Gazetecilerin kurduğu 17 meslek kuruluşundan kamuoyuna açıklama

[Av.Selin Çam]

1- Demokrasinin temel kurumu olan iletişim (basın, ifade) özgürlüğü, yaşanan son olaylarla, eskisinden daha ağır bir baskı dönemine girmiştir.

2- Gerçek sebebini bilemeden ve adil yargılanma hakları ihlal edilerek uzun süre hapiste tutulan arkadaşlarımıza ek olarak şimdi medya organlarını da tutuklayan bir dönem yaşanmaktadır.

3- Bu son dönemin özelliği 26 Şubat 2010 tarihinde, “Köşe yazarları her istediğini yazamaz. Parasını sen veriyorsun yazarına sahip çık, yazdırma gönder” diyen Başbakan Tayip Erdoğan’ın sözlerinin uygulamaya konulmuş olmasıdır. Nitekim bunun son somut örneği Haber Türk gazetesi sütun yazarı Bekir Coşkun’un gazetesiyle iş ilişkisinin kesilmesidir. Kanıtı da Coşkun’un ‘işverenin ve gazete yönetiminin kendisinden memnun olmasına rağmen ağır baskıya dayanamayarak iş ilişkisini sona erdirdiklerini ifade eden sözleridir.

4- Bekir Coşkun olayı sadece bu etkili kalemi değil, tüm gazetecileri ilgilendirmektedir. Çünkü bu örnekle tüm gazetecilere, sansürlerin en sinsi ve en kötüsü olan ‘oto-sansür’ dönemine girdiğimiz tebliğ edilmiş olmaktadır.

5- Siyasi iktidarı rahatsız eden kalemlerin ve yayınların ‘bertaraf’ edilmesine başlandığını gösteren bu ve benzeri örnekler, halen 175 ülke arasında ‘basın özgürlüğü’ bakımından 122’nci sırada olan ülkemizi, Kuzey Kore, İran, Suudi Arabistan gibi ülkelerin hizasına indirecek kadar vahimdir.

6- Ülkemizde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ve genel olarak gelişmiş demokrasilerin kabul ettiği ölçütlere uygun iletişim (ifade, basın) özgürlüğüne ulaşıncaya kadar görevimize devam edeceğiz.

Saygılarımızla.

Gazetecilere Özgürlük Platformu

Basın Enstitüsü Derneği,

Basın Konseyi

Çağdaş Gazeteciler Derneği,

Çevre ve Eğitim Muhabirleri Derneği

Ekonomi Muhabirleri Derneği,

Ekonomi Gazetecileri Derneği

Gazete Sahipleri Derneği,

HABER-SEN,

İzmir Gazeteciler Cemiyeti,

Kültür Turizm ve Çevre Gazetecileri Derneği,

Medya Etik Konseyi,

Profesyonel Haber Kameramanları Derneği

Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti

Türkiye Gazeteciler Federasyonu

Türkiye Gazeteciler Sendikası ve

Tükiye Spor Yazarları Derneği

24 Eylül 2010

[admin]

Bu bildiriyi ilk gördüğümde "neden barolar yok, meslek örgütü değiller mi?" diye düşünmüştüm. En azından Türkiye Barolar Birliğinin bu bildiride imzasının veya en azından desteğinin olması gerekirdi diye düşünüyorum.

[Av.Selin Çam]

Sayın admin, bu basın mensuplarının içinde bulunduğu durumu anlatan bir açıklama olduğu için yalnızca basın meslek kuruluşlarınca kaleme alınıp yayınlanan bir bildiri.Gazetecilerin açıkça “özgür olmadıklarını” söyledikleri / bağırdıkları bir açıklama olduğu için önemi konusunda haklısınız.

[Tangör Evren]

Hoş geldiniz Selin Hanım sesefa verdiniz.

[çoban]

Ben desteklemiyorum.

Nedenini de daha evvel belirtmiştim: https://www.hukuki.net/showthread.php...ear#post277816

Ben de çalışıyorum ama her istediğimi yapamıyorum. Sözleşmem ne ise ona uymalıyım değil mi? Peki neden bir yazar buna uymaz, uymak istemez! Çünkü yazmak istemiyordur da ondan.. Kendisine ayrılan köşe -mazaretsiz - yan yatıp her canı istediğinde yazmama yeri midir? İşin bu kısmını bilmiyorum açıkçası ama tarzını aştığını çok iyi biliyorum.

Hayvanlarla insanları birbirine karıştırıp işi çorbaya vardırırsa olacağı budur ki isteyerek yaptı gibi görünüyor. Bunun düşünce özgürlüğü ile hiç bir alakası yok. Buyursun bir başka iş teklifi ile sürdürsün bakalım sürdürebilecek mi göreceğiz.

Bakıyorum da herkes Bekir Coşkun için seferber olmuş ama Savarona ya ne olduğu kimsenin umurunda değil. Hele hele ADD nin kınama gerekçesini hiç anlayamadım desem yeridir. Bekir Coşkun u daha evvel yazdıklarından ötürü hiç kınamadılar nedense..

Yok ya kimsenin Milli değerlerle ilgilendiği falan yok, bir özgürlük sevdasıdır almış başını gidiyor...

Bekir Çoşkun a baskıymış , ben de inandım!

Şimdi de ağlasın biraz !!!

[Tangör Evren]

Ben desteklemiyorum.

Nedenini de daha evvel belirtmiştim: https://www.hukuki.net/showthread.php...ear#post277816

Ben de çalışıyorum ama her istediğimi yapamıyorum. Sözleşmem ne ise ona uymalıyım değil mi? Peki neden bir yazar buna uymaz, uymak istemez! Çünkü yazmak istemiyordur da ondan.. Kendisine ayrılan köşe -mazaretsiz - yan yatıp her canı istediğinde yazmama yeri midir? İşin bu kısmını bilmiyorum açıkçası ama tarzını aştığını çok iyi biliyorum.

Hayvanlarla insanları birbirine karıştırıp işi çorbaya vardırırsa olacağı budur ki isteyerek yaptı gibi görünüyor. Bunun düşünce özgürlüğü ile hiç bir alakası yok. Buyursun bir başka iş teklifi ile sürdürsün bakalım sürdürebilecek mi göreceğiz.

Bakıyorum da herkes Bekir Coşkun için seferber olmuş ama Savarona ya ne olduğu kimsenin umurunda değil. Hele hele ADD nin kınama gerekçesini hiç anlayamadım desem yeridir. Bekir Coşkun u daha evvel yazdıklarından ötürü hiç kınamadılar nedense..

Yok ya kimsenin Milli değerlerle ilgilendiği falan yok, bir özgürlük sevdasıdır almış başını gidiyor...

Bekir Çoşkun a baskıymış , ben de inandım!

Şimdi de ağlasın biraz !!!

Bende net olarak sizi anlamadım biraz açsanız dediğinizi

[çoban]

Video da ne deniliyor

Hadi diyelim ki ben videoda söylenenleri yanlış anladım , bir başka haberde "Köşe yazarlığını bırakıp kitap yazmayı düşünüyorum" dememiş miydi?

Demek ki yazmak istemiyor..

Ben de diyorum ki yazmasın daha iyi

[litigation]

Slogan; Özgürlük için Evet değilmiydi? Evet çıktı mı çıktı. O zaman herkes özgürse neden yazarlar özgürce yazamayacakmış?