Bal insanımızın kültüründe var

Avrupa Birliği ülkelerinin kişi başına yıllık ortalama bal tüketiminin 650 gram, Türkiye'nin ise kişi başına yıllık ortalama bal tüketiminin 850 gram olduğu bildirildi.

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Güler, yaptığı açıklamada, Türkiye'de bal tüketiminin AB ülkelerinin ortalamasının üzerinde olduğunu söyledi.

Türklerin balı bir şifa kaynağı olarak görerek tükettiklerini ifade eden Güler, şunları kaydetti:

“Avrupa Birliği ülkelerinde kişi başına yıllık ortalama bal tüketimi yaklaşık 650 gramdır, Türkiye'de ise kişi başına yıllık ortalama bal tüketimi 850 gram. Bal Anadolu kültüründe var, Türk insanı balı şifa kaynağı olarak görüyor.

Önemli olan balı doğal haliyle şifa verici yapısı, doğallığı ile insanlara sunabilmek. Türkiye'de yıllık ortalama 70-75 bin ton bal üretiliyor. Dünyada bal üretimi açısından 4. sıradayız. Dünyanın en kaliteli balları çok zengin flora kaynaklarına sahip Anadolu'da üretilir. Türkiye arı potansiyelinde ise dünyada Çin'den sonra 2. sırada yer alır. Türkiye'de yaklaşık 5 milyon arı kolonisi bulunmaktadır. Bu Anadolu coğrafyasının sahip olduğu doğal zenginliğinin bize sunduğu bir armağandır.”

Güler, Türkiye'de bal veriminin artırılabilmesi için mevcut arı ırklarının ıslah edilmesi gerektiğini ifade ederek, “Türkiye'nin en önemli sorunu verim ve hastalık yönünden ıslah edilmiş arı materyallerinin olmayışı” diye konuştu.

Doç. Dr. Ahmet Güler, insanların şifa aramak için aktarlara koştuklarını ve çeşitli bitkiler aldıklarına da işaret ederek, alınan bitkilerin esas özlerinin “polende” olduğunu vurguladı.

Polenin bir insanın günlük alması gereken tüm vitaminleri ihtiva ettiğini dile getiren Güler, “Polen bitki gamet hücresi olması sebebiyle bir canlı için gerekli her türlü besin maddesi ile donatılmıştır. Bitki türüne bağlı değişmekle birlikte içeriğinde 19-20 farklı vitamin bulunmaktadır. Esas şifa aranacaksa polende aranmalı. Polenin taşıdığı besin değerini yeterince öğrenemedik” dedi.

Ahmet Güler, ancak polenin uygun şartlarda muhafaza edilerek tüketilmesi gerektiğini belirti. Polenin çok zengin protein, vitamin, enzim ve yağ asitleri içermesi sebebiyle her türlü mikroorganizmanın tercih ettiği bir gıda olduğunu, bu nedenle uygun koşullarda muhafaza edilmesi gerektiğini ifade eden Güler, oda sıcaklığında uzun süre bekletilen polenin besin değerini yüzde 98 oranında kaybettiğini sözlerine ekledi.
http://www.hurriyet.com.tr/yasasinha...43.asp?gid=245