+ Konuyu Yanıtla
1 / 4 Sayfa 1234 SonSon
1 den 10´e kadar toplam 31 ileti bulundu.

Konu: Dünya Kadınlar Günü Kutlu Olsun

Dünya  Kadınlar  Günü Kutlu Olsun Hızlandırılmış Mobil Sayfa Sürümü (AMP)
  1. #1
    Kayıt Tarihi
    Jul 2004
    Nerede
    İstanbul, Türkiye.
    İletiler
    4.244
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Dünya Kadınlar Günü Kutlu Olsun

    KADINLARIMIZ

    Toprak öyle bitip tükenmez, /dağlar öyle uzakta,
    sanki gidenler hiçbir zaman
    hiçbir menzile erişemeyecekti.
    Kağnılar yürüyordu yekpare meşaleden tekerlekleriyle
    Ve onlar
    ayın altında dönen ilk tekerlekti.
    Ayın altında öküzler
    başka ve çok küçük bir dünyadan gelmişler gibi
    ufacık kısacıktılar
    ve pırıltılar vardı hasta kırık boynuzlarında
    ve ayakları altından akan
    toprak,
    toprak,
    ve topraktı.
    Gece aydınlık ve sıcak
    ve kağnılarda tahta yataklarında
    oyu mavi humbaralar çırılçıplaktı.
    Ve kadınlar
    birbirlerinden gizleyerek
    bakıyorlardı ayın altında
    geçmiş kafilelerden kalan öküz ve tekerlek ölülerine.
    Ve kadınlar
    bizim kadınlarımız:
    korkunç ve mübarek elleri
    ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle
    anamız, avradımız, yarimiz
    ve sanki hiç yaşanmamış gibi ölen
    ve soframızdaki yeri
    öküzümüzden sonra gelen
    ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız
    ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki
    ve kara sabana koşulan ve ağıllarda
    ışıltısında yere saplı bıçakların
    oynak, ağır kalçaları ve zilleriyle bizim olan
    kadınlar,
    bizim kadınlarımız
    şimdi ayın altında
    kağnıların ve hartuçların peşinde
    harman yerine kehriban başlı sap çeker gibi
    aynı yürek ferahlığı,
    aynı yorgun alışkanlık içindeydiler.
    Ve onbeşlik şaraplenin çeliğinde
    ince boyunlu çocuklar uyuyordu.
    Ve ayın altında kağnılar
    yürüyordu Akşehir üzerinden Afyon`a doğru.

    NAZIM HİKMET





    Hukuki NET Güncel Haber

    Dünya  Kadınlar  Günü Kutlu Olsun konulu yargıtay kararı ara
    Dünya  Kadınlar  Günü Kutlu Olsun konulu hukuk haber

  2. # Nedir?
    Tavsiye Soru Cevap
    Kayıt Tarihi
    Bugün
    Nerede
    Avukat Dünyası
    İletiler
    Ne kadar?
     
  3. #2
    Kayıt Tarihi
    Jun 2003
    Nerede
    Afyonkarahisar
    İletiler
    2.022
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı

    Bir arkadaşım bana doğum gününü söylemiş ben de unutmuştum.Ama tarih aralığı hakkında fikrim vardı.Balık burcu olduğu için.Çok önemli birgün diye hatırlatmaya çalıştı.8 Martın Dünya Kadınlar günü olduğunu o zaman öğrendim.

    Dün bugün o arkadaşımın doğum gününü unutacağıma dairkendi kendime söz vermiştim.

    Ama şimdi oldu mu Sayın Irmak, Kocaman Harflerle Dünya Kadınlar gününü kutladınız bu forumu gördükçe ben de doğum gününü kutlamadığım için sıkıntı oluşuyor

    Tüm kadınların Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun.Sevgili Eylem Doğum Günün Kutlu Olsun

  4. #3
    Kayıt Tarihi
    Feb 2005
    Nerede
    kayseri, Turkey.
    İletiler
    131
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı

    Sn Irmak:

    Tam Da Belki Bir şeyler Değişiyor Diye Düşündüğümüz..değişimin Kaçinilmazliği Karşisinda Değişimin Beklediğimiz Ve Umduğumuz Gibi Hizli Olamayabileceğini Düşünürken...değişimin Hiçde Kolay Olmadiğini Ve Olamayacağini Tv De Haberleri Izlerken Gördüm Ki Zor Olacak Sancili Olacak..yinede Kutlu Olsun Var Olsun..dünya Kadinlar Günü..

  5. #4
    Kayıt Tarihi
    Sep 2007
    İletiler
    303
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Dünya Kadınlar Günü

    TÜRKİYE'DE 8 MART KADINLAR GÜNÜ
    İlk kez 1921 yılında "Emekçi Kadınlar Günü" olarak kutlanmaya başlayan 8 Mart, 1975 yılında daha yaygın olarak kutlandı ve sokağa taşındı.

    "Birleşmiş Milletler Kadınlar On Yılı" programında Türkiye de etkilenmiş, 1975 yılında "Türkiye 1975 Kadın Yılı" kongresi yapılmıştır. 1980 askeri darbesinden sonra dört yıl anılmadı 8 Mart. 1984'ten itibaren her yıl çeşitli kadın örgütleri tarafından Dünya Kadınlar Günü kutlanmaya başlandı.

    Kadınlar 80'li yıllarda 8 Mart'ı izinli yürüyüş ve şenliklerle kutlayamamışlarsa da, küçük gruplar mütevazi kutlamalarını sürdürdüler. 90'lı yıllarda kadın kuruluşlarının sayı ve çeşitliliğinin artması ile beraber 8 Mart daha geniş bir katılımla kutlanılır oldu.

  6. #5
    Kayıt Tarihi
    Sep 2007
    İletiler
    303
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı 8 Mart

    Yüce dinimiz kadının şahsiyetini öne çıkarmış ve tarihimizde de ,devlet geleneğinde de kadın daima önemli konumda yer almıştır.Türk kültüründe Müslüman Türk kadını asla ikinci bir varlık olarak değerlendirilmemiştir. Türk kadını evinde , eğitimde, kültürde, sanatta ve siyasette, hayatın her alanında başarılı olmayı hak etmektedir.
    Dinini yaşayan, Türk kimliğinin bilincinde, ülkülerini gerçekleştirmek uğruna her fedakarlığa hazır, okuyan, düşünen, eğitime önem veren, topluma faydalı, sorumluluk sahibi bir kadın,bir eş olduğu kadar her alanda başarıyı yakalayabilen Milliyetçi-Ülkücü-Türk kadınlarının milletimizin bekası için çalışmalarını her şartta ve ortamda sürdürdüğüne inanıyor ve destekliyoruz.
    Müslüman Türk kadınının Yüce dinimiz İslam ve genelde kaynağını dinden almış, gelenek ve göreneklerimizle şekillenmiş davranış biçimlerini, yaşadığımız çağın ilmi değerleriyle de renklendirilmiş olarak bu hak ve görevlerini yerine getirdiğine imanımız tamdır.
    Türk kadınını diğer milletlerin kadınlarından ayıran ve onun sahip olduğu özellikler Türk'ün namus, iffet, kahramanlık, şefkat ve fedakarlığı ve aile içindeki vazgeçilmez rolüdür.
    Bosna'da, Çeçenistan'da, Azerbaycan'da , Doğu Türkistan'da,Musul'da, Kerkük'te, Irak'ta yaşanan vahşet karşısında en çok zarar gören kadınlar olmuştur hep ne yazık ki?
    Şimdi gelelim 8 Marta!
    Mart 1857 yılında Amerika’nın New York kentinde tekstil sektöründe çalışan yüzlerce kadın emeklerinin karşılığı olmadıklarına inandıkları ücretlerini, uzun çalışma saatlerini ve insanlık dışı çalışma koşullarını protesto etmek amacı ile başlattıkları toplu grev bu anma gününün başlangıcı olarak değerlendirilir.

    Başka bir araştırmaya göre ise, yine aynı tarihlerde bir dokuma fabrikasında çıkan yangında çok sayıda kadının feci bir şekilde can vermesiyle böyle bir anma gününün ortaya çıktığını görmekteyiz.

    Yaşanan bu olaylardan 50 yıl kadar sonra Danimarka’nın Kopenhag şehrinde düzenlenen Kadın Sosyalist Enternasyonal toplantısında 8 Mart 1857’de New York’ta başlayan kadınların haklarının kazanılması ve kadınların birlikteliği mücadelesinin her yıl Kadın Günü olarak kutlanılması kararlaştırıldı.

    Bu mücadelede 1977 yılına gelindiğinde Birleşmiş Milletler genel toplantısının kararı ile resmiyet kazandırılıp Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanılması sağlandı. Böylece tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de, her yıl takvimler 8 Mart’ı gösterdiğinde ‘’ Dünya Kadınlar günü’’ olarak kutlanılmaya başlandı.

    Türk kadınlarının senenin yalnızca bir günü hatırlanılması gibi çok çirkin bir yaklaşımı kabul etmeyecekleri aşikârdır. Türk’ün ateşle imtihan edildiği en zor dönemlerde dahi kadın erkek birlikteliğini en güzel şekliyle tüm insanlığa gösteren bu necip millet, böyle uyduruk günlere asla tamah etmeyecektir. Çünkü İslam’ın ahlakı, fazileti ve sarsılmaz adaleti ile yoğrulmuş asil Türk kadınlarının, böyle sipariş tarzı kutlamalara hiçbir zaman ihtiyacı olmamıştır, olmayacaktır da!
    __________________
    Alıntı

  7. #6
    Kayıt Tarihi
    Oct 2005
    Nerede
    Turkey.
    İletiler
    515
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Dünya Kadınlar Günü'müz

    Dünya Kadınlar Günü'müz
    partilerin karanfilleri toptan satın alım günü,
    'kadınlar çiçektir' edebiyatı döktürmeleri günü,
    kulüp ve lokallerin kokteyl cemiyetleri düzenleme günü,
    kocaların/sevgililerin mecburi yükte hafif pahada ağır hediye taşıyıcılığı günü
    DEĞİLDİR....

    Böyle bir gün vardır...
    Bugün kadınların varlıklarını, insanlıklarını erkeklere/erkek egemen toplumlara/ve yine bir kısım kadınlara karşı koruma için yüzlerce yıl mücadele ettiklerini anımsatan bir gündür.

    Kadınlara böylesi haksızlık ve insani hadsizlik'ler yapılmasa idi.., BÖYLE BİR GÜN DE OLMAZDI...
    Bu gün.., siyasi, hukuki, ulusal ve global kadınlara nesillerle uygulanan insanlık dışı, ezici, ve sadece cinsiyete mahsus yıkıcılığın, maddi ve manevi şiddetin ve yaşanan dramların hem toplum hem de ülke yönetimlerinde TEYİT EDİLDİĞİ GÜN'DÜR...

    8 mart 2008::::Kadınlar günü'ne izafeten bir yıllık icraat raporu
    Hak, adalet, özgürlük diye diye.., kadınların türbanını başlarına mıhladık, muvaffak olduk.
    Kadınlarımız bu dünyada sıcaktan pişse de, estetik arzularını renk renk türbanlar, dudaklara sürülen kıpkırmızı rujlar, popolarına oturan ipekli pardüseler ile ikame etseler de,,,saçlarını özgürleştirdiler...Ne mutlu...

    Başka da kayda değer birşey olmadı.






    ____________________

    Kadın Statüsü ve Türban

    Toplumsal yaşamın her alanında eşitlikçi yaklaşımları savunan, Atatürk ilke ve devrimleriyle kazanılmış haklar doğrultusunda, kadının çağdaş görünüm ve düşüncesine önem veren “Hacettepe Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi” - (HÜKSAM) olarak, son günlerde, bütün toplumsal sorunların önüne geçirilen "türban sorunu" ile ilgili talihsiz gelişmeler nedeni ile bu ayın konusunu özel olarak “Kadının Statüsü ve Türban” olarak belirledik. Çünkü HÜKSAM, Türkiye’deki bütün Üniversite Kadın Merkezleri gibi kadın sağlığının korunması ve geliştirilmesinin, ancak toplumda kadının statüsünün iyileştirilmesi ve “toplumsal cinsiyet eşitliği” ile gerçekleştirilebileceği bilimsel gerçeğine inanmaktadır.

    Kadın sağlığının Türkiye’deki tarihsel süreci incelendiğinde çok açık olarak görülmektedir ki; kadın, bir “mal” olarak görülüp, örtüler, peçeler altına saklanıp, evdeki birkaç eşten biri, ya da cariye olduğu eğitim dahil pek çok insan hakkını kullanamadığı Cumhuriyet öncesi dönemde değil, ancak Cumhuriyet döneminde sağlanan laik demokratik düzenle “insan” yerine konulmuş ve böylece sağlığı dahil diğer pek çok konuda gereken ilerlemeleri yapabilmiş, daha tam olmasa da çağdaş düzeyi yakalayabilmiştir. Bu ifadeyi biraz açacak olursak, bilindiği gibi kadınlar ilk kez ancak 1927’deki nüfus sayımında “adam yerine konularak” sayılmışlardır. Cumhuriyet döneminin başlarında kadınlar arasındaki okuryazarlık % 10 ların altında olup hiçbir konuda karar yetkilerinin olmadığını baba, ağabey, eş tahakkümünde, alınıp satılan birer meta yerine konuldukları bilinen gerçeklerdir. Kadınlar bu konumdan çıkarılmayı eğitim, çalışma, seçme, seçilme gibi insan haklarını kullanabilir hale gelmelerini ancak Atatürk’ün önderliğinde çıkarılan devrim yasaları ile elde etmiş ve toplumsal statülerinin yükselmesine paralel olarak sağlık göstergeleri de giderek düzelmiştir. Ne var ki ülkemizde Cumhuriyet döneminde sağlanan tüm iyileşmelere rağmen pek çok alanda hala eğitim, hukuk, sosyal ve siyasal alanda cinsiyetler arası eşitsizlikler söz konusudur. Bu eşitsizliklerin sonucunda, kadının toplumsal statüsü, sağlığı ve sağlık hizmetlerinden yararlanması önemli ölçüde olumsuz etkilenmektedir.

    Bugün, başlık parası , berdel , zorla ve erken yaşta evlendirme, bekaret denetimi, sadece imam nikahı ile evlilik gibi konulardaki geleneksel uygulamalar ve namus adına işlenen cinayetler, kadına yönelik diğer şiddet uygulamaları hala varlığını sürdürmektedir. Ülkemizde, kentsel alanda yaşayanlara göre kırsal alanda yaşayan, Batı bölgesinde yaşayanlara göre Doğu bölgesinde yaşayan kadınların daha olumsuz olan sosyal ve ekonomik statüsü, kendilerine yapılan ayırımcılık boyutunda sağlıklarını da olumsuz yönde etkilemektedir.

    Yıllar içinde önemli gelişmeler kaydedilmesine rağmen, bugün hala doğum öncesi bakım ve sağlıklı koşullarda doğum ve aile planlaması hizmetlerine erişebilirlik ve diğer temel sağlık hizmetlerini almada , toplumsal statüsü düşük olan kadınlar için sorunlar mevcuttur.

    Araştırma sonuçlarında da görülebileceği gibi; kadının statüsü ki en belirleyici göstergesi eğitim düzeyidir, kadının doğurganlık davranışları, sağlık hizmetlerinden yararlanma, özellikle doğum öncesi bakım alma ve doğumların sağlıklı koşullarda yapılması konularında, belirleyici faktördür. Günümüzde kadın eğitiminin düşük olmasının nedenleri incelendiğinde çok açık olarak görülmektedir ki, daha doğum öncesi dönemde “erkek çocuk tercihi” şeklinde ifadesini bulan ayırımcılık, kız çocuğunun ailede apayrı bir kalıba konulması, temel eğitim hakkından mahrum bırakılması, sosyal aktivitelere katılma konularında aile baskısı biçiminde devam etmektedir. Tüm bunlar toplumsal cinsiyet ayırımcılığının kız çocuğuna çok erken dönemlerde uygulanması sonucunu doğurmaktadır.

    Yukarıdaki açıklamalardan anlaşılacağı üzere, Türkiye’de kadınların eğitim haklarının ellerinden alınması, üniversite düzeyine kadar ulaşmış olanların engellenmesi ile olmayıp çok daha erken dönemde yani çocukluk ve adolesan dönemlerde eğitim hakları, aileler ve toplum tarafından ellerinden alınmaktadır. Bu konuda, Türkiye’de “Türban” uğruna yapılan gösterilere benzer eylemlerin yapıldığı ise hatırlanmamaktadır.

    Kadın konuları ile ilgilenen her profesyonelin, hatta profesyonel olmayan bireylerin özellikle de kadınların, belli bir yaşa ve düzeye gelmiş genç kadınlara üstelik de asla dini kesin bir kural olmayan Sümerlerden bu yana “çeşitli amaçlarla” kadına uygulanan “saç örtmenin” dayatılması ve ülkedeki bütün konuların önüne geçirilmesi, ne yazık ki, kadınla ilgili alınan mesafelerin Türkiye’de kadınlara çok görülmesi ve onun yine eski geleneksel Cumhuriyet öncesinde olduğu gibi 2.sınıf vatandaş konumuna gelmesinin önünü açmak olduğunun bir göstergesidir. Böyle bir konunun vebalini yüklenecek, gelecekteki kadın nesillerinin aynen Cumhuriyet öncesi konuma itilmesine aracı olacaklar ise bu konuya bilinçli-amaçlı “masumane” gerekçelere dayandırarak destek verenler ya da konunun ciddiyetinin farkında olmayanlardır. Böyle bir şey olmaz diyenlerin çok yakınımızdaki bir ülkeye bakmasının yararı olacaktır, o ülkede artık kadınların sadece başını örtmesi yeterli bulunmayıp, çarşaf giymeleri için sokaklarda eylemler yapılmaktadır. İçimizde o ülkeyi bizzat yaşayanlarımız bilmektedir ki kadının elini bile kadın olarak sıkamazsınız, bir kadının erkeğin elini sıkması söz konusu değildir “zina” olarak nitelendirilmektedir. Hiç bir hekim karşı cinsiyetten birini muayene edememektedir, dininiz ne olursa olsun baskı ile örtünmek zorundasınız, yabancıların örtünmemesinin cezası ise 5 gün hapistir. Her şeyin dine bağlandığı, dinle açıklandığı bir ülkede bilimsel bir sonucu açıklamanız ancak “ulema”nın onayı ile olabilmektedir. Kadının üniversitede okuyup, Parlamentoya girebilmesi yanıltıcı olmamalıdır, kadın ancak kendisine birilerinin “uygun gördüğü” yere kadar gelebilmektedir; çünkü artık “KADIN” özgür ve eşit bir birey değil hakkında karar verilen, edilgen 2. sınıf bir insandır. Ülkeler incelendiğinde olayın burada da durmadığını görmekteyiz, yine başka bir ülkede kadınlara türban, tesettür ve çarşaf yeterli görülmeyip, nefes almanın bile güç olduğu “burka” ya sokulmakta, sokakta yürürken ayakkabısından çıkan sesin aynen “saç” gibi erkekleri tahrik edeceği düşünüldüğü için buna da izin verilmemektedir. Özetle kadının başka bir kalıba konulmasının bir kez yolunu açtınız mı sonu gelmemekte, ne yazık ki kadınların da alet edilerek başlatılan bu uygulamalarda “kalıp” giderek daraltılmaktadır, ta ki artık ayağa dolaşan bir yaratık olmaktan çıkarılana dek de bu sürdürülmektedir. Sormak lazım bunun neresi “özgürlük” ?!

    Konu ile ilgili Türkiye gerçeğine değinilecek olursa; Türkiye’deki gelişmeler türbanın, günümüzde bilinçli bir şekilde kamuoyunu yanıltmak için ifade edildiği gibi, “basit bir başörtüsü” ve “bireysel özgürlükler” konusu olmayıp, artık yöneticilerin bile açıkça kabul ettiği gibi, dinsel-siyasi hareketin bir simgesi olduğunu göstermektedir. Bu hareket, toplumun yarısını oluşturan kadınlarımızı kendi bedeni hakkında dahi karar veremeyen bir pozisyona itmektedir. Ortaçağdan kalma baskıcı anlayış, cinsiyet ayrımcılığına dayalı ilişkilerle kadını ikinci sınıf vatandaş olarak değerlendirip, onu önce türbana, sonra eve kapatmak ve sonra da tümüyle yok saymaya çalışmak şeklinde bir sürecin işleyeceğini göstermektedir.. Üzücü olan husus ise bu planlı hareketin gerçekleştirilmesinde, yani din üzerinden siyaset yapmada, kadın konusunu bir oy potansiyeli olarak görmede gelecekte bu konuda en fazla zarar görecek olan kadınların da kullanılıyor olması, kadınların da buna alet olmasıdır. Diğer taraftan, malum gerekçeyle bu devirde kadını örtmeye çalışmanın, diğer cinsiyete de haksızlık ve hakaret olduğunu, pek çok aklı başında erkeğin bundan son derece rahatsız olduğunu da unutmamak gerekir.

    Ulusal ve uluslar arası hukuk kararlarında da belirtildiği gibi ve bugün tüm dünya ülkelerinin ibretle izlediği pek çok olumsuz ülke deneyimi de göz önündeyken, toplum yaşamını dine dayandırmak yönündeki girişimlerin anti-demokratik olduğu bilinmektedir. Bu girişimlerin amacı toplumsal yaşamı altüst etmek ve laikliği kökten zedelemektir. Atatürk ve Cumhuriyet devrimlerinden biri olan kılık-kıyafet devrimine karşı savunulan “türban, bugün laikliği ortadan kaldırmanın sembolü” olup, kadına Cumhuriyet döneminde gerçekleştirdiği ilerlemelerin çok görüldüğü, bu hakların geri alınmasının başlangıcı “daha kısa bir ifade ile “sonun başlangıcı” olduğunu bugün göremeyenlerin yarın mutlaka göreceklerine inanmaktayız ne var ki bu kadınlar yönünden çok geç olacaktır.

    Anayasanın değiştirilemez nitelikteki 2. maddesinde ifadesini bulan "…..insan haklarına saygılı, demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti" ilkesine sonuna kadar bağlı bir üniversite merkezi olan HÜKSAM, hem kadına uzun erimde zarar vereceği kesin olan “türban”ın üniversitelerde ve giderek kamu alanında serbestliğini sağlamaya yönelik tüm çabaların, hem de laiklik karşıtı her türden girişimin karşısında duracaktır.

    HÜKSAM Yönetim Kurulu
    (Hacettepe Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi)
    http://www.huksam.hacettepe.edu.tr
    __________________________________________________ _______________

  8. #7
    Kayıt Tarihi
    Dec 2007
    Nerede
    İstanbul
    İletiler
    4.403
    Blog yazıları
    3
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Dünya Kadınlar Günü'müz

    İkinci sınıf görülmeye ve cinsiyet ayrımcılığına karşı duran; yoksulluğu ve şiddeti "doğal" kabul etmeyen; adaletsizliğe, baskılara, savaşa, işgale ve sömürüye boyun eğmeyen; adil, eşit, özgür, dayanışmacı ve barış içinde yaşayacağımız bir Dünya isteyen tüm ÇAĞDAŞ KADINLARIN,

    "Dünya Kadınlar Günü" Kutlu Olsun.

  9. #8
    Kayıt Tarihi
    Nov 2006
    Nerede
    izmir
    İletiler
    2.371
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı

    Başbakan Erdoğan, Dünya Kadınlar Günü nedeniyle düzenlenen bir etkinlikte yaptığı konuşmada kadınlarımızdan en az 3 çocuk yapmalarını istedi...

    Siz aldırmayın Başbakan’a sevgili kadınlar...

    “Bir yıl nadas, bir yıl hasat” yöntemiyle çalışın!

    Yani öyle 3-5 yetmez; en az 15 çocuk yapın!

    Madem “Türkiye’nin genç nüfusu azalacakmış” ve Başbakan bundan korkuyormuş...

    Madem ülkemizde nüfus planlamasını savunanların asıl amacı “Türk milletinin kökünü kurutmak”mış...

    Madem “Doğan her çocuk bereketiyle geliyor”muş...

    O zaman bırakın okumayı, iş bulup çalışmayı, üretime katkıda bulunmayı...

    Kocanızı balla-kaymakla besleyin; yetmezse yemeğine çaktırmadan viagra karıştırın, üreyin!

    Öyle ülke sorunlarıyla falan da ilgilenmeyin...

    Siyasete kafa yormayın...

    Gazete okumayın, televizyon haberlerini seyretmeyin, kocanıza da seyrettirmeyin, moralinizi bozmayın dünya işleriyle...

    Öyle “hak-mak” zırvalıklarıyla da uğraşmayın; entel-dantel işleri bunlar... Allah korusun, “seçkinci” olursunuz sonra!

    Tüm enerjinizi çoğalmaya verin...

    Başörtünüzü takıp semt pazarına gidin ve “İkkiiizllereeee takkkeee” diye bağıran çamaşırcıdan eşinize hoş gelecek iç çamaşırlarını toplayın; suyu ısıtın, “memlekete hizmet” için yatağa girin!

    “Türk milletinin kökünü kurutmak” isteyenler inat; vatan-millet adına çiftleşin...

    Sakın sevişmeyin ama; günahtır! Öpüşüp, koklaşıp, cilveleşmeyin...

    Sadece birleşin!

    Elinize geçen parayla zaten geçinmekte zorluk çekiyormuşsunuz, doğan her çocuğu beslemek, büyütmek, okutmak gerekiyormuş; düşünmeyin bunları...

    Doğurup, doğurup, salın sokağa...

    Arayı da soğutmayın ki büyüyen bebeğin giysilerini yeni doğan giysin; böylece tasarruf da yapın!


    ***

    İşin şakası bir yana, “çağdaş, modern Türkiye”nin Başbakanı’nın bu sözlerine inanmak istemiyorum...

    Böyle bir zihniyet tarafından yönetildiğimize inanmak istemiyorum.

    Bir Başbakan’ın halkına “Üreyin” demekten başka “proje”si olmamasına inanmak istemiyorum...

    Kısacası...

    İçim acıyor! 9/MART/2008 Vatan. Mustafa Mutlu.

    Erdoğan 6 yıl önce'de Allah ne verdiyse diyordu.15/Şubat/2002'de partisinin Sultan beyli İlçe Başkanlığı binasının açılış konuşmasında.

    Kör cehalet çirkefleştirir insanları! Suskunluğum asaletimdendir.
    Her lafa verecek bir cevabım var.
    lakin bir lafa bakarım laf mı diye.
    Bir de söyleyene bakarım adam mı diye."
    Mevlana.

  10. #9
    Kayıt Tarihi
    Aug 2008
    İletiler
    56
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Dünya kadınlarının günü kutlu olsun

    Bir cins için özel bir gün. Ne kadar eşitlikçi...

  11. #10
    Kayıt Tarihi
    Dec 2007
    Nerede
    İstanbul
    İletiler
    4.403
    Blog yazıları
    3
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Dünya kadınlarının günü kutlu olsun

    8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ

    Tarihçe:


    8 Mart 1857’de Chıcago’lu kadınlar daha iyi iş koşulları için mücadele bayrağını açtılar. Günde 15- 16 saat kadar çalıştırılıyorlardı çünkü. Talepleri : 10 saatlik iş günü, daha iyi iş koşulları ve daha iyi ücretti.

    Amerika'nın Chicago kentinde on binlerce kadın yürüyüşe geçti. Bu grev zor kullanılarak bastırıldı. Çıkan olaylarda birçok kadın öldü, birçoğu tutuklandı.

    Kadınlar bundan yaklaşık 50 yıl sonra 8 Mart 1908’de yine Chicago da yürüyüşe geçtiler. 50 yıl önceki taleplerine yenilerini de eklediler ; 8 saatlik iş günü, oy hakkı ve çocuk emeği ile ilgili yasa gibi..Direniş kanla bastırıldı. 140 kadın öldürüldü bir çoğu tutuklandı..

    Clara ZETKİN 1910 yılında Copenhag’daki kadın konferansında öldürülen kadınların anısına, 8 Martların “DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ” olarak kabul edilmesini 2. Enternasyonale önerdi. Bu öneri kabul edildi.

    1977 yılında ise Birleşmiş Milletler Genel Asamblesi’ne 8 Martın “ Dünya Kadınlar Günü” olarak kabul edilmesi önerildi. Bu öneri de kabul edildi.

    Türkiye'de 8 Mart Kadınlar Günü

    İlk kez 1921 yılında "Emekçi Kadınlar Günü" olarak kutlanmaya başlayan 8 Mart, 1975 yılında daha yaygın olarak kutlandı ve sokağa taşındı. "Birleşmiş Milletler Kadınlar On Yılı" programında Türkiye de etkilenmiş, 1975 yılında "Türkiye 1975 Kadın Yılı" kongresi yapılmıştır. 1980 askeri darbesinden sonra dört yıl anılmadı 8 Mart. 1984'ten itibaren her yıl çeşitli kadın örgütleri tarafından Dünya Kadınlar Günü kutlanmaya başlandı.

    Kadınlar 80'li yıllarda 8 Mart'ı izinli yürüyüş ve şenliklerle kutlayamamışlarsa da, küçük gruplar mütevazi kutlamalarını sürdürdüler. 90'lı yıllarda kadın kuruluşlarının sayı ve çeşitliliğinin artması ile beraber 8 Mart daha geniş bir katılımla kutlanılır oldu.

    Kaynak: www.sodev.org.tr

+ Konuyu Yanıtla
1 / 4 Sayfa 1234 SonSon

Bu sayfada bulunan kavramlar:

Benzer Konular :

  1. Avukatlar Günü Kutlu Olsun
    5 Nisan Dünya Avukatlar gününüzü kutlarım
    Yazan: erolkara Forum: Avukatlık Hukuku
    Yanıt: 44
    Son İleti: 05-04-2016, 00:37:58
  2. Avukatlar Günü Kutlu Olsun
    tüm avukatlarımızın gününü kutluyorum nice başarılı davalara imza atmaları dilegi ile
    Yazan: ati tuana Forum: Güncel - Siyaset - Tarih - Tartışma
    Yanıt: 1
    Son İleti: 05-04-2014, 08:57:24
  3. Babalar Günü Kutlu Olsun
    Yarın babalar günü... Babalar günü nedeniyle henüz bir şey planlamayanlara bir kaç öneride bulunmak istiyorum. 2. Babanıza bir hediye...
    Yazan: fulya1212 Forum: Yaşam - Sohbet - Forum Oyunları
    Yanıt: 49
    Son İleti: 19-06-2011, 19:52:40
  4. 24 Kasım Öğretmenler Günü kutlu olsun!
    24 Kasım tüm kadrolu -sözleşmeli- ücretli Öğretmenlerimizin günü öyle laf olsun diye değil durumları iyi olsun diye kutlu olsun! ** ...
    Yazan: yas2010 Forum: Yaşam - Sohbet - Forum Oyunları
    Yanıt: 1
    Son İleti: 24-11-2010, 22:12:55
  5. Babalar günü kutlu olsun
    BABALAR GÜNÜ KUTLU OLSUN Bu sabah erkenden oğlum yanıma geldi. “Babalar günün kutlu olsun baba!” diyerek, sarıldı. “Sana bir sürprizim var.” dedi...
    Yazan: Erhan Yurdayuksel Forum: Hukuki.net Köşe Yazıları
    Yanıt: 3
    Son İleti: 25-06-2010, 14:16:34

Yetkileriniz

  • Yeni konu açma yetkiniz yok
  • Konuya cevap verme yetkiniz yok
  • Dosya ekleme yetkisi yok
  • İleti düzenleme yetkisi yok
  •  


2022 tarihli Hukuk Blog |  Arabulucu |  Hukuk Kitapları |  Alman Hukuku |  Özel Güvenlik AŞ. |  İş İlanları |  Ankahukuk |  Psikolog |  Site Ekleme |  Sihirli Kadın |  Sağlık |  Satılık Düşecek Domainler |  Bayefendi |  Afternic Alanadı satış (Domain alımı) | 

™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨‍💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.