Yıllar önce kendisi şu an sanık olduğu bir işte beni aracı olarak kullanamadığı için (ispat ancak zaman ve meşru olmayan gerekçe gibi mantık sonucu olabilir tanık vs. yok) bir şirkette işten çıkarılmam üstünden seneler sonra o şahsın kendi ofisinden (geçmişte boş iken beklediğim ve alacağımı alamadıım yer, ispat sadece alacağımı isteyen 5-6 seenlik mail)bir odasını talep ettiğimde %80 zamanlı istihdam şekline dönüşen şifahi bir anlşma oldu. Çalışmaya başladım, sigortam yapılmadı. 4 ay sonra seneler önceki olaydan sanık olduğu dosya dliekçesine geçen emeğime karşılık yada onun iddiası gönlünden kopan yine şifahi prim sözü, Yargıtay kararı dilekçem üzere bozulmasına rağmen yerine getirilmeyeceği söylenmiş akabine sölü münakaşalar olmuştur. Bu halde ofiste kalan 1.5 aylık şifahi anlaşmadaki sürede çalışma imkanım kalmasa daihtiyaçtan mütvellit Ağustosu bitirmem ısraraına rağmen şahsımın da zorlamasıyla (şifahi anlaşma ondan mütevellit bozulduğu için) Ağustos ayı maaşımın 15 inde ödenerek, primin de Ekim 15 ilk parça olmak üzere ödenmesi konusunda şifahen anlaşılmıştır. Ancak bugün itibariyle sözleşilen süreye tekabül eden maaş ödenmediği gibi, inkar edilmekte ve primin evleviyetle verimeyeceği ortadadır. Müteaddit aramalarımda telefona çıkılmamış olup şhsım hissettiğim kızgınlık dolayısıyla ödeme yapana kadar telefonla aciz edeceğim şeklinde beyanda bulundum ve sürekli aradım.

Şu halde, öncelikle bozulan karar kendisinin meslekten çıkarılmasına engel olmuşken ve en nihayetiinde elim değmiş ve söz verilmişken bu sözün tutulmaması seneler öncenin kırgınlığıyla beni elimden ne geliyorsa yapacağım hususunda kendime söz vermeme sebep oldu. İş yerinde şu an çalışanlardan (ortak gibi bir av.) biri söze tanıkken inkar halinde diğer çalışanlar benden duyma şeklinde prim sözünü biliyorlar, maaş sözünü ise sekreteri biliyor.

Ve baştan beri görüldüğü üzere herşey şifahi, çok iyi bir kurgu ile (çünkü benim şahsi suruşum onun sanıklıkları -ki çok önemli hususda- ve feci iyi maddi durumu ve şimdiye kadar 5 sene hiçbir temas olmaması (kadınım ya o da erkek yanlış yçölendirmeye çalışsa bile sesini bile duymadığım ve istemeyeceğim de birisi idi hiçbir hırs vs. ispat edemez) her ne kadar herkes ekmek peşinde olsa da belki aynı yerden kanaaat uyandırabilecek bir-iki tanık, telefon görüşme kayıtları (ikrar mutlaka vardır hep inkar etse de e geçmişe yönelik göüşme metni alınabiliyormu?) ışığında bir ava ikamesi mümkün mü? Şifahi akdin erken feshinde mütevellit söz verilen maaş, prim ya da hiç olmazsa, meslektaşımdan yediğim ikinci kazıkdan doğan şu ruh halim için manevi tazminat.

İmza istedim erdiği sözler için bu sefer sözümü tutacağım güven dedi, bu kadar ahlaksız olup yalan söyleyebileceğini düşünemedim.

EN UFAK BİR FİKRİNİZE BİLE İHTİYACIM VAR TEŞEKKÜRLER

Ayrıca şu an tlf tacizlerim için savcılığa gideceğini söylüyor, yargılanmak bile umrumda değil ama burada hukuka uygunluk yada hafifletici neden var benim hissettiğim bazda ancak somut bir halde izah edilecek bu olaylar işe yarar mı?[/