Derekelere inmiş olanı korumak ne lazım! Fıtratın adı ve çeperleri güzel olan damarından gelen, yerlerde ve o artık aşağılarda geziniyorsa elbet korumak lazımdır. Ama eğer o şey zaten mahsulü mevkiindeki şey marifetiyle korunacak hale düştüyse bir gariplik arz-ı endam ediyor demektir.

Nasıl ki, insanı insanlık korur... koruyan oğul değil de insandır; işte hukuk da kanunla değil hukukîlikle korunak edinmelidir. Hukuku koruyan hukuk olmak gerek kısacası.

Lakin, böyle olması gerektiği halde "zaten öyle oluyor kabulüne" kanunlar sayesinde iteklenme söz konusu. Hukukun, kanunlarla zırhlanmasını doğal saymamız bekleniyor. Oysa hukuk sayesinde zırh/kabuk edinen insanın müesseseleridir. Hukukun zırha ihtiyacı olduğunu kanıksamamızda bir gariplik var.

Hukuk korunmasın mı? Bu soruya mahal yoktur. Çünkü hukuk, kendi muhafazasını mevcuduyla imkan halinde tutar zaten. Yani korunmaya ihtiyacı yoktur.

Hukukun korunmaması, hukuksuzluk hali yahut tehlikesi anlamına gelmez mi? Bu soruya da mahal yoktur. Bu soru aslında; fıkhın korunmaması ile ilgilidir. En âlâ yutturmacalardan biri de budur. Fıkıh ile Hukuk eşanlamlı sayılıyor. Böyle saydıranlar ve sayanlar kendilerini hukuk-dışılığa sıçratmaktadırlar ki bu fevka'l-ade başarılmış bir tezgahtır. İşleyen, işletilen ve müracaat edilen eğer bu "tezgah" ise ki öyledir, demek ki hukuk hayatımızda yer almıyor. Oysa hukuk ya vardır ya yoktur. Var ama sürünüyor durumu bir bahs-i muhaldir. Var ise başımız, gözümüz üstündedir, değil ise vah.

Fakihin yaptığına değil, referansına hukuk denir. Dolayısıyla fakihten yapması beklenen yasa ile hukuk değil bir nizam inşa edilmiş olur.

İzahı kolaylaştıran bir diskurumuzu kullanırsak; "hukuka aykırı nizam" tabiri sayesinde yani... ifade ettiklerimize katılımınızı umabiliriz.

Her intizam hukukî olmak gerekir ve beklenir iken, olmayabilir. Hukuka uygun ömür ise kesinlikle muntazam bir hayattır.

Bir ceza yasamız var ki, şöyle bir maddesi var: Hakimin muhakemesiyle karara bağlanmasına götürülmüş bir iş hakkında, o hakim söz tevdi etmediyse konuşmak suçtur deniyor o maddede... Hukuka aykırılık engellensin diye vaz edilmiş bir hüküm metni bu. Bir kanun. Ve hukuk korunuyor onunla. Gerekçe olarak böyle söyleniyorsa vay halimize. Ya gerekçe olarak ne söylenirse yazılanmayacağız: Mesela, "yargının bağımsızlığı korunuyor onunla"... Eyvah ki eyvah. Beter battık şu halde. Yargının bağımsızlığı; hukukun üstün sayılmasından neşet etmiyor muydu ki ceza tekdiri ile emniyete muhtaç olsun!?

Saygılarımla,

Tahsin