Bilgi notlarından konuyu takibe devam:
Islak imzalı belgenin adli tıpça doğrulandığına dair haberler "yandaş medya"da değil, amiral gemisinde yayınlanınca, bir cumartesi günü akşam saatlerinde genelkurmay rahatsızlığını ifade ediyor, ama yeni gelişmelerin ışığında soruşturma açıldığına dair bir bilgi söz konusu değil:
Ancak haberler durulmayınca, 26 Ekim Pazartesi günü Genelkurmay karargahında fazla mesai yapılıyor ve nihayet 20:10'da BN - 108/09 sayılı bilgi notuyla aynı gün saat 13:30'da yeni bir soruşturma başlatıldığı duyuruluyor.
"Şayet, ortada delil değeri taşıyan bir belge mevcut ise, bunun bulunması gereken yerin basın organları değil, yetkili soruşturma makamları olduğunda şüphe bulunmamaktadır. Bu nedenle, 24 Ekim 2009 tarihinde Genelkurmay Başkanlığı’nca yapılan açıklamada; adli makamlara gönderildiği öne sürülen ihbar mektubunun, soruşturmanın gizliliği ilkesi ihlal edilerek basına sızdırılmasının ve bunun ne amaçla ve kimler tarafından yapıldığının düşünülmesi gereken bir nokta olduğuna dikkat çekilmiştir."
Gelin hep birlikte genelkurmayın bu çağrısını değerlendirelim ve düşünelim.
Neden bu ihbarcı askeri savcılığa belgenin orijinalini teslim edip suç duyurusunda bulunmadı?
Başlıkla aynı isimde bir köşe yazısı yazmak da farz oldu...
Bu konuda forumlarımızda veya medyada yazı yazan hakim?!!! ve savcılarımızın?!!! çokluğunu görünce, neden Adalet mekanizması "dosya yükünün altında eziliyoruz" söylemi içerisindedir, anlamak zorlaşıyor. Bu kadar hakim ve savcı ile bu memlekette bırakın içerdeki dosyaların altında ezilmeyi, dışarıdan dosya bile ithal edilir.
Liberal, sosyolog, hukukçu, entellektüel, çok okuyan, yazılarında okuduklarından alıntı yapan Taha Bey bile kesin ifadelerle suçluyu bulmuş. Sadece Taha Bey mi? Özür dileyen dileyene, geçen Necati Bey, bugün Cüneyt Bey de özür dilemişler. Evvelsi günkü tartışma da "Ali Kemal'in gerçekten hain olup olmadığıydı" bu ülkede...
Şimdi tekrar konuya gelirsek;
Kağıt parçasının , ıslak imzalı bir kağıt olduğu, bu kağıdın altında yer alan imzanın Adli Tıp'a göre Albay Dursun Çiçek'e ait olduğu iddia ediliyor. Şu ana kadar Dursun Çiçek soruşturmayı yürüten savcılarca ifade vermeye çağrılmış ve hatta kağıt parçası ilk ortaya çıktığında olduğu gibi tutuklanmış değil. Avukatı medyada yer alan haberler üzerine bir açıklama yapmak zorunluluğu da hissetmiş ve belgenin Dursun Çiçek tarafından hazırlandığı iddialarını reddetmiş. Askeri savcılık da belgeyi istemiş. Aman aman bir telaş bir telaş, askeri savcılık olayı kapatacak deniyor bir Taraflarda... Fotokopi belge de ilk çıktığında aynı telaş vardı ne oldu, konu sivil yargıya da gitti bir şey çıkmadı...
Belgenin yaşını kurusunu bilemem ama bu belge ve ekleri Genelkurmay Karargahı'ndan mı çıkmıştır yoksa Ordu dışı başka bir odak tarafından mı hazırlanmıştır, bulunursa kuru kuruya götürülmesi elzemdir.
Genelkurmay Başkanlığı’nın, orijinal çıkması kamuoyunda büyük tepki yaratan belgeyle ilgili gerçeği medyadan değil, Ergenekon savcılarından öğrendiği ortaya çıktı.
Savcılık, belgede imzası bulunan Albay Dursun Çiçek ve belgeyle ilgili evrak ve bilgisayar kayıtlarını imha faaliyetlerine katılan 5 askeri geçen hafta ifadeye çağırmış.
Onun için Hürriyet’in manşete taşıdığı “Saat 13.30’da soruşturma başlatıldı” açıklaması*, en kibar deyimle gerçeği yansıtmıyor.
Çünkü karargah bu belgenin aslının savcılıkta olduğunu geçen hafta ve dahası Taraf gazetesinin haberine göre, bir askeri savcı aracılığıyla soruşturmayı engellemeye çalışmış.
İtina ile ıslak imza atılır.
İster dolma kalem ister toplu kalem. İster siyah isterseniz mavi.
Islak imzalı olduğu ve orjinal olduğu iddia edilen belge nedense ilk başta değil aylar sonra ortaya çıkıyor.
Buyurun ıslak imza makinası.
Albay Çiçek belgesinin "orijinali"nin ortaya çıktığının duyulmasından sonra savunma cephesinde üç tez seslendiriliyor:
Birincisi toptan ret üzerine kurulu:
- İmza makinesi var, belge düzmece.
Yani belgenin orijinali yoktu, geçen 4,5 ay içinde bir şekilde imal edildi.
Madem öyle, karbon testi de var. Belge ne zaman hazırlanmış kolaylıkla bulunabilir. Son iki üç ay içinde mi yoksa, aylar önce mi?
İkincisi toptan ret olmasa da, "Neden şimdi? Çünkü hükümet Kürt açılımında çuvalladı, gündem değiştirmek istiyor." diyerek tartışmayı başka yöne çeviriyor.
Öncelikle belge 30 Eylül'de postalanmış, 15 Ekim'de savcılara ulaşmış.
22 Ekim gibi Adli Tıp'tan belgenin orijinal olduğuna dair rapor çıktığı haberi ortalıkta dolaşmaya başladı.
Bu sırada ilk söylentiler çıktığında Başsavcı Aykut Cengiz Engin, soruşturmanın gizliliği açısından "belgenin ulaştığını" yalanlıyor. Yani savcılık bunu gizlilik içinde sürdürmek istiyor. Ama sonra olay ortaya çıkınca başsavcı vekili Turan Çolakkadı, 30 Eylül ve 15 Ekim tarihlerini veriyor.
Belgeyi sızdıran savcılık makamı değil, onlar da rahatsız.
Ancak savcılık Genelkurmayı konu basına yansımadan haberdar da ediyor.
Dolayısıyla gündem değiştirme için zamanlama iddiası da pek doğru değil.
Sızdıranları da başka yerde aramak lazım:
-Mektubu yazan ihbarcı
-Adli tıp
-Konunun diğer aktörleri
Bu arada ihbarcı neden bu kadar bekledi?
İhbarcı için iki ihtimal var:
1. Ya kendisinin söylediği gibi cuntanın bir parçası.
2. Ya da ulusalcıların iddialarında olduğu gibi "cemaat"in etkisinde bir kişi.
İkincisi olsaydı, haziran ayında belgeyi "ele geçirdiğine" göre bu kadar beklenmezdi.
Birincisi ihtimal doğruysa bir rekabet, anlaşmazlık, pazarlık belki de şantaj süreci söz konusu olabilir. Süreç sonucunda sonuç alamayan ihbarcı belgeyi göndermiştir.
Ama birinci ihtimal doğruysa bir başka ihtimal daha var. Bir vicdan muhasebesi ve kendini garantiye alma çabası da olabilir.
1957'deki 9 subay olayını hatırlayın. Bnb. Samet Kuşçu içinde bulunduğu cuntayı ihbar eder, ama yargılama sonucunda ceza alan tek kişi de orduyu isyana teşvikten kendisi olur. Beraat eden 8 subayın bir kısmı ise 27 Mayıs kadrosunda yer alır.
Sonra Onbaşı Sarmusak olayını hatırlayın.
İhbarcı gidip belgeyi askeri savcılığa verseydi, neler olacağını tahmin etmek hiç de zor değil.
Üçüncü tez ise "ne var bunda?" havasında. "Zira TSK bu tip belgeleri İç Hizmet Kanunu'nun kendine verdiği yetkiye dayanarak zaten hazırlıyor ve hazırlamakla mükellef."
Evet, TSK'nın hükümete karşı muhalefeti özellikle cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde gayet belirgin ve şüpheye mahal vermeyecek bir şekildeydi. 27 Nisan e-muhtırası demokrasiye ağır bir darbe de olsa, Türkiye'de kanıksandı.
Ama bu belge, eğer doğruysa daha önceki andıç, muhtıra vs. gibi belgelerden çok daha ağır ve suç unsurları içeriyor:
Yani irticayla mücadele için meşru yöntemler değil tam tersine bazı komplolar yapılarak bazı kişilere suç isnat edilmesi hedefleniyor ki bu da kanunun suç saydığına şüphe olmayan bir eylem.
Söyleyin irticayla mücadele için İç Hizmet Kanunu TSK'ya bunları yapma yetkisi mi veriyor?
Sadece birkaç örnek. Dahası belgede mevcut:
"sakıncalı/süpheli kategorisindeki irticacı subay ve astsubayların irticai propaganda yaptıklarına dair ihbar çalışmaları yapılacak, müteakiben bu kişilerin ahlaki olumsuzlarına dair haberler yaptırılacak"
"askeri suç kapsamında yapılacak ışık evleri baskınlarında, silahlı terör örgütü oluşturma kapsamında silah, mühimmat, plan vb bulunması sağlanarak FG grubu "silahlı terör örgütü" Fethullahçı Silahlı Terör Örgütü (FSTÖ) kapsamına alınacak ve soruşturmaları askeri yargı kapsamında yürütülecektir."
"İskender Evrenosoğlu ve Ömer Öngüt gibi hazırda beklettiğimiz elemanlara medyatik eylemler ve söylemler yaptırılacak ve bu kişiler FG'ciler başta olmak üzere diğer irticai gruplarla özdeşleştirilerek kamuoyunun bu gruplar arasında benzerlik kurması sağlanacaktır."
"İhbara dayalı ev baskınları yaptırılarak burada silah ve mühimmatın yanı sıra FG'cilerle irtibat kurulması istenen oluşumlara (Yahudilik, CIA, Mossad, Moon tarikatı, Humeyni vb...) ait objelerin aynı ortamda bulunması sağlanacaktır."
TÜBİTAK tarafından üretilen FORENSIC XP-4010D ile, belgelerin sahte olup olmadığı ortaya çıkarılacak ve yıkanmış tarihi belgelerin ortaya çıkarılması sağlanacak.
TÜBİTAK tarafından geliştirilen cihaz, belgelerin sahte olup olmadığını tespit ediyor. Türk mühendisleri tarafınan geliştirilen cihaz için İrlanda, Çin ve Almanya tarafından sipariş verilmeye başlandı bile.
FORENSIC XP-4010D adı verilen bu cihazla ilgili çalışmalar, TÜBİTAK Ulusal Elektronik ve Kriptoloji Araştırma Enstitüsü UEKAE’de gerçekleştirildi. Tamamen yerli kaynaklarla üretimi yapılan bu cihaz, dünyadaki benzerlerine kıyasla daha hızlı ve güvenlilir sonuçlar veriyor. Şuana kadar çeşitli ülkelere bu cihazın satışı yaklaşık olarak 100 adet olarak gerçekleşti.
Belgelerin sahte olup olmadığıyla ilgili detaylı bilgiyi verebilen FORENSIC XP-4010D, belge içerisinde bulunan yazıların hangi sıra ile yazıldığını, mühür ve imza atılırken hangisinin daha önce atılmış olduğunu ortaya koyabiliyor.
Özellikle sahta para, çek, senet, sahte evrak, devlet gizli belgeleri gibi evrakların incelenmesi için kullanılan cihaz, bankalar, sınır kapıları, silahlı kuvvetleri, özel labaratuvarlar, bakanlıklar ve üniversiteler gibi kurumlarda kullanım alanı bulabiliyor.
Benzer cihazlarda bugüne kadar kullanılmış teknolojilerden farklı bir teknoloji kullanılan FORENSIC XP-4010D’de kullanıcı yorumu olmadan kesin sonuçlara ulaşılabiliyor. Fiziksel olarak ölçülmesi sağlanan optik spektroskopi parametlerine dayalı ölçüm yöntemleri kullanılan cihaz ile, diğer teknolojik yöntemlerle görülemeyen detaylar görüntülenebiliyor. Belgenin incelenmesi sırasında ise belgeye hiçbir şekilde zarar verilmiyor.
FORENSIC XP-4010D’nin İrlanda’da bir üniversite tarafından kullanılmaya başlanmasının öyküsü ise tam tamına Ortaçağ’ı aydınlatıcı bir nitelik taşıyor. Ortaçağ döneminde, kullanılan kağıtların kısıtlı olmasından dolayı, yeni bir kitap yazabilmek için, eski kitapların üzerindeki yazıların yıkanması gerekiyordu. Bu işlem sonrasında ise okuyucuların gözlerinin seçemeyeceği kadar yazılar görünmez hal alıyordu. TÜBİTAK’ın üretmiş olduğu FORENSIC XP-4010D ile bu eski yazılar da okunur hale gelebilecek. İşte bu cihaz sayesinde, tarihin daha da fazla aydınlatılması sağlanacak.
Yeni kullanım alanlarına sahip olan bir başka model ise mikrospektral tarayıcı MST-2D. Bu cihaz, İnterpol logosu taşımaya hak kazanmıştı.
FORENSIC XP-4010D’nin özelliklerinden bazıları: silinmiş veya gizli yazıların ortaya çıkarılması, farklı kalem veya boya ile yazılmış yazıların tespiti, yüksek çözünürlüklü büyütülmüş renkli görüntülerin sağlanması, morötesi aydınlatma ile muayene, görüntünün her noktasının yansıma spektrumunun ölçülmesi, belgelerin 360 derecede incelenmesi ve iki belgenin aynı anda karşılaştırılması gibi özellikleri bulunuyor.
Halk arasında "abart egzoz" ya da "performans egzozu" şeklinde tabir edilen egzozların aracın performansına olumlu yönde hiçbir etkisi olmadığı gibi...
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
özel okul ön kayit işlemi yapmiyor
29-04-2024, 13:12:51 in Tüketici Hakları