+ Konuyu Yanıtla
5 / 12 Sayfa İlkİlk 123456789101112 SonSon
41 den 50´e kadar toplam 112 ileti bulundu.

Konu: "Kağıt parçası"

"Kağıt parçası" Hızlandırılmış Mobil Sayfa Sürümü (AMP)
  1. #41
    Kayıt Tarihi
    Mar 2004
    Nerede
    istanbul, kadiköy, Türkiye.
    İletiler
    5.539
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: "Kağıt parçası"

    Şimdi ..

    Sayın Horasan peşimden gelmekle birlikte TSK yı en çok eleştiren kişilerden birisiyim... Ama düzeyli eleştirmedir bu.. Ve yerinde askeri hukuk askeri ceza hukuku ve benzeri yerlerde... Eleştirmekle saldırma arasındaki farkı anlayamayanları tenzih etmekte ayrı doğal olarak... Hele bilmeden konuşanları... kopyala yapıştır... salla yolla... yan yattı çamura battı... yok bizde.... ben ne yazıyorsam commodore1tr yazıyordur... kopyala hopla zıpla yok... hükümet gibi...

    Ben en açık şekilde yazayım kendi fikrimi aksi çıktı derlersede önemli değil...Bu benim fikrim... Çıkıp şu dağlara yaslanmadan önceki fikrim... Ankaradaki irtica beyine selam olsun demeden önceki fikrim...

    Tipin birisi sormuş.... Genel Kurmay Albayın Amiral Olamaması için Açıklama yaptı Neden ? Bu koruma değil midir diye.?

    Mevcut hükümetten bin kere dürüst ve demokrasiye saygılı vede laik demokratik sosyal hukuk devletine bağlı TSK O kadar çok gerizekalı yayın karşısında o açıklamayı yapmıştır... Çünkü iddia edilen bu kişinin amiral olacağı ve bu plan yüzünden olamadığıdır... Ama gerçek bu değildir...

    Dursun Çiçek Kara harp Okulunda Deniz Kuvvetleri adına okumuş birisidir.... Yani Deniz Piyadedir.. DZKK da piyade sınıfı amiral kadrosu çok ama çok sınırlıdır... Zaten bir tek ciddi konunm olarak İzmir Foça leventler limanında bulunmaktadır deniz piyadeler... Kendilerini denizciden çok karacı sanan bu tipler çok zor amiral olurlar çünkü kadro yoktur... Amma yalan yazan basın sayesinde amiral olacak diye lanse edilmiş ve aynı basın tarafından işte gerçek olduğundan amiral olmamıştır denmiştir... Aıp ki ne ayıp... Dünya da hiç bir devlet kendi silahlı kuvvetleriyle uğraşmaz böyle eğer devleti yönetenlerin bölme amacı yoksa.... Kendilerini ciddi köşe yazarı sanan bir takım dangalaklar paçavralarında unu dile getirmişlerdir.... sonuçtada demokrasiye saygılı TSK istemesede kısa bir yanıt vermiştir... Bu paçavra yazarlarının azıcık kafaları çalışsa bu kişinin amiral olsa bile yükselemeyeceğini bilmeleri gerekir... Demekki hiç bir şey bilmeden sadece eleştirip tüketiyorlar... aynı sitedeki bazı bunları adam sanan bazıları gibi...

    Sitemizde yeni tipler türedi sonu bey olan nickleriyle ağdalı yazı yazıp kendisini adam sanan tipler... Buna neden yanıt vermediğimi soran arkadaşlara toptan yanıtım şudur ki... aslı varken suretle uğraşmam... Salya sümük feto varken ağdalı laubali ile uğraşmak bana yakışmaz... O kendisini bey sansın...

    Şimdi gelelim ihbar mektubu ile plan yazısına...



    Hukuki NET Güncel Haber

    "Kağıt parçası" konulu yargıtay kararı ara
    "Kağıt parçası" konulu hukuk haber
    Konu commodore1tr tarafından (01-11-2009 Saat 12:20:04 ) de değiştirilmiştir.

  2. # Nedir?
    Tavsiye Soru Cevap
    Kayıt Tarihi
    Bugün
    Nerede
    Avukat Dünyası
    İletiler
    Ne kadar?
     
  3. #42
    Kayıt Tarihi
    Jul 2001
    İletiler
    5.751
    Blog yazıları
    1
    Dilekçeler Sözleşmeler
    17
    Dosya Yükleme
    53

    Tanımlı Cevap: "Kağıt parçası"

    Sayın commodore1tr; Sitemizde tüyeren tipler sizinle aynı görüşte olmak zorunda değil. Meğer ki savundukları fikir meşru ve mantıklı bir temele dayansın.
    Hukuki Net - Hukuk Arama Motoru - İyi günler Türkiye, her nerede uyuyor veya uyutuluyorsan!

  4. #43
    Kayıt Tarihi
    Mar 2004
    Nerede
    istanbul, kadiköy, Türkiye.
    İletiler
    5.539
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: "Kağıt parçası"

    Alıntı admin rumuzlu üyeden alıntı İletiyi Göster
    Sayın commodore1tr; Sitemizde tüyeren tipler sizinle aynı görüşte olmak zorunda değil. Meğer ki savundukları fikir meşru ve mantıklı bir temele dayansın.
    Merak buyurmayınız beyfendi... Öyle bir zorunluk var demediğim gibi laik demokratik sosyal hukuk devletine , Atatürk ilke ve inkilaplarına saygılı olan herkesi dinler okurum... Hatta bunlara karşı olan yazıları bile okurum... Beyler şeyhler şıhlar yazsın tabiiki... yazsın... en azından ne olduklarını anlarız dert olmaz...

    Her meşru olan mantıklı olmayacağı gibi..her mantıklı şeyde meşru olmayabilir... Unutulmamalıdır ki en düzgün mantık kurgularını genelde en gayri meşru işlerle uğraşanlar kurar...

  5. #44
    Kayıt Tarihi
    Mar 2004
    Nerede
    istanbul, kadiköy, Türkiye.
    İletiler
    5.539
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: "Kağıt parçası"

    Neyse değerli adminin fikirlerine saygı duyduğumu bir kere daha belirtip ben kendi konuma döneyim...

    Ben bu satırları yazarken çok ilginç bir gelişme oldu. Dengir Mir Mehmet Fırat bir açıklama yaptı . “Islak imzalı demokrasiye müdahale belgesi ile birlikte gönderilen ve bir subayın yazdığı belirtilen isimsiz ihbar mektubu ile bizlere bir kaç yıl önce Sarıkız ve Ayışığı darbelerini ihbar amacıyla gönderilen mektup neredeyse aynı elden çıkmış kadar benzer. Bu çok şaşırtıcı” dedi.... Ne hikmetse benim bu konularda demek istediğim şeyleri doğrular bir ifade... Bizzat AKP li ve benim çok eleştirdiğim bir Baron iki sene önce kendisinede gelen darbe planları yazısıyla bu ihbar mektubu yazısının aynı olduğunu çok benzediğini söylüyor...

    Acaba TSK ya sızmış bir takım Fetocular olabilir mi bunları yaratan? Başta TSK olmak üzere saygın kurumları yok etmeye çalışan... Yargıtay da bir şey olur bir mektup bir foto çıkar aynı ellerden aynı kalemlerden... Anayasa mahkemesi ha keza... Şimdi bir kere daha okuyun... Fetonun desturunu..

    Nihai hedefe ulaşana kadar, her yöntem ve yol mübahtır. Bunun içine yalan söylemek ve insanları aldatmak da girer. Yeter ki, 'hizmet' kesintiye uğramasın. Hizmet denilen çalışmanın en büyük özelliği, sessiz ve derinden olmasıdır. Bu gizlilikte güçlü oluncaya kadar devam edecektir....''

    Ne enteresan değil mi????

    Neyse 12 Haziranda Taraf diye isimlendirilen bir gazete bu iddiayı ortaya attı ve manşetinden yayımladı.. Plan adı da muhteşemdi ha..

    '' İrticayla Mücadele Eylem Planı'' sonra bu pek tutmadı oldu planın adı ses getiren bir şey...

    ''AKP ve Fethullah Gülen’i bitirme planı...'' işte bu çok havalı oldu...

    AKP var Feto var.... ooo daha ne? Şimdi bu kargaşayı yazarken aklıma geldi bu isim değiştirme karıştırma biraz AKP kokuyor... Farkında mısınız neye isim vermeye kalksalar kendileri bizzat gün başı değiştiriyorlar...

    ''Kürt Açılımı...''

    ''Demokratik açılım...''

    ''Demokratik Sosyal Açılım...''

    Daha da değişecektir ... Emin olunuz İçiine Ermenisi girecek gagavuzu girecek yahudisi girecek Türk hariç her şeyin açılımı girecek... Bu da ayrı konuda sadece isme baktık...

    İsim her ne şekilde değiştirilirse değiştirilsin her yönden garip bir plan... Gerçekse de hem garip hem vahim...

    Askerliğini yapan herkes bilir TSK yazışmaları bir sürü kod kısaltma ve numaralı yapılır... Genelde bilen bile anlamaz ne yazdığını.. şifreli kodlu kriptoludur... Çakmak , şimşek, timsah... bunların hepsi TSK harekat planlarıdır... Acaba nedir ? Kaldıki her bir sayfasında Harekat Çok Gizli ibaresi ile birlikte ''....kopyanın ... kopyası'' diye her sayfa kontrol altındadır. Yani Üst kademe bahse konu bir planın hangi nüshasının hangi birlikte olduğunu bilir... Bilmekte zorundadır. Yani bir planın kaç nüsha olduğu ve nerelerde ne kadarının olduğu bilinir sayfa numarasıyla bile...

    Şimdi plana bakıyoruz... AKP ve Fethullah Gülen i Bitirme planı... Ne kodu var ne nereden çıktığı ne nereye gittiği ne kime yazıldıığı... Bu isimde bir plan TSK tarzı olmadığı çok açık... TSK böyle bir plan yapsa gönderse basına basın üç gün sonra uyanır ne olduğuna! Laiklik harekatı... Yaşasın demokrasi... Sancak... gibi bir isim olur en iyi şartla... Kaldıki numarada yok... HRH/İST.ŞB.TAB... diye başlayan bir numara olması gerekmez mi? O da yok... O numaraki evrak cehenneme gitse bulduran numaradır... Planın kopya numarasıda yok... Dikkat edin bunları söylememin nedeni.. duyumdeğil dört sayfanın tamamıda imzalı basında olmasından dolayıdır... Yani nereden geldiyse bu dört sayfalık Müthiş!! plan tam gelmiş... İçerik vahim imza kesin olan bu belgenin askeri usullere hiç uymaması ne ilginç değil mi? Ha bu planla çıkan kargaşada gözlerden kaçan çok önemli bir gelişme daha oldu kimse konuşmadı ama biraz ben yazayım...

  6. #45
    Kayıt Tarihi
    Mar 2004
    Nerede
    istanbul, kadiköy, Türkiye.
    İletiler
    5.539
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: "Kağıt parçası"

    Yedi Tepe Üniversitesi Kmpüsünde bulunan mühimmatlarla başlayan süreç sonucunda ortaya çıkan bu ''plan'' aşamasında Dz.P.Kur.Kd.Alb. Dursun Çiçek ile birlikte 8 Deniz Kurmay Albay daha sorgulandı. Bu 30 Ağustos ta ilki olmak üzere üç 30 ağustosta Amiral olması olsası sekiz kurmay albay... İşin ilginci sekizide kendi devresinde ki ilklerdi sicil ve kıdem olarak... Yani şuraya birinci olarak gireceklerdi yada ikinci... Bu Ağustosta üçü gelecekte üç son 2 olmak üzere...

    Ama ne hikmetse... H ve M isimli İki Kurmay Albay itina ile korundu... Bu ikisi taa lise yıllarından gelen dincilerden oldukları şüphesiyle direkten dönen iki kurmay... Sicilde ilk üçte değillerken bu garip durumla oldukça şanslı konuma geldikleri de bir gerçek... Ya bu ikisi amiral olursa??? Acaba kendilerinden olanlarının önünü açmak için mi ???

    Dursun Albayın zaten yükselme şansının çok az olduğu belliyken onun üstünden kopan yaygara acaba bumudur? Her ne kadar bu sekiz kurmay Albaya her hangi bir suç isnad edilemese de yurt dışına çıkma yasağı konmak istenmesi ve dinci basının önüne atılması geleceklerine otomatik bir ket vurma değil midir ? Bunlardan birisi Amiral olsa bu dinci basın ''ergenekoncu Amiral oldu...'' demeyecek mi? Başbakan havalı havalı şerh koymayacak mı? Peki bu aradan sıyrılıp amiral olacak sıraya bir anda gelen H ve M amiral olursa ne olacak? Hangi basın Fetocuların ilk amiralleri diyebilecek.... İşte bu olayın pek bilinmeyen garip ama ilginç bir perde arkası detayı... Daha başka detayları da var ama şimdi yeri değil...

    Neyse biz plana devam edelim bakalım...

  7. #46
    Kayıt Tarihi
    Mar 2004
    Nerede
    istanbul, kadiköy, Türkiye.
    İletiler
    5.539
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: "Kağıt parçası"

    Şimdi TSK nın hiç bir gelenek görenek ve teamüllerine uymayan Askeri yazışma usullerine damla dikkat edilmemiş kime neden ne zaman yazıldığı belli olmayan bir plan fotokopisi ortaya çıkması ile gündem değişmiştir... Gerçi belgenin fotokopi olduğuda çok geç ortaya çıkmıştır amma olsun varsın...

    Şimdi belgede dikkat çeken ve vahim olan noktalar var... Nedir bunlar..

    ''Askeri suç kapsamında yapılacak ışık evi baskınlarında ,silahlı terör örgütü oluşturmak doğrultusunda ; silah mühimmat plan v.b metaryal bulundurulması sağlanarak,FG grubu ''Silahlı Terör Örgütü'' Fethullahçı Silahlı Terör Örgütü (FSTÖ) kapsamına aldırılacak ve soruşturmaları askeri yargı kapsamında yürüttürülecektir. ''(Planlama ve genel faaliyetler no 6)

    Olmayan bir takım olayların ''yaratılarak'' kamu oyuna yayınlama... sahte kayıt üretme sahte belge yayma ( Amma tesadüf ilk bu belge sahte dendi!) gibi yasadışı faaliyetler...

    Belgeyi kaleme alan bir albay ama yapılacaklar ''orduları'' etkileyecek kapsayacak etkinlikler... Yetmiyor yargıyı da yönlendiriyor... Şimdi böyle bir çalışmanın başında Albay düzeyinde birisinin olması mantık olarak mümkün değil... En iyi şartla Genel Kurmay İkinci Başkanının imzasının olması gerekir. Gerçi hiç bir yerde bu planın icracısının kim olduğu sorgulanmıyor bu emir kime verilmiş nereye gitmiş belli değil amma ifadelerden anlaşılan bu bir ''icra'' emrinide içeriyor...

    Yapılacak, edilecek, sağlanacak gibi ibareleri olan bir yazı da kimin yapacağıda bellidir.... Ama nedense bu hiç sorgulanmıyor... Yani biz hukuki nette yazalım şöyle olacak böyle olacak diye ... Ne kadar ciddiyse bu yazıda şuan için öyle... Muhattabı yok emir var... yok böyle bir şey... Kaldıki icrası istenilen olaylar; ordu değil Kuvvet değil Kuvvetler birleşmesiyle ve Kuvvetlerin bazı yasa dışı eylemleri yapmasıyla oluşabilecek olaylardır... Bunu gözardı eden bir adli siyasi askeri yapılanmayı şaşkınlıkla izliyorum. TSK yok böyle dediğine göre onlar anlaşılır oluyor amma... gerisi çok ilginç... Bu plandaki icra edilmesi gereken faaliyetleri kim yapacak???? Hiç bu konunun konuşulduğunu duydunuz mu? İbarelerden anladığımız bu icrayı yapmakla en büyük görevli kurum Jandarma Genel Komutanlığı... Askeri baskından bahsedildiğine göre kırsal alanlardan bahsediliyor... polisin yetkisiz olduğu yerler... Jandarmanın bu plandan haberi var mı? Bu palnın uygulanması için garnizon komutanlıklarının haberi olması planın kendilerinde bizzat olması gerekiyor... Hangi garnizon komutanının haberi var ???? Bu planın en az 250 orijinal nüshası olması gerekir... ve asla bir albay imzası olamaz....

    İşin bir ilginç yanıda dört sayfalık planda üç dört madde hariç doğru bilgiler doğru eylemler söz konusu... Çok ama çok ilginç...

    Peki bu planı Genel Kurmaydan Habersiz TSK içindeki cuntacılar denen her kimse onlar yapabilir mi? Ona bakalım...

  8. #47
    Kayıt Tarihi
    Mar 2004
    Nerede
    istanbul, kadiköy, Türkiye.
    İletiler
    5.539
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: "Kağıt parçası"

    Alıntı Av.Abbas Bilgili rumuzlu üyeden alıntı İletiyi Göster
    Bu belgeye itirazı olanların en önemli dayanağı belgenin "fotokopi" olmasıydı. Gerçekten de hukukta fotokopi "kesin delil" değil, "delil başlangıcı" olarak değerlendirilir. Taraflardan birinin itirazı halinde aslı temin edilmeden delil olarak dikkate alınması mümkün değil.

    Şimdi aslının bulunduğu iddiası var ve ayrıca destek mahiyetinde başka ciddi belge ve iddialardan bahsediliyor.

    Ama hala kafalarda kuşku var. İddiaya göre ABD'de ıslak imza üreten makinalar varmış. Ben, bizim ordunun toplumu hizaya getirme ve darbecilik geleneğinin hala tam olarak yok olmadığını düşünen biri olarak, askeriyenin genlerindeki bu kalıntılardan dolayı bu belgeyi gerçekten düzenledikleri kanısındayım. Ama, aslı bulunmadığı sürece cezalandırma için delil olmayacağını da düşünüyorum.

    Bu durumda imzanın "yaş mı yoksa kuru mu" olduğunun netleşmesi gerekiyor. Gerçi bizim asker "en büyük asker" olması hasebiyle "yaş" tahtaya basmaz diye biliyoruz biz. Ama son günlerde de bazı falsolar verdiği gözlerden kaçmıyor.

    Eline pimi çekilmiş bombayı vererek 4 askerin ölümüne neden olan olay, gazetelerde yazılıncaya kadar kamuoyundan gizlenmiştir.

    Bir patlama sonucu ölen 13 yaşındaki Ceylan Önkol olayında, jandarma savcıyı olay yerine "güvenlik yok" gerekçesi ile götürmemiştir ve bundan dolayı da "acaba jandarma delilleri mi kararttı" şüphesinin doğmasına neden olmuştıur.

    "Yaş" tahtaya basmayan ordumuzun, bu belge konusunda "fotokopi dönemindeki" tavrını biliyoruz. Aslı olduğu iddia edilen bu dönemde ne diyecekler bekliyoruz.

    Ben de merak ediyorum; "yaş mı kuru mu?"
    Sayın Bilgili ;

    Hem okudum hemide yazdım yalan dünya... misali bu yazınızıda şimdi okudum... Daha doğrusu okudum üst üste olay anlatırken araya sizi de sıkıştırıvereyim dedim ....

    ''Gerçekten de hukukta fotokopi "kesin delil" değil, "delil başlangıcı" olarak değerlendirilir.'' demişsiniz. Gerçi bu delil başlangıcı denen olgu yeni çıktı amma ''özel hukuk kavramıdır'' yani dediğiniz gibi bu olayda asla kabul edilemez. Yani senette çekte fotokopi delil başlangıcı olabilir ama ceza hukukunda mümkün değildir... Bunu çok iyi bilmeniz gerektiğini düşünüyorum ki bildiğinizi de biliyorum... Niyet başka olunca ...

    Yüzlerce yargıtay kararı vardır... Hemde başka mahkemeden fotokopi ile çoğaltılmış ifadelere mahkemece resmi mühür basılıp imzalanmadığı için delil sayılamaz diye bozulan... değil mi ??? Öyle öyle ..

    Peki gerek askeri gerek sivil savcılık soruşturmaları açıkmıdır ? Basınla birlikte mi yapılır ? Yoksa soruşturmanın selameti için ''gizlilik'' ile mi yapılır... O salak teğmenin yarattığı garip olay da teğmen korunmuş mudur ? Tutuklanmış mı? İnceleme devam ediyor mu etmiyor mu? Cümbür cemaat basın eşliğinde mi çalışacağız artık... İnsaf biraz insaf...

  9. #48
    Kayıt Tarihi
    Mar 2004
    Nerede
    istanbul, kadiköy, Türkiye.
    İletiler
    5.539
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: "Kağıt parçası"

    Şimdi ordu içerisinde darbeci ''cuntacı'' tiplerin olduğunu düşünelim... Ve bu hazırlığı onlar yapıyor kabul edelim.. Bu albayında bu Cuntada önemli bir yerde bulunduğunu var sayalım...

    Böyle bir oluşum adı üstünde cuntadır ve üst komuta kademesinin de bir çok başka TSK personelinin de haberi yoktur. Bunların TSK en üst kademesini temsil eden Genel Kurmay da bu kişilerin toplanması daha ötesinde bu ana karargahta her yeri kapsayacak ''plan'' yapmaları mümkün müdür ? Bu emir sadece kendi içlerinde uygulayacakları yada yapmak istedikleri bir uygulama ise nasıl ana karargahtan yazılır ki? Bu cuntacılar bir yerlerde toplanıp konuşamazlar mıda tüm TSK yı kapsayacak bir emir yazıyorlar... Her ne kadar nereye kime yazıldığı belli değilsede... 60 ihtilalini bilenler anımsar... neyin nasıl geliştiğini... Cemal Gürsel'in nasıl başa geldiğini.... Planlamanın nasıl yapıldığını...

    Önümüzde gerçek bir de darbe var...12 Eylül... peki bu 12 eylül ün planını bilen var mı? Fiilen olmuş bir darbenin planını bilen adını bilen halen daha yokken olmamış bir olayla ilgili kaç plan çıktı? Say say bitmiyor... İşin komiği ne plana sahip çıkan var ne plandan haberi olan doğru düzgün bir birlik nede yapılmış bir eylem... Aslında boş beleş haberler gibi gözüküyor... Amma bazılarının çok ama çok işine yarıyor... TSK yı küçük düşürmek AKP yi fazla yukarı çıkarmak... TSK yı etkisizleştirmek... Son padişah RTE yapmak gibi... neyse..

    Bu plan asla bir Albay bilgisinde ve etkisinde olabilecek bir olgu değildir... Bir cunta yapılanmasınada hiç benzememektedir. Çünkü bahse konu planın içeriği çok kapsamlıdır .(Suç olması apayrı ) Bu kapsamlı planın icrası bir avuç cuntacıyla falan olamaz... Çok ciddi etüd çok ciddi çalışma gerektirir ve satıh tüm Türkiye'dir...

    Bundan dolayı bu plan ya düzmece ve bilinçli bir yıpratma kampanyası ürünüdür, yada çok daha çok yukarıda Albay çiçeğin en fazla kaleme alan olabileceği çok üst düzey bir plandır....

    Bu yargılama sonucu ortaya çıkacağını umduğumuz bir durumdur . Amma çözümsüz bırakalacağı inancı bende çok fazladır. Çünkü herşey nedense ''hukuk'' dışı gelişmelerin bol olduğu yerde hukukun yolunu bulması oldukça zordur... Hele bulmasını aslında istemeyen çok ciddi bir güç varsa ve bu güç hukuk hukuk diye bağırıp duruyorsa..

    Tam dört buçuk ay sonra ve ne ilginçse AKP ve RTE nin açılım dediği ABD diretmesi PKK ya sahip çıkma planı infiale yol açınca bu seferde belgenin aslı ortaya çıktı şaiyaları ortaya çıktı... Kimse pek anımsamadı amma bir AKP li bakan bu belgenin aslının çıkacağını söylemişti.... demek ki yeri ve zamanı şimdi gibi.... Bakalım ne çıkacak ... Amma mektup hakkında da bir iki kelam etmezsem kendime küserim...

  10. #49
    Kayıt Tarihi
    Dec 2007
    Nerede
    Ankara
    İletiler
    146
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: "Kağıt parçası"

    Birde bu açıdan bakalım.
    ***********

    1 Temmuz’da “Bir kağıtla işgal hazırlıkları”nı anlatırken, “O kağıt parçasının aslını dahi imal edebilirler” demiştim…Hakikaten ancak Pentagon-CIA destekli Holivud filmlerinde görebileceğimiz olaylara tanık oluyoruz.

    “TSK’yla Mücadele Birimi” Taraf Gazetesi, artık aklın ve bilimin sınırlarını zorlayarak, Genelkurmay’da yaşanan tartışma ve hazırlıkları naklen yayınlamaya başladı. O kadar ki, toplantıya katılanların ruh ve yüz hallerini bile görüyor. Islak imzayla ilgili olarak Vatan ve Akşam Gazetelerinde yer alan soruları Genelkurmay Başkanlığı Adli Müşaviri Tuğgeneral Hıfzı Çubuklu’nun hazırlayıp, bir gazeteye telefonla doğrudan, diğerine dolaylı yoldan ilettiğini tespit ediyor. Çubuklu’nun, askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmasını öngören yasanın iptali için Anayasa Mahkemesi üyeleriyle görüştüğünü de biliyor…Hatta hatta, o belge ortaya çıksa da, çıkmasa da Karargâh’ta oluşan, “Orgeneral Başbuğ’un ya emekli e-di-lecek ya emekli e-di-lecek” kanaatine ulaştığı gibi, Başbakan Erdoğan’ın aklından geçenleri okuyor. Erdoğan, Başbuğ’la görüşmesinde “1. Ordu Komutanı Iğsız’ın açığa alınmasını isteyecek”miş. Bu son iki husus duyum mudur, kayıtlı servisi midir, yoksa Başbakan’a yapması gerekenlere ilişkin tebligat mıdır, yakında anlarız!..

    Madem kalemi olan yazıyor, o halde biz de -kesinlikle Tuğgeneral Çubuklu veya Karargâh’tan birilerinden doğrudan veya dolaylı gelmemiştir- bir senaryo yazıp, bazı sorular yöneltelim:

    Emperyalizm bizden ne istiyor? Kıbrıs, Ermenistan ve Güneydoğu’yu? Artık Taraf’ın gülü olan Yasemin Çongar, Milliyet’te “Vaşington Yıldızı” iken (Milliyet’e galiba yeni bir Vaşington yıldızı kondurulacak), bizimkilerin ABD’ye, “Yapmak istiyoruz, ama milliyetçiler ve TSK engel” dediğini defalarca yazdı. Şimdi bu iki somut veriden hareketle senaryomuzu kurgulayalım.

    -Önce yurt içindeki imkanlarla tüm direnç noktalarının telefonları dinlemeye alınır. Yumuşak karınlar tespit edilir, yani fizibilite çalışması yapılır.

    -Direncin devasa boyutta olacağı anlaşılınca, yurtdışından sadece bazı devletlerin istihbarat birimlerinde kullanılmak üzere üretilen milyonlarca dolar değerinde iki yeni makine gelir, “hediye” babından “emin ellere” teslim edilir. “Özel ve merkezi” bir yere konuşlanan bu makineler öyle marifetlidir ki, aynı anda binlerce kişi dinlenebildiği gibi, konuşmalar anında ister bilgisayara kaydedilir, ister dökümü yapılır. Bunlar günü gününe ilgili mercilere intikal ettirilir. Makinenin programını yapan “hediye” sahibinin de her şeyi anında izleme imkanına sahip olduğunu söylemeye her halde gerek yok.

    -Yığınak tamamlandıktan sonra, düğmeye basılır, operasyonlar başlar. Gözaltılar, tutuklamalar olur. Bir taşla iki kuş misali, o sırada operasyondan kurtulanlar paranoyak yapılır. İnsanlar telefonla konuşmaktan, birbiriyle görüşmekten korkar hale gelir. Kimi kişiler, özellikle bazı hedef kurumlar, cep telefonlarını dışarıda bıraktırmak gibi tedbirlerle, izlenmekten kurtulmaya çalışır.

    -Bu furyadan sonra beklenen “siyasi açılımlar”ın ilk adımları atılır. Fakat hala “korkmayanlar”, tırsık tırsık da olsa “kabullenmemiz mümkün değildir” diyenler, dahası tüm bu operasyonlar sırasında hukukun ırzına geçilmesini sorgulayıp, milletin “kafasını bulandıran” “şer odakları” bulunduğu görülür.

    -Sıra üçüncü makineye gelir. Bu makine lazerlidir, yine “emin ellere” hediye edilir. Artık “muhalifler” telefon konuşmaları değil, “ortam”la kuşatılır. Bu makine de en az ilk makineler kadar iş yapar. Sadece “hedeftekiler” değil, topyekûn millet delirme noktasına gelir!..

    -Dikenler epey azalınca, bir daha “açılım” gazına basılır, ama o ne; Bu gaz, delirme noktasındaki millete adeta doping etkisi yapar, gözler açılır…

    -Derken 4. “ıslak makine” piyasaya çıkar!..Senaryo böyle devam eder gider!..

    Şimdi bu senaryonun son bölümünü ülkemizdeki gelişmelere uyarlayalım. Teknoloji sınır tanımıyor, her şey mümkün falan demeyeceğim. Zaten herkes bunu konuşup, tartışıyor. Takıldığım noktalar başka.

    -“Kağıt parçası”nı hazırladığı söylenen Albay Dursun Çiçek, neden tutuklandı, neden 1 günde serbest bırakıldı? O sürede kaç kağıda imza attı? Son “ıslak imza”, Çiçek’in önceki imzalarına mı, tutuklandığı sürede attığı imzalara mı benziyor? Hani imzasını değiştirdiği söylenmişti ya!..

    -“Sayın Savcım” diye başlayan ihbar mektubunu okumuşsunuzdur. Maşallah “He-man” gibi biri her şeyi görmüş, her yerde bulunmuş. Böyle bir şey mümkün mü? Zor. Bir kişinin tanıklığından ziyade, BBG kamerası gibi her geri kontrol altında tutan bazı makine kayıtlarının, mektuba montajlandığı izlenimini vermiyor mu?

    -Savcı, ihbar mektubunun 12 gün önce geldiğini açıklama gereği duyuyor. “Bunun Kürt açılımının geri tepmesiyle alakası yok” demeye getiriyor? Doğru, 12 gün önce “Kürt açılımının” tepeceği belli değildi, ama ne tesadüf tam da o günlerde başka bir şeyler oldu. Gazeteci Cüneyt Ülsever, Genelkurmay’ın “FG” konusunda ABD ile pazarlığa oturduğunu iddia etti ve de Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı’nda büyük bir operasyon gerçekleşti!..Operasyon…Mektup…Kürt açılımının tepmesi…Ve ıslak imza!.. Olamaz mı?

    -CHP Lideri Baykal’ın dikkat çektiği önemli bir nokta; Son mektupla “kağıt parçasına” monte edilen bazı komutanların, o “kağıt parçası”nın hazırlandığı ve imha edildiği” söylenen dönemlerde, karargahta değil, başka görevlerde bulunurken, nasıl bu işe organize ettikleri hususu…Fırsattan istifade “milli” bilinen son birkaç ismin de hedefe oturtulması mı? Mesela TBMM’ye Türk Bayrağı’nın sokulmamasını “atlayan” Zaman Gazetesi’nin, “1. Ordu Komutanı Orgeneral Hasan Iğsız’n Malatya’daki misyoner cinayetleri soruşturmasında adı geçen askeri personel ile ilgili ihbarları soruşturmadığını” şıp diye hatırlaması, Haçlıları keyiflendirecek çok şık bir “jest” değil mi?

    -“He-man” ihbarcımızın gönderdiği yeni “andıçlar”a gelince. Neymiş; Asker 22 Temmuz seçimlerinin analizini yaptırmış. Yahu ben yıllardır, CIA, Pentagon, bilumum istihbarat örgütü destekli bunun 10 misli onlarca analizi ve senaryoyu okumaktan, sizlere aktarmaktan yoruldum. Ne yani, T.C.’ni koruma ve kollama görevi olan TSK bu tür analizler yapmayacak, olası senaryolar üzerinde çalışmayacak da, pişti mi oynayacaktı? Yapmazsa ayıptır, görevini ihmaldir!..Yok, suçmuş? Madem öyle, en önce mesela şu Dışişleri Bakanlığımızın desteğiyle Türkiye’nin nasıl bölünüp, parçalanacağının senaryolarını yazan David L. Phillips’in yakasına yapışıp, “Sen nasıl böyle andıçlar hazırlarsın, suç ortakların kim?” diye niye sormazlar?.

    İçler acısı bir haldeyiz. Herkes başıma demokrat kesilmiş, “TSK bunu yapamaz, böyle bir olaya demokrasilerde yer yok” diyor. Ben de diyorum ki, kusura bakmayın, “demokrasi” diye diye uluslararası faşizmin tesis edildiği, hukukun Habur’da tecavüze uğrayıp, bir kenara atıldığı yerde her şey olur. Siz bir yandan herkese susturucu takılıp, Anayasa ayaklar altına alınır, öte yandan TSK üzerinden demokrasi ve hukuk dersi verilmesini hazmediyor musunuz? Demem o ki, Türkiye dağ başına dönmüş, gücü gücüne yetene, akıl almaz komplolar, soygunlar yapılıyor, ama BBG evine dönmüş TSK’dan “evliyalık” bekleniyor!..Her şeyimiz tamam, fıstıkî yeşilimiz eksik öyle mi? Gidin işinize Allah aşkına!..

    Evet;

    -“Islak imza”nın “Kürt ve Kürdistan açılımı”yla (Davutoğlu’nun Erbil ziyaretinin tarihi ıslak imzadan sonra kesinleşti…Bundan önce halimiz, İngiltere Dışişleri Bakanı Miliband’ın, ‘Iraklı Kürt’le konuştum. Başbakan Erdoğan’ın Türkiye’deki Kürtler için cesur ve büyük şeyler yaptığı konusunda görüş birliğindeyiz” ve Barzani’nin yeni Başbakanı Berhem Salih’in, ‘Bağdat’ta Türk Başbakanı Erdoğan ile bir araya geldim. Bölgesel işbirliği için etkileyici vizyon. Irak Kürdistanı’nın Türkiye ile ilişkileri çok uzun bir yol kat etti’ şeklindeki notlarıyla Twitter’lara düştü),

    -Tüm “uyum çabalarına” rağmen sırf bundan sonraki Genelkurmay Başkanlarını hizaya getirmek için bile olsa, İlker Başbuğ’un emekli edilmek istenmesiyle,

    -TSK İç Hizmet Kanunu’nun 35. maddesinin değiştirilmesi ve vicdani reddin kabul ettirilmesiyle,

    -Anayasa Mahkemesi’nin, askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmasını öngören kanunu iptal etmemesini sağlamayla (İçerdeki işbirlikçiler yetmiyor, Aydın Doğan gazetelerinde istihdam edilen eski Türkiye-AB Karma Parlamento Eşbaşkanı Lagendijk Efendi hemen aradan fırlayıp, ‘darbeci askerler mutlaka sivil mahkemelerde yargılansın’ diye Anayasa Mahkemesi’ne yol gösterdi),

    -Kıbrıs’ta, “Türkiye’nin garantörlüğünün güncelleştirilmesi, Rum kesimiyle doğrudan masaya oturulması ve Rumlara bir liman açmaya hazırlanması” gibi yeni “açılımlar” için arazi temizliği yapılmasıyla,

    -Baskın seçime bir yığınak daha yapılmasıyla yakından alakası var.

    Ama tüm bunlardan önce bir şeyle daha alakası var. Avrupa’daki PKK’lılar, Cumhuriyet Bayramı’ndan bir gün önce gelip, bayramı bize zehir edecekti. Gelemediler, onların yerine “ıslak imza” geldi. Böyle bir günde gümbür gümbür konuşması beklenen Genelkurmay, “ıslak imza”nın hesabını vermek üzere karargâha hapsedildi, Cumhuriyet Bayramı mesajının tonunu da hep birlikte gördük!..Bu bile önemli bir merhale değil mi?

    TSK, Süleymaniye Çuvalı ile Irak’ın kuzeyinden atılmıştı. Şimdi Türkiye’den atılmasının hazırlıkları yapılıyor, eyvallah…Genelkurmay Karargâhı’nın önündeki sancağa ABD bayrağını çekmelerine ramak kalmış, yine de uğraşıyorlar, eyvallah…İyi ama niye?

    Çünkü içeride TSK hala, birilerinin uyanıkken bile kabusu…

    Çünkü Eser Karakaş adlı havarinin, görevi bitip, Ankara’dan ayrılan, “Ulusalcıların pek sevmediği bir Amerikalı diplomat”tan aktardığına göre, ABD’nin, “Türkiye’de devletten güçlü bir hükümete ihtiyacı var”!..

    Yeni kurbanlar vererek, bu “asimetrik psikolojik harekat”tan kurtulmanın imkan ve ihtimali kalmadığına göre, yapılacak şey bellidir; İstifayı da göze alarak, Türkiye’nin nasıl kuşatıldığını tüm açıklığıyla millete anlatmak…Milleti göreve çağırmak…

    Bu millet gereğini mutlaka yapacak, eninde sonunda herkesin “hakkını teslim” edecektir. Görelim bakalım, Türk Milleti için nasıl bir susturucu icat edecekler!...

    Uyanık olalım, bir olalım, diri olalım. Değilse şu acı gerçeği bir kenara not edelim; Belki ki de bu, kutlamamıza izin verdikleri son Cumhuriyet Bayramımızdı!..


    Kaynak: Açık İstihbarat-Meyyal UYGUR

  11. #50
    Kayıt Tarihi
    Mar 2004
    Nerede
    istanbul, kadiköy, Türkiye.
    İletiler
    5.539
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: "Kağıt parçası"

    Şimdi bu satırları yazarken gülümsemeye başladım. İyiki bu konuda yazmak istemiyorum yazmışım... ya bir de isteseydim ne olacaktı acaba...

    Ben bugünkü gelişmeyi okuyana kadar yani Dengir Mir Mehmet Fırat ın açıklamasını okuyana kadar bir iki dümbük subayın bu işin içinde olduğunu sanıyordum ama bu ifadeden sonra düşüncem çok koordineli konsantirik bir planın uygulaması bu..

    Mektubu yazanın makam ve rütbesinin en az albay düzeyinde olduğunu tahmin ediyorum. Mektuptaki ifadelerinden anlaşılan bir diğer noktada bu ihbarcının ''beklediği'' terfiyi yada tayini alamadığının açıkça anlaşılmasıdır. Ama şurasıda bir gerçektir ki ''mektup'' amacına ulaşmıştır. Ortalık toz duman olmuş TSK yı yıpratmak isteyenler çok ciddi bir hamle yapmışlardır.. TSK nın inanılmaz hızlı bir şekilde tam karşıt olguları ortaya koyamaması durumunda çok ciddi itibar kaybı olacağı TSK ya düşman olanların istediklerine doğru bir büyük adım atacakları kesindir.

    Bakın şimdiden çam çim profesörü bile olamayacak bir takım zavallı zatlar aşağılık kinlerini kusmaya ipe sapa gelmez laflar etmeye başladılar. İmralı şerefsizini paşa yapıp Bodrum a yerleştirmekten tutunda TSK nın lav edilmesine kadar zavallı beyniyle olmayan zekasıyla yazıp duruyor. Her devrin adamı olan bu zavallı uyduruk profesör ve türevleri gerçek birer asalak ve para karşılığı vatana ihanet etmekten kaçınmayacak tipler olarak karşımıza çıkarken maalesef çok değerli olmaktadırlar bu gri günlerde...

    Şimdi ihbar mektubunda ki satır aralarına bakarsak...

    ''Sayın Savcım, Kuşaklar boyu TSK'ya hizmet etmiş bir aileye sahip olmaktan onur duyan bir subayım. Son dönemde TSK'nın tarihinde hiç olmadığı kadar itibar kaydına uğraması, beni ve benim gibi vatanını ve milletini seven bir çok silah arkadaşımı son derece rahatsız etmiştir. Dosta güven, düşmana korku vermiş ordumuzun kendi milleti nazarında güven kaybediyor olması çok acı bir durumdur. Kendi milletine karşı psikolojik harekat yapan, toplumu bölen ve toplumun değerlerini karşısına alan bir TSK'nın hayal edilmesi mümkün olmadığı nasıl bir gerçekse, TSK'nın tamamının böyle olmadığı da bir gerçektir.'' diye başlıyormuş...

    Kuşaklar boyu subay olan bir aileden gelen ve subaylığı babadan oğula geçtiğini sanan bu tip TSK nın son dönemde ki durumundan müthiş rahatsızmış. Bazı arkadaşları ile birlikte... Bu zat kesinlikle 12 Eylül ü yaşamış, 28 Şubat kararlarını bizzat görmüş bir sunbay olduğu kesin.. Yani 12 Eylül darbesini 28 Post modern darbesini muhtemelen ''subay'' olarak yaşayan bu zat o zamanlardan rahatsız değilmiş... Sincanda ki balans ayarından da değilmiş... TSK nın demokrasiye bağlı olduğunu ısrarla söyledikçe; ''ha darbe geldi ha geliyor '' diye milleti tedirgin eden;milleti türbanlı türbansız, sizden bizden, kürt türk, alevi sünni, oruçlu oruçsuz, içkici içmeyen, laik laik olmayan, atatürkçü dinci, ergenekoncu muhafazakar gibi sürekli bölüp duran AKP ile karıştırmasıda dikkatten kaçmaması gereken bir diğer olgudur ki toplumu bölen olarak TSK yı gördüğünden bellidir... Belli ki kafasına bir şeyler düşmüş... Bu satırları sakın TSK yı övme olarak algılamayın ha... bu kişi tersten yazarak küçük düşürmeye çalışmış...
    devamla

    ''Maalesef, önceleri doğru ve gerekli olduğuna inandığım ancak şu an içinde bulunmaktan büyük pişmanlık duyduğum, sadece 3'üncü dünya ülkelerine özgü bir şekilde kendi vatandaşına "psikolojik harekat" uygulayan ve bunun adına da "bilgilendirme faaliyeti" şeklinde masum ve haklı görünen bir maske uyduran bir cunta oluşumunda birçok arkadaşımla birlikte görev aldım. Bu oluşum ilk başta gayet haklı gerekçelerle kurulan ve gerçek görevi düşmana karşı psikolojik harekat uygulamak olan Psikolojik Harekat Daire Başkanlığı'nı kendine maşa olarak kullanıyordu. Bu güzide kurumun imkan ve kabiliyetlerinden yararlanılarak devletin vali, kaymakam, savcı, hakim gibi önemli kadrolarında görevli personeli de dahil olmak üzere insanlarımız haklarında oluşturulan 'Bilgi Fişi' adı verilen belgelerle tek tek fişlendi. Cunta yapılanmasının organize ettiği yasal dayanağı bulunmayan faaliyetlerin kamuoyuna yansıması sonucu kurumumuz yıprandı, adı "Bilgi Destek Daire Başkanlığı" olarak değiştirilmek zorunda kalındı ve görev alanı daraltıldı. Hali hazırda devam eden, cunta faaliyetleri neticesinde, son olarak toplam sayısı 4 olan ve muharebede Ege Ordu Komutanlığı dahil tüm Ordu Komutanlıklarını destekleyecek olan Bilgi Destek Taburlarının sayısı 1'e düşürülerek asli görevini yapamayacak hale getirildi. Geriye kalan son taburda görevi bazı personel halen asli görevlerine yönelik çalışmaları bir kenara bırakarak cunta örgütlenmesinden aldıkları örtülü ve yasadışı görevleri yürütmeye devam etmektedir.''demektedir..

    Bu satırlarından ise bu kişinin en az Albay olduğunu anlıyoruz. Hiç bir detay vermeden TSK ya giydirme diye ben buna derim işte... Vatandaşa karşı psikolojik harekat yapan... ne yapmışlar o yok ama... ya da benim gibi TSK yı çok eleştiren birisine TSK yı savunmak düşecek kadar ne yapmışlar ? İnsanları kimin fişlediği kime nasıl tehtitler gittiği bilinmekte ne hikmetse bunlar genelde polis ve AKP den çıkmakta... RTE nin elinde herkesle ilgili dosya olduğu söylentilerinin yalanlandığını hiç duymadık... Dolmabahçe sarayında zamanın Genel Kurmay Başkanı ile baş başbaşa konuşurken bir şeylerden dolayı tehtit ettiği (Muhtemel eşi) haberleri de yalanlanmadı Silivri davasında çıkan telefon konuşmalarının kimler tarafından dinlenip kaydedildiği de , montajlamanında kimler tarafından yapıldığı belli... Genel Kurmay bir tek ''istihbarat dairesindeki'' konuşmaları kayıt altına almış... iyi mi? Cunta örgütlenmesi uzun süreden beri devam ediyormuş amma ortada da bir şey yok !!! Buna karşın olmayan olaydan tutuklu bir çok aydınımız var... Silahlı kuvvetlerin bilgi destek taburlarına istihbarat bölümüne karşı çıkan bir subay nasıl oluyor anlayamıyorum...

+ Konuyu Yanıtla
5 / 12 Sayfa İlkİlk 123456789101112 SonSon

Bu sayfada bulunan kavramlar:

Taha palulu

Forum

Benzer Konular :

  1. "Abart Egzoz" ya da "Performans Egzozu" kullanan ruh hastalarının gürültüsü bıktırdı.
    Halk arasında "abart egzoz" ya da "performans egzozu" şeklinde tabir edilen egzozların aracın performansına olumlu yönde hiçbir etkisi olmadığı gibi...
    Yazan: Hakkarili Arzuhalci Forum: Çevre Hukuku
    Yanıt: 6
    Son İleti: 13-04-2017, 19:12:25
  2. Daire tapusundaki Niteliğin "Tarla" ile "Arsa" olması arasındaki fark nedir?
    Daire tapusundaki Ana Gayrimenkulün Niteliğinin "Tarla" ile "Arsa" olması arasındaki fark nedir? Bağımsız Bölümde ise dairenin niteliği mesken,...
    Yazan: Songull Forum: Gayrimenkul Hukuku
    Yanıt: 4
    Son İleti: 05-11-2016, 21:31:42
  3. Dilekçede "makam" a "arz" yerine "rica" etmek
    Bir makama gerçek kişi tarafından verilen dilekçenin sonu "arz ederim" yerine makama saygı ve güven duyulmadığından dolayı kasıtlı olarak "rica...
    Yazan: k_karakas34 Forum: Mevzuata İlişkin Soru ve Talepler
    Yanıt: 5
    Son İleti: 31-01-2014, 00:46:21
  4. Taşınmz satış ilanının satıştan en az "bir ay" önce verilmesinde "bir ay"ın anlamı nedir?
    18 Haziranda taşınmaz satışımız var; ancak satış ilanını ancak 18 Mayısta ilan ettirebildim. Basın İlan Kurumunda bir aylık süreye ilişkin kafamı...
    Yazan: Av.Umut Elçiçek Forum: İcra ve İflas Hukuku
    Yanıt: 2
    Son İleti: 25-06-2012, 17:58:06
  5. "YD savunma ara kararı" ile "YD savunmadan sonra" ibareleri arasındaki fark nedir
    Danıştay'da yürütmenin durdurulması istemiyle mülakakat iptali davası açtım..Dava dosyasını sorguladığımda YD istem sonucu için "YD Savunma Ara...
    Yazan: siduri Forum: İdare Hukuku
    Yanıt: 3
    Son İleti: 11-12-2010, 00:43:53

Yetkileriniz

  • Yeni konu açma yetkiniz yok
  • Konuya cevap verme yetkiniz yok
  • Dosya ekleme yetkisi yok
  • İleti düzenleme yetkisi yok
  •  


2022 tarihli Hukuk Blog |  Arabulucu |  Hukuk Kitapları |  Alman Hukuku |  Özel Güvenlik AŞ. |  İş İlanları |  Ankahukuk |  Psikolog |  Site Ekleme |  Sihirli Kadın |  Sağlık |  Satılık Düşecek Domainler |  Bayefendi |  Afternic Alanadı satış (Domain alımı) | 

™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨‍💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.