+ Konuyu Yanıtla
1 den 4´e kadar toplam 4 ileti bulundu.

Konu: Kahramanlık Şiirlerinden Bir Demet

Kahramanlık Şiirlerinden Bir Demet Hızlandırılmış Mobil Sayfa Sürümü (AMP)
  1. #1
    Kayıt Tarihi
    Jun 2003
    Nerede
    Afyonkarahisar
    İletiler
    2.022
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Kahramanlık Şiirlerinden Bir Demet

    97'nin bir 10 Kasımıydı hiç unutmam.Lise son sınıftaydım.Afyon Kocatepe Anadolu Lisesinde okuyordum mevcudumuz 700 ila 800 arasında değişiyordu.Adım anons edildiğinde her zaman dymaya alışkın olduğumuz öğrenci uğuldaması birdenbire kesilmişti.Şiiri okumaya başladım.Şiir sonuna kadar caddede Afyon'da ve okulumuzda hayat sanki durmuştu.Bana eşlik eden rüzgarın sesi ile kuşların cıvıldamalarıydı.Şiiri bitirdiğimde Müthiş bir alkış aldım.Afyon'lu olduğum için kendimle gurur duyarken edebiyat öğretmenimiz koşarak geldi yanıma, gözleri parlıyordu.Ali dedi.Seni tebrik ediyorum.Bütün öğretmenlerin başaramadığını tek başına başardın.Ve bende içimden, bu sadece benim okuyuşumdan kaynaklanmıyor aynı zamanda şiirin güzelliğinden kaynaklanıyor demiştim...İşte o şiir...

    DAĞ BAŞINI DUMAN ALMIŞ

    Bir sisli kasım sabahıdır bu;
    Düştüler yollara Kırklar Yediler...
    Dağ başını duman almış kardeşim,
    Gün doğmayacakmış, dediler.
    Baktım ki bütün gökyüzü baştan başa tenha,
    Bir kapkara matem sarıyor memleketi,
    Her sineyi bir kapkara yas dolduruyor,
    Ev ev bacalardan taşıyordu.
    Bir sisli kasım sabahı baktım,
    Baştan başa öksüz koca bir yurt,
    Taş taş döğünüp ağlaşıyordu.
    Nereden çıktı bu ferman nereden?
    Dağ başını duman almış kardeşim,
    Ansızın bir karayel esti meğer pencereden,
    Karıştı tarihin sayfaları...
    Toz duman içinde Anafartalar!
    Samsun, Erzurum, Sivas,
    Baş döndürücü bir hız geçiyor memleketi,
    Nefesler tıkanıyor, adımlar şaşıyordu.
    Büyüdü ellerim, ayaklarım, kafam!
    Sakarya boylarında bir yanık türkü,
    Akdeniz'i gösteriyor Mustafa'm!
    Kağnılar mermi değil, iman taşıyordu.
    "Dağ başını duman almış" kardeşim,
    "Gümüşdere durmaz akar"
    Bir dert ki kemirir içimiz kasım sabahları,
    Bir dert ki yakar!
    Yeni bir bayrama girmişti vatan,
    Her taraf mutlu ve hür,
    Tuttu baştan başa Türk yurdunu bir resmi geçit,
    Yürüyor koskoca millet,
    Yürüyor başta Atam,
    Devrim devrim geçiyor memleketi,
    Tepelerden gece gündüz aşıyordu.
    Med miydi, cezir miydi bilinmez,
    Bir seyrediyor şöyle uzaktan uzağa,
    Bir yaklaşıyordu.
    "Rabbim yeni bir mucize versin, diye Türk'ü
    Gönderdi bu dünyaya muhakkak Atatürk'ü."
    Böyle söylerdi kesik kollu dedem.
    Gördüler de analar babalar o kara günleri,
    "Allah gönderdi Gazi'yi,
    Allah yüzümüze bakmış." Dediler.
    Ama bir gün
    Bir sisli kasım sabahı
    Dağ başını duman almış, kardeşim;
    Gün doğmayacakmış, dediler!
    Baktım ki bütün gökyüzü baştan başa tenha
    Bir kapkara matem sarıyor memleketi,
    Her sineyi bir kapkara yas dolduruyor,
    Ev ev bacalardan taşıyordu.

    ..............................................

    Bir sisli kasım sabahı baktım
    Hâlâ vuruyor nabızlarımızda
    Hâlâ yaşıyordu.
    Lâkin kesilip dinmedi ruhumda o sancı,
    Hâlâ o yetim bakışlarımda
    Donmuş bir avuç hâtıra kalmış!
    Dağ başını duman almış kardeşim,
    Dağ başını duman almış!

    Bekir Sıtkı ERDOĞAN



    Hukuki NET Güncel Haber

    Kahramanlık Şiirlerinden Bir Demet konulu yargıtay kararı ara
    Kahramanlık Şiirlerinden Bir Demet konulu hukuk haber

  2. # Nedir?
    Tavsiye Soru Cevap
    Kayıt Tarihi
    Bugün
    Nerede
    Avukat Dünyası
    İletiler
    Ne kadar?
     
  3. #2
    Kayıt Tarihi
    Jun 2003
    Nerede
    Afyonkarahisar
    İletiler
    2.022
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı

    AĞIT

    Ağlayın, parmakları nur
    Sularından kınalı kızlarım,
    Ağlasın Meraga göklerinden
    Meraga'ya bakıp yıldızlarım!

    Yollara Kürşad'lar uzanmış, ölü...
    Ağlasın Akülke, ağlasın Sütgölü!
    Yiğitlerim uyur gurbet ellerde..
    Kimi Semerkant'ta bekler beni
    Kimi Caber'de...

    Caber yok, Tiyanşan yok, Aral yok...
    Ben nasıl varım?
    Ağla ey Tanrı Dağından
    İndirilmiş Tanrım!

    Şu yakın suların
    Kolu neden bükülmez?
    Fırat niçin, Dicle niçin, Aras niçin
    Benden doğar, bana dökülmez?

    Ben ki ateşle konuşurdum, selle konuşurdum
    İtil'le, Tuna'yla, Nil'le konuşurdum.
    "sangaryos"u "Sakarya" yapan
    "ikonyum"u "Konya" yapan dille konuşurdum.

  4. #3
    Kayıt Tarihi
    Jun 2003
    Nerede
    Afyonkarahisar
    İletiler
    2.022
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı

    pkkgercegi.net sitesinden alıntı

    Oğlum ölmedi, onunla hergün konuşuyorum
    VATAN ŞEHİTLERİ - Binlerce şehidin binlerce gazinin ve 15 yıldır ağlayan Türkiye'nin öyküsü - III
    Osman SERTOĞLU Her kelimesinde özlemi ve bekleyişi hissettiren Bayramiye Ana, şehit oğlu Savaşla resimlerine bakıp konuşuyor ve onu özlediğini söylemeden bir gün bile geçirmiyor.

    İnsan duygularını, sevgisini, umudunu, beklentisini, hasretini mısralarla, dizelerle dile getirir, öyle anlar olur ki, bir an, bir anı, bir olay, kalemden söz olur dökülür beyaz kağıda... Bazen aşkları, anılan tazeler, sevgi olur akar. Bazen de kan olur kaderi yazar.
    Bilemem ben,
    Onu bunu bilemem
    Askerlerimiz şehit ölürken,
    Ben içimden gülemem.
    Devlet oğul, mürvet oğul,
    Fidan oğul, toy oğul,
    Anam dedin, babam dedin,
    Atam dedin bayrağa,
    Hem al bayrak oldun işte,
    hem de bayrakta al oğul....

    İşte şehit askerimiz Savaş'ın annesine gönderdiği şiirden birkaç mısra. Şehit askerimiz Savaş Koyun'un bu şiiri gönderdiği tarih ile şehit olduğu tarih arasında sadece bir hafta olması düşündürücü, acı öyle ki yürek dağlayıcı.
    Savaş Koyun, Samsun'lu, 20 yaşında terhisine iki hafta kala eli kanlı teröristlerin kahpe kurşunlarına hedef olan gencecik bir fidan. Hedefi vatan borcunu tamamladıktan sonra annesinden bile gizlediği sevgilisi ile evlenerek, Bayramiye Ana'ya sürpriz yapıp kalan ömründe huzurlu ve mutlu bir yaşam ile rahat ettirmek.

    Gaziosmanpaşa Gazi Mahallesin'deyiz. Şehit Piyade Er Savaş Koyun'un oturduğu evi arıyoruz. Minik esmer tenli zeytin gözlü afacan bir küçüğe sesleniyorum. "Efendim" diye cevap veriyor. Yanıma kadar gelip "Buyur amca, adım Erhan" diye kendini tanıtıyor. Küçük Erhan'a Savaş'ı soruyorum. Cin gibi maşallah. Sanki büyümüş de küçülmüş, sanki mahallenin muhtarı. Herkesi tanıyor. Savaş abisini kahraman olarak tanımlıyor. Mahalle sakinlerinin kendi aralarında yaptığı konuşmaları çok dinlemiş ve etkisinde kalmış olacak ki, gururla anlatıyor. Savaş abisini bir rambo gibi görüyor. Erhan'la eve gidiyoruz.

    Kapıyı Bayramiye Ana açıyor. Bir evlat sevgisi ve hasreti ile sarmalıyor kollarıyla bizi. Yüreği hızla çarpıyor. Hissetmemek mümkün değil, öyle anlaşılıyor ki bizi şehit olan evladının yerine koymuştu. Ben onun için Savaş oğuldum.

    Bir acı, bir özlem, bir isyan ve bin ağıt var Bayramiye Ana'nın Gazi Mahallesi'ndeki evinde... Yüreği evlat acısı ile dağlanmış Bayramiye Ana'da, yıllarca gözünden bile esirgediği, büyütüp yetiştirdiği, tüm mahalle halkının sevgilisi olan "tığ gibi delikanlı" diye tabir ettiği tek oğlunu vatan için şehit vermiş bir ananın çektiklerini, dudağından dökülen her kelimede acının en derinini bulmak mümkün.

    Musluktan boşahrcasına akmaya hazır gözyaşlannda, bir temas, bir söz gibi küçük bir kıvılcım bekleyen buğulu gözlerinde, yine de anneliğin en yüce duygulan şefkat ve sevgi ile birlikte Bayramiye Ana, ilgisiz kalan yetkililere isyan etmeden de edemiyor. Hani küçük bir kıvılcım, hani küçük bir söz onu gözyaşlanyla birlikte isyana çağıracak nitelikte.

    Savaş'ın adı geçtiği her anlatımda, konuya göre değişen yüz hatlarında bütün duygularını ortaya koyan Bayramiye Ana ise vatan uğruna şehit verdiği oğluna olan sevgisi ve hasreti ile yedi yıldır gözleri yaşlı. Ülkeyi parçalamak ve hain emelleri için, Türk askerine, Kahraman Mehmetçiğe kurşun sıkan parmaklara nefret ve lanet yağdıran yüreği acılı ana, dökülen gözyaşları arasında yine de mutlu. Çünkü oğlu vatan için şehit olmuş. Kendisi artık bir şehit anası.

    Bayramiye Ana anlattıkça gözleri doluyor. Her damla gözyaşı oğul Savaş'ın resminin üzerine düştükçe, bir yangın büyüyor sanki Bayramiye Ana'nın yüreğinde. Sözlerinde hep özlem, hep bekleyiş var.

    ODASINI HERGÜN TEMİZLİYORUM

    "Oğlumun öldüğünü kabul etmek zor ana yüreği işte odasını hergün temizliyorum. Savaş'la hep rüyalarımda birlikteyiz. Oğlumun odasındaki resimlerin herbirini canlı olarak görüyorum. Oğlumun odasına girip onunla konuşuyorum. Babası kiminle konuşuyorsun diye kızıyor. Ben de babasına dertlerimi anlatıyorum, içim yanıyor içim, diyorum. Babası: "Oğlumuzu fazla rahatsız etme", dediği anda ben de; oğlum benden rahatsız olmaz, çünkü bana oğlum "Anne, senin oğlun var, hiçbir zaman oğlum yok, deme. Bak kapına gelmem. Ama oğlum var dediğin zaman da, senin kapından hiçbir yere gitmem. Seni hiç kimseye muhtaç etmeyeceğim" diyordu. Onun öldüğüne hâlâ inanamıyorum. Oğlumun odasını hergün temizliyorum. Temizlemesem içim rahat etmiyor. Mezarlığa gittiğim zaman oğlumun mezarını siliyor ve suluyorum. Sanki oğlumu yıkıyorum gibi bir his oluyor içimde."

    AYNI GÜN RÜYAMDA GÖRMÜŞTÜM...

    Aynı gün oğlum rüyama girdi ve bana, geliyorum anne beni bekle, dedi. O zaman evimizde telefon yoktu. Ben de hemen postahaneye gidip evimize, telefon çektim. Oğlum beni arasın, rahat rahat konuşayım diye. Ama maalesef telefonu bize bağlayamadılar. Askere gideli bir yıl olmuştu. Babasına, sen işyerinden ara görüş, ben komşunun telefonundan konuşurum, dedim.
    Benim oğlum Fenerbahçeliydi. Evden dışan çıktım, bir kanarya kuşu gelip, burnumun üstüne kondu. Kuş burnumun üstünde durabilir mi? Burnumu ısırmaya başladı. Kuş'a, "Oğlum dedim, sen gelmedin, Feneri'ni-Kanaryanı mı yolladın. Sana da, silahına da kurban, dedim. Kuşa, Savaş'ıma git, ona iyi olduğumu ve onu beklediğimi söyle, dedim. Kuş aşağı inip, 3 defa, cik cik etti. Sanki ağlar gibi yukarıya, yüzüme baktı. Kuşun o halini görüce bir tuhaf oldum ve ağladım. Eve girdim. Beyim, burnuna ne oldu diye sordu. Ben de yaşadığım olayı anlattım. Ağladım, Ağladım.

    VE O GÜN...

    "Tunceli-Kozak'ta, alnından vurulmuş. Daha sonra, Oğlumu Diyarbakır'a, hastaneye götürmüşler. Hastane'de beş gün yatmış. Birşey söyleyeceğim ama, askeriye beni hiç yanlış anlamasın, askeriyenin şöyle bir hatası oldu. Bana oğlumun vurulduğunu söylemediler. Bana söyleselerdi, ben hemen atlayıp Diyarbakır'a giderdim. Neden diye sorarsanız, oğlum beni gördüğü zaman belki daha iyi olup iyileşebilirdi. Ben askeriyeyi bu konuda hatalı buluyorum. Doktorlar bütün uğraşlarına rağmen, oğlumu kurtaramamışlar."


    benzer başka bir şiir

    Vatan oğul, bayrak oğul, devlet oğul, can oğul
    Sevmek nedir bunu bilen aşıklara bismillah
    Bu oğullar sümeyya can analardan doğdular
    Rabbi esir dileklerden beşiklere bismillah

    Ad verirken, ilk ezandan ilk duyduğun kelamda
    Göz ve gönül aydınlatan ışıklara bismillah
    Emeklerken, diz vurduğun iz vurduğun her yerde
    Ayaklanıp atladığın eşiklere bismillah

    Düşte gördüm kanlı başım peygamberin dizinde
    Ocaklara eşiklere beşiklere bismillah

    Karamürsel,
    Kara üzüm gözlü mürsel
    Soy oğul gündüzbey çanamlı yiğit
    Bey dağımca bey oğul
    Gazi battal ülkesinin kara yiğit palası
    Devlet oğul, mürfet oğul, fidan oğul, toy oğul

    Anam dedin, babam dedin, atam dedin bayrağa
    Hem al bayrak oldun işte hem bayrakta al oğul

    Bağrımdaki kurşunlarla çık peygamber katına
    Ol mübarek avucun içini birer birer say oğul
    Bet yüzler kem gözler hor bakarmış vatana
    Biz tükenip yok olmadan olmaz böyle şey oğul

    Denilmiştir,
    Can sağ iken yurt vermeyiz düşmana
    Hem sütünden hem kanından hem canından
    Bu sende ki huy oğul

  5. #4
    Kayıt Tarihi
    Jun 2003
    Nerede
    Afyonkarahisar
    İletiler
    2.022
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı

    ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE

    Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi?
    En kesif orduların yükleniyor dördü beşi,
    Tepeden yol bularak geçmek için Marmara'ya
    Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.
    Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı!
    Nerde -gösterdiği vahşetle- "Bu bir Avrupalı!"
    Dedirir: Yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi,
    Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yâhud kafesi!
    Eski Dünya, Yeni Dünya, bütün akvâm-ı beşer,
    Kaynıyor kum gibi... Mahşer mi, hakikat mahşer.
    Yedi iklimi cihânın duruyor karşısında,
    Ostralya'yla beraber bakıyorsun: Kanada!
    Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk;
    Sâde bir hâdise var ortada: Vahşetler denk.
    Kimi Hindû, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ...
    Hani, tâ'ûna da zuldür bu rezil istilâ!
    Ah, o yirminci asır yok mu, o mahhlûk-i asil,
    Ne kadar gözdesi mevcud ise, hakkıyle sefil,
    Kustu Mehmetçiğin aylarca durup karşısına;
    Döktü karnındaki esrârı hayâsızcasına.
    Maske yırtılmasa hâlâ bize âfetti o yüz...
    Medeniyyet denilen kahbe, hakikat, yüzsüz.
    Sonra mel'undaki tahribe müvekkel esbâb,
    Öyle müdhiş ki: Eder her biri bir mülkü harâb.

    Öteden sâikalar parçalıyor âfâkı;
    Beriden zelzeleler kaldırıyor a'mâkı;
    Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;
    Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin.
    Yerin altında cehennem gibi binlerce lâğam,
    Atılan her lâğamın yaktığı yüzlerce adam.
    Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer
    O ne müdhiş tipidir: Savrulur enkâz-ı beşer...
    Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el ayak,
    Boşanır sırtlara, vâdilere, sağnak sağnak.
    Saçıyor zırha bürünmüş de o nâmerd eller,
    Yıldırım yaylımı tûfanlar, alevden seller.
    Veriyor yangını, durmuş da açık sinelere,
    Sürü halinde gezerken sayısız tayyâre.

    Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler...
    Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide güler!
    Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;
    Alınır kal'a mı göğsündeki kat kat iman?
    Hangi kuvvet onu, hâşâ, edecek kahrına râm?
    Çünkü te'sis-i İlâhî o metin istihkâm.
    Sarılır, indirilir mevki'-i müstahkemler,
    Beşerin azmini tevkif edemez sun'-i beşer;
    Bu göğüslerse Hudâ'nın ebedî serhaddi;
    "O benim sun'-i bedi'im, onu çiğnetme" dedi.
    Âsım'ın nesli... diyordum ya... nesilmiş gerçek:
    İşte çiğnetmedi nâmusunu, çiğnetmeyecek.
    Şûhedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar...
    O, rükû olmasa, dünyâda eğilmez başlar...
    Vurulmuş tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
    Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!
    Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!
    Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.
    Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhid'i...
    Bedr'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.
    Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
    "Gömelim gel seni tarihe" desem, sığmazsın.
    Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâb...
    Seni ancak ebediyyetler eder istiâb.
    "Bu, taşındır" diyerek Kâ'be'yi diksem başına;
    Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına;
    Sonra gök kubbeyi alsam da ridâ namıyle,
    Kanayan lâhdine çeksem bütün ecrâmıyle;
    Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan,
    Yedi kandilli Süreyyâ'yı uzatsam oradan;
    Sen bu âvizenin altında, bürünmüş kanına;
    Uzanırken, gece mehtâbı getirsem yanına,
    Türbedârın gibi tâ fecre kadar bekletsem;
    Gündüzün fecr ile âvizeni lebriz etsem;
    Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana...
    Yine bir şey yapabildim diyemem hatırana.

    Sen ki, son ehl-i salibin kırarak salvetini,
    Şarkın en sevgili sultânı Salâhaddin'i,
    Kılıç Arslan gibi iclâline ettin hayran...
    Sen ki, İslâm'ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,
    O demir çenberi göğsünde kırıp parçaladın;
    Sen ki, ruhunla beraber gezer ecrâmı adın;
    Sen ki, a'sâra gömülsen taşacaksın... Heyhât!
    Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât...
    Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
    Sana âguşunu açmış duruyor Peygamber.

    Mehmet Akif Ersoy

+ Konuyu Yanıtla

Bu sayfada bulunan kavramlar:

Benzer Konular :

  1. Son yıllların en güzel şiirlerinden biri
    IRAK savaşında babası ve annesi ölen ve kendisinin de bacakları kopan Müslüman bir çocuğun IRAK savaşını yöneten Tommy FRANKS a yazdığı ...
    Yazan: ertaltan Forum: Kültür - Sanat - Edebiyat
    Yanıt: 1
    Son İleti: 01-10-2007, 18:18:39

Yetkileriniz

  • Yeni konu açma yetkiniz yok
  • Konuya cevap verme yetkiniz yok
  • Dosya ekleme yetkisi yok
  • İleti düzenleme yetkisi yok
  •  


2022 tarihli Hukuk Blog |  Arabulucu |  Hukuk Kitapları |  Alman Hukuku |  Özel Güvenlik AŞ. |  İş İlanları |  Ankahukuk |  Psikolog |  Site Ekleme |  Sihirli Kadın |  Sağlık |  Satılık Düşecek Domainler |  Bayefendi |  Afternic Alanadı satış (Domain alımı) | 

™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨‍💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.