Hatay MKÜ bünyesinde Diş Hekimliği Fakültesi kuruluyor
HATAY(CİHAN)- Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi'nde Diş Hekimliği Fakültesi açılması için çalışmalar hızlandırıldı.
Mustafa Kemal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şerafettin Canda, fakülte için poliklinik ve laboratuar malzeme alımlarının yapıldığını söyledi.
Mustafa Kemal Üniversite bünyesinde kurulacak olan Diş Hekimliği Fakültesi için Milli Eğitim Bakanlığı Yüksek Öğretim Genel Müdürlüğü'nden alınan bilgiye göre kuruluş işlemlerinin Maliye Bakanlığı tarafından onaylandığı ve son aşamada olan kararnamenin Bakanlar Kurulu'nun kararını almak için Başbakanlığa gönderildiği öğrenildi.
Kent İçi Sağlık Yerleşkesinde kurulan Mustafa Kemal Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi hakkında bilgi veren Rektör Canda, "Diş Hekimliği Fakültesi topluma sağlık hizmetlerinin sunulması açısından en az Tıp Fakültesi kadar önemlidir. Hatay'da ağız ve diş sağlığı sorunları büyük boyutlardadır. Diş hekimliği uzmanlık alanlarında hizmet almak zorunda olan yöre halkımız çevre illerdeki sağlık kurumlarına gitmek zorunda kalmaktadırlar. Yeni kurulmakta olan fakültelerimizden olan Diş Hekimliği Fakültesi halkımızın bu sorunlarını kısa sürede çözümleyecektir." dedi.
Diş Hekimliği Fakültesi öğrencileri Tıbbi Biyoloji, Anatomi, Histoloji, Embriyoloji, Fizyoloji, Biyofizik, Mikrobiyoloji, Patoloji, Biyokimya, Farmakoloji gibi Tıp Temel Bilimler dersleri ile Dermatoloji, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi, Kulak Burun Boğaz, Anesteziyoloji Koruyucu Hekimlik ve Halk Sağlığı, Dahiliye, Genel Cerrahi gibi klinik bilimleri derslerini de Tıp Fakültesi'nde okuyan öğrencilerle birlikte alacaklar.
Doktor hastalardan para aldığı iddiasıyla tutuklandı
ARDAHAN(CİHAN)- Ardahan Devlet Hastanesi'nde görevli bir doktor, hastalardan para aldığı ve dolandırıcılık yaptığı gerekçesiyle tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından iki gün önce gözaltına alınan Ardahan Devlet Hastanesi'nde görevli Uzman Doktor, adliyeye sevk edildi.
Doktor, çıkarıldığı nöbetçi mahkeme tarafından hastaları muayene ederken dolandırıcılık suçu işlediği iddiasıyla tutuklanarak Ardahan Kapalı Ceza Evi'ne gönderildi.
İl Sağlık Müdürlüğü yetkilileri, olayın kendilerini üzdüğünü belirterek, kurum olarak bu konuların üstünde hassasiyetle durduklarının altını çizdi.
02-01-2010 Diş ağrıyınca doktora gitmek masrafı artırıyor
SAMSUN -AA- Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Diş Hekimliği Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Murat Kurt, önleyici tedavinin ağız ve di ş sağlığındaki önemine işaret ederek, Türkiye'de genellikle insanların dişi ağrıdıklarında diş hekimine başvurduklarını bunun da tedavi maliyetlerini artırdığını söyledi.
Kurt, sağlık hizmetlerinde önleyici tedavinin yaygınlaştırılması halinde ciddi oranda tedavi masraflarının azalacağını vurguladı.
Türkiye'de insanların büyük bir kısmının dişçi koltuğuna oturmaktan çekindiklerini ve düzenli diş kontrolü yaptırmadıklarını belirten Kurt, dişi ağrımadığı, apse yapmadığı ya da ağız sağlığında bir problem yaşamadığı sürece insanların ağız ve diş kontrolü yaptırmadıklarını söyledi. Şikayetler başladığında ise uygulanacak tedavinin masraflarının da arttığını ifade eden Kurt, "İnsanlarımız düzenli diş kontrolü yaptırmadıkları için, öncesinde basit bir operasyonla önüne geçilebilecek sağlık sorunları bize büyüyerek geliyor. Bunun için de kullanılan malzeme ve harcanan mesai doğal olarak artıyor. Bunlar da ciddi masraflar oluşturuyor" dedi.
Diş tedavisinde istenilenin hastanın diş kaybı yaşamaması olduğunu ve diş hekimlerinin hastanın kendi sağlıklı dişlerini korumaya öncelik verdiklerini eden Kurt, son yıllarda doğal dişlere en iyi alternatifin implant tedavisi olduğunu anlattı.
İmplantın, bir nevi diş ekimi olduğunu söyleyen Yrd. Doç. Dr. Kurt, çene kemiğine titanyumdan üretilen vida formunda implantın yerleştirildiğini bunun üzerine de protezin uygulandığını, çene kemiği erimediği sürece imlantların uzun süre kullanıldığını kaydetti.
İmplant tedavisinin pahalı bir tedavi olduğunu hatırlatan Kurt, ağız ve diş sağlığının korunması için düzenli diş fırçalama, ağız ve diş sağlığı kontrolü yaptırılması gerektiğini sözlerine ekledi.
Hükümet, 2010 yılında 17 bin 283 kişi sözleşmeli sağlık personeli istihdam edecek.
Başbakanlık Doğu ve Güneydoğu Eylem Planı, ilçe bazındaki sosyo-ekonomik gelişmişlik kriterleri, ilçelerin sağlık göstergeleri ile coğrafi konumları dikkate alınarak istihdam edilecek olan sözleşmeli personelin 8 bin 559'u yataklı tedavi merkezlerinde, 4 bin 704'ü sağlık ocağında görevlendirilecek. Bin 443'ü ise 112 acil sağlık hizmetlerinde istihdam edilecek.
Resmi Gazete’nin son Mükerrer Sayısında yayımlanan Bakanlar Kurulu Kararına göre, Başbakanlık Doğu ve Güneydoğu Eylem Planı, Devlet Planlama Teşkilatı tarafından yayınlanmış en son ilçe bazındaki sosyo-ekonomik gelişmişlik kriterleri, ilçelerin sağlık göstergeleri ile coğrafi konumları dikkate alınarak, sağlık hizmet birimlerinde toplam 17 bin 283 kişi sözleşmeli personel olarak istihdam edilecek.
2010 yılında alınacak 17 bin 283 sözleşmeli sağlık personelinin 8 bin 559’u yataklı tedavi biriminde, 4 bin 704’ü sağlık ocağında, bin 443’ü 112 acil sağlık hizmetinde, bin 430’u toplum sağlık merkezinde, bin 18’i sağlık evinde, 74’ü Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü'nde, 50’si sağlık merkezinde, 3’ü ağız ve diş merkezinde, 2’si ise verem savaş dispanserinde görevlendirilmesi öngörülüyor. (ANKA)
07-01-2010
Bakanlık 33 milyon aşı siparişini iptal etti
Sağlık Bakanlığı, üç ayrı firmadan sipariş edilen 43 milyon doz domuz gribi aşısının 33 milyonunun iptal edildiğini açıkladı.
Bakanlık yetkilileri, şu ana kadar ülkeye sekiz milyon doz aşı getirildiğini, bunun dört milyon dozunun uygulandığını bildirdi.
Önümüzdeki günlerde iki milyon doz aşı daha getirileceğini belirten yetkililer, sipariş edilen diğer 33 milyon aşının anlaşmasının iptal edildiğini belirterek, “Anlaşma gereği Türkiye’nin bu iptal nedeniyle herhangi bir ekonomik kaybı olmayacak” dediler.
Yetkililer, aşılamanın devam ettiğini, elde aşı kalması durumunda bu aşıların mevsimsel grip aşısı ya da çocukluk çağı aşıları ile değiştirilebileceğini söylediler. Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Hürriyet’e yaptığı açıklamada, elde bulunan Domuz gribi aşılarından bir kısmını Filistin’e göndermek istediklerini belirtti. Hürriyet
"Sezaryen yapan hekim ve kuruluşlara ciddi tedbir alacağız"
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, yüzde 40 olan sezaryenle doğum oranının kabul edilemez olduğunu, bunu mutlaka azaltacaklarını belirterek, "Bu işi yapan kuruluş ve hekimlere, halkımıza açıkça ifade ediyorum; buna müsaade etmeyeceğiz. Bunun için çok daha ciddi tedbirler alacağız." dedi.
Akdağ, TBMM'de milletvekillerinin sorularını cevapladı. Sağlık Bakanı Akdağ, 1 milyon 165 bin doğumda sezaryen oranının yaklaşık yüzde 40 şeklinde görüldüğünü bildirdi. Akdağ, sözlerini şöyle sürdürdü: "Devlet hastaneleri, sezaryen açısından en düşük orana sahip. Özel hastanelerde bunun yüzde 60-80'lere çıktığını görüyoruz. Bu işi yapan kuruluş ve hekimlere, halkımıza açıkça ifade ediyorum; buna müsaade etmeyeceğiz."
07-01-2010 TUK Çalıştay yapacak; Rotasyonlar belli olacak
Tıpta Uzmanlık Kurulu, tıpta uzmanlık dallarında uzun zamandır beklenen eğitim müfredatının içeriği ve rotasyon uygulamasını belirlemek amacıyla Antalya’da Çalıştay gerçekleştirecek
Tıpta Uzmanlık Kurulu (TUK), Antalya’da toplanıyor. Kurul, tıpta uzmanlık dalları için eğitim müfredatını ve rotasyon konusunu masaya yatıracak.
Sağlık Bakanlığı, Sağlık Eğitimi Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenecek “Uzmanlık Eğitimi Müfredatı, Standartları ve Rotasyon Alan ve Sürelerinin Belirlenmesi Çalıştayı” 15-16-17 Ocak 2010 tarihleri arasında WOW Topkapı ve Kremlin Oteli – Belek, Antalya’da gerçekleştirilecek. Çalıştaya 94 uzmanlık alanından 11’er üye davet edildi, yaklaşık 1000 öğretim üyesinin katılımı bekleniyor.
Çalışmalar için elektronik sistem kuruldu
Sağlık Bakanlığınca hazırlanan Tıpta ve Diş Hekimliğinde Uzmanlık Eğitimi Yönetmeliği 18 Temmuz 2009 tarihinde yürürlüğe girdi. Yönetmelik ile birlikte TUK’a; tüm uzmanlık dallarının çekirdek eğitim müfredatını belirlemek ve uzmanlık dallarının rotasyonları, rotasyon süreleri hakkında karar vermek gibi görevler verildi.
Yönetmelik ile birlikte TUK’a komisyon kurma yetkisi de verildi. Kurul, 94 uzmanlık alanı için komisyonlar kurdu. Komisyonlar TUK üyeleri tarafından belirlenmiş 11’er üyeden oluşuyor. Bu komisyonların müfredat oluşturma ile ilgili çalışmalarını kolaylaştırmak ve zamanı iyi kullanarak katılımı yaygınlaştırmak amacıyla da internet tabanlı bir elektronik ortam olan TUKMOS oluşturuldu. Sağlık Eğitim Genel Müdürlüğü tarafından oluşturulan Tıpta Uzmanlık Kurulu Müfredat Oluşturma Sistemi (TUKMOS) temelde iki amaçla kullanılacak:
Bunlardan ilki çekirdek müfredatın oluşturulması ve ikincisi bu müfredatın bir bölümü olan rotasyonların ve sürelerinin belirlenmesi.
Kurul nasıl çalışacak?
Müfredat oluşturma süreci, 6 basamaklı müfredat oluşturma yöntemi göz önüne olarak organize edildi. Bu sürecin ilk basamağı, sorun tanımlama ve genel gereksinimleri belirleme oldu. Bu esnada görev gruplarının da belirlenmesi gerekiyor. Görev grupları hakkında komisyon üyelerinin TUKMOS üzerinden yaptığı önerilerin netleştirilmesi ve karara bağlanması 15-17 Ocak 2010 Antalya Çalıştayında gerçekleştirilecek, daha sonra Çalıştay sürecinden itibaren başlanarak diğer müfredat oluşturma basamakları gerçekleştirilecek.
Rotasyon süreleri belirlenecek
Komisyon üyelerinden 15-17 Ocak 2010 Antalya Çalıştayına kadar gerçekleştirmeleri beklenen diğer bir konu ise rotasyonlar ve sürelerinin belirlenmesi. Komisyon üyeleri tarafından TUKMOS üzerinden yapılmış olan rotasyon önerilerinin netleştirilmesi ve karara bağlanması 15-17 Ocak 2010 Antalya Çalıştayında gerçekleştirilecek.
Rotasyon; bir uzmanlık dalında uzmanlık öğrencisinin eğitimini tamamlayabilmesi için ilgili dal dışındaki diğer uzmanlık dallarında almak zorunda olduğu, süreleri belli eğitim olarak anlaşılıyor. TUKMOS’ta bir de "Rotasyon Tanımları" ekleme sekmesi oluşturuldu. Bir asistanın rotasyona gidebileceği bölüm, süreyi tahminen hangi yılda gidebileceği ve eklemek istenilen açıklama bu sekmeye kaydedilebilecek. Eklenen rotasyon da listeye düşecek.
TUK üyeleri kimlerden oluşuyor?
Kurul, uzmanlık ana dallarının rotasyonlarını belirlemek, uzmanlık sınavı jürilerini tespit etmek, yabancı ülkelerde asistanlık yapanların bilimsel değerlendirilmesini yapacak fakülteleri ve eğitim hastanelerini belirlemek, tıpta uzmanlık eğitimi ve uzman insan gücü ile ilgili görüşler vermek, uzmanların tıbbî gelişmeleri izlemesini sağlayıcı inceleme ve araştırmalar yapmakla görevli. Ayrıca Sağlık Bakanlığının sürekli kurulu niteliğinde bulunuyor.
Tıpta Uzmanlık Kurulu, Bakanlık müsteşarı, ilgili genel müdür ve 1. Hukuk Müşaviri; biri diş tabibi olmak üzere eğitim hastanelerinden Bakanlığın seçeceği beş üye; dört tıp fakültesinden ve bir diş hekimliği fakültesinden YÖK'ün seçeceği birer üye; Gülhane Askeri Tıp Akademisi ve Fakültesinin seçeceği bir üye, Türk Tabipleri Birliğinin seçeceği bir üye ve Türk Diş Hekimleri Birliğinin seçeceği bir üyeden oluşuyor.
TEKİRDAĞ (İHA) - Ergenekon tutuklusuyken kaldırıldığı hastanede hayatını kaybeden işadamı Kuddisi Okkır'ın ölümüne ilişkin haklarında dava açılan doktorların yargılanmasına başlandı. Kuddisi Okkır'ın eşi Sabriye Okkır'ın da katıldığı duruşmada doktorlar, gerekli teşhisleri koyduklarını ancak hasta dosyasını görmediklerini söyledi.
İşadamı Kuddisi Okkır'ın ölümünde ihmali olduğu iddiasıyla 14 doktor hakkında açılan davanın ilk duruşması, 3. Asliye Ceza Mahkemesi'nde başladı. İlk duruşmada, Sabiye Okkır ve avukatı ile birlikte "görevi kötü kullanmak" ve "ihmal"le suçlanan doktorlardan 13'ü hazır bulundu. Bir doktor ise duruşmaya katılmadı.
3. Asliye Ceza Mahkemesi'nin küçük olması nedeniyle Ağır Ceza Mahkeme salonunda görülen duruşmada sanıklar başka odalardan getirilen sandalyelerde oturdu. Usulüne uygun muayene yapmadıkları ve muayene sonuçlarını uygun kaydetmedikleri gerekçesiyle 1 yıldan 3 yıla kadar hapsi istenen doktorlardan Hatice U., Osman E., Mustafa M. ve Mehmet Samim T., haklarındaki suçlamaları kabul etmedi. Doktorlar, Kuddisi Okkır'ı bir kez gördüklerini ve bir daha görmediklerini söyledi. Hakim karşısına çıkan doktorlardan 4'ü ifade verirken, diğer savunma ifadeleri ise öğleden sonraya bırakıldı.
Verilen ara sırasında adliye dışında basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Sabriye Okkır, eşinin ölümünde tüm kurumların ihmali olduğunu öne sürdü. Okkır, "İlk duruşma bugün başladı. Tabii ki doktorlar kendilerini tıbbı açıdan yetersiz bulmuyorlar. Şu bir gerçek ki eşimin ölümünden sadece doktorlar sorumlu değil. Doktorların da hatası var ama her doktor aynı oranda hatalı değil. Cezaevi idareci ve savcılarının da ihmalleri var. Bunun içinde mahkeme, savcı ve hakimlerin de ihmalleri var. Adalet Bakanlığı'nın büyük bir ihmali var. Yargılamak üzere tutukladınız. Daha hükümlü bile değil. Hükümlüden daha beter durumda muamele gördü ve de gözler önünde göz göre göre ölümüne seyirci kalındı. Ve şunu da iddia ediyorum; hastanelerde gerekli tedavileri uygulamadılar" dedi.
Eşinin önceki hastalıklarına bakılmadan tedavi edilmeye çalışıldığını iddia eden Sabriye Okkır, "Hastanın bir önceki konumuna bakılmadan, rahatsızlığının ne olduğu anlaşılmadan tedavi edilmeye çalışılmış. Ellerini vicdanlarına koyup ona göre hesap versinler" diye konuştu.
Aranın ardından diğer doktorların ifadelerinin alınmasına başlandı.
11-01-2010 'Domuz gribi yüzyılın tıp skandallarından biri'
Domuz gribinin aslında büyütüldüğü kadar yaygın bir hastalık olmadığıyla ilgili iddialara her geçen gün bir yenisi ekleniyor. Fransa, Almanya, Hollanda ve İtalya gibi ülkeler, halktan 'rağbet görmediği için' ellerinde kalan milyonlarca doz aşıyı üçüncü dünya ülkelerine satmaya çalışırken, H1N1 korkusuyla ilgili iddiaların ardı arkası kesilmiyor.
Uluslararası Şeffaflık Örgütü Yönetim Kurulu Üyesi Anke Martiny 'nin geçen ay bu kuşkuları açıkça dile getirmesinin ardından bu kez de Avrupa Konseyi Aile ve Sağlık Komisyonu Başkanı Wolfgang Wodarg şok iddialarda bulundu.
'SAHTE BİR SALGIN'
Wodarg, yaptığı açıklamada, bir anda dünyayı saran domuz gribi vakalarının, küresel korku sayesinde milyarlarca lirayı cebe indirecek olan ilaç ve aşı üreten firmaları tarafından idare edilen 'sahte bir salgın' olduğunu savundu. Wolfgang Wodarg, söz konusu şirketleri, Dünya Sağlık Örgütü'nü (WHO) bu konuda 'pandemi' (yaygın hastalık) ilan etmeye telkin etmekle de suçladı.
AVRUPA KONSEYİ İDDİALARI İNCELEYECEK
Avrupa Konseyi'nin baş sağlık yetkilisi Wodarg, birçok ülkenin bu nedenle, milyonlarca insanı aşılamak için, zaten yetersiz olan sağlık bütçelerinden boş yere harcama yaptığını söyledi.
Bu olayla ilgili olarak ilaç firmalarının rolünün soruşturulması için Dr. Wodarg tarafından hazırlanan bir teklif de Avrupa Konseyi tarafından kabul edildi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nden de sorumlu olan Avrupa Konseyi'nin bu ayın sonlarına doğru konuyla ilgili acil oturum yapması planlanıyor.
'HALK İLAÇ İÇİN İSYAN ÇIKARACAKTI' İngiliz Sağlık Bakanlığı, domuz gribi yüzünden 65 bin kişinin öleceğini duyurmuş; özel bir internet sitesi kurup acil durum telefon hatları oluşturmuştu. Hatta planlamacılar biraz daha ileri gidip, kitlesel ölümler için morgların hazır tutulmasını; halkın ilaç bulmak için ayaklanma çıkaracağını göz önüne alarak, ordunun bile devreye girebileceğini öne sürmüşlerdi. Ancak geçen haftaya kadar sadece 5 bin kişinin virüs kaptığı ve bunlardan da sadece 251'inin hayatını kaybettiği hatırlatılıyor.
TELKİNLE DÜNYAYI ALARMA GEÇİRDİLER
Dr. Wodarg, bu ve benzer durumlardan yola çıkarak, H1N1'i 'yüzyılın en büyük tıp skandallarından biri' olarak nitelendirdi. Bunun aslında hafif bir grip olduğunu belirten Dr. Wodarg, "İlaç firmaları, domuz gribine karşı geliştirdikleri patentli ilaçlarını satmak için, bilim insanlarını ve halk sağlığından sorumlu resmi kurumlara telkinlerde bulunarak, dünya çapında hükümetlerin alarm durumuna geçmesini sağladılar" dedi.
'MUCİZE ÜRÜN!'
Uluslararası Şeffaflık Örgütü Yönetim Kurulu Üyesi Anke Martiny de geçen ay yaptığı açıklamada, domuz gribinin felaket ölçüsünde büyütüldüğünü söylemişti. Domuz gribi aşısının, daha çok aşıyı piyasaya süren üreticilerin işine yaradığı konusunda ciddi şüpheleri bulunduğunu anlatan Martiny, “İlaç endüstrisi şimdi de aşıları keşfetti, rahim kanseri ya da domuz gribi aşısı gibi. Pazarlama açısından bakıldığında bunlar birer mucize ürün” diye konuşmuştu.
BİLİMSEL BİR TARTIŞMA YAPILMADI İlaç şirketlerinin bu tutumu nedeniyle insanların temelde faydalı olan aşılara karşı güvenini yitirmeye başladığını belirten Martiny, domuz gribi aşısını öneren Daimi Aşı Komisyonu (STIKO) üyelerinin, ilaç şirketleriyle ile ilişkide olmasını da eleştirerek “STIKO'nun domuz gribi aşısının önerilmesinde çıkar çatışmalarının hiç bir rol oynamadığını kanıtlaması gerekiyordu. Dışarıdan uzmanların en baştan beri bu kararın doğruluğu konusunda şüpheleri vardı, ancak açık, bilimsel bir tartışma yapılmadı” diye konuşmuştu.
İZMİR (A.A) - İzmir Tabip Odası Başkanı Suat Kaptaner, Tam Gün Yasa Tasarısı'yla ilgili olarak, ''Bu tasarı Tekel işçilerine dayatılan 4/C'yi sağlık alanına da dayatma tasarısıdır'' dedi.
Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimliği önünde bir araya gelen çeşitli sağlık meslek örgütleri, sendika ve dernek üyeleri, yasa tasarısına tepki gösterdiler.
İzmir Tabip Odası Başkanı Suat Kaptaner, yaptığı konuşmada, hekimler, eczacılar, diş hekimleri, tüm sağlık çalışanları olarak hükümeti bir kez daha uyardıklarını, ilaç krizinin kapıda olduğu, Sağlıkta Dönüşüm Projesi ve karmaşasının tüm halkı ve sağlık çalışanlarını mağdur ettiğini öne sürdü.
Hükümetin sağlık çalışanlarının haklarını tırpanladığını savunan Kaptaner, Tam Gün Yasa Tasarısı'nın hekimleri ve sağlık çalışanlarını mesai ve mesai sonrası, insanlık dışı süre ve koşullarda çalışmaya zorlayacak bir tasarı olduğunu ileri sürdü.
Tasarının hekimler dışındaki sağlık çalışanlarının ücretlerinde artış sağlamadığını, sağlık kurumlarında ücret ve iş güvencesi olmadan çalışmayı öngördüğünü belirten Kaptaner, ''Bu tasarı Tekel işçilerine dayatılan 4/C'yi sağlık alanına da dayatma tasarısıdır'' diye konuştu.
Açıklamanın ardından slogan atarak hastane girişine kadar yürüyen grup, daha sonra dağıldı.
TTB'den tüm komisyon ve kurullardan çekilme resti
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Genel Başkanı Gençay Gürsoy, Tam Gün Yasa Tasarısı'na karşı izleyecekleri tavırla ilgili değerlendirme yaptıklarını, Sağlık Bakanlığının kurul ve komisyonlarından bütünüyle çekilme konusunda karar alma aşamasında olduklarını söyledi.
TBMM'de bugün görüşülmeye başlanacak Tam Gün Yasa Tasarısı ile ilgili TTB ve tıp uzmanlık derneklerinin yetkilileri, Hacettepe Üniversitesi'nde bir araya gelerek bir değerlendirme yaptılar.
Toplantından sonra düzenlenen basın toplantısında konuşan Gürsoy, bugün hekimlik mesleği ve Türkiye'nin sağlık sorunları ile ilgili önemli bir tasarının TBMM'de görüşüldüğünü hatırlatarak, ''İş işten geçmeden'' bu konuda kamuoyunu aydınlatmak istediklerini söyledi.
Tam Gün Yasası Tasarısı'nın sağlıkta dönüşüm programının önemli ayaklarından birisi olduğuna işaret eden Gürsoy, bu yasanın ardından kamu hastanelerinin birleştirilmesine yönelik düzenlemenin de gündeme geleceğini savundu.
Tasarının kendileriyle mutabakat sağlanmadan çıkarılmak istendiğini ifade eden Gürsoy, ''Bize rağmen çıkarılan bu yasaya karşıyız'' dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın tasarıya ilişkin açıklamalarını da eleştiren Gürsoy, hekimlerin alacağı ifade edilen ücretlerin ve diğer farkların gerçekle ilgisinin olmadığını söyledi.
Gürsoy, TTB olarak tam gün çalışmadan yana olduklarını, ancak tasarıda hekimlerin çok uzun süre çalışmaya zorlandığını ve bu nedenle sağlık hizmetlerinde sorunlar yaşatacağını söyledi.
Gençay Gürsoy tasarıya karşı izlenecek tavırla ilgili bugünkü değerlendirme toplantısında aldıkları kararı açıklarken de, ''Sağlık Bakanlığının kurul ve komisyonlarında yer almama konusunu gündeme getiriyoruz. Bu kurul ve komisyonlardan bütünüyle çekilme konusunda karar alma aşamasındayız'' dedi.
Daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtlayan Gürsoy, ''Bu tasarıya karşı kendilerinin tam gün çalışma ile ilgili önerilerinin ne olduğu'' sorusu üzerine, daha önce konuyla ilgili önerilerini Sağlık Bakanlığına sunduklarını hatırlattı.
''Komisyon ve kurullardan çekilme kararını ne zaman hayata geçireceksiniz?'' sorusuna karşılık Gürsoy, henüz karar alma aşamasında olduklarını, henüz bu konuda karar almadıklarını bildirdi.
Gürsoy, bir soru üzerine tasarının hekimleri sürekli fazla mesaiye zorladığını, oysa bir hekimin hastalarına yeterli zaman ayırması gerektiğini söyledi.
-''17 BİN TL MAAŞ ALMALARI İMKANSIZ''-
TTB Genel Sekreteri Eriş Bilaloğlu da söz konusu öneri ile bilgi verirken, ücretlerin güvence altına alınmasını, çalışma sürelerinin daha makul hale getirilmesini talep ettiklerini anlattı.
Hekim uygulamalarından kaynaklanan hatalarda ödenecek sigorta ile ilgili de kendi önerilerinin farklı olduğunu belirten Bilaloğlu, kendi önerilerinin bu ödemelerin daha kısa sürede ve belirli bir fondan yapılmasını öngördüğünü söyledi.
Bilaloğlu, başka bir soruyu yanıtlarken, tartışmaların sadece muayenehanelerin kapatılması üzerine odaklanmak istendiğini, ancak sadece 1000 dolayında hekimin muayenehanesi bulunduğunu belirtti.
Kamuoyuna açıklandığı gibi hekimlerin 17 bin TL maaş almalarının imkansız olduğunu ileri süren Bilaloğlu, tasarının yasalaşması halinde bir uzman hekimin bin 400-bin 600 TL maaş alacağını, bunun üzerine de sabit döner sermaye ücreti ekleneceğini anlattı. Ancak bir hekimin 17 bin TL alabilmesi için günde 20 saat çalışması gerektiğini ifade eden Bilaloğlu, bunun da imkansız olduğunu savundu.
-TEKEL İŞÇİLERİNDEN SAĞLIK ÇALIŞANLARINI DESTEK-
TTB, SES, Devrimci Sağlık-İş ve diğer sağlık örgütlerinin üyeleri daha sonra Hacettepe Üniversitesi'nden Sağlık Bakanlığına yürüdü. Gruptakiler, tasarı karşıtı pankartlar taşıyarak, slogan attılar.
Abdi İpekçi Parkı'nda 30 gündür Ankara'da eylem yapan Tekel işçileriyle buluşan sağlıkçılar, daha sonra Sağlık Bakanlığı önünde basın açıklaması yaptı.
TTB Merkez Konseyi Üyesi Ali Çerkezoğlu, burada yaptığı açıklamada sağlığın bir ekip hizmeti olduğunu belirterek, tasarının kendi görüşleri alınmadan yasalaştırılmak istendiğini söyledi.
Sağlık hizmeti üretenlere kulak verilmesi gerektiğini ifade eden Çerkezoğlu, hastaların kendilerinin rakibi olmadığını, halkın sağlık hakkını savunduklarını ve savunmaya devam edeceklerini belirtti.
Para tartışması yapmadıklarını, iş güvencesi istediklerini kaydeden Çerkezoğlu sağlıkta dönüşüm programının mağduru olmak istemediklerini, bu nedenle tasarının geri çekilmesini talep ettiklerini söyledi.
SES Genel Başkanı Bedriye Yorgun da, sağlıkta dönüşüm programını ve sağlık kuruluşlarındaki taşeronlaşmayı eleştirdi.
Sağlık Bakanlığının önündeki konuşmaların ardından sağlıkçılar, Tekel işçileriyle birlikte Türk-İş Genel Merkezi önüne yürüdü. Eylemciler burada, hükümet karşıtı sloganlar attılar.
TTB Genel Başkanı Gürsoy, burada yaptığı konuşmada ise, bu sabah Tam Gün Yasa Tasarısı ile ilgili yaptıkları toplantıya değindi. Tekel işçilerinin yanında olduklarını ifade eden Gürsoy, açlık grevlerine karşı olmalarına rağmen, Tekel işçilerinin bu eyleme zorlanmaları halinde işçilerin yanında olacaklarını belirtti.
İşçilerin ''Ölmek var, dönmek yok'' diye slogan atmaları üzerine Gürsoy, ''Ölmek de yok, dönmek de yok'' dedi.
Dev Sağlık-İş Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu da hükümetin 2010 yılında emekçilere ve işçilere savaş açtığını iddia ederek, kendilerinin buna karşı mücadele edeceklerini söyledi.
SES Genel Başkanı Yorgun ise kazanılmış haklarının ellerinden alınmak istendiğini, ancak buna izin vermeyeceklerini söyledi.
SAĞLIK-SEN’DEN TAM GÜN ÇALIŞMA SİSTEMİNE DESTEK
ZONGULDAK (İHA) - Memur-Sen’e bağlı Sağlık-Sen Şube Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Kara Atatürk Devlet Hastanesi önünde yaptığı basın açıklamasında, “2003 yılından bu güne uygulanan sağlıkta dönüşüm programının önemli ayaklarından birisi olan Tam Gün Yasa Tasarısı bu hafta TBMM Genel Kurulunda görüşülecektir” dedi.
Sağlık-Sen Şube Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Kara, konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada, “Sağlık-Sen olarak hekimlerin tam gün esaslı çalışmalarının sağlık sistemi açısından olumlu buluyoruz. Sağlık çalışanlarının haftalık çalışma süresinin 40 saate düşürülmesi, nöbet ücreti uygulamasının kapsamının genişletilmesi, gibi düzenlemeler tasarının olumlu yönleri olarak öne çıkmaktadır” dedi.
Mehmet Ali Kara açıklamasında şunları söyledi:
“Ancak Tam Gün Yasa Tasarısı mevcut haliyle bir ekip çalışması olan sağlık hizmetinin sunumunu olumsuz yönde etkileyecek, ekonomik haklar ve çalışma koşulları açısından yaşanan adaletsizlikleri daha da derinleştirecek eksiklikler taşımaktadır.
Sağlıkta Dönüşüm Programıyla birlikte çalışma koşulları her geçen gün ağırlaşan sağlık çalışanlarının emeğinin karşılığını alabilmesi için Tam Gün Yasa Tasarısında var olan adaletsizliklerin giderilmesi şarttır. Tam Gün Yasa Tasarısının, bu haliyle yasalaşması, sağlık hizmeti sunanlar arasındaki mevcut adaletsizlik makasının daha da açılmasına neden olacaktır. Bu kitlesel basın açıklamamız vesilesiyle Hükümete ve milletvekillerimize Tam Gün Yasa Tasarısı ile ilgili bir kez daha sesleniyoruz. Sağlık hizmeti sunumunun bir ekip hizmeti olduğu unutulmamalıdır. Daha önce Sağlık Bakanlığı’nın Tam Gün Yasa Taslağı içinde yer verilen, ancak Hükümet Tasarısı haline getirilirken taslaktan çıkartılan tabip dışı personel döner sermaye tavan oranları; yüzde 150’den yüzde 200’e, riskli birimler için yüzde 200’den yüzde 250’ye yükseltilmelidir. Hali hazırda performans sisteminden kaynaklanan sorunlar nedeniyle, kamunun en düşük gelire sahip kesimi haline dönüşen hekim dışı personelin yaşadığı adaletsizliğe son verilmelidir. Tabip dışı personelin döner sermaye gelirleri emekliliğe yansıtılmalıdır. Türkiye’deki radyoloji ünitelerinin büyük çoğunluğu çalışan güvenliği standartlarını taşımazken, Tasarıda haftalık çalışma süresi 35 saate yükseltilerek radyoloji çalışanlarının sağlığı tehlikeye atılmaktadır. Bu hatadan mutlaka dönülmeli ve radyoloji çalışanlarının 25 saat olan haftalık çalışma süreleri değiştirilmemelidir.
Sağlık-Sen olarak, Genel Kurul görüşmeleri yapılacak Tam Gün Yasasının çalışma barışı ve huzurunu sağlayacak şekilde yasalaşması için başta Hükümet temsilcileri olmak üzere tüm milletvekillerini göreve çağırıyoruz.”
TAM GÜN YASASI PROTESTO EDİLDİ
ADIYAMAN (İHA) - Sağlık-Sen Temsilciliği tarafından Adıyaman Devlet Hastanesi bahçesinde tam gün yasa tasarısı protesto edildi.
Sağlık-Sen Adıyaman temsilciliği tarafından hastane bahçesinde yapılan basın açıklamasında, 2003 yılından bu güne uygulanan sağlıkta dönüşüm programının önemli ayaklardan birisi olan tam gün yasa tasarısının bu hafta TBMM genel kurulunda görüşüleceği ve bu tasarında eksiklikler ve yanlışlıklar olduğu vurgulandı. Sağlık-Sen Adıyaman Şube Başkanı Abdulkadir Bozan, tasarının eksiklikler ve yanlışlar nedeniyle protesto edildiğini kaydetti.
Bozan, "Sağlık-Sen olarak hekimlerin tam gün esasla çalışmalarını sağlık sistemi açısından olumlu bulunmaktayız. Sağlık çalışanlarının haftalık çalışma süresinin 40 saatte düşürülmesi, nöbet ücreti uygulamasının kapsamının genişletilmesi gibi düzenlemeler tasarının olumlu yönleri olarak öne çıkmaktadır. Ancak tam gün yasa tasarısı mevcut haliyle bir ekip çalışması olan sağlık hizmetinin sunumunu olumsuz yönde etkileyecek ekonomik haklar ve çalışma şartları açısından yaşanan adaletsizlikleri daha da derinleştirilecek eksiklikler taşımaktadır. Sağlık da dönüşüm programıyla birlikte çalışma koşulları her geçen gün ağırlaşan sağlık çalışanlarının emeğinin karşılığını alabilmesi için tam gün yasa tasarısında var olan adaletsizliklerin giderilmesi şarttır" dedi.
Tam gün yasa tasarısının bu haliyle yasallaşmasının sağlık hizmetleri sunanlar arasındaki mevcut adaletsizlik makasının daha da açılmasına neden olan alacağını belirten Bozan, "Sağlık hizmeti sunumunun bir ekip hizmeti olduğu unutulmamalıdır. Performans sisteminden kaynaklanan sorunlar nedeniyle kamunun en düşük gelire sahip kesimi haline dönüşen hekim dışı personelin yaşadığı adaletsizliğe son verilmelidir. Tabip dışı personelin döner sermaye gelirleri mutlaka emekliliğe yansıtılmalıdır" şeklinde
........................
SAĞLIK-SEN'DEN ''TAM GÜN YASASI'NA'' TEPKİ
ANKARA (A.A) - Sağlık-Sen Ankara 1 Nolu Şube Başkanı Şenol Şahin, Tam Gün Yasa ile getirilmek istenenlerin sağlık hizmetlerinin sunumunu olumsuz etkileyeceğini ileri sürdü.
Sendika üyeleri yeni düzenlemeyi protesto amacıyla Ankara Numune Hastanesi önünde toplandı.
Taleplerini sloganlarla dile getiren grup adına konuşan Şahin, Tam Gün Yasa Tasarısı'nın bu hafta TBMM Genel Kurulu'nda görüşüleceğini anımsattı.
Tasarının önemli eksiklerinin olduğunu iddia eden Şahin, ''Tam Gün Yasa Tasarısı mevcut haliyle bir ekip çalışması olan sağlık hizmetinin sunumunu olumsuz etkileyecektir. Tasarı ekonomik haklar ve çalışma koşulları açısından yaşanan adaletsizlikleri daha da derinleştirecek eksiklikler taşımaktadır'' dedi.
Tam Gün Yasası'nın çalışma barışını bozmayacak şekilde yapılması gerektiğini belirten Şahin, sağlıkta hekim dışı personelin yaşadığı ''ücret adaletsizliğine'' son verilmesini, döner sermaye gelirlerinin tabip dışı personelin emekliliğine yansıtılmasını ve radyoloji çalışanlarının çalışma sürelerinin iyileştirilmesini de talep etti.
Grup açıklamanın ardından dağıldı.
........................
Sağlık çalışanları 'tam gün' yasasını protesto için Bakanlığa yürüdü
ANKARA(CİHAN)- Türk Tabipleri Birliği, Sağlık Bakanlığı tarafından uygulamaya konulmak istenen 'tam gün' yasa tasarısını protesto için Ankara'da yürüyüş düzenledi.
Önce Tabipler Birliği'nde açıklama yapan hekimler daha sonra, yasayı protesto için Sağlık Bakanlığı'na yürüdü.
Çok sayıda sağlık çalışanının katıldığı eyleme TEKEL işçileri de destek verdi. Bakanlığa yürüyüş ve yapılan açıklamanın ardından sağlık çalışanları, TEKEL işçi eylemine destek için Türk-İş Genel Merkezi önüne geldi.
........................
TTB Sağlık Bakanlığının tüm kurullarından çekilecek
Türk Tabipleri Birliği, bugün TBMM'de görüşülecek olan Tam Gün Yasa Tasarısı'nın kendileri ile mutabakat sağlanmadan geçirilmesi halinde Sağlık Bakanlığı'nın tüm kurul ve komisyonlarından çekilme kararı aldı.
Türk Tabipleri Birliği'ne bağlı tabip odaları temsilcileri, sağlık derneklerinin temsilcilerinin katılımı ile Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde bir araya geldi. Toplantıda Türk Tabipleri Birliği Başkanı Gençalp Gürsoy, Tam Gün Yasa Tasarısı'na karşı olduklarını ve hükümetin hekimlerden bir mutabakat sağlamadan yasa çıkardığını söyledi.
Gürsoy, yasanın Meclis'ten geçmesi halinde Sağlık Bakanlığı'nın kurul ve komisyonlarından çekilme kararı alacaklarını söyledi.
ANKARA (İHA) - Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, yamalı ve sorunlu bir Tam Gün Yasası yerine doğru düzgün, çalışanların hakkını koruyan ve genişletilen bir yasa talep ettiklerini bildirdi.
TBMM Dikmen girişinde toplanan Türk Sağlık-Sen üyesi sağlık çalışanları, "Tam güne evet, yasaya hayır" şeklinde slogan atarak Tam Gün Yasası'nı protesto etti. Kamu-Sen Genel Başkanı Bircan Akyıldız'ın da destek verdiği eylemde bir açıklama yapan Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, devlette millete hizmeti kutsal bir görev olarak gördüklerini ve bu kutsal görevde hekimlerin tam gün çalışmasını olumlu bulduklarını söyledi. Yasanın bu haliyle eksiklikler ve adaletsizliklerle dolu olduğunu belirten Kahveci, "Biz yamalı ve sorunlu Tam Gün Yasası yerine doğru düzgün, çalışanların hakkını koruyan ve genişleten bir yasa talep ediyoruz" dedi.
Yasanın bu haliyle beklentilerini karşılamaktan çok uzak olduğunu ifade eden Kahveci, tam gün çalışmaya 'evet' fakat bu haliyle tam gün yasasına 'hayır' dediklerini vurguladı. Bu yasada istedikleri değişiklikleri bir mektupla dile getirdiklerini belirten Kahveci, sağlık çalışanları olarak imzaladıkları bu mektubu Sağlık Bakanı, siyasi partilerin grup başkanvekilleri ve milletvekillerine gönderdiklerini ifade etti.
Yapılan açıklamanın ardından mektupların uçları yakıldı. Uçları yakılan mektupları grup başkanvekillerine vermek için Kahveci ve beraberindeki bir heyet Meclis'e geçti.
........................
SAĞLIK-SEN ERZURUM ŞUBE BAŞKANI ABDULLAH DUMAN
- “TAM GÜN YASA TASARISININ BU HALİYLE YASALAŞMASI SAĞLIK HİZMETİ SUNANLAR ARASINDAKİ MEVCUT ADALETSİZLİK MAKASININ DAHA DA AÇILMASINA NEDEN OLACAKTIR”
ERZURUM (İHA) - Sağlık-Sen Erzurum Şube Başkanı Abdullah Duman, tam Gün Yasasının çalışma barışı ve huzuru sağlayacak şekilde yasalaşması için hükümet temsilcileri ve tüm milletvekillerini göreve çağırdı.
Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma hastanesi önünde toplanan sağlık çalışanları bu hafta TBMM’nde görüşülecek tamgün yasa tasarısıyla ilgili olarak basın açıklaması yaptılar.
Basın açıklamasını okuyan Sağlık-Sen Şube Başkanı Abdullah Duman, “Tam Gün Yasa Tasarısı mevcut haliyle bir ekip çalışması olan sağlık hizmetinin sunumunu olumsuz yönde etkileyecek, ekonomik haklar ve çalışma koşulları açısından yaşanan adaletsizlikleri daha da derinleştirecek eksiklikler taşımaktadır” dedi.
Sağlıka Dönüşüm Programıyla birlikle çalışma koşulları her geçen gün ağırlaşan sağlık çalışanlarının emeğinin karşılığını alabilmesi için Tam gün Yasa tasarısında var olan adaletsizliklerin giderilmesinin şart olduğunu dile getiren Duman, “Tam Gün Yasa Tasarısının bu haliyle yasalaşması sağlık hizmeti sunanlar arasındaki mevcut adaletsizlik makasının daha da açılmasına neden olacaktır. Sağlık Hizmeti sunumunun bir ekip hizmeti olduğu unutulmamalıdır. Daha önce Sağlık Bakanlığı’nın Tam Gün Yasa Taslağı içinde yer verilen ancak hükümet tasarısı haline getirirken taslaktan çıkartılan tabip dışı personel döner sermaye tava oranları, yüzde 150’den 200’e, riskli birimler için yüzde 200’den yüzde 250’ye yükseltilmelidir. Hali hazırda performans sisteminden kaynaklanan sorunlar nedeniyle, kamunun en düşük gelire sahip kesimi haline dönüşen hekim dışı personelin yaşadığı adaletsizliğe son verilmelidir” diye konuştu.
Tabip dışı personelin döner sermaye gelirlerinin emekliliğe yansıtılmasını isteyen Duman, “Türkiye’deki radyoloji ünitelerinin büyük çoğunluğu çalışan güvenliği standartlarını taşımazken, Tasarıda haftalık çalışma süresi 35 saate yükseltilerek radyoloji çalışanlarının sağlığı tehlikeye atılmaktadır. Bu hatadan mutlaka dönülmeli ve radyoloji çalışanlarının 25 saat olan haftalık çalışma süreleri değiştirilmemelidir.” şeklinde konuştu.
Basın açıklamasına Memur-Sen İl Temsilcisi Dursun Mehmet Dindi, ve yaklaşık 50 sağlık çalışanı katıldı.
........................
SAĞLIK ÇALIŞANLARI BEYDAĞI DEVLET HASTANESİ'NDE EYLEM YAPTI
MALATYA (İHA) - Sağlık çalışanları Beydağı Devlet Hastanesi önünde eylem yaptı.
Hastane önünde bir basın açıklaması yapan Sağlık-Sen Malatya Şube Başkanı Abdullah Yakut, "2003 yılından bugüne uygulanan sağlıkta dönüşüm programının önemli ayaklarından birisi olan "Tam Gün Yasa Tasarısı" bu hafta TBMM Genel Kurulu'nda görüşülecektir. Sağlık-Sen olarak hekimlerin tam gün esaslı çalışmalarının sağlık sistemi açısından olumlu bakıyoruz. Sağlık çalışanlarının haftalık çalışma süresinin 40 saate düşürülmesi, nöbet ücreti uygulamasının kapsamının genişletilmesi gibi düzenlemeler tasarının olumlu yönleri olarak öne çıkmaktadır. Ancak bu yasa tasarısı mevcut haliyle bir ekip çalışması olan sağlık hizmetinin sunumunu olumsuz yönde etkileyecek, ekonomik haklar ve çalışma koşulları açısından yaşanan adaletsizlikleri daha da derinleşecek eksiklikler taşımaktadır. Sağlıkta dönüşüm programıyla birlikte çalışma koşulları her geçen gün ağırlaşan sağlık çalışanlarının emeğinin karşılığını alabilmesi için bu yasa tasarısındaki adaletsizliklerin giderilmesi şarttır. Tam Gün Yasa Tasarısının, bu haliyle yasalaşması, sağlık hizmeti sunanlar arasındaki mevcut adaletsizlik makasının daha da açılmasına neden olacaktır. Bu kitlesel basın açıklamamız vesilesiyle hükümete ve milletvekillerimize yasa tasarısıyla ilgili olarak bir kez daha sesleniyoruz; sağlık hizmeti sunumunun bir ekip hizmeti olduğu unutulmamalıdır. Sağlık-Sen olarak, Genel Kurul görüşmeleri yapılacak Tam Gün Yasası'nın çalışma barışı ve huzurunu sağlayacak şekilde yasalaşması için başta hükümet temsilcileri olmak üzere tüm milletvekillerimizi göreve çağırıyoruz" dedi.
To coincide hygroton no prescription cialis seromycin.com buy sildamax w not prescription dexone canada dexone generic canada generic salicylic acid...
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
E-satış u yap a girdim. satışa...
27-04-2024, 02:39:38 in Gayrimenkul Hukuku