Göğüs ağrısını hafife almayın

Nadir görülen ‘aort diseksiyonu’ hastalığının kalp krizi kadar tehlikeli olduğunu ve tedavide geç kalındığında ölümle sonuçlanabildiği söylendi.

Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kutay Taşdemir, kalp damar hastalıkları arasında ölümcül sonuçlar doğuran hastalıkların başında gelen aort diseksiyonunda erken tedavinin çok önemli olduğu belirtti. Kalp krizine benzer belirtiler gösterek bu hastalıkta, hipertansiyon hastalarının en büyük risk grubunu oluşturduğunu kaydeden Prof. Dr. Taşdemir, tansiyon hastalarının, hamilelerin, 50- 60 yaş arasında ve aort kapağı bozuk olanların da bu hastalık riski altında olduklarını kaydetti. Aort diseksiyonunun nadir görülen, fakat görüldüğünde çabuk tedavi gerektiren bir kalp damar hastalığı olduğunu anlatan Prof. Dr. Taşdemir şöyle konuştu:

“Aort diseksiyonu kalp ve damar hastalıkları arasında en ön sırada yer alan yaşamı tehdit eden hastalıklardan birisidir. Bu hastalık sıklık bakımından erkeklerde kadınlara oranla 2 kat fazla görülür. Özellikle tansiyon hastalarında, hamilelerde, 50- 60 yaş arası arasında ve aort kapağı bozuk hastalarda sıkça görülür. Tansiyon yüksekliği bu hastalıkta önemli etkendir. Hastalık ana aort damarında yırtılma ile kanın damarın zayıf yerinden damar tabakası arasına girerek kendine ikinci yol açması sonucu ortaya çıkar. Göğüs duvarında genellikle yırtıcı bir ağrı ile başlar (göğse bıçak saplanmış gibi), sırta doğru ağrı yayılır. Hastalığın en önemli belirtisi budur. Bu belirti kalp krizine benzediğinden bazen iki hastalık karıştırılabilir. Özellikle yüksek tansiyonu bulunan hastalar aort diseksiyonunu çok dikkat etmeliler. Eğer göğüslerinde böyle bir ağrı hissediyorlarsa mutlaka en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalılar.”
(Hurriyet/13.01.2010)