Mehmet SÜMER, SİVİL ANAYASA OLAĞANDIŞILIĞIN TÜREVİ OLMAK ZORUNDA DEĞİLDİR.

Hedeflenen fen veya sosyal bilimlere dayalı bir prosesin üretilmesi, mutlaka sürecin başında ön çalışmalarını üstlenecek, ileriki çalışmalara veri tabanı oluşturacak dokümanın sağlanması için ön çalışma grubu veya grupları ihdas etmek şeklinde olması isabetlidir. Bu uygulama konuyla ilgili başarıya varma açısından zam zemin, kaynak ve tutarlılığı kaybetmemek için önem taşımaktadır. Düzenlenecek ve millet tarafından kabul edilecek anayasanın fizıbıl olabilmesi için teknik ön çalışmaların olması kaçınılmazdır. Yasalar isabetsiz çıkarıldığında anayasalar tarafından uygunsuzluk tezine tabi tutulduğu gibi, Anayasanın birey ve toplum ihtiyaçlarını karşılamaya dönük tutarlılık kompozisyonu mutlaka milletin onayından geçecektir (milletin kendisi veya millet adına tasarruf yetkisi bulunan meclis).
ANAYASALAR, SÜNİ DURUMDAN VAZİFE ÇIKARANLARIN İNSİYATİFİNDE VE ESERİ OLMAK ZORUNDA MIDIR? SİLKİNMEKSE, MİLLET ÖNGÖRÜSÜ GEREĞİSİLKİNMELİDİR. YENİ BİR BAŞLANGICIN GEREĞİ TOPLUMSAL VİZYONUN TÜREVİ OLMALIDIR.
Düzenleyen olağanüstülük, düzenlenen milletin geleceği olmamalıdır. Zorlayıcı konjonktürlerin sonucu oluşturulan anayasa metinleri, milletin ihtiyaçlarından çok konjonktürü oluşturan azınlığın işine yaramaktan öteye gitmemektedir.
Milletin ve evrensel doğruların referans olduğu normlar hiçe sayılıp, kendi oluşturdukları referanslar millete kalıcı çare olmaktan uzaktır. BAZI İŞGÜZAR ODAKLARIN SAPLANTI EZBERLERİNİ, AKILCI VE METİN DAVRANIŞORTAYA KOYARAK BOZMAK GEREKİR.
Son zamanlarda belli çevrelerin gündeme getirdiği " KURUCU MECLİS" kavramı, millete rağmen, kendini milletin hamisi görmek ve yukardan bakma alışkanlığının eseridir. Söz konusu fikirler için kurulmamışlık fotoğrafı ve kuruculuk ihtiyacı milletimizin ihtiyaçlarıyla örtüşmemesi ilgi çekici ve memnuniyet vericidir.
Ülkemizin her bakımdan başarıyı yakalamış konumda olması, yüksek refah düzeyini temin edebilecek,
ekonomik, sosyal, kültürel, ahlaki stabilizasyonun sağlanması ihtiyacı, olağanüstülük zihniyetinin kuruculuk ihtiyacı ile çatışmaktadır.
Toplumsal hayatın doğal, meşru insan olmaktan ileri gelen istek ve ihtiyaçlarının önüne, eksantrik, sivri, terbiyeci fantezileri olan odaklar geçmemelidir.
Malum düzenleyiciler, eyer kendileri adına aynı çizgiyi takip edecek istedikleri kurucu meclis dışında, bir kadro olsa, kurucu meclis gündeme gelmez. BİZİM İŞİMİZE GELİRSE OLSUN, BİZİM İŞİMİZE GELMEZSEMİLLETİN İŞİNEDE GELSE OLMASIN, Zihniyeti haksız, yersiz bilimsellikten uzak düşüncedir. Böyle bir meramın tahakkuku mümkün olmamalıdır.
MİLLET VE ÜLKE ADINA UZUN SOLUKLU İHTİYAÇLARIMIZI KARŞILAYACAK BİR ANAYASANIN
HAYIRLI OLMASINI UMUYOR VE TEMENNİ EDİYORUM..

Mehmet SÜMER