HUKUK GENEL KURULU
E. 2002/19-753
K. 2002/661
T. 2.10.2002
• İTİRAZIN İPTALİ DAVASI ( Bakiye Alacak için Yapılan Takibe Herhangi Bir Borç Bulunmadığı Belirterek Borca ve Ferilerine İtiraz Edilmesi )
• TİCARİ DEFTERLER ( Dayanan Yararına Delil Olarak Kabul Edilebilmesi için Usulüne Uygun Tasdikinin ve Defterdeki Kayıtların Dayanağını Oluşturan Belgelerin Mevcut Olmasının Gerekmesi )
• KAPANIŞ TASDİKİ ( Ticari Defterlerin Dayanan Yararına Delil Olarak Kabul Edilebilmesi için Usulüne Uygun Tasdikinin Gerekmesi )
• TİCARİ DEFTERLERİN LEHE DELİL OLARAK KABUL EDİLMEMESİ ( Bu gibi Durumlarda Eğer İleri Sürülen Alacağın Varlığı Dayanak Belgelerle Kanıtlanabiliyorsa Hüküm Altına Alınmasının Gerekmesi )
1086/m.288
6762/m.69,82
ÖZET : Ticari defterlerin dayanan yararına delil olarak kabul edilebilmesi için TTK.nun 69. maddesinde öngörülen usule uygun tasdikinin mevcut olması ve ayrıca defterdeki kayıtların dayanağını oluşturan belgelerin de mevcut olması ve TTK.nun ilgili diğer hükümlerinde aranan öteki koşullarında gerçekleşmiş bulunması şarttır. Bu koşulları taşımayan defterlerin TTK.nun 82 ve sonraki maddeleri anlamında davacı yararına delil oluşturmasına hukuken olanak yoktur. Bir tacirin ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı için lehine delil olarak kabul edilmediği hallerde dahi eğer ileri sürülen alacağın varlığı dayanak belgelerle kanıtlanabiliyorsa hüküm altına alınması gerekir. O halde sunulan sevk irsaliyelerinde malı teslim alan ve imzaları bulunan kişilerle kendileri arasında imzaları kendisini bağlayacak nitelikte her hangi bir akdi ilişki bulunup bulunmadığının ve imzaların bu kişilere ait olup olmadığının sorulup saptanması ve söz konusu malların davalıya teslim edildiğini göstermesi halinde anılan irsaliye ve faturaların davalıya tebliğ edilip edilmediği hususunun ayrıca araştırılması tebliğ edildikleri halde yasal süre içerisinde itiraza uğramadıklarının belirlenmesi halinde sadece davalıya teslim olundukları ve ilgili fatura münderecaatlarının davalı itirazına uğramadığı bu yolla saptanan mal bedelleriyle sınırlı olmak üzere alacağın subutuna sonuçta itirazın iptaline karar verilmelidir.
DAVA : Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul Asliye 6. Ticaret Mahkemesince davanın reddine dair verilen 26.10.1999 gün ve 1998/1719-1999/1160 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 17.9.2001 gün ve 2001/4668-5670 sayılı ilamı ile; ( ... Davacı, davalı ile aralarında bir cari hesap ilişkisi bulunduğunu bildirerek bu ilişkiden kaynaklanan bakiye alacak için takip yapmış, davalı davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını belirterek borca ve ferilerine itiraz etmiştir.
Mahkemece davacının davalıya mal satıp teslim ettiğine dair temel ilişkiyi HUMK. nun 288. maddesi gereğince kanıtlayamadığı, yemin deliline de dayanmadığı, davacı ticari defterlerinin kapanış tasdikleri de olmadığından TTK'nun 85.maddesi gereğince lehine delil olarak kabul edilemeyeceği gerekçeleri ile kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
Alınan bilirkişi kurulu raporunda davacı şirketin ibraz ettiği noter tasdikine tabi kanuni defterler ile bunların dayanağı yardımcı defter, kayıt ve belgelerin birbirlerini teyit eder mahiyette oldukları belirtildikten sonra 1997 yılına ait yevmiye defteri ve envanter defterinin kapanış tasdiklerinin olmadığı bu hususun mahkemenin takdirinde bulunduğu açıklanarak sonuç olarak davacının 10.12.1997 tarihi itibarıyla 882.578.850.-TL alacaklı olduğu bildirilmiştir. Davacı vekili temyiz dilekçesi ekinde ticari defterlerinin 27.1.1998 tarih ve 4911 Yevmiye nolu kapanış tasdikine ilişkin Beyoğlu 25. Noterliğinin 17.11.1999 tarihli tasdikli suretini ibraz etmiştir. Bu durumda açıklanan bu yön ve cari hesap ilişkisi üzerinde yeterince durularak, toplanan deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken ve hükmün bu nedenlerle bozulması icap ederken ilamda yazılı gerekçe ile onandığı anlaşıldığından, davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekili, açık hesap ilişkisine dayalı olarak, ödenmeyen borç için davalı hakkında icra takibi yapıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürmüş ve itirazın iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacıya borcu bulunmadığını, çek de vermediğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
Yerel mahkemenin, temel ilişkinin davalı tarafından inkar edilmesi nedeniyle, davacının davalıya mal sattığını ve teslim ettiğini yasal ve yazılı delillerle kanıtlaması gerektiği, davacının temel ilişkiyi yazılı delille kanıtlayamadığı, yazılı delil başlangıcı niteliğinde bir delil de sunmadığı, yemin deliline ise dayanmadığı; kapanış tasdiklerinin bulunmadığı bilirkişilerce saptanan davacı defterlerinin davacı lehine delil oluşturmayacağı gerekçesiyle davanın reddine dair verdiği karar, Yüksek Özel Dairece yukarıdaki gerekçeyle bozulmuştur. Hemen belirtilmelidir ki, davacı şirketin, davaya konu alacağın ilişkin bulunduğu 1997 yılı Yevmiye ve Envanter Defterlerinin kapanış tasdiklerinin bulunmadığı, uzman bilirkişilerce düzenlenen 23.9.1999 havale tarihli bilirkişi raporuyla saptanmış, davacı vekili de, bu rapora bir itirazı bulunmadığını 26.10.1999 tarihli duruşmada imzasıyla beyan etmiştir. Davacı vekilinin temyiz dilekçesi ekinde sunduğu 17.11.1999 tarihli noter belgesi de, ticari defterlerin tasdikini düzenleyen TTK. nun 69. maddesinde öngörülen usule uygun bir tasdiki ifade etmemektedir. Kaldı ki, defterlerinin davacı yararına delil olarak kabul edilebilmesi için, usulüne uygun tasdikin mevcut olması dahi tek başına yeterli değildir; defterlerdeki kayıtların dayanağını oluşturan belgelerin de mevcut olması ve yine TTK. nun ilgili diğer hükümlerinde aranan öteki koşulların da gerçekleşmiş bulunması şarttır. O halde, somut olayda anılan defterlerin TTK. nun 82. ve sonraki maddeleri anlamında davacı yararına delil oluşturmasına hukuken olanak yoktur.
Dolayısıyla, Yerel Mahkemenin bu yöne ilişkin direnme gerekçesi yerinde olup, Özel Daire bozma kararının buna değinen bölümü açıklanan nedenle yerinde görülmemiştir. Keza, takip talebinde açık hesap ilişkisine dayanıldığı halde, bozma gerekçesinde, taraflar arasında bir cari hesap ilişkisi bulunduğunun ifade edilmesinin de maddi hataya dayalı bulunduğu kabul edilmiştir.
Bu noktada, şu da belirtilmelidir ki, bir tacirin ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı için lehine delil olarak kabul edilemediği hallerde dahi, eğer, ileri sürülen alacağın varlığı dayanak belgelerle kanıtlanabiliyorsa, hüküm altına alınması gerekir.
Somut olayda davacı, ticari defterler yanında, faturalar ve sevk irsaliyelerine de dayanmış, bunların fotokopilerini dosyaya, asıllarını da inceleme sırasında bilirkişi kuruluna ibraz etmiş; dosyaya sunulan fotokopilerin asıllarına uygun oldukları, 23.9.1999 havale günlü bilirkişi raporunda açıklanmıştır.
Sunulan sevk irsaliyelerinin bir kısmında, irsaliyelere konu malların teslim alındığına dair isim ve imzalar, bir kısmında sadece imzalar mevcuttur. Bazılarında ise "teslim alan" hanesi boş bulunmaktadır.
Mahkemece, davacının dayanıp sunduğu bu sevk irsaliyeleri hakkında davalının beyanı sorulmamış; davalı da bu konuda kendiliğinden bir açıklama yapmamıştır.
Hal böyle olunca, mahkemece yapılması gereken iş, gerektiğinde isticvap yoluna da gidilmek suretiyle, "teslim alan" hanelerinde isimle birlikte imza veya sadece imza bulunan sevk irsaliyeleri tek tek davalıya gösterilip, öncelikle, irsaliye tarihleri itibariyle, söz konusu hanelerde isimleri yer alan kişilerle kendisi arasında, ( imzalarıyla kendisini bağlayacak nitelikte ) herhangi bir akdi ilişki bulunup bulunmadığının ve imzaların bu kişilere ait olup olmadığının; sadece imza bulunan irsaliyeler yönünden ise, bu imzaların kimlere ait olduklarının; imza sahiplerini biliyorsa, yine bu kişilerle kendisi arasında anılan şekilde bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığının sorulup saptanması, buna ilişkin beyanının tutanağa geçirilip imzalatılması; davacıdan da, aynı konularda beyan ve delillerinin sorulup toplanması, bu yöntemle ulaşılacak sonucun, söz konusu malların davalıya teslim edildiğini göstermesi halinde, anılan irsaliyelerin ilişkin bulunduğu faturaların davalıya tebliğ edilip edilmediği hususunun da ayrıca araştırılması; tebliğ edildikleri halde yasal süre içerisinde itiraza uğramadıklarının belirlenmesi halinde; sadece, davalıya teslim olundukları ve ilgili fatura münderecatlarının davalı itirazına uğramadığı bu yolla saptanan mal bedelleriyle sınırlı olmak üzere, alacağın sübutuna, sonuçta da itirazın iptaline karar vermektir.
Eksik incelemeyle yazılı şekilde direnme kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Direnme kararı bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 2.10.2002 gününde oybirliği ile karar verildi.
Benim sorum şu Yargıtay neden bu noter belgesini md69'a aykırı görüyor.Acilen cevaba ihtiyacım var.Lütfen paylaşın.
Davacı vekilinin temyiz dilekçesi ekinde sunduğu 17.11.1999 tarihli noter belgesi de, ticari defterlerin tasdikini düzenleyen TTK. nun 69. maddesinde öngörülen usule uygun bir tasdiki ifade etmemektedir. Kaldı ki, defterlerinin davacı yararına delil olarak kabul edilebilmesi için, usulüne uygun tasdikin mevcut olması dahi tek başına yeterli değildir; defterlerdeki kayıtların dayanağını oluşturan belgelerin de mevcut olması ve yine TTK. nun ilgili diğer hükümlerinde aranan öteki koşulların da gerçekleşmiş bulunması şarttır. O halde, somut olayda anılan defterlerin TTK. nun 82. ve sonraki maddeleri anlamında davacı yararına delil oluşturmasına hukuken olanak yoktur.
Sunulan noter belgesinin ne olduğunu bilmiyorum ama Yargıtay gerekçesini belirtmiştir.
Hocam o gerekçe o anlamda var;ama neden usule aykırı diyor,o anlamda anlamadım.Zira kapanış tasdiki md70'de düzenleniyor.Bu karardan anlaşılabilir mi neden reddettiği?Ek soruilrkişi raporunda tutulmadığı söyleniyor ve davacı da itiraz etmiyor,sonra ekte 28/01/1998 tarihli kapanış tasdiki gösteriyor.Bunu nasıl değerlendirmek gerekir?
TTK Madde 70 yevmiye defteri ile ilgilidir. Madde 69 da noter tasdiki ilgili usule ilişkin bilgiler veriyor. "Madde 69'da öngörülen usule uygun bir tasdiki ifade etmemektedir" ifadesinden ben bu maddede sayılan bir usule aykırılık olduğunu anlıyorum. Kapanış tasdikinin noter onaylı bir sureti ibraz edilmiş anladığım kadarı ile. Noterden geriye dönük defter tasdiki yaptırılamayacağına göre kapanış tasdiki bilirkişi incelemesinde nasılsa atlanmış olabilir diye düşünüyorum.
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Dolandırıcılık mı hukuki ihtilaf mı
25-04-2024, 18:09:51 in Ceza Hukuku