Re: Doğu Silahçıoğlu İstiklal Marşı'mızı eleştirmiş
Aslında bu işin uzamasının tek bir (tekbir değil) nedeni var..
Doğu Silahçıoğlu isteyerek veya istemeden iyi bir hedeftir.
Niye;
1-Bizim liberal demokratların asker alerjisi vardır. Bu yazı sayesinde askere kinlerini açıkça olmasa bile D. Silahçıoğlu üzerinden kusabilirler.
2-Doğu Silahçıoğlu, Mehmet Akif'in Din anlayışını eleştirdiğinden, Doğu Silahçıoğlu'na kin kusarak, bizim din baronlarına hoş görünebilirler.
3-Bu arada Atatürk milliyetçiliğini, faşizm ile özdeşleştirerek yerden yere vurabilirler.
Re: Doğu Silahçıoğlu İstiklal Marşı'mızı eleştirmiş
Basından bir haber;
Millî Marş'ı eleştiren emekli paşaya kızdı: O, bağımsızlığımızın sembolü
CHP lideri Baykal, dünkü grup toplantısında sınır ötesi harekâtla ilgili değerlendirmelerini sürdürdü.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, dün Meclis'teki grup toplantısında İstiklâl Marşı'nın önemi üzerinde durdu. Bazı ulusalcı çevrelerin Millî Marş'a eleştirel yaklaştığını belirten Baykal, buna sert tepki gösterdi.
Marşın TBMM'de kabul edilişinin 87'nci yıldönümünün kutlandığını hatırlatan Baykal, "İstiklal Marşı, Kurtuluş Savaşı'nın ayrılmaz bir parçasıdır." ifadesini kullandı. Marşın, en bunalımlı, en karanlık günlerde milletin bağımsızlık iradesine tercüman olduğunu ifade etti. Baykal, şöyle devam etti: "Zaman zaman İstiklâl Marşı ile ilgili bazı tartışmalar yaşanıyor. Sözlerine, bestesine, altında yatan temel inanç felsefesine eleştirel yaklaşanlar var. Bunların hiçbir anlamı yok. Bu marş, bugün entelektüel özentilerle ele alınıp tartışılmayı hiçbir şekilde hak etmeyen bir marştır."
Emekli Tümgeneral Doğu Silahçıoğlu, bir süre önce Cumhuriyet gazetesinde ağır bir eleştiride bulunmuştu. Silahçıoğlu, "İstiklal Marşı'na 'Hakk', 'ezan', 'cennet', 'iman' gibi sözcükleri ustalıkla yerleştirmiş, ama bir tek Türk sözcüğü için yer bulamamış ümmetçi Mehmet Akif'in yeni ardılları, onun 'Türk Arapsız yaşayamaz. Kim ki yaşar der delidir! Arabın Türk ise, hem sağ gözü hem sağ elidir!' dizelerinde belirttiği yoldan gidiyor." ifadelerini kullanmıştı. Başta milliyetçi kesimler olmak üzere kamuoyu Silahçıoğlu'na büyük tepki göstermişti. Türk Ocakları Başkanı Nuri Gürgür, Silahçıoğlu'nun hezeyan içinde olduğunu söylemişti.
Tehlikeli bir senaryo var; uyarmak bizim görevimiz
CHP lideri Baykal, Genelkurmay ile yaşadığı polemiğe nokta koydu. Baykal, konuşmasında ağırlıklı olarak kara operasyonunu değerlendirdi. Ancak tartışmayı alevlendirecek ifadeler kullanmaktan kaçındı. Baykal, harekâtla ilgili 'sorulması gereken hususları' gündeme getirdiklerini, hiçbir şey yokmuş gibi davranamayacaklarını söyledi. Operasyon ve sonrasındaki gelişmelerin 'bir senaryonun parçaları' olduğunu savunan Baykal, "Bu senaryoda, ne yaptığını bilenler var, bilmeyenler var. Rolünü bilerek oynayanlar var, bilmeden rol oynatılanlar var. Şunu herkesin bilmesini istiyorum: CHP, bu senaryonun içinde değildir ve hiçbir zaman da olmayacaktır." diye konuştu. Baykal, Türkiye'nin bağımsızlığını tehdit eden bir sürecin yürütüldüğünü savunurken bunu dile getirmenin görevleri olduğunu vurguladı.
Re: Doğu Silahçıoğlu İstiklal Marşı'mızı eleştirmiş
87 yıl önce de İstiklal Marşı’na karşı çıkanlar vardı
MUSTAFA ARMAĞAN
Emekli Tümgeneral Doğu Silahçıoğlu, “Cumhuriyet” gazetesinde İstiklal Marşı’nı fazla dinci bulduğunu ve içinde geçen bazı ümmetçi kelimeler yüzünden içine sindiremediğini yazmıştı.
Ne var ki, İstiklal Marşı’mıza yönelik bu incitici ve soğutucu tavır yeni değil. Necip Fazıl’ın deyişiyle “mahut” kesimler 87 yıldır İstiklal Marşı’nın içeriğinden mayına basmış insanların çaresizliği içinde fena halde rahatsızlar.
Akif’in şiirini beğenmeyenler olabilir. Fakat yıllar yılı her çalındığında “hazırol-rahat” emrini veren bir komutanın, ömrünün “rahat” pozisyonuna geçtikten sonra zamirindekini boşaltmasıdır asıl acı olan nokta. Biliyoruz ki, İstiklal Marşı’nın ilk okunduğu oturuma Mustafa Kemal Paşa başkanlık ediyordu ve Hasan Basri Çantay’ın dediğine göre, 12 Mart günü marşı ayakta dinleyip alkışlayanlar arasındaydı. Hatta İsmail Habib Sevük’e, İstiklal Marşı’nın en beğendiği beytinin “Hakkıdır hür yaşamış bayrağımın hürriyet/Hakkıdır Hakka tapan milletimin istiklâl” olduğunu söyledikten sonra “bu milletten asla unutmamasını istediğim mısralar işte bunlardır” dediğini de biliyoruz.
Orhan Okay hocanın ağzına sağlık. “Mehmed Akif” demişti, “Türk şiirinin Mimar Sinan’ıdır, İstiklal Marşı da Selimiye’sidir.” Sinan’a ve Selimiye’ye karşı çıkanlar olmuş muydu bilmiyoruz ama Silahçıoğlu çizgisindekiler az da olsa hep mevcuttu. Aşağıda onlardan ikisini tanıyacağız. Açın Nazım Hikmet’in “Kuvâyi Milliye” destanını ve şu mısraları gözünüzü kırpmadan okuyun:
Bizim İstiklâl Marşı’nda aksıyan bir taraf var,
bilmem ki, nasıl anlatsam,
Âkif, inanmış adam,
Fakat onun, ben,
inandıklarının hepsine inanmıyorum.
Belli ki Nazım’ın İstiklal Marşı’nda hazmedemediği taraflar vardır. Olabilir. Ancak dikkatinizi çekmek istediğim nokta başka.
Maalesef Nazım Hikmet’in bazı şiirleri ‘de’ gizli eller tarafından makaslanmıştır. Mesela yukarıda geçen “Âkif, inanmış adam” mısrası, sözkonusu destanın 1965’te yapılan ilk baskısında “Âkif, inanmış adam, büyük şair…” şeklindeydi. Yani “büyük şair” ifadesi sonradan metinden çıkarıldı. Neden? Nazım Hikmet’in Akif’e “büyük şair” demesini kimler istememiş olabilir?
Akif’in İstiklal Marşı’na karşı çıkanların ilki, bizzat TBMM bünyesindendi. Tunalı Hilmi Bey, Abdülhamid’e öfkeli muhalefetiyle adını duyurmuştu. “Geçici meclis”in Ankara’da toplanması kararlaştırılınca -ki “Meclis-i muvakkate” tabiri bizzat milletvekili mazbatalarında geçer- TBMM’ne katılan Tunalı Hilmi, ilk mecliste halkçı ve Türkçü fikirleriyle tanınırdı.
Takvimler 12 Mart’ı gösteriyor ve meclis başkanlığı kürsüsünde Abdülhak Adnan (Adıvar) oturuyordu. Yarışmaya gönderilen şiirler içinden 7’si seçilip meclise gönderilmiştir. 1 Mart günü bu şiirlerden sadece Akif’inki okunmuş ve okunur okunmaz da, daha ilk mısrasından itibaren şiddetli alkışlarla karşılanmıştır.
Bir usul tartışması yaşanmaktadır. ‘Şiirleri edebiyatçılardan oluşan bir komisyona havale edelim, onlar karar versin’, diyenler ile ‘Hayır, bu meclisin işidir’, diyenler arasında kıyasıya bir mücadele yaşanmaktadır. Besim Atalay, milli marşların halkın ruhundan fışkırması gerektiğini, ödül için yazılmış bir şiirin milletin hissiyatını dile getiremeyeceğini savunur. Akif karşıtı harekâtın düğmesine basılmıştır.
Hamdullah Suphi para meselesini izah eder, Akif’in yarışmaya para ödülü olduğu için katılmadığını ve kendisinin ısrarıyla ve ödül şartını kaldırmasıyla şiirini yazmaya razı olduğunu anlatır. Üstelik milli marş halk arasından doğmadı diye bekleyecek miydik? Şairlerimize başvurulmuş ve onlar da şiirlerini göndermişlerdir.
Ardından Dr. Suat Bey ile Hacı Tevfik Efendi, Akif’in şiirini destekleyen konuşmalar yaparlar. Onlara cevap Tunalı Hilmi’den gelir. Gürültüler ve protestolar arasında yaptığı konuşmada şunları söyler:
“Arkadaşlar, mesele gayet mühimdir. Eğer bu marş milletin ruhunu kavrıyabilecek bir marş ise onda ufacık bir yakışıksızlık diyelim, sonra o marş için pek büyük düşüklük verir. Biraz serbest söyliyemiyorum, kusura bakmayınız… Katiyen Hamdullah Suphi Bey’in isticaline [marşın kabulü için acele etmesine] iştirak edemem.”
Refik Şevket Bey’in, Akif’in de salonda bulunduğunu kastederek, şairlerin şahsiyetlerine tecavüz edilmemesi için müzakerelerin burada kesilmesi ve oylamaya geçilmesi yolundaki itirazına rağmen konuşmasını sürdüren Tunalı Hilmi, şiirleri bir özel komisyona havale etmeyi teklif eder. Ne kadar gizlese de, Akif’in şiirinde hazmedemediği taraflar olduğu besbelli olan Tunalı Hilmi’nin derdi, kabul edileceği kesin gibi olan bu şiirin en azından “belli yerleri”nin değiştirilmesidir. Marşın neresinden rahatsız olduğunu açıkça belirtmeye cesaret edemeden şunları söyler:
“O özel komisyon, seçtiği manzumenin sahibini çağırır, der ki ona: Şu mısrayı çıkarsanız veya şu mealde değiştirseniz ve şu kelimenin bununla değiştirilmesi mutlaka gereklidir. Sahibi bu değişikliklere onay verir ve o zaman manzume daha parlak olur.”
Plan şu: Edebiyatçılardan oluşacak komisyon şairleri huzuruna davet edecek. Bir şiiri seçecek ama o şiirde beğenmediği kelimeleri çıkarttıracak, değiştirtecek veya yeni kelimeler eklettirecek. Velhasıl, koca Akif’i bir talebe gibi imtihana sokturacak. Tabiatıyla Akif de bunu kabul etmeyeceği için şiirini yarışmadan çekecek. Anladınız tabii: İğrenç bir oyunun eşiğindeyiz.
Sonra bir önerge savaşları. Çantay ve arkadaşları Akif’in şiirinin oylanmasını talep eder, Tunalı Hilmi’nin ekibi ise komisyona havalede ısrarlıdır. Meclisteki ağırlık Akif’ten yanadır ya, Hilmi Bey son bir hamle yapar. Bu defa asıl gayesini saklamaz. Akif’in marşının “tebdil edilmesi [değiştirilmesi] ihtimali vardır” diyerek rahatsızlığını belli eder. Ne ki, Meclis başkanı müzakereyi bitirir. Şimdi sıra oylamaya gelmiştir. Bu arada Refik Şevket Bey’in sesi duyulur: “Akif’in şiirinin aleyhinde bulunanlar da ellerini kaldırsınlar ki, muhaliflerin miktarı anlaşılsın.” Sadece kabul edilmesi için el kaldırarak oylama yapıldığı ve “ekseriyet-i azîme”, yani ezici çoğunlukla kabul edildiği yazılıdır kayıtlarda. Keşke reddedenleri de bilebilseydik: Tunalı Hilmi’den Nazım Hikmet’e, oradan Doğu Silahçıoğlu’na uzanan çizginin soyağacını daha net olarak tespit edebilirdik.
Az daha unutuyordum: Kırşehir mebusu Yahya Galip, Akif’in bizzat kürsüye çıkıp şiiri kendisinin okuması yolunda bir önerge vermiştir. Etraflarına bakınanlar bir sıranın boş kaldığını gördüler. Akif bir sis gibi aralarından geçip kendisini Ankara’nın çamurlu sokaklarına atmıştır çoktan.
Re: Doğu Silahçıoğlu İstiklal Marşı'mızı eleştirmiş
Bakan Çelik: "Elin çocuklarına Türk olmadıkları halde yalan mı attıralım?"
20.03.2008 14:53
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Türkiye'de yaşayan ve Türk okullarına giden yabancı çocuklara her sabah "Türküm, doğruyum, çalışkanım" şeklinde öğrenci andını söyletmenin yanlış olduğunu belirterek, "Bu konuda karar çıkardık herkes bize tepki gösterdi. Ne yani yabancı çocuklara her sabah Türk olmadıkları halde yalan mı attıralım?" dedi.
Çanakkale'de Süleyman Demirel konferans salonunda düzenlenen "Küreselleşme Sürecinde Türkiye" konulu konferansta konuşan Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, konuşmanda din konusuna değinerek, "'Biz Avrupa Birliğine girersek dinimizi kaybederiz' diyorlar. Din konusunda en az hassasiyeti olan kişiler bile çıkıp 'Din elden gidiyor' diye bağırıyor. Yapma ya. Nereye gitmiş din? Bize söylenenlere bakın. Türkiye'de misyonerler kol geziyor. İnciller dağıtılıyor. Büyükşehirlerde apartmanların altlarında kiliseler yapılıyor. Misyonerliğin hangi tarafına karşıyız gençler? Bakın insanların maddi sefaletinden yararlanarak, bunu fırsat bilerek eğer siz insanlara din değiştirmeye zorlar veya teşvik ederseniz, bu çok ayıp ve insanlık onuruna aykırı bir şeydir. Bunu kabullenmek mümkün değildir. Siz kendi dininizi başkasına anlatma hakkına ne kadar sahipseniz, onlarda size anlatma hakkına sahiptir. Bu düşünce özgürlüğü kapsamında mıdır? Evet" dedi.
Bakan Çelik, bu konuda Londra örneğini de vererek, "Bakın Londra'da Hide Parkta Pakistan kökenli Tebliğ Cemaati diye bir grup vardır. Bunlar gelen geçenleri durduruyor ve 'Bir dakika deyip 'Allah birdir. Hz. Muhammed onun elçisidir. Kur'an kitabıdır. Ahiret günü bana tebliğ etmediler deme ve yoluna devam et' diyor. İngilizler buna tahammül ediyor. Ben buna defalarca şahit oldum" diye konuştu.
Konuşmasında Türkiye'de ruhban okulu açılması konusuna da değinen Bakan Çelik, "Türkiye'de ulusalcılar konuşuyor. Efendim 'Ruhban okulu açılırsa Türkiye elden gider' diyorlar. 100 tane papaz yetişecekmiş. Empati yapmak zorundayız. Yani insanın kendisini başkasının yerine koyması lazım. İlköğretim yönetmeliğini hazırlıyor arkadaşlarımız. Bana bir sürü müracaat gelmiş. Türkiye'de diplomatik misyonla ekonomik faaliyetler için Türkiye'de bulunan bazı aileler çocuklarını Türk okullarına gönderiyor. Bana yazdıkları dilekçelerde ne diyorlar biliyor musunuz? 'Biz Türk değiliz. Her sabah çocuklarımızı sıraya geçirip 'Türküm, doğruyum, çalışkanım' dedirtiyorsunuz. Buna mecbur muyuz?' Şimdi yabancılara bunu söyletmek doğru mu? Dedim ki arkadaşlara yabancılara and içme mecburiyetini kaldırın. Sadece yabancılarınkini kaldırdık. Kayseri'de bana sordular ve kıyamet koptu. 'Bakan nasıl bunu kaldırır' dediler. Düşünün bir Alman çocuğunu sabah sıraya geçiriyorsun. Ardından başlıyor Türküm demeye. Bu birinci cümle yalan mı? Evet yalan. Çocuk arkadan da diyor ki 'Doğruyum'. Birincisi yalan olduğu için ikincisi zaten külliyen yalan oluyor. Peki biz elin çocuğuna her sabah yalan söyletmek zorunda mıyız?" şeklinde konuştu.
İHA
Bakanin yaptigi da Dogu Silahcioglu'nun yaptigindan pek farksiz degil,ne dersiniz?
Re: Doğu Silahçıoğlu İstiklal Marşı'mızı eleştirmiş
İlahi Abbas Bey,
Bula bula bu arkadaşı buldun demek ki...:o Bu arkadaş Zaman'da Atatürk'e İngiliz Valisi olma isteklisi , dolayısıyla hain yakıştırmasını yapmıştı. Dayandığı belge de ?!!! bir İngiliz gazetecinin 1919 tarihli bir mülakatı sonrası 1957'de (Atatürk yaşarken yazamamış) yazdığı kitaptan alıntı idi....Sonradan daha erken tarihli (1939) bir beyanatında görüşme detaylarını anlattığı ve orada tam tersine beyanat verdiği bilinmesine rağmen bizim gayri resmi tarihçi arkadaşlar bunu nasılsa atlamışlar.:o
Gelelim Tunalı Hilmi Bey'e... Bu arkadaşlara asıl batan Tunalı Hilmi'nin Cumhuriyet idealini ta 1904'lerde eserinde dile getirmesi, Teşkilat-ı Esasi'ye katkıları, kadına ve kadın haklarına bakışıdır. Bu arkadaşlara kalsa Ankara'da ismi verilen caddeyi Humeyni Caddesi adıyla tashih ederler ya neyse...
Ulaş Bey güzel bir noktadan yakalamış, daha önce de belirttim, biz haşa İstiklal Marşı'mızdan muzdarip değiliz de, mesela şu "Hakkıdır Hakk'a tapan istiklal" kısmı bu ümmetçilere, 2. Cumhuriyetçilere, gayrimüslimlere iyi gelirken, neden Türk lafından bu kadar irrite olurlar anlamış da değilim. Bilirsin ben Türkçü falan da değilim ama anlamakta zorlanıyorum. Sorun aslında Türk lafı da değil, ümmetten ulusa geçiş olmasın?
Neyse o zaman biz bir Türkmen ezgisinin güftesi ile yazımızı sonlandıralım da, ümmetçiler biraz daha irrite olsunlar.
Şalvarı şaltak Osmanlı
Eyeri kaltak Osmanlı
Ekende yok biçende yok
Yiyende ortak Osmanlı
Re: Doğu Silahçıoğlu İstiklal Marşı'mızı eleştirmiş
Harun Bey;
Bir islamcı prof.dan alıntı yaptığınızda, yorumlarına fazla güvenmeyin demiştim. Benim alıntıladığım yazı da bir islamcı yazarın. Ben de yorumlarına fazla itibar ettiğimi söyleyemem. Ama yazıdaki sabit olgular da inkar edilemez. Çünkü istiklal marşının kabulü sıraasında Tunalı Hilmi'nin konuşmaları sanıyorum ilgili yazar tarafından uydurulmuşa benzemiyor. Çünkü meclis tutanaklarına dayanıyor. Bu tutanaklar yanlış diyorsanız doğrusunu öğrenmek isterdim.
Nazım Hikmet'in şiirindeki Akif'le ilgili kısmın sonradan sansürlenmesi de bana ilginç geldi. Benim bildiğim sol sansürden nefret eder, ama burada da bir tuhaflık var galiba. İslamcı yazar bunu da mı uydurdu acaba.
Re: Doğu Silahçıoğlu İstiklal Marşı'mızı eleştirmiş
Aslında mesajımın başında o konuya değinmiştim, sonradan nedense çıkardım. Akgündüz örneğini karşıma çıkaracağınızı adım gibi biliyordum. Ne de olsa dostuz, biliriz biz birbirimizi...:o
İnsanlar on şey söylerler birisi doğruysa bunu savunurum, bunu savunurken de gözü kapalı değil üzerinde ciddi araştırma yaptığımı bilirsiniz sanırım.
Armağan olayına gelirsek, Meclis Tutanakları'ndan alıntı yapmış, ancak Armağan'ın yorumunu devre dışı bırakıp sırf tutanaklar okunduğunda farklı bir yoruma ulaşmak da mümkün, kaldı ki Akif ümmetçilerin de tepkisini çekmiş bir garip şair. 2. Abdülhamit'e eleştirilerini hiç unutmazlar, belki bu konuyla ilgili değil ama kendi isteği ile Mısır sürgününde bir Mason'a övgü düzmesini nedense (evvelki iki şeyhülislamın da Mason olduğunu unutarak) içlerine sindiremezler.
Sonuç olarak Mehmet Akif dürüst bir adamdı, toprağı bol olsun , Allah rahmet eylesin. Bugünkü ümmetçileri görse yüzlerine tükürürdü ama fayda eder miydi onu da takdire bırakalım.
Şunu söylemekte hiç beis görmüyorum. Cumhuriyet çok şanslı imiş. Farklı düşüncelerde insanlar o yapıda bulunsa da ortak özellikleri dürüstlük imiş... Şimdiler de o meziyeti ara ki bulasın...
Cevap: Re: Doğu Silahçıoğlu İstiklal Marşı'mızı eleştirmiş
AKP adım adım Gençliğe Hitabe ve Öğrenci Andı ayet mi?
AK Parti Sözcüsü Çelik, 'Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi'nin kaldırılması teklifine nasıl bakarsınız?' sorusu üzerine 'Bunu kamuoyunun oturup tartışması lazım. Ayet mi bunlar?' karşılığını verdi
Sıra 23 Nisan ve 30 Ağustos’ta
19 Mayıs'ın ardından şimdi de 23 Nisan, 30 Ağustos ve 29 Ekim törenleri de iptal ediliyor..
Erçelebi yaptığı yazılı açıklamada, 10 yıldır Türkiye'yi yöneten AKP'nin artık Cumhuriyetle ve milli duygularla hesaplaşma sürecine girdiğini ifade ederek, "Geçtiğimiz yıl Cumhuriyet Bayramı etkinliklerini deprem gerekçesiyle iptal eden Hükümet şimdi de Türk halkıyla alay edercesine "soğukta çocuklar üşür' gerekçesiyle 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı törenlerini Milli Eğitim Bakanlığı'nın genelgesiyle ortadan kaldırmıştır" dedi.
Bahçeli: AKP İstiklal Marşı'nı susturmak isteyebilir
28 Ocak 2012 - 12:14
MHP Lideri Bahçeli "Bundan sonra Anıtkabir'in botanik parkına çevrilmesi, İstiklal Marşı'nın susturulması, bölücülüğün tetikçisi olanlar tarafından önerilen okullardan "Andımızın" kaldırılması da etaplar halinde uygulamaya geçilebilecektir" dedi.
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Dolandırıcılık mı hukuki ihtilaf mı
25-04-2024, 18:09:51 in Ceza Hukuku