+ Konuyu Yanıtla
2 / 3 Sayfa İlkİlk 123 SonSon
11 den 20´e kadar toplam 28 ileti bulundu.

Konu: 25, 25, 23

25, 25, 23 Hızlandırılmış Mobil Sayfa Sürümü (AMP)
  1. #11
    Kayıt Tarihi
    Apr 2005
    Nerede
    Adana, Seyhan, Turkey.
    İletiler
    2.930
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: 25, 25, 23

    Sayın turkuaz1923;
    Size verdiğim cevap yanlışlıkla 2 defa çıkınca, birini silmek isterken sizinkini silmişim. Çok özür diliyorum. Umarım bu sakarlığımdan dolayı beni affedersiniz.

    Alıntı turkuaz1923 rumuzlu üyeden alıntı İletiyi Göster
    Özü : Devlet o zaman liberal olsaydı,3 fidan asılmaz,Mahirlerin üzerine de havan,roket yerine çiçek atılırdı (mı) :o

    AK Parti ile "mecburi bir evlilik" içinde oldukları ifadesini kullanan Lagendijk, "Keşke AB taraftarı liberal, sosyal demokrat bir parti olsaydı ama yok. Burada yaşasaydım AK Parti'ye oy vermezdim ama AB olarak AK Parti taraftarı başka parti yok" dedi.

    Bu liberaller AB'ye yamanmaya çalıştıkça,daha çok sırıtıyor eğretiliklileri.

    Liberal sosyal demokrat parti ne demekse?

    Son kez söyleyeyim, ya bireyci olunur,ya toplumcu olunur,liberal sol olmaz, olursa eğreti gelin olur, onu da önce para yedirerek Soros öper,sonra kim öper ya da başka birşey eder Allah kerim.





    Kahraman'ı kadar, haini de çok bir milletiz !!!

    Abbas Bey'in solcularına bayılıyorum, bunlar ülkede turuncu devrim yaparlarsa hiç şaşırmam. Bunların üzerlerine havan, roket falan atılmaz da, üzerlerine biz her ne halt yaparsak affola :o
    Sayın turkuaz1923;

    "Sosyal demokrasinin liberal olamayacağı, insanın ya bireyci, ya toplumcu olacağı, liberal sol olunamaycağı" şeklindeki kesin ve keskin yargınıza katılmam mümkün değil.

    "Sosyal demokrasi" denen şey zaten bizim toprakların ürünü değil, Avrupa'nın ürünü. Şu anda da sosyal demokrasinin beşiği olarak İsveç, Norveç gibi ülkeler bilinir. Sosyal demokrasinin uluslararası kabul görmüş ilkeleri var.

    Sosyal demokrasi Avrupa'da zaten liberaldir. Avrupa'da sadece sosyal demokrasi değil, muhafazkarlar da liberaldir. Ayrıca bunların dışında da liberal olarak isimlendirilen liberaller vardır. Oradaki sistem liberal olduğu için de özgürlükçüdür. Sosyal demokratlar eşitliğe, muhafazakarlar istikarara, liberaller özgürlüğe öncelik verir. Ama hepsinin de liberal özgürlükler konusunda fazla bir farklılığı yoktur.

    Ama anladığım kadarı ile sizin kafanızdaki "liberalizm" dünyadaki siyasal akımlardan habersiz Emin Çölaşan'ın "liboş" kavramından esinlenmiş gibi görünüyor.

    Bizdeki sosyal demokrat olma iddiasında olan CHP'nin Avrupa'daki sosyal demokrasi ile de solla da pek ilgisi yok. Sosyal demokrasinin uluslararası ilkeleri ile CHP'nin ilkeleri örtüşmez. Ama CHP, "biz Avrupa'daki sosyal demokrasiden farklıyız" diyorsa (ki farklıdır), o zaman biz de ona "senin sosyal demokratlıkla ilgin yok" deriz.

    Türkiye'de gerçekten liberal bir sola ihtiyaç var. Ulusalcı, devletçi, elitist, yasakçı bir solun (ki sol bile değil) sosyal demokrat olması mümkün değildir. "Kahramanı kadar haini de çok bir milletiz" ifadenizden kimleri hain olarak gördüğünüz net olarak anlaşılmıyor, inşallah sizin gibi düşünmeyenleri hain olarak görmüyorsunuz...



    Hukuki NET Güncel Haber

    25, 25, 23 konulu yargıtay kararı ara
    25, 25, 23 konulu hukuk haber

  2. # Nedir?
    Tavsiye Soru Cevap
    Kayıt Tarihi
    Bugün
    Nerede
    Avukat Dünyası
    İletiler
    Ne kadar?
     
  3. #12
    Kayıt Tarihi
    Jun 2006
    Nerede
    İstanbul / Beyoğlu
    İletiler
    3.411
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: 25, 25, 23

    Abbas Bey,

    Ben de Sn. turkuaz1923'e katılıyorum. "Liberal sol olmaz"...Aslında olmaz değil, olur ama toplum için hayırlı ve iyi olmaz. Bu yargıyı destekleyen örnekler gün gibi ortadayken, "liboş" kavramından esinlenmeye ne gerek var?

    Mesela o sosyal demokrasisini?!!! çok beğenip örnek gösterdiğiniz İsveç...

    İsveç sosyal demokratları "globalizm", yükselen değerler", "AB" dediler, o çok övdüğünüz liberal söylemlere takıldılar. Sonuç 2006'da tepetaklak oldular. Çünkü söylem bu ise aslı varken fasonunu ne yapayım dedi İsveç halkı ve Sağ Partiler Koalisyonu'nu işbaşına getirdi. İktidara gelen sağ koalisyon; ilk iş olarak 2006 sonunda çalışma yaşamını düzenleyen kuralları değiştirdi, vergileri indirdi. Vergilerin düşürülmesinden dolayı bütçede doğan açığı kapatmak için, işsizlik ve hastalık ödentilerini düşürdü.Buna karşılık işsizlik sigortası primleri yükseltildi. Sigorta aidatının yükseltilmesi yüzünden bugüne kadar 300 bin kişi sigortalı olmaktan çıktı. Sendikaları zayıflatma politikası sonuçlarını verdi ve 100 binden fazla kişi de sendikaları terk etti.

    Bu arada o beğendiğiniz Sosyal Demokratlar ne yaptılar? Tepki yok, sadece izlediler, liberalizm kanlarına girmişti bir kere...

    Bizim ulusalcı, milliyetçi?!!! solculara laf ederken, yine o beğendiğiniz İsveç'ten örnek vermek gerekirse; ünlü İsveç markası Saab şirketinin en stratejik ve karlı ürünü Gripen savaş uçakları. Kendi ürettikleri otomobillerde en üst düzey can güvenliğini sağlamaya çalışan İsveçliler, konu başka ülkelere ‘ölüm makinaları’ satmaya gelince kuzeylilere özgü bir ‘soğukkanlılık’ sergilemekten geri kalmıyorlar.

    Konu silah ve savaş uçağı satışı olunca, politika ve milliyetçilik gibi unsurlar devreye giriyor. Yabancı ülkelerde askeri ihale almak içinse rüşvet verilmesi yaygın bir uygulama. Bu durum İsveçli silah üreticilerini ‘kendi ahlaki standartlarına’ aykırı davranmak konusunda cesaretlendirmişe benziyor.

    “Oyunu kurallarına göre oynamak” gerektiğinde, İsveç'in ‘emperyalizm’ oyununun hakkını verdiğini belirtmek gerek. Bir dahaki sefer Ikea’dan alışveriş yaparken, ödediğimiz paraların hangi ülkenin bombalanmasını finanse edeceğini veya Nobel ödülü olarak verilen paraların hangi masum insanların kanıyla ıslandığını düşünmemiz gerekecek belki de...

    Yazıya İsveç eski Kültür Bakanı Bengt Göransson'un sözleriyle son verelim.

    İsveç, bireyciliği de hızla geride bırakarak egoist bir toplum haline geldi."

    Bu kadarı sizi kesmediyse Alman SPD'nin yediği herzeleri de ekleyeyim...

    Bence siz de uyanın artık Abbas Bey...

    Selamlar,



    Not: Bazı bilgiler Güncelnet sitesinden alıntıdır.

  4. #13
    Kayıt Tarihi
    Apr 2005
    Nerede
    Adana, Seyhan, Turkey.
    İletiler
    2.930
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: 25, 25, 23

    Sayın Gür;
    "Liberal sol" bir partiye ihtiyaç olduğunu belirten sayın Hasan Bülent Kahraman'ın bu düşüncesine ben de katılıyorum ama siz ve sayın turkuaz1923 "liberal sol olmaz" düşüncesindesiniz.

    Olur mu olmaz mı? Bence olur. Nitekim Avrupa'daki sosyal demokratların liberal olduğunu belirttim. Ama sayın Gür, İsveç/Norveç uygulmasını yerden yere vuruyor. Dikensiz gül bahçesi olmaz diye biliyoruz biz. Her güzelin de bir kusuru vardır. Yeryüzünde cennet mi var ki, size ideal bir yer önerelim?

    Hangi ülkeye bakarsanız bakın, hangi sistemle yönetilirse yönetilsin, mutlaka eleştirilecek bir yönü/yönleri bulunacaktır. Nitekim sayın Gür de İsveç'le ilgili eleştirlecek bir hayli konu bulmuş. Ama bugün, mevcut dünya ülkeleri arasında ekonomik sorunlarını önemli ölçüde çözmüş, sosyal güvenlik ve refah açısından en iyi durumda olanlardan başlıcaları arasında İsveç ve Norveç de vardır. Keşke onlardaki refah, onlardaki ekonomik düzey, fert başına geli bizde de olsaydı.

    Sosyal demokrasi Avrupa'nın ürünü ama siz Avrupa'dakini beğenmiyorsunuz. Peki hangisini beğeniyorsunuz? Beğendiğiniz bir uygulama varsa, biz de onlara bazı kulplar bulalım. Yoksa bulmayalım mı? Sizin, Avrupa'dakinden farklı bir sosyal demokrasiniz varsa bu nasıl bir şeydir? Avrupa'dakinden farklı ise bunun adı sosyal demokrasi midir?

    Selamlar.

  5. #14
    Kayıt Tarihi
    Jun 2006
    Nerede
    İstanbul / Beyoğlu
    İletiler
    3.411
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: 25, 25, 23

    Sn. Bilgili,

    Bu konu çok uzun bir konu, sol ideolojik kökenden gelmediğinizden, size bu konuyu anlatabilmek için önce solun kökenlerine inmek lazım gelir, o durumda da buraya bir külliyatı taşımamız gerekir. Ben gene de kısaca sizi bilgilendireyim.

    Liberal düşünceyi sadece demokrasi, özgürlük, sivil toplum, serbestiyet olarak algılarsanız hata edersiniz. Liberalizm bu kavramlara atıf yapar ancak diğer -izm'ler gibi nihayetinde iktisadi bir tercihi ortaya koyar. Bu tercih vahşi kapitalizmin ta kendisidir, daha doğrusu yukarıda sayılan kamuflaj malzemeleri ile kaplanmış, şirinleştirilmiş şeklidir. Bugün bu liberalizm dahi Batı toplumlarında inandırıcılığını ve cazibesini yitirmiş, deşifre olmuş, "neo-liberal" arayışlara yelken açılmıştır. Gelişkin Batı ülkelerinde bile (İsveç örneğinde olduğu gibi) yıkıcı sonuçlar vermiş bir liberal anlayışın bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde yapabileceği tahribatı, yoksul yığınlara vereceği zararları varın siz düşünün. Kaldı ki böyle bir ekonomik tercihin aslında demokrasiye, özgürlüğe, gerçek sivil topluma fayda sağladığı, gelişmesinde ivme kazandırdığı da kocaman bir yalandır. Fayda sağladığı tek kesim milli gelirden en fazla pay sahibi olan toplumun % 5'ini daha da zenginleştirmesi, özgürleştirmesi, serbestiyet kazandırmasıdır. Bizim gibi borçlu, cari açığı yüksek olan ülkelerde bu % 5'lik kesimin de kısa vadede çıkarları sonlanır ve gerçek çıkar grupları "yabancı yatırımcılar" haline gelir.

    Sola gelirsek ve hatta Marksizm'e hiç girmeden (çıkamayız sonra) kimilerince reformist sosyal demokrasiye veya demokratik sosyalizme atlarsak, piyasa ekonomisi anlayışı kabul edilse dahi bu, piyasanın yoksul kesimler, işçiler, emekçiler, memurlar, köylüler, emekliler aleyhine oluşturulmasına izin vermek, Devlet olarak bu kesimleri kollamamak, en tabi hakları ve Anayasanın eşitlik ilkesinin bir gereği olan eğitim, sağlık gibi hizmetlerden paraları olduğu ölçüde yararlanmalarını sağlamak, hem ülke hem de bu ülkenin insanları açısından önemli ekonomik değerler olan kuruluşların özelleştirilmesine, işsizliğe karşı çıkmamak değildir herhalde sol..

    Maslow'un İhtiyaçlar Hiyerarşisi bile önce beslenme, barınma der. Liberalizm aç insanları "daha fazla demokrasi" diyerek bir yere kadar kandırır. Bari bu kandırmacaya bir de "sol"u alet etmeyin...

    Selamlar,

  6. #15
    Kayıt Tarihi
    Apr 2005
    Nerede
    Adana, Seyhan, Turkey.
    İletiler
    2.930
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: 25, 25, 23

    Sayın Gür;
    Sol gelenekten gelmediğim doğrudur. Ancak, sol gelenekten gelmemek solu bilmemek anlamına gelmez.

    Solcu olduğunu zanneden veya gerçekten solcu olan bir çok kişinin solun temel kaynaklarından haberi yokken, biz onları hatmetmiştik. Yani sol üzerine biraz bilmişliğimiz vardır.

    Son yazdıklarınızdan anladığım kadarı ile, siz "liberalizm" denince, 19. yüzyılda yaşanmış olan vahşi kapitalizmi anlıyorsunuz. Oysa ben bugüne kadar liberalizm diye 19. yüzyıl vahşi kapitalizmini hiç savunmadım, savunmam da..

    Sizin de blirttiğiniz gibi "liberalizm" aslında bir siyasi sistemin adı olmakla birlikte, hiç bir sistem saf olarak uygulanmaz. Liberalizmin de türevleri ve dozajı vardır. Örneğin bana da "pür liberal" akımlar gerçekçi değil, uçuk gelir.

    Benim liberal anlayışım, ekonomide ve siyasette devlet müdahalesinin azaltılması, buna paralel olarak da özgürlük alanının genişletilmesidir. Bu anlamda da Avrupa'daki sol da muhafazkar da bir anlamda liberaldir. Bugün liberalizm diye kimse 19. yüzyıl vahşi kapitalizmini savunmuyor.

    Batının ekonomik anlamda yüksek refah seviyesini yakalamsı devletçilikle değil, liberal ekonomik politikalarla olmuştur. Yine siyasi anlamda doğuya göre daha yüksek hukuksal standardı yakalması da özgürlükçü tutumu ile yakından ilgildir.

    Sosyalizmin doğasında müdahalecilik vardır, bu nedenle de liberalize olduğu ölçüde insan doğasına daha yakın olmuştur. Liberalize olmadığı her yerde özgürlükler ve insan hakları ihlalleri yoğun şekilde yaşanmıştır.

    Liberalizm, sizin zannetiğiniz gibi vahşi kapitalizm değildir. Onlar çok geride kaldı. Vahşi kapitalizmin bir benzerini de Sovyet döneminde "vahşi devlet kapitalizmi" şeklinde yaşadı bu dünya.. Devlet o kadar işin içindeydi ki, ekonomi hantallıktan çöktü, insan haklarının ve özgürlüğün de esamesi okunmuyordu. Önceleri Stalin'in yoldaşı olan ve sonra gerçeği görüp vazgeçen Yugoslav komünisti Milavan Djilas, Sovyetlerdeki devletten beslenenleri görünce bunlara "yeni sınıf" (nomeklatura) demişti. Bizdeki bir çok solcu için de orası "ideal ülke" idi. Hatta Nazım Hikmet dahi oraya kaçtığında hayal kırıklığına uğramış ve "ne eşeklik ettik de buralara geldik" demişti. (Bak; Zekeriya Sertel'in anları). Şimdi biz de "sol" dendiğinde bu vahşi düzeni mi örnek verelim? Solun tek örneği Sovyetlerdeki uygulama değildi.. Onun için de sol dendiğinde Sovyet uygulmasını örnek göstermek haksızlık olur. Aynen sizin yaptığınız 19. yüzyıl vahşi kapitalizmini örnek göstermek gibi..

    Bu ülkenin insanlarına özgürlüğü, demokrasiyi, refahı çok görmeyin lütfen. Sizin "sol" zannettiğiniz ulusalcı akım, devletçi karakteri nedeniyle; gerek ekonomide ve gerekse siyasette kısıtlayıcı, müdahalecidir. Bu nedenle de hem özgürlükleri kısıtlayıcı ve hem de ekonomiyi dışa kapayan, özelleştirmeye karşı yapısıyla gelişmeyi yavaşlatıcı bir fonksiyona sahiptir.

    Ekonomi de, insan hakları da özgür ortamda boy atar. Ortam özgür olmazsa bunlar cılız kalır. Bizim liberal demokrasi dediğimiz şey bu özgür ortamın sağlanmasıdır.

  7. #16
    Kayıt Tarihi
    Jun 2006
    Nerede
    İstanbul / Beyoğlu
    İletiler
    3.411
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: 25, 25, 23

    Alıntı Av.Abbas Bilgili rumuzlu üyeden alıntı İletiyi Göster
    Batının ekonomik anlamda yüksek refah seviyesini yakalamsı devletçilikle değil, liberal ekonomik politikalarla olmuştur. Yine siyasi anlamda doğuya göre daha yüksek hukuksal standardı yakalması da özgürlükçü tutumu ile yakından ilgildir.
    Siz dünya tarihini bir daha gözden geçirin isterseniz...:o :o :o

    Vahşi kapitalizmin çok geride kaldığını yazdığınıza göre siz aramızda değil, sanırım 23. yüzyılda falan yaşıyorsunuz. Mesela G-8'ler toplandığında neden insanlar sokaklara dökülürdü sizin yaşadığınız yüzyıldan 2 yüzyıl önce Abbas Bey?

    Ha bu arada, Castro'nun Küba Komünist Partisi ile , Chavez'in MVR'si Sosyalist Enternasyonal'e üye miydi? Üye olmak istediler de kabul mü edilmediler? Neden acaba?

    Bir alemsiniz vallahi, pür liberal olmayan Abbas Bey...

  8. #17
    Kayıt Tarihi
    Apr 2005
    Nerede
    Salihli/Manisa
    İletiler
    7.141
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: 25, 25, 23

    Alıntı Av.Abbas Bilgili rumuzlu üyeden alıntı İletiyi Göster
    Benim liberal anlayışım, ekonomide ve siyasette devlet müdahalesinin azaltılması, buna paralel olarak da özgürlük alanının genişletilmesidir.

    .......

    Sizin "sol" zannettiğiniz ulusalcı akım, devletçi karakteri nedeniyle; gerek ekonomide ve gerekse siyasette kısıtlayıcı, müdahalecidir. Bu nedenle de hem özgürlükleri kısıtlayıcı ve hem de ekonomiyi dışa kapayan, özelleştirmeye karşı yapısıyla gelişmeyi yavaşlatıcı bir fonksiyona sahiptir.
    Biraz nostalji yapalım;

    Bir de Atatürkçülerin, Atatürk'ü ve Atatürkçülüğü dogmalaştırdığı ileri sürülür hep, oysa genel itibarı ile böyle bir durum söz konusu değildir. Örnek vermek gerekirse; yukarıda devletçilik ilkesi üzerinde durduk ve dedik ki, devletçilik özel sektörün gücünün yetmediği, girmek istemediği ya da özel sektörün girmesinin kamu yararına aykırı olacağı durumlarda devlet müdahalesi, kontrolü, denetimi ya da desteğinin öne çıkmasıdır. Şimdi bu tanımı o zamanın şartlarına ve günümüz şartlarına uyarlarsak göreceğiz ki o dönemde özel sektörün gücünün yetmeyeceği bir çok faaliyete şu anda gücü yetmektedir. O halde kamu yararına aykırı değilse, özel sektör buyursun yapsın, buna kimsenin karşı olduğunu zannetmiyorum. Keza o dönemdeki kamu yararı ile şimdiki kamu yararı kavramını da tartışabiliriz. Nelerin kamu yararını ilgilendirdiği nelerin ilgilendirmediğini tespit etmek eminim ki çok zor değildir. Örneğin bir ülkenin tüm bilgi/işlem ağını oluşturan bir sistemin özel sektöre, yabancılara satılması kamu yararına ne kadar uygundur bunu tartışalım. Demek istediğim, devletçilik bitti, 6 ilke bitti demek yerine, "tanımları değiştirmeden, kavramları evirmeden, devirmeden" günümüz koşullarına uyarlayalım. Şimdi ben bu düşüncemle Atatürk ve ilkelerini dogmalaştırmış mı oluyorum? Bilakis, bu düşüncede olanlar aslında kendi tanımlarını dogmalaştırdığı için gerçekleri görmek istemiyorlar. "Devletçilik özel teşebbüse karşı çıkar" diyerek dogma haline getirdikleri devletçilik tanımını, bizlerin dogmalaştırdığını dile getirerek bu evirme, devirme işine katkı sağlıyorlar. Sağolsun varolsunlar...
    demişiz... (Bkz. "Kavramların evrilmesi ve nihayetinde devrilmesi" başıklı konu, sayfa 6)


    Benimsediğiniz liberal anlayışın, ekonomide ve siyasette devlet müdahalesinin azaltılması olduğunu belirtmişsiniz. Biz de daha önce, alıntı yaptığım forumda Atatürk'ün benimsediği ve uyguladığı devletçilik ilkesini, başka forumlarda da karma ekonomi sistemini açıklamışız. Sizin anlayışınıza göre, devlet tamamen elini çekmemeli ama müdahalesi azaltılmalı... Peki kriteri ne olmalı bu müdahalenin bir de onu açıklar mısınız?..

    Aslında yaptığınız açıklama ile Atatürk'ün devletçilik anlayışını benimsediğiniz ayan beyan ortada olduğu halde ısrarla, devletçilik anlayışının özelleştirmeye tamamen karşı olduğunu vurgulayarak, kavramların evrilmesine bulunduğunuz katkıdan ötürü sizi tebrik ediyorum Abbas Bey... Devrilme aşamasında (Umarım o aşamayı görmez, yaşamayız.) bulunacağınız katkıları merakla beklemeye başladım, haberiniz ola...

  9. #18
    Kayıt Tarihi
    Apr 2007
    Nerede
    Çankaya/ANKARA
    İletiler
    99
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: 25, 25, 23

    Alıntı Av.Abbas Bilgili rumuzlu üyeden alıntı İletiyi Göster
    Sosyal demokrasi Avrupa'da zaten liberaldir. Avrupa'da sadece sosyal demokrasi değil, muhafazkarlar da liberaldir. Ayrıca bunların dışında da liberal olarak isimlendirilen liberaller vardır. Oradaki sistem liberal olduğu için de özgürlükçüdür. Sosyal demokratlar eşitliğe, muhafazakarlar istikarara, liberaller özgürlüğe öncelik verir. Ama hepsinin de liberal özgürlükler konusunda fazla bir farklılığı yoktur.

    Ama anladığım kadarı ile sizin kafanızdaki "liberalizm" dünyadaki siyasal akımlardan habersiz Emin Çölaşan'ın "liboş" kavramından esinlenmiş gibi görünüyor.
    Yazdıklarımı yanlışlıkla silmenizi bu seferlik bağışlıyorum.Bir dahaki sefere sizi 'sansürcü zihniyet' olarak ilan edeceğim.

    Avrupa'da Sosyal Demokratlar liberal,Muhafazakarlar liberal,Liberaller liberal, Komünistler liberal,Hıristiyan Demokratlar liberal,Aşırı Sağcılar liberal,Çevreciler liberal,Avrupa'da liberal olmayan kalmamış anlaşılan!!!

    Bu liberal Avrupa ne güzelmiş,ben hemen oraya gidiyorum!!!

    Şu cami yapılmasına bile engel olanlar,yabancıların evlerini işyerlerini kundaklayanlar,yabancıların radyo sahibi olabilmesi için bile neredeyse Murdoch kadar servet sahibi olması gerektiğini yasalarına utanmadan koyanlar, Avrupa'nın göbeğinde Bosna katliamı olurken sesi soluğu çıkmayanlar liberal değil miydi? Sokaklarında park halinde yakılmamış araba kalmayanlar,liberal politikalar sebebiyle Fransa'da, bizim emmi oğlu Yunanistan'da ve bir çok liberal Avrupa ülkesinde sokaklara dökülen milyonlar, G-8 zirvelerinde ortalığı mahşer yerine döndüren insanlar neden muzdarip bu liberal Avrupa'dan?

    Afrika'yı hiç saymıyorum bile!!!

    Abbas Bey sizin liberalizminiz sizin olsun. Zaten yazmışsınız, biz eşitlikçiyiz, siz özgürlükçüsünüz. Siz ezme özgürlüğünü savunmaya devam edin, eşitler bir gün asıl güç olursa, sizin liberalleri ezmemelerinin garantisi liberalizm değildir, unutmayın. Güney Kore'de sizin liberalizm tarihin en kalabalık idamını (tam 7.000kişi aynı anda) gerçekleştirmiş, bunu CIA raporlarından yeni öğreniyoruz. Durun bakalım daha neler öğreneceğiz şu sizin şirin liberalizminiz hakkında!!!

  10. #19
    Kayıt Tarihi
    Jun 2004
    Nerede
    Bursa, Türkiye.
    İletiler
    2.735
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: 25, 25, 23

    Sanırım yanlış kavramlar, yanlış forumda tartışılıyor. Elmayla armutları toplamak gibi bir şey. Kapitalizm,sosyalizm bir yerde tartışılır; Liberalizm, monarşi, merkantilizm, klerikalizm gibi öğretilerle tartışılır.
    Daha da ileri gidersek, laisizm, otokrosi ile karşılaştırılması gerekirken, yanlışlıkla marksizm ve ateizm ile birlikte tartışılmakta.
    Önce doğru kavramları doğru yerine koyalım. Matematik örneği verirsek; 3, 2 değildir ama, 2 nin zıttı 3 değil -2 dir.

  11. #20
    Kayıt Tarihi
    Jun 2006
    Nerede
    İstanbul / Beyoğlu
    İletiler
    3.411
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: 25, 25, 23

    Haklısınız Sn. Atay... Ancak nasıl bir kavram evrilmesi ve devrilmesi yaşanıyorsa bu ülkede, bu kavramlardan sosyalizm ve sol da nasibini almış görünüyor. Konu nereden nereye geldi neyse uzatmak değil maksadım ama Hasan Pulur anlatmak istediklerime tercüman olmuş bir anlamda...


    ‘Sınırlar Arasında’ TRT sansürü

    BATILI devletlerden birinin elçisi memleketine giderken, Osmanlı sadrazamına vedaya gelmiş:
    ‘’Dönüşte size ne getireyim?’’
    Sadrazam gülümsemiş:
    ‘’Yeni meseleler, yeni dertler getirme de ne getirirsen getir!’’
    TRT’nin yayından kaldırdığı ‘’Sınırlar Arasında’’ belgesel programının yapımcısı Banu Avar, ‘’Avrupalılar beni istemedi’’ demiş...
    Osmanlı sadrazamı ile elçi arasındaki bu konuşma bize Banu Avar’ı hatırlattı.
    * * *
    DOĞRUSU hiç de yadırgamadık, ‘’sömürge valisi’’ kılıklı Avrupalıların bize sıfat biçtiği, ‘’Faşist laikler’’ yakıştırmasını yaptığı, ‘’Size şöyle bir adam lazım!’’ diye, adamın nasıl biri olduğunu anlattığı ortamda, elbette Banu Avar’ın yaptığı belgesel program onların canını sıkar, TRT’ye gereğini yaptırırlar.
    * * *
    NE vardı Banu Avar’ın programlarında?
    Avar, gittiği ülkeleri bize tanıtıyordu, turistik otellerini değil, tertemiz meydanlarını değil, mutlu insanlarını değil...
    Ya neleri?
    O ülkede olan bitenleri, düzenin mağdurlarını...
    Biz o belgeselleri seyrederken mesajı alıyorduk...
    Mesela bize diyordu ki:
    ‘’Ey vatandaşım, kanma aldanma! Bakma, sen, onların bizi eleştirdiklerine... Evet, eleştirilerinde haklı olsalar bile, bir de kendilerine baksınlar, insan haklarına nasıl uyuyorlar, ya da uymuyorlar, görün!’’
    Banu Avar, Avrupalılara kendilerini de tanıtıyordu:
    ‘’Bu mu insan hakları, bu mu demokrasi? Kendi ülkenizde olanları görmüyor, başka ülkelerden (Türkiye) hesap soruyorsunuz...’’
    * * *
    İŞTE Avrupalılar buna kızıyorlardı, şikâyetleri buydu, Ankara’da kaç büyükelçi, kaç kapıyı aşındırdı, Banu Avar için...
    Gürcistan’dan İsveç’ine kadar...
    ‘’İsveç mi?’’ diyeceksiniz...
    Ya ne sandınız?..
    Sorun bakalım İsveçlilere, ‘’Laponlar’’ deyin, ‘’Laponlara ne oldu?’’ deyin, görürsünüz o sosyal demokrat İsveçlinin suratını...
    Banu Avar’ın programlarını niye yayından kaldırdılar anladınız mı?
    Hele hele bugünlerde, Anayasa Mahkemesi karar arifesindeyken...
    * * *
    OYSA, Banu Avar geçen yılın aralık ayında (Aralık 2007) TRT ile sözleşme imzalamıştı, 2009 Ocak ayına kadar program yapılmış, gidilecek ülkeler saptanmıştı.
    Bu ayın 28’inde ‘’Büyük Ortadoğu ve Asya Projesi’’ adlı bölüm yayımlanacaktı.
    Banu Avar bu bölümün kurgusuyla uğraşırken, TRT haber Dairesi Başkanı’ndan bir yazı geldi:
    ‘’Programınız kaldırılmıştır.’’
    Gerekçe:
    ‘’Yayın planındaki değişiklik.’’
    * * *
    ‘’SINIRLAR Arasında’’ programı tarihe karıştı.
    Ne gam?
    Onun yerine ‘’Avrupa’nın Türkiye’deki işbirlikçileri’’ adlı, Soros destekli bir program koyarsınız, olur biter.
    Türk halkının uyanmaya değil, uyutulmaya ihtiyacı vardır.
    ‘’Dönek’’ makamından ‘’liberal fasıl’’ fena gitmez.


    Hasan PULUR / Milliyet

+ Konuyu Yanıtla
2 / 3 Sayfa İlkİlk 123 SonSon

Bu sayfada bulunan kavramlar:

Yetkileriniz

  • Yeni konu açma yetkiniz yok
  • Konuya cevap verme yetkiniz yok
  • Dosya ekleme yetkisi yok
  • İleti düzenleme yetkisi yok
  •  


2022 tarihli Hukuk Blog |  Arabulucu |  Hukuk Kitapları |  Alman Hukuku |  Özel Güvenlik AŞ. |  İş İlanları |  Ankahukuk |  Psikolog |  Site Ekleme |  Sihirli Kadın |  Sağlık |  Satılık Düşecek Domainler |  Bayefendi |  Afternic Alanadı satış (Domain alımı) | 

™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨‍💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.