İnsanların çeşitli zaafları vardır.

Bu zaafları, bazen kanunlar, bazen insan kendisi kontrol altına alır.

insanın bu zaafları kendisinin kontrol etmesine, demokrasilerde ‘’teammüller’’ denir ( yazısız kurallar.)

kendine saygı duyan herkes bu yazısız kurallara uyar. bi bakıma demokratlığın ölçü birimidir bu. (sizi kimselerin görmediğinden emin olmanıza rağmen genede kırmızı işıkta beklemek gibi)

ülkemizde yazıkki uygulanması çok güç olan bu durum çoğu zaman eğitim noksanlığından kaynaklandığını düşünmüşümdür.

ancak etrafımız bir yığın eğitilmiş ''............... ''(bu tırnak arası noktaların yerine okuyucum dilediği bir kelimeyi kullansın... )

-dolu olduğundan, eğitimin ne ölçüde demokrat olmamıza katkı yaptığından kesinlikle emin değilim........

‘’ötekileşmek yada ötekileştirmek’’ için o kadar çok neden vardır ki ülkemizde;

bunların yanlızca birini öne çıkarmak fazlaca iyimserlik olur.

ayıplanmak, kınanmak insanımıza hiç değilse mahalle baskısı olarak geri dönmesi gerekirki bu teammüller bi parça uygulanabilir olsun........

ama nerde?
‘’Yapanın,yaptığı yanına kar kaldığı’’ bir ortamda toplum yapısının erozyana uğramaması mümkünmüdür?

yalakalığı bir statü haline getiren bu ortam da çıkar kovalamak, bencilleşmek,yalan söylemek sizce (A)normal midir?

Bu gün gerçekte, anormal olan;

Çok yazmak yada çok konuşmak,.
ABD ye karşı tavır takınmak,
Vatanı milleti bayrağı çok sevmek.,
‘’hurafelere’’ karşı durmak,
Yada
Kürt kökenli türk vatandaşları ile türkiyede yaşayan diğer unsurları etle-tırnak gibi görmek,
Yahut,
AB nin yalanlarına inanmamak,
Vesaire, vesaire, vesaire
olabilirmi?

(Olabilir diyenler için yazım bitmiştir.)
Olamaz diyenlere ise son bir cümle,

Bana göre demokratik ülkelerle aramızdaki fark;
onlar parçalanmış vijdanlarını bir şekilde vatanlarının egosuna dönüştürmüşler.
Bizse egolarımızdan oluşturduğumuz bir vijdanla(!) yalnız ve güzel ülkemizi parçalı hale getirmeye çalışıyoruz gibime geliyor…
Yanılıyormuyum?

ayazoglum