Atık yağlar suları öldürüyor

[Av.Engin Oğuz]

Türkiye'nin sularının, akarsularının, göllerinin ve denizlerinin kurtarılması sizlerin elinde. Hem de çok basit bir yöntemle...

Hepimiz yemek yapmak ve kızartma yapmak için evmizde çeşit çeşit yağ kullanıyoruz. Ayçiçek yağı, zeytinyağı, mısırözü yağı, margarin vs... Peki bu yağları kullandıktan sonra ne yapıyoruz? Lavaboya döküyoruz değil mi...

TAM BİR KATLİAM

İşte doğa katliamı da tam bu noktada başlıyor. Lavabodan döktüğümüz her bir damla yağ ile Türkiye'nin geleceğini çalıyoruz ve zaten sınırlı olan su kaynaklarımızı katlediyoruz... Hem de ne katliam....

Lavabodan döktüğümüz bir litre yağ tam 1 milyon litre suyu mahvediyor. Evet evet, 1 litreye 1 milyon litre... Fritözlerde kirlenen yağlar, kızartma yapıldıktan sonra tavalardan dökülen yağlar denizlerimizde, göllerimizde, akarsularımızda ve içme suyu kaynaklarımızda geri dönülmesi imkansız hasarlar yaratıyor.

Bu yağlar suların üzerinde birikerek güneş ışıklarının aşağıya geçmesini önlüyor ve oksijeni keserek sudaki tüm dengeyi bozuyor. Hem sudaki canlı yaşamı bitiyor hem de sular hızla kirlenerek tüm işlevini yitimeye başlıyor. Uzmanların söylediğine göre bu kirlenme böyle devam ederse 30-40 yıl sonra Türkiye büyük bir su sorunu ile karşı karşıya kalacak.

BU NUMARAYI BUZDOLABINIZIN ÜZERİNE YAPIŞTIRIN: 444 28 45

Mevcut durum bu kadar kötü maalesef. Peki değiştirmek için bişeyler yapabilir miyiz? Evet yapabiliriz. Her bir hane halkı, her bir küçük dükkan, her bir işletme bu gidişatı değiştirebilir. Yağları lavabodan dökmek yerine ufak bidonlarda biriktirebilirsek bütün işi çözebiliriz. Çünkü bu bidonları sizden ücretsiz olarak alacak kurumlar var Türkiye'de. Evinizde 5 litre biriktirin, açın bir telefon, gelip alsınlar. Bu kadar basit.

İşyerleri için de ufak bir hatirlatma yapalım. Atık yağını vermek için sözleşme yapmamanın, yağları lavabodan dökmenin aslında büyük bir cezası var. Tam 73 bin lira. Bu ceza şimdiye kadar kesilmemiş ama sorunun ne kadar ciddi olduğunun farkına varan belediyeler yakında cezayı kesmeye başlayacaklar. Bizden uyarması, sürpriz bir ceza ile karşılaşmamak için elinizi çabuk tutun.

Yağ meselesi memleket meselesi. Buradan biz de çağrıda bulunuyoruz:

"Başta gıda işletmeleri, sonra kurumlar, okullar, oteller, dernekler ve haneler... Gelin bu yağları biriktirin ve yetkili şirketlere verin. Yapacağınız iş basit, evlerde 5 litre atık yağ biriktiren herkes atık yağ hattı olan 444 28 45'i arasın ve şirket gelip kapınızdan alsın. Gıda işletmeleri de sözleşmelerini yapıp bidonlarda biriktirmeye başlasın. Sularımızı zehirlemeyelim, geleceği kurtaralım..."

http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/13259520.asp?gid=229

[Kimyaci Ahmet]

Türkiye'nin sularının, akarsularının, göllerinin ve denizlerinin kurtarılması sizlerin elinde. Hem de çok basit bir yöntemle...

Hepimiz yemek yapmak ve kızartma yapmak için evmizde çeşit çeşit yağ kullanıyoruz. Ayçiçek yağı, zeytinyağı, mısırözü yağı, margarin vs... Peki bu yağları kullandıktan sonra ne yapıyoruz? Lavaboya döküyoruz değil mi...

TAM BİR KATLİAM

İşte doğa katliamı da tam bu noktada başlıyor. Lavabodan döktüğümüz her bir damla yağ ile Türkiye'nin geleceğini çalıyoruz ve zaten sınırlı olan su kaynaklarımızı katlediyoruz... Hem de ne katliam....

Lavabodan döktüğümüz bir litre yağ tam 1 milyon litre suyu mahvediyor. Evet evet, 1 litreye 1 milyon litre... Fritözlerde kirlenen yağlar, kızartma yapıldıktan sonra tavalardan dökülen yağlar denizlerimizde, göllerimizde, akarsularımızda ve içme suyu kaynaklarımızda geri dönülmesi imkansız hasarlar yaratıyor.

Bu yağlar suların üzerinde birikerek güneş ışıklarının aşağıya geçmesini önlüyor ve oksijeni keserek sudaki tüm dengeyi bozuyor. Hem sudaki canlı yaşamı bitiyor hem de sular hızla kirlenerek tüm işlevini yitimeye başlıyor. Uzmanların söylediğine göre bu kirlenme böyle devam ederse 30-40 yıl sonra Türkiye büyük bir su sorunu ile karşı karşıya kalacak.

BU NUMARAYI BUZDOLABINIZIN ÜZERİNE YAPIŞTIRIN: 444 28 45

Mevcut durum bu kadar kötü maalesef. Peki değiştirmek için bişeyler yapabilir miyiz? Evet yapabiliriz. Her bir hane halkı, her bir küçük dükkan, her bir işletme bu gidişatı değiştirebilir. Yağları lavabodan dökmek yerine ufak bidonlarda biriktirebilirsek bütün işi çözebiliriz. Çünkü bu bidonları sizden ücretsiz olarak alacak kurumlar var Türkiye'de. Evinizde 5 litre biriktirin, açın bir telefon, gelip alsınlar. Bu kadar basit.

İşyerleri için de ufak bir hatirlatma yapalım. Atık yağını vermek için sözleşme yapmamanın, yağları lavabodan dökmenin aslında büyük bir cezası var. Tam 73 bin lira. Bu ceza şimdiye kadar kesilmemiş ama sorunun ne kadar ciddi olduğunun farkına varan belediyeler yakında cezayı kesmeye başlayacaklar. Bizden uyarması, sürpriz bir ceza ile karşılaşmamak için elinizi çabuk tutun.

Yağ meselesi memleket meselesi. Buradan biz de çağrıda bulunuyoruz:

"Başta gıda işletmeleri, sonra kurumlar, okullar, oteller, dernekler ve haneler... Gelin bu yağları biriktirin ve yetkili şirketlere verin. Yapacağınız iş basit, evlerde 5 litre atık yağ biriktiren herkes atık yağ hattı olan 444 28 45'i arasın ve şirket gelip kapınızdan alsın. Gıda işletmeleri de sözleşmelerini yapıp bidonlarda biriktirmeye başlasın. Sularımızı zehirlemeyelim, geleceği kurtaralım..."

http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/13259520.asp?gid=229

Doğa ve çevreyi korumak,geleceğimizi güvence altına almaktır.Bu uğurda ki çaba ve çalışmalar çocuklarımıza bırakacağımız en değerli miras olacaktır.Sn Oğuzun değindiği konutlardan lavabolara dökülerek sularımıza karışan atık yağların yarattığı içme sularının kirliliğine ,sanayi atıkları ve yüksek güçte (Lokomotif gibi) araç kullanan kurumların yarattığı kirliliğin yanında devede kulak kalır.Ülkemizde çok geç farkına varılan çevre bilinciyle ;Çevre bakanlığınca yürütülen iyi niyetli yasa ve yönetmelikler , maalesef yeterli denetim yapılamadığından , özellikle devlet kurumları göstermelik işlemler yapıldığından göstermelik çözüm üretilmektedir..(Kullanılan yeni yağın,Toplanan atık yağ miktarının katbekat fazla olması bunun en büyük delilidir.) Bu konuda görevlendirilen valilikler ve çevre bakanlığına bağlı kurumlar, denetimleri sağlıklı yaparlarsa ve de toplanan atık yağ miktarıyla kullanılan yeni yağı miktarıyla karşılaştırırlarsa ve yasaları uygularlarsa daha sağlıklı ve caydırıcı çözümler üretilecek ve sularımız kirletilmekten bir nebze korunacaktır.Bir de gelecekte temiz suyun petrolden daha kıymetli olacağı varsayımı dikkate alınırsa...Saygılarımla..

[Kimyaci Ahmet]

Doğa ve çevreyi korumak,geleceğimizi güvence altına almaktır.Bu uğurda ki çaba ve çalışmalar çocuklarımıza bırakacağımız en değerli miras olacaktır.Sn Oğuzun değindiği konutlardan lvabolaradökülerek sularımıza karışan atık yağların yarattığı içme sularının kirliliğine ,sanayi atıkları ve yüksek güçte (Lokomotif gibi) araç kullanan kurumların yarattığı kirliliğin yanında devede kulak kalır.Ülkemizde çok geç farkına varılan çevre bilinciyle ;Çevre bakanlığınca yürütülen iyi niyetli yasa ve yönetmelikler , maalesef yeterli denetim yapılamadığından , özellikle devlet kurumları göstermelik işlemler yapıldığından göstermelik çözüm üretilmektedir..(Kullanılan yeni yağın,Toplanan atık yağ miktarının katbekat fazla olması bunun en büyük delilidir.) Bu konuda görevlendirilen valilikler ve çevre bakanlığına bağlı kurumlar, denetimleri sağlıklı yaparlarsa ve de toplanan atık yağ miktarıyla kullanılan yeni yağı miktarıyla karşılaştırırlarsa ve yasaları uygularlarsa daha sağlıklı ve caydırıcı çözümler üretilecek ve sularımız kirletilmekten bir nebze korunacaktır.Bir de gelecekte temiz suyun petrolden daha kıymetli olacağı varsayımı dikkate alınırsa...Saygılarımla..

Ben bu siteye girerken hukuki sorunlarıma parelel sorunlar bulmayı ve de çözüm aramayı hedeflemiştim.Birkaç günlük incelemenin ardından üye olmayı seçtim.Sağolsun site yönetimi beni üyeliğe kabul ettiler.El yordamıyla sorunumla ilgili konulardan alıntıya ,ben de sorununu yazdım.Forumları okumaya devam ettim.Bir de baktım ki Sn.Av.Engin Oğuz bana elini uzatmış.Hemen tutundum.Beni aydınlattı.Önyargısız ,çıkarsız yaklaşan Sn. Av.Engin Oğuzun profiline girdim ve mesaj başlıklarını inceledim.Aaaa...Hukuki konuların yanı sıra İnsani öğeler taşıyan mizah,çevre bilinçlendirme ...konularına da yer vermişti.Siteyi de irdelediğimde hukuk konularıyla birlikte toplumu bilinçlendirmeye yönelik sağlık,tartışmaya açılan sosyal konularv ve benzeri birçok yoruma rastladım.Çok keyiflendim.çok mutlu oldum.Haddim olmayarak Sn. Av.Aydın oğuzun atık yağların suları kirletmesiyle ilgili bilgilendirmesinden alıntı yaparakmesleğimle ilgili yorum bile yaptım .Düşündüm; araştıran,bilimsel araştırma yapmaya alışık hukukçu olmayan vatandaş gözüyle hukuk hakkında yorum yapablirmiydi?Site buna cevaz verieimiydi?Saygılarımla..