Ergenekon Notları

[Phantom of law]

Nasıl durduğunu hiç duymadınız mı diyorsunuz. Yine anlatamamışım. Duymadım ben yaşadım. Sokağa çıkmak bile yasaktı nasıl katı kurallar vardı bir bilseniz.
Kaç kişi suçsuz yere ne kadar yattı emin olun hayal bile edemezsiniz.
Nasıl sindirildi ortalık ailenize bir sorun bence.
Ben gözaltına alınan kısacık (15 güncük) bir sürede serbest kalan şanslılardanım.

[Av.Abbas Bilgili]

http://www.taraf.com.tr/haber/32931.htm

[Mehtap Deniz]

ERGENEKON soruşturmasını yürüten İstanbul Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz’ün, 30 Ocak 2004’de yazdığı, "Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Uygulaması" başlıklı makalesi, Adalet Bakanlığı’nın internet sitesinde yer alıyor. 86 sanıklı Birinci Ergenekon İddianamesi’ni 13 ayda yazdığı için eleştirilen Savcı Zekeriya Öz’ün Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Uygulamasına ilişkin yazdığı makalesi, Adalet Bakanlığı sitesinde yer alıyor. Ergenekon soruşturması, bazı sanıklar tarafından "hak ihlalleri" gerekçesiyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) götürülürken, Öz’ün makalesi de "adil yargılama hakkı"yla ilgili. Öz, makalesinde, "Bir suç ile itham edilen herkes, suçluluğu yasal olarak sabit oluncaya kadar suçsuz sayılır" diyor.

Devamı: http://www.hurriyet.com.tr/gundem/11566077.asp?gid=233

[monica]

Anasayfa Yazarın Makaleleri ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜ AMA PKK DEĞİL ÖYLE Mİ?

ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜ AMA PKK DEĞİL ÖYLEMİ

ERGENEKON GÜNDEMDE AMA PKK DEĞİL

Son günlerde yazılı ve görsel medyada adını sıkça duyduğunuz bir Ergenekon meselesi var. Akıllarda kalan; “Terör Örgütü, Derin Devlet, Karanlık İlişkiler, Faili Meçhul Cinayetler, Ordu-Çete” temalarıdır. Gözaltına alınan ve tutuklanan kişiler açısından bakıldığında emekli askerler, üniversite öğretim üyeleri, yazar, gazeteci, siyasi parti başkanı, medya mensubu gibi adı ulusalcı olan bir çevrenin etkin isimleri göze çarpıyor. İsnat edilen suçlamalar açısından ise, kamuoyuna yansıdığı kadarıyla “terör örgütü kurmak, örgüte üye olmak, örgütün fikir babası olmak, sabotaj ve suikastler” gibi geniş bir suç yelpazesi sergileniyor. İddialara dayanak teşkil ettiği öne sürülen ve yaklaşık sekiz ay önce Ümraniye’de bir evde ele geçirilmiş el bombaları ise Ergenekon ile şiddeti yan yana getiriyor.

Hukuk devletinde, bir suçun işlendiği iddiası varsa elbet bunun bir soruşturması yapılır ama soruşturma gizli olmalı, şüpheli masumiyeti ön planda tutulmalı, benzerleriyle mukayese edildiğinde eşitliği çağrıştırmalı. İşte o zaman hukuk, hukuki değer taşır. Demokratik bir ülkeyiz ama medya hukuku tartışmalı hale getiriyor çünkü soruşturmanın gizliliğini bozuyor. Toplumdaki adalet duygusunu incitiyor çünkü şüpheliler daha ifadesine başvurulmadan önce mahkûm ediliyor kamuoyu vicdanında. Bunu kim yapıyor ya da hukukun bu şekil medya günlüğüne düşmesine kim sebep oluyor?

Aslında Ergenekon medyanın kapsamlı bir psikolojik harekâtı halini aldı hem de ben Türk’üm diyenlere karşı. Neden?

Bu; bir taşla beş kuş vurma operasyonudur.

Bir; 2008/5, 2008/679 gibi yıl ve sayı ile ifade edilmesi gereken bir soruşturmaya ERGENEKON ismi verilerek, “terör, çete, terörist, saldırı, bomba” gibi dehşet imajlarıyla ERGENEKON gibi Türk destanını ifade eden bir tarihi kavram yan yana getirilmiş ve kamuoyunda Türk kimliği ve tarihi üzerinde özellikle çocuklarımızın hafızalarında olumsuz bir imaj algılaması yaratılmıştır.

İki; Emniyet Genel Müdürlüğünce ulusalcılık mücadele edilmesi gereken iç tehditler arasında sayılmış, Atatürk’ün ilke ve devrimleri etrafında oluşan ulusalcılık ideolojisi kamuoyuna iç tehdit olarak algılatılmıştır.

Üç; AKP hakkında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca açılan kapatma davasının bu hazırlık soruşturmasına karşılık olarak açıldığı imajı servis edilmiş ve kapatma davası ile siyasi iktidar mağduriyeti algı olarak birbirine yansıtılmıştır.

Dört; siyasi otoritenin PKK terör örgütüne karşı gösterdiği anlayışlı ve hoşgörülü tavır gözden uzaklaştırılmış ve Ergenekon terörle mücadelenin simgesi haline getirilerek iktidarın terörle mücadele kararlılığı ön plana çıkarılmaya çalışılmıştır.

Beş; PKK’nın siyasallaşması, Barzani’nin bölgesel lider olması, Irak’ın parçalanması ve Kürt devletinin kurulması, Kıbrıs’ın elden çıkar hale gelmesi, ekonomik zafiyetler, işsizlik gibi sayısız iç ve dış sorunlar kamuoyu dikkatinden uzaklaştırılmış, suni bir gündem yaratılmıştır.

Şimdi sorulmalı; Ergenekon terör örgütü ise PKK nedir? Terör örgütü değil midir? Avrupa’daki siyasi cephesi nasıl serbestçe faaliyet gösterebilmektedir? Lider kadroları nasıl eli kolu serbest dolaşmaktadır? AB ülkelerindeki para trafiği bir engelle karşılaşmadan nasıl akabilmektedir? Siyasi iktidar gerçek terör örgütüne karşı mücadelede ne yapmaktadır? İşte bu sorular medyada yer almıyor, gündem oluşturmuyor, manşete çıkmıyor. Buna karşılık emekli General Veli Küçük terör örgütü üyesi ve üst düzey sorumlusu olarak kamuoyuna duyuruluyor, medya duayeni İlhan Selçuk ile terör yan yana getiriliyor, yasal bir siyasi parti başkanı Doğu Perinçek darbeci imajı ile veriliyor ama otuz bin canımızın katili PKK terör örgütünü elebaşısı Osman Öcalan Süleymaniye’de, Barzani himayesinde eli kolu serbest dolaşıyor, ekmek pişiriyor, fırıncılık yapıyor, 18 yaşındaki bir genç kızla evlendiği haberi manşet oluyor ve kimseden ses yok, kimseden ses çıkmıyor. Bunların anlamı nedir?

ERDAL SARIZEYBEK

[sdt23]

ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜ AMA PKK DEĞİL ÖYLEMİ

PKK'nın terör örgütü olmadığını söyleyen mi var diye bu kışkırtıcı başlığın altındaki yazıyı okudum, ama bu iddiayı destekleyen somut veri bulamadım.
Şu anda PKK ile Türk Silahlı Kuvvetleri'nin etkin mücadelesinin yanı sıra PKK'nın KCK yapılanmasına karşı ciddi operasyonlar da düzenleniyor. PKK'nın bitirilmesi için tüm devlet kurumlarının var gücüyle çalıştığı bir zamanda böylesine hamaset dolu bir başlıkla konuyu çarpıtmak ne kadar doğru?

Ayrıca terörle mücadele konusunda son 3 Genelkurmay Başkanının askeri çözüm dışında yapılması gerekenleri dillendirdiği bir ortamda albaylıktan emekli zamanında Güneydoğu'da görev yapmış bir şahin albayın dedikleri ne kadar gerçekleri yansıtır?

Dört; siyasi otoritenin PKK terör örgütüne karşı gösterdiği anlayışlı ve hoşgörülü tavır gözden uzaklaştırılmış ve Ergenekon terörle mücadelenin simgesi haline getirilerek iktidarın terörle mücadele kararlılığı ön plana çıkarılmaya çalışılmıştır.

"Siyasi otoritenin PKK terör örgütüne karşı gösterdiği anlayışlı ve hoşgörülü tavır" gibi iddialı bir sözü destekleyen ne gibi somut örnekler var?

Beş; PKK’nın siyasallaşması, Barzani’nin bölgesel lider olması, Irak’ın parçalanması ve Kürt devletinin kurulması, Kıbrıs’ın elden çıkar hale gelmesi, ekonomik zafiyetler, işsizlik gibi sayısız iç ve dış sorunlar kamuoyu dikkatinden uzaklaştırılmış, suni bir gündem yaratılmıştır.[/FONT][/SIZE][/LEFT]

Burada klasik bir şekilde çürüklerle sağlamlar bir arada toplanıyor.
Psikolojik harekatın en güzel yöntemidir, doğrularla yanlışları harmanlamak.

Şimdi sorulmalı; Ergenekon terör örgütü ise PKK nedir? Terör örgütü değil midir? Avrupa’daki siyasi cephesi nasıl serbestçe faaliyet gösterebilmektedir? Lider kadroları nasıl eli kolu serbest dolaşmaktadır? AB ülkelerindeki para trafiği bir engelle karşılaşmadan nasıl akabilmektedir? Siyasi iktidar gerçek terör örgütüne karşı mücadelede ne yapmaktadır? İşte bu sorular medyada yer almıyor, gündem oluşturmuyor, manşete çıkmıyor.

Ergenekon terör örgütü ise PKK nedir? cümlesinin "ananas meyve ise, elma nedir?" demekten hiç bir farkı yok. Hayatında ananas görmemiş birinin ananasın meyve olup olmadığını sorgulaması doğal tabii. Avrupa ülkelerinin veya başka ülkelerin PKK'ya bakış açısı ile Ergenekon davası arasında nasıl bir ilişki kurulabilir?

Yani PKK'nın manşetlerde olacaktı da, Ergenekon davası yüzünden manşetlerden mi indi? Ayrıca PKK'nın manşetlerde olması terörü arttırır mı azaltır mı? Terör korku saçtığı sürece büyüyen bir olgudur. Terörle mücadelenin en önemli ayağı psikolojik savaştır. Manşetlere çıktıkça terör azar.
Terör manşetlere çıktıkça Ergenekon tipi yapılanmaların ekmeğine yağ sürülür.

Buna karşılık emekli General Veli Küçük terör örgütü üyesi ve üst düzey sorumlusu olarak kamuoyuna duyuruluyor, medya duayeni İlhan Selçuk ile terör yan yana getiriliyor, yasal bir siyasi parti başkanı Doğu Perinçek darbeci imajı ile veriliyor ama otuz bin canımızın katili PKK terör örgütünü elebaşısı Osman Öcalan Süleymaniye’de, Barzani himayesinde eli kolu serbest dolaşıyor, ekmek pişiriyor, fırıncılık yapıyor, 18 yaşındaki bir genç kızla evlendiği haberi manşet oluyor ve kimseden ses yok, kimseden ses çıkmıyor.
Bunların anlamı nedir?

ERDAL SARIZEYBEK[/QUOTE]

Şimdi işte dilinin altındaki bakla çıkarıldı.
Veli Küçük hakkında Susurluk kazasından beri pek çok iddia ortalıkta dolaşıyor. Küçük hakkında uzun yıllardır bir soruşturma açılamadı, yargı önüne çıkıp aklanamadı. Yıllar içinde bir efsane doğdu. Şimdi ak ile kara meydana çıkacak.

"medya duayeni İlhan Selçuk ile terör yan yana getiriliyor, yasal bir siyasi parti başkanı Doğu Perinçek darbeci imajı ile veriliyor " şikayetine de "Darbeci olan İlhan Selçuk, terörle yan yana olan Perinçek" diye düzeltmek lazım.

[sdt23]

Buna karşılık emekli General Veli Küçük terör örgütü üyesi ve üst düzey sorumlusu olarak kamuoyuna duyuruluyor, medya duayeni İlhan Selçuk ile terör yan yana getiriliyor, yasal bir siyasi parti başkanı Doğu Perinçek darbeci imajı ile veriliyor.

Bir Kuddusi Okkır'ın vefatı, Sabih Kanadoğlu ile Türkan Saylan'ın evlerinde arama yapılması Ergenekon davasının yumuşak karnıydı. Bunlar üzerinden davayı yürüten savcılar eleştirildi, insanlar duygusal olarak etki altında bırakıldı.

Sarızeybek bunları değil, davanın en tartışmalı isimlerini savunuyor. Enteresan...

Oysa ki, Veli Küçük Susurluk'un en karanlık (anlaşılamayan)isimlerinden biriydi. Bugün Ergenekon avukatlığı yapanların çoğu o gün benimle birlikte ışıkları yakıp söndürüyordu.

"Medya duayeni" İlhan Selçuk'un 9 mart darbe girişiminin arkasında olanlardan olduğu ve baasçı darbe özlemini 40 yıldır yitirmediği biliniyor.

Doğu Perinçek'in de Abdullah Öcalan ile Bekaa vadisindeki fotoğrafları ve karanlık ilişkileri ortadayken geçmişinde terörle savaş onuru taşıyan Sarızeybek'in teröristle ilişkisini açıklayamayan adamı savunması korkunç bir tezat değil mi?

İşte bu yüzden belki de bilinçaltı ona "İlhan Selçuk darbeci imajıyla veriliyor, Doğu Perinçek terör ile yan yana getiriyor" değil tam tersine "İlhan Selçuk ile terör yan yana getiriliyor, Doğu Perinçek darbeci imajı ile veriliyor" dedirtiyor.

[Av.Ragıp Atay]

Ya siz bu ülkedeki sosyalistleri, aydınları demokratları aptal mı sanıyorsunuz; Yoksa aptal yerine mi koyuyorsunuz anlamadım.
12 martı bırakalım, 12 eylülde binlerce aydın demokrat işkence gördü. Bırakın 12 eylülü daha öncesinde yüzlerce aydın demokrat, sosyalist katledildi.
Şimdi siz, 2 orospu, 1 dönme, 3 asker 5 mafyacı toplayıp:
"BUNLAR DARBELERDEN SORUMLU" diyorsunuz. Ama esas darbeciler dışarda. Nasıl olacak bu iş? Darbeleri ergenekon diye saçma bir oluşuma bağlamak, sosyal anlamda aymazlık. Darbeye destek olmaktır. Neyse fazlasını söylemeyeyim.

[sdt23]

Can Dündar'ın 12 yıl önce yaptığı program:
http://www.metacafe.com/watch/1468031//

[monica]

BİZE GÜÇLERİ YETMEZ! Türkiye otuz yıldır terörün acısını çekiyor, kolay değil, 6.500 vatan evladı şehit düştü bu mücadelede, 7.500 vatan evladı kurşuna dizildi teröristler tarafından.Türk milleti iyi bilir terörü de teröristi de...
kolay değil, binlerce polis asker, öğretmen doktor, savcı kaymakam yıllarını verdi bu mücadeleye, ömrünü dağlarda geçirdi, anadan yardan ayrı düştü, sızlanmadılar bile, vatan dediler, onca acıya gülüp geçtiler, biz iyi biliriz terörü de teröristi de.



Türkiye kazanmadı hiç, çünkü bilemedi bizi yönetenler terör ne terörist kim, bu yüzden hep kaybettik. Giden canlarımız yüreğimizin bir köşesinde dursun, 300 milyar dolarlık bir ulusal kaynağını yok etti

Türkiye, köyleri yakıldı yıkıldı, insanları göç etti yerinden yurdundan, karakolları kapatıldı ve hala kaybediyor bu ihanet tuzağında; terör Kürt sorunu oldu, Türk-Kürt ayrımını yarattı, ezelden beri Türk olan bir millete Türkiyeli demeye başladılar, Evladı Fatihan Kerkük gidiyor, Kıbrıs gidiyor, halkımız terörün pençesine düşmüş devletinden güven bekliyor.

Boşuna geçmedi onlarca yıl, bizler iyi biliriz terörü de teröristi de, terörist olmak kolay değil, terörü yaratmak kolay değil, iyi biliriz biz. Her şeyden önce silah alacaksın eline, çoluk çocuk demeden kurşuna dizeceksin, 7.500 vatan evladımızın kurşuna dizildiğini, köylerimizin yakıldığını yıkıldığını görmedik mi, terörist olmak kolay değil, hep öldüreceksin acımasızca.

Terörist olmak hiç kolay değil; köylere gireceksin bir gece yarısı çoluk çocuğu kaçıracaksın, alıp dağlara götüreceksin, kendin gibi terörist yapacak ve askerimize hain kurşun attıracaksın, kolay değil bunlar. Kadını kızı bayramlarda toplayacaksın, meydanlara yığacaksın, polisimize taşla sopayla saldıracak ve kamu mallarına zarar vereceksin. Yetmedi, bir siyasi parti kuracak ve bu parti eliyle terörü yasallaştıracaksın, dağlarda terörist tükendiğinde köylere girip dağa çıkaracaksın kadını, kızı, kızanı, KOLAY DEĞİL BU İŞLER.

Bizim ülkemizde terörist olmak hiç kolay değil; AB ülkelerinde dernek büro açacaksın, garip gurbetçilerimizi haraca bağlayacak, aldığın yetim hakkı kul hakkı paralarla top tüfek bulacaksın ve gelip askeri polisi şehit edeceksin, hiç kolay değil bu işler. Üstelik tüm bunları yaparken de ortalıkta cirit atacaksın, Avrupa’da, Asya’da, Ortadoğu’da, Kızılay’da, Diyarbakır’da. İnanın bana kolay değil, bir yandan öldürmek ama öbür yanda at üstünde cirit atmak, kolay değil.

Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu’nun evi aranmış? Neden? Terör örgütü üyesi olduğuna ilişkin kuvvetli şüpheler varmış, yani terörist olduğundan şüphe ediliyormuş.

Milli Güvenlik Kurulu eski Genel Sekreteri emekli Orgeneral Tuncer Kılınç ile Kemal Yavuz’un ise hem evleri aranmış hem de gözaltına alınmışlar. Neden? Terör örgütü kurduklarından ya da bir terör örgütüne üye olduklarından yani terörist olduklarından şüphe ediliyormuş.

Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Mustafa Özbek’in evi, sendika binası, Türkmen Boyları Konfederasyonu çalışma merkezi, ART televizyonu yayın binası aranmış. Neden? Kimi teröristmiş, kimi terör örgütünün yayın organıymış, kimi terörist yetiştiriyormuş, kimi terörü finanse ediyormuş ama hepsinin birleştiği nokta ise terör ve teröristle bağlantılı olmalarıymış. Hepsi de gizli bir örgüt için gizli gizli çalışıyormuş ve amaçları da halkı hükümete karşı isyan ettirmekmiş, öyle diyor işbirlikçi medya, biz de bu işbirlikçilerin yalancısıyız.

Allah aşkına bunlar kimi kandırıyor, biz terör ne demek terörist ne demek, bilmiyor muyuz sanıyor bunlar!

Terörist olmak bu kadar kolay mı; hem ömrünü ülkene, bayrağına ve vatana adayacaksın, ağzından çıkan her kelimede Ne Mutlu ki bana Türk’üm diyecek ve Türk milletinin yükselmesi ve yücelmesi için çalışacaksın, hem de terörist olacaksın, bu iş bu kadar kolay mı!

Biz teröristin kim olduğunu biliyoruz, zaten ortalıktalar, kimsenin saklandığı yok, cirit atıyorlar dört bir yanda.

Eğer ki bu ülkede 14 bin canımız alan, AB eliyle terörün silahını finanse eden, 3.225 köyümüz ile 300 milyar dolarlık ulusal kaynağımızın yok olmasına ve bir milyon insanımızın yerinden yurdundan göç etmesine neden olan teröristler ortalıkta cirit atarken, Yargıtay Onursal Başsavcısının evi “Terörist” diye aranıyorsa bizim de söyleyecek bir sözümüz var!

Eğer ki bu ülkede teröristlerin hakkı aranıyor da şehitlerin hesabı sorulmuyorsa, elbette sesimiz çıkacak ve konuşacağız.

Eğer ki bu ülkede insan hakları dernekleri teröristlerin eline geçmiş de, şehit analarının hakkını arayan bir federasyon hala kurulmamışsa, elbette sesimiz daha gür çıkacak ve konuşacağız.

Gerçeği söylemek ne zamandan beri suç oldu ülkemizde, ne zamandan beri doğruyu söyleyen dokuz köyden kovulur oldu!

Kimsenin halkı hükümete karşı filan kışkırttığı yok, ama ülkenin gidişatını iyi görmeyenler var, bizler gibi, milyonlarca vatan evladı var ve hepsi de hep bir ağızdan haykırıyor, gidişat iyi değil diye, kimsenin gizli saklı bir şey yaptığı yok.Eğer ki gidişat iyi değilse, eğer ki yarınlarımızdan endişe duyar hale gelmiş isek, elbette ki haykıracağız, hem de hiç durmadan haykıracağız, gidişat iyi değil, diyerek. Haykıracağız ki, körleri sağırları oynayan zihniyetler bu gafletten artık uyansın!

Son yıllarda tüm yaptığımız da bu değil mi zaten, haykırıyoruz hep; milyonlarca şehit pahasına Türkiye coğrafyasını vatan yapan Türk milletinin varlığı ve bekasını tehlikeye düşürdüğüne inandığımız bir siyasi zihniyete dur demek için haykırıyoruz!

Yetim hakkı kul hakkı ile alınan ulusal kaynaklarımızı ve şehit kanlarıyla sulanmış bu kutsal vatan topraklarını yabancılara satan ve bizi kendi yurdumuzda, kendi toprağımızda köle haline yapmaya çalışan bir siyasi zihniyete dur demek için yıllardır haykırıyoruz. Amacımız sesimizi duyurmak, tehlikeyi işaret etmek, çocuklarımızı güzel yarınlar bırakabilmek, başka amacımız yok bizim.

Eğer ki bu ülkenin bağımsızlığını savunmak, eğer ki bu ülkede insanların insanca yaşamasını istenmek, eğer ki bu ülkede onurlu ve şerefli yaşayarak ülkeye ve insana hizmet etmeye çalışmak terörist olmak ise eğer, biz teröristiz, varsa aksini savunan bir güç, alsın bizi, alsın da yargılasın!

Ne Mutlu Türk’üm demek terörist olmak ise eğer, biz teröristiz, bize yabancı zihniyetlerin varsa gücü eğer, alsın yargılasın bizi!

Mustafa Kemal’i sevmek ve O’nun yolundan yürümek terörist olmak ise eğer, biz teröristiz, toplasın bütün gücünü gelsin bize yabancı olanlar, varsa güçleri alsın bizi, alsın da yargılasın terörist diye!

Ama inanın bana, bize güçleri yetmez, kimsenin gücü buna yetmez çünkü biz, cumhuriyeti kuran Türk milletiyiz!

KAYNAK:
http://www.erdalsarizeybek.com.tr/es...ri-yetmez.html

[sdt23]

Saygın bir sanığın beyanları:

7 Ocak 2009: “İki hafta sonra döneceğim”
8 Ocak 2009: "Eşimin sağlık sorunları nedeniyle ABD'ye geldik. İki hafta sonra İstanbul'dayım, polisler beni havaalanından alsınlar"
20 Şubat 2009: “Bu pazartesi de doktor kontrolüne gitmem gerekiyor”
3 Nisan 2009: "Ne zaman dönerim bilmem, şu an diş tedavisi görüyorum"
7 Mayıs 2009: "Niye geleyim? Gelip hapiste mi çürüyeyim?" (Fatih Altaylı ile görüşmesinden)

Amerika'da diş tedavisi gören sanığın İstanbul'daki Üniversitesi'nde "dünya çapında" diye övündüğü bir diş hastanesi de var.

http://www.7tepedis.com/
http://www.dishekimligi.yeditepe.edu.tr/