Hepimiz bir avuç buğday
bir yudum suyla doyanlarız.
Senin ballı benim tuzlu onunki ekşi.
Biraz ben oyalanayım, biraz da sen...
İfrazat aynı,
salya sümük idrar ter...
Çıkan aynı giren gibi.
Toprakta süzülür, malzeme olur.
Belki bir fare
belki bir böcek
ve belki bir meşeye...

Herkes yaşadığı alanın keyfini çıkarmayı bilmeli...
Tezekle uğraşan keyf alıyor ve ben alamıyorsam,
kim yaşıyor acaba? O mu ben mi?
Milyonlara malik; ama yiyemiyor.
Günübirlik yaşıyor; ama kabz değil...
Çok kalabalık yaşıyor ve yalnız.
Yalnız; ama çok kalabalık

İçimi neyle doldurursam benden çıkacak
sadece o değil mi?
Hücrelerin senfonisine kulak kabartsam
acaba oradan bir manifesto kapar mıyım?
Ya da ses tellerinden gitar yapsam
notalar hangi dilden olurdu?

Hepimiz aynı notanın sesleriyiz
si ile do aynı kavalın ıslığı...

Fani dünyaya saçıp savurduğum kelimeler
bazen zahmet oluyor bana.
Bir şey yapmalı
bir ses duymalı mı?
Ya da
öylece kalmalı...
Kalmalı evet
akası varsa tutamazsın.
Belki bu zamanın değildi.
Bir sapma hatası,
refleks tutuşlar...
Aşmaya beş var.
Beş adım sonra oluğu bulacaksın;
ya akacaksın
ya da akıtılacak