Düşünün bir olay oluyor , o olayın sonucunda olayla ilgili olabilecek kişileri emniyete alıyorlar.
buraya kadar herşey normal , sonra bu emineyete alınan kişilerden biri suçunu itiraf ediyor...

Belki bu ettiği itiraf yüzünden yıllarca hapis yatacak...

Şimdi o kişi suçlu oldugunu ondan başka bilen yoksa nasıl oluyorda emniyette suçunu itiraf ediyor..
Halen bile bu tip olayları görüyorum....

Emniyette işkence Fazlasıyla vardır , Sakın düşmeyiniz...


Bu işkenceyi en son bir olayla pratiğe dökelim , Münevver karabulut cinayetinde , Şöför olay gününü neden anlattı ?. Madem olayları biliyordu 179 gündür neden itiraf etmedide emniyete götürüldüğünde itiraf etti. Nasıl itiraf ettirdiler.. Şimdi bu kişi itirafıyla Suçluyu kayırma suçundan ceza alacak..... Bu şöför hiçbir delil yokken nasıl itirafta bulunuyor.. Bu yönden hiç düşündünüzmü...


işin özü şu : emniyette yapılan tüm itiraflar işkence vasıtasıyla gerçekeşmektedir. Ve emniyetin suçluyu yakalama tekniği yoktur. Suçluyu yakalamadaki en büyük etken ihbar (ispiyon) ve işkencelerden ibarettir.. O kadar olay çıkıyor piyasaya zannediyorsunuzki emniyet çalıştı yakaladı. Ama öyle bişey sözkonusu değil yapılan ispiyonlar ve işkencelerden dolayı olayları ortaya çıkartmaktadırlar... Aksi halde suçluların yakalanması daha dikkat ve özen isteyen bir iştir...