Göçen gün sanal müze özeliğiyle Atatürk'ün eski c.başkanlığı köşkünde bir gezinti yaptım.En çok dikkatimi çeken elçi kabul salonundaki ışıklandırmanın ve Atatürk ile büyük elçilerin oturacağı koltuklarının yerleri ve tavandaki muhteşem işlemelerdi.Biran daha önce izlediğim bir nat geo belgeseli geldi aklıma o lambalar oraya neden konmuştu? Otoriteyi hissettirmek için,şöle bi düşündüm Atatürk bunu nasil öğrenmişti diye ve ona hayran kaldım.Şüpesizki çok okurmuş ve bu edindikleri bilgilerle bişiler yazmış.Bilgi olmasa zeka ne işe yarar? Ama bizler Cumhuriyet'in emanetçileri bırakın kitap okumayı,zamanımızın çoğunu pc başında geçiriyoruz.Anneler,babalar ise kayna programları,paparaziler ve son günlerin modası evlendirme programlarıyla günlerini heba ediyorlar.Bazen düşünmeden edemiyorum nasil olduda toplum olarak bu hale geldik? Ya ahlâki yozlaşmaya nedemeli? Birbirlerinin kankasına,kocasına başgöz olan dizler.
İstanbul'un göbeğinde 3-5 çapulcu motofkokteyilleri ile otobüsleri yakıyorlar içinde gencecik kızlar ölüyo.Çevredeki insanlar sadece izliyor.Ne oldu bize nasilda o Hasan Tahsinlerden bu hale geldik? Gerçek şuki arkadaşlar beyinlerimiz uyuşturuluyor; o programlarla,internetle.Kızlarımız neyin moda olduğunu biliyorlar,hangi sanatçının kimle ne yaptığını biliyorlar.C.başkanının ismini bilmeyenler var.Atatürk ''fikri hür,vicdanı hür''nesiller istemiş neden düşündüz mü? Çünkü fikri hür,vicdanı hür insan sorgular,yorumlar,umursar ve bi sorguladımı ortada ne yolsuzluklar ne feryat eden çiftçiler kalır.
Ey Türk Milleti Oku Okuki Atanın İzinden git, çünkü şunu bilki, Türk Milleti tarihi boyunca en büyük savaşını cehaletle yapmıştır!..Cehaletin esiri olan milletler üreten değil, tüketendirler ve tüketenler üretenlerin kölesi olmaya mahkumdurlar!...

Not : Bu lafım en çokta kendime.