Bu konuyu ilk açtığımda, okuduğum gazetelerde Ceylan'ın ölümüne sebep olan patlamanın asker kaynaklı olduğu konusunda yoğun bir şüphe vardı. Açıkçası bend e aynı kanıdaydım. Ama bu kanaatime rağmen askeri doğrudan suçlamanın o aşamada doğru olmayabileceğini düşünerek suçlamamı doğrudan askere değil de soyut bir "hain avcı" figürüne yönelttim. Kimin suçlu olduğu bence henüz aydınlanmış değil. Resmi açıklama da beni tatmin etmiyor. zaten olay yerine gitmeyen savcılığın gizlilik kararı ve savcılığa dayalı açıklamalar hiç de tatmin edici değil. Hiç kimseyi peşin hükümle suçlamak istemiyorum.
Bu konuda toplum olarak hepimiz suçluyuz. Ceylan'nın resmini de buraya kopylamak istedim, ama bunu beceremedim. Korku dolu ve alabaildiğine açılmış gözleri beni çok etkiledi Bu resim bir çok yerde var. Kopyalabilecek arkadaş olursa minnettar kalcağım.
En ufak yaprak kıpırdasa gözü dönmüş birşekilde TÜRK SİLAHLI KUVETLERİ'ni yıpratma kampayası moda oldu.
Görende sançakki oralarda pkk lı katiler hiç yaşamadı bütün olayların sorumlusu Türk Silahlı Kuvetleri
pkk lı katiller kendi insanlarına az kurşun sıkmadı tuzak kurmadı bunlar unutulduysa birazını hatırlatmak isterim.
Niye pkk akla gelmiyor? Niye
BU BİRAZI
Ocak 1987
Hakkari, Uludere ilçesi, Ortabağ köyü katliamı.
23 Ocak 1987
Midyat, Bayburt köyleri, Efeler mezrası katliamı.
26 Ocak 1987 Seri katliamlara dönüşen yeni PKK stratejisi.
7 Mart 1987
Nusaybin ilçesi, Açıkyol köyü katliamı. (6 Çocuk, 2 Kadın, Toplam 8 kişi)
20 Haziran 1987
Ömerli ilçesi, Pınarcık köyü katliamı. (16 Çocuk, 6 Kadın, 8 Erkek, Toplam 30 Kişi)
9 Temmuz 1987
Hani ilçesi, Kırım köyü katliamı.
11 Temmuz 1987 Yine baskın, yine 5 ölü.
22 Temmuz 1987
Hakkari, Şemdilli İlçesi'na başlı Umur köyü katliamı.
20 Ağustos 1987
Siirt, Kılıçkaya köyü katliamı. (14 Çocuk, 10 Erkek, Toplam 24 kişi)
20 Ağustos 1987
Midyat ilçesi, Dargeçit Bahçebaşı mahallesi katliamı. (3 Çocuk, 1 Kadın, 1 Erkek Toplam 5 kişi)
8 Eylül 1987
Pervari ilçesi, Sığırkaya köyünde öldürme olayı.
21 Eylül 1987
Güneyce köyü katliamı.
21 Eylül 1987
PKK'lı teröristler, Bingöl ve Siirt'in 2 köyüne düzenledikleri baskınlarda 12 kişiyi katletti.
22 Eylül 1987 PKK'ya çifte operasyon
12 Ekim 1987
Şırnak'ta kanlı baskın, 13 ölü.
12 Ekim 1987
Rezzuk mezrasında saldırı ve öldürme (Toplam 13 kişi)
12 Kasım 1987
Öğretmen'i telle boğdular.
28 Mart 1988
Eruh ilçesi, Fındıkbucağı Yağızoymak köyü katliamı.
1 Nisan 1988
Nusaybin, Bahmimi mezrası katliamı.
7 Mayıs 1988
Dereler Köyü, Taraklı mezrası katliamı.
8 Mayıs 1988
Siirt’in Şırnak ilçesine bağlı Taraklı ve Üçkardeşler mezralarını basan PKK’lı teröristler, 4’ü kadın 11 kişiyi katlettiler, 3 kişiyi ise kaçırdılar.
9 Mayıs 1988
Mardin’in Nusaybin ilçesi Taşköyü’nün Behmenin mezrasını basan PKK’lı teröristler, bir aileden 8’i çocuk, 2’si kadın 11 kişiyi katlettiler, 2 çocuk ağır yaralandı. PKK’lı teröristlerin Şırnak baskınında kaçırdıkları 3 kişi de ölü bulundu.
5 Kasım 1988
Mardin Dargeçit yazıörün köyü (3 Öğretmenin öldürülmesi)
25 Ocak 1989
Kömür ocakları baskını
14 Ağustos 1989
Yine PKK, yine kan: 6 ölü
21 Ağustos 1989
Aktaş köyü öldürme olayı
14 Eylül 1989
PKK, kaçırdığı öğretmenleri kurşuna dizdi.
16 Eylül 1989
3 öğretmeni şehit eden 2 PKK'lı güvenlik görevlileri tarafından ölü olarak ele geçirildi.
2 Kasım 1989
Pervari ilçesinde tahrib ve öldürme olayı.
9 Kasım 1989
Lice ilçesi, Duru köyü Gomabekan mezrası katliamı.
24 Kasım 1989
Hakkari, Yüksekova ilçesi, ikiyaka köyü katliamı
26 Kasım 1989
Hakkari’nin Yüksekova ilçesine bağlı İkiyaka köyünde 21 kişinin öldürülmesi ile ilgili olarak Olağanüstü Hal Bölge Valiliği’nden yapılan açıklamada, 'Bir grup teröristin, saldırıyı düzenledikten sonra komşu bir ülkeye kaçtıkları, kaçarken 9 çoban ile 700 koyunu beraberlerinde götürdükleri' bildirildi.
Bu konuyu ilk açtığımda, okuduğum gazetelerde Ceylan'ın ölümüne sebep olan patlamanın asker kaynaklı olduğu konusunda yoğun bir şüphe vardı. Açıkçası bend e aynı kanıdaydım. Ama bu kanaatime rağmen askeri doğrudan suçlamanın o aşamada doğru olmayabileceğini düşünerek suçlamamı doğrudan askere değil de soyut bir "hain avcı" figürüne yönelttim. Kimin suçlu olduğu bence henüz aydınlanmış değil. Resmi açıklama da beni tatmin etmiyor. zaten olay yerine gitmeyen savcılığın gizlilik kararı ve savcılığa dayalı açıklamalar hiç de tatmin edici değil. Hiç kimseyi peşin hükümle suçlamak istemiyorum.
Bu konuda toplum olarak hepimiz suçluyuz. Ceylan'nın resmini de buraya kopylamak istedim, ama bunu beceremedim. Korku dolu ve alabaildiğine açılmış gözleri beni çok etkiledi Bu resim bir çok yerde var. Kopyalabilecek arkadaş olursa minnettar kalcağım.
Küçük kızımız Ceylan Önkol'a Allahtan rahmetdilerim Yakınlarının Başı sagolsun.
Sayın Av. Abbas Bilgili saygılarımla Resim Önceden cekilmiş bir resim
Ceylan'ın ölümüne çok üzüldüm, tek dileğim de suçluların, sorumluların bir an önce ortaya çıkarılması ve hak ettikleri cezayı almaları.
Öte yandan, bu olayın bazı kesimlerce, özellikle de bazı gazatelerin bazı yazarlarınca siyasi malzeme olarak kullanıldığını düşünmekteyim.
Sorarım kendilerine, bunu neden görmezden geldiler, neden sayfalarca yazılar yazmadılar, neden arkasından ağlamadılar, türküler adamadılar?.
ADMIN NOTU: İletideki resim kan ve ölüm içerdiğinden site politikası gereğince 20.2.2015 tarihinde tarafımdan yayından kaldırılmıştır.
Ne o, yüreğiniz dayanmıyor mu yoksa basındaki fotoğrafları görmeye?
Benimki de dayanmıyor ne Ceylan'a, ne yukarıdakilere ne de şehit olan, uzuvlarını kaybederek gazi olan gencecik evlatlarımıza. Kan üzerinden, can üzerinden siyaset yapmayı bırakın artık, çok çirkinleşiyorsunuz...
PKK bir terör örgütüdür, PKK bu kadar masum insanı katlederken bir terör örgütünden bekleneni yapmıştır.
Genelkurmay gözbebeğimizdir, askerimizin, polisimizin, jandarmamızın bir masum insanımızı öldürmesi beklenmez, bu anormaldir. Böyle bir şey olduysa, bunun kaza mı, ihmal mi, kasıt mı olduğu açıklanmalıdır.
Havan olduğu iddiasında değilim, her nasıl olduysa bu konuda tatmin edici bir açıklama arayan birisiyim.
Elindeki bir tahrayla lançer mermisine vurarak patlatan birinin ellerinden zarar görmemesinin makul ve mantıklı bir açıklaması yapılmadıkça bu Türk Silahlı Kuvvetleri'nin itibarına daha çok zarar verecektir.
KAza sonucu el bombasının patlamasıyla öldüğü açıklanan dört askerin eline el bombasının bir işgüzar teğmen tarafından pimi çekilerek tutturulduğu açıklamadan günler sonra ortaya çıktı.
İlk açıklamada bu olay olduğu gibi anlatılsaydı, eminim kamu vicdanı çok daha rahatlar ve teğmenin münferit suçuna durumu örtbas edenler ortak olmamış olurdu.
İlk duyumlara göre "Havan Topu" nedir? i araştırdığımda şöyle bir bilgiye ulaşmıştım:
"Ateşlenen havan topu mermisi yere çakıldıktan sonra patlamayabilir. Tapası çok hassas olduğundan dokunma ile ateş alabilir. Geçmişte bu hususla ilgili bir çok kazaya rastlanmıştır. 120 lık havanlar araç üzeri veya kendi şasesi üzerinde tekerlekli (çekili) olarak kullanılan bir silahtır." http://tr.wikipedia.org/wiki/Havan_topu
Patlamaya neden olanın havan topu olmadığı açıklaması da yapıldı. Kuşkusuz TSK böyle bir girişimde bulunmaz ancak o topun orada ne işi vardı ? sorusu ile boğuşup durmaktayım.
Ayrıca, savcı ve doktor neden gitmedi veya gitmek istemedi? Alan, "güvenli değildi" ise, neden İmam gönderildi ve neden sivil halkın girmesine izin veriliyor?
Bundan sonra "İmam Nikahını" hiç küçümseyip kınamayalım öyleyse !
Küçük Ceylan'ın başına gelenler için çok ama çok üzüldüm. İlk duyup okuduğumda boğazıma bir şeyler saplandı. Tüm gümbürtünün kopmasından önce içimden ''saçma sapan terör örgütü yüzünden kontrolsüz mühimmat yada terk mühümmatı lanet olsun ..'diye geçirdim....
Bu foruma ilk forumu açanın yaklaşımından bile net belli olan siyasetin saçmalığının bulaşacağı belli olduğundan yazmaya asla niyetli değildim. Ama ''görülen lüzüm üzerine'' bir iki satır yazayım dedim... Kimseylede ölüm üzerinden polimiğe girecek değilim. Herkes yazdığı yazıyı okusun satır arasına iyi baksın en azından ''teferruatı '' görsün....
Bu ''acı'' ölüm haberinden ortaya çıkan ilk ''havan atışı'' yüzünden dendiğinde... şaşırmıştım. İlk şaşkınlığım atış sahasının çok önceden ''notamlanacağından'' olmuştu... yok teröriste karşı atış ise ne biçim işti bu ne terörist ne askerimize bir şey olmuş sadece ufacık bir can yitip gitmişti.... İkisi hakkında da bilgi bulamadım... Ne eğitim atışı vardı bölgede nede teröriste karşı atış.... Sonra kriminalden ilk bilgiler basına düştüğünde ''bu kesinlikle havan olamaz'' düşüncesi bende kesin ve net hakim oldu. Eğer rapor doğruysa bu ''havan tahribatı olamaz'' dedim. Zaten bir gün kadar sonrada genel kurmayın açıklaması geldi ''havan topu kullanılmaşı atış olmamıştır'' diye...
Ve geçen gün otopsi açıklandı gene ''çok bilenlerce''kıyamet koparıldı... Aslında otopsi raporu ilk aklıma geleni doğrulamıştı En küçük ''havan'ın ''60mm lik olduğunu ve genelde 81mm ve üstü havanların kullanıldığı bilindiğine göre. Bu havanların patlamasının parçalarının ve etkisinin tesirinin olmadığı zaten açıkça anlaşılıyordu. Benim anladığım Küçük ceylan ''katilini'' elinde tutmuştu belirli bir süre... Sonra her meraklı afacak gibi ''oynadı'' oynadığının ne olduğunu bilmeden... Muhtemel mermi kovan ayrımına alt hartuç çizgisinden ayırmak için vurdu... Büyük bir olasılıkla sadece bir gümbürtü duydu bakabildiyse hafif kızarmış ellerinde kalan boş kovana bakabildi... 40mm lik bir bomba atar ın kovanı Crylan ın elinden daha büyüktür... EE patlayan barut mermiyi itekleyen barut gazının geri tepmesi olduğuna göre elindeki kovan patlamıyor ki!! Kovan ın ucunda bulunan mermi barutun patlayarak oluşan barut gazının baskısıyla fırlıyor... Öldürücü olan mermisi kovanı değil .... Ceylanın elinde ki yanık izleride barut gazından oluşan ufak ''fem'' alevi olsa gerek... Zaten parçalanan bölgede bunu gösteriyor...
Aslında küçük ceylan ın ölümü daha doğrusu trajik ölümü herkesi düşündürmeli... Hemde çok düşündürmeli... Savcının ''can güvenliği yok'' diye gitmediği yerde yaşayan vatandaşlarımızın nasıl ''can güvenliği'' olduğunu düşünmeliyiz... Savcının hangi ''yetkiyle'' gitmediğini ve niçin bu konuda ''adli makamların'' sustuğunu düşünmeliyiz. O merada ''öldürücü bir silahın'' neden bulunduğunu düşünmeliyiz. Gerçekleri unutup elimizin altında ki yasal güce yüklenmekten utanmamız gerektiğini düşünmeliyiz. İmralı şerefsizine ''sayın''diyerek ''açılım'' derken ceylan ın yaşamını kapattığımızı düşünmeliyiz.
Düşünmeliyiz düşünmesne de düşünecek kişi nerede ?
Kuşkusuz TSK böyle bir girişimde bulunmaz ancak o topun orada ne işi vardı ? sorusu ile boğuşup durmaktayım.
Orada patlamış veya patlamamış bir havan mermisi yok, Mehtap Hanım. Resmi açıklamaya göre orada bulunan patlamamış bir bombaatar mermisi. Havanı incelemişsiniz, bir de bombaatarı araştırın. Ben ipucu vereyim, bombaatar mermisi çeşitli tüfeklere takılıp atılabilen bir mermidir. Mesela G3 piyade tüfeğinin etkili menzilinin 400 METRE olduğu düşünülürse (kendi mermisi için bile) , bombaatar gibi böyle bir merminin 10 KİLOMETRE uzaklıktan atılması bilimkurgu filmlerinde bile iddia edilemez.
Öyle ya da böyle; sonuçta 13 yaşında bir kız çocuğu hayatını kaybetti. Bu ölümden sorumlu olanlar (peşin hükümlerde bulunmadan) iyi düşünülmeli, belirlenmeli ve kesinlikle cezalandırılmalıdır. Tespit sonucuna göre arazide patlamamış bir bombaatar mermisi var ve bu o çocuğumuzun ölümüne neden olduysa, bölgede silahların gölgesinde bir yaşama neden gelindiği de objektif olarak değerlendirilmelidir.
Selamlar,
Konu Harun Gür tarafından (14-10-2009 Saat 21:46:53 ) de değiştirilmiştir.
Sebep: imla düzeltmeleri
Ben ne anlarım toptan tüfekten... Havan topunu da ilk defa bu olayda duydum, daha doğrusu aklımda yer etti diyebilirim. Olay, haber konusu olduğu günden bu yana, "havan topu" da havan topu diye geçti hep, belki de o yüzden havanı bırakıp topta yoğunlaşmışımdır, bilemiyorum.
Düzeltme yapmak gerekirse en azından "mühimmat" demeliydim.
Teşekkür ederim.
Sayın commodore1tr' in açıklamalarında bazı sorularıma yanıt buldum, teşekkür ederim.
Sonuçta asker de o maddeye basabilirdi veya bir TSK mensubunun çocuğu da eline alabilrdi. ( ki pekala piknik yapılabilir ) İlla ki çobannın veya kurdun kuşun başına gelecek diye bir şey yok. Her an herkesin başına gelebilir; bölge güvenli değilse , değildir densin !
Ülkemizde hangi taş kaldıracak olsak altından bir sorumsuzluk olduğu görülüyor. Ceylan'ın durumu da o sorumsuzluklardan biridir diye düşünüyorum fakat bunun açığa çıkması için Ceylan'ların ölmesi gerekmiyor ki !
"Ailesinin acısını paylaşıyorum" demekten başka elimizden bir şeyin gelememesi ne acı !
Gazete haberine göre:"Beyaz Saray'a, 11 Eylül saldırılarının ardından gönderdiği elektronik postalarda ABD Başkanı George W. Bush ile diğer üst düzey...
Contained lysis encapsulation besivance prices in uk besivance online pharmacy sanctura xr labetalol from india strattera use lasix pagamento paypal...
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Ortak su arıtma problemi
01-05-2024, 11:22:36 in Kat Mülkiyeti Hukuku