AKP ne yaptı

[yas2010]

HERŞEYİ DEĞİŞTİREN AKP SEÇİM SİSTEMİNİ NEDEN DEĞİŞTİRMİYOR

Bu rakkamları iyi incelemek ve çok iyi okumak lazım.

Kim derse ki bu demokratik bir seçim sistemidir, demokrasi anlayışından şüphe duymak gerekir.

Sadece sonuç rakamlarına bakmak bile ürkmeye vede ürpermeye yeter.

Genel oyların %34.43'ü ile parlamentonun %66'sını temsil etmek hakkı sanırım demokrasi anlayışı ile bağdaşmaz.

Aynı şekilde oyların sadece %19.41'ini almış bir partinin de milletin % 32'sini temsil etme hakkı olup olmadığını tartışmak gerekir.

Bunun açık anlamı şudur 2002 yılındaki genel seçimlerde 14.5 milyon seçmenin oyları çöp'e gitmiştir. 31 milyon seçmenin yarısının oyları yok sayılmaktan öte diğer yarısının heasbına yazılmış ve seçmedikleri yöneticiler tarafından yönetilmek durumunda bırakılmışlardır.

2007 Seçimlerimde durum az bir şey farklı olmakla birlikte yine de demokrasinin gereği yani seçmenlerin temsilcileri yeterince parlamentoya girememiş ve oyları rakip partilerin kazanç hanesine yazılmıştır.

Şöyleki geçerli oy kullanan 35 milyon seçmenin 5 milyonunun istediği temsilciler meclise girememişlerdir.

AKP oyların % 46.58'i ile 550 milletvekilinin % 62'sini yani 341 milletvekilini alabilmiştir.

CHP ise ilk defa bu seçinde meydana gelen bir sonuç ile %20.88 oy oranı ile 550 milletvekilinin %20.36'sı olan 112 milletvekilini almış ver gerçek anlamda hak ettiği şekilde vede seçmeninin kendisine verdiği tam yetki ile parlamentoya girebilmiştir.



MHP ye gelecek olursan bir önceki seçimlerde AKP'ye hediye etmiş olduğu %8.35 oranındaki oylarını % 14.72'ye yükseltmiş ve parlamentoya parlamento'nun %12.72'si olan 71 milletvekili sokmayı başarmıştır. Bu konuda sanırım MHP açısından bir zarar söz konusu edilebilir. Yani %14.72 oy vererek %12.72 milletvekilliği almıştır.

Bağımsızlar veya Kürt kesiminin temsilcileri bu kez 26 milletvekili ile parlamentonun kapısını aralama imkanı bulmuşlardır. Kar zarar hesabında ise durum çok kötü sayılmaz. %5.32 oy oranı ile parlamento'nun % 4.72'sin temsil edebilmektedirler.

SORUN NEREDE?

Sorun birinci parti durumundaki partinin daima küçük yani baraj oranı olan %10'un altında oy alan partilerin oylarını resmen ve yasal olarak gasp etmesindedir.

Bu seçimlerde 5 milyon seçmenin bir önceki seçimlerde ise tam tamına 14.5 milyon seçmenin oyları yok sayılmış daha da kötüsü seçmedikleri karşısında oldukları partiye verilmiş gibi kabul edilmiştir.

Dikkat edersek iiki seçim arasında katılım oranlarında farklar var:

2002 de katılım oranı % 79.10 iken

2007 senesindeki katılım oranı % 84.25tir.

Belkide MHP 'nin vede bağımsızların oylarını etkileyen ve özellikle MHP'nin meclise girebilmesinin ardında bu katılım bilinci mevcuttur.

Bu seçim sisteminde güçlü yaşasın zayıf ölsün mantığı mevcuttur, ve bana göre gerçek demokrasi ile pek bağdaşmıyor.

Gerçek demokrasilerde seçmenlerin kendilerinin söçtikleri adaylar tarafından yönetilme hakkının korunabilmesi gerekir. Büyük partilerin seçmenlerin oylarını İÇ etmelerinin önlenebilmesi şarttır.

İki seçimde toplam 20 milyon Türk insanının oyları istemedikleri bir partinin hanesine yazılmıştır ve 8 senedir bu insanlar seçmedikleri yöneticiler tarafında ymnetilmekteler vede yönetilmeye devam etme riski içindedirler de.

Birileri kalkıp AKP'ye muhalıf olduğum için bu şekilde yazdığımı söyleyeceklerdir. Hatta İsrail'de yaşarken Türk siyaseti ile neden bu kadar ilgili olduğumu da sorgulayacaklardır. Olmadı Mossad ajanı veya provokatör olduğumuda iddia edecekler çıkacaktır.Hayır ben bir Türk Vatandaşı olarak bu baraj sisteminin en tehlikeli ve hakkaniyetsiz seçim sistemi olduğunu ve hangi parti olursa olsun oyları haksız yerde hanesine yazdıracağından rahatsızlık duyacağımı ifade ediyorum.

Rafael Sadi..

[feyyar]

Daha önce yanlışlıkla E harfine basarak feyyarE yazdığım için verdiğiniz cevabı günler önce gördüm. Ancak konu rotasından sapmasın diye yanıt bile vermedim. Sadece yanlışlıktı, ama hoşuma da gitmedi desem yalan olur. Bak ne güzel doğruyu görmeye başladın feyyar (e'li veya e'siz).
Madem halksın haydi bakalım, biz de onu diyoruz zaten;

Vatandaş diyor ki; "ben kredi kartımı kullanıp tüketimde bulundum, ama ödeyemiyorum, eve haciz olmasın imdaaaat"

Bankalar diyor ki; millet borcunu ödeyemiyor, BEN "isviçreden libor+2 faizle para alıp, Türkiye'de sattım, şimdi geri ödeyemiyorum, imdaaat"

Ben millet borcunu bir şekilde ödemeli derken, bankanın da borcunu ödemesinden yanayım. Anlaşma anlaşmadır (kanun, ahlak ve adaba aykırı olmadıkça).

İşçilere gelince, bak sahiden berbat durumdalar. Bugün için AKP'nin malesef yaptığı en güzel iş "kartel ve tröstleri" körüklemek oldu. Ne bir KOBİ ne de küçük esnaf gülmedi. İşçi zaten patron yani kendi işinin sahibi olma hayali dahi kuramadı. Çünkü herkes görüyor ki AKP nin yarattığı büyük balıklar küçükleri saniyede ham yapıyor. Hadi fabrikalaşma sözkonusu olsa ona da Amin. Gerçek anlamda kaç fabrika kuruldu acaba çok merak ediyorum. Hep aracılık hizmetleri, 2 ye al 5 e sat. Kim bunlar? AKP'ye kadar ne iş yaptılar bunlar. Ah bir araştırsanız da biz de öğrenebilsek.

Sivil iradeye gelirsek, bu iradenin tamamı aynı görüşte değil, olamaz da. Ama kabul etmelisiniz ki şu anki iktidar, bunu ileride hangi parti yaparsa yapsın aynı şeyi söyleyeceğim, medyayı konuşturmuyor, içeriden fethetti, alternatifler yaratarak dezenformasyon çalışmalarını başarıyla yaptı. Hani birinin "medyayı ele geçiren, iktidarı ele geçirir" veya "medya isterse iktidarı anında indirir" diyen biri var ya. Bak onun lafını ne güzel uyguluyorlar, lafı diyeni de aman ne olur ne olmaz yokedelim diyorlar ya... Adını sen bilirsin Aaa bak sen de sanırım farkında olmadan onlara hizmet ediyorsun. (Farkında olup da yazabilecek bilgi ve kapasiteye sahip olsan zaten o gazetelerin yazarlarından biri olurdun, sen de 700 tl alacağına, güzel maaşlarla destek medya hizmetleri memuru olurdun. Şansına küs...)

Ben anlamam,iyi yaptığına iyi, kötü yaptığınada kötü derim.Ben sizin gibi taraf değilim.Şartlanmamışım ben.Hiç medyayı sevmem,onlar her zaman birilerine taraf olurlar.Siz bu günlerde hangi medyaya takılıyorsunuz onu söyleyin onu.Bu dil bilginizle,bu anlatım bozukluğunuzla kasaba yerel gazatelerinde bile makale yazdırmam size,yazdırmam.Bunuda böyle bilesiniz.

Uzun yazılar size göre değil,meramınızı anlatamıyorsunuz.Küçük harf oyunları sizi tatmin eder.Devam edin.Bu ülke için bir tane işe yarar düşünceniz olamaz,olmaz.Bundan eminim.Yazınızdan belli.

Siz boş verin biz eleştirriz,överiz.İşçi,memur,düşük ücretli ne istiyor biz bunları biliyoruz.Siz bize bırakın bunları.Anlamazsınız.

Sizin fikriniz ney onu bana söyleyin onu.Yada bir fikriniz varmı.

Hazırmısınız yerel bir gazetede,makale yazdırayımmı size.Yukardaki gibi imla hataları ve ne diyeceğinizi bilememe durumu olmasın ama ha..

[Tangör Evren]

Ben anlamam,iyi yaptığına iyi, kötü yaptığınada kötü derim.Ben sizin gibi taraf değilim.Şartlanmamışım ben.Hiç medyayı sevmem,onlar her zaman birilerine taraf olurlar.Siz bu günlerde hangi medyaya takılıyorsunuz onu söyleyin onu.Bu dil bilginizle,bu anlatım bozukluğunuzla kasaba yerel gazatelerinde bile makale yazdırmam size,yazdırmam.Bunuda böyle bilesiniz.

Uzun yazılar size göre değil,meramınızı anlatamıyorsunuz.Küçük harf oyunları sizi tatmin eder.Devam edin.Bu ülke için bir tane işe yarar düşünceniz olamaz,olmaz.Bundan eminim.Yazınızdan belli.

Siz boş verin biz eleştirriz,överiz.İşçi,memur,düşük ücretli ne istiyor biz bunları biliyoruz.Siz bize bırakın bunları.Anlamazsınız.

Sizin fikriniz ney onu bana söyleyin onu.Yada bir fikriniz varmı.

Hazırmısınız yerel bir gazetede,makale yazdırayımmı size.Yukardaki gibi imla hataları ve ne diyeceğinizi bilememe durumu olmasın ama ha..

Bu nedir böyle ? Bu ne kepazelik? Bu ne haddini bilmezlik? Sizi defaaten uyardım.

Siz nasıl olurda bir üyeye böylesine saygısızca yazı yazabilirsiniz? Bu ne cüret? Hangi mantığa hangi akla hizmet yazıyorsunuz böylesine akla zarar yazıları?

Kendinize bir yerde ''bende bu sitenin demokrasi şehidi olurum'' demiştiniz. Gülüp geçmiştim , amma bu yazınızla demokrasiyi bilmem ama ''terbiyesizlik bilgisizlik anıtı olarak'' yer alacaksınız.

İnsan biraz utanır. Hadi yazdığınız yazının mantıkla izanla ilgisi yok. Grameri eleştiren bölümlerinizde insan kendi gramerine bakmaz mı? Bu ne küstahlık bu ne aymazlık?

Ney bir müzik aletidir! Ne ise soru sözcüğüdür. ''sizin fikriniz ney?'' diye abuk soru sorarsanız (Dikkat gramerde değil bilgi noksanlığı) karşınızdaki belki ayıp olmasın diye size ''tambur'' diye yanıt verir. Tambur neyin ney tamburun ayrılmaz ikizidir çünkü. Yada sizin düzeyinizde birisi ise ''benim fikrim müzik aletimi .....'' diye bir yanıt alabilirsiniz.

''Sizin fikriniz ney onu bana söyleyin onu'' devrik kurallı cümle bile değil. Kuralsız bozuk ilk okul bir düzeyi bile olmayan bir söylem. ''Sizin fikriniz (NE)? Onu söyleyin bana, onu'' devrik kurallı cümledir kabul edilebilir. ''Sizin fikriniz (NE)? Bana onu söyleyin? ise düzgün kurallı cümledir. Cümle çatısı vardır, grameri düzgündür.

Türkçe gramerde soru işaretleri ayrı yazılır. ''Fikriniz varmı?'' değil ; ''Fikriniz var mı?'' ya da ''makale yazdırayımmı'' değil ''makale yazdırayım mı?'' olur. Soru işaretinden sonra gelen sözcüğün ilk harfi büyük harf olur, çünkü soru işareti aynı zamanda nokta görevinide yerine getirir.

Ha de da hatalarınızı filan da pas geçtim.

Bence siz üyemizi bırakın kendiniz yerel bir gazetede makale yazın madem yazdırma olanağınız var! Hatta bunun için size bende zaman kazandırayım. Bu siteyle vakit kaybetmeyin!!!

Hadi iyi günler size on onbeş günlük.

[yas2010]

Nihayet..... Teşekürler....

[yas2010]

Erdoğan “alkol işine” de girdi

Başbakan Erdoğan, isminin baş harflerinden oluşan RTE markası için yaptığı başvurunun kapsamını genişleterek tütün ürünleri, alkollü içecekler gibi alanlarda da ismini markalaştırıyor.

“RTE” markalı bira içmek isteyebileceklerin heveslesi kursaklarında kaldı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ‘RTE’ markası için yaptığı başvurunun kapsamını genişleterek, alkollü içkileri de bu kapsama aldı.

1 Haziran 2010’da Başbakan, reklamcılık, kâğıt karton, radyo ve televizyon hizmetlerinin içinde olduğu sadece 4 sınıf ürün için başvuru yapmıştı. Ancak Başbakan, başka alanlarda ‘RTE’ adının kullanılmasını önlemek için patent başvurusunun kapsamına 41 mal ve hizmeti de aldı.

Listede; tütün ve tütün mamulleri, alkollü içecekler, biralar, oyunlar ve oyuncaklar, et, balık gibi et ürünleri, ağartma ve temizlik amaçlı maddeler, yiyecek içecekler bulunuyor.

Erdoğan ayrıca ‘Recep Tayyip Erdoğan’ ismi için de marka başvurusunda bulundu.

(soL - Haber Merkezi)

[yas2010]

Başbakan, ‘RTE’ markalı alkollü içkiler, sigara, çay ve kahve dahil her türlü ürün ve hizmeti kendi adına tescil ettirmek için Patent Enstitüsü’ne başvurdu. RTE markalı 854 ürünün marka tecil balgesi Erdoğan’da...

Başbakan Erdoğan’ın geçen yıl isminin baş harflerinden oluşan “RTE markasını almak için yaptığı başvurunun ardından, yeni bir başvuru yaparak 27 Aralık’ta “RTE” markalı alkollü içkiler ve sigarayı da kapsayacak şekilde, tüm ürün ve hizmet sınıflarında kendi adına tescil hakkı elde ettiği ortaya çıktı. Başbakan’ın hakkını aldığı marka, sert geometrik hatlarla, siyah zemin üzerine beyaz RTE harflerinden oluşuyor. Erdoğan’ın önceki başvurusu sadece dergi - kitap yayımı ve televizyon yapım hizmetlerinde kullanılabilecekken, yeni hak talebiyle RTE markasının kullanım alanında yok yok. Tecil kararı, tam 854 üründe RTE markasının kullanım hakkını Başbakan Erdoğan’a veriyor.

Rakı, bira, şarap...

Erdoğan’ın talep ettiği yeni tescil hakkıyla “RTE” markalı rakı ve bira gibi alkollü içkileri, sigara ve tütünü, kahve ve kakaoyu ve benzeri tüm ürünleri sadece Başbakan Erdoğan üretebilecek. Buna göre “RTE” markalı rakı ve bira, çay ve kahve dahil tüm içecekleri sadece Başbakan Erdoğan ya da onun izin verdiği kimseler üretebilecek. Başbakan’ın yeni hak talebiyle “RTE” markalı boya, vernik, halı, kilim, dantel, şekerleme, gibi tüm ürünler, huzurevi ve kreş gibi hizmet mekanları sadece Başbakan’ın hakkı olacak.

Yılbaşı ağaçları....

Başbakan’ın marka tescil başvurusu, RTE markası, akvaryum kumundan, yılbaşı ağaçlarına, parti süslerinden, çıngıraklara ve mevzuattaki ifadesiyle ‘diskotek süsleri’ne kadar tüm malları kapsıyor. Ayrıca RTE markasıyla kumaştan yapılma rütbe işaretleri, kap-kacak, fare kapanları, haşerat tuzakları, sinek yakalayıcılar, ateşli, havalı ve yaylı silahlar üretme hakkı da Erdoğan’a ait olacak. O ya da onun izin verdikleri dışında hiçkimse, hiçbir ürün ve hizmeti, bu markayla üretemeyecek.

Sanat eserleri de...

“RTE” markasıyla “sanat eseri orjinallik onayı” belgesi verme hizmetini de sadece Başbakan verebilecek. Son dönemde Kars’taki heykel konusunda “ucube” tartışmasının ardından Başbakan’ın RTE markasıyla ilgili hak talep ettiği hizmet grupları içinde “sanat eseri belgesi”nin de yeralması dikkat çekici bulundu.

‘Recep Tayyip Erdoğan’

Başbakan, isminin açık yazılışıyla oluşturduğu “Recep Tayyip Erdoğan” markasının da haklarını 2 gün önce aldı. Türk Patent Enstitüsü’nün 18 Ocak 2011 tarihli kararıyla Başbakan, “Recep Tayyip Erdoğan” ismini marka olarak tescil ettirdi. Başbakan, “Recep Tayyip Erdoğan” markasıyla TV, Gazete ve ajans kurabilecek.

‘Velev ki’ çorap oldu...

Kurum kayıtları Erdoğan’ın türban konusunda yaptığı bir değerlendirme sırasında kullandığı “velev ki” sözünün marka hakkı için yapılan başvuruyu da ortaya koydu. Abdullah Tikici ismiyle yapılan başvuruyu uygun bulan kurumun 20 Eylül 2010’da tescilin ilanına karar verdiği görüldü. Tikici bu hakla, “Velev ki” markasını iç çamaşırı, dış giysi, çorap ve şapka üretiminde kullanma hakkını aldı.


Kaynak:Vatan Gazetesi

[yas2010]

Habur ve kürt açılımı politikaları AKP'ye istifa getirdi...

Ak Parti Antalya milletvekili Yusuf Ziya İrbeç görevinden istifa etti.

Yusuf Ziya İrbeç, Mecliste düzenlediği basın toplantısında, partisinden istifa ettiğini belirterek,

“Açılım politikalarının milletimizin yüreğinde Habur ve benzerleri ile açtığı yara hepimizin malumudur.

Seçim sonrası yapılacak Anayasal değişikliklerle milletimizin ve ülkemizin birlik ve bütünlüğünün bozularak bu yaranın daha da derinleşeceği endişesini taşımaktayım” dedi.

(Kaynak: ekolay)

[yas2010]

Islık protestosu sokağa indi

Galatarasaylılar, Aslantepe'deki ıslık protestosu için sokaklara döküldü. Galatasaray, FenerChe grubu ve Beşiktaş'lıların da katıldığı taraftarlar ve vatandaşlar ıslık protestosuna karşı yürütülen baskıları kınamak için Taksim'de yürüdü. Galatasaray ve Fenerbahçe taraftarları Taksim'de birlik oldu. Atkıları yanyana sallandı.

Türk Telekom Arena Stadı'nın açılışında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve bakanların, ıslık çalarak protesto yapanlara tepki göstermesi Türkiye Devrimci Spor Emekçileri Sendikası'ın organize ettiği yürüyüşle protesto edildi.

TÜRK Telekom Arena Stadyumu’nun geçtiğimiz cumartesi günü yapılan açılış töreninde yaşanan gerginlikten sonra, Türkiye Devrimci Spor Emekçileri Sendikası’nın çağrısı ile binlerce spor sever Taksim’de saat 14.00’de bir araya geldi.

Beyoğlu’nda yürüyen binlerce kişi ıslıklarla protesto yaparak , "Tüm sporseverler ve spor emekçileri olarak biliyoruz ki; tek borcumuz, başta stadın inşası sırasında hayatını kaybeden iki işçi kardeşimiz olmak üzere, emekçi halkımızadır" dedi.

TKP; DİSK, taraftar gruplarından Tekyumruk, FenerbahCHE , Halkın Takımı Beşiktaş’ın da destek verdiği 4 bin kişilik topluluk, Taksim Meydanı’nda bir araya geldi. ‘Sporda da sinmeyeceğiz, susmayacağız, seyirci kalmayacağız’ pankartı arkasında yürüyen topluluğun, Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş, Bursaspor ve Trabzon Spor’u simgeleyen kaşkol, şapka gibi eşyalar kullandığı dikkat çekti. Topluluk kırmızı kart gösterip, ıslık ve düdüklerle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı protesto etti.

Taşınan dövizler arasında, "Spor’un gerçek sahibi, spor emekçileri’, spor emek yasası çıkarılsın’, Senden büyük halk var’, Seyrantepe, yitirdiğimiz işçi kardeşlerimizle anılsın’, Bu devirde kimse şah değil, padişah’ değil dövizleri dikkat çekti.

Zaman zaman çaw bella şarkısı söyleyen topluluk, yaşasın renklerin kardeşliği’, Tayyip stadı al, başına çal’, Stada gireriz, hepinizi yeneriz’, Re re re, ya ya ya, Tayyip Erdoğan istifa’, AKP stadı al, başına çal’diye slogan atıp, vuvuzella çaldılar. Tayyip Erdoğan diyor ki: Ben yaptım’ sözleri yuhalandı.

Galatasaray Lisesi önünde topluluğa hitap eden, Türkiye Devrimci Spor Emekçileri Sendikası Genel Başkanı Metin Kurt; "İspanyol diktatör Franko, Madrid’teki Barnebau stadını yaptırırken, bana 100 bin kişilik bir uyku tulumu yaptırın demiştir. AKP de Arena Stadı’ndan uyku tulumu imal etmeye çalışmış, fakat oyuna gelmeyen Galatasaray taraftarının ıslıklı protestosuyla karşılaşmıştır. Galatasaray taraftarının ıslıklı tepkisi, diktatörlük isteyen zihniyetin, padişahlık özentilerinin heveslerini kursağında bırakmıştır. Başbakan stad açılışını, siyasi bir şova çevirmeye çalışmış, ancak 8 yıllık iktidarının yıkım politikalarından usanan halkımızın tepkisi, Galatasaray taraftarının aracılığı ile yüzüne vurulmuştur. Burada olmamızın asıl nedeni ise, bu protesto kadar önemli olduğunu düşündüğümüz, protesto sonrası, yaşanan gelişmelerdir. Stadlara siyaset girmeyecek klişesi ardına saklanarak, stadları kendi gerici siyasal emelleri için kullanmaya kalkanların, buna izin verilmediğinde sergiledikleri tavır utanç vericidir.Sporseverlere dönük adeta bir cadı avı başlatılmıştır. En küçük bir şiddet içermeyen bu demokratik tepki karşısında, iktidar ve yandaşlarının tavrı, aslında nasıl bir ülke ve toplum istediklerini de açık biçimde göstermektedir" dedi.

Metin Kurt konuşmasına şöyle devam etti "Galatasaraylı kardeşlerimiz, tüm sporseverler ve biz spor emekçileri biliyoruz ki; Arena stadından dolayı tek borcumuz, başta stadın inşası sırasında hayatını kaybeden işçi kardeşlerimize olmak üzere, emekçi halkımızadır. Bu stad halkın parasıyla, emekçinin alınteri ile var edilmiştir. Kimsenin babasının malı değildir. Sporseverler içinde provokatör arayanlar önce kendi yarattıkları bataklığın hesabını vermelidir. Bizler spor emekçileri ve gerçek sporseverler olarak bu maçta tarafız. Bu maçı alacağız" . Galatasaray Lisesi önünde basın açıklaması yapmaya gelen diğer gruplar nedeniyle, polis çevrede yoğun güvenlik önlemi aldı. Topluluk olaysız dağıldı.


http://www.hurriyet.com.tr/gundem/16827728.asp?gid=373

**

İnsanlar iktidardan o kadar bezmiş ki düşünün GS -FB ve BJK taraftarı bir arada eylem düzenliyor. ..Sağolsun Recep Tayyip Erdoğan 3 büyük kulübün taraftarını bir araya getirdi ….…

Günlerdir sorgulanan ve tepki gösterilen olgu,bir zihniyetin ve dayatmacılığın karşı protestosudur.!

Aklıma hemen Nihat Behram"ın şiiri geldi.HAYKIR ACINI EY HALK diye başlayan muhteşem şiiri....Kurtulmanın vakti çoktan geldi ve geçmekte.

Bir kıvılcım bazen büyük yangınlara, bir kıpırtı uyanışa neden olabilmekte...

Dalga dalga devam edecektir bu protestolar.. İnanıyorum.

Halkın uyanışı bu....

Teşekkürler TÜRKİYE....

[yas2010]

"Kürt açılımı"nı eleştirerek AKP"den istifa eden İrbeç, "Partide rahatsız durumda olan 70 milletvekili var" iddiasında bulundu....

http://www.sehrisiyaset.com/index.ph...tid=1&Itemid=5

[yağanuğur]

Çok güzel...İnsanlar yine kendilerince siyaset yapmakta...Alim moderatörler ise görüşlerine karşı üyeleri kendince aşağıladığını zannederek egolarını tatmin etmekte...Mesaj sayısı fazla olanlar kendilerini ''sanal milletvekili'' ilan etmiş,''sanal meclis'' kurulmuş,iktidar ölümüne kötülenerek Türkiye kurtarılıyor,''Neredesin Kenan Evren,nerede 60 lı yıllar'' zihniyetli şahısların doldurduğu bir mecliste...

Kusura bakmayın,o dönem bitti.Görüşlerinizi benimsemeyen suçsuz insanlar artık asılmayacak,kimse kendi ceplerini doldurmak için bu ülkeyi bir Afrika ülkesi yapamayacak.

Sizin miadınız DOLDU...