05-03-2010 Aile hekimliği ile 95 milyon lira tasarruf edildi
KAYSERİ(CİHAN)- Sağlık Bakanlığı tarafından uygulamaya konulan aile hekimliğinin, sağlık giderleri konusunda devleti kara geçirdiği belirlendi. Aile hekimliğinin uygulandığı illerin başında gelen Kayseri'de devlet, 95 milyon lira tasarruf etti.
Kayseri İl Sağlık Müdürü Kadir Çetinkara, birinci basamak sağlık hizmetleri kapsamında olan aile hekimliğine başvuran bir kişinin muayene, tetkik ve ilaç dâhil maliyetinin devlete 12 lira olduğunu kaydetti. Bu miktarın ikinci ve üçüncü basamak sağlık hizmetlerinde 60 ile 170 lira olduğunu belirten Çetinkara, Kayseri'de aile hekimliğinden faydalananların sayısının fazlalaştığını 3 basamak olarak değerlendirilen Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde de hasta sayısının azaldığını söyledi.
Çetinkara, "Bir yıl da Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde tedavi olmaya gelenlerin sayısı 600 bin azaldı. Bu rakamın aile hekimliğine kaydığını gördük. Birinci basamakta yer alan aile hekimliğinde bir kişi için devlet 12 lira harcarken, 3 basamakta yer alan Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde ise devlet bir kişiye 170 lira harcıyor. 600 bin kişiyi hesaplarsak ortaya devletin bir yılda sağlık giderlerinden 95 milyon lira kar ettiğini görüyoruz." açıklamasında bulundu.
Vatandaşların hastane yerine artık aile hekimini tercih etmeye başladığının altını da çizen Çetinkara, Kayseri'de 354 aile hekiminin görev yaptığını ifade etti.
GAZETECİLERE İLK YARDIM KURSU
İl Sağlık Müdürü Kadir Çetinkara, sahada gezen gazetecilere ilk yardım kursu verilmesi için girişim başlattığını söyledi. İlk olay yerine gazeteciler ile polisin ve sağlık ekibinin gittiğini ifade eden Çetinkara, "Çoğu gazeteci arkadaşımız ilk yardımı bilmiyor. Vereceğimiz kursla olay yerine önce gittiklerinde yaralananlara ne yapacağını öğrenirler." diye konuştu. Çetinkara, bu kursun önümüzdeki günlerde hayata geçmesi için bir ekip görevlendirdiğini de sözlerine ekledi.
05-03-2010 İlaçta devlete indirim var, vatandaşa yok
Araları iki yıldır bozuk olan eczacılarla ve Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) en son ilaç takip sistemi nedeniyle karşı karşıya gelirken; ilaç firmaları arasındaki rekabet kızıştı, kamuya yapılan indirim oranı yüzde 40-50'ye ulaştı.
İlaçtaki ucuzlamanın devlete yarayıp sosyal güvencesi olmayan, ilacını reçete yazdırmadan almak zorunda kalan vatandaşlara faydası olmadığını belirten İzmir Eczacı Odası Başkanı Tuncay Sayılkan, “Nedeni ne olursa olsun 25 liralık ilaç 12 liraya kurtarıyorsa bunu 25 liradan satmanın mantığı yok, insaf ölçülerinde anlatılabilirliği de yok” dedi.
Sosyal güvenlik kurumlarının SGK çatısı altında birleşmesinin ardından müşterileri arasına SSK ve Bağ-Kur'luların da girdiği eczacıların devletle ‘balayı’ günleri geride kaldı. Eczacılar, muayene ücretlerinin tahsilatçısı olmak, kamu indirimi uygulamasında yüzde 3.5-4 gelir kaybına uğramak gibi sıkıntılarla uğraşırken, ilaç sektörünün ‘iskonto’ları fiyatlarda ‘çifte standart’a yol açtı. Devletin yerli ilaçta yüzde 11, yabancı ve pahalı ilaçta yüzde 23'ten az indirimi kabul etmediğini ancak pazarda payını artırmak isteyen firmaların rekabetiyle kamu indirimlerinin yüzde 40-50'lere ulaştığını belirten Sayılkan, “Devlet kazanıyor, vatandaş cezalandırılıyor” yorumunu yaptı. Sayılkan şunları söyledi:
KAMU İNDİRİMİNİN VATANDAŞA YARARI YOK
“Çok bilinen, tüketilen antibiyotik olan augmentinde (1 gr. tablet) kamu indirimi yüzde 43 oldu. Firma bu ilacı devlete 9.07 liraya satarken, ilacın etiket fiyatı 15.92 lira. Yani sosyal güvencesi olmayan ya da hastaneye, aile hekimine gidemeyip direkt eczaneden almak zorunda kalan vatandaş bu ilaca 15.92 lira ödeyip bu ilacı alıyor. Devlet ucuz ilacı baz alıyor. Biri ucuz yeri bir ilaç çıkarıyor, pazar payını artırıyor. Rakipleri de kayıp yaşamamak için indirim oranını yükseltiyor. Şu anda çok tüketilen ilaçlarda bu rekabet ve indirimler yaşanıyor. Bu firmalar bizi, devleti, ülkeyi sevdikleri için bu indirimleri yapmıyorlar. Rakiplerinin önüne geçmek, daha fazla satmak için indirim oranlarını artırıyorlar. Hedeni her ne olursa olsun 25 liralık ilaç 12 liraya kurtarıyorsa, yüzde 90 alıcısı olan devlete milyonlarca kutu verirken zarar etmiyorsa, üç beş gariban vatandaşa 25 liradan satmanın da bir mantığı yok, insaf ölçülerinde de bunun anlatılabilirliği yok. Devlet ilacın parasını 90 gün sonra öderken, vatandaş anında nakit ödüyor ama cezalandırılıyor. Yani kamu indiriminin vatandaşa bir yararı yok. Böyle bir çifti standart olmamalı. Üstelik böylesine işsizlik oranlarının arttığı, insanların sosyal güvencesiz kaldığı bir ortamda hiç olmamalı.”
04-03-2010 Akdağ’ın ‘muayenehane hekimliği bitsin’ planı
Sağlıkta Dönüşüm Programı ve Tam Gün Yasası’na ilişkin açıklama yapan Sağlık Bakanı Recep Akdağ, doktorlara kamu veya özel hastaneleri seçmeleri için 6 ay süre verdiklerini hatırlattı.
Akdağ, Sağlıkta Dönüşüm Programı ve Tam Gün Yasası’nın ardından, sistemdeki yozlaşmanın ana sonuçlarından biri olan hasta ile doktor arasındaki para ilişkisinin büyük ölçüde bittiğini savundu.
Hedeflerinin altı aylık süre sonunda doktorların kamuda çalışma oranını yüzde 95’in üzerine çıkarmak olduğunu belirten Recep Akdağ, “Böylece muayenehane hekimliği oranını yüzde 5’in altına düşürmek, giderek de sıfırlamak istiyoruz” dedi. Hastane birlikleri tasarısını da yasalaştıracaklarını belirten Akdağ, şunları söyledi: “Para ilişkisi bitti. Sağlıkta sistem çok iyi oturdu. Muayenehanesini kapatarak hastaneye dönmüş doktorla hasta arasında para ilişkisi yok denecek kadar azaldı. İnsanlık hali, eski alışkanlık, tamamen yok diyemeyiz. Ama genel olarak, hekim ile hasta arasındaki para alışverişi ilişkisi muayenehaneler kapandıktan sonra bitti.”
Kamu cazip hale geldi
Süreç boyunca önce teşvik sistemi ile kamuda çalışmayı cazip hale getirdiklerini ardından vatandaşı bezdiren ‘Önce muayenehaneme geleceksin’ tuzağına karşı mücadele ettiklerini vurgulayan Recep Akdağ sözlerini şöyle sürdürdü: “Fiilen meşru hale getirilen ‘bıçak parası’ uygulamasına karşı savaş açtık, haksız olarak bu parayı alanları cezalandırdık. Hekimlerimizin kamu hastanelerini tercih etme oranı yüzde 11’den yüzde 84’lere çıktı. Şimdi kalan yüzde 16’lık bölümü yasayla çözümlüyoruz. Sistemin tam olarak yerine oturması lazım. Yüzde 16 sistemi arızalandırıyor. Yasa ile verdiğimiz altı aylık yumuşak geçiş süreci sonunda bu arıza da büyük ölçüde ortadan kalkacak.”
Recep Akdağ, “Özel hastaneler bu sistemde zor durumda kalmayacak mı?” sorusu üzerine şu yanıtı verdi: “Biz halk için yapıyoruz, gariban vatandaşımıza kolaylık getiriyoruz. Sosyal güvenlik ve genel sağlık sigortası primi ödeyen, geliri sınırlı geniş kitleler, neden devlet hastanelerine gitmeyip özel hastaneye gidip parayı bayılsın? Biz bunu ortadan kaldırmak istiyoruz. Sosyal adaleti sağlayan bir sistem getiriyoruz.”
İlaç Takip Sistemi 16 Mayıs’a ertelendi
SAĞLIK Bakanlığı, eczanelerde ve hastanelerde yaşanan sıkıntılar nedeniyle İlaç Takip Sistemi’ni 16 Mayıs’a erteleme kararı aldı. Geçtiğimiz günlerde eczaneleri ve SGK’yı karşı karşıya getiren karekod uygulaması yeni bir kriz yaratmıştı. Türk Eczacılar Birliği’nin önceki gün yaptığı “Karekod uygulamasını erteleyin” açıklamasının ardından Sağlık Bakanlığı dün bir genelde yayınladı. Sağlık Bakanlığı’nın genelgesinde, ilaçların izlenebilmesi için ürünler üzerinden kupürlerin kaldırıldığı, yerine “karekod” adıyla yeni bir tanımlayıcı konulduğu anlatıldı.
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Başkanı Emin Zararsız, eczanelerde yaşanan ilaç sorununun kaynağının sisteme karşı direnen eczacılar olduğunu öne sürdü. Türk Eczacılar Birliği (TEB) Genel Sekreteri Özgür Özel ise aksaklığın sorumlusunun SGK Başkanlığı olduğunu bunu mahkeme ve noter aracılığıyla da belgelendirdiklerini söyledi.
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ile Türk Eczacılar Birliği vatandaşın ilaç alamamasının sorumlusu olarak birbirlerini suçluyor. SGK Başkanı Emin Zararsız, eczacıların “stok affı” çıkartmak için çaba gösterdiğini, “İlaç Takip Sistemi”ni engellemeye çalıştığını öne sürdü. TEB Genel Sekreteri Özgür Özel ise bugün yaşanan sıkıntının kaynağının kendileri değil, sistemi bir türlü oturtamayan SGK yetkilileri olduğunu söyledi.
Zararsız, eczacıların toplantılarda başka, kamuoyuna başka açıklamalar yaptığını iddia etti. TEB Genel Sekreteri Özgür Özel “Türkiye’de sağlık alanında ne kadar radikal değişim varsa hepsi eczacı üzerinde deneniyor ve bizden de zararımıza da olsa bütün bunlara uyum sağlamamız bekleniyor” dedi. Özel, "hurriyet.com.tr"ye şunları söyledi:
Biz de tam tersine işliyor
“Elektronik sisteme geçiş tüm dünyada eczacının iş yükünü azaltmak, hastanın ilaç almasını hızlandırmak ve kolaylaştırmak için yapılıyor. Oysa Türkiye’de bir sistem değişikliğinde ilaç alımı beş gün boyunca durabiliyor. Bunun eczacı ile hiçbir ilgisi yok. ‘Eczacı sisteme direniyor, o yüzden işlemiyor’ söylemi hiçbir şekilde doğru değil. Program tamamen SGK’nın elinde ve aksaklıklarından da onlar sorumlu olmalı.”
Noter aracılığıyla belgelendi
SGB yetkililerinin “sistem çalışıyor” açıklamaları karşısında eczacıların şoke olduğunu belirten Genel Sekreter Özgür Özel, “Eczacı odaları noter ve mahkeme kanalıyla sistemin çalışmadığına ilişkin tespitler yaptırdı. 24 bin eczacı ve milyonlarca hasta aynı anda yalan söylüyor olabilir mi?” dedi.
Protokolü unuttular
Her ilaca üretiminden tüketimine kadar kullanılacak numara verilip bunların takibinin yapılacağı “İlaç Takip Sistemi”ne geçişle ilgili sıkıntılarının olduğunu kaydeden TEB Genel Sekrereti sözlerini şöyle sürdürdü:
“Eczacıların sıkıntıları aşılmadan İlaç Takip Sistemine geçilemeyeceğine ilişkin protokolde SGK Başkanının da imzası var. Bu maddelerden birinde de stok düzeltme hakkı var. Bu konuda düzeltme bekliyoruz. İlaç fiyatı düşüyor, fark karşılanmıyor, raftaki stok bozuluyor. Eczacı kamu kurum iskontosu taşıma zararına uğruyor, stok bozuluyor. Vergi denetimi nedeniyle etmediği oranda kar bildiriyor, stok bozuluyor.”
Fazladan vergi ödeniyor
İşin ilginci şu ki: eczacı vergi kaçırmıyor, aksine kazanmadan fazla vergi veriyor. Şu anda SGK sisteminin çalışmamasının ne ertelenen İTS ile ne eczacı ile bir ilgisi yok. Bizim elektronik sistemler açısından birincil önceliğimiz hasta sağlığı ve güvenliğidir.
Biz de destekliyoruz ama
MEDULA sistemi eczanede hayatı durdurmuştur. Bu nedenle de aynı İlaç Takip Sistemi gibi, MEDULA sistemi de aksaklıkları giderilene kadar ertelenmeli. Ülkemizin, kamunun ve kurumların yararına olan her sistemi üyelerimizin hukukunun da gözetilmesi şartı ile sonuna kadar destekledik, desteklemeye de devam edeceğiz.
Kamu ve özel tüm sağlık kurum ve kuruluşlarında ve hemşirelik hizmetleri sunulan diğer alanlarda görev yapan hemşireleri kapsayan Yönetmelik yayınlandı.
Sağlık Bakanlığının Hemşirelik Yönetmeliği, Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Kamu ve özel tüm sağlık kurum ve kuruluşlarında ve hemşirelik hizmetleri sunulan diğer alanlarda görev yapan hemşireleri kapsayan Yönetmelik, sağlık hizmeti sunulan kurum ve kuruluşlarda görev yapan hemşirelerin çalışma alanlarına, pozisyonlarına ve eğitim durumlarına göre görev, yetki ve sorumluluklarını belirliyor.
Yönetmeliğe göre, hemşirelik hizmetleri, birey, aile, grup ve toplumun sağlığının geliştirilmesi, korunması, hastalık durumunda iyileştirilmesi ve yaşam kalitesinin artırılması amacıyla hemşirenin yerine getirdiği bakım verme, hekimce hazırlanan tıbbî tanı ve tedavi planının oluşturulması ve uygulanması, güvenli ve sağlıklı bir çevre oluşturma, eğitim, danışmanlık, araştırma, yönetim, kalite geliştirme, işbirliği yapma ve iletişimi sağlama rollerini kapsayacak.
Hemşireler, her ortamda bireyin, ailenin ve toplumun hemşirelik girişimleri ile karşılanabilecek sağlıkla ilgili ihtiyaçlarını belirler ve hemşirelik tanılama süreci kapsamında belirlenen ihtiyaçlar çerçevesinde hemşirelik bakımını kanıta dayalı olarak planlayacak, uygulayacak, değerlendirecek ve denetleyecek. Tıbbi tanı ve tedavi planının uygulanmasında, hekim tarafından, acil durumlar dışında yazılı olarak verilen tedavileri uygulayacak, hastada beklenmeyen veya ani gelişen durumlar ile acil uygulanması gereken tanı ve tedavi planlarında müdavi hekimin şifahi tıbbi istemini kabul edecek. Bu süreçte hasta ve çalışan güvenliği açısından gerekli tedbirleri alacak.
Hastaya lüzumu halinde uygulanmak üzere hekim tarafından reçete edilen tıbbi talepleri bilimsel esaslara göre belirlenen sağlık bakımını, tanı ve tedavi protokolleri doğrultusunda yerine getirecek.
UZMAN HEMŞİRE
Lisans mezunu hemşirelerden, yurt içinde hemşirelik anabilim dallarında ve bunların altında açılan lisansüstü eğitim programlarından mezun olan ve diplomaları Bakanlıkça tescil edilen hemşireler ile yurt dışında bu programlardan mezun olup, diplomalarının denklikleri onaylanan ve diplomaları Bakanlıkça tescil edilen hemşireler alanlarında uzman hemşire olarak çalışacak.
Uzman hemşireler, temel hemşirelik rollerinin yanı sıra uzmanlığını yaptığı alana yönelik klinik bilgi, beceri, sağlık araştırmaları, danışmanlık hizmetleri, sağlık eğitim hizmetlerinin programlanması, uygulanması ve değerlendirilmesinde sorumluluk alacak, uygulayacak ve değerlendirecek.
Yetki belgesine sahip hemşireler, hemşirelik mesleği ile ilgili özellik arz eden birim ve alanlarda yetki belgesine sahip ve bu alanlara ilişkin hemşirelik bakım hizmetlerinden sorumlu hemşire olacak. Yetki belgesine sahip hemşirelerin görev, yetki ve sorumlulukları, sahip oldukları yetki belgeleri ve çalıştıkları özellikli alana göre Bakanlıkça düzenlenecek.
BAŞHEMŞİRE
Başhemşire olabilmek için hemşirelikte en az lisans eğitimine sahip olmak gerekecek. Ancak kurum, kuruluşta, hemşirelikte lisans eğitimine sahip hemşire bulunmaması halinde diğer hemşirelerden de görevlendirme yapılabilecek.
Başhemşire bağlı olduğu kurum, kuruluş üst amirine karşı sorumlu olarak, hemşirelik hizmetlerinin planlanmasını, yürütülmesini, değerlendirilmesini, geliştirilmesini ve kayıt altına alınmasını sağlayacak. Hemşirelik hizmetleri organizasyonu doğrultusunda görevli hemşirelerin mevzuata ve meslek ilkelerine uygun olarak görev yapmalarından, hemşirelik hizmetlerinin etkin ve verimli sunumundan sorumlu olacak. İstenmeyen olaylar ve hatalı hemşirelik uygulamalarını önleyici tedbirleri alacak, meydana gelen menfi olayların kaydının tutulmasını ve bildirilmesini sağlayacak.
Başhemşirenin görevleri normal mesai dışında ve resmi tatil günlerinde gözetmen hemşire tarafından yürütülecek. Bu hemşireler meslekte beş yıl deneyimli, lisans mezunu hemşireler arasından başhemşire tarafından seçilecek ve görevlendirilecek. Ancak, kurum/kuruluşta, hemşirelikte lisans eğitimine sahip hemşire bulunmaması halinde diğer hemşirelerden de görevlendirme yapılabilecek.
Sorumlu hemşire yatan hasta üniteleri, klinikleri, yoğun bakım üniteleri, ayaktan tanı ve tedavi birimleri, acil, evde bakım gibi alanlarda hemşirelik hizmetlerinin yerine getirilmesinde başhemşireye karşı sorumlu olup, öncelikle ilgili alanda uzman hemşireler, yoksa üç yıl deneyimli ve hemşirelikte lisans mezunları arasından başhemşire tarafından görevlendirilecek.
Sorumlu hemşire, servis ve ünitedeki hastaların bakım gereksinimlerinin hemşirelik süreci doğrultusunda belirlenmesine ve karşılanmasına yönelik hemşirelik hizmetlerinin yürütülmesinden sorumlu olacak.
Bakanlık, bu Yönetmeliğin uygulanmasını sağlamak üzere her türlü alt düzenlemeyi yapmaya yetkili olacak.
11-03-2010
Savcı ile tartıştıktan sonra gözaltına alınan doktor serbest bırakıldı
AMASYA(CİHAN)- Amasya'nın Suluova ilçesinde dün gece rapor verme meselesi yüzünden savcı ile tartıştıktan sonra gözaltına alınan doktor, mahkeme tarafından serbest bırakıldı.
Suluova Devlet Hastanesi'nde dün gece hırsızlık zanlısı bir bayana hamile raporu verilmesi yüzünden Cumhuriyet Savcısı Yıldırım Tercan ile tartışan Acil Servis Doktoru Hacer Türk gözaltına alınmıştı.
Mahkeme sonrası basın açıklaması yapan Doktor Hacer Türk, savcı ve polisin nasıl rapor vermesi gerektiği konusunda kendisine baskı yaptıklarını dile getirerek, "Bu bir hukuksuzluktur. Hırsızlık zanlısı bayana ben geçici rapor verdim, fakat bebeğe bir şey olur şüphesi ile kat'i rapor vermek istemedim. Kadın doğum uzmanımıza ulaşmaya çalıştım, ama olmadı. Ben rapor vermeyince gözaltına alındım." dedi.
Doktor Hacer Türk'ün eşi Sadık Türk ise bu olayın bir hukuksuzluk olduğunu belirterek, peşini bırakmayacaklarını söyledi.
Sağlık Emekçileri Sendikası Amasya Şube Başkanı Recep Karabek de sağlık çalışanlarının nasıl baskı altında olduğunu bu olayla daha net oraya çıktığına değinerek, "Bu olay tamamen hukuk dışı. Sendikalar olarak bu olaya sessiz kalmayacağız. Sağlık Bakanlığı, Adalet Bakanlığı nezdinde girişimlerimiz devam ediyor. Yarın bu konu ile alakalı detaylı açıklama yapacağız." şeklinde konuştu.
Bu arada hırsızlık zanlısı bayanın 8 aylık hamile olduğu bildirildi.
.........................
Meslekdaşım sayın Dr. Hacer TÜRK'ün son derece nizami bir yaklaşımı dolayısıyla başına gelen bu vahim hadisenin müsebbiberini kınıyorum. Arkadaşıma büyük geçmiş olsun dileklerimi iletirken hatıratmak isterim ki: Her meslek kutsaldır. Ancak nedense güzel Ülkemde kutsallığı mensuplarını da kutsallaştıran (!) tek meslek hukuktur??? Tababette malpractice olduğu gibi adalette olmalıdır. Sömürge valileri keyfiliğinde davranışlar malesef arşa çıkıyor. Tuz kurtlandı sayın meslekdaşlarım... Meslekdaşımın hakkını arayacağını bildirmesi sevindirici; sonucunu da bu sahifelerde görmek isteriz.
Dr. İ.G.
İnönü Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ünsal Özgen’in diş hekimliğinde uzmanlığın gerekli olduğuna, pratisyenliğin kaliteyi düşürdüğüne ilişkin Medimagazin’de yayınlanan açıklamaları Türk Dişhekimleri Birliğinin (TDB) tepkisine neden oldu.
İnönü Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ünsal Özgen ne demişti?
Açıklamada, uzmanlık alanı kabul edilen dallarda, bazı işlemlerin uzmanlığı ilgilendirdiği ileri sürülerek diş hekimlerinin çalışma alanlarının kısıtlanmasına neden olacağı belirtildi.
Açıklamasında şunlar kaydedildi:
“Diş hekimliğinde uzmanlaşmayı körüklemek; gerekliliği bilimsel olarak kanıtlanmamış alanlarda fazladan 4 yıllık eğitimle ülkenin kıt kaynak ve olanaklarının heba edilmesine, diş hekimlerinin kısa süreli eğitimle edinebilecekleri bilgi ve beceriler için zaman kaybetmelerine, diş hekimliği hizmetlerinin maliyetinin artmasına ve hizmete ulaşımın zorlaşmasına yol açacaktır.”
Pratisyen yerine “genel uygulayıcı”
Fakültelerin, bulundukları iller ve bir kaç komşu il için “sağlık hizmeti” vermek amacıyla açılamayacağını belirten TDB şunları ifade etti:
“Üniversitelerin asli görevi en iyi şekilde eğitim vermektir; sağlık hizmeti ise iyi eğitim almış bu kişiler tarafından verilir. AB ülkelerinde fakültelerin sağlık hizmetlerindeki yeri yüzde 1’dir. Diş hekimliği eğitimi veren her kişinin bildiği üzere 5 yıllık eğitimi tamamlayan bir diş hekiminin neleri yapmaya haiz olacağı, yetkileri ve yetkinliği çok açık bir şekilde hem ülkemizdeki eğitimin yazılı standartlarında, hem de uluslararası diş hekimliği eğitim standartlarında bellidir. Bilimin ışığında hareket eden, bilimselliğe önem veren tüm ülkelerde diş hekimliği eğitimi ‘yetkin diş hekimi’ yetiştirmek üzerine kurgulanmıştır. Bu ülkeler yine bilimsel verilerine ve ihtiyaçlarına göre uzman diş hekimi eğitimlerini planlamışlardır.
‘Pratisyenlik’, ülkemize genel tıp alanından girmiş; terminoloji olarak yanlış kullanılan ve işlev olarak yanlış uygulan bir kavramdır. Yıllarca diş hekimliği alanında kullanılmazken aynı yanlışlarla diş hekimliği alanına da sokulmaya çalışılmaktadır. Aslında, ‘genel uygulayıcı’ anlamına gelen ‘general practitioner’ ın yetersiz tercümesidir. Sanılanın aksine bir eksiklik değil; tam tersine diş hekimliği alanında çoğu işlemi yapabilecek bilgi ve beceri düzeyindeki diş hekimlerini tanımlar.
Kaliteyi düşürdüğü iddia edilen ve ‘pratisyen’ olarak tabir edilen diş hekimlerini yetiştirme görevi ve sorumluluğu sadece fakültelerimizdedir. Buna rağmen, böyle bir açıklamanın yapılmış olması, bu sorunun kaynağının, cevabının ve çözümünün kimde olduğu gerçeğini görmezden gelmemiz için yeterli değildir.
SGK’nın serbest diş hekimlerine sevki düzenleyen ve sevklerde “60, 90 ve 180 gün” ile “sağlık kurulu kararı” koşulu getiren kararının iptali üzerine SGK yeni düzenleme yaptı. Buna göre, özel sağlık kuruluşlarında diş tedavilerinin yapılabilmesi için; Bakanlığa bağlı Ağız ve Diş Sağlığı Merkezlerinde tedavinin sağlanamaması ve hastanın sevk edilmesi gerekiyor. Diş Tedavileri Sevk Formunu işaret eden Kurum, özelde yapılacak tedavilerde TDB’nin fiyat tarifesini geçerli kıldı.
Sevkler ADSM den yapılmalı diyor. Yani devlet hastanesi diş polikliniği veya sağlık ocağı diş ünitesinden sevk aldırırsanız SGK ödeme yapmayacaktır. Soruyorum?
ADSM ben her tedaviyi yapabiliyorum, o yüzden sevk vermeme gerek yok derse ne olacak.
Hastada beni bekletemezsin derse ne olacak benim anladığım SGK topu ADSM başhekimlerine attı siz uğraşın diyor, sevk ederseniz sağlık bakanlığı müfettişleriyle uğraşırsınız , etmezseniz de hasta avukatlarıyla uğraşırsınız diyor.
İyice arapsaçı ettiler artık. Kendileri de ne yazdıklarını şaşırdı.
Danıştay ın D. 10. daire Esas No : 2009/11954 kararında; bir önceki genelgeyi durdurma nedenlerini de şu şekilde izah ediyordu;
Anayasanın 17. maddesinde düzenlenen "yaşama hakkı" yalnızca yaşamını sürdürmek anlamında değil "sağlıklı yaşama hakkı"na sahip olmak anlamındadır. İşte bu nedenle kişilerin sağlıklı olma hakkı, kamusal korumaya tabidir.
Sağlık hizmetlerinden yararlanma hakkı, bir ekonomik ve sosyal hak olup, bu yönüyle kamuya ya da Anayasada geçen biçimiyle Devlete belli yükümlülükler getirmektedir. Devlet bu anayasal yükümlülüğün gereğini yerine getirmek ve herkesin sağlık hizmetlerinden yararlanması için her türlü tedbiri almak, kişilerin sağlık hizmetlerinden gecikmeksizin yararlanmasını sağlamak durumundadır
Anayasa Mahkemesi de 22.11.2007 günlü, E:2004/114, K:2007/85 sayılı kararında, sağlık hizmetlerinin nitelikleri gereği diğer kamu hizmetlerinden farklı olduğunu, sağlık hizmetlerinin temel hedefi olan insan sağlığı sorununun ''ertelenemez ve ikame edilemez'' nitelikte bulunduğunu belirterek sağlık hizmetinin insan ve toplum yaşamındaki önemi vurgulanmıştır.
Sağlık bakanlığı ve SGK bu genelge ile prim üreten hastaların hekim seçme özgürlüğünü tamamen engellemişlerdir. Neredeyse özele diş sevk lerini imkansız hale getirmişlerdir.
30-03-2010
Başhekim yardımcısı ve hastane müdürü ihaleye fesat karıştırmaktan gözaltında
İhaleye fesat karıştırıldığı iddiasıyla İzmir'in da aralarında bulunduğu 20 ilde düzenlenen operasyonda gözaltına alınan 51 kişi arasında bir başhekim yardımcısı ile hastane müdür yardımcısının da bulunduğu öğrenildi.
AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, İzmir Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekiplerince başlatılan soruşturma sürüyor.
Operasyon kapsamında gözaltına alınan 51 kişi arasında bir başhekim yardımcısı ile hastane müdür yardımcısının da bulunduğu bildirildi.
Bu arada, operasyon kapsamında İstanbul'da yakalanan 8 kişinin İzmir'e getirildiği öğrenildi.
İzmir Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekipleri aralarında Ankara, İstanbul, Ağrı ve Ordu'nun da bulunduğu 20 ilde ''suç işlemek amacıyla örgüt kurma, suç örgütüne üye olma, belediye ve hastanelerin güvenlik, yemek, temizlik ihalelerine fesat karıştırma, tehdit ve rüşvet'' iddiasıyla eş zamanlı operasyon düzenleyerek, 51 kişiyi gözaltına almıştı.
02-04-2010 Sağlık Bakanlığı, Kıbrıs'a gidenleri yakın takibe aldı
ANKARA - - Sağlık Bakanlığı, sperm bankalarıyla temasa geçilerek bebek sahibi olunmasını önlemek için gazetelerde ve internette yayınlanan, "Kıbrıs'ta tatil" ilanlarını takibe aldı.
Bakanlık, bu yolla bebek sahibi olunmasına aracılık edenleri savcılığa bildirecek. Hürriyet gazetesinin haberine göre; Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdürü İrfan Şencan, tartışmalara neden olan "Sperm bankası yolu ile bebek sahibi olma" uygulamasının Türkiye'de yasak olduğunun bilinmesine rağmen yasayı delmeye çalışanlar olduğunu söyledi.
Özellikle bazı organizasyon şirketlerinin, "tatile götürüyorum" diyerek insanları Kıbrıs'ta ya da başka ülkelerdeki sperm bankalarına yönlendirdiklerini belirten Şencan şöyle devam etti: "Şikayetlerin yanı sıra internetten açıkça ya da gazetelere tatil maskesi altında ilan verip bu işi yapanların tespitine başladık. Şüphelileri savcılığa bildireceğiz.
Türkiye'de yasak bir uygulamayı gerçekleştirmek için ilan vermek de kesinlikle yasak. Hangi çocuk babasız büyümek ister? 'Baban kim' diye sorduklarında X ya da K-335 mi diyecek? Çocuğun psikolojisini düşünsenize. Çocuğun babasını aramasına da izin verilmiyor. Bu çok kötü durumlara neden olabilir. 'Olmaz olmaz' demeyin, çocuk babasıyla ya da kardeşiyle bile evlenebilir."
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Non Profit Seo Los Angeles California
Avukatınız ile nasıl tanıştınız