RTÜK üyelerinin Zahid Akman'ın üyeliğinin düşürülmesi istemiyle açtığı davanın duruşması yapıldı. Mahkeme kararı sonraya bıraktı.

ANKARA - Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Zahid Akman’ın görevinden düşürülmesi isteminin reddine yönelik Üst Kurul karanının iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle açılan davanın duruşması Ankara 4. İdare Mahkemesi'nde yapıldı. Tarafları dinleyen mahkeme heyeti, davayı dosya üzerinden görüşerek kararını daha sonra verecek.

RTÜK üyeleri Şaban Sevinç, Hülya Alp ve Mehmet Dadak, RTÜK Başkanı Zahid Akman’ın, "bazı şirket yöneticilikleri ve ortaklıkları ile kurul üyeliğinin aynı döneme denk gelmesi nedeniyle 3984 sayılı RTÜK Yasası’nın 9. maddesi gereği görevden çekilmesi" gerektiğini öne sürerek, Akman’ın RTÜK üyeliğinin düşürülmesini istemişti.

Üst Kurul, 19 Eylül 2008’deki toplantısında, istemi reddederek, oy çokluğuyla Akman’ın göreve devam etmesine karar vermişti. Bu karar üzerine, Sevinç, Alp ve Dadak da RTÜK kararının yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle Ankara 4. İdare Mahkemesi'nde dava açmıştı. Ankara 4. İdare Mahkemesinde görülen davanın duruşmasına, RTÜK Üyesi Şaban Sevinç, davacı avukatı Tezcan Çakır ve RTÜK Hukuk Müşaviri Arslan Narin katıldı. Avukat Tezcan Çakır, Akman’ın "yasa dışı ticari faaliyetleri nedeniyle görevinden el çektirilmesi" için RTÜK üyelerinin girişimde bulunduğunu ve Üst Kurulun oy çokluğuyla Akman lehine karar verdiğini anımsattı.

Akman’ın, "Kanal 7 televizyonunun Almanya temsilciliği görevini yürütürken Deniz Feneri e.V derneğinden aktarılan paralarla kurulan şirketlerin kurucusu, idarecisi ve dernekten Türkiye’ye para taşıyan kurye" olduğunu iddia eden Tezcan, "RTÜK üyesi ve başkanı olan bir kişinin, dolaylı veya dolaysız herhangi bir şirketin ortağı, yöneticisi olması kamu göreviyle bağdaşmaz" dedi.

Tezcan, Akman’ın, Türkiye’deki Deniz Feneri soruşturması kapsamında Cumhuriyet savcısına ifade verdiğini de belirterek, "Ergenekon sanıklarıyla Deniz Feneri sanıkları arasında fark var. Bazıları gece yarısı alınıyor, bazıları kibarca çağrılıp ifade veriyor" diye konuştu.
RTÜK Yasası’nın 9. maddesi gereği RTÜK üyelerinin ticari faaliyet yürütmesinin mümkün olmadığını, böyle bir durum söz konusu olduğu zaman kişinin memuriyet vasfının sona ermesi gerektiğini anlatan Tezcan, Akman’ın şirketlerle bağlantısını gösterir Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) raporu olduğunu, Akman’ın da şirket ilişkilerinin önceki görev döneminde sürdüğünü kabul ettiğini kaydetti.

Mahkemenin, Mali Suçları Araştırma Kurulu, SPK ve ticari sicil gazetesinden Akman’ın ortaklıklarının hangi tarihler arasında olduğunun araştırmasını isteyen Tezcan, Akman’ın geçmiş görev dönemindeki ortaklıklarının yeni görev dönemi için sorun teşkil etmeyeceği yönündeki savunmasının kabul edilemeyeceğini söyledi. Tezcan, "Akman’ın ortaklığı kar-gelir ortaklığı olsa bile, ortak olduğu kişinin sıfatı önemlidir. Ortağı bir kanal sahibidir. Akman’ın bu ilişkileri nedeniyle özel kanal sahibiyle ortaklığı kuşkuları beraberinde getiriyor. Bu duruma yasalar izin vermez" dedi.

Haberin devamı...