+ Konuyu Yanıtla
1 / 2 Sayfa 12 SonSon
1 den 10´e kadar toplam 14 ileti bulundu.

Konu: Çanakkale'ye Tersten Bir Bakış

Çanakkale'ye Tersten Bir Bakış Hızlandırılmış Mobil Sayfa Sürümü (AMP)
  1. #1
    Kayıt Tarihi
    Mar 2004
    Nerede
    istanbul, kadiköy, Türkiye.
    İletiler
    5.539
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Çanakkale'ye Tersten Bir Bakış

    Çanakkale yi düzden o kadar yazdık ki nasılsa kimse okumuyor birde tersten yazalım dedim. Ama sakın başlığa bakarak ''gayri resmi tarihçilerin'' bol palavra dolu dini sömürerek kullanan kendi hayali senaryolarına uygun gelişmeleri anlatacak veya onlara karşı bir yazı yazacak değilim. Hatta daha ilginci 18 Mart 1915 ve sonrasına pek fazla gitmeyeceğim bir iki tamamlama notu dışında. Yani kısacası bu yazı ne hacılar hocalar, ne bulut, ne karga ne kuş hikayesi HATTA GERÇEK KAHRAMANLAR sa ortada yok. Daha da ilginci sonuç bölümü hariç ciddi ciddi bir TÜRK bile bulamayacaksınız. Çünkü bu yazı gerçekten TERSTEN bir bakış açısı yakalayacak başka bir deyişle savaşın öbür tarafından bir grubu Avustralyalıları yada meşhur deyimi ile ANZAK ları. Ne oldu da geldiler Çanakkale ye Gelibolu'ya onu bulmaya çalışacağız tarihin tozlu ve esrarengiz dehlizlerinde.

    Resmi tarihe göre binlerce kilometre öteden buralara gelme nedenleri Avustralya'nın İngiltere ye bağlı bir ülke olması ve bundan dolayı ''sıcak savaş'' ın başlaması üzerine doğal olarak İngiltere yanında savaşa girerek gerek ''maddi'' gerekse ''insan kaynağı'' olarak İngiltere'yi desteklemesidir. Bu aslında gerçektir gerçek olmasına da ortada şüphe yaratan olaylar zinciride bulunmaktadır. Yani başka bir deyişle bu resmi desteğin bir perde arkası vardır sanki....

    Şüphelerin ilk ayağını oluşturan olgu Mısır'da kısa bir eğitimle ''er'' olarak savaşa gelen bu kişilerin büyük çoğunluğu'nun ''gönüllü ''olmasıdır. Öyle ya kendi ülkeni hiç ilgilendirmeyen bir savaş için kendi topraklarının binlerce kilometre ötesine hiç bilmedikleri insanlara ve hiç bilmedikleri coğrafyaya karşı neden gönüllü olarak gitsinler ki?

    İkinci ayak ise bu gönüllü askerlerin yani Anzakların savaş öncesi sahip oldukları ruh halidir. Bu öyle bir ruh halidir ki ne '' korku çekinme'' yada tersi '' aşırı cesaret ve kendine güven'' gibi kabul edilebilir ruh hallerine benzemez. Yüzde doksanından fazlasına hakim olan duygu ve bunun sonucu oluşan ruh hali ''Nefret'' tir. Hemde öyle az buz savaş duygusu ile ortaya çıkmış bir nefret değil inanılmayacak boyutta aşırı bir nefret . İşin ilginci Anzaklarda ki bu ''nefret'' duygusunun sadece Türklere karşı olmasıdır!! Ne Almanlara ne de başkasına sadece Türklere... 1915 yılında Türkiye'nin yerini bile bilmeyen ki o zaman daha Türkiye bile yokken bu nefret neyin nesidir ? Çoüu yaşamları boyunca belki tek Türk bile görmemiş bunca insan böylesi büyük bir nefrete nasıl sahip olurlar ki?



    Hukuki NET Güncel Haber

    Çanakkale'ye Tersten Bir Bakış konulu yargıtay kararı ara
    Çanakkale'ye Tersten Bir Bakış konulu hukuk haber

  2. # Nedir?
    Tavsiye Soru Cevap
    Kayıt Tarihi
    Bugün
    Nerede
    Avukat Dünyası
    İletiler
    Ne kadar?
     
  3. #2
    Kayıt Tarihi
    Mar 2004
    Nerede
    istanbul, kadiköy, Türkiye.
    İletiler
    5.539
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Çanakkale'ye Tersten Bir Bakış

    MacMillan'ın ''Gallipoli''; Gabriel Domerque'nin ''La Guerre en Orient Aux Dardenelles Et Balkans'' ( Türkçe'ye 2007 de ''Çanakkale Yolunda'' olarak çevrildi ) , Victor Rudenno'nun ''Gelibolu Denizden Saldırı'' gibi anı inceleme kitaplarında yada ''biyografi anı gazete'' tarzı bir çok yazıda Anzak'ların savaş öncesi Türklere karşı bu ''açık nefreti'' neredeyse somut olarak görebiliriz.

    Bir gazetecinin bir Avusturalya'lı ''Avusturalya hafif süvari askeri'' ile Nisan 1915 te yaptığı kısa söyleşi bu açık nefreti somut biçimde ortaya koyduğundan dolayı söyleşinin kısa bir bölümünü burada sizlere aktarmak istiyorum.

    Yazarın dikkatini süvarinin güvertedeki askerlere seslenişi çekmiştir..

    '' Türkleri delik deşik edeceğiz. Bitirip hepsini geberteceğiz onlar yaşam hakkı olmayan şeytan dölleridir....''

    Yazar süvariye sigara tutarak kıza bir söyleşi yapar...

    '' Savaştan korkuyor musun? Ondan mı böyle diyorsun ?''

    '' Biraz korkuyorum ama ondan demiyorum. Savaşta bir kaç Türk'ün kafasını ezdikten sonra İstanbul'a gidip Türk kızlarıyla eğleneceğimi düşünüyorum...'' ( Burada bazı sözcükler tarafımdan sansürlenmiştir anladınız siz onları...)

    '' Neden Türklere bu kadar düşmansın ?''

    '' Onların hepsi alçak terörist piçtir de ondan. Nefret ediyorum onlardan yaptıklarının hesabını verecekler....''

    '' Ne kadar Tük öldürmeyi planlıyorsun ?''

    '' mümkün olduğunca çok....''

    Bu konuşma böyle sürer gider. Düşünceler ruh halleri aynıdır tüm Avusturalyalı askerlerde. Kesin olan şudur ki bu nefret asla ve kata 18 Mart 1915 yüzünden değildir. Çünkü o tarihte bu süvari dahil bir çok Avusturalyalı kara harekatı için Mısır da eğitimdeydiler ve aynı ruh haline sahiptiler...

    Bu bölümü bitirmeden merak edenler için bir dip not vereyim hatta ilgisiz bir dip notta ilave edeyim alta... İlk dip notumla hafif süvari askerini bağlayayım. Aynı yazarın anılarına göre bu nefret kusan konuşmayı yapan avusturalya'lı hafif süvari askeri '' Bir tek Türk öldüremez.'' Arıburnu'nun Güneyine yapılan ilk çıkartma harekatında bir çok arkadaşı gibi daha ''karaya ayak basmadan'' çıkarma teknesinde boynundan vurularak öldürülür. Yani bırakın Türk öldürmeyi Türk topraklarına ayak bile basamamıştır....

    İkinci dip not okuma özürlü Tayfun Kardeş için onun için kısa kısa yazıyorum... Başını sonunu unutmasın diye...

  4. #3
    Kayıt Tarihi
    Mar 2004
    Nerede
    istanbul, kadiköy, Türkiye.
    İletiler
    5.539
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Çanakkale'ye Tersten Bir Bakış

    Türk tarihi boyunca özellikle ''haçlı seferleri'' ve son olarak ta ''balkan savaşı'' neticesinde birbirlerine açıkça düşman olan Yunanlılar'da bile bu nefret gözükmez. Yunanlılar tarih boyunca ilke olarak Türkleri Anadolu'nun içlerine sürmeyi seçmişler ve buna göre davranmışlardır. Ancak böyle bir nefret bireysel kişilikler dışında asla görülmemiştir. Hele Fransızlar da ilginçtir bırakın nefreti normal olarak ciddi bir ''düşmanlık'' bile yoktur. Sadece savaşın gereği olarak karşıt cephelerde olmanın gerekliliğini yapmışlardır. İngilizler her türlü entrikanın içinde olmalarına karşın istediklerin yapmak için izledikleri yollarda da nefret yoktur. Türkleri zaten söylemek gereksizdir.... Amma Türklerle hiç ilgisi olmayan binlerce kilometre uzaktaki Avusturalyalılarda '' derin bir nefret bastırılamayan bir kin vardır'' İyi de bu Türkler ne yapmışlardır ? Gerçi savaş boyunca yakalanarak esir düşen Avusturalyalılar la Yeni Zellendalılar ın neredne geldikleri nereli oldukları Türk erleri tarafından hiç anlaşılamamış Türkler bu iki yerin varlığından haberleri bile olmadığını açıkça ortaya koymuş ama nefretin nedenini öğrenemedikleri gibi bitmesini de sağlayamamışlardır.

    Takiii yıllar yıllar sonra 18 Mart 1934 te Gazi Mustafa Kemal'in Anzak Anma Törenlerine gönderdiği mesaj bu nefretin tarihin tozlu sayfalarına gömülmesine yol açmıştır.

    ''Bu memleketin topraklarında kanlarını döken İngiliz, Fransız, Avustralyalı,Yeni Zelandalı, Hintli kahramanlar!

    Burada, dost bir vatanın toprağındasınız.

    Huzur ve sükun içinde uyuyunuz.

    Sizler, Mehmetçiklerle yanyana koyun koyunasınız.

    Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar!

    Gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve rahat uyuyacaklardır.

    Onlar bu toprakta canlarını verdikten sonra, artık bizim evlatlarımız olmuşlardır!''

    Ulu Önder ATATÜRK ilk çıkarmada ölen Avusturalyalı hafif süvari askeri içinde böyle diyor. Amma o ''nefret'' doluydu .... İyi de NİYE???

  5. #4
    Kayıt Tarihi
    Jul 2004
    Nerede
    İstanbul, Türkiye.
    İletiler
    4.244
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Çanakkale'ye Tersten Bir Bakış

    Tahmin etmeye çalışıyorum

  6. #5
    Kayıt Tarihi
    Mar 2004
    Nerede
    istanbul, kadiköy, Türkiye.
    İletiler
    5.539
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Çanakkale'ye Tersten Bir Bakış

    Tahmin etmenizden çok anlamanız için kısa kısa yazıyorum yoksa bu üç bölüm benim normalde ki bir bölümüm )

  7. #6
    Kayıt Tarihi
    Mar 2004
    Nerede
    istanbul, kadiköy, Türkiye.
    İletiler
    5.539
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Çanakkale'ye Tersten Bir Bakış

    Avustralya Güney yarı kürede yer alan bir ülkedir. Hint vr büyük okyanus arasında uzanır. Hiç bir ülkeyle kara sınırı olmayan tek dünya ülkesidir. İsmini Latince'den alır. Latince güneyde güneye ait anlamına gelmektedir. Hollanda ve İspanyol kaşiflerden sonra 1770 de James Cook ülkenin Güney sahillerinede inen haritasını çıkaran ilk kişi olmuş ve adanın Birleşmiş Krallığa ait olduğunu deklere etmiştir. Böylece ada Birleşik Krallık yönetimine girmiştir. Yani Avustralya da ''uygar'' taşam böyle bir çizgi izlemektedir tarihte.. Merak eden varsa öncesini sonrasını detaylı olarak okur araştırır. Bu yazının konusu bu değildir , ancak tarihi yolculuğumuzun net anlaşılabilmesi için burada bilmemiz gereken bir özellik daha vardır bizi ilgilendirecek zaman dilimi içinde o da 1 Ocak 1901'e kadar direk Birleşik Krallık tan yönetilen adanın bu tarih itibari ile Birleşik Krallık yönetiminde Avustralya Kraliyet Devleti olarak doğmuş olduğunu bilmemizin gerekliliğidir.

    Avustralya'ya ''uygar'' dünyadan ilk gelenler rüya tacirleri, maceraperestler ve bol miktarda sürgün yani ''mahkum''dur. Rüya tacirlerinin ve maceraperestlerin büyük bir çoğunluğu çok büyük hayal kırıklıklarına uğrayarak ''tarihte'' bile yer almazken pek azıda ''rüyadan'' ''gerçeğe'' dönüşe bizzat katılarak tanıklık etmiştir. İşte bizim ''öykümüz'' rüyadan gerçeğe dönüşen kişilerle ilgili bir derleme ...

    Kişiler, yer ve mekanlar ile tarihler dışında ki olaylar biraz benim ''kurgum'' da kabul edilebilirsede ( Muhtemelen şöyle bir konuşma geçmiştir aralarında gibi kurgu...) tarihi bir ''gerçeklik'' olduğuda ''su götürmez'' bir olgu olarak karşımıza çıkmaktadır. Olayların oluşumu ''ansiklobedik'' bilgiler dizininede uymaktadır. ''O'' kargaşayı irdelerken gerekli yerlere doğru ve zamanında baktığımızda büyük yapbozun parçaları yerli yerine oturmaktadır. Bu bakımdan ''öykümüz'' bu değilse bile buna çok yakın bir senaryo olduğu anlaşılacaktır.

    Her ne olursa olsan kurgu kaldırıldığında da ''gerçeklerin'' değişmeyeceği kanaati bende oluşmuştur. Her şekilde tarihin tozlu sayfaları arasında kaybolan ya da kaybedilen asıl gerçek nasıl değişmeyecekse nefreti uyandıran senaryoda tarihin aldatmaca sayfalarında ki yerini alacaktır. O ''gerçeğin'' ne olduğuna hikayenin sonunda ''SİZ'' karar vereceksiniz. Herkesin kararıda ekndi gerçeği olacaktır bir şekilde. Her ne kadar okuyan az olsa da ; bu yazılanların yeri ''bir hukuk sitesi'' olmasada bu böyledir.....

  8. #7
    Kayıt Tarihi
    Mar 2004
    Nerede
    istanbul, kadiköy, Türkiye.
    İletiler
    5.539
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Çanakkale'ye Tersten Bir Bakış

    Tahmin edilebileceği gibi bu hayal tacirleri veya başka bir deyimle rüya avcıları bu yeni ülkenin yani Avustralya'nın toprak üstü değerleriyle değil toprak altı zenginlikleriyle ilgilenen kişiler olmuştur. Gerçektende Avustralya'nın ''kıraç'' topraklarında tarımla uğraşan o zamanlarda pek kimseye rastlanmamış sadece ''ihtiyaçtan'' uğraşanlar olmuştur. Avustralya yerli halkı ile ciddi sorunlar çıkana kadarsa genelde bu ''gıda'' ya yönelik tarım işlerinde bu yerli halk kullanılmıştır.

    Yukarıda da belirttiğim gibi bu rüya avcılarının çoğu koştukları rüyanın peşinde yok olup gitmiş. Ne tarihe geçmiş ne de Avustralya' ya bir hizmetleri olmuştur. Her zaman ki gibi pek azı aradığına yani''rüyasına'' ve hatta çok daha fazlasına kavuşmuş inanılmaz varlıklar elde etmiştir, tıpkı Charles Rasp ve arkadaşları gibi...

    Charles Rasp güç bela binbir güçlükle hayatını kazanan bir Alman göçmenidir. Küçük bir madenci köyü olan Silvirton yakınlarında çift tamircisi olarak hayatını kazanmakta ama hayallerinden asla vaz geçmemektedir. 1883'ten beri elindeki maden arama rehberi ve çeşitli haritalarla arkadaşlarıyla maden arar durur bir haldeyken 1884 te biraz sezgi biraz şans ile ''hayalleri gerçeğe'' dönüşüverir. Zamanın en büyük gümüş-kurşun-çinko yatağını bulmuştur artık... Başta kendisi olmak üzere arkadaşlarıda bu işten büyük paralar kazanarak inanılmaz servetler elde ettiler.... Rasp karşısına çıkan bu şans ile arkadaşlarıyla birlikte 1885 te Broken Hill Proprietry ( BHP) şirketini kurdu aslında maden sayesinde Broken Hill bir anda yerleşim yeri oldu demek daha doğru olur. Nitekim ufacık kasaba 1887 de belediye 1907 dede il oldu....

    Charles Rasp ve arkadaşları tarafından kurulan bu küçük maden şirketi , yüzyılın sonunda halka açık büyük bir şirket haline, 1915 yılında savaşta en çok ihtiyaç duyulan demir çelik tedarikçiliğine yükselerek Avustralya askeri-sınai endüstrisinin önde gelen lokomotiflerinden oldu , 2001 yılında ise ( Ne Hikmetse !!) U.K Billiton şirketi ile birleşerek BHP Billiton Ltd. olarak bir dünya devi şirket haline dönüştü. Tabiiki Rasp bu günleri göremedi ama onun kurduğu küçücük maden şirketi bugün bir dünya devi olmuştu...

  9. #8
    Kayıt Tarihi
    Mar 2004
    Nerede
    istanbul, kadiköy, Türkiye.
    İletiler
    5.539
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Çanakkale'ye Tersten Bir Bakış

    İşte bu şirket daha sadece BHP iken 1914 lerde çok ciddi bir sorunla karşılaştı. Sorun 1912 den beri yaklaşmakta olan dünya savaşının ''ayak seslerinden'' kaynaklanıyordu. Resmen İngiltere'ye bağlı olan Avustralya nın BHP şirketi kutuplaşan dünyada tarafsız ülkelerde ki aracılar aracılığı ile ''düşmana'' ham madde satıyordu... Yani İngiltere'nin baş düşmanı Almanya'ya... ve 1914 yılının ikinci yarısında bir köstebek yüzünden hükmetçe yakalanıp ciddi bir şekilde soruşturma geçiriyordu...

    İşte bu soruşturmadan dolayı sarsılan BHP genel müdürü G.D. Delpart toplantı üstüne toplantı yapıyor bu bir kaç çıkmazdan nasıl kurtulacağının hesaplarını yapıyordu. En azından çift taraflı bir çıkmazdı içinde bulundukları durum. Çünkü ''hammadde'' alıcısı Almanya idi; Almanya düşman!!dı, aracılı bile mal satamıyordu, Avustralya'nın ham madde ihtiyacı yoktu hemde ispiyonlanmışlardı ...yetmezmiş gibi savaş ekonomisinin ağır koşulları işlemeye başlamıştı.

    Delpart Melbourne'deki ofisinde BHP yönetim kurulu başkanı R.W. Knox la bir görüşme yapıyordu konu tabiiki bu açmazlar ve mali sıkıntıydı. Ortak olarak vardıkları kanı muhtemelen şuydu...

    '' Geşecek bizim için madencilikte değildir. Gelecek öncelikle askeriye için demir çelik işi yapmakta. Gümüşten çeliğe madencilikten sınai üretime geçmek birincil önceliğimiz olmalı...''

    Ancak önlerinde ki hukuki açmaz vede sendikaların aşırı bağımsızlığı ve denetim altına alamamaları önlerine ayrı bir engel olarak çıkıyordu. Savaş koşulları piyasaları daraltmış, işsizlik inanılmaz artmıştı. Üstelik ''sendikalar'' ülke her ne kadar Birleşik krallığa da bağlı olsa da tam anlamıyla '' ele avuca sığmaz sosyalistlerin '' elindeydi.... İşbaşında da İşçi Partisi hükümeti!!!

    İşte tam bu noktada Delpart Knox'a bir Kanada gazetesi verdi. Knox gazeteye göz attı öne çıkan haber ''Kanada Savunma Bakanına yönelik bir suikast hazırlığında oldukları iddia edilen üç ''Türk'ün'' yakalanma '' haberiydi. Delpart Knox'un haberi okuyup bitirmesinden sonra '' Ne ilginç Türklerin bu tip terörist failiyetleri savaş karşıtı olanlara karşı hükümetin elini güçlendiriyor'' dediğini ve eklediğini varsayıyoruz '' Bizim ülkemizde de Fisher (Başbakan) ve İşçi partisi Hükümetinin başı savaş karşıtlarıyla dertte...bu konuda çalışsak...''

    Delpart Knox u uğurladıktan sonra ülkenin Başsavcısı ve başbakan yardımcısı W.M. Hughes 'ten randevu talep etti. sorunlara (!) çözüm bulmalıydı. Beklenen randevu bir hafta sonrasına verildi. ...Oldukça sıcak bir Kasım sonuydu... Yaz kendisini erken hissettirmeye başlamıştı. Randevu 1914 Aralık ayının ilk haftasıydı...

  10. #9
    Kayıt Tarihi
    Oct 2008
    İletiler
    406
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Çanakkale'ye Tersten Bir Bakış

    Alıntı commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı İletiyi Göster
    İşte bu şirket daha sadece BHP iken 1914 lerde çok ciddi bir sorunla karşılaştı. Sorun 1912 den beri yaklaşmakta olan dünya savaşının ''ayak seslerinden'' kaynaklanıyordu. Resmen İngiltere'ye bağlı olan Avustralya nın BHP şirketi kutuplaşan dünyada tarafsız ülkelerde ki aracılar aracılığı ile ''düşmana'' ham madde satıyordu... Yani İngiltere'nin baş düşmanı Almanya'ya... ve 1914 yılının ikinci yarısında bir köstebek yüzünden hükmetçe yakalanıp ciddi bir şekilde soruşturma geçiriyordu...

    İşte bu soruşturmadan dolayı sarsılan BHP genel müdürü G.D. Delpart toplantı üstüne toplantı yapıyor bu bir kaç çıkmazdan nasıl kurtulacağının hesaplarını yapıyordu. En azından çift taraflı bir çıkmazdı içinde bulundukları durum. Çünkü ''hammadde'' alıcısı Almanya idi; Almanya düşman!!dı, aracılı bile mal satamıyordu, Avustralya'nın ham madde ihtiyacı yoktu hemde ispiyonlanmışlardı ...yetmezmiş gibi savaş ekonomisinin ağır koşulları işlemeye başlamıştı.

    Delpart Melbourne'deki ofisinde BHP yönetim kurulu başkanı R.W. Knox la bir görüşme yapıyordu konu tabiiki bu açmazlar ve mali sıkıntıydı. Ortak olarak vardıkları kanı muhtemelen şuydu...

    '' Geşecek bizim için madencilikte değildir. Gelecek öncelikle askeriye için demir çelik işi yapmakta. Gümüşten çeliğe madencilikten sınai üretime geçmek birincil önceliğimiz olmalı...''

    Ancak önlerinde ki hukuki açmaz vede sendikaların aşırı bağımsızlığı ve denetim altına alamamaları önlerine ayrı bir engel olarak çıkıyordu. Savaş koşulları piyasaları daraltmış, işsizlik inanılmaz artmıştı. Üstelik ''sendikalar'' ülke her ne kadar Birleşik krallığa da bağlı olsa da tam anlamıyla '' ele avuca sığmaz sosyalistlerin '' elindeydi.... İşbaşında da İşçi Partisi hükümeti!!!

    İşte tam bu noktada Delpart Knox'a bir Kanada gazetesi verdi. Knox gazeteye göz attı öne çıkan haber ''Kanada Savunma Bakanına yönelik bir suikast hazırlığında oldukları iddia edilen üç ''Türk'ün'' yakalanma '' haberiydi. Delpart Knox'un haberi okuyup bitirmesinden sonra '' Ne ilginç Türklerin bu tip terörist failiyetleri savaş karşıtı olanlara karşı hükümetin elini güçlendiriyor'' dediğini ve eklediğini varsayıyoruz '' Bizim ülkemizde de Fisher (Başbakan) ve İşçi partisi Hükümetinin başı savaş karşıtlarıyla dertte...bu konuda çalışsak...''

    Delpart Knox u uğurladıktan sonra ülkenin Başsavcısı ve başbakan yardımcısı W.M. Hughes 'ten randevu talep etti. sorunlara (!) çözüm bulmalıydı. Beklenen randevu bir hafta sonrasına verildi. ...Oldukça sıcak bir Kasım sonuydu... Yaz kendisini erken hissettirmeye başlamıştı. Randevu 1914 Aralık ayının ilk haftasıydı...
    sevgili commodore1

    yazın nefis bir tarih diyelektiği olmuş.
    çoğu kez biz anadoludan çanakkaleye gideriz.
    hiç avusturalyadan çanakkalaye gelmek aklımıza gelmez.
    doğrusunu söylemek gerekirse benim arasıra geliyordu.
    mesela askerlik anılarımın içinde vardır. hep savunma yaparak savaşması öğretiliyor bir saldırı yapacak olsak başarı şansımızın .çok olmadığı gibi bir düşüncem vardı neden bilmem.
    hep bizim mağduriyetler sonrası savaşabileceğimiz öğretilmiş olacakki.
    kore gazilerini dinlerken(yakınlarımdan biri kore gazisidir) kesinlikle zaferlerini içselleştiremezdim.
    hep amcama sonunda yaaw amca tamamda ne işiniz vardı sizin taaa oralarda diye çıkışırdım.
    amcam:
    önce kızar sonra anlatmaya çalışır bir iki kem kümden sonra
    ne bileyen oğul devletin işine akıl sırmı eriyor ki !(derdi)


    ben biraz yüklenince kahramanlık hikayeleri ölüm olmadan yada istemeden öldürmelerle devam ederdi.

    yani şunu anlardım.
    ne kadar askerde olsa haksız bir yerde haksız ölümlerle egosu ne kadar yücelirse yücelsin
    vijdanı razı olamıyordu....

    şimdi. düşünüyorum.
    bu bilinçle hiç bilmediğim topraklara götürseler ve orda önemli bir mağduriyet olmadan öldürmeye kasıt edebilirmiydim.?

    eminim bunu yapamazdım.
    ve düşman (tabi nekadar düşman denir) kesinlikle benden önce davranıp beni temizlerdi.

    kısaca beni tanımadığım yerlerde hiçbir hukukum olmayan hiç tanımadığım insanlara öldürmeye motive edebilecek ne olabilir...

    eminim bizim asker cumhuriyet kurulduktan sonra talihsiz kore savaşı dışında böyle bir noktaya gelmemiştir.
    gelmemesinin sebebini araştırırsak
    çanakkale ve kurtuluş savaşlarındaki büyük haksızlığa uğramış olmamızın büyük rolü vardır..

    ama şimdi ABD (korede yaptığı gibi) afganistana vurucu timler istiyor
    uzunca bir süredir bizim asker haklı olarak direniyordu.
    eyer ikna olur giderse sizi bilmem ama gerçekten bende büyük bir hayal kırıklığı yaratacak.

    yeni zellandalılara gelince:
    onların anlattıklan hikayelerden aslında gerçek bir savaşa gelmediklerini anlıyoruz.
    kendim bizzat çanakkalede birkaç yeni zellandalı turistle konuşunca anlıyorum ki .
    ingilizler enikonu doldurmuşlar adamları
    hatta onlara egzotik bir tatile çıkacaklarını bir iki ufak direniş olsa bile kolayca istanbula girebileceklerini söylemişler.

    çoğunun tatile çıkar gibi geldiklerini anlatırlar.
    bence bu doğru gibi.

    adamlar gerçek savaş olduğunu öğreninceye kadar savaşın yarısını kaybetmişler.
    yani diyeceğim
    nefret varmıdır bilmem ama
    atatürkün o ünlü söylevinden sonra sağ kalan biçok asker pişman olmuş geldiklerine.

    '' meşru müdafa dışında kalan her türlü savaş cinayettir.''


    ayazoglum

  11. #10
    Kayıt Tarihi
    Mar 2004
    Nerede
    istanbul, kadiköy, Türkiye.
    İletiler
    5.539
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Çanakkale'ye Tersten Bir Bakış

    Kasım'dan Aralık'a dönecek olan günlerde başkent Melbourne'da Avustralya Başbakanı Andrew Fisfer sıkıntılıydı. ( Andrew Fisher 1862-1928 yılları arasında yaşamış ve 1908 den 1915 e kadar başbakanlık yapmıştır. Ancak bazı kaynaklar 1913 ün sonbaharında savaş durumuna geçildiğinden bizzat Büyük Britanya'nın vali atadığını söyler ve 1913 te görev süresini sonlandırır ki bu doğru değildir. Öykümüzün sonunda başbakan olan kişiye kadar Başbakanlık görevini sürdürmüştür.) 1914 Ağustos'unda ki başkanlık seçiminden de üstün bir başarı ile çıkmıştı. Avrupa'da ki Britanya imparatorluğu (Krallığı'na) düşmanlarına karşı savaşta/barışta yeterli gönüllü asker toplayacağına inancı tamdı. Ama işler umduğu gibi gitmiyordu...

    Britanya'nın Avustralya'dan olası bir savaş için ; ki şimdi çıkmıştı bu savaş; istediği asker kotası 150 bindi. Buna bir de ekonomik yardım eklenecekti. Fisher ekonomik yardım da sıkıntıya düşmemiş ancak asker konusunda ciddi bir rahatsızlığa yakalanmıştı işin kötüsü nasıl aşacağınıda tam olarak bilemiyordu. Londra'dan Savaş bakanı Lord Kitchener'den ve özellikle Winston Chirchill'den aldığı mesajlar rahatsız edici daha ötesinde üzücüydü...

    Kendisinden kaynaklanan bir nedenden dolayı değildi aslında bu rahatsızlık çünkü Avustralya da ''zorunlu askerlik'' kanunu yoktu dolayısıylada asker yoktu! Ülke Britanya Krallığı'na bağlı dahi olsa ne hikmetse sendikalar ''solcu'' doluydu ve hemen hemen hepsi savaşa kayıtsız kalıyorlar ve savaş karşıtı söylemler geliştiriyorlardı. Ülkede savaş şartlarının peşi sıra gelen ''parasızlık'' ve ''işsizlik'' artmış ama orduya yazılan ''günüllü'' artmamıştı. Gençler aylak aylak dolaşıyor ancak ''gönüllü'' yazılmıyordu. Daha açık bir ifade ile Avustralya gençleri '' Aslan Britanya , Kaplan Britanya büyüksün Britanya'' diyor ancak hiç biri binlerce KM ötedeki kendilerini hiç ilgilendirmeyen savaşa çok iyi ''maaşa'' rağmen gönüllü olmuyordu. İşte bu zorunlu askerlik kanunu olmamasından doğan ''askersizlik'' ; ''Hangi vatan ve amaç uğruna savaşacağını bilmeyen'' gençlerle aşılamıyor ve başbakanın canı sıkıldıkça sıkılıyor başı ağrıyordu... Londra'nın beklediği yada umduğu gönüllü sayısına göre oran çok ama çok azdı . Büyük Britanya Krallığı Avustralya'ya ''zorunlu askerlik '' için bastırdıkça bastırıyor ama başarılı olamıyordu....

    Bu dert yetmezmiş gibi birde '' ülkesinden-düşmana'' hammadde satan bazı şirketlerin olduğu ve bunlardan ispatlı olan BHP nin çok ciddi baş ağrıtacağını çok iyi biliyor önlem almaya çalışıyordu. İşte bu sıkıntılı ruh hali içerisinde Başbakan Fisher Başbakan yardımcısı ve ülkenin Başsavcısı W.M.Hughes'u çağırıyordu... Amma bilmediği çok önemli bir şeyler vardı.... Öğrenemeyecek ve çok geç olacak bir şeyler...

+ Konuyu Yanıtla
1 / 2 Sayfa 12 SonSon

Bu sayfada bulunan kavramlar:

Benzer Konular :

  1. Can Yücel - Tersten Yaşamak
    Can Yücel' den Yaşamın en tatsız tarafı sona eriş seklidir.. Şüphesiz ki yaşamı tersten yasamak daha güzel, Hatta mükemmel olurdu. Nasıl mi...
    Yazan: Erdoğan Kırcalı Forum: Kültür - Sanat - Edebiyat
    Yanıt: 13
    Son İleti: 12-08-2012, 20:53:58
  2. Çanakkale Baro Başkanı Av. Tülay ÖMERCİOĞLU - Çanakkale Barosu
    KAMUNUN GÜNDEMİNE SIKINTI VEREN, UNUTULAN, SÜMEN ALTI EDİLEN sorunları dile getiren, bunlara karşı çıkan hükümetlerin, muhalefetin, büyük şirketlerin...
    Yazan: Hukuk Habercisi Forum: Barolar
    Yanıt: 0
    Son İleti: 06-04-2011, 22:20:05
  3. ÇANAKKALE BARO BAŞKANI AV.TÜLAY ÖMERCİOĞLU - Çanakkale Barosu
        BASIN AÇIKLAMASI Hizbullah olayları, halen o günleri izleyenlerin beyninde kazınık şekilde yer etmiş olup, Yargılamalarının tamamlanamamasından...
    Yazan: Hukuk Habercisi Forum: Barolar
    Yanıt: 0
    Son İleti: 10-01-2011, 13:20:05
  4. ÇANAKKALE BARO BAŞKANI AV. TÜLAY ÖMERCİOĞLUNUN 21.06.2010 TARİHLİ BASIN AÇIKLAMASI - Çanakkale Barosu
    Son zamanlarda artan terör olayları 19.06.2010 tarihinde baskın neticesinde şehitlerimiz gönlümüzü kan ağlatmış olup, bizleri derinden etkilemiştir....
    Yazan: Hukuk Habercisi Forum: Barolar
    Yanıt: 0
    Son İleti: 02-10-2010, 01:40:07
  5. Hayatı tersten yaşamak
    Öncelikle sitenin en işzizi benim sanırım her bir yer benim nickim doldu , yahu biraz yazın... TERSTEN YASAMAK Yasamin en tatsiz tarafi sona...
    Yazan: commodore1tr Forum: Yaşam - Sohbet - Forum Oyunları
    Yanıt: 0
    Son İleti: 23-03-2004, 11:39:43

Yetkileriniz

  • Yeni konu açma yetkiniz yok
  • Konuya cevap verme yetkiniz yok
  • Dosya ekleme yetkisi yok
  • İleti düzenleme yetkisi yok
  •  


2022 tarihli Hukuk Blog |  Arabulucu |  Hukuk Kitapları |  Alman Hukuku |  Özel Güvenlik AŞ. |  İş İlanları |  Ankahukuk |  Psikolog |  Site Ekleme |  Sihirli Kadın |  Sağlık |  Satılık Düşecek Domainler |  Bayefendi |  Afternic Alanadı satış (Domain alımı) | 

™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨‍💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.