Fıkralar

[Derman Bey]

Köy zenginlerine ağa derler, öyle ağalardan biri, bir köye misafir olmuş. Gece gördüğü bir rüya kafasına takılınca, sabahleyin köy kahvesinde,
"İçinizde feraset sahibi, iyi rüya tabiri yapan biri var mı?" diye sormuş:
Bir köylü de "buyur ağa anlat bakalım rüyanı" demiş.

Ağa başlamış anlatmaya...
Bu gece rüyamda bir yerdeydim; "düz mü desem, yokuş mu desem, iniş mi desem.
Karşımda da bir adam var dı; uzun mu desem, kısa mı desem, orta boylu mu desem.
Birde bineği vardı; eşek mi desem, at mı desem, deve mi desem..."
Köylü ağanın sözünü keserek;
"daha anlatmana gerek yok ağa, rüyandan anlaşılıyor ki; Allah senin müstehakını verecek ama, bu gün mü desem, yarın mı desem!"

[Şenol Eker]

1-Tavşan bakmış ki kendisi her gün sürekli tilkiden kurttan kaçıyor ama karga hep oturuyor. Kargaya özenip karganın tünediği ağacın dibinde oturuyor. Biraz sonra bir kurt gelip tavşanı yiyor.
Anafikir: Eğer boş boş oturacaksanız yüksekte oturmanız gerek.

2-Uçakta karga hostesi çağırmak için düğmeye basmış. Hostes gelip "buyrun" deyince "hiiiiç" demiş. "Cinslik olsun dye bastım".
Biraz sonra yine basmış ve yine aynı cevap. Bunu birkaç defa tekrarlamış.
Bunu gören tavşanın bu iş hoşuna gitmiş, o da aynısını yapmış ama hostesin de şalterler atmış. Tutmuş bunların ikisini de atmış uçağın camından dışarıya. Karga uçarak gitmiş tabii. Tavşan da yere çakılmış.
Anafikir: Uçmayı bilmiyorsan cinslik yapmayacaksın.

[çoban]

Camii hocası hanımlara vaaz veriyormuş. Kadınlardan biri sormuş:

- Hocam bir muhendisle beraber olursam onun cezası ne kadar

Hoca:
- 3 sene demiş

- Avukatla olursam?

- 5 sene

- Doktorla olursam?

- 4 sene

- Peki hocam, hocayla olursam?

Hoca :
- Seni gidi seniii.. sen cennete gitmek istiyorsun galiba!..

[akvir]

Sağlıkla ilgili Fıkralar

Ümitlendirme Hanım:

Kadın sürekli kinayeli kinayeli.
"Adam ben çok hastayım yakında öleceğim.
Bu dert beni fazla yaşatmaz. Sen de artık hemen evlenirsin."
der dururmuş.

Adam birgün dayanamamış.
"Kadın beni ümitlendirip durma!"
demiş.
O günden sonra kadın bir daha ben öleceğim dememiş.
...............................................

Sağlık Bakanı

Akil hastenesini gezen saglik bakani bir hastanin yanina yaklasmis. Hasta ona bakmis,
- Yeni mi dustun?..
- Hayir, ben saglik bakaniyim. Buraya sizleri ziyaret etmek icin geldim...
- Heh heh heh, saglik bakaniymis... Bende Napolyon Bonapart, memnun oldum.
...........................

Penisilin iğnesi (gerçektir)

Doktor Enjeksiyon odasında çöp kutusunda penisilin tozlarını görünce hemşireye
-Kızım bu penisilinleri hastalara vurmadın mı?
-Sularını vurdum. Tozların ne işe yaradığını bilmediği için çöpe attım

demiş.

[çoban]

Bir gün kadin telefonunu acmis ve arayan esiyle konusmaya baslamis. Kocasi "Hayatim, casino'da 5000 $ ile basladim, 1 milyon $ kazandim, valizini hazirlamaya basla!!!"

Karisi sevincle bir ciglik atar ve "Harikasin!!! Eeee, nereye yolculuk? Hawai? Paris? Viyana? Brezilya?"

Kocasi hemen cevap verir: "Umrumda degil, ben eve geldigimde gitmis ol bana yeter !!!

[resmiyet]

AKILLI INSANLAR, AKILLI INSANLARLA CALISMALIDIR

EINSTEIN VE ŞÖFÖRÜ

Einstein konferanslarına hep özel şoförü ile gidermiş. Yine bir konferansa gitmek üzere yola çıktıkları bir gün şoförü Einstein'a;

"Efendim, uzun zamandır siz konuşmanızı yaparken ben de arka sıralarda oturup sizi dinliyorum ve neredeyse söyleyeceğiniz her şeyi kelimesi kelimesine biliyorum" demiş. Einstein gülümseyerek ona bir öneride bulunmuş: "Peki, şimdi gideceğimiz yerde beni hiç tanımıyorlar., o halde bugün palto ve şapkalarımızı değiştirelim, benim yerime sen yap konuşmayı, ben de arka sırada seni dinlerim." Şoför, gerçekten çok başarılı bir konuşma yapmış ve sorulan tüm soruları doğru yanıtlamış. Tam yerine oturacağı sırada bir kişi, o güne kadar konferansta sorulmamış ağır bir fizik sorusu sormuş.

Şoför, hiç duraksamadan soruyu soran kişiye dönüp:

"Böylesine basit bir soruyu sormanız gerçekten çok garip" demiş.

Sonra da salonun arkasında oturan Einstein'ı işaret ederek şöyle devam etmiş: "Şimdi size arka sırada oturan şoförümü çağıracağım ve sorduğunuz soruyu, göreceksiniz, o bile yanıtlayacak."

[ZamaneSalagi]

Temel askerligini yunan sinirinda yapiyormus.
Temel'in cani cok sıkılıyormus.
Yunan'a bir islik calmis elleriyle "Havaci misin?" isareti yapmis, Yunan aldirmamis.
bir islik calmis elleriyle "Karaci misin?" isareti yapmis, Yunan aldirmamis.
bir islik daha calmis "Denizci misin?" anlaminda yuzme isareti yapmis, yunan aldirma...mis.
bir islik daha calmis. El haraketi yaparak "Topcu musun?" demis, yunan aldirmamis.
bir islik daha calmis "Gozcu musun?" anlaminda durbun isareti yapmis, yunan aldirmamis.
Nöbetler degismis sira yine Temel'le Yunan'a gelmis.
Yunan'a hadi sinira git demisler yunan da:
- "ben oraya gitmem. Orada bir deli turk askeri var, bana hava kararinca yuzerek gelip sana bir koyacam gozlerin firlayacak diyor.."Devamını Gör

[yas2010]

İSTE BUGUNKU DURUM OZETİ.....

Tayyip bir okulu ziyaret eder öğrencilerle sohbet eder.
Öğrencilerden Temel, size 3 sorum olacak der,


1- Nasıl oldu da seçimlerde bu kadar yüksek oy aldınız?

2- Özelleştirmeden gelen bütün paralar nereye harcandınız ?

3- Türban"ı neden sorun haline getiriyorsunuz?


Aniden zil çalar çocuklar tenefüse çıkarlar.
Teneffüsten döndüklerinde sözü Dursun alır,


- Size 5 sorum olacak der ve sorar :


1- Nasıl oldu da seçimlerde bu kadar yüksek oy aldınız...?

2- Özelleştirmeden gelen bütün paralar nereye harcandınız...?

3- Türban"ı neden sorun haline getiriyorsunuz. .?

4- Ders zili neden 30 dk önce çaldı..?

5- Temel nerede...?

[ZamaneSalagi]

Bekçi

Devlet bir gün geniş ve boş bir araziye geceleri göz kulak olacak, 500 TL maaşla, bir bekçi işe almaya karar verir.
Bir süre sonra düşünülür ;
‘’Peki talimatlar olmadan bekçi işini nasıl yapacak’’
Bir planlama birimi kurulur ve planlamayı yapmak üzere, 750’şer TL maaşla, iki kişi işe alınır.
Bir süre sonra
‘’İşleri yapıp yapmadıklarını nasıl kontrol edeceğiz’’ diye düşünülerek, 1.000’er TL maaşla, iki denetmen işe alınır, biri denetim yapar diğeri raporları yazar .
Bir süre sonra
‘’ Bunların maaşları hesaplanıp nasıl ödenecek ‘’ diye tartışılır ve 1.500’er TL maaşla, bir malimüsavir, bir katip, bir de istatikçi işe alınır.
Bir süre sonra ;
‘’Peki bunlardan kim sorumlu olacak.’’ Diye düşünülür ve 5.000 TL maaşlı bir müdür ve 3.000’er TL maaşla iki de müdür yardımcısı işe alınır.
Bir süre sonra, ülkede ekonomik kriz çıkar ve bütçedeki masrafları kısmak için bekçi işten çıkartılır...

[Av.Engin Oğuz]

Yaşlı doktor kasabayı terketmeden önce genç meslektaşına hastalarını tanıtıyormuş.Girdikleri evde yaşlı doktor kadına sormuş:

- Şikayetin var mı?

-Karnım ağrıyor doktor bey,demiş kadın.

Doktor "fazla meyve yiyorsun,ondandır" demiş.
Dışarı çıktıklarında genç doktor sormuş:

-Hastayı muayene etmeden nasıl da bildiniz?

Yaşlı doktor cevap vermiş:

-Çaktırmadan gözlüğümü yere düşürdüm.Yatağın altı meyve kabuklarıyla doluydu, demiş.

Bir sonraki evde hasta şikayetini anlatmış:

-Doktor bey, kendimi çok halsiz hissediyorum.

Genç doktor hemen atılmış:

-Kilise faaliyetleriniz sizi çok yoruyor,ara verin, demiş.

Dışarı çıktıklarında yaşlı doktor sormuş:

-Söyle bakalım genç meslekdaşım, nasıl anladın?



-Eğilip yatağın altına baktim.Kilisenin papazı oradaydı!..