Mustafa Kim?

[commodore1tr]

Ben aslında commodore1tr a veda etmiştim. Yazmamaya karar vermiştim. Sadece okuyordum. Amma şartlar buna el vermiyor. Ben commodore1tr ı yok edemiyorum...

Aslında bu konuda iki forum var üçüncüsünü açmamak gerekli tekinin altına devam etmek yeterli gibi fakat ikisine de dikkatlice okumamam rağmen aradığım dikkati bulamadım. Konular kopuyor bir yerde , bense masal gibi anlatmayı seviyorum oraya oturmuyor oturamadı.

İlk forum

https://www.hukuki.net/forum/showthread.php?t=44778

buydu. Değerli yönetici Av. Dilek Kuzulu Yüksel açmış. Dilime kadar gelen sözcükleri tuttum yazmadım.

İkinci Forum ise

https://www.hukuki.net/forum/showthread.php?t=47463

buydu. Yazıyı iki üç kere okudum. Oldukça güzel bir yazıydı. Amma bir yanıt gecikmedi , gelen yanıtın bir utanç bildirgesi olarak tarihe geçmesi için buraya alıyorum ki yazma nedenim de neredeyse budur....

İşte bütün mesele bu.
Mustafa Kemal Atatürk büyük bir insandı, insanüstü bir varlık değildi.
O bir insandı, insanca duyguları vardı.

Can Dündar'ın bakış açısında tenkit edilecek yönler olabilir.
Ancak Can Dündar'ın sağlıklı bir şekilde eleştirilebilmesi için öncelikle Atatürk sevgisi yüzünden onu "insanüstü varlık" olarak görenlerin ayaklarının yere basması lazım.

"Bize öğretilen Atatürk" de gerçek Atatürk değil. Hatta Atatürk'ü sevmeyenlerin aslında "bize öğretilen Atatürk"ü sevmeyebileceği ihtimalini düşündünüz mü?

Ben Atatürk'ü "Bize öğretilen Atatürk"ten farklı olduğunu düşündüğüm için seviyorum.

Bir insan olarak Mustafa Kemal Atatürk'ü hakkıyla anlayabilmek ümidiyle...

Bu kişinin bir kız olması durumunu korkunçluğu beynimi kemirdi. Çünkü bu kişi daha önce bir takım süslü sözcüklerle sapkınlığı belli olan sapık Üzmez' e destek vermişti. Anlamamıştım o an tam. Ben bir erkek olarak kadınların eşit olmasını isterken bu kişi bir kadın olarak hemde sanıyorum genç bir kadın olarak ''yok olmayı'' böyle desteklemesine şaşıp kalmıştım. Ama bu yazısını da okuyunca diğer tüm yazılarıyla birleştirince anladım . Diyebileceğim tek bir sözcük var yazık ki yazık...

Neyse konumuz bu kişi değil. Bu kişiden bahsetme nedenim öldürmeye çalıştığım commodore1tr a yazması için tahrik etmesidir. Bundan dolayı bu kadar bahsettim yoksa pek te umrumda değil bu kişi... Aslında yazısını ''hamdolsun ki bu film çekildi ''diye bitirseydi kendisine yakışanı yapmış olurdu.

Şimdi bu yazıya onay verilirse ben yazayım biraz Canündar ın Mustafası'nı ....

[commodore1tr]

Şu yazıyı okuyunca gülümsemiştim.

''Filmin yapımında emeği geçenlere, özellikle metin yazarı/yönetmen Can Dündar'a teşekkürlerimi sunuyorum.''

Can Dündar Ankara çocuğu'dur. İlginçtir aslında hemde çok ilginç. Can Dündar'ın M Ali BİRAND'ın çırağıdır. Babası MİT mensubudur. Kendisinin neci olduğu belli değildir aslında. İkinci Cuhuriyetçi derseniz kanıtlayabilirsiniz. Kürtleri ve dolaylı olarak PKK yı savunuyor dersenizde kanıtlayabilirsiniz. Soros destekli her taşın altından da çıkar kendileri !! Ermeni sorunlarının tartışıldığı açık oturumları yönetirken, Ermeni tezlerini savunanları kollaması ve taraflı davranması da cabasıdır. En önemli özelliği aslında buğulu ve tatlı sesidir bıçkın 61 li Ankara delikanlısı'nın... Yani dikkat edilirse rüzgarın yönüne koşan adamdır can Dündar... Para ve çıkar neredeyse oradadır. Malum partiden milletvekili olursa hiç şaşırmam kendilerini...

Ama enteresanlık can Dündar'ın nasıl tanındığıdır. Demekki sıkı bir Atatürk çü olarak algılamış bir çok kişi onu... Hani Sarı Zeybaği yaptı ya... Buğulu sesiyle insanları etkiledi ya ondan olsa gerek. Gerçi ben Sarı Zeybeği'de sevmemiştim. Ama onda bu kadar açık saldırı yoktu HADDİNİ ÇOK AŞMIŞ. Pervasızca saldırısı akılalır gibi değil . Filmi beğenenler ne izledi acaba merak etmeye başladım. Bu filmi Atatürk ü bilmeyenler ve Atatürk ü yok etmek isteyenler sevebilir gerisi değil... Ha birde seyredip ne olduğunu anlamayan olaya romantik takılanlar da sevebilir onlar tamamen konumuz dışıdır. iyi ve güzel insanlardır onlar ...

Ben şahıs olarak filmleri eğer bilim kurgu mitolojik filan değilse çok ciddi izlerim. Görselden çok mesajlarına zihinde uyandırmaya çalıştığı algılamaya takılırım... Örneğin Sarı Zeybek'te ki muhteşem görsel gösteri yanında söylenenler önemlidir. Akılda kalacak olan odur. Gerisi hikayedir. Sarı Zeybeğibeğenenler filmin başlangıcını dikkatli izlemeyenlerdir. Atatürk daha ilk sahnede

"Koskoca Osmanli Devletini yok eden kisi "

olarak tanıtılıyor. Aslında orada sınıfta kalıyor . Gerçek niyetini propogandasını orada veriyor. Aslında nedir?

''Ataturk'un Devlet adamligi , askeri basarilarini, Yoktan var ettigi Turk Devletini soylemek''

Ama öyle bir anlatılıyor ki sanki Atatürk Dev gibi osmanlıyı yıktı... O yıkıntıdan bir dev çıkardı adına da TÜRKİYE CUMHURİYE Tİ dedi. Amacan efendi bunu asla demiyor. Sanırsınız ki Osmanlı üç kıtada hükümran AkdenizTürk gölü Höt dedimi padişah herkes dize geliyor.. Ama Atatürk kızıyor buna 19 mayıs ta Samsun a çıkıp bir sürü serseri bulup devleti yıkıyor... İşte Can efendinin Sarı Zeybek mesajı... Ama süsleme çok iyiydi o ayrı...

Ben filmleri işte bu gözle seyrederim bakar değerlendiririm. Can efendiyide hiç sevmem çünkü ben omurgasızları sevmem. Ne dediğinin arkasında duramayanları sevmem. çıkarı için her şeyi yapabilecek kişileri sevmem. Ve bildiğim onu geçeceğinden Atatürk konusunda ki sallamalarını yemediğimden sevmem...

Bu siteyi iyi takip edenler. '' Rüyadançıkalım yola...'' '' mucize mi...'' ve daha nice benim Atatürk ile ilgili yazdığımı takip etseler bu filmin bin katı bilgiyi emerler. İşin garibi doğru bilgiyi hemde... Belki bu ruh haliyle Rüya'dan çıkalım... formunu yeniden açarım... Neyin ne olduğunu anlatmak için... Ben bir yerde bırakmıştım çünkü insanın özeline girilmez... Dikkat ettiniz mi bu rezalet film ile gündemde bir rezalet daha koptu ...

O haber neydi... okuyalım..

''Atatürk’ün, kayınpederi Muammer Uşakizade ve kayınvalidesi Adeviye Hanım’a, Latife Hanım’dan neden boşanacağını belirtmek üzere gönderdiği mektuplar ile boşanma evrakı, 9 Kasım’da Antik A.Ş tarafından İstanbul Swissotel’de yapılacak müzayedede satışa sunulmak istendi.

Latife Hanım’ın torunları aracılığıyla konudan haberdar olan Türk Tarih Kurumu, ‘gizli belgelerin yasal vârisi’ olduğu için devreye girdi ve Antik A.Ş. satış işlemini durdurdu.

MÜZAYEDE ŞİRKETİ 35 BİN YTL İSTEDİ

Görüşüne başvurduğumuz Latife Hanım’ın torunu Mehmet Sadık Öke, “Atatürk’ün ve Latife Hanım’ın mahremiyeti korunmalı. Hemen yasal işlem başlatılmalı” çağrısında bulunurken, Atatürk’ün mahremiyetine ilişkin bu belgelerin ‘gizlilik mührüne’ karşın müzayedede satışa çıkarılması, büyük bir skandal olarak değerlendiriliyor

Latife Hanım ve Fikriye Hanım’a ilişkin kitapları ile bilinen araştırmacı-yazar Fatih Bayhan, bu katalogu görünce, Latife Hanım’ın torunlarını müzayededen haberdar etti. Bayhan, Atatürk’ün özel hayatının istismar edilerek, ‘gizlilik’ niteliği taşıyan mahremiyete ilişkin bu belgelerin ‘haraç-mezat’ satılamayacağını vurguladı. Kataloğu görünce oldukça şaşıran Latife Hanım’ın torunları Rukiye Devres Ünvar ve Mehmet Kemal Aksel, Antik A.Ş’yi arayarak, söz konusu mektupları nereden elde ettiklerini sordu. Bu sorularına yanıt alamayan Ünvar ve Aksel, Antik A.Ş.’nin, mektupları müzayededen çekmesini istedi. Antik. A.Ş., mektupları aileye 35 bin YTL’ye verebileceğini bildirdi. Daha sonra fiyat, pazarlıkla 15 bin YTL’ye kadar çekildi. Latife Hanım’ın torunları, Türk Tarih Kurumu’nu da devreye soktu. Atatürk’ün, Latife Hanım ile olan özel yaşamına ilişkin mektup ve evrakların Türk Tarih Kurumu kasasında ‘gizli’ mührüyle saklandığını anlatan torunlar, kimi belgelerin nasıl dışarı çıkarıldığı sorusunu yöneltti.

‘Sorumlular bulunsun’

LATİFE Hanım ve Fikriye Hanım’a ilişkin kitapları ile bilinen araştırmacı-yazar Fatih Bayhan, Latife Hanım’ın sandukasının Türk Tarih Kurumu’nun mühürlü kasasında saklandığına işaret ederek, “Bu evraklar, hangi yılda, hangi dönemde, kim tarafından dışarı çıkarıldı? Sorumlular kim, bulunmalıdır. 1980 öncesinde bazı belgelerin Köşk’ten çalındığı rivayet edilir. Bu bilgi araştırılmalıdır” diye konuştu. Bayhan, Türkiye’deki arşivlerin iyi korunamadığını belirterek, “Gizli bir evrak, nasıl olur da antikacıda satışa sunulacak ve haraç mezat satılacak düzeye kadar gelir? Atatürk’ün imzası ve el yazması olan eserler, nasıl olup da bir ticari meta haline getirilir” diye tepki gösterdi.

TTK’nın kasasından çıkmadı

TÜRK Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Ali Birinci, bu özel mektupların TTK’nın kasasından çıkmadığı konusunda güvence verdi. Birinci, satışın durdurulması amacıyla işlem başlattı. Mali Polis’in de devreye girdiği, Antik A.Ş’nin satışa çıkaracağı mektuplara el konduğu da ifade edildi. Antik A.Ş yetkilileri, AKŞAM’a yaptığı açıklamada, satış işlemini durdurduğunu ve mektupların Askeri Müze’ye verileceğini bildirdi. Yetkililer, mektupların, Atatürk döneminin Milli Emlak Müdürü’nün ailesi tarafından getirildiğini kaydetti.

Ne tesadüf değil mi??? Neyse devam...

[commodore1tr]

Öncelikle ben filmin adından kıl oldum. Bu forumun başlığını sordum kendi kendime

Mustafa da kim ?

Sıfatlarını bir kenara bırakırsak Atatürk'ü üç şekilde isimlendirebiliriz...

Mustafa Kemal

Mustafa Kemal ATATÜRK

ATATÜRK

Gerisi yok... Zaten tarihi incelediğimizde Atatürk Kısa bir süre ''Küçük Mustafa'' diye anılır daha sonra ''Kemal'' ismini öğretmeni ekledikten sonra artık o Mustafa Kemal dir. Cumhuriyet kurulup soyadı kanunu çıktıktan sonra asıl bilinen ismi gelir ATATÜRK . Yani kabataslak bir hesapla 1930 lara kadar O Mustafa Kemal daha sonra ATATÜRK tür. '' Kemal'' ismini aldıktan sonra hiç kimse ama hiç kimse ( bir kişi hariç ) kendisine Mustafa dememiştir. Harp okulundaki Enver paşa dahil.... Ancak bir kişi vardır ki 66 yaşında ki ölümüne kadar O na sadece Mustafa yada Mustafam demiştir. O da biricik annesi Zübeyde hanımdır... Can efendi Atatürk'ün annesi midir ? Ya da annesinin gözünden mi anlatmaktadır. İkiside hayır olduğuna göre bu film adı büyük bir terbiyesizlik had bilmeme dir.

Günümüzde bile birisinden yaşça büyük veya aynı işte çalışırkwn mevki farkı olandan isminle bahsetsen alaylı olarak isim ilave edilerek sorulur

''... kim ? Askerlik arkadaşın mı?''

Bu kendine gel adam gibi konuş bulunduğun yeri unutma demektir. Tek istisnası vardır. Siyaset... Yaşayan siyasi kimlikler bu uygulamanın dışında kalır. Aslında kalmasa daha iyi olur amma siyasi kişilikleride buna bir şekilde engel olmaktadır. Ancak Atatürk siyasi bir kişilik değildir günümüz için. O Türkiye Cumhuriyeti ni kuran kişidir. Yani aslında Türkiye O dur...

Bundan dolayı Can efendi nin Mustafa diye bir film adı seçmesi daha başlangıçta büyük terbiyesizlik haddini bilmezlik ukalalık tır. Bunun filmide olsa olsa zaten bu olabilirdi ki neticede bu olmuştur. Filmin tek iyi tarafı 1902 tarihli bir fotoğrafın ortaya çıkmasıdır ki bu fotoğraf neden gün ışığına çıkmamıştır oda anlaşılır değildir. Önce fotoğraf sonra bunun da gerçeği...



Ha buna neden İlk fotoğraf gün ışığına çıktı film bu işe yaradı dedim !! Can Dündar dedi diye... Yani bu can efendi öyle yalancı ki öyle sahtekar ki bunu bile dedi... Gazeteler, bu fotoğrafın öyküsünden Can Dündar’ın Milliyet’teki köşesinde 29 Ekim günü yayınlanan yazısı sayesinde haberdar oldular. Dündar, fotoğrafı İstanbul’daki Askeri Müze’de bulduğunu söylüyordu ve fotoğraf birçok gazetenin birinci sayfalarıyla ve internet sitelerinde “Bugüne kadar hiç yayınlanmadı” şeklindeki başlıklarla yeraldı. Halbu ki bu da Can efendinin her şeyi gibi koca bir yalan riya sahtekarlık Yada sanat deyimi ile ''intihal'' neden mi ???

Albay Dr. Zekeriya Türkmen’in yazdığı ve Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu’na bağlı Atatürk Araştırma Merkezi tarafından yayınlanan “Kurmay Yüzbaşı Mustafa Kemal. Selanik’ten İstanbul’a” isimli kitapta yeralıyordu. EE bu suç değil mi ? En azından sahtekarlık....

O fotoğrafta..



bu... Neyse devam edelim filme geldi geleceğim....

[litigation]

Yazacak çok şey var, yazıyorum, siliyorum. Bari özetleyim.

Acaba bu, Mustafa'nın kargası vardı RECEP'in de TAVUĞU var gibi bir şey mi?

[monica]

Neyse ben devam edeyim yüksek müsadelerinizle...commodore1tr
__________________
Lütfen araya girmeyin konuyu dağıtmayın. commodore1tr saygılarımla

[commodore1tr]

Daha filmin adının anlamsızlığı vede saçmalığını düşünürken Film ortada yokken bizzat can efendinin taraf olduğu bir tartışma çıktı o da filmin içeriği hakkındaydı. Efendi diyordu ki

'' Film de Atatürk ün insani yönlerini işledim onu aktardım. Neticede o da bir insan...''

Aha dedim bu film ''rezalet'' aklı başında herkes yaygarayı basacak. Tabiiki kimse sormadı bu ana kadar bildiğimiz Hangi yönleriydi diye ? Liderlik vasfı insani yön içinde bulunmadıı kuruculuk, vatanseverlik ülke bağımsızlığı için gece gündüz savaşma ve çalışmanın film içinde bulunmadığını anlatan ipuçları... Sanki biraz gereksiz ''özele'' ve hatta '' abartılı '' yansıtılacağının aşırı sinyali...

Sonra kısa aralıklarla iki olay birden oldu,

1 Türkcell sponsorluktan çekildiğini bu filmin her kesime hitap etmediğini açıkça duyurdu. Her kesim kimdi ki ? Bu sorunun yanıtı çok geçmeden geldi Filmin Ankara galası yapılmıştı...

2. Anayasa Mahkemesi baskanı Hasim Kılıç,TBMM Baskanı Köksal Toptan,
ve 2. Cumhuriyetci, Karen Fogg'un kadim arkadaşı ,M.Ali Birand tarafindan begenilerek aşırı övülmüş olması ve AKP tarafından aşırı desteklenmesi ...

İlki başlı başına düşünülecek olaydı neticede film bir '' Atatürk ''filmiydi . Peki bu durumda ;

Turkcell neden Mustafa filmine sponsor olamadı?

Turkcell film tasarı halindeyken sponsor olmayı kabul ediyor... Bunu kabul ederken herhalde "nasılsa Atatürk'ü kötüleyen bir film çekilecektir" diye düşünmemiştir değil mi? Filmi yayınlanmasından önce de görmek istiyor... İzledikten sonra da "bizim her kesimden müşterimiz var onları karşımıza alamayız" diyerek sponsor olmaktan vazgeçtiğini açıklıyor...

Öncelikle Turkcell hangi kesmin tepkisini çekmekten çekindi ona bakmak gerek..
O kesim herhalde Atatürk'ü istemeyen, Atatürk'ün yerine İngiliz mandasını, Humeyniyi tercih eden kesim olamaz... Eğer onları düşünmüş olsaydı zaten başından itibaren sponsor olmaya kalkışmazdı!
Çünkü film Can Dündar da çekse bir Atatürk filmi!!!!

Demekki Turkcell in çekincesi başka bir yöndendi ve o yönün ne olduğunu filme sponsor olan ve galadan sonra övgü yağdıranlar bizlere gösterdi.

Sponsorlar birisi Hani şu sıkmabaşlara hak veren, Leyla Zanalarla halvet olan, egemenliğin kaybedilmesi pahasına AB'ye girilmesinde ısrar eden, İngiliz kraliyet nişanlarını boyunlarında taşıyan ve Atatürk'ü tarihe gömmeye kalkan Güler Sabancı zihniyetinin üniversitesi!!!! Öteki NTV!!!! Övenlerde Laik karşıtı eylemlerin odağı olmuş bir parti ve onun yalaka takımı ile ATATÜRK adından titreyen tarikatlar ve sahte şeyhleri...

İnsani yönünü çok beğenmişler herkesin insani yönü olabilirmiş... Olabilir tabiiki de bu benim bildiğime hiç benzemiyor yahu...

[commodore1tr]

Atatürk ün de bir insan olduğunu işliyor sözde film. Aslında sıradan bile bir insan olmadığını çaktırmadan veriyor gizli gizli.. Ona sıra gelecek.

Atatürk tabiiki bir insandır. Zaaflari , sevdalari , istekleriyle bir insandir ...Çocuk aşklarıyla bu çocukluk aşkı için okulu bırakmaya gidecek düşüncelerine kadar insandır. İçkide içmiştir sigara da içmiştir. Sofya da bile çapkınlık yapmıştır.. Nede olsa sağlıklı bir erkektir. Kendi yaşına uygun bekar kişilerle ilişkileri olmuş hatta bunların bazılarından ülke lehine casusluk olarak yararlanmıştır. Ama hiç bir zaman bazıları gibi kendisinden 60 yaş küçük 14 yaşındaki bir kıza tecavüz etmemiş, bunu dine bağlamamış insanları Allahla aldatmamıştır. Yani sapık değil normal bir erkektir.

Ancak şu çok önemlidir. Her kimin özeline giriliyor ve o kişinin toplumla kucaklaştığı, tarihe damgasını vurduğu yanları bırakılıp özeli ile ilgileniliyorsa o kişi gözden düşürülmek ve fikirleri saptırılmak isteniyordur. Bundan şüpheniz olmasın. Gözlerinizi kapatıp düşünün eğer sizin özelinize inilse neler bulunur. İster misiniz toplumla paylaşmak? Hele hele toplumun saygı duyduğu biri iseniz hiç istemezsiniz böyle bir paylaşmayı. Çünkü yorumlar bakışlar farklı olacaktır. Hele hele sizi yıpratmayı yok etmeyi kafasına koymuş bir gürüh da varsa karşınızda...

10 Kasımda dikilip durmak saçmalıktır dan başlayan ve yazmak istemediğim gerizekalıca onlarca lafı eden cahil cühala şeriatçi güruhunun özel hayattan nasıl yararlanacağını çok iyi düşününüz...

Peki İslam peygamberi bir ''insan değil miydi ?'' Hiç düşündünüz mü M:Ö 3000 li yıllarda yaşayan Musa peygamberin, Milad kabul edilen İsa peygamberin annesinin resimleri ikonları varken İslam peygamberinin ki neden yoktur ? İslam Peygamberinin hayatta hiç mi zaafları yoktur ?? Onun insani yönü niçin ele alınmaz ? Alınmaz çünkü yukarıda anlattığım nedenlerden dolayı alınmaz. Bilenlerde pek konuşmaz.

Ama ne hikmetse bir şeytan ayetleri yazarı lanetlenir... Amerikalı yazar Shery Jones tarafından yazılan "Jewel Of Medina" (Medine'nin Mücevheri) adlı kitap, Hz. Muhammed'in son eşi Hz. Ayşe ile olan evliliğini anlatıyor diye ayağa kalkılır. Hakkında fetvalar verilir ölümü istenir. Halbuki kadın topu topu islam bilginlerinin kitaplarını, Kur'an ı hadisleri okuyarak bir eser yazmıştır. Kitap daha yayımlanmadan kıyameti koptu Doğru mu yanlış mı ben anlamadım aslında açıkçası toplam bin adet basılıp toplatılan kitaba lanet yağdıranlar Doğru olmadığı açık bir çok detay bulunan ve Atatürk ü karalayan bu filme alkış tutuyorsa dürüstlüklerinden şüphe ederim. Ben şahsen her hangi bir peygamberin hayatı ile tarihe mal olmuş kişiliklerin özel hayatlarının anlatılmasını ONAYLAMIYORUM. belirli bilgi ve belgeler ortadadır. bakan anlaması gerektiğini anlar....

İstanbul'u feth eden Fatih Sultan mehmet' e hiç mehmet diyen duydunuz mu? Aslında osmanlı Padişahlarının ''devlet bekası'' diye kendilerinin çıkardıkları kanunla kardeşlerini zehirlettikleri veya boğdurdukları malumken siz hiç Osmanlı İmparatorlarının çoğu kardeş katili birer canidir dendiğini duydunuz mu ? Fatih'in Osmanlı hanedanlarından en iyi şarap için ikinci padişahı olduğunu biliyormuyduk ? Biliyorduk amma hangi filmde bunu konu ettik ? Bazı Osmanlı padişahlarının bir kıza göz koydu diye savaş açtığını biliyor muyduk ? Biliyorduk konşuyor tarihe mal ediyor muyduk hayır !!! Peki bir padişah için her gün 9 bakire kız getirildiğini ve padişahın her gün birisini seçip yattığını biliyor muyduk ? Biliyorduk ama bunu da söylemiyorduk... Haremdeki cariyelerin ne işe yaradığını biliyormuyuz ? Biliyoruz.. Peki kanuni nin haremlerinde 478 cariye olması normal midir ? İki Osmanlı padişahını direk eşcinsel olduğunu padişahlar arasında eşcinsel ilişkinin sevildiğini bu yüzden oğlancılar koğuşu diye özel bir koğuş kurulduğunu bilmiyor muyduk ? Ama bunların çoğunu usturuplu bir şekilde çoğunu örterek anlatıyorduk... Çünkü özel yaşam batırırdı... Zaten özel yaşamlarını yabancılara kaptırdı Osmanlı battı gitti...

Neyse farkındaysanız filme gelmek üzereyim hatta geldimde farkında değilsiniz

[commodore1tr]

Bu arada araya bugün kü izmir barosunun tatlı sert bildirisini ekleyip devam edeyim..

''İZMİR Barosu, Can Dündar tarafından hazırlanan ve kamuoyunda tartışma yaratan `Mustafa' filmiyle ilgili basın açıklamasında filmin Atatürk'ü yıpratmaya yönelik kasıtlı çaba içinde yapıldığını iddia etti. Baro Yönetim Kurulu adına açıklamayı yapan DSP İzmir İl Başkanı ve aynı zamanda İzmir Barosu Başkan Yardımcısı avukat Özdemir Sökmen, Atatürk'ün yaşamının Türk ulusunun çağdaşlaşması yönünde yaptığı devrimlerden bağımsız olarak anlatılamayacağını belirterek, bu filmdeki yıpratma çabasınında boş bir çaba olduğunu söyledi.

Son günlerde kamuoyunda Atatürk'le ilgili çeşitli siyasi tartışmalara neden olan Can Dündar'ın hazırladığı `Mustafa' filmiyle ilgili olarak İzmir Barosu'da basın açıklaması yaptı. İzmir Barosu Yönetim Kurulu adına Baro Başkan Yardımcısı ve aynı zamanda DSP İzmir İl Başkanı avukat Özdemir Sökmen'in açıklamasında, `Mustafa' filminde kasıtlı olarak Atatürk imajına zedelemek düşüncesi olduğunu iddia etti. İki sayfalık basın açıklamasında, Atatürk ve yaşamını anlatmanın, onun Türk ulusunu çağdaşlaştıran devrimlerinden bağımsız olarak yapılmasının büyük hata olduğu belirtildi. `Atatürk'ün özel yaşamını anlatmak' bahanesiyle, filmde, Atatürk'ün yaptıklarının es geçilmesinin, affedilecek bir hata olmadığı dile getirildi. Sökmen açıklamada şunlara değindi:

"Atatürk'e yapılan bu saldırının, bu kez sanat kavramının içine gizlenmesi, saldırının ne kadar tehlikeli olduğunu göstermektedir. Filmin hazırlayıcısı Can Dündar'ın geçmişten beri izlediği çizgi, çelişkili duruşları, Türkiye Cumhuriyeti'nin ulusal bütünlüğü konusundaki duyarsız tavrı düşünüldüğünde, aslında film, hazırlayıcısından beklenen filmdir. Sanat evreseldir, vatanı olmaz diyenlere inat `Evet belki sanatın vatanı olmaz, ama sanatçının vatanı olur."

[horasan]

“(...)

FAKAT MESLEKİ İÇTİMAİ (SOYAL ÖĞRETİ, SOSYOLOJİ) İTİBARIYLA DÜŞÜNDÜĞÜMÜZ ZAMAN,

BİZ;

HAYATINI, İSTİKLALİNİ KORUMAK İÇİN ÇALIŞAN ERBABI SA’YIZ (EMEKÇİLERİZ),

ZAVALLI BİR HALKIZ.

MAHİYETİMİZİ BİLELİM.

KURTULMAK,

YAŞAMAK İÇİN ÇALIŞAN VE

ÇALIŞMAYA MECBUR BİR HALKIZ!...

YOKSA AYAKÜSTÜ YATMAK VE

HAYATINA SA’YDAN MUARRA GEÇİRMEK İSTEYEN (ÇALIŞMADAN YAŞAMAK İSTEYEN) İNSANLARIN

BİZİM HEYETİ İÇTİMAİYEMİZ İÇERİSİNDE YERİ YOKTUR,

HAKKI YOKTUR!

HALKÇILIK,

NİZAMI İÇTİMAİSİNİ SA’YİNE (EMEĞİNE), HUKUKUNA İSTİNAD ETTİRMEK İSTEYEN BİR MESLEKİ İÇTİMAİDİR…

BİZİ MAHVETMEK İSTEYEN EMPERYALİZME KARŞI VE

BİZİ YUTMAK İSTEYEN KAPİTALİZME KARŞI HEYETİ MİLLİYECE MÜCADELEYİ CAİZ GÖREN BİR MESLEĞİ TAKİP EDEN İNSANLARIZ.

BİNAENALEYH BU VE BU GİBİ TEŞVİKATLA VE İZAHATLA HÜKÜMETİMİZİN İSTİNAD ETTİĞİ ESASIN İLMİ İÇTİMAİYE MÜSTENİT (SOSYAL BİLİME DAYALI) BİR ESAS OLDUĞUNU BARİZ BİR ŞEKİLDE GÖRÜRÜZ! FAKAT NE YAPALIM Kİ DEMOKRASİYE BENZEMİYORMUŞ, SOSYALİZME BENZEMİYORMUŞ, HİÇBİR ŞEYE BENZEMİYORMUŞ! EFENDİLER, BİZ BENZETEMEMEKLE VE BENZEMEMEKLE İFTİHAR ETMELİYİZ! ÇÜNKÜ BİZ BİZE BENZİYORUZ EFENDİLER! (ALKIŞLAR)”

MUSTAFA KEMAL

...

"-Senin asıl büyüklüğün, bütün o büyüklüklere rağmen, milletin ferdiyim diye övünmendir!"

MUSTAFA KEMAL'İN FİKİR FEDAİSİ REŞİT GALİP

...


erkek olan

adam olan

insan olan

milletin bir ferdi olmakla öğünen bu sözleri bir araya getirir ve halkına hizmet eder...

şerefsiz, satılmış, aşağılık sünepeler ise böyle bir "eser" ile "hoca"larına ve "koca"larına hizmet eder...

VESSELAM...

[Akademik Sultan]

Aslında araya girmek istemiyorum bu konuda siz zaten güzel değiniyorsunuz ancak küçücük bir şey eklemek istiyorum. Mustafa Kim? iyi seçilmiş bir başlık olmuş , yıllarca tabu haline getirilen Atatürk ün insani yanının anlatılmasındaki ihmalkarlıklar vs..evet bunlarda haklılık payı vardır bakın bunu yadsımıyorum. Ancak buradaki niyet o kadar açık ki? Bir insanı tanıttığınızı söylüyorsanız bile insanı bir bütün olarak ele alır sadece zayıflıkları ya da olumsuzluklarıyla bunu işlemezsiniz.. Bunu yaparsanız yanlı davranmış olursunuz çünkü. Burada yapılan da tamamen budur filmde yani.. ! Zayıf bir kişiliğin yansımaları gösterilmeye çalışılmış. Fakat ben biraz da zamanlamaya dikkat çekmek istiyorum ve soruyorum.. Tam da ortalık bu kadar karışıkken, insanları bir arada tutan bazı değerlerin altını oyacak böyle adımlar atmak için uygun bir zaman mıdır? Bize göre HAYIR ! ama tabi bazılarına göre evet uygun zamandır sanırım..

Çocukların kafasındaki Atatürk imajının yıkılmaması için, en azından onu doğru tanıtana kadar lütfen çocuklara izlettirmeyelim..Onların kafalarını bulandırmamak için.. Çünkü hala tam olarak onu tanıtamadığımızın farkındayız.. Bir program var çok severek izlerim..çok güzel hareketler bunlar..programın ismi.. şimdi ordan bir uyarlama yaparak diyeceğim ki: çok manidar! hareketler bunlar!

tamam aradan çekildim sayın comodore1tr..