+ Konuyu Yanıtla
3 / 3 Sayfa İlkİlk 123
21 den 27´e kadar toplam 27 ileti bulundu.

Konu: Takkeli aşık

Takkeli aşık Hızlandırılmış Mobil Sayfa Sürümü (AMP)
  1. #21
    Kayıt Tarihi
    Jun 2006
    Nerede
    İstanbul / Beyoğlu
    İletiler
    3.411
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Takkeli aşık

    İlim ilim bilmektir
    İlim kendin bilmektir

    Gecenin kadısı yerine hakimi olmak için daha çok okumaktır, okuduğunu anlamaktır, önyargılı olmamaktır.

    Şimdilik 2. önermeye daha yakın



    Hukuki NET Güncel Haber

    Takkeli aşık konulu yargıtay kararı ara
    Takkeli aşık konulu hukuk haber

  2. # Nedir?
    Tavsiye Soru Cevap
    Kayıt Tarihi
    Bugün
    Nerede
    Avukat Dünyası
    İletiler
    Ne kadar?
     
  3. #22
    Kayıt Tarihi
    Jun 2006
    Nerede
    İstanbul / Beyoğlu
    İletiler
    3.411
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Takkeli aşık

    Alıntı Harun Gür rumuzlu üyeden alıntı İletiyi Göster
    Şimdilik 2. önermeye daha yakın...

    Tabi, mesela Elmalılı Hamdi Yazır ile yapılan protokole bakabilirsiniz. Kimilerine göre (o kimilerinin kim olduğunu benden daha iyi bildiğinizi düşünüyorum.) gizli saklı?!!!! olan Meclis Arşivine bakabilirsiniz.

    Mesela Aşık Veysel'in yanlış hatırlamıyorsam 1984 baskısı Bütün Şiirleri'ne bakabilirsiniz.

    Bakmakla kalmayın, görmeyi de deneyin...

    Selamlar,
    Oku bakiiim...

  4. #23
    Kayıt Tarihi
    Apr 2003
    Nerede
    İstanbul
    İletiler
    12.252
    Dilekçeler Sözleşmeler
    3
    Dosya Yükleme
    0

    Post Cevap: Takkeli aşık

    Alıntı Av.Engin Oğuz rumuzlu üyeden alıntı İletiyi Göster
    O yüzden sn. uzman bilirkişi horasanın varsa bir fikri açıklamasını istedim. Muhtemelen nevrimizi döndürecek başka kelamlarla dönecektir bize
    Alıntı horasan rumuzlu üyeden alıntı İletiyi Göster
    İnternet bir nimet ise ALLAH bunun neresinde?
    Ticaretinde mi?
    Kumarında mı?
    GOOGLE'unda mı?
    YAHOO'sunda mı?
    VİKİPEDİ'sinde mi?
    Yalanında mı?
    Dolanında mı?
    Neresindesin ey Tanrım?
    Yoksa...
    Yoksa...
    Mustafa Kemal'e kervan yükü kadar altın gönderen
    silikon vadisini yaratan
    HİNTLİLERİN TORUNUNDA MISIN?.
    Ben malımı bilmezmiyim?

    Harun bey bakın ben tarihi vakaları çoğunlukla sebep sonuç ilişkisiyle irdelerim
    Şayet Atatürk islam karşıtı bir amaçla kuranın tefsir edilmesini arzu etseydi gidip de mübarek bir zata terceme ettirmezdi. Ortaya çıkan esere baktığımızda cidden akademik çevrelerde kabul görmüş değerli bir eser. Atatürk'ün amacına ulaşamaması gibi bir çelişki ortaya çıkmazmı?
    Sonra istiklal marşı...
    Böyle bir marş için Mehmet Akif'in görevlendirilmesi bile baştan bir hulusi kalbi işaret etmezmi? Ortaya çıkan esere bakın başta sona islami öğeleri havi "Hakkıdır hakka tapan milletimin istiklal" diye bas bas bağıran bir eser.
    Aşık Veysel'e gelince aşık denince tasavvufi manada Hak aşıkı gelir aklıma bir kadını sevmiş alamamış ömür boyu aşk acısı çeken eline almış sazı çalan kişi değil aklıma gelen. E aşıkla maşukun arasına çok girilmez ama "ne biçim konuşuyon ya?" da denmezmi?
    Selametle kalın...

  5. #24
    Kayıt Tarihi
    Jun 2006
    Nerede
    İstanbul / Beyoğlu
    İletiler
    3.411
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Takkeli aşık

    Sn. Oğuz,

    Bu forumda daha evvelki iletilerimde mesela Maturidilik, Eşarilik konusunu inceleyin derken ve çeşitli forumlarda Din-Osmanlı vb. konularda ortaya koyduğum çeşitli düşüncelerle tamamen örtüşen bir yazıyı aşağıya alıyorum. Şimdiye dek bu yazıyı nasıl atlamışım, okumamışım diye kendi kendime hayıflandığımı da itiraf etmeliyim.

    Ben size kendi kelimelerimle meramımı anlatamayacağımı farkettim. Bari başkası anlatsın.

    Selamlar,


    İdeoloji, teoloji ve devlet

    Sayın Gündüz Aktan'a, 9, 12, 14 Ekim tarihlerinde 'Kuruluş İdeolojimiz ve İslam' başlıklı üç makalemi köşesinden yayımladığı için teşekkür ederim. Bu arada Yeni Şafak gazetesi yazarı Sn. Hayrettin Karaman, 17, 22, 24 ve 29 Ekim'de bu makalelere karşı bir yazı dizisi yayımladı. Bunlara ilişkin yorumlarımı aşağıda sunuyorum.
    Sn. Karaman'ın bana cevap verirken, Cumhuriyet'in temel inanış sistemi olan Hanefi-Maturidi akait üzerinde durmasını beklerdim. Buna karşılık Sn. Karaman'ın görüşleri Seyyid Kutub'un (ölm. 1966) 'Yoldaki İşaretler' adlı kitabındaki ideolojiyi çağrıştırıyor.
    Bu kitap siyasal İslamcılığın manifestosu niteliğinde. Buna göre, varlık nedeni hayatın her ayrıntısını İslam'a göre düzenlemek olmayan tüm rejimler kategorik olarak tekfir yani din dışı ilan edilir. Sonra da bu 'küfür rejiminden' coğrafi ve manevi anlamda hicreti, yani göçerek ayrılmayı öngörür. Yeterli güce ulaşıldığında da bu rejimlerin cihat ile yıkılmasını savunur.


    Üç unsurdan ikisi
    Sn. Karaman bu üç unsurun ilk ikisini benimsemişe benziyor. 'Laikler'le iç içe değil, yan yana yaşamayı mümkün kılacak ayrı alanlar yaratmayı savunuyor. "Biz sizi değiştirmeye kalkmayacağız, ama siz de bizim manevi hicretle çekildiğimiz alana girmeyin" der gibi. Cumhuriyet ile 'barışma' seçeneğini çoktan unutmuş, bir çeşit 'mütareke' öneriyor. Bunu da İslam ile Cumhuriyet'in uzlaşabileceğinden değil, İslam'a aykırı bulduğu bu düzenin altında yaşamaya mecbur kalışından ötürü, Cumhuriyet'e 'tahammül' ettiğinden yapıyor. Kutub gibi Sn. Karaman'ın da öngördüğü düzende, hayatın her alanında toplumun karşılaşacağı bütün sorunları Allah'ın maksadına uygun olarak çözümleme görevini müçtehitler (İslam âlimleri) üstlenecek. Ekonomi, hukuk, dış ve iç politika, strateji, bilim, teknoloji, eğitim vb. tüm alanlardaki tüm çalışmalar, kararlar ve uygulamalar, bu konuları hakkıyla bilmesi mümkün olmayan ulemanın onayına tabi olacak. Devlet politikasından bireyin özel yaşamına kadar bütün faaliyetler din âlimlerinin fetvalarıyla çerçevelenecek.
    Oysa İslam ruhbaniyet, teokrasi, ruhani hükümet, kilise gibi kavram ve kurumları reddeder. Dinimiz bunları şirk (putperestlik) kurumları olarak nitelendirir. Kuran'da geçen 'din adamlarının ilahlaştırılmasının' nasıl olacağı sorusuna Hz. Peygamber'in getirdiği tanım çarpıcı: "Din adamlarının serbest bıraktıklarını helal, karşı olduklarını haram görmek, onları ilahlaştırmaktır." (Tirmizi, Tefsiru'l Kuran, 9). Burada şirkin kriteri din adamlarına fiilen tapmakta veya onların verdiği hükümlerin dine uygunluk derecesinde değil, kullanılan yetkinin geçici de olsa bağlayıcı sayılmasındadır.
    İslam'da şeri kaidelerin en az dörtte üçü doğrudan Kuran ve Sünnet'e değil, ulemanın içtihatlarına dayanır. Kutsal metinlerdeki hukuki hükümlerin sınırlı sayıda olmasının yol açtığı bu geniş beşeri yorum alanında müçtehidin bir şeyin dine göre caiz olup olmadığı yönündeki fetvası bir öneri olmanın ötesine geçip, mülzim (bağlayıcı ve yükümlülük altına sokan) bir nitelik kazanırsa şirke girilmiş olunur. Yani en iyi niyetli müçtehitler bile, bütün temel konularda nihai onay mercii gibi içtihat verirlerse tağut (canlı put) olurlar ve onlara itaat edenler de müşrik (putperest) olmaktan kurtulamazlar.
    İslam kulun kula kulluk ettiği bütün saltanatları yıkmak üzere inmiştir. Buna ister ismi rahip, haham, papa olsun, ister müçtehit, ulema, fukaha olsun, din sınıfının saltanatı da dahil. Âlimin görevi halkı aydınlatmaktır, ona hükmetmek değil. Çünkü "Hüküm Allah'ındır" (En'am 57, 62; Yusuf 40, 67; Kasas 70, 88; Gafir, 12) ve müçtehidin görevi hükmü Allah'a havale etmektir, onu gasp etmek değil. Ama teolojiniz ne ise ideolojiniz de ona göre şekillenir. Kutub'un teolojisini izleyenler kendi etraflarına ideolojik bir kale inşa ederler. Bu kalenin surları daha önce tarihte yenilmiş, bu teoloji/ideolojinin kimliğini taşıyanların, yani yenilen Osmanlı ile özdeşleşen ve kazanan Cumhuriyet'e yabancılaşanların son savunma hattını oluşturur. Dış dünyanın bütün 'gerçekleri' ancak o ideolojik prizmadan kırılarak içeri ulaşır.
    Kuruluş belgelerinde 'İslam'a hizmet' ifadesi geçtiği için Osmanlı'nın İslami ilkelerle örtüşmeyen yönleri mazur görülür. Cumhuriyet'in ulaşıp aşmayı hedeflediği 'çağdaş uygarlıktan kastın Batı olması, Batı'nın da bir ideolojisi varsa bunun İslam olmaması' Cumhuriyet'i İslam dışı ilan etmeye yeterli olur. Cumhuriyet'in 'çağdaş uygarlık' tasavvurunun temelinde akıl ve bilimin bulunması ve bunların İslam'ın da makbulu olması sonucu değiştirmez. Akıl ve bilimin, dine değil, din kisvesine bürünüp medeniyetimizi yıkan hurafeler yığınına karşı esas alındığını vurgulasanız da kabul görmez. Sizin "Bu şekilde Batı'yı aşmak mı İslam'a aykırı, o hurafeleri din diye savunarak Batı karşısında intihar etmek mi İslam'a hizmet" gibi sorularınız muhatap bulmaz.

    Hilafet ve Osmanlı
    Osmanlı'da bir beşere 'Allah'ın yeryüzündeki gölgesi' sıfatı verilmesinin ve yalnız Allah'a kulluk edilmesini emreden bir Kitab'ın bağlılarını, padişahın da kulları olarak tanımlanmasının alenen şirk olduğunu yeterince eleştirmezler. Osmanlı ulemasının çoğunun, padişahın seçilmesini savunduğu gibi fantezilerle kendilerini oyalarlar. Hilafeti önce Emevilerin saltanata dönüştürmüş olmasını, aynı yapının Osmanlı'da sürdürülmesinin mazereti haline getirirler. Saltanatın İslam'a aykırı olduğunu ve müminlerin ödevinin 'Her zaman ve durumda Allah'ın muradını gerçekleştirmek' olduğunu vurgulamalarına rağmen, Osmanlı'nın bunu asırlarca yapmamasına tarihi şartları bahane ederler. Gerekli şartları Cumhuriyet gerçekleştirince de rahatsız olurlar. Bu ideolojik prizmanın Osmanlı'ya tanıdığı geniş ve esnek 'anlayış', Cumhuriyet'e karşı 'ödünsüz bir dogmatizm' olarak yansır. Cumhuriyet'in kuruluşuna ilişkin olağanüstü tarihi şart veya zorunluluklar göz önüne alınmaz. Laikliğin dini kale almamak olduğu şeklindeki içi boş iddiadan hareketle mesele baştan kestirip atılır.
    Türk tecrübesinin bu klasik tanımın dışına çıkan bütün unsurları unutulur. Cumhuriyet'in dayandığı esasların, İslam'ın da yönetim esasları olduğunu bizzat devletin kurucusunun vurgulaması bile yetersiz görülür. Adalet ve temsil gibi ilkeler her rejimde ortak olduğu gerekçesiyle Cumhuriyet, faşist ve komünist sistemlerle bir tutulur. Bu ilkelerin içini 'aklın ve maslahatın' (kamu yararının) dolduracağı; bunların aynı zamanda İslam'a uygunluğun da ölçütü olduğu ve nihayet bu ölçütleri belirleyecek toplumun Müslümanlardan oluştuğu vakıası bile onların gözünde durumu değiştirmez. Atatürk'ün, masraflarını bizzat karşılayarak, Kuran'ın Meclis kararı ile Elmalılı Hamdi Yazır'a dokuz ciltlik Türkçe meal ve tefsirini yaptırması ve on bin adet bastırarak ülkenin en ücra köşelerine kadar ulaştırması umursanmaz. Diyanet İşleri Başkanlığı'nı kurmuş olmasına da değinilmez. Diyanet'e Hanefi-Maturidi akaidini esas alması için verdiği talimatın olağanüstü anlamı üzerindeyse hiç durulmaz.



    Eşariliğe prim
    Osmanlı'nın Hanefi-Maturidi akaidini göklere çıkarıp, medreselerde tam tersi bir çizgiyi savunan Eşariliği okutmasının yıkılışımıza nasıl yol açtığına dair tek analiz yapmazlar. Eşariliği içselleştirmiş bir toplumun her türlü ilerlemesinin donduğunu irdelemezler. Allah'ın verdiği aklı 'heva ve heves' olarak damgalayıp, eskinin körü körüne taklidini savunan Eşarilik doktrininin fikri yaratıcılığı kuruttuğunu algılamazlar. İnsana zerre kadar özgür irade alanı bırakmayan kaderciliğin nasıl sorumsuz ve ahlaksız bir toplum yarattığını göremezler. Başkalarının imanını amelleriyle yargılama hakkını kendinde gören bu inanışın, sadece dini hayatımıza değil, hayatın her alanına riya ve şekilcilik saplantısının bir kanser gibi yayılmasına sebep olduğunu idrak edemezler. Allah'ın hükümlerinin sebep ve gayelere bağlı olduğunu reddetmenin, dünyevi egemenliği keyfi şekilde icra eden despotlar ürettiğini anlayamazlar. Bu akaidin fert ve toplumu 'iktisaden mülksüz, siyaseten hükümsüz ve dinen iradesiz' kıldığını göz ardı ederler. Ve inanç sistemimizi yeniden inşa etmeden, demokrasi çerçevesinde bile topluma 'mülk, hüküm ve iradesinin' geri verilemeyeceğini, verilirse de bunun yeni sorunlar yaratacağını umursamazlar.
    Aslında bizim bu konuları tartışıyor olmamız lazım. Devrim şartlarının eleştirilerine saplanıp kalmak esas meseleden kaçıştır. Atılmış temelin üzerine bir tuğla koymayanlar devamlı olarak temelin yanlış atıldığından 80 yıldır yakınıyorlar. Oysa sorunun özüyle yüzleşmekten başka kurtuluş yolu yok. Modernite ve laiklik gibi kavramların herkesin üzerinde uzlaşacağı teknik bir tanımını yapmakla iş bitecek mi? Bu kavramları fetiş haline getirmek bile işin esasına girmekten kaçtığımızın kanıtıdır. Akıl-vahiy, Allah'ın külli iradesi-kulun cüzi iradesi ve iman-amel ilişkileri konularında içselleştirilen inanış tarzı, toplumun karakterini şekillendirir. Bu tartışmada Eşariliği mi savunuyorsunuz, yoksa Maturidiliği mi, onu söyleyin!
    Cumhuriyet'in başlangıçta dini altyapı olarak halka Maturidiliği benimsetme girişimini, herkesten çok dönemin âlimleri desteklemişti. 80 yıl sonra buna Selefilik adına hâlâ direnen bazı hocalarımızın, Diyanet'in dini düşüncemizde tecdit amacıyla çıkardığı yeni Kuran tefsirini hazırlayan ekipte bulunması tereddüt uyandırıyor. Sn. Karaman, Cumhuriyet'in ilk Adalet Bakanı Seyyid Bey'in tarihi Meclis nutkuna atıf yapmış. Aslında Seyyid Bey, Cumhuriyet'in bu inanış sisteminin şahdamarını o konuşmasında şöyle ortaya koymuştu: "Kuran 'Maruf ile emret' (Araf, 199) diyor... Bu ayet hakkıyla tetkik edilmemiş, manası işlenememiştir... Meselede Eşarilerle yani Şafi ulemasıyla Maturidilerin, yani Hanefi ulemasının fikirleri birbirine karşıdır. Bunu ayırt etmek lazımdır. Şafi uleması tarafından yazılan tefsirlere bakarsanız, marufun, 'şeriat tarafından güzel ve iyi olduğu bildirilen şeydir' diye tefsir edildiğini görürsünüz. Halbuki Hanefiler tarafından yazılan tefsirlere bakarsanız, marufun, 'aklın güzel ve iyi olarak belirlediği şeydir' diye tefsir edildiğini görürsünüz."
    İşte din-devlet ilişkileri meselesinde hayati kırılma noktası burada. Hayatın bize dayattığı binbir sorun karşısında halkın menfaatlerinin ne olduğu, kim tarafından, nasıl belirlenecektir? Bu konuda aslında sadece iki seçenek var. Halk kendi menfaatlerinin ne olduğunu ya bir din sınıfının 'şeriat tarafından güzel ve iyi olduğu bildirilen şey' iddiasıyla kutsadıkları fetvalar ile ya da kendi 'aklının güzel ve iyi olarak belirledikleri' ile tayin edecektir. Ya teokrasi olacaksınız ya da demokrasi. Ya Eşarilik hâkim olacak ya da Maturidilik. Ya insanın akıl ve iradesini Allah adına prangalayacaksınız ya da onu Allah adına özgürleştireceksiniz. Ya tek tek vahiy hükümlerinin zahiri lafzına ve indiği döneme kayıtlı kalacaksınız ya da bir bütün olarak o hükümlerin gerçekleştirmeyi amaçladığı zaman üstü ahlaki değerleri yegâne referans noktaları yapacaksınız.

    Tercihler ve sonuçları
    İnsanoğlu asla o değerlerin dayattığı tercihlerden ve tercihlerin sonuçlarından kaçamaz. Ama o değerlerin ilahi kaynağını unutup, her birini izafileştirebilmek için devamlı sapma eğilimine girebilir. Siz de onları devamlı uyarıp hatırlatacaksınız. Bunu devlet aygıtını ele geçirip cebir yoluyla yapmayı düşünmek bile yenilginin örtülü bir itirafı. Devlete küsüp aranıza set çekmekse açık itirafı. Mesele kanunları değiştirmek değil, çünkü sorun hukuki değildir. Sorunlarınızı ne kadar kanunları değiştirerek düzeltmeye çalışırsanız, iç dünyanız o kadar sakat demektir. Bu yüzden Selefi devrimciliğe heveslenmeden, tevhit bilincine dayanan ahlaklı bir toplum inşa etmek en zahmetli, ama en büyük zaferdir. Bu zaferi kazanmak için Kutub'un Tekfir-Hicret-Cihat döngüsünü kırıp, yerine Tevhit-Ahlak-Adalet üçlüsünü yerleştirmek gerek. Bireyin kalbine yerleşen tevhit bilinci topluma ahlak olarak, devlete de adalet olarak yansır. Çünkü ahlaklı bir toplumun fertlerinin yöneteceği devlet, ismi ne olursa olsun, mutlaka adaletli olur. O zaman da Cumhuriyet'in mahkeme duvarlarında Atatürk büstünün altındaki Hz. Ömer'in "Adalet Mülkün Temelidir" sözlerinde ifadesini bulan Allah'ın en büyük muradı zaten gerçekleşmiş olur.
    Atatürk, İnönü ve Seyyid Bey'in vb. söylediklerini sonsuza kadar tartışabiliriz. Son analizde önemli olan tek şey bizatihi Cumhuriyet kavramının kendisidir. Bu kavramın içinde bir teoloji keşfedilmeyi bekliyor. Onu keşfetmek zorundayız. Bunu ben yapamam. Bunu yine değerli hocalarımız yapabilir. Ancak şunu biliyorum ki bu başarıldığı an 'Güneş tekrar doğudan doğmaya başlayacaktır.'

    Uygar Aktan: Araştırmacı yazar / Radikal

  6. #25
    Kayıt Tarihi
    Apr 2003
    Nerede
    İstanbul
    İletiler
    12.252
    Dilekçeler Sözleşmeler
    3
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Takkeli aşık

    Alıntı Harun Gür rumuzlu üyeden alıntı İletiyi Göster
    Sn. Oğuz,
    Ben size kendi kelimelerimle meramımı anlatamayacağımı farkettim. Bari başkası anlatsın.
    Horasan da çok haksız değilmiş hani.

    Alıntı horasan rumuzlu üyeden alıntı İletiyi Göster
    Forumu dikkat etmeden okuyanlar yazışma tarzınızdan sizleri birbirlerini çok iyi anlayan iki insan zanneder...
    Harun bey siz taraftarı olduğu takımı karşı taraf tirbününden izleyen bir fanatik gibisiniz. Horasan da holigan bu arada ruhu şad olsun
    Teşbihte hata olmazsa takımınız hakkındaki bilgilerinizi veya inancınızı diyeyim rakip takımın sayfalarında yazan bilgiler ve karşı taraf fanatiklerinin bilhassa holiganlarının anlatımları oluşturuyor. Kendi takımınız ve taraftarlarınızın anlatımına ise şüpheyle bakıyorsunuz. Doğruya ulaşmak için şüphe elbet gerekli bir argümandır ancak YÖNETİM: Virgül kullanılmaması nedeniyle cevap hakkı doğacakların, cevap haklarını kullanamayacak olmaları da dikkate alınarak bu bölüm silinmiştir.
    Oysa benim cimbom hakkındaki bilgilerim takımımdan ve taraftarlarından aldığım bilgilere ki aksi kanıtlanmadıkça bunları doğru sayarım rakip takımların ve taraftarlarının verdikleri bilgilerde ise Hucurat 6 caridir ve doğruluğu kanıtlandığında geçerlidir.
    Bu başlıkta da paylaşabileceğimi paylaştım öğrenebildiğimi öğrendim sayıyorum ve noktalıyorum. Ben öğrenme amaçlı kullanıyorum forumun bu kısmını, kim daha uzağa isabet ettirecek yarışına girecek değilim.
    Esenkalın.

  7. #26
    Kayıt Tarihi
    Apr 2003
    Nerede
    İstanbul
    İletiler
    12.252
    Dilekçeler Sözleşmeler
    3
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Takkeli aşık

    Bu arada şiirlerin ozana ait olup olmadığına ilişkin bilgi mailime cevabi mail geldi cevap şöyle;

    Halil Yildirim (asik-veysel@gmx.de)
    merhabalar, şiir aynen aşık veysel ozanımıza aittir gönülden yazilmis olan bir şiir'i yanlış algılamayalım
    saygılarımla


    E hüsnüniyet asıldır aksini iddia eden ispatla mükelleftir. Allah rahmet etsin kusur ettiysek affetsin.

  8. #27
    Kayıt Tarihi
    Jun 2006
    Nerede
    İstanbul / Beyoğlu
    İletiler
    3.411
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Takkeli aşık

    Alıntı Av.Engin Oğuz rumuzlu üyeden alıntı İletiyi Göster
    Bu başlıkta da paylaşabileceğimi paylaştım öğrenebildiğimi öğrendim sayıyorum ve noktalıyorum. Ben öğrenme amaçlı kullanıyorum forumun bu kısmını, kim daha uzağa isabet ettirecek yarışına girecek değilim.
    Esenkalın.
    Sn Oğuz,

    İnanışlar veya inançsızlıklar takım tutmaya benzemezler. Teşbihte hata olmaz ancak ikimizin aynı takımda oynaması da mümkün değildir. Kesinlikle milliyetçi sebeplerle olmamak, aksine farklı düşünceleri zenginlik görmek ve onlara yapılmış haksızlıkları kendime yapılmış addetmekle ben kendimi kulüp takımlarına değil, ulusal takıma daha yakın görüyorum. Haksızlığa uğramış Alevi'yle Aleviyim, Kürt ile Kürdüm, Türk ile Türküm, Afrikalı zenci ile zenciyim. Teşbihte yine hata olmaz prensibiyle; hele tutulan takım Dünya liginde akılsız teknik direktörler nedeniyle 3. kümede oynuyorsa, takımı yine tutmaya devam edersiniz belki ancak teknik direktör değişikliğinin gerekli olduğunu her fırsatta söylersiniz.

    Yazılan bunca şey içerisinde bilgi sahibi olup, öğrenebildiğiniz 2 şey olmasına sevindim. 2 adet şiirin Aşık Veysel'e ait olduğu...

    Ben de bu forumdaki paylaşımımı burada noktalıyorum.

    Kalın sağlıcakla,
    Konu Harun Gür tarafından (30-07-2009 Saat 22:57:02 ) de değiştirilmiştir. Sebep: ekleme

+ Konuyu Yanıtla
3 / 3 Sayfa İlkİlk 123

Bu sayfada bulunan kavramlar:

Benzer Konular :

  1. Unuttuğumuz değerler-Aşık Veysel
    Selam saygı hepinize Gelmez yola gidiyorum Ne şehire ne de köye Gelmez yola gidiyorum Gemi bekliyor limanda Gideceğim bir ummanda Gözüm...
    Yazan: milo Forum: Kültür - Sanat - Edebiyat
    Yanıt: 1
    Son İleti: 02-01-2010, 22:59:45
  2. "Uluslararası Aşık Veysel - Aşıklar Bayramı" düzenlendi
    Ünlü halk ozanı Aşık Veysel Şatıroğlu’nun anısına Sivas Valiliği, Şarkışla Kaymakamlığı ve Şarkışla Belediyesi’nin katkılarıyla "Uluslararası Aşık...
    Yazan: deniz02 Forum: Yaşam - Sohbet - Forum Oyunları
    Yanıt: 1
    Son İleti: 05-08-2008, 21:20:18
  3. Aşık oldur
    Beni en çok etkileyen aşk şiirini sizinle paylaşmak istedim Fuzuli'nin bu kıt'ası, büyük üstad Hacı Arif Bey'in bestesi ile harika bir uyum içinde...
    Yazan: Av.Bingöl Zekeriya Bengier Forum: Edebiyat ve Sohbet Köşesi
    Yanıt: 10
    Son İleti: 08-04-2008, 12:48:15
  4. Aşık Bir Hayâlperest'e Nazire
    gecenin bin fersah dibinde, bir şiir arıyorum kendime parmak izlerinde, gölgelerde, keşkede ayaklarım takılıyor, düşüyor hece gözlerine gözlerin...
    Yazan: Arzu Eşbah Forum: Edebiyat ve Sohbet Köşesi
    Yanıt: 10
    Son İleti: 08-04-2008, 07:33:06
  5. Dost dost diye hayalına yeldiğim/Aşık Veli
    Dost dost diye hayalına yeldiğim Dost ise ayırmış özünü benden Çatık kaşı, benlerini saydığım Çevirmiş nicedir yüzünü benden Hani dost uğruna...
    Yazan: Hayri Buyruk Forum: Edebiyat ve Sohbet Köşesi
    Yanıt: 21
    Son İleti: 23-12-2007, 15:56:37

Yetkileriniz

  • Yeni konu açma yetkiniz yok
  • Konuya cevap verme yetkiniz yok
  • Dosya ekleme yetkisi yok
  • İleti düzenleme yetkisi yok
  •  


2022 tarihli Hukuk Blog |  Arabulucu |  Hukuk Kitapları |  Alman Hukuku |  Özel Güvenlik AŞ. |  İş İlanları |  Ankahukuk |  Psikolog |  Site Ekleme |  Sihirli Kadın |  Sağlık |  Satılık Düşecek Domainler |  Bayefendi |  Afternic Alanadı satış (Domain alımı) | 

™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨‍💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.