+ Konuyu Yanıtla
3 / 3 Sayfa İlkİlk 123
21 den 22´e kadar toplam 22 ileti bulundu.

Konu: Geçti Bor'un pazarı

Geçti Bor'un pazarı Hızlandırılmış Mobil Sayfa Sürümü (AMP)
  1. #21
    Kayıt Tarihi
    Nov 2008
    İletiler
    251
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı 3 senenin bütün ürünü satıldı

    3 senenin bütün ürünü satıldı

    Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Eti Maden İşletmelerine ait fabrikalarda önümüzdeki 3 yıl boyunca üretilecek bor ürünlerinin tamamının satıldığını belirtirken, “Önümüzdeki 3 senenin bütün ürünü satıldı” dedi.

    Bakan Yıldız, bor meselesine dışarıdan bakıldığı zaman Türkiye'nin durumunu çok enteresan bir noktada gördüğünü belirterek, “Bir taraf Türkiye'nin tüm borçlarını ödeyecek bor madenimizin olduğunu söyleyerek meseleyi abartıyor, bir taraf da önemsizleştirme noktasında duruyor. Biz ise terazinin tam orta noktasında, yani mutedil olma çizgisinde duruyoruz. Bor bir potansiyeldir, fakat asla hemen yarın kullanacağınız bir nakit para da değildir” diye konuştu.
    Bazı çevrelerin söylemlerinin tersine bor madeninin bir kilogramının bile hammadde olarak satılmadığını da vurgulayan Yıldız, şöyle konuştu:

    Petrol ve bakır gibi değil
    “Bunlar yanlış bilinen konulardır. Ham maddeden kasıt şudur; bor hiçbir ticarette, hiçbir üretimde başrolde değildir. Yani hammaddesi bor kimyasalı olan, bor cevheri olan dünyada hiçbir malzeme yoktur. Bor her zaman bir katkı maddesidir. Bor kimyasalı hiçbir zaman tek başına bir şey ifade etmez. Bu bir petrol değildir, bir bakır değildir, bir kömür değildir, bir altın değildir. Yani olmazsa olmaz bir şey değildir. Bir üründe ya yüzde, ya binde, ya milyonda mertebesinde katkısı olur. Bor kimyasalı genelde 4 sektöre satılır. Bunlar arasında deterjan sektöründe hemen hemen satış kalmadı. Burada bor kullanımının artırılması bizim ticari, teknik ve Ar-Ge marifetlerimize bağlıdır. Pazarın büyütülmesi için yeni kullanım alanları bulmak esastır.”

    Satacak ürün kalmadı

    Bakan Yıldız, bakanlığına bağlı Eti Maden İşletmeleri'nin ürettiği ürünün yüzde 97'inin ihraç edildiğini ve şirketin hiç ithalatı bulunmadığını belirterek, “Yerli hammadde bor kimyasalına dönüştürülüyor ve satılıyor. Meşhur cari açığın aleyhine çalışan bir kurum” diye konuştu.

    Bakan Yıldız, Eti Maden'in Türkiye'nin en fazla kar eden kuruluşlar listesinde bulunduğunu ve bu yılın ilk 9 ayında yaptığı 576 milyon lira kar ile, geçen senenin 440 milyon lira kar oranını şimdiden geçtiğini söyledi. Ak Parti iktidarından önce, 2002 yılında 230 milyon lira olan karın bu yıl sonunda 800 milyon lira olacağını beklediklerini ifade etti.

    Şirketin dünyanın 84 ülkesinde 2 bine yakın müşterisi bulunduğunu anlatan Yıldız, “Dünya bor pazarında 2005 yılından bu yana lideriz. Dünyanın her tarafına ürün satıyoruz. Son 7-8 yıldır kapasitemizi neredeyse 5 kat artırdık, buna rağmen yok satıyoruz” dedi. Yıldız, bor işletmelerinde önümüzdeki 3 yılın tüm malının satıldığını belirterek, “En az 3 sene satacak ürün yok” dedi.

    2000'lerin başında yüzde 60 seviyelerinde olan Eti Maden İşletmelerine ait tesislerin kapasite kullanımının bugün yüzde 100 seviyelerine çıkarıldığını anlatan Enerji Bakanı, bor kimyasalları ve eşdeğer ürün üretiminin 2002 yılında 436 bin ton iken, bu yıl bunun 4 kattan fazla artışla 1,9 milyon tona çıkmasını beklediklerini söyledi.

    2023 hedefi 5.5 milyon ton
    Bakan Yıldız, 2015 yılında bor kimyasalları ve eşdeğeri ürün kapasitesinin 3,4 milyon tona, 2023 yılında ise 5,5 milyon tona çıkmayı hedeflediklerini bildirdi.
    Yıldız, şu anda dünyada 2 milyar dolar bor pazarı bulunduğunu ve pazarın yüzde 47'sinin Türkiye'ye ait olduğunu söyledi. İhracatta en önemli pazarın Çin olduğunu da belirten Yıldız, Türkiye'nin Çin'e yaptığı toplam ihracatın yüzde 40'ının tek başına bor olduğunu söyledi.

    Bu sene 500 bin tonluk penta fabrikası için ilk ihalenin yapıldığını, ikinci ihalenin ise bu ayın içerisinde yapılacağını ifade eden Bakan Yıldız, “Gelecek sene de 500 bin tonluk daha borik asit fabrikası ihalesi yapılacak. Dolayısıyla 2014'te kapasitemiz 1 milyon ton artmış olacak, yani 2 milyon ton olan kapasitemiz 3 milyon tona çıkacak” diye konuştu.

    Türkiye'nin bor rezervi
    Dünyada bor rezervi ile tüketimi arasında çok büyük bir orantısızlık olduğunu kaydeden Enerji Bakanı, dünyada 4 milyar ton bor rezervi bulunduğunu, fakat yıllık tüketimin 4 milyon ton düzeyinde bulunduğunu söyledi.

    Türkiye'nin 1 milyar 679 milyon 408 bin 624 tonu Emet'te, 741 milyon 408 bin 624 tonu Kırka'da, 618 milyon 903 bin 710 tonu Bigadiç'te, 5 milyon 850 bin 228 tonu Kestelek'te olmak üzere toplam 3 milyar 43 milyon 751 bin 86 ton bor rezervi bulunuyor.

    2010 itibariyle dünyada bor tüketimine bakıldığı zaman, borun yüzde 45'i cam elyaf sektöründe, yüzde 10'u seramik sektöründe, yüzde 9'u borosilikat cam sektöründe, yüzde 5'i tarım, yüzde 4'ü deterjan, yüzde 2'si ferro bor sektöründe kullanıldı. Cam elyaf sektöründe bor tüketimi Çin ve ABD'de yoğunlaşmış durumda.
    http://haber.gazetevatan.com/yildiz-...9856/2/Ekonomi



    Hukuki NET Güncel Haber

    Geçti Bor'un pazarı konulu yargıtay kararı ara
    Geçti Bor'un pazarı konulu hukuk haber

  2. # Nedir?
    Tavsiye Soru Cevap
    Kayıt Tarihi
    Bugün
    İletiler
    Ne kadar?
     
  3. #22
    Kayıt Tarihi
    Apr 2007
    Nerede
    içanadolu
    İletiler
    366
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Geçti Bor'un pazarı

    Maden Mühendisi Ümit Ragıp ÜNCÜ

    “Borların ‘AKP Usulü’ Özelleştirilmesine Karşı Çıkacağız!”
    USİAD Bildiren Haber Merkezi Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nca hazırlanan ve Bakanlar Kurulu tarafından imzalanarak 5 Mart 2012 tarihinde Başbakanlığa iletilen “Bor Tuzları,Trona ve Asfaltit madenleri ile Nükleer Enerji Hammaddeleri*nin işletilmesini, Linyit ve Demir Sahalarının Bazılarının İadesini Düzenleyen Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” 20 Mart 2012 tarihinde Meclis Başkanlığı’na gönderildi. Bor yasa tasarısının gerekçe* sinde ayrıca, 2840 sayılı kanun*daki “devlet eliyle işletme” kav*ramının tartışmalı hale geldiği,fark*ı görüşlerin ortaya çıktığı, bu nedenlerle bu madenlerden beklenen gelirin sağlanmadığı savunuluyor.
    Bu çerçevede biz de konuyu Bor, toryum ve uranyum madenlerinin hizmet alımı yöntemiyle özel sektöre devri, madenlerin
    yüksek stratejik önem ve değeri dikkate alındığında, ne gibi sonuçlar doğurur?
    Toryum ve Uranyum Nükleer hammaddeleridir. Bu madenleri eğer bir nükleer politikanız ve bir nükleer tesisiniz var ise işletmek durumundasınız, yoksa bir takım gelişmiş ülkelerin nükleer hammadde ihtiyaçlarını karşılamak için değil. Bu gün Ülkemiz de iyi hesaplanmamış, acele alınan giz*i saklı kararlar ile bir nükleer enerji tesisi yatırımı söz konusudur. Bu santralin teknolojisi,nükleer yakıt cinsi vs. gereksinim*leri neye göre karar alınmıştır.
    Bir ülke size anahtar teslimi bir nükleer tesisi kuracak ve siz bu tesis ile ilgili kararlarda söz sahibi olmayacaksınız ve bu ülke size elindeki bir denenmişliği tartışılan bir paket nükleer enerji tesisi kuracak. Şimdi bilgi internet ortamında
    göreceli olarak daha ulaşılabilir bir yapıdadır. Bir kısım ülkelerin ve bir kısım bilim insanlarının, uranyum yakıtlı nükleer santrallerin kaza riski, atık yakıtı depolama sorunu plütonyumca zengin atığın atom bombası yapılabilme sürecini
    doğrudan içerdiği gibi hususların günümüzün ve geleceğin en büyük tehditleri olduğundan bahisle yeni ve daha tehlikesiz, riski daha da azaltılmış bir takım nükleer tesis çalışmaları yaptığı bilinmektedir.
    Bu çalışmaların en önemlilerinden biri toryum bazlı santraller bir diğeri ise bor ve uranyum atomlarının farklı çarpıştırma metotları ile nükleer tehlikesi azaltılmış sant*rallerdir. Bu çeşit santrallerin 2030-2040 yıllarından itibaren devreye alınması çalışmalarının sürdürüldüğü gözlenmektedir.
    Bor madeninin enerji alanında bir takım uygulamalarının da başladığı bilinen bir gerçektir.
    Nedir bunlar; örneğin araç yakıtı olarak alternatif yakıt teknolojisi çalışmaları, enerji depolaması açısından bor içerikli piller ve
    bataryalar, bor izotopu kullanan Tokamak türü santraller, belki de gelecekte bor elementinden enerji santralleri kurulması bile gündeme gelecektir. Bugün bor hidrit yakıt pilleri yapılıyor, bor temelli bataryalar artık cep telefonları, dizüstü bilgisayarlar gibi ileri teknoloji ürünlerinde kullanılmaya başlıyor.
    Bor Motorları Elementer boru saf oksijenle yakıyor, elementer bor yakıldıktan sonra atığı ayrı bir haznede tutuluyor çünkü birik yarına koruyup kollamak da bizim neslimizin görevidir.
    Bor, toryum ve uranyum ma*denlerinin hizmet alımı yöntemiyle özel sektöre devri, madenlerin yüksek stratejik önem ve değeri dikkate alındığında, ne gibi sonuçlar doğurur? sorusunun karşılığı şu* dur; “Gelecek nesillerin sahibi ola*cağı tam bağımsız bir ülke olmak yerine her şeyi ile emperyal emel*lerine bağlandığınız kapitalist*lerin düzenine ayak uyduran her yönüyle tam bağımlı bir ülke olursunuz.”
    en atık B2O3 yani bor. Bugün teknolojide geldiğimiz nokta da cep telefonları ile görüşme yapma dışında, uzay yolu filmlerin*
    deki gibi bilgisayarlara bağlanıp her türlü işlemi gerçekleştirip film seyredebiliyoruz, GPS olarak kullanabiliyoruz vs. bir Blu-ray DVD ye ise neredeyse milli kütüphaneyisığdıracak hale geldik. Bu olanları 50 yıl evvel söyleyebilseydiniz kimse size inanmazdı deliye bak derlerdi. Olsun bize yine deliye bak desinler, 40-50 yıl sonra Borların dünyanın en önemli
    ener*i hammaddesi olmayacağını kim öne sürebilir. Hali hazırda ülkemizin araştırılan rezervleri dünyaya 500 yıl yetiyor, bu yüzyılın başında keşfedilen petrolün ömrü önümüzdeki yüzyıla yetmeyeceği artık gün gibi aşikâr o halde yeni enerji kaynaklarından biri de ne* den Bor olmasın?
    “BU DEVİR GELECEĞİMİZİ ULUSLARASI ŞEBEKELERE TESLİMİN ÖN ÇABASIDIR”
    Şimdi bütün bu yukarıda özet*le anlatmaya çalıştığımız hususlara baktığınızda bor, toryum ve uranyum madenlerinin hizmet
    alımı yöntemiyle özel sektöre devri geleceğinizi tamamen uluslararası şebekelere teslim etmenizin öncü çalışmalarından
    başka bir şey değildir. Gelecekteki enerji planlamaları ülkelerin bağımsızlıklarına korumakla birebir eşdeğerdir, gerçi petrol
    kaynaklarına sahip göreceli de olsa bazı bağımsız ülkeler özgürleştirme adı altında saldırılara uğramış ve kaynaklarının kontrolleri tamamen emperyal amaçlı saldıran ülkelerin kontrolüne alınarak ele geçirilmiştir. Eğer bir gün gelecekte ki görünen odur (hidrokarbon kökenli kullandığımız enerji kaynaklarının ömrü çok azalmıştır) hidro karbon kökenli enerji yeri*ni alternatif enerji sistemlerine ve kaynaklarına bırakacaksa,toryum ve bor en önemli alternatif kaynak olma özelliklerinden dolayı başat rolünde olacaklardır.
    Siz bu kaynakları geleceği planlamadan, gelecek hesabınızı yapmadan, bilime, mühendisliğe, bilim insanına ve mühendise kulak vermez iseniz, günü kurtarmak amacı ile şu veya bu şekilde üretelim derseniz, geleceğinizi ipotek altına alırsınız, bağımsızlığınıza set çekersiniz. Maden Mühendisleri Odasının 50 aşkın bir süredir söylediği bir söylem vardır “Doğal
    Kaynakların Gerçek Sahibi Halk*tır” diye. Gelecek Nesillerin Mira*sını bugünden mirasyedi gibi bitirmenizi gerektiren zaruri bir durum söz konusu değildir, o halde torunlarımızın mirasını bugünden “Devlet eliyle işletme” kavra*mının bugüne kadar uygulamada yol açtığı sorunlar oldu mu, varsa neler?
    2011’yılına geldiğimizde Türkiye dünya bor tüketiminin miktarca % 45’inden fazlasını karşılamaya başlamıştır. Pazar payında kısa süre içinde artış sağlanmıştır. Bu artışın nedeni hammadde üretimindeki artış değil rafine ve kimya* sal ürün üretimindeki artıştan kaynaklanmıştır.
    Bor madenleri birbirini ikame edebildiği için, Etibank’ın dünya piyasalarında etkili olması, ancak rakibi US Boraks gibi, tekel ko-
    numunda olması ile mümkün olabilirdi. Etibank bor üretiminde ve pazarlanmasında tekel olduktan sonra katma değeri yüksek bor türevlerini üretmeye yöneldi. Boraks dekahidrat, penta hidrat, borik asit, sodyum perborat, sodyum perborat monohidrat v.b ürünleri üretip ihraç etmeye başladı. Bunun yanında dünya bor piyasasını çok yakından izlemeye başladı. 1978 yılında toplam 83 milyon dolar olan bor ihracatımız, 2011 yılında 850 milyon dolara ulaştı. Tek elden pazarlamanın verdiği avantajla tonu 40-60 dolardan satılan ham bor bugün hemen hemen hiç satılmaz iken, rafine ve kimyasal ürünler ise 800 doları bulan fiyatlar ile satılmaktadır.

    Bugünkü adı Eti Maden olan bor işletmeleri’nin katma değer üretimini arttırmaya yönelik rafine ve kimyasal ürün yatırımları sonucu Türkiye % 100 ham cevher satan ülke konumundan % 90 rafine ve kimyasal ürün satan ülke konumuna geldi.

    Eti Maden bor işletmeleri bütün bunların sonucunda dünya bor pazarının % 40’ını kontrol eder hale geldi. Aracıları ortadan kaldırarak doğrudan tüketicinin kapısına mal ve ürün verebilecek kendi pazarlama ağına kavuştu. Özetle söylenecek olursa 1978 yılı öncesi,bu sektördeki yerli ve yabancı özel işletmeler fiyatlarda büyük indirimler yaparak birbirlerinin pazarını kapma yarışına girmişlerdir. Ancak çok kalitelilerinin çıkartılıp diğerlerinin yeraltında bırakıldığı, ciddi yatırım yapılmadan çevreye, doğaya, tarıma herhangi bir özen gösterilmeden yapılan iptidai denecek şekilde madencilik faaliyetleri yapılmış ve ülke büyük miktarda döviz kaybettiği gibi yer altı servetleri ucuz fiyat*larla yabancıların hizmetine sunulmuştur. Ülkemize 2011* yılında 875 milyon dolar kazandıran ve yakın gelecekte de milyar dolarları hedefine koyan Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğünce işletilen bor madenlerimizi ele geçirmek için geçmişte olduğu gibi, bugün de çeşitli senar*yolar düşünenler olabilir. Zaten bor madenciliğimizin 150 yıllık serüveni hep bu tip cinliklerle doludur.

    “150 YILDAN BU YANA SÜR*DÜRÜLEN CİNLİKLERİN VE HİNLİKLERİN SON AŞAMASI”
    Evet, bor madenlerini devlet eliyle işletmek çok çok büyük sorunlara yol açtı. Açtı da kime açtı,1978 öncesi, bor madenlerini
    işleten küçük sermayeli Türk aile madencilik şirketlerine açtı, İngiliz şirketine açtı. Çünkü bor ile ilgili ileri ürün yatırımlarını yaparsanız, bor üretimini ve pazarlamasını tek elde devlet elinde toplarsanız rezervlerinizin nasıl 600 milyon tonlardan 3,5 milyar tona geldiğini ve dünya bor rezervlerinin % 72’sininelinizde olduğunu, tonu 15-25 dolara satılan bor madeninin nasıl
    tonu 800 dolarları bulan rafine ve kimyasal ürünlere dönüştüklerini, fiili üretimdeki payınızın % 40’lara dayandığını ve toplam ihracat gelirinizin 70-80 milyon dolardan 850 milyon dolara geldiğini, size hiçbir zaman vermedikleri rafine ürün ve kimyasal ürün teknolojilerini, patent know-howlarını nasıl kendi bilim insanlarınız ve mühendisleri* niz ve işçileriniz ile yarattığınızı
    ortaya koymak İngiliz şirketinin ve onun yerli işbirlikçilerinin ülkeyi nasıl ucuza kapattıklarının ortaya çıkarılması ile halkın gözünün açılması sorununu açmıştır. Kapitalizm açısından “sömürdükleri halkın gözünün açılması” ve “sömürdükleri halkın madenleri* ne sahip çıkması” bu en büyük sorundur ve bu sorun kapitalizm açısından öyle ya da böyle çözülmesi gereken bir sorundur. Bu yüzden bugün TBMM gündemi* ne getirilen 2840 sayılı yasada küçük bir düzenleme yapmak ile başlatılması planlanan büyük oyuna “Bor” madenlerimiz ile ilgili 150 yıldan bu yana sürdürülen cinlikle* rin ve hinliklerin son aşamasıdır
    diyebiliriz.
    Türkiye kamu elindeki bor tuzlarını genellikle basit işlem*le hammadde düzeyinde değer*lendiriyor. Özel sektör bor, trona
    gibi madenlerde “yüksek katma değerli” üretim ve nitelikli ürün beklentisini karşılayabilir mi? Ne ölçüde?
    Eti Maden elindeki bor rezervlerini basit işlemlerle değil aksine kimyasal süreçler içeren pro*sesler ile nitelikli uç ürün üretme
    politikasını benimsemiş olarak her sene bir adım daha ileriye atarak ilerlemektedir. Doğaldır ki bu ilerlemeler kolay olmamaktadır. Ye*terli bilgi birikimine sahip olduğunuz halde istediğiniz makine, ekipman ve donanımı temin etmekte her zaman önünüze güçlükler çıkarılmaktadır. Bütün bu sorunlara rağmen Eti Maden bir devlet kuruluşu olarak çabalarını ve mü-
    cadelesini işçisi ile mühendisi ile sürdürmektedir.
    2840 sayılı kanunun 2. maddesinde değişiklik öngören kanun tasarısı 20 Mart 2012’de Bakanlar Kurulunca TBMM Başkanlığı’na sevk edildiği bilinmektedir. Ge*rekçesinde ayrıca, 2840 sayılı kanundaki “devlet eliyle işletme”kavramının tartışmalı hale geldiği,farklı görüşlerin ortaya çıktığı,bu nedenlerle bu madenlerden beklenen gelirin sağlanmadığı savunuluyor. Soru ile beraber bu gerekçeyi yukarıda ki hep değerlendirdik. Bugün 850 milyon dolar ihracatınız ve 875 milyon
    dolar (25 milyon dolar iç satış) top*lam satışınız var ise sorunun iç tüketimde olduğu açıktır. Türk Özel Sektörünü yurt içinde bor kullanan sanayileri kurmasının önünde bir problem mi vardır? Türk Özel Sektörü niye bor madenini kullanan yüksek katma değerli ileri teknolojik ürün yatırımlarını yapmıyor, yoksa birileri onlara da bu teknolojik yatırımların imkânını vermiyor,
    geçmişte Eti Maden İşletmeleri’ne yaptıkları gibi. “SOĞUMAYA BIRAKILAN PLAN YENİDEN DEVREDE”
    2020’li yıllarda bor piyasasında tek etkin kuruluşun Eti Maden olacağı bir gerçektir. Bu gerçek 1995’li yıllardan sonra gözükmeye zaten başlamıştı. Ülkemizdeki bor madenlerinin mineralojik yapısı,cevher yataklarının durumu ve konumu, pazara yakınlık vs. ne*denlerden dolayı bor üretici firmalar Eti Maden gibi bir devle uğraşmanın çok zor olacağının farkındaydılar. Bu nedenle en iyi mücadele yöntemi onu mümkün olursa kontrol edebilecek oranda ele geçirmek veya parçalayarak
    gücünü azaltmaktır. Buna paralel sayılabilecek ikinci bir düşünce yurt içinde gelişmiştir. Birçok firma (buna 1978 öncesi işleticiler de dâhil) bu altın yumurtlayan tavuğa az ya da çok oranda sahip olmak için mücadele vermeye başladılar.
    Bire mal edip yirmiye satacağımız bir ürünün kaynağına kim sahip olmak istemez ki? Üstelik öyle bir mal ki canınız isterse tesisi satın aldığınız değerin çok üstünde bir fiyatla hazır bekleyen uluslararası firmalara hemen satabilirsiniz!
    2000 yılının sonunda devletin resmi gündemine borların özelleştirme idaresine devri girdi,ancak ilk toplumsal tepkiler ne*
    deniyle gündemden hızla çıktı.
    Gerçekten çıktı mı? Çıkmadı, ancak soğumaya bırakıldı. Bu pişmiş yemek ısıtılıp ısıtılıp önümüze defalarca gelecekti. Ta ki uygun bir konjonktürde amaca ulaşıncaya kadar. Ancak bu ara verme işlemi çok da uzun sürmedi nitekim 5 Mart 2012 tarihinde 2840 sayılı yasaya bir ilave paragraf ortaya konmuş ve Bakanlar Kurulu’nun imzasına açılmıştır.Başbakan Yardımcısı ve Hükü*met Sözcüsü Sayın Bü*ent Arınç,“Sayın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımızın iki sunumu oldu. Bunlardan birisi ‘Bor Tuzları Trona ve Asfaltit Madenleri ile Nükleer Ener*ji Ham maddelerinin İşletilmesini Linyit ve Demir Sahalarının Bazılarının İadesini Düzenleyen Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’dır. Bunun özeti, bor tuzları uranyum ve toryum madenlerinin üretim ve zenginleştirme faaliyetle*rinin ürün mülkiyeti Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü’nde kalmak üzere ihale yoluyla üçüncü şahıslara gördürülebilmesi ön görülüyor” demiştir.
    Engel neydi 2840 sayılı yasa, bir paragraf ilave edersin kurtla kuzu hikâyesini gerçekleştirirsin.
    Malum hikâyeyi bilirsiniz. Kuzu dereden su içerken kurt gelmiş, “seni yiyeceğim” demiş. Kuzu “neden?” diye sormuş, “suyumu
    bulandırdın” demiş kurt. Kuzu “ama ben suyun aşağısındayım, nasıl bulandırırım?” deyince, kurt “olsun ben aklıma koydum ya, seni yiyeceğim” diye yanıtlamış.
    Aynen durum bu, kurt kuzuyu yemeyi aklına koymuş bir kere, ancak bizde kurdun bu niyetinin sürekli karşısında
    direneceğiz ve halkın sahibi olduğunu söylediğimiz BOR ma*denimizin adı her ne olursa olsun bu yasa değişikliği ile yapılması
    planlanan Borların “AKP usulü özelleştirilmesine” karşı çıkacağız.


    bkz.www.usiad.net/index.php?option=com_content

+ Konuyu Yanıtla
3 / 3 Sayfa İlkİlk 123

Bu sayfada bulunan kavramlar:

mehmet can arvas bor forum

türkiye bor üretimi

Forum

Benzer Konular :

  1. tarlamızdan yol geçti
    İyi günler.hisseli ve köyde bulunan tarlamızdan belki 10-20 sene önce devlet köy yolu geçirmiş, tarlamıza girmiş u dönüşü yapıp tekrar tarlamızdan...
    Yazan: taner_81 Forum: Gayrimenkul Hukuku
    Yanıt: 0
    Son İleti: 17-12-2015, 15:38:44
  2. Senet günü geçti
    20.06.2014 20.07.2014 günlerinde ödemem gereken 133 tl den 266 tl eden 2 senedim vardı. Birini ödemek istediğimde firma bunu kabul etmiyor, bunun...
    Yazan: acabuco Forum: Borçlar Hukuku
    Yanıt: 2
    Son İleti: 18-08-2014, 17:23:14
  3. Atı alan Üsküdar'ı geçti
    Atı alan Üsküdar'ı geçti Çinli şirketler, şimdi kalite tarafında attıkları emin adımlarla Avrupa´yı ve özellikle AB ekonomisinin motoru olduğu...
    Yazan: Erhan Yurdayuksel Forum: Hukuki.net Köşe Yazıları
    Yanıt: 0
    Son İleti: 28-01-2011, 18:10:02
  4. Savunma süresi cumartesi ve pazarı da içine alırmı
    iyi günler diliyorum öncelikle bir sorum olacak idari bir soruşturmada 7 gün içinde savunma isteniliyor. pazartesi tebliğ edilmiş olup yedinci gün...
    Yazan: lusikop Forum: Kamu Hukuku
    Yanıt: 3
    Son İleti: 17-05-2008, 08:14:50
  5. Bit Pazarı Kategorisi
    Forum sitemde Bit Pazarı diye kategori açsam isteyen biri birisiyle anlaşarak güvenerek veya sitemizi aracı yaparak alışveriş yapsa yasal bir sorun...
    Yazan: wanted Forum: Bilişim Hukuku
    Yanıt: 1
    Son İleti: 19-04-2008, 03:13:02

Yetkileriniz

  • Yeni konu açma yetkiniz yok
  • Konuya cevap verme yetkiniz yok
  • Dosya ekleme yetkisi yok
  • İleti düzenleme yetkisi yok
  •  


2022 tarihli Hukuk Blog |  Arabulucu |  Hukuk Kitapları |  Alman Hukuku |  Özel Güvenlik AŞ. |  İş İlanları |  Ankahukuk |  Psikolog |  Site Ekleme |  Sihirli Kadın |  Sağlık |  Satılık Düşecek Domainler |  Bayefendi |  Afternic Alanadı satış (Domain alımı) | 

™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨‍💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.