Müvekkil taşınmazadiğer hissedarlarla birlikte müştereken malikidir.
Ama günün birindeilgili taşınmazın hissedarlarından biri; Sulh Hukuk Hakimliğinde diğerhissedarlara karşı1983 yılında İzale-i Şuyu (Taksim) davasıaçar, Mahkemece ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilir ve satışın ifası için de Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürünün memur olarak tayinine karar verilir. İlgili taşınmaz alıcısı üçüncü kişi adına 1983 yılında ihale edilir,ancak mahkemenin kararında almanyada bulunan müvekkilin ismi yok .ihalenin 1983 yılında kesinleşmesine istinaden alıcıadına tapuya tescili için Tapu Sicil Müdürlüğü’ne yazı yazılır.
Tüm bunlar yaşanırken müvekkil yurtdışında(Almanya’daydı) 02.07.2010 tarihinde Türkiye’yekesin dönüşünü yapmıştır. müvekkil Tapu Sicil Müdürlüğü’ne gittiğinde büyük birşok yaşar. Adına kayıtlı olduğunu bildiği taşınmazının yukarıda belirttiğimiz nedenlerle adında kayıtlı olmadığını 11.02.2011 günü öğrenecektir.
Müvekkil; Tapu Sicil Müdürlüğünden aldığı bilgilerle aynı gün Sulh Hukuk mahkemesine dilekçeyle müracaat eder.Sulh Hukuk Mahkemesi Cevabi yazısında fotokopisi istenilen dosyaların kurum arşivi olarak kullanılan Cezaevinde bulunan birodaya konulduğu,aradan uzun bir süre geçmekle tüm dosyaların aynı odada olması vecamların sağlam olmaması nedeniyle odaya yağmur suları girmiş, bu sırada bazıdosyaların telef olduğu,2010 yılında dosyalar adliye sarayının arşivine taşındığını, istenilen dosya cezaevinde bulunduğu sırada zarar görüp parçalanma ihtimali olduğundan defalarca arşive inilmiş, ancak yapılan tüm aramalara rağmen bulunamadığı yönünde bilgi verilmiştir.
Müvekkil yurtdışındayken taşınmazı satılmış, taşınmaz daha sonra defalarca iyiniyetli kişilerce devir edilmiştir. Bunun yanında satışa esas dosya bulunamamaktadır.İşin ilginç tarafı ulaşabildiğimiz Mahkeme kararında da tüm hissedarlarınarasında müvekkil ismi olmamasına rağmen taşınmazın satış işlemlerinde TapuMüdürlüğü taşınmazın tümünün satışının tescilini yaptırmıştır. (Tapu Sicil Müdürlüğünün davada sorumluluğunu irdelediğimiz nokta; Tapu Sicil Müdürlüğü ilgili karar üzerine;kararda adı geçen hissedarların ismine bakmalı,hissedarlardan birinin isminin olmaması halinde kararda ismi geçmeyen hissedarın hisse durumunu muhafazaetmeliydi.)
Ortada Mahkemedosyası yok, Karar kartonunda karar var. Mahkeme kararında da müvekkilin ismiyok,hissesi de devir ediliyor. Taşınmazın hali hazır malik hanesinde müvekkilinismi yok. Ortada bir mağduriyet var,mağdur var.


Sorum şu Zamanaşımı konusunda sıkıntı var mı.
zamanaşımı işlemeye başlamış mıdır.Müvekkilin ismi mahkeme kararında yok Kısmi dava açılırsa ve daha sonra ıslah edilirse saklı tuttuğumuz kısım için zamanaşımı asıl dava tarihinde mi kesilir yoksa ek dava tarihinde mi ?