Nişan Alan Eşek

[commodore1tr]

Nereden aklıma geldi bilmiyorum, belkide Aziz NESİN ustayı hiç okumadan onun hakkında ahkam kesenlerden belkide hiç bir şeyin değişmediğinden. Nedense neden yıllar sonra değişen bir şey yok belki bu öyküde... Sonuna çok dikkat edin ve hatta gerekirse iki kere okuyun.... Ama üstünüze alınmayın asla sizden bahsetmiyordur....


Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, deve tellal iken, memlekette bir padişah varmış. Tanrı göstermesin, anlatılmaz bir kıtlık baş göstermiş. Bir zamanlar yediği önünde, yemediği ardında, bir eli yağda bir eli balda olan insanlar, bir dilim kuru ekmeğin yoksunu olmuşlar.

Padişah bakmış ki kıtlık halkı kırıp geçirecek, bunu önleyici bir çıkar yol aramış. Sonunda, memleketin dört biyanına, sokak sokak, köşe bucak çığırtkanlar salmış. Çığırtkanlar Padişah fermanını şöyle bağırırlarmış:

- Ey ahali!.. Duyduk duymadık demeyin!... Her kimin devlete bir hizmeti, vatana bir yararlığı olmuşsa, koşup saraya gelsin! Padişahımız efendimiz onlara nişanlar verecek!..

İnsanlar, açlığı, yokluğu, derdi, borcu, harcı unutup, Padişahtan nişan almak sevdasına düşmüşler.

Padişahta yapılan hizmetin büyüklüğüne göre çeşit çeşit nişanlar varmış. Birinci dereceden altın yaldızlı nişan, ikinci dereceden altın suyuna batmış nişan, üçüncü dereceden gümüş kaplama nişan, dördüncü dereceden demir nişan, beşinci dereceden kalaylı nişan, altıncı dereceden çinko nişan, yedinci dereceden teneke nişan...

Gelen giden nişan alıyormuş. Artık öyle olmuş, öyle olmuş ki, nişan yapmaktan Padişahın memleketinde hurda demir, çinko, teneke kalmamış. Fincancı katırının boynundaki çangur çungur sallanan cam boncuklar nasılsa, körük gibi şişirilen göğüsler üzerinde de nişanlar, işte öyle sallanmaya başlamış.

İnsanların göğüslerinde şangur şungur nişanların sallandığı, Padişahın kim gelirse nişan dağıttığını duyan bir inek de,
- "Nişan asıl benim hakkım!" diyerek bir nişan almayı aklına koymuş.

Açlıktan bir deri bir kemik, böğrü böğrüne çökmüş, kaburgası omurgasına geçmiş inek koşa koşa sarayın kapısına gelmiş. Kapıcıbaşıya,
- Padişaha haber verin! demiş. Bir inek kendisini görmek istiyor. Başlarından savmak istemişlerse de,
- Padişahı görmeden, bu kapıdan bir adım atmam!... diye böğürmeye başlayınca, Padişaha,
- Efendimiz, kullarınızdan bir inek huzurunuza çıkmak istiyor... demişler. Padişah:
- Gelsin bakalım, bu da nasıl bir inekmiş... diye ineği huzuruna çağırıp,
- Böğür bakalım, ne böğüreceksin?... diye sormuş,

İnek de,
- Sultanım, demiş, duyduğuma göre nişanlar dağıtıyormuşsun. Ben de nişan almak istiyorum.
Padişah,
- Hangi hakla? diye bağırmış. Sen ne yaptın. Memlekete nasıl bir yararlılığın dokundu ki sana nişan verelim?...

O zaman inek,
- Efendimiz! diye söze başlamış. bana nişan verilmesin de kimlere verilsin? Ben daha insanlara ne yapayım? Etimi yersiniz, sütümü içersiniz, derimi giyersiniz. Gübremi bile bırakmaz kullanırsınız. Teneke bir nişan için, daha ne yapayım?

Padişah, ineğin isteğini haklı bulmuş. İneğe ikinci dereceden bir nişan verilmiş. Boynunda nişanı, inek sevinçten oynaya oynaya saraydan dönerken katırla karşılaşmış.
- Selam inek kardeş!
- Selam katır kardeş!
- Nedir bu sevincin? Nereden gelirsin böyle? İnek herşeyi bir bir anlatmış. Padişahtan nişan aldığını da söyleyince katır da coşmuş.

O coşkunlukla doğru dörtnala saraya varmış.
- Padişahımız efendimizi göreceğim!.. demiş.
- Olmaz!.. demişler.

Ama, babadan kalma inatçılığı ile katır art ayaklarıyla saray kapısında direnince, Padişaha durumu iletmişler. Padişah,
- Gelsin bakalım, katır kulum da... demiş.

Katır huzura varınca, bir katır selamı verip, el etek öptükten sonra, nişan istediğini söylemiş Padişah sormuş:
- Sen ne yaptın ki nişan istiyorsun?

- A hünkarım, daha ne yapayım? Savaşta topunuzu, tüfeğinizi sırtımda taşıyan ben değil miyim? Barışta çoluğunuzu çocuğunuzu arkamda götüren ben değil miyim? Ben olmazsam, işiniz temelli bitiktir.

Katırı da haklı bulan Padişah,
- Katır kuluma da birinci dereceden bir nişan verilsin!... diye ferman eylemiş.

Katırda bir sevinç bir sevinç, dörtnala saraydan dönerken eşekle karşılaşmış. Eşek,
- Selam yeğenim!... demiş. Katır,
- Selam amcabey!.. demiş.
- Nereden gelip, nereye gidersin? Katır başından geçenleri anlatınca,
- Dur öyle ise, padişahımıza gider, bir nişan da ben alırım!.. diye dörtnala saraya koşmuş.

Saray koruyucuları, deh demişler, çüş demişler, eşeği bir türlü atlatamayınca Padişaha varıp,
- Eşek kulunuz gelmiş, huzura çıkmak ister! demişler. Eşeği kabul buyuran Padişah:
- Ne dilersin ey eşek kulum?.. deyince,

Eşek de dilediğini bildirmiş. Padişah, canı burnuna gelip kükremiş:
- İnek eti ile, derisi ile, gübresiyle bu memlekete, bu millete hizmet etti. Katır dersen savaşta, barışta yük taşıdı, bu vatana hizmet etti. A eşek, ya sen ne iş gördün ki, bir de kalkmış eşekliğine bakmadan nişan istersin?.. Utanmadan bir de karşıma gelmişsin. Söyle, ne halt ettin?

O zaman eşek keyfinden sırıtarak,
- Aman Padişahım efendim, demiş, size en büyük hizmeti eşek kullarınız yapmıştır. Eğer benim gibi binlerce eşek kulların olmasaydı, hiçbir taht üzerinde oturabilir miydin? Saltanat sürebilir miydin? Dua et biz eşek kullarına ki, bizim gibi eşekler var da, sen de böyle saltanat sürüyorsun.

Padişah, karşısındaki eşeğin, öyle her eşek gibi teneke nişanla gözü doymayacağını anlamış,

- Ey eşek kulum,Haklısın senin sayende ben bu makamdayım demiş. Senin bu çok yüksek hizmetini karşılayabilecek bir nişanım yok. Sana ölünceye kadar beylik ahırından hergün Makarna,Bulgur,Üzüm hoşafı ve Kış aylarındada kömür,bağladım..
Ye, yee saltanatım için durmadan anır!..

Aziz NESİN'den

[Av.Abbas Bilgili]

Bu memlektte halkın oyu ile iktidara gelemeyenler, halkı hep küçümsemişlerdir.

27 mayıs darbesini yapanlar ve onların sivil yandaşları, DP'lilere "düşükler", "kuyruklar" demişlerdi.

Halk "Hasolar, Memolar" diye küçümsenmişti.

Bazıları, "karnını kaşıyan adam" demişti.

Bazısı "bidon kafalı" demişti.

Birileri de "eşek" demiş.

Bazı aydınlar (!) halkın seçimine "cici demokrasi" veya "sandıksal demokrasi" demişlerdi.

Bu ifadelerin tamamı da halkı ve halkın seçimini küçümseyen ifadelerdir.

Benim merak ettiğim bir şey var;

Halkımızı, verdiği oydan dolayı hor gören, küçümseyenlerin çözüm önerisi nedir?

Halkın yaptığı seçim yerine başka bir alternatifiniz var mı?

[Hakkarili Arzuhalci]

Gerçekten mükemmel bir fıkra. Sayın commodore'a çok teşekkür ederiz.

[bartelmi diaz]

"Dünyada yöneticilerini Türkler kadar akıllıca seçen başka devlet yok.Bu ulusal çıkarlarımıza aykırı bir durumdur".....Condellezza RICE

[feyyar]

Demokrasi , bütün üye yada vatandaşların, organizasyon yada devlet politikasını şekillendirmede EŞİT HAKLARA SAHİP OLDUĞU BİR YÖNETİM ŞEKLİDİR. Yunancada dimokratia yani halk zümresi kelimesinden türemiştir. Türkçeye ise Fransızca bir kelime olan democratie kelimesinden gelmiştir. Genellikle devlet yönetim şekli olarak tanımlanmaktadır.

Demokrasi için aristo ve eflatun "ayak takımının yönetimi gibi tabirler kullanmışlardır"

Demokrasi zamanla diğer yönetim biçimlerinden farklı olmuştur ve en yaygın olarak kullanılan bir devlet sistemi olmuştur. Günümüzde
Demokrasinin çok fazla değişik tanımı vardır. Bunlar ;
Çoğunluğun yönetimi
Azınlığın haklarını güvenceye alan yönetim şekli
Fakirlerin yönetimi gibi birçok tanım kullanılmıştır.

Demokrasinin Temel İlkeleri Nelerdir ?

Demokraside egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Millet bu egemenlik hakkını milletvekilleri aracılığıyla kullanmaktadırlar. Yöneten kişiler ellerindeki gücü millettren alırlar.

Demokraside hürriyet ve eşitlik esas maddelerdir. Hürriyet özelliği, başka birisine zarar vermeden istenilen herşeyi yapabilmekdir. Demokraside bütün insanlar HÜR VE ÖZGÜRDÜR. İnsanlar serbest düşünme ve düşüncelerini açıklayabilme hakkına sahiptir.

Eşitlik ise, herhangi bir ayrım olmadan bütün insanların kanunlar önünde eşit haklara sahip olmasıdır. Hiç kimsede din, dil, ırk vs. gibi ayrım yapılmaz.

Demokrasinin Öğeleri

1- Hakimiyetin sahibi halktır, millettir.
2- Kişinin hak ve özgürlüklerine yer verilir.
3- Bütün insanlar tek ve EŞİT oy hakkına sahiptirler.
4- Toplum içerisinden yaşamakta olan bütün insanlar EŞİT haklara sahiptir.
5- Ülkeyi yönetenler halk tarafından belirli aralıklarla seçim ile göreve gelir.

Orta öğretim öğrencileri gibi bunları tekrarlar durursak,işimiz var demektir..

[commodore1tr]

Ruh çağırıp Aziz Nesin'e sorabilirsiniz Abbas Bey, yada Bekir Coşkun,Yılmaz Özdil gibi köşe yazarlarını okuyup ne demek istediklerini anlamaya çalışabilirsiniz.

Amma Abbas Bey ne hikmetse bunların hiç birinin ''seçimle/seçimsiz'' iş başına gelme gibi bir iddiası iktidar hırsı yoktur. Hattagaribim Aziz Nesin yaşadığı sürece ''ağaç devrilse'' senden oldu diye içeri alınmış bir aydındır.

Bua karşın bizzat iktidar hırsında olan ve hatta iktidar olan sizin takımdan kişilerin söylediği bazı sözleri siz açıklar mısınız? Bazıları içi ruh çağırmanız gerekir ama yanındakileden hayatta olanlar var...

''Ceketimi milletvekili adayı yapsam seçilir'' diyen zamanın iktidarı ''ceketi milletvekili seçecek'' halkı ne olarak görüyordu acaba ? Belkide ceketle onnlar arasında farkı anlayamadıda oları mı seçmişti?

''Hala bıraktığımız yerde otluyorsunuz'' diyen iktidar milletvekili ve o zihniyetteki iktidar ''otlama fiili'' yapan vatandaşı ne olarak görüyordu dersiniz?

''kümesteki kazları yoluyoruz'' diyen iktidar ''kaz'' olarak kimi görüyor dersiniz?


Bakınız siz ''halkın oyuyla iktidara gelemeyenler, halkı hep küçümsemişlerdir'' derken hiç iktidarla ilgisi olmayan yazar çize düşünür takımının sözlerini kullandınız yani aslında her zamanki gibi takiye yaptıız . Benim verdiklerim ise bizzat halkın oylarıyla iktidar olmuş kişilerin halk için söylediklerinden ufak bir bukledir. Bir şey söylemek istiyorsanız bunlara söylemeniz bangır bangır bağırmanız gerekmektedir. Gerçek demokratik mücadele halk için uğraş budur. Yoksa bunları bir köşe yazarının sözlerini öne çıkararak görmezden gelmek, yok etmek demokrasiye ihanettir ihanet..

Peki siz bana direk fikrinizi söyler misiniz?

''Ananıda al git lannnnn...''';

''Senin oğlunda işsiz kalıversin''

''tekel işçileri haksız o zaman devlette işveren olarak lokavt çekebilir''

ufacık bir lise öğrencisinin boğazını alenen sıkan,

''SAYIN ÖCALAN fikirlerinnden dolayı değil ALDIĞI KELLELERDEN dolayı içerdedir.''

''demokrasi bir araçtır istediğimiz durakta ineceğiz''

daha yazmaya yer yetmeyecek kadar demokrasi laiklik hukuk karşıtı söylemlere sahip bir iktidar adayına oy verirse ne diyeceğiz o halka ?

Arasıra erzak almak, kömür yardımı yapılmak ne eşii/kızını türbaa sokmak karşılığı harçlık alarak 'oyunu'' SATANLARA NE DİYECEĞİZ?

Hele siz bunları yapanlara ne diyeceğimizi söyleyin Aziz Nesin'i hikayesindeki '''EŞEK'' e sonra geliriz. Kaldıki hikayede ''Padişah'' var!!! Siz Türkiye'yi padişahlıkla mı yönetiliyor sanıyorsunuz? Birde anlamadım ''nişan'' almak için koşturan o kadar insann var, yetmedi inek yetmedi katır var... Hayırdır neden eşeğe taktınız? Yoksa bu eşek bir şey mi anımsattı çağrıştırdı!! Çağrıştırmasa neden yazasınız değil mi?

Saygı ve sevgilerimle sayın Bilgili ;

[commodore1tr]

"Dünyada yöneticilerini Türkler kadar akıllıca seçen başka devlet yok.Bu ulusal çıkarlarımıza aykırı bir durumdur".....Condellezza RICE

OOOOOO Sayın Diaz nerelerdesiniz; Askerlik forumunda firar yaza yaza firar ettiniz sandım bende , gerçek bilgileriniz olmadığından firarıızıda veremedik. Neyse hoş geldiniz. Zaten bu forumu sizin için açıtım Elma dersem çık armut dersem çıkma örneği... Aziz Nesin'e dayanamaz dedim ... Keşke daha önce yazsaymışım.

Size hiç dalaşmayacağım bu yazınızda ama merak ettiğim iki konu var .

1. Condellezza RICE kim ? e yer ? Ne içer ? Nerede Yaşar ? Bizle ilgisi nedir ? Condoleezza Rice'ın tanıdığı mıdır ?

2. Neden böyle bir söz söylemiş? Nerede ? Niçin? Belgesi nerededir ?

PS Gördüğüme sevindim.
PS1 Her iki sorumun yanıtınıda biliyorum ama sizden duymak çok hoş...

[bartelmi diaz]

OOOOOO Sayın Diaz nerelerdesiniz; Askerlik forumunda firar yaza yaza firar ettiniz sandım bende , gerçek bilgileriniz olmadığından firarıızıda veremedik. Neyse hoş geldiniz. Zaten bu forumu sizin için açıtım Elma dersem çık armut dersem çıkma örneği... Aziz Nesin'e dayanamaz dedim ... Keşke daha önce yazsaymışım.

Size hiç dalaşmayacağım bu yazınızda ama merak ettiğim iki konu var .

1. Condellezza RICE kim ? e yer ? Ne içer ? Nerede Yaşar ? Bizle ilgisi nedir ? Condoleezza Rice'ın tanıdığı mıdır ?

2. Neden böyle bir söz söylemiş? Nerede ? Niçin? Belgesi nerededir ?

PS Gördüğüme sevindim.
PS1 Her iki sorumun yanıtınıda biliyorum ama sizden duymak çok hoş...

Size sitemim olacak sayın commodore1tr .Bir Aziz NESİN düşmanıymışım gibi tavrınız var bana karşı.Siz de bir dayatmacı zihniyet sezdim.Fikirlerini paylaştığınız şahsiyetlerin eleştirilmesine dayanamıyorsunuz gibi bir izlenimim var.Bir de bir harf hatası yapmış olabilirim.Belki de benim yazdığım doğrudur tam olarak bilemiyorum ama sonuçta aynı kişiden bahsettiğimiz halde,neden sanki farklı bir kişiden bahsediyormuşum gibi davranarak alaylı bir tavır takınıyorsunuz.Yakıştıramıyorum size.2.sorunuzun cevabı Mustafa Armağan ın "Ufukların Sultanı" adlı kitabından .Bir gazeteciye ülkesinde verdiği demeçten alıntıdır

[bartelmi diaz]

Bir de acaba Aziz NESİN beyefendinin hiç "HALKININ ÜZERİNE NİŞAN ALAN DİĞER EŞEKLERLE" alakalı bir yazısı var mı acaba.Varsa burada paylaşır mısınız? Bakaım onlarla ilgili ne düşünüyormuş.

[Av.Abbas Bilgili]

Sayın commodore1tr;
Yazdıklarınızı okudum ve halen anlayamadığım bir şey var;
1946'ya kadar halkın önünde tek seçenek vardı.
Başkasını seçme hakkı yoktu.
Ama 1946'dan sonra değişik alternatifler oluştu.
Hatta bu değişik alternatiflere rağmen (bazı seçim suistimalleri oldusa da) halkımız 1946'da CHP'yi seçti.
Ama 1950 ve sonrasında CHP'ye pek de ilgi göstermedi.
Bu halk DP'y, seçti,
Bu halk AP'yi seçti,
Bu halk ANAP'ı seçti
Bu halk AKP'yi seçti
Halkın bu seçimlerinin "yanlış seçimler" olduğunu var sayalım.
Sizin başka bir öneriniz var mı?
Halk bunları seçtiğine göre bu seçime saygı mı gösterelim?
Yoksa, "halk yanlış kişileri seçmiş" diyerek halkı mı eleştirelmi?
Gerçekten çok merak ediyorum.
Halk ne yapsın?
Halka ne yapması gerektiğini söyleyebilir misiniz?
Halkın seçtiği kişileri "yanlış seçim" diyerek iktidardan uzaklaştırmak için ne gibi bir öneriniz var?