+ Konuyu Yanıtla
1 den 2´e kadar toplam 2 ileti bulundu.

Konu: Askeri Yargı ve Yetkileri

Askeri Yargı ve Yetkileri Hızlandırılmış Mobil Sayfa Sürümü (AMP)
  1. #1
    Kayıt Tarihi
    Nov 2004
    Nerede
    Istanbul, Kadıköy, Türkiye.
    İletiler
    17
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Askeri Yargı ve Yetkileri

    ASKERİ YARGI ve YETKİSİ

    Anayasa Mahkemesinin son kararından sonra Askeri ve Adli Yargının sınırları konusunda çok şey söylendi. Askeri Yargı’nın bağımsızlığı, Askeri Hâkim ve savcıların teminatı, Askeri Hâkim ve savcıların denetimi, Askeri mahallerde ya-pılan duruşmaların açık olup-olmadığı gibi hususlar ele alındı.
    Askeri Yargı konusunda mevzuatımızda birçok Kanun bulunmaktadır. (1)
    Hangi suçlara Askeri Yargı, hangi suçlara Sivil Yargı bakacak; mevcut davalardan hangileri Askeri Yargıya aktarıla-cak herkes bunu merak ediyor. Konuyu; Anayasa ve kanun hükümleri, mahkeme kararları ve Yüksek Yargı içtihatları ile ortaya koymak istiyoruz. Öncelikle Askeri Yargı konusunda ana hükümler getiren Anayasamızı incelemek gerekiyor:

    1981 ve 1982 ANAYASALARI

    Askeri Yargı konusundaki hükümlerini inceleyeceğimiz yürürlükteki 1982 Anayasasının, Askeri Yönetimce hazırlandığı, birçok konuda uluslararası standartlara uygun olmadığı, sivil bir Anayasa’nın artık yapılması gerektiği hususu herkesin üzerinde birleştiği bir konudur.
    Bilindiği gibi, 1982 Anayasasını hazırlamak üzere kurulan 160 kişilik Danışma Meclisi üyelerinin tamamı Milli Güvenlik Konseyi (MGK) yani askerler tarafından seçilmiş kişilerdi. Bunlardan 120 kişi için, Valilere yapılan başvurular üzerine haklarında geçmiş araştırması yapıldı, o il için tespit edilmiş üye sayısının 3 katı kadar adayı Valiler MGK’ ye bildirdi. Diğer 40 kişi ise doğrudan MGK’ ye başvuranlar arasından seçildi.
    1961 Anayasası da askeri yönetim tarafından hazırlanmış olmasına rağmen; 1961 deki Temsilciler Meclisi, 1982 deki Danışma Meclisine göre daha temsili nitelik taşımakta idi. Temsilciler Meclisinin yaklaşık 1/3’ü yapılan ön seçimle, önemli bir bölümü ise çeşitli meslek kuruluşlarının kendi temsilcilerini seçmesiyle oluşmuştu. Ayrıca, 1961 Temsilciler meclisinde anayasa yapım sürecinde partilerin de büyük etkisi oldu. 1982 deki Danışma Meclisinde partilerin bir katkısı olmadan anayasa oluşturulmuş, hatta 11.9.980 tarihine kadar partilere kayıtlı olanların müracaatları dahi kabul edilmemiştir.

    1982 ANAYASA’SINDA ASKERİ YARGI:

    Yargı konusu Anayasamızın 3. Bölümündeki 138 -160. maddelerinde yer almıştır. 138 -145. arası maddeler; Adli Yargıyı ve Yargının özelliklerini, 145. madde Askeri Yargıyı, 145 -160. arası maddeler ise Anayasa Mahkemesi ile Yargıtay, Danıştay, Askerî Yargıtay, Askerî Yüksek İdare Mahkemesi, Uyuşmazlık Mahkemesi, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ve Sayıştay hakkındaki hükümleri içerir.
    Sivil Yargıdaki Mahkemelerin bağımsızlığı, Hâkimlik ve savcılık teminatı, Hâkimlik ve savcılık mesleği, Duruşmaların açık ve kararların gerekçeli olması, Mahkemelerin kuruluşu, Hâkim ve savcıların denetimini 6 maddede tedvir eden Anayasamız, Askeri Yargı konusunda sadece 145. madde ile yetinmiştir. Askeri Yargının özellikleri, maddenin son fıkrasında belirtilmektedir:

    ANAYASA’DA ASKERİ YARGI:

    Konumuz olan Askeri Yargı ile ilgili Anayasa’daki 145. madde aşağıdaki gibidir.
    “MADDE 145. – Askerî yargı, askerî mahkemeler ve disiplin mahkemeleri tarafından yürütülür. Bu mahkemeler, asker kişilerin; askerî olan suçları ile bunların asker kişiler aleyhine veya askerî mahallerde yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidirler.
    Askerî mahkemeler, asker olmayan kişilerin özel kanunda belirtilen askerî suçları ile kanunda gösterilen görevlerini ifa ettikleri sırada veya kanunda gösterilen askerî mahallerde askerlere karşı işledikleri suçlara da bakmakla görevlidirler.
    Askerî mahkemelerin savaş veya sıkıyönetim hallerinde hangi suçlar ve hangi kişiler bakımından yetkili oldukları; kuruluşları ve gerektiğinde bu mahkemelerde adlî yargı hâkim ve savcılarının görevlendirilmeleri kanunla düzenlenir.
    Askerî yargı organlarının kuruluşu, işleyişi, askerî hâkimlerin özlük işleri askerî savcılık görevlerini yapan askerî hâkimlerin mahkemesinde görevli bulundukları komutanlık ile ilişkileri, mahkemelerin bağımsızlığı, hâkimlik teminatı, as-kerlik hizmetinin gereklerine göre kanunla düzenlenir. Kanun, ayrıca askerî hâkimlerin yargı hizmeti dışındaki askerî hizmetler yönünden askerî hizmetlerin gereklerine göre teşkilatında görevli bulundukları komutanlık ile olan ilişkilerini de gösterir.”

    ASKER KİŞİLERİN YARGILANMASI:

    Anayasa’nın 145. maddesinin 1. fıkrasına göre Askeri Yargı;
    Asker kişilerin;
    1.Askerî olan suçlarına, (askerî ceza kanununda düzenlenen suçlar)
    2.Asker kişiler aleyhine işledikleri suçlara,
    3.Askerî mahallerde işledikleri suçlara,
    4.Askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili suçlarına bakar.
    Askeri Yargının bu görevi, 353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Hakkında Kanunun 9. madde-sinde de aynen belirtmektedir: Madde 9 - Askeri mahkemeler kanunlarda aksi yazılı olmadıkça, asker kişilerin askeri olan suçları ile bunların asker kişiler aleyhine veya askeri mahallerde yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidirler.

    ASKER OLMAYAN KİŞİLERİN YARGILANMASI:

    Anayasa’nın 145. maddesinin 2. fıkrasına göre Askeri Yargı;
    Asker olmayan kişilerin;
    1.Özel kanunda belirtilen askerî suçlarına,
    2.Kanunda gösterilen görevlerini ifa ettikleri sırada işledikleri suçlara,
    3.Askerî mahallerde askerlere karşı işledikleri suçlara bakmakla görevlidirler.
    145. maddede, asker kişilerin yargılanacak suçları açık olarak belirtildiği halde, sivillerin yargılanacak suçları; kanunlara, ifa edilen görevlere, askeri mahallere atfedilmiştir. Yani Anayasamız sivillerin Askeri Yargı tarafından bakılacak suçlarının tespitini “Özel kanunda belirtilen askerî suçlarına” diyerek kanun koyucuya havale etmekte, Meclisin çıkaracağı kanunlara bırakmaktadır.
    Bu konuda, ANAYASA Mahkemesi; “Anayasa’da, askerî mahkemelerin kuruluş ve işleyişinin kanunla düzenlenmesinin öngörülmesi; suçların, bunların cezalarının ve uyuşmazlığın çözümünde hangi mahkemenin görevli olacağının kanunda açık ve anlaşılır şekilde belirtilmesini gerektirir.” Şeklindeki kararı ile Askeri Yargı konusunda açıklık ve sarihliğin bulunması gerektiğini vurgulamıştır. (2)

    ASKERİ MAHKEMELERİN KURULUŞU:

    Askeri Mahkemeler; Disiplin Mahkemeleri, Askeri Mahkemeler olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Disiplin Mahke-meleri; “477 sayılı Disiplin Mahkemeleri Kuruluşu, Yargılama Usulü ve Disiplin Suç ve Cezaları hakkında Kanun” ile düzenlenmiştir. Bu Kanuna göre; biri başkan ikisi üye olmak üzere üç subaydan kurulur. Bu sebeple de disiplin mah-kemelerinin üyeleri hâkim değildir.
    Askeri mahkemeler ise; iki askeri hâkim ve bir subay üyeden kurulur. Ancak Genelkurmay Başkanlığı nezdindeki askeri mahkeme, general ve amiralleri yargıladığı zaman üç askeri hâkim ile iki general veya amiralden kurulur. Subay üyeyi mahkemenin kurulduğu askeri Birliğin komutanı seçer. Askerî mahkemelerde bulunacak subay üyelerin, en az yüzbaşı rütbesinde muharip sınıftan olmaları, sanığın astı ve yargılama süresince en yakın amiri olmamaları ve taksirli suçlar hariç, bir suçtan hükümlü bulunmamaları şarttır. Bu mahkemelerde başkanlık görevini en kıdemli üye yapar.

    ASKERİ MAHKEMELERİN YETKİLERİ:

    Disiplin mahkemeleri, asker kişilerin bazı askerî suçlarına bakmaktadırlar. Bu suçlar kuruluş Kanununda belirtildiği üzere, kısa süreli kaçma, kısa süreli izin süresini geçirme, astına sövmek, hakaret etmek, nöbet talimatına aykırı hareket etmek, sarhoşluk, vb. basit suçlardır.
    Askeri mahkemelerin yetkisi ise; Anayasa’da ve diğer kanunlarda belirtilen askeri suçlardan oluşmaktadır. Bunlar; askeri veya sivil kişiler tarafından veya birlikte işlenmiş olabilir.
    Bir Askeri Mahkemenin yetkisi, kendisine bağlanmış birlik veya askeri kurum mensupları ile sınırlıdır. Yani bir mahkeme sadece kendi birlik ve kurumunun mensuplarını yargılayabilir. Asker olmayan kişilerin asker kişilerle müşte-reken işledikleri suçlarda da yetki aynıdır (Md:21)
    Askeri Yargının bakacağı asker olmayan kişilerin suçları 353 sayılı “Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usu-lü Hakkında Kanun” ile belirlenmiştir.
    “Madde 12 - Askeri mahkemelere ve adliye mahkemelerine tabi kişiler tarafından bir suçun müştereken işlenmesi halinde eğer suç Askeri Ceza Kanununda yazılı bir suç ise sanıkların yargılanmaları askeri mahkemelere; eğer suç Askeri Ceza Kanununda yazılı olmayan bir suç ise adliye mahkemelerine aittir.”
    Görüldüğü üzere; sivil kişilerin işlediği suçlar 1632 sayılı Askeri Ceza Kanununda yazılı suçlardan biri değil ise; sanıklar Askeri Yargı’da yargılanamaz.
    Madde 9 - Askeri mahkemeler kanunlarda aksi yazılı olmadıkça, asker kişilerin askeri olan suçları ile bunların asker kişiler aleyhine veya askeri mahallerde yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidirler
    Madde 13- Askerî Ceza Kanununun 55, 56, 57, 58, 59, 61, 63, 64, 75, 79, 80, 81, 93, 94, 95, 114 ve 131 inci maddelerinde yazılı suçlar, askerî mahkemelerin yargı yetkisine tâbi olmayan sivil kişiler tarafından barış zamanında işlenirse; bu kişilerin yargılanması, adlî yargı mahkemeleri tarafından, Askerî Ceza Kanunu hükümleri uygulanmak suretiyle yapılır.

    ASKER ŞAHIS= ASKERİ KİŞİ KİMDİR ?

    Anayasa’nın 145. maddesinde bahsi geçen “askeri şahıs=asker kişi” olarak kimlerin kabul edileceğini, Askeri Mah-kemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Hakkında Kanunu açıklamaktadır. (3)
    1) Muvazzaf askerler: Subaylar, askeri memurlar, askeri öğrenciler, astsubaylar, erbaşlar ve erler.
    2) Yedek askerler (Askeri hizmette bulundukları sürece),
    3) Milli Savunma Bakanlığı veya Türk Silahlı Kuvvetleri kadro ve kuruluşlarında çalışan sivil personel,
    4) Askeri işyerlerinde çalışan ve İş Kanununa tabi bulunan işçiler,
    5) Rızası ile Türk Silahlı Kuvvetlerine katılanlar,
    Muvazzaf ve yedek askerlerin yanında Askeri işyerlerinde çalışan işçilerin de “askeri şahıs” içine dâhil edildiği görülüyor.
    Aynı konuda hüküm getiren 1632 sayılı Askeri Ceza Kanununun 3. maddesi (4) “askeri şahıs” ları sayarken işçiler-den bahsetmemektedir. Burada iki kanun arasında bir farklılık mevcuttur. Ancak, “Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Hakkında Kanun” “Askeri Ceza Kanunu”na göre özel kanun olduğundan hükümleri bakımından öne alınıp, “Askeri işyerlerinde çalışan ve İş Kanununa tabi bulunan işçiler” de yargılamada “askeri şahıs” olarak kabul edilecektir.
    Milli Savunma Bakanlığı ile Türk Silahlı Kuvvetleri kadro ve kuruluşunda çalışan Devlet memurlarının “asker kişi” kabul edilmeleri; amirlerinin emirlerine uymamaları halinde mümkündür.
    “Amirlerine mutlak surette itaate ve kanun ve nizamlarda gösterilen hallerde de üstlerine mutlak itaate mecburdurlar.” “Ast muayyen olan vazifeleri, aldığı emri vaktinde yapar ve değiştiremez, haddini aşamaz. İcradan doğacak mesuliyetler emri verene aittir.”
    “İtaat hissini tehdit eden her türlü tezahürler, sözler, yazılar ve fiil ve hareketler cezai müeyyidelerle men olunur” (5)
    “Askeri Şahıs” kapsamına giren bir diğer grup ise “Rızası ile Türk Silahlı Kuvvetlerine katılanlar” şeklinde belirtilmiştir. Bunlardan kasıt; askeri operasyonlara kanuni mecburiyet olmadan iştirak eden siviller, korucular, istihbarat sebebiyle Silahlı Kuvvetlerin faydalandığı kişiler sayılabilir. 926 sayılı TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ PERSONEL KANUNU, 477 sayılı DİSİPLİN MAHKEMELERİ KURULUŞU, YARGILAMA USULÜ VE DİSİPLİN SUÇ VE CEZALARI HAKKINDA KA-NUN, 211 sayılı TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ İÇ HİZMET KANUNU, 1632 sayılı ASKERİ CEZA KANUNU gibi askeri şahıslarla ilgili hükümler içeren kanunlarda bu grubu belirleyen herhangi bir madde bulunmamaktadır.
    Asker Kişilerin Yargılanması konusunu kapatırken çok enteresan bir hususu belirtmek isterim: Gerek Anayasa, gerek Askeri Ceza Kanunu, gerekse Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Hakkında Kanun’da asker kişilerin diğer asker kişiler aleyhine işledikleri suçlara Askeri Yargının bakacağı açıkça belirtilmiştir. Müşterek suçlarda olduğu gibi burada da önemli bir kural, suçların Askeri Ceza Kanununda belirtilmiş olmasıdır. (6)
    Rütbeleri aynı olan iki askeri kişi arasındaki kavga, Askeri Ceza Kanununda belirtilen suçlardan olmadığı için Askeri Ceza Kanununun göndermesiyle (7) Türk Ceza Kanunu kapsamında işlem görecektir. O kadarki, bu kavga askeri mahalde, askeri görevle ilgili olsa dahi.
    Asker kişilerin şahsi ihtilafları ile ilgili yargılamaları, askeri ceza mahkemelerin yargı yetkisi dışında bırakmıştır. Kanuna göre “Askerî ceza yargısı askerî mahkemelerin askerî ceza yargısı alanındaki yargısal faaliyetleridir.” [Sahir Erman, Askerî Ceza Hukuku, İstanbul, İÜHF Yayınları, 1970, s.299-613.]
    Bu konuya benzer bir davada Anayasa Mahkemesi de bu hususu şöyle belirtmektedir: “Adam öldürmeye tam teşebbüs suçundan sanık er hakkında açılan kamu davasında, sanıkla mağdurun aynı rütbede oldukları, aralarında astlık üstlük münasebeti bulunmadığı, askerlik hizmetini bitirmiş olması gereken sanığın terhis olup olmadığının araştırılarak öncelikle görev konusunun çözümlenmesi gerektiği belirtilerek hükmün bozulması üzerine yapılan yargılamada Mahkeme, 353 sayılı Yasa’nın 4191 sayılı Yasa ile değişik 17. maddesinin Anayasa’ya aykırı olduğu kanısına vararak iptali için doğrudan başvurmuştur.” (8)

    AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ(AİHM) VE AB’NİN GÖRÜŞÜ:

    AİHM, askeri yargıya kural olarak karşı değildir. Mahkeme, “adil yargılanma hakkı” konusundaki 6. maddeyi nazara alarak askeri Yargı kararlarını incelemektedir. Avrupa Birliğine Katılım Ortaklığı Belgesinde (KOB) (2008/157/EC) “Kısa Vadeli Öncelikler” başlıklı bölümde (3.1) Askeri Yargı konusu açıkça dile getirilerek; “Askeri mahkemelerin yargı yetkisinin askeri personelin askeri görevleriyle sınırlandırılması.” istenilmiştir. (9)

    ASKERİ YARGI’NIN BAĞIMSIZLIĞI:

    Askerî mahkemelerin kuruluş ve işleyişi kanunla düzenlenmesine karşın, teşkilindeki husus bağımsızlığını tartışılır hale getirmektedir. Askerliğin “disiplin” kavramına bağımlılığı bir zorunluluk olduğundan, Askeri Yargıçların da bağlı oldukları komutanlara itaat etmek durumunda bulunmaları 211 sayılı Türk Silahlı Kuvvetler İç Hizmet Kanununun 14/1-2 md. (10) göre zorunludur. Sivil Yargıçlar için aynı konu geçerli değildir.
    Ayrıca; Milli Savunma Bakanı Askeri Savcılara emir vererek soruşturma yapılmadan kamu davası açtırabilmektedirler: “353 Sayı-lı Kanun: Madde 111 - Askerî savcı tarafından verilip süresi içinde itiraz edilmeyen veya itiraz edilip de süresi içinde itiraz edilmediğinden veya sebep gösterilmediğinden hakkındaki itiraz reddolunmuş bulunan kovuşturmaya yer olmadığı kararı üzerine, Millî Savunma Bakanı soruşturmaya devam edilmesi veya kamu davası açılması hususlarında askerî savcıya emir verebilir.
    Kamu davasının açılması hususunda verilecek emir üzerine askeri savcı, soruşturma yapmaksızın iddianame ile kamu davasını açar.”
    Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Birinci Dairesinin, Askeri Yargı’nın teminatı ve Bağımsızlığı için yüksek sesli bir feryad olarak E: 2008/32 No.lu kararında şöyle demektedir:
    “Anayasal güvence altına alınarak mahkemelerin bağımsızlığının (Anayasa md.138) korunması ve hâkimliğin teminat altına alınması (Anayasa .md.139), sivil ve askeri yargı açısından eş değer tutulmuştur. (Anayasa md 9). Askeri ve sivil mahkemelerin yargı görev ve yetkisine giren herkes için, adil yargılanma hakkı (Anayasa. md. 36) mevcuttur.”
    “Askeri hiyerarşi içinde önemli bir konumda olan teşkilatında askeri mahkeme kurulan komutanın; soruşturma emri verme, tutuklamayı talep etme, tahliye ve tutuklama kararlarına itiraz etme, savcılık kararlarına itiraz etme, mahkeme kararlarını temyiz etme yetkileri dikkate alındığında, yargılamanın süjelerinden biri olduğu açıkça görülmektedir. Bu yetkilerle donatılmış ve yargılama süjesi olarak yerini almış bulunan komutanın askeri hâkimler hakkında subay sicili düzenleyerek değerlendirme yapması, hâkim bağımsızlığı ve teminatını etkisiz kılmakta; bu ilkelerin hayata geçirilmesine engel olmaktadır.”
    “Askeri mahkeme ve askeri savcılıklarda görev yapan askeri hâkim ve askeri savcıların, yargısal faaliyetlerini yerine getirirken, terfii ve yükselmelerine esas teşkil edecek olan subay sicilini tanzim eden üstlerinin etkisi altında kalmaları olası-lığının varlığı dahi, adaletin tam olarak gerçekleştiğinin dışarıdan algılanması konusunda, bir takım tereddütlerin doğmasına yol açacağı kuşkusuzdur. Bu durum ise Anayasanın 138 inci maddesinde yer alan “mahkemelerin bağımsızlığı” ve Anayasa-nın 139 uncu maddesinde belirtilen “hâkimlik ve savcılık teminatı” ile bağdaşmaz.”
    “Ayrıca, askeri hizmet gereklerinin ön plana çıkarılması, Anayasanın 2 nci maddesindeki “demokratik hukuk devleti”, 9 uncu maddesindeki “yargı yetkisinin Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılacağı” ilkeleriyle ve 145 inci maddenin içeriğiyle de çatışmaktadır.”
    Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin yukarıdaki sebeplerle Anayasaya aykırı olduğunu belirttiği maddeleri Anayasa Mahke-mesi “Askerlik hizmetinin gerekleri, mahkemelerin bağımsızlığına ve bu bağımsızlığın güvencesi ve dayanağı olan hâkimlik teminatına dokunmadığı sürece geçerli olabilir. Başka bir deyimle askeri mahkemelerin anayasal yapısı karşısında askerlik hizmetle-rinin gerekleri nedenine dayanılarak askeri mahkemelerde görev yapan hâkimlerin bağımsızlığının ve teminatının zedelenmesine yol açılması savunulamaz. Askeri hizmetin gerekleri hâkimlerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatını koruyacak güvenlik alanının sınırına dayandığı anda askerlik hizmetlerinin gereklerinin işletilmemesi gerekir.”
    “Bu nedenle nezdinde askeri mahkeme kurulan komutan veya askeri kurum amirleri ile kıdemli askeri hâkimlerin askeri hâkimlere subay sicili belgesi vermesi, askeri mahkemelerin bağımsızlığına ve hâkimlik teminatına aykırılık oluşturmaktadır. Buna göre iptali istenilen kuralların, hâkim bağımsızlığı ilkesi ile bağdaştırılması olanaksız olduğundan Anayasa’nın 9., 138., 139. ve 145. maddelerine aykırıdır. İptalleri gerekir.” diyerek iptal kararı vermiştir. (11)

    Yargıtay Onursal Başkanı Prof. Dr. Sami Selçuk;
    “Eğer bir yargıç hiyerarşik düzen içinde amirinden (komutanından) buyruk alıyorsa, ona bağımlıysa, sicillini amiri veriyorsa bağımsız değildir, elbette. 1989/3562 sayılı Yasanın 2. maddesine göre, “Subay (asteğmenden albaya dek) sicil belgesinin, idari üstlerince askeri yargıç subaylar hakkında düzenleneceği kuralı yer almaktadır. İşbu hük-me göre askeri mahkemelerde askeri yargıçlık görevi yapan askeri yargıçlar hakkında da idari sicil üstlerince subay sicil belgesi düzenlenecek ve bu suretle yargı hizmetini yürüten askeri yargıçların yükselmelerinde işbu idari sicil değerlendirilecektir.”
    Yasayla değil, Genelkurmay Başkanlığının isteğiyle kurulabilen, Milli Savunma Bakanlığınca kaldırılabilen; subay üyeleri amirince/komutanınca seçilen, amirine hesap veren, önündeki dava, komutanın önerisiyle Milli Savunma Ba-kanlığınca başka mahkemeye aktarılabilen, sıkıyönetim mahkemesi olarak görev yaptığı sırada daha sıkı bir buyruk-komuta ilişkisi içine giren bir (askeri) mahkeme ve yargıç düşünün. Atanmalarında sözü amiri/komutanı söylesin. Milli savunma bakanına hesap veren müfettişlerce denetlensin ve aynı bakanca disiplin cezası verilebilsin. Hiçbir yargı mensubunun katılmadığı askeri bürokratlardan ve iki siyasetçiden oluşan Yüksek Askeri Şuranın hukuken karşı ko-nulamaz kararıyla emekli edilebilsin.
    Bu koşullarda yargı görevini yerine getiren bir askeri mahkemenin, bir askeri yargıcın/savcının bağımsız olduğu söylenebilir mi? “ diye sorarak devam etmektedir:
    “Bütün bunlar, askeri yargının amacının disiplin kavramında düğümlendiğini göstermektedir.
    Bu görüşlere ve çıkarılan sonuçlara bütünüyle katılmak kuşkusuz olanaksızdır.
    Bir kez, her iki yargı da yasalara göre hüküm kurmaktadır. O yüzden askeri yargı da sivil yargı gibi, yasal hüküm-leri doğru yorumlamak ve uygulamak zorundadır. İşlev aynıdır. Yorum etkinliğine disiplin vb dürtüler karıştırılamaz.
    Bu görüşlerden çıkarılması gereken sonuç da açıktır: Ayrı bir askeri yargıya gerek yoktur. Sadece disiplin söz konusu olduğunda ayrı bir yargıya gerek duyulabilir. O kadar.”. demektedir. (Prof. Dr. Sami Selçuk -Star Gazetesi - 01.09.2009)

    ABD-KANADA VE AB ÜLKELERİNDE ASKERİ YARGI:

    11 AB ülkesi askerî mahkemeyi tamamen kaldırmış bulunuyor. AB ülkelerinin birçoğu yıllar önce askerî yargı alanına çeki-düzen verdi.
    •Almanya’da; askerî ceza yargısı ve askerî savcılık kurumu yok. Askerî ceza kanunu ve genel ceza kanunlarında yer alan suçları işleyen askerler sivil mahkemelerde yargılanıyor.
    •Fransa’da; Barış döneminde, Paris Daimi Silahlı Kuvvetler Mahkemesi hariç, askerî yargı mevcut değil. ikisi sivil, üçü askeri olmak üzere beş hâkimden oluşan Daimi Silahlı Kuvvetler Mahkemesinin kararlarının temyiz incelemesi Yargıtay'da yapılmaktadır.
    •Belçika’da; 2004 yılında barış dönemlerinde askerî mahkemeler lağvedildi.
    •Hollanda’da; 1991`deki değişiklikle askerler hakkında yargılama hakkı sivil mahkemelere devredilerek Askerî suç-lar Arnhem Sivil Ceza Mahkemesi`ne dâhil edildi.
    •İsveç’de: Ayrı bir askerî yargı bulunmuyor. Askeri davalar sivil mahkemelerde görülüyor.
    •Polonya’da: Askerî mahkemeler önceleri ihtilal aleyhtarı faaliyet gösteren ve askerî ceza kanununda yazılı olan bazı suçlardan dolayı sivil şahısları da yargılamakta iken, 1955`te sivilleri yargılama görevi askerî mahkemelerden alınarak genel mahkemelere verildi.
    •Macaristan’da: Askerî suçlar, ceza kanunu içinde bir bölüm olarak düzenleniyor. Askerî mahkeme yok, askerî hâkimler var.
    •Çek Cumhuriyetinde: 1993`te askerî mahkemelerin görevleri sivil mahkemelere devredildi. Askerî suçların yargılanmasında ayrı özel usul ve kurallar bulunuyor.
    •Danimarka’da: Kara ve hava kuvvetlerinde askerî mahkeme yok. Açık denizdeki savaş gemilerinde ve Grönland`da işlenen suçların yargılanmasında askerî mahkemeler kurulabiliyor.
    •İngiltere’de: Askeri Mahkemeler var. Ancak, askeri mahkemelerin kararları, sivil hâkimlerden oluşan Askeri Temyiz Mahkemesi tarafından denetlenmekte ve bu mahkemelerin kararlarına karşı da Lordlar Kamarasına başvurulabilmektedir
    •Avusturya’da: Barış zamanında askerî mahkeme kurulması anayasal olarak mümkün değil. Genel yargıdan ayrı bir askerî yargı ve diğer hâkimlerden ayrı bir askerî hâkimlik sistemi yok.
    •Finlandiya’da: Askerî mahkeme yok. Askerî suçlar, adliye mahkemelerinde özel statüde bir yargılamaya tabi bulu-nuyor.
    •İspanya’da: Askerî mahkemelerin yetkileri kısıtlanmış. Anayasa`nın 117. maddesi sadece askerî konularda askerî yargının yetkisini tanıyor.
    •İtalya’da: İtalyan anayasasında, tek devlet içinde yargı erkinin tekliği, ancak yargı kollarının çeşitliliği prensibi işliyor. Barış zamanında askerî mahkemeler, sadece askerî suçlara bakıyor.
    •Letonya’da: Askerî mahkeme yok. Tüm suçlara sivil mahkemeler bakıyor.
    •Yunanistan’da: Silahlı kuvvetlerde yargı, askerî mahkemeler ve sivil yüksek mahkeme eliyle yürütülüyor.
    •İrlanda’da: Askerî mahkemeler daimi değil. Özel bir durum oluştuğunda kuruluyor. Askerî mahkemeler komutanlardan tamamen bağımsız. Mahkeme üyeleri üzerinde hiçbir üst rütbelinin yetkisi yok.
    •Amerika Birleşik Devletleri'nde askeri mahkemelerin üzerinde İstinaf Mahkemesi, bunun üzerinde de beş sivil hâkimden oluşan Silahlı Kuvvetler Temyiz Mahkemesi bulunmaktadır.
    •Kanada'da askeri mahkemelerin üzerinde, Federal Mahkeme tarafından görevlendirilen sivil hâkimlerden teşekkül eden İstinaf Mahkemesi bulunmaktadır. Bu mahkemenin kararları da Kanada Yüksek Mahkemesi tarafından incelenmektedir

    DİP NOTLAR
    [1] TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI - 18/10/1982
    1632 SAYILI ASKERİ CEZA KANUNU - 22/05/1930-
    353 SAYILI ASKERİ MAHKEMELER KURULUŞU VE YARGILAMA USULÜ HAKKINDA KANUN -25/10/1963-
    211 SAYILI TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ İÇ HİZMET KANUNU - 4/1/1961-
    1600 SAYILI ASKERİ YARGITAY KANUNU - 27.06.1972-
    1602 SAYILI ASKERİ YÜKSEK İDARE MAHKEMESİ KANUNU - 04.07.1972-
    357 SAYILI ASKERİ HAKİMLER KANUNU - 26.10.1963 -
    477 SAYILI DİSİPLİN MAHKEMELERİ KURULUŞU, YARGILAMA USULÜ VE DİSİPLİN SUÇ VE CEZALARI HAKKINDA KANUN -16/06/1964 -
    926 SAYILI TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ PERSONEL KANUNU - 27/07/1967
    [2] ANAYASA MAHKEMESİ -E: 1999/13 K:1999/26 Tarih: 14.6.1999
    [3] 353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Hakkında Kanun - Madde:10
    [4] 1632 Sayılı ASKERİ CEZA KANUNU: Madde 3 - Askeri şahıslar; Mareşalden asteğmene kadar subaylar, astsubaylar, Milli Savunma Bakanlığı ile Türk Silahlı Kuvvetleri kadro ve kuruluşunda çalışan sivil personel, uzman jandarma ve uzman erbaşlar, erbaş ve erler ile askeri öğrencilerdir. Milli Savunma Bakanlığı ile Türk Silahlı Kuvvetleri kadro ve kuruluşunda çalışan Devlet memurlarının asker kişi sıfatları, 04/01/1961 tarihli ve 211 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanununun 115 inci maddesinde belirtilen yükümlülükleri ile sınırlıdır.
    (211 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu: Madde 115 - Silahlı Kuvvetlerde çalışan sivil memur, müstahdem, müteferrik müstahdem ve gündelikçi sivil personel bu kanunun askerlere tahmil ettiği sorumluluk ve hizmetlerin ifası bakımından:
    a) Amir vazifesi alanlar; maiyetindeki bütün askeri ve sivil personele hizmetin icap ettirdiği emirleri verebilir. Ceza vermek salahiyetleri yoktur. Maiyetin cezalandırılması icap eden hallerde en yakın askeri amire müracaat edilir.
    b) Bütün sivil personel emrinde çalıştıkları askeri amirlere karşı ast durumunda olup bu kanunun 14 üncü maddesinin asta tahmil ettiği vazifeleri aynen yapmaya mecburdurlar. Hilafına hareket edenler askerlerin tabi olduğu cezai müeyyidelere tabi olurlar.)
    [5] 211 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu: Madde 14 - Ast; amir ve üstüne umumi adap ve askeri usullere uygun tam bir hürmet göstermeye, amirlerine mutlak surette itaate ve kanun ve nizamlarda gösterilen hallerde de üstlerine mutlak itaate mecburdur. Ast muayyen olan vazifeleri, aldığı emri vaktinde yapar ve değiştiremez, haddini aşamaz. İcradan doğacak mesuliyetler emri verene aittir. İtaat hissini tehdit eden her türlü tezahürler, sözler, yazılar ve fiil ve hareketler cezai müeyyidelerle men olunur
    [6] 353 SAYILI ASKERİ MAHKEMELER KURULUŞU VE YARGILAMA USULÜ HAKKINDA KANUN: Madde 12 - Askeri mahkemelere ve adliye mahkemelerine tabi kişiler tarafından bir suçun müştereken işlenmesi halinde eğer suç Askeri Ceza Kanununda yazılı bir suç ise sanıkların yargılanmaları askeri mahkemelere; eğer suç Askeri Ceza Kanununda yazılı olmayan bir suç ise adliye mahkemelerine aittir.
    [7] 1632 SAYILI ASKERİ CEZA KANUNU : Madde 2 - Askeri şahısların askeri olmayan suçları için Türk Ceza Kanunu hükümleri tatbik olunur.
    [8] ANAYASA MAHKEMESİ KARARI: Esas Sayısı: 1996/74 Karar Sayısı: 1998/45 Karar Günü: 1.7.1998
    [9] Türkiye ile Katılım Ortaklığının kapsadığı ilkeler, öncelikler ve koşullara dair bir KONSEY KARARI http://www.abgs.gov.tr/files/AB_Ilis..._Belg_2007.pdf
    [10] 211 sayılı Türk Silahlı Kuvvetler İç Hizmet Kanunu :
    Madde 14 - Ast; amir ve üstüne umumi adap ve askeri usullere uygun tam bir hürmet göstermeye, amirlerine mutlak surette itaate ve kanun ve nizamlarda gösterilen hallerde de üstlerine mutlak itaate mecburdur.
    Ast muayyen olan vazifeleri, aldığı emri vaktinde yapar ve değiştiremez, haddini aşamaz. İcradan doğacak mesuliyetler emri verene aittir.
    İtaat hissini tehdit eden her türlü tezahürler, sözler, yazılar ve fiil ve hareketler cezai müeyyidelerle men olunur.
    [11] ANAYASA MAHKEMESİ KARARI E:2006/105 K:2009/142 Tarih:8.10.2009

    ANAYASA MAHKEMESİ KARARI E: 2006/105 K: 2009/142 Tarih: 8.10.2009



    Hukuki NET Güncel Haber

    Askeri Yargı ve Yetkileri konulu yargıtay kararı ara
    Askeri Yargı ve Yetkileri konulu hukuk haber

  2. # Nedir?
    Tavsiye Soru Cevap
    Kayıt Tarihi
    Bugün
    Nerede
    Avukat Dünyası
    İletiler
    Ne kadar?
     
  3. #2
    Kayıt Tarihi
    Feb 2008
    İletiler
    34
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı ülke'nin başında askeri yargı ve ayim...halkın canına okumaktadır.

    Varlığı hiçbir batılı ülkede kalmamış, gelişmiş ülkelerden tamamıyle ayıklanmış bu askeri yargı sistemi, maalesef bizim ülkemizde devam etmekte, ahbab-çavuş ilişkileri ile, komutanlardan alınan emirlerle, askeri yüksek idare mahkemesinin noterlik onayıyle sürdürülmektedir..başta ayim denen yüksek mahkemeye atanan hukukçu olmayan ve maaşlarını, özlük haklarını davalı dairelerden alan subay üyelerin, gözünü kırpmadan ve hukuk tanımadan davalı daire lehine kullandığı oylar, mağdur olan başta sivil personel olmak üzere çok kişiler, adaletten yoksun bırakılmaktadır.2006 yılında istanbul askerlik dairesinde görevli bir sivil memur, milli savunma bakanlığındaki hasımlarının direktifiyle görevinden atılmış, başvurabileceği tek yüksek mahkeme olan ayim'e müracaat etmiş, ayimdeki üyelerin Milli Savunma Bakanlığından aldığı telkinler ve direktifler dolayısıyle davası reddedilmiştir. Memurun avukatı ayim üyelerine sorduğunda "tamam hukuksa hukuk, hukuk öyle diyor diye istemediğimiz adamı çalıştırmak zorundamıyız" cevabını almıştır. Bunun örnekleri çoktur. Ayim denen yüksek mahkemenin verdiği tüm kararlar davalı daire lehine olmakta, avrupa insan hakları mahkemesinden bu davalar tümüyle dönmekte ve türkiye yüklü miktarlarda tazminat ödemeye mahkum edilmektedir.
    Konu eyupyasar tarafından (06-02-2010 Saat 22:05:38 ) de değiştirilmiştir.

+ Konuyu Yanıtla

Bu sayfada bulunan kavramlar:

askerin kendi arasindaki kavga cezasi

askeri savcı yetkileri

askerin yetkileri

askeri yargıda savcılık

talimata aykiri hareket hagb uzman erbaş

askeri mahalde kavga

askerde kavga etmek site:www.hukuki.net

Forum

Benzer Konular :

  1. Devletin Askeri faaliyetlerinde Yargı Bağışıklığı [Kitap Fiyat bilgisi]
    Firdes Şeyda Türkay - On İki Levha Yayıncılık - 2013 Eylül - 27,50 TL Devletin Askeri faaliyetlerinde Yargı Bağışıklığı hakkındaki işbu hukuki...
    Yazan: Hukuk Kitapçısı Forum: Hukuk Kitapları Tanıtımı
    Yanıt: 0
    Son İleti: 14-09-2013, 03:30:05
  2. [2012] 3. Yargı Pakedi İle Askeri Suçlar'da HAGB Kapsamına Alınacakmış
    Basın ve medyadan takip edebildiğim kadarıyla askeri suçlarda başlaması ile aynı anda (1 ay kadar bir süre içinde) 2008 yılında kapsam dışı bırakılan...
    Yazan: desende_asi Forum: Askeri Ceza Hukuku
    Yanıt: 1
    Son İleti: 25-05-2012, 07:25:36
  3. Karşılaştırmalı Hukukta Askeri Yargı [Kitap Fiyat bilgisi]
    Mustafa Şimşek; Kazancı Kitap; 2011; 20,00 TL Karşılaştırmalı Hukukta Askeri Yargı hakkındaki işbu hukuki kitap Hukuk Market tarafından...
    Yazan: Hukuk Kitapçısı Forum: Hukuk Kitapları Tanıtımı
    Yanıt: 0
    Son İleti: 19-03-2011, 00:00:05
  4. Askeri Yargı ve Adli Yargı Arasındaki Görev Sorunları kitabı
    Adli, İdari ve Askeri Yargı'nın Görev Alanları'nın belirlenmesinde Uyuşmazlık Mahkemesi son karar merciidir. 1988 Askeri Yargı ve Adli...
    Yazan: Hukuk Kitapçısı Forum: Hukuk Kitapları Tanıtımı
    Yanıt: 0
    Son İleti: 29-09-2010, 18:00:01
  5. Barış zamanlarında askeri personelin davalarına sivil yargı bakacak
    yeni kabul edilen bu yasa ile arkadaşlar hangi davalar sivil yargıya taşınmış oluyor.bilen biri özetleyebilirmi.
    Yazan: magdurum Forum: Askeri Ceza Hukuku
    Yanıt: 49
    Son İleti: 20-09-2009, 14:13:18

Yetkileriniz

  • Yeni konu açma yetkiniz yok
  • Konuya cevap verme yetkiniz yok
  • Dosya ekleme yetkisi yok
  • İleti düzenleme yetkisi yok
  •  


2022 tarihli Hukuk Blog |  Arabulucu |  Hukuk Kitapları |  Alman Hukuku |  Özel Güvenlik AŞ. |  İş İlanları |  Ankahukuk |  Psikolog |  Site Ekleme |  Sihirli Kadın |  Sağlık |  Satılık Düşecek Domainler |  Bayefendi |  Afternic Alanadı satış (Domain alımı) | 

™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨‍💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.