Ömer Doğanlı Şiirleri

[Ömer Doğanlı]

Gelse de hüzün bir an olsun içime
Ürperirim seni karşımda görünce
Lakin sen içime doğan bir güneşsin

Demetisin sen açan gonca güllerin
En nadideleri senin yanaklarında
Mutluluk olmuş açılıyorlar adeta
Ellerini tuttuğum sevda balkonlarında
Terlerken avuçlarım gözlerinden ışık saçarsın

Doğar içime sevgi güneşin büyür bende
O kadar büyür ki sanki ummana değer
Gelip girseydin kalbime görürdün eğer
Ama olsun görmeden de inanılırmış meğer
Nasıl olsa kalp kalbe karşıdır derler
Leylasına kavuşan mecnun misaliymiş
Izdırap çektiren aşk dünyaya değermiş!

(İstanbul - 12/05/2004)

Ömer Doğanlı

[Ömer Doğanlı]

Yangınların en güzeli ateşinle yanmak
Sabahların en güzeli yanında uyanmak
Sevdaların en güzeli aşkınla kavrulmak
Daha ne olsun sana doyamıyorum

Canımın içi ateşinle yanmalıyım
Sabahları yanında uyanmalıyım
Sevdanla aşkınla kavrulmalıyım
Daha ne olsun sana doyamıyorum

Yaradanım asla ayırmasın ikimizi
Doyasıya yaşayalım bu sevgimizi
Mutlu edelim daima biribirimizi
Daha ne olsun sana doyamıyorum

Ateşinle yanıp kavrulmak istiyorum
Sevgi çiçeğimi sana vermek istiyorum
Mutluluktan havalara uçmak istiyorum
Daha ne olsun sana doyamıyorum

Bu dünya sevdalıların buluşma yeridir
Hasetlik sevdanın önünde büyük engeldir
Aşka ise asla hiç bir şey engel değildir
Daha ne olsun sana doyamıyorum

(İstanbul – 11/08/2008)

Ömer Doğanlı

[Ömer Doğanlı]

Devran dönecek, yeni bir gün doğacak
Yeni günle her şey daha da güzel olacak!

Karanlıklar aydınlanıp, karamsarlık bitecek
Umutsuzluk gidecek yeni bir umut gelecek!

Umut güzel, umut hoş, umut en güzel seçenek,
Umut için pembe düşlerimizi yeşertmek gerek!

Umut için içimizdeki çocuğu asla öldürmemek
Umut için umutla hayattan zevk almak gerek!

Umut için umutsuzca oturup beklememek
İçimizdeki tüm karamsarlıkları atmak gerek!

Umut için hayata bir başka açıdan bakmak
Umutsuzluktan umuda doğru yol almak gerek!

Devran dönmeli, yeni bir gün doğmalı
Yeni gün umutlarımızla dopdolu olmalı!

(İstanbul - 14/11/2008)

Ömer Doğanlı

[Ömer Doğanlı]

Devran dönecek,
Yeni gün doğacak

Yeni günle her şey
Daha güzel olacak

Karanlıktan aydınlığa,
Karamsarlıktan iyimserliğe

Velhasıl umutsuzluktan
Umuda yol alacağız

Umut güzel, umut hoş
Umut için düşünmek,

Umut için düşünceyi
Yeşertmek gerek

Umut için hayattan
Zevk almak gerek

Umut için gelecekten umutlu,
Umut için kendinden emin,

Umut için kararlı olmak gerek
Umut için vakit kaybetmeden,

Devran dönecek diye beklemeden
Öncelikle içimizdeki karamsar,

İçimizdeki olumsuz fikirleri atıp
Hayata bir başka açıdan bakıp

Umutsuzluktan umuda
Ve iyimserliğe merhaba demek

Umutla hayata sarılmak
En doğrusu değil mi dostlar?

(İstanbul - 18/07/2008)

Ömer Doğanlı

[Ömer Doğanlı]

Temmuzun yirmidokuzu
Bugün benim doğum günüm

Yarım asrı üç sene geçti ömür
Heyhat geçene değil geleceğe bak

Ömür herkese biçilen yaftadır
Ömür sadece yaşadığın anlardır

Elliüç sene evvel dünyaya getiren,
Beni binbir meşakkatle büyüten,

Canım annem, canım babam
Sizin hakkınızı nasıl öderim ben?

İyi ki varsınız canlarım benim!
Sizlere üff bile diyemem ben.

Eksik olmayın başımızdan sizler
Esas şimdi lazımsınız bizlere

Çocukluk, gençlik, olgunluk derken
Baktık ki elliüç seneyi devirmişiz

İyisiyle kötüsüyle, eksiğiyle fazlasıyla,
Varlığıyla yokluğuyla, sağlıkla hastalıkla,

Yaşadığım her an için rabbime şükür
Aldığım bir nefesin bile edası değil..

(İstanbul - 23/07/2008)

Ömer Doğanlı

[Ömer Doğanlı]

Gurur duyuyorum dostlar hepinizle gurur
Nasıl sürmeyeyim sizlerle birlikte sürur
Hepimizin maaşallah alnı pak yüzünde nur
Olalım inşaallah iki cihanda payidar!

Gurur duyuyorum aşkım seninle gurur
Sürelim seninle bir ömür boyu sürur
Paylaşalım hayatı ikimiz bir uzun ömür
Olalım inşaallah iki cihanda payidar!

Gurur duyuyorum bi'tanem seninle gurur
Tabii duyarım geç karşımda şöyle dur
Seyredeyim doyasıya bir uzun ömür
Olalım inşaallah iki cihanda payidar!

Gurur duyuyorum hocalarım sizlerle gurur
Ne güzel şeyler öğrettiniz ilim işte budur
Olmazsa olmaz bir şey en aziz olan sudur
Olalım inşaallah iki cihanda payidar!

(İstanbul – 07/08/2008)

Ömer Doğanlı

[Ömer Doğanlı]

Sen benim için yegane Gül'sün,
Gül yüzün dünyada devamlı gülsün,
Sen oldun bana veren ilk gül demet'i,
Ben de seni çok, ama çok sevdim Gül Demet'im!

(İstanbul - 30/05/2006)

Ömer Doğanlı

[Ömer Doğanlı]

Sitemim var hem de herşeye!
Daha ne olsun döndüm şimşire
Sitemim var anlayan herkese
Heyhat kimse anlamaz ki beni!

Sitemim var sana yani aşkıma!
Kulak asmadın hiç çağrılarıma
Doyasıya basmak istiyorum bağrıma
Heyhat kimse anlamaz ki beni!

Sitemim var sana yani arkadaşıma!
Bundan sonra sakın çıkma karşıma
Gün gelir sen de kafayı vurursun taşa
Heyhat kimse anlamaz ki beni!

Sitemim var sana yani yoldaşıma!
Yarı yolda bırakmak yakıştı mı sana
Hani artık bir kardeş olmuştun bana
Heyhat kimse anlamaz ki beni!

Sitemim var sana yani karındaşıma!
Düşmanıma kucak açman yakıştı mı sana
Deler de geçer olsun bu da geçer aldırma
Heyhat kimse anlamaz ki beni!

Sitemim var sana yani yakınıma!
Senin adamındım hani yakınındım
Hani nerede vereceğin madalya
Heyhat kimse anlamaz ki beni!

Koltuğa oturunca unuttun beni!
Birgün oradan indirecekler seni
O zaman hatırlarsın belki de beni
Heyhat kimse anlamaz ki beni!

Sitemim var sana yani kendi kendime!
Herkesi kendin gibi zannedip güvenme
Güvendiğin dağlara kar yağınca üzülme
Heyhat kimse anlamaz ki beni!

(İstanbul – 06/08/2008)

Ömer Doğanlı

[Ömer Doğanlı]

Keşke çocukluk günlerime geri dönebilsem
Toprak kilden bolca misket yapabilsem
Keşke doyasıya o günleri tekrar yaşayabilsem
Bir an bile yaşamaya razıyım çocukluğumu

Cam misket olmadığı için kilden yapardık
Kil misket kuruduğunda rengarenk boyardık
Sonra da arkadaşlarla çılgınlar gibi oynardık
Bir an bile yaşamaya razıyım çocukluğumu

Üç tekerlekli bisiklet en büyük hayalimdi
Canım annem bileziğini satıp hayalimi giderdi
Sonra da akşam eve salimen dönmemi gözlerdi
Bir an bile yaşamaya razıyım çocukluğumu

Damdan dama atlar oyunlar oynardık
Çelik çomak, saklambaç, oyun kurardık
Sonra da oyundan bıkıp birdirbir yapardık
Bir an bile yaşamaya razıyım çocukluğumu

Keşke gençlik günlerime geri dönebilsem
Tiyatro, folklor, güreş tekrar yapabilsem
Okul arkadaşlarımla salacakta buluşabilsem
Bir an bile yaşamaya razıyım gençliğimi

Sahneye çıktığımızda adeta salon inlerdi
Seyredenler bu ne güzel oyunculuk derlerdi
Sonra da evlerine gayet mutlu giderlerdi
Bir an bile yaşamaya razıyım gençliğimi

Bakmayın böyle keşke geri dönebilsem dediğime
Aslında yaşadığım her an için gayet mutluyum ben
Çocukluk ve gençlik yaşanmış mazide kalmıştır
İnsanoğlu geçmişten ders alıp geleceğe bakmıştır

(İstanbul – 08/08/2008)

Ömer Doğanlı

[Ömer Doğanlı]

Alma mazlumun ahını
Çıkar aheste aheste denir

Ama senin gibi zalim
Ne anlar bundan değil mi?

Hep hükmedeceğini sanırdın
Daha yeni krallığını ilan etmiştin

Ben buraların kralıyım artık
Kimse bana dokunamaz derdin

Ama ne oldu birden
Sen de feleğini şaşırdın

Öyle bir ilahi şamar yedin ki
Seni kimse koruyamadı

Gün senindi herşey emrindeydi
Saltanatın tadını çıkarıyordun

Ezdiğin süründürdüğün insanları
Hem de hiç düşünmeden

Sadece kendi renkli dünyanda
Yağdanlıklarınla birlikte yaşıyordun

Bu dünyada artık işin işti
Sana kimse karışamıyordu

Fakat senin için devran dönmüş
Mazlumun ahı yerini bulmuştu

Hiç ummadığın bir kapak
Seni yok etmeye yetmişti

Pisliğin üstünü örten kapak
Senin de sonunu getirmişti

Herhalde şimdi anlamışsındır kral efendi
Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste!

(İstanbul - 22/07/2008)

Ömer Doğanlı