklaştırma cezası geldi.. ilk durum şimdilik bu, konu hakkında ayrıntılı malumat vermeye devam edeceğim..

[i.sahin]

adalet elbet yerini ve hakkını bulacaktır sevgili editör.. dava sonuçlandığı zaman gelip nakledeceğim sonucu size..hayır anlamadığım olay bir savcı edası ile hareket edip 'adalet yerini bulacaktır' ve 'siz itip kalkmasaydınız morluklar olmayacaktı' söylemleriniz.. eşimde bana hakaret etmeseydi itiş kakış olmayacaktı.. olayın çıkış nedeni, ağır tahrik gibi unsurlar lay lay lom yerine geçiyor galiba mahkemelerde.. benim darp raporu, nefs-i müdafaya sokulur Allah bilir mahkemede.. Siz ve sizin gibi düşünen erkekler olduğu müddetçe kadın hegamonyası devam eder gider bu ülkede.. size basit bir soru sayın editör.. durduk yerde şahsınıza hakaret etsem ve onurunuz kırılsa bu davranışı ya da söylemi gerçekleştiren kişiye nasıl bir tepki verirsiniz..? sırtını mı sıvazlarsınız..? takdir belgesi mi verirsiniz..? devam et , bu hakaretler az geldi bana.sen üstüne birde küfret mi dersiniz yoksa..? basit bir soru basit bir cevap..

kendini çok iyi savunuyorsun bence kazanabilirsin bu dava yı.ben kaynanamdan çok çektim hala da çekiyorum.Nerdeyse sennkiyle aynı bir dava nı n içersindeyim bilmiyorum ne olacak bu erkek hakları !