Alıntı sakar rumuzlu üyeden alıntı İletiyi Göster
çarşambalıfaruk arkadaş,
Sizinki de soru mu? Öyle bir konuya temas ediyorsunuz ki; oturup, bu konuda kitap yazabilirim.
Kesin olarak bildiklerimi yazayım da; doktorlar bana düşman olsun. Bazılarına, hafif ipuçları vereceğim. Zira; doktor bir arkadaşım bana dedi ki: "Hocam, siz; "sır sahibi" olup da; buna göre hareket etmeyen, dünyanın en "....." kişisiniz!" Ben, yine de; "..." olsam da; bazılarını yazayım:
Böbreklerin süzme işini yapamaz hâle gelmesiDayıma, Muğla Devlet hastahanesi, İç hastalıklar doktoru, yaşadıklarına dayanarak anlatır ve tarafımdan da, öyle olduğu tesbit edilmiştir. Bu, bu sitede de, daha önce yazılmıştı.) Altınotu denen (eğreltiler familyasından bir ottur.) ot; kaynatılıp, günde -aç karnına- iki-üç bardak içilir.
Topuk dikeni: Bunun tedavisini; tıp yapamamaktadır. Kuru bamya haşlanır, ezilerek topuğa sarılır. Bir seferde tamam.
Böbrek taşı: (daha dün, yaşayandan öğrendim) Bir bağ maydanoz; iyice kaynatılır, kahvaltıdan yarım saat önce içilir. On günde, taş işi tamamdır. Her gün yeniden yapılır.
Safra kesesi taşı: Bir kilo iğde çekirdeği, iki litre suda, ağır ateşte, su 1,5 litre kalıncaya kadar kaynatılır, süzülüp, aç karnına günde bir su bardağı içilir. Tamamı bitince, taş işi biter.(Komşu köyde, yaşayann anlattı.)
Doktorların durduramadığı ishal: Otun adını bilmiyorum, bu yaz öğrendim ve topladım. Bir çay bardağı, adaçayı gibi demlenip içilir.Bir seferde; iş tamam. Denenmiştir, kesindir.
Kabızlık:Çin'de, Çin'li kızdan olma torununa bakmak için giden kız kardeşim; orada iken "kabız" olur. Durumu, gelinine anlatır. Gelini, mutfağa gidip, bir tatlı kaşığı kara susam getirip, dövdükten sonra, ılık suya katıp, içmesini söyler. Ve, içer...Netice: mükemmel.
(Türkiye'de de olsun diye, bir kg getirir. Bulunduğum köyden biri ekti. Ne oldu, bilmiyorum.)
Bir "Hukukinet üyesi fakir" olarak; (Evliya Çelebi'yi hiç okudunuz mu?) "Hukukinet üye ve misafirleri, bu yaz ilaç yapacağız" diye bir konu açmış, bazı şeyler anlatmıştım. Kimse, ciddiye almadı. Niye; böylesi bir bilgi, nasıl "parasız" olabilirdi?..Şunu anlamadılar: Aktar değildim, aktarlara da ot satan değildim. Geçimim; buna bağlı da değildi...Önemli değil. İnsanlık görevimi yaptım.
Anlattığım kadarıyla; yapmanızı istediğim, ama yapmadığınız ilaç; neler başardı?
Sayıyorum:
Adapazarı'nda; bir ayağı şekerden kesilmiş kişinin, öbür ayağında olan bir lira büyüklüğündeki yarayı, iki haftaya kalmadan kapattı.(Tıp; şeker yarasını tedavi edemez. "Ozon kürüyle, şeker yarası tedavisi" ise, hikâyedir.)
İzmir'de; R. isimli şeker ilacı kullanan kişinin 480 olan şekerini, beş günde yüze indirmiş, yedinci günde ilacı kesmiş,ilacı kestikten bir hafta sonra şekeri değişmeyince, perhizi bırakıp, sağlıklı insan gibi yiyip-içmeye başlamıştır.(Kişinin "kırmızı bölge" insanı olduğunu hatırlatırım.) Şekeri hâlâ normaldir.
İstanbul'da; Ü. isimli kişi; insülin kullandığı halde; 130 dan aşağıya düşüremediği şekerini, insülini bıraktığı halde; 100 civarına indirmiş; tek çay kaşığı içerek, normal insan gibi yiyebilir hâle gelmiştir.
Bulunduğum köyde: F. ismindeki kişi "yatarım, yemeğe otururum, tuvalete giderim, hep oram buram ağrır.(Yaşı 58) Hiçbiri kalmadı. İlacı içmeye başladıktan sonra; balgam çıkarmaya yetişemiyorum. 25 yaşında gibiyim."Eşim ise; her sabah baş ağrısıyla kalkar, hap içmek için çay demler, çay içip, hap içerdi. Nerdeee o baş ağrıları..." dedi.
Aynı köyden: 25-30 yıldır romatizmalı olan ve aynı köydeki babasını bile ziyarete gidemeyen, sağ kolunu ise 4-5 yıldır hiç kullanamayan, "ilaç içmekten midem çürüdü" diyen hanım, şu anda "atlet" gibi...
Kendimden de bahsetmiştim: "38 yıllık; ara ara ağrıyan sağ dizim, sinüzitim ve mide derdim" bitti.
İzmir'de: İkinci kattaki evine inip çıkarken dizleri ve nefesi itibariyle zorlanan; üstelik; sağ el serçe ve yüzük parmağı çalışmayan kişi " böyle şey olamaz!" dedi.
Yanık: Siz; hayatınızda; bir sürüşte yanık acısını kesen ilâç duydunuz mu?
Ya da; bir sürüşte; koltukaltı, memealtı ve bacakarası kızarıklığı (Pişik mi diyorlar?) tedavi eden ilâç duydunuz mu?
Hemoroit(Basur)ir kasabın yanında çalışan kişi, -yapın dediğim ilaçla- "sabah akşam, aç karnına bir çayığı iç, yatarken de sür" tarifi ile, 20 günde kurtuldu. Bu gün; kasabada idik ve kasaba da uğradık:" Hocam, borcum var, size..." diyor. Borçlu olan benim aslında: Araştırmada; "denek"liği kabul ettiği için!
Prostat ve kanser konusuna girmiyorum: Doktorun; hakkımdaki "..." demesini haklı çıkarmak istemiyorum.
Bunu kullanan herkesin, bunu kullandıkları sürece;
Hiç dişlerinin ağrımadığını, iltihaplanmadığını, dişlerini fırçalarken, diş etlerinin hiç kanamadığını, hepsinin de ciltlerinin düzgünleştiğini, bazı kadınların rahimlerindeki pislikleri attığını, ödemi olanların tamamının ödemlerinin bittiğini (eşim gibi...) biliyor musunuz?
Size bir deney; sağ eliniz tırnağıyla, sol bileğinizin iç tarafını bastırarak çiziniz. Bekleyiniz. Bir süre sonra; çizdiğiniz yer şişiyorsa; karaciğer yetmezliğiniz vardır. (Aynı ben!...) Ya şimdi; asla, böyle birşey kalmadı. Harama; hâlâ bulaşıyorken...
Aaaah! Ne konu be!...
hocam bazı hastalıklar var ki (Allah Korusun) Kanser çok zor.
bu hastalıklara bir öneriniz varmıdir?