Sn. Zara Devlet Haraç Kesmeye mi Başladı konulu forumdaki bir iletinizde "Ayrica; bu zamanda baba ogluna borç para vermezken, sizin 6 adet, hepsi de epeyce yüklü miktarlardaki, çekleri, gerçekten borç karsiliginda verdiginiz iddiasi, mahkemeye inandirici gelmeyecektir ve bu iddianin kesin bir sekilde ispatini isteyeceklerdir."demişsiniz.
Anladığım kadarı ile yargıtay borç karşılığı verilen senetler ile ilgili olarak borcun verilip verilmediğinin somut delillerle ispatlanmasını istiyor.
Daha önce forum konusu da olan bir mağduriyetimi dile getirmiştim. Müteahhitten satın aldığım daireyi tasarrufun iptali davası yolu ile müteahhit benden geri almaya çalıştı. Benden geri alamadı ancak başka insanlara sattığı 3 daireyi iptal davası yolu ile geri aldı. Müteahhit anlaştığı birine senet vererek borçlanmış borçlandığı kişi de bize iptal davası açtı. Ancak yaptığımız araştırmada müteahhitin borçlandığı kişinin hiçbir mal varlığı mesleği olmayan ipsiz sapsız biri olduğunu öğrendik. Bu kişi iptal davasında müteahhite borç para verdiğini söyledi. Mahkeme ne şekilde ve niye borç verdiğini sormadı. Müteahhit iptal davası yolu ile sattığı 8 dairenin 3'ünü geri aldı.
Yargıtay borç paraya karşılık verilen senetlerde borcun nasıl verildiğini somut delillerle(örneğin banka havalesi,virman, blokeli çek vs.) sorduğuna göre, ben bana dava açan adama müteahhite ne şekilde borç verdin diye bir ceza davası açsam kazanabilir miyim. Dediğim gibi adam ipsiz sapsız bir adam ve bu işi müteahhitle anlaşarak kasıtlı olarak yaptılar başarılı da oldular.
Bu sorum başta sn. Zara olmak üzere tüm site üyelerinedir.
İyi günler.
sayın gezgin daha önceki iletilerinizi de okudum ve mağduriyetinizi anladığımı düşünüyorum
size göre malın sahibi ile alacaklı kişi birlikte anlaşarak organize hareket ederek taşınmaz alan iyi niyetli üçüncü kişileri dolandırmışlardır.
gerçekte var olmayan bir borç varmış gibi gösterilerek birazda üçüncü kişilerin iyineyetlerinden (belki tecrübesizlik belki vergi ve harçları daha az ödeme niyetlerini) yararlanarak tasarrufun iptali davaları ile dolandırmışlardır.
burada bence organize bir suç vardır, dolandırıcılık, hakkın kötüye kullanılması gibi bir sürü suç çıkabilir bir avukata danışarak savcılığa yazacağınız bir dilekçe ile şikayette bulunabilirsiniz. Şikayet için suçtan zarar görmeniz gerek suçların takibi şikayete bağlı ise şikayet etmeniz gerek şikayete bağlı degilse suç duyurusunda bulunmanız gerek
ceza davalarında mahkeme hukuk davalarındaki deliller ile bağlı değildir.
tasarrufun iptali davalarında genellikle muvaza aranmadığı için muvazanın olmadığı da iddia edilemez
Konulardan biraz uzak kaldigimdan bir önceki forumunuzun konusuna tam olarak vakif olmadigim söylenebilir. Ancak; burada verdiginiz bilgiler isiginda size görüsümü arz etmeye çalisayim. Öncelikle belirtmeliyim ki, "devlet haraç kesmeye mi basladi" adli forumda dile getirdigim görüsler, tamamen o konuya özgü görüsler ve bilgilerdir. Orada konu, karsiliksiz çikmis ve en önemlisi de zamanasimina ugramis bazi çekler ve bu çeklerin tahsilinin mümkün olup olmadigi, karsiliksiz çekler nedeni ile verilen cezalarin niteligi vs. gibi hususlardir. Çekler zamanasimina ugramis oldugundan, tahsilinin çok zorlastigini ve borç verildigi iddiasinin mahkemeye inandirici gelmeyecegini, böyle bir alacagin olup olmadiginin kesin bir sekilde ispati gerektigini, belirtmistim. Kisaca; burada bir borçlu ve çeklere dayali alacagini tahsil etmeye çalisan bir alacakli iliskisi, (bir hukuki yarar) bulunmaktadir. Ancak; bu davanin, sizin somut olayinizla hiç bir ilgisi olmadigi gibi; iddianizi da ispatlamaniz imkânsizdir. Söyle ki;
1) Kural olarak borç senedi-hatir çeki tanzim edilmesi,usul ve hukuka uygundur. Suç degildir. Özellikle ticaret erbabi tarafindan, itimat telkini ve ticari itibar açisindan, sikça kullanilan bir yöntemdir. Bunu, kefalet akdi iliskisine de benzetebiliriz. (Etik olup olmadigi ayrica tartisilabilir, ancak, bu islem, hukuki olup kesinlikle suç degildir.) Bu husus, Yargitay'in içtihatlari'nda da açikça kabul edilmistir. (Yukarida verdigim örnekte çekler zamanasimina ugramamis olsaydi, tahsilatta zaten, muhtemelen, hiç bir sorun çikmayacakti.)
Dolayisiyla; siz, suç dahi olmayan bu olguyu ispatlamaniz dahi mümkün görünmemektedir. (Alan memnun, veren memnun. Böyle bir borç-alacak iliskisinin gerçekten var olup olmadigini ispatlayamazsiniz. ispatlasaniz bile, bu size hiç bir yarar saglamaz.) Çünkü;
2) Dava açmanin birinci sarti, bir hukuki yararin mevcut olmasidir. Sizin de belirttiginiz gibi; müteahhit, dairenizi sizden almayi basaramamistir. O halde, ne tür bir dava açacaksiniz? Hangi hukuki yararinizin korunmasini mahkemeden talep edeceksiniz? Açacaginiz davadaki talebinizin dinlenmesi mümkün degildir. Dinlense bile, dava sarti yoklugundan, davaniz red edilecektir. Size ( tapunuzun zaten iptal edilmemis oldugunu, hiç bir hukuki yararinizin bulunmadigini) söyleyeceklerdir.
3) Ceza davasi da açtiginiz takdirde herhangi bir sonuç alamazsiniz. Çünkü, yapilan islemi ispatlasaniz bile, bu islem (borç senedi tanzimi) yasalara göre suç degildir. Talebiniz hiç bir sekilde dinlenmez. Savciliga dahi müracaat etseniz, herhangi bir sonuç alamazsiniz. Kanunen suç sayilmayan bir islem hakkindaki suç ihbariniza iliskin dilekçenizi Savcilik kabul etmez. Savcilik, suç teskil etse dahi, çogu suç ihbarini kabul etmedigi gibi, kabul etse bile, kamu yarari bulunmadigi gerekçesi ile, takipsizlik karari vermektedir. Oldukça karamsar bir tablo çizdim, ama islemlerin bu sekilde cereyan edeceginden emin olabilirsiniz.
Ancak; daire tapusunun iptali tehlikesi ile karsi karsiya kalan daire sahibi, ilgili dava olmak sarti ile, muvazaa iddiasini ispata çalismalidir. Ayrica; munzam zarar söz konusu olmus ise, müteahhit aleyhine dava açilmasi mümkün olabilir, ki bu konuda da mahkeme, varsayimlara göre hareket etmeyecektir. Kesin delil isteyecektir.
Fikrimce teorik olarak (ispat hukuku hariç maddi hukuk açısından) ;
Taşınmaz sahibi olan (A) kişisi arkadaşı olan (B) kişisine derki ; ben sana imzaladığım şu kadar milyarlık senetleri vereyim sen git bir icra takibi yap bana karşı bende bu arada benim taşınmazı (C) veya üçüncü kişilere satayım ama satarken adama diyeyim ki abi tapuda düşük gösterelim, harcı ve vergisini az ödeyelim diyeyim o hemen kabul eder zaten bu arada takip de kesinleşmiş olur benimde başka malım yok zaten gelir bir haciz yaparsın aciz vesikası alırsın sonra ben sana alan adamın adını ismini veririm gider bana ve adama tasarrufun iptali davası açarsın malın değeri çok ama düşük bedel ile satıldı diye davanı kazanırsın bu şekilde senet tutarı kadar haciz uygulanır en kısa süre içinde satışa hazır hale getirir satarız dosyaya gelen parayıda kırışırız der.
Gerçektende dediği gibi olur (C) kişisi malı aldıktan sonra hakkında dava açılır
Bu halde Dolandırıcılık suçunun oluştuğunu düşünüyorum.
Hatta
“kamu kurum ve kuruluşlarınının kamu meslek lkuruluşlarınının araç olarak kullanılması suretiyle” (adaleti yanıltmak sureti ile hak elde etmek, kanuna karşı hile)
taşınmazı satan kişi müteahit ise “serbest meslek sahibi kişiler tarafından mesleklerinden dolayı kendilerine duyulan güvenin kotüye kullanılması suretiyle”
işlenmeleri halinde cezalar ağırlaştırılır.
Dolandırıcılık suçu bildiğim kadarı ile şikayete bağlı bir suç olmasa gerekir.
Zaten magdur olanlar 277 ve devamı maddelerine göre açılan davalarda kanuni karinelere dayananların ayrıca ızrar kasdını ispatlanmasının gerekmemesi yüzünden mağdur oluyorlar
Ben, sadece, sayin gezgin252' nin, hukuki problemi, ("ceza davasi açarsam kazanabilir miyim") konusundan ibaret oldugundan, o çerçevede cevap vermeye çalistim ve hukuki platformda uygulanagelen örnekleri ve mahkemelerce esas alinan kriterleri baz almis bulunmaktayim. Yoksa, elbette ki görüslerinizde haklilik paylariniz da vardir. Ama ne yazik ki; pratikte, bir çok olgu, tabiri caiz ise, "kitabina uydurulmaktadir" ve söz konusu olgularin, dolandiricilik suçu kapsamina girmediginden, o sekilde nitelendirilmesi de maalesef mümkün olamamaktadir. Danisikli dövüs ile yapilan bir çok islem oldugu halde, bunun ispati çogu kez inkansiz olmaktadir. ispatlansa bile, sadece, muvazaa konusu islem iptal edilmektedir. Ayni sekilde, göstermelik olarak borç senedi veya hatir çeki tanzimi suç olmadigindan, konu ile ilgili yaptirimlarin uygulanmasi çok güçtür. Kaldi ki, söz konusu emlaklarin el degistirmesi sonucunda, temel kural olarak, üçüncü kisilerin sahip olduklari haklar ve bu arada mülkiyet haklari açikça, kanun tarafindan korunmustur. Düsük beyanla emlak ve hatta araç satmak da artik eskisi kadar kolay degildir. Devlet de artik uyanmistir ve vergisini tam olarak tahsil edebilmek için, belli alt limitler koymustur. Bu asgari bedellerin altinda ev ve araba satmaniz mümkün degildir. Örnegin araçlarda da, yas ve modele vs. gibi kriterlere göre farkli alt limitler vardir. Gerçekte o limitin altindaki bir bedelle dahi araci satin almis olsaniz bile, daha fazla miktar olan (devletin belirledigi meblag üzerinden,sanki daha yüksek fiyattan araç almiscasina) satis göstermek ve vergi ödemek zorundasiniz. Öte yandan; evlerin,- alenen- oldugundan çok daha düsük bedelle satilmasi halinde, zamanasimi süresinde, (cari rayicin altinda satildigi ve gerçek degeri olmadigindan) tasinmazin geri alma hakki da vardir. Tapu iptali davalari ile ilgili içtihatlari ise tetkik ettiginizde, muvazaa nedeni ile bir çok tapu tescil islemi iptal edilmistir. Ama hiç biri (bu islem suç olmadigindan) cezalandirilmamistir. Ceza Hukuku'nda da bu yönde hiç bir uygulamaya ve içtihata rastlayamazsiniz. Sayin gezgin252'in tapusu dahi iptal edilmemistir ve haklarina-bu anlamda- hiç bir zarar gelmemistir. Bu nedenle; ben bu üyemizin bosu bosuna,-sonuç alamayacagi- anlamsiz bir hukuk mücadelesine girmesine ve sinirlerini daha da yipratmasina gönlüm razi gelmediginden, o çerçevede görüs ve bilgi vermis bulunmaktayim.
Hatta, -üstelik de Ceza Hukuku alaninda- somut bir örnek dahi verebilirim. Kendisine ölümle tehdit suçu isledigine dair iftira atilan bir sanik, hakkinda açilan kamu davasi neticesinde uzun yargilama neticesinde beraât etmis, müstekinin kendi taniklarinin bile ifadesi iel, sanigin bu suçu islemedigi, kesin bir sekilde anlasilmistir. Bu kerre; özellikle bu beraât kararina istinaden, iftira nedeni ile ve ayrica resmi mercileri, yalan beyanla ve fuzuli isgal sebebi ile, savciliga sikayette bulunduk. Savci ile makaminda etraflica bu konuyu tartistigimiz halde ve müvekkilimin bu olay nedeni ile toplumda kötü tanindigini ve kisilik haklarinin zedelendigini, maddi manevi magdur oldugunu vs. belirtmis olsam da; Savci, suç ihbarimizi (bundan bir sey çikmaz) diyerek "lütfen" kabul etti. Savcinin gerekçesi ise söyleydi: ("Sizin saniginiz zaten beraât etmis ve dolayisiyla aklanmistir. Daha ne istiyorsunuz.") (!) Sonuçta takipsizlik karari verilmistir. Bu kararda ise gerekçe aynen söyle idi:"yeterli delil elde edilemediginden" takipsizlik karari verilmistir. Bir üst mahkeme olan agir ceza mahkemesine karsi itirazda bulunup tüm delillerimizi ve tanik ifadelerimizi de ekledik. Sonuç: istemimizin reddine. Gerekçe ise daha ilginçti: (" her ne kadar ...... yönünde iddialar ve bu yönde kuvvetli emareler var ise de, iftira suçu isledigi iddia edilen sanigin, tartisma esnasinda kendisine karsi kullanilan sözleri, "ölümle tehdit olarak algiladigindan ve bu nedenle sadece yasal hakkini kullanarak müsteki sifati ile suç ihbarinda bulundugunun kabulü gerekeceginden, bu hareketin ftira olarak nitelendirilemeyeceginden"(!) takipsizlik kararinin kaldirilmasina iliskin talebinin reddine... (!!) Düsünün bir kerre, benim sanik, müsteki ile tek kelime bile yüzyüze görüsmemis oldugu halde, üstelik de ortada somut deliller ve tanik ifadeleri oldugu halde, "kullanilan sözlerin ölümle tehdit olarak algilandigindan (!!) bahisle, delillere göre degil, karsi tarafin olayi algilayis biçimine göre karar verilebilmektedir!! Buna benzer bir çok örnek saymak mümkündür.
kabul etmek gerekirki işin pratiği zordur ama bilinen de bir şeydir o kadar bilinendir ki en sonunda kanun değişikliğine bile neden olmuştur
bilirsiniz;
- işi uzatmaya yönelik girişimlerden biri kıymet takdir raporuna itirazları yanlış yerde açmak bu şekilde hiç olmaz ise yetkisizlik kararının temyiz ederek zaman kazanmak
- kendisine ihale edilen bir malın bedelini mümkün olan en uzun sürede ödeyerek (ihalenin feshi davası sonucuna kadar bedelin ödenmesi gerekmiyordu) karlı bir hale gelmek için ihaleye bir tanıdığını baştan sokmak ona ihalenin feshi davası açtırmak hatta adres olarak da yurt dışı adresi vermek
ki bu son yolu meslek edinen insanları gördüm tanıdım
bunun gibi bir sürü yol ... ama teoride bunları engelleyecek her zaman haklar vardı bunlar biliniyordu ama yapılacak fazla bir şey yok idi
ancak yasa değişiklikleri ile bunların önüne geçilebildi (!)
Sözünü ettiginiz islemler, sayin gezgin252'in olayina nazaran çok farkli vak'alar olup; bunlarin bir kismi, - yasalarda suç olarak tasnif edilen islemler oldugundan- kesin delille ispati halinde, cezayi gerektirir. Ayni sekilde ben de, bir liste halinde uzayip giden, benzeri örnekler verebilirim. Bunlarin, konumuzla uzaktan yakindan bir ilgisi bulunmamaktadir ve bize, (daha dogrusu sayin gezgin252'e) hiç bir yarar saglamaz. Meselâ, bankanin mali kaynaklarinin, banka tarafindan, kendi grup sirketlerine aktarilmasi, mali bir suçtur ve çikar amaçli çete kurmak amaci ile, nitelikli dolandiricilik suçu islendiginden, agir ceza mahkemesinde yargilamayi gerektirir. Veyahut; göstermelik olarak borç-alacakli iliskisi olusturup hileli icra takipleri yaptirmak vs. sureti ile ,hileli iflas etmenin zeminini hazirlayan ve akabinde, hileli iflas gerçeklestirdikten sonra; güya "alacakli " olan kisilerin, (sözde borçlu olmasi sebebi ile iflas eden sirkette) iflas idaresinin basina geçip bu sirketleri yönetmis olduklarina da sahit oldum. Bu husus da ispat olundugu takdirde suçtur. ihaleye fesat karistirmak vb. gibi, daha bir çok, sayisiz örnek vermek mümkündür.
Fakat burada konumuz, sayin gezgin252' in, KENDi olayinda, ceza davasi açtigi takdirde, kazanip kazanamayacagidir.
Burada borç senedi tanzim edilmis olmasi, yasalara göre suç mudur? HAYiR. Kaldi ki; bu durumun ispati mümkün müdür? HAYiR.
En önemlisi; sayin gezgin252'in (Meselâ; iptal edilmis olan bir tapu söz konusu olup da, yasalar önünde tapusunu geri alma hakki vd. gibi,) mahkeme tarafindan korunmasi gereken herhangi bir hukuki yarari var midir? HAYiR.
Mahkeme neticesinde sayin gezgin252' in ugradigi ve kesin olarak ispatlayabilecegi bir munzam zarar var midir? HAYiR. O halde?..
Naçizane kanaatime göre, bu forumlarda insanlara yardim etmeye çalisirken, onlari doldurusa getirmeden ve de fazla ümitlendirmeden bütün gerçekleri ve ihtimalleri aktarmaliyiz ve de; sonuç alamayacaklari kuvvetle muhtemel olan konularda, bosu bosuna hukuk mücadelesine girmemelerini, aksi takdirde daha da zarara gireceklerini, onlara tavsiye etmeliyiz.
Bu baglamda; konuyu asil mecrasindan uzaklatirmadan,- sayet benim gözümden kaçan bir husus var ise- sayin gezgin252'in isine yarayacak türden bir öneri (kisaca böyle bir ceza davasi açtigi takdirde bu davayi KAZANMANiN ipuçlarini) biliyorsaniz, bunlari bu foruma aktarmanizi dilerim.
Ben ordaki görüşlerimden farklı olarak bu davalara maruz kalan iyi niyetli alıcılar açısından bakmaya ve yasaların bu hükümlerini kazanç sağlamak amacı ile kullanılması haline dikkat çekmek istedim.
Şimdi arkadaşın söyledikleri doğru ise bir magduriyeti olduğunu kabul etmek gerekir kaldıki hakkında dava açılmış olması halinin şikayet hakkını doğurduğunu düşünüyorum. Davayı kazanmış olması zarar görmediğini göstermez diye düşünüyorum. Kaldı ki Aldığı taşınmazı üzerindeki (tasarrufun iptali davasından uygulanan haciz nedeni ile ) kimseye satamadı, davayı kaybedecegi korkusu ile taşınmaz üzerinde herhangi bir yatırımda yapamadı. Şaşkın kızgın ve çaresiz uzun ve zahmetli bir yargı süreci gecirdi. Malının elinden çıkması tehdidi içinde idi. Bu hususların bir zarar olduğunu düşünüyorum
Yaşadığı bunca eziyetin haksızlığın hesabını sormak istemesi normal.
Bende Konu hakkında görüşlerimi teorik olarak olayın dolandırıcılık olduğunu (ispat edilebilirlik durumu hariç) belirttim bana göre konu orda bitti.
Siz kendi yaşadıklarınızdan örnek verdiniz Ben kendi yaşadıklarımdan aynen dolandırıcılık gibi suç olarak düzenlenmiş ama ispat edilmesi zor olan ve bu nedenle kanun değişikligi yapılmasına sebep olan olaylardan bahsetttim.
ne yazıkki uygulamadaki başka örnekleri anlatmaya çalışıyorudum ama anlatamadım
Benim suç olarak bahsettigim konu senet tanzimi değil. Senet tanzimi dolandırıcılık olayında bir ayrıntı sadece. Tarif edildiği şekliyle olayın dolandırıcılık olmadığı söylenemez
Şimdi ceza davalarında kazanmak kaybetmek diye bir şey yok sanırım çok iyi bilmiyorum ama suçun işlenip işlenmediği işlendi ise cezasının ne olduğu tartışılır . Bu mağdur olduğunu söyleyen arkadaş fikrimce suç isnadı da yapmayacak iftira da.
Kendisine yapılan eylemi ve dolandırıcılık şuphesini belirtecek elindeki delilleri savcılığa sunarak şikayet ya da suç duyurusunda bulunacak . Delileri inandırıcı olması halinde savcını olayı soruşturmaya değer bulacağını (ki savcıların genellikle hazırlık soruşturmasını gereği gibi tamamlamadan ceza davaları açtığını ve sadece bu nedenlen ceza yargılamasının uzun sürdüğüde bir gerçek) sanıyorum.
Ceza davalarındaki deliller hukuk davalarındaki delillerden daha geniş olduğu için tanık veya başkaca delil gösterebilir, savcı soruşturmayı polise bırakır polis sözlü ifadelerine (!) ... başvurur. Belki itiraf ederler kimbilir ...
Ama elbetteki zor ve zahmetli sıkıntılı bir süreç bu konuda haklısınız.
Yazılanları dikkatle okudum, öncelikle konu ile ilgili yorumlarından dolayı hukukçu arkadaşlara teşekkür ederim.
İki kişi anlaşıp işbirliği yapar ve üçüncü bir kişinin parasını gaspeder. Parası gaspedilen kişi 1 yıl boyunca parasını kullanamaz. 1 yıl sonra polis gaspçı iki kişiyi üzerlerinde para ile yakalar ve gasp ettikleri parayı gaspçılardan aldıktan parası gasp edilen kişiye verir. Parası gasp edilen kişi gaspçılardan davacı olur. Hakim gasp edilen kişiye"siz zaten paranızı geri aldınız bir zararınız olmadı hukuki yararınız yok"der ve gaspçıları serbest bırakır. Gaspçılar da elini kolunu sallaya sallaya dolaşır.
İki kişi aralarında anlaşarak parasını vererek aldığım dairemi elimden almaya çalışıyorlar, 2,5 yıl boyunca mülkiyet hakkımı elimden alıp, malımı gasp ediyorlar (hatta bazı insanların mallarını ellerinden alıyorlar)Bundan iyi dava şartı mı olur. Ve ben aralarında düzenledikleri senedin anlaşmalı düzenlendiklerini ispatlasam dahi kanun bana zaten senin malını elinden alamamışlar deyip malımı gasp edenleri suçlu saymayacak.
Belki ispatı zor ama ipsiz sapsız bankada parası ve üzerine kayıtlı malı olmayan bir adamın yap sat işi yapan bir müteahhite 180 milyar TL. borç para vermesi ne kadar inandırıcıdır. Bu durumda varsayımlar değil gerçekler söz konusudur. Biz daireleri satın alırken müteahhite nasıl ödeme yaptın hangi parayı nasıl verdin diye soran kanun borç para veren adama sen hangi parayı verdin niye verdin diye sormaz. Bence bu davalarda önce alacaklının alacağını somut delillerle ispatlaması istenmelidir.
Aksi halde tasarrufun iptali davası yolu ile insanları dolandırmak Sn.Av.Tayfun Eyilik'in açıkladığı gibi çok kolaydır. Hatta bu işi meslek haline getirmiş insanların olduğunu avukatlar bilmektedir.
100 lira değerindeki malınızı önünüze çıkan ilk müşteriye 30 liraya satın, arkadaşınıza geçmiş tarihli bir senet verin icra takibine sokun aciz belgesi aldırın iptal davası açtırın sattığınız malı geri alın bu kadar basit.
Borç senedi düzenlenmesi hukuka uygun olabilir ancak 3. şahısların haklarını ihlal etmedikçe. İki kişi aralarında nedensiz yere borç senedi tanzim edebilir ancak bu senedi kullanarak 3. şahısların mallarını ellerinden almak resmen dolandırıcılıktır diye düşünüyorum.
Ben dairemi müteahhite kaptırmadım ancak bu adam elini kolunu sallaya sallaya dolanıyor belki aynı şeyi ileride tekrar başkalarına da yapacak insanların canını yakacak. Bence İİK'nun 282/2 maddesi kaldırılmalı kötü niyetli insanlara fırsat verilmemelidir. Mal kaçırma niyetinde olan hiç kimse gidipte tapuda düşük bedelle satış yapmaz, satışın düşük gösterilmesi mali yükümlülükten kurtulmaktır.
Sn. Zara ceza hukuku alanında verdiğiniz örnek tamamen soyut (şahit, yalnış algılama vb.) emarelere dayanmakta. Ancak bizim durumumuzda soyut bir senet hangi parayı borç olarak verdiği belli olmayan varlıksız bir adam ve mallarına haksız haciz uygulanarak mülkiyet hakları ellerinden alınmış insanlar var. Tüm bunlar somut delil olmalı diye düşünüyorum.
İyi akşamlar
verdiğim para karşılığı aldığım senette karşın,borçlu şikayet etmiş ve hukuk mahkemesinden ağır ceza mahkemesine gönderdi hayatın olağan akışına ters...
şirketimize medikal malzeme almak için başka bir şirketin müdürüne 50.000tl lik senet verdik(malen ) mallarımız gelmeyince noterden senedin iadesini ...
Selam değerli arkadaşlarım.8 senelik arkadaşım sıkıştığım bir anda bana kredi çekti.Daha sonra ölümlü dünya ne olur ne olmaz diyerek senet getirdi ve...
Kuzenimin şöyle bir sorusu var;4 yıldır beraber olduğum bir kişiye belirli aralıklarla 20.000.- ve 15.000.-gibi meblağları iş yapıp bana geri verecek...
Herkese iyi günler dilerim ilk başta birinden alacak karşılığı senet aldım fakat günü geldiği halde ödemedi tahsili icin bi avukat arkadaşıma verdim...
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Vasiyet var mı nasıl belli olur?
07-05-2024, 17:49:31 in Miras Hukuku