Bu foruma bugüne kadar bilerek yazmadım Ama yarın yazacağım.
Sayın ilkine ilk iletisini 17 Ocak ta yazmış
'' Dostumuz, canımız, hakikat anlatıcımız, sevgili Hrant’ımızdan ayrılalı tam bir yıl oldu. Koca bir yıl Hrant’ın gidişiyle hayatımızdan eksilen renklerin yasını tutmakla geçti. Bizler bu ülkenin yurttaşları olarak, güvercin tedirginliğinde, gerçek failleri bulunmamış suikastlarla bir arada yaşamaya alışmak istemiyoruz. Bu akıl almaz cinayetten nefret üretmeyen onurlu kalabalıklar olarak, bebeklerden katil yaratan karanlığa ışık düşürmek için, ülkemizin aydınlık geleceğine sahip çıkmak için, büyük acımızın yükünü birlikte taşımak için, adalet talep etmek için, barış için, kardeşlik için, Hrant Dink davasının mağdurları ve takipçileri olarak 19 Ocak Cumartesi günü yeniden buluşuyoruz. Din, dil, ırk, cinsiyet, siyasi görüş farkı gözetmeden, halkların kardeşliğine inanan tüm yurttaşlar yan yana geliyoruz.
Hrant için, adalet için,
19 Ocak’ta, saat üçte, aynı yerde…''
EE güzel en azından beni ''çok'' rahatsız eden bie şey yok. Dostumda değildi hakikat anlatıcımda ama İnsandı... Asla öldürülmemeliydi... Bunları yarın yazacağım....
Şu an 23 Ocak 2008 saat 1908 yarın GERÇEK BİR HAKİKAT ANLATICI olan UĞUR MUMCU nun katlinin yıldönümü... İki gün öncesinden DİNK i anımsatanların en azından bir kelam yazmasını bekledim bugüne kadar... DİNK i itin biri öldürdü , Mumcu yu Bir örgüt katletti Türkiye aleyhine olsun diye katledildi Mumcu Katledilen aslında Aydınlık Türkiye nin geleceğiydi... Ne hikmetse tık yok...
Neyse ben yazarım artık yarın ikisi içinde ayırt etmeden çünkü aslında bombada Kurşunda tam Türkiye yi vurdu ikisinde de ikisinide eş görenler gerçek Türklüğü sevenlerdir diyeyim uzatmayayım...
Size karşı önyargılı davrandığımı düşünmüyorum. Benim tepkim sadece ilk alıntıladıklarınızayda. Orada eleştirmek istediğim keşke sadece bir kaynaktan ( o da siyasi görüşü belli Yeniçağ Gazetesi) alıntı yaparak değil de başka kaynakları da inceleyip konu hakkında yorum yapmamanızdı. Ama benim eleştirilerimden sonra yaptığınız yorumda da hala olaylar ülkemizi küçük düşürüyor diyebiliyorsunuz. E buna da yorum hakkım doğuyor diye düşünerek cevap verdim. Ki bende orada olduğum için olayların çok fazla abartıldığını söylüyorum. Zaten görüldüğü üzere gündemi bir gün bile işgal etmedi. Medya olayı kasıtlı ya da kasıtsız bir şekilde abartır önemli olan buna alet olmamaktır.
Öğrencilik yıllarımda basın açıklaması yapacağımız zaman basını arayıp davet ederdik. Bize sordukları ilk soru olay çıkacak mı olurdu. Anlatmak istediğim sadece buydu.
Uğur MUMCU ve Ahmet Taner KIŞLALI'dan bahsetmişsiniz, evimde her ikisininde fotoğrafları asılıdır Metin GÖKTEPE ve Hrant DINK'in yanında. Hepsinin altında bu son olsun dilekleriyle.
Saygılarımla.
Sayın ilkine, taraflı köşe yazarlarından alıntılar yaparken bana sarf ettiğiniz bu sözleri bir kez daha düşünün lütfen. Hasan Cemal'in taraflı yazdığını ifade eden üyelere, "İddiaları tartışalım, iddiları ileri sürenleri değil." derken, burada alıntı yaptığım gazetenin taraflılığından bahsetmek; yazısını alıntıladığınız yazarın görüşleri hakkında yorum yapmadığınız halde, beni yorum yapmamakla eleştirmek ne kadar doğru (ya da demokratik) bir tutum sizce? Hani sizin için iddiları yaratanlar değil de iddialar önemliydi, bu ne yaman çelişkidir böyle?..
bir gazeteci öldürüldü ortalık ayağa kaldırılıyor ilk önce kendi şehidinize bakın derim ben faili mechule sonra bakılır Hrant Dink ten önce onlarca faili meçhul cinayet var....
İlk önce KENDİ şehidinize bakın derim. Söylemesi ne kadar kolay di mi; KENDİ. Çünkü o Ermeniydi. Yazık, çok yazık.
bir rüya gördüm...atinada, parlemento binası önünde çoğunluğu yunanlı, azınlığı batı trakya türklerinden oluşan bir gurup insan, bundan yıllar önce şaibeli bir trafik kazası sonucu yaşamını yitiren dr. sadık ahmet'i kastederek "hepimiz ahmetiz/hepimiz türküz" diye bağırıp, o sırada orada yunan bayrağını taşıyan kişileri linç etmeye çalışıyorlardı...tüm bunlar atinanın göbeğinde oluyordu...
gerçekle ilgisi yok efendim...dedim ya sadece bir rüya
Sayın ilkine belki gözünüzden kaçmıştır , lütfen bir bakın ve gerçekten demokrasiden, insan hayatına saygıdan söz ediyorsanız bir mesaj da bu konuya bırakın.(Gözümden kaçmadıysa tek bir iletinize rastlamadım.) https://www.hukuki.net/forum/showthread.php?t=6592
Beni yanlış anlamayın sakın, Hrant Dink cinayetine ben de çok üzüldüm, gerek sitemizde gerekse kendi çevremde ben de lanetledim ama aynı zamanda şehitlerimize de ağladım, haberlerini izlemeye dahi yüreğim dayanmadı, tüylerim diken diken oldu, bebek katiline ve aynı amaca hizmet edenlere lanetler yağdırdım, günler boyu sitemizdeki konuları kapattık, terörü lanetledik, protesto ettik. Eğer gerçekten insan hayatı ise söz konusu olan, bu ufacık çocukların, delikanlıların hayatı, ailesi yok mu? Bu çocuklarımız insan değil mi, insan evladı değil mi? Adalet bu çocuklarımıza ve ailelerine lüks mü?
Unutmayın ki, insan hayatına gösterdiğiniz hassasiyeti bu evlatlarımız için de gösterirseniz ancak o zaman Sayın migiri'ye ya da bizlere serzenişte bulunma hakkını elde edersiniz...
Hrant Dink cinayetine gösterdiğiniz hassasiyeti, aynı forumda da göstermeniz dileği ve ümidi ile...
Avukat Hanım,bence boşuna yoruyorsunuz kendinizi.İlkin Bey,tezkereye de, askeri opresyona da hayır imzası (Barış ve kardeşlik adı altında) vermiş.Şehitlerimiz pek umurunda değil anlaşılan. Üstelik "DTP'ye dokunma, DTP'nin üzerinden baskı kalksın" diyor.Ne baskıymış ki bu,her mitinglerinde bölücü terör ürgütünün bayrağı rahatlıkla sallanabiliyor. Ne baskıymış ki bu Türkiye eyaletlere bölünsün,illa ki bölünsün diyebiliyorlar.Ne baskıymış ki bu PKK'nın sözcülüğünü yapmaktan bir an bile tereddüt etmiyorlar.
Kendileri için Türk olmayan herkes insan ama Türkler insan değil, Türkler'in, şehitlerimizin yaşam hakkı olamaz.Yazık hem de çok yazık...
Katillerin Türk bayragıyla fotograf çekilmesi ayrı, Dink olayının (bana göre) gündemin 1. maddesi yapılması olayı farklı... Elbette kimsenin can almaya hakkı olamaz ve bu suç hoş görülemez. Türk bayrağı katillerin yanında bu kadar küçük düşürülmemeliydi, benim de içim acıdı resimleri gördüğümde. Ancak elmayla armudu karıştırmayalım!..
Genel olarak gündemi takip ederim, Dink'i ölümünden önce duymadım.. Tıpkı yürekleri dağlanmış, anasını babasını kaybetmiş gibi üzülen binlerce Türk gibi!
Mutlaka iyidir, hoştur, sevecendir, insancıldır, dürüsttür, namusludur Hrant Dink...Buna hiç şüphem yok.. Eşinin o günkü konuşması da çok düşündürücüydü... Ama tüm bu olanlar bir Türk'e Ermeniyiz dedirtecek kadar da (?) değildir... (Soru işareti yerine koyacak kelime bulamadım!)
Ey acı içinde kıvranan sayın forum üyeleri,
- Türkiyenin dış borcu, 80 yıllık geçmişinde yaptıgı dış borcu geçerken,
İhracatımız rekor kırdı diye göbek atanlar, ithalatın da rekorun alasını kırdıgını bilmezken,
- Terör almış başını giderken,
- Yurdum insanı televolelerden dizivolelere transfer olmuşken,
İzlenecek programlar sadece ana haber bülteni, birkaç program ve discovery channel'ken,
- Bir sonraki krizin Türkiye'yi darmadağan etmesi beklenirken,
- Dağlarda mehmetçikler şehit edilirken,
- TBMM'deki bazı milletvekilleri çigköfte yapanlardan da beter, İmralı sefilinin yolundan ilerlerken,
- Bu ülkede insanlar bir kelimesini bile bilmediği anayasayı onaylarken,
Dink'i mi kaldı yası tutacak!
Ağla!! Ama asıl ellerinden akıp giden ve uykulu gözlerle izlediğin geleceğine ağla!
Bitlis'te Ermeni çeteleri ve Rus Kazakları tarafından katliama uğramış 20 bin kişilik toplu mezar bulundu. 20 bin civarında Türk'ün bulunduğu toplu mezardaki cesetlerin çocuk, kadın, yaşlı ve askerlere ait olduğu bildirildi.
24 Ocak 2008 16:53
Yazı boyutunu büyütmek için
Mutki ilçesine bağlı Kavakbaşı köyünde Ermeniler ve Rus Kazakları tarafından katledilmiş 20 bin civarında Türk'ün bulunduğu toplu mezardaki cesetlerin çocuk, kadın, yaşlı ve askerlere ait olduğu bildirildi.
1. Dünya Savaşı'nda Ermeni Çetelerinin Katliamına Uğramış Mağdurlar Derneği Başkanı Törehan Serdar, 1915 yılında Rus ordusunun Bitlis'i ilk işgalinde yapılan katliamda yaklaşık Kavakbaşı köyünde 20 bin kişinin katledildiğini ifade etti.
Törehan Serdar, katliamı yapan Rus Kazakların ve Ermenilerin iz kalmaması için katlettikleri insanları toplu olarak gömdüklerini belirtti.
Serdar, gömülen cesetlerin Türklere ait olduğunun belirlendiğini, aralarında kadın, yaşlı, asker ve çocuklara ait iskeletlerin de yer aldığı buluntular üzerinde incelemelerin sürdürüldüğünü kaydetti.
Hava şartlarının ve arazi zeminin uygun olmaması sebebiyle araştırmaların aksadığını hava şartlarının düzelmesinden hemen sonra çalışmalara devam edeceklerini ifade eden Serdar, "Yapılan araştırmalar sonuncunda katliama uğramış 20 bine yakın kişinin Türklere ait olduğu da ortaya çıktı." dedi.
24 Nisan'ı sözde soykırım günü ilan ettirmek için tüm dünyada seferber olan Ermenilerin Türklere yönelik katliamlarından birinin daha gün yüzüne çıktığını vurgulayan Serdar, Ermenilerin ve Rus Kazakları'nın Türkiye'de yaptıkları en büyük katliam olduğunu ifade etti.
Serdar, "20 bin kişiye ait olduğu sanılan ve kazı çalışmaları devam eden toplu mezar vahşeti, kanıt olarak gösterilecek. Ermeniler ellerine pankart alıp Türkiye'yi katliamla suçlamayı biliyorlar, fakat tarihi hiç bilmiyorlar ya da işlerine gelmiyor. İşte katliam diyenlere belge. Kim kimi katletmiş işte kanıt." diye konuştu.
Yazık bize, yazıkki ne yazık.biz o zamanın ermenilerini şimdi baş tacımız yaptık üstünede saygı duruşu durduk
Yazık bize, yazıkki ne yazık.biz o zamanın ermenilerini şimdi baş tacımız yaptık üstünede saygı duruşu durduk
Dönemin Ermeni çetelerinin Türklere yaptığı mezalim ve soykırım konusunda eklenecek çok şey var. O dönemde Ermeniler emperyalizmin oyuncağı olmuş ve emperyalist devletlerin vaadlerine kanarak 1000 yıllık komşularına akla hayale gelmeyecek şeyler yapmıştır. Oysa o dönemin Osmanlı Meclis-i Mebusan'ında Ermeni kökenli milletvekilleri bulunmaktadır.
1909 yılına kadar gayrimüslimler askere alınmıyor, buna karşın Bedelat-ı Askeriye denilen yıllık 2,5 dolar gibi çok küçük bir vergi veriyorlardı. Şüphesiz savaşlar olduğunda Hıristiyan ırklar ekstra bir vergi de verdiler,ancak çok büyük miktarlarda değildi. Bu para karşılığında Müslüman olmayan uyruklar canlarını koruyabildikleri gibi, mallarının başında bulunduklarından gittikçe varsıllaşmanın ötesinde refah düzeylerini de artırmaktaydılar. Oysa Türkler, savaştan dönebilseler bile mallarının yıkılmakta ve ailelerinin gittikçe fakirleştiğini görerek yaşama inançlarını yitirmekteydiler.Diğer yandan Rum asıllı İstanbul milletvekili Kozmidi Efendi, II’nci Meşrutiyetin ilanının birinci yıldönümüne yaklaşılan sıralarda,3 Temmuz 1909 günü Meclis-i Mebusan’da yapmış olduğu konuşmasında; ‘eşitlik demek, bütün Osmanlı uyrukları arasında Hükümete karşı sahip oldukları hukuk ve nitelendirilen görev bakımından birbirine uyuşmuş biçiminde yaşamalıdır’ diyerek, Hıristiyanların Bedelat-ı Askeriye'yi nefretle verdiğini vurguluyor ve kaldırılmasını öneriyordu.[6]Aynı gün kürsüye gelen Ermeni asıllı Erzurum Milletvekili Ohannes Varteks Efendi de“ hiç bir Osmanlının askerlik için başkasının kanıyla yaşamaya hakkı olmadığını ”olayı kişiselleştirerek şöyle vurguluyordu:
“Kendi oğlumun muharebeye gideceğini bilerek oğlumun kanını 50 lira ile satın alıyorum ve fukaranın oğlunu gönderip orada öldürüyorum bu bir mücrimiyettir ve bu prensibi kabul etmiyorum.(...)Askerlik boynumuzun borcudur,bunun başka yolu yoktur.”[7]
Müslüman olmayanların bu konuda göstermiş oldukları kararlılık sonucu, Meclis-i Mebusan 12 Temmuz 1909 tarihinde Bedelat-ı Askeriyenin kaldırılmasını ve askerlik ödevinin bütün herkesi kapsayan bir karar tasarısını kabul etti.Kabul edilen bu karar tasarısı ile uygulamanın aynı yıl içinde başlanılmasını öngörüyordu.Meclis tarafından alınan karar tasarısının ardından hükümet 1883-1888 doğumluların birden celp edilmesine karar verdi.Mart 1911’de 200.000 civarında askerlik mükellefinin 40.000’i gayrimüslim idi.27 Mart 1912 günü de Harp Okulu ilk gayrimüslim mezunlarını verdi.394 subay adayı arasında 4 Rum,3 Ermeni ve 1 Yahudi vardı.[8]Birkaç ay sonra patlayan Balkan Savaşında cepheye 8.000 Ermeni gönderildi.Çanakkale Savaşında Topçu Batarya Komutanı,Jandarma Komutanı oldular.Ermeni,Yahudi ve Rum kökenli yurttaşlarımız Birinci Dünya Savaşında Osmanlı üniforması altında cephelerde şehit düştüler,gazi oldular.Bu şehitlerimiz sayıca o kadar fazladır ki bu bildiri kapsamında sadece I’nci Dünya Savaşındaki önemli cephelerde 1915 yılında savaş alanında şehit düşenlerin bazılarının adları anılarak ruhları şad edilmeye çalışılacaktır.Bu kahramanların büyük çoğunluğu cephenin ileri hatlarında piyade,jandarma,istihkam gibi muharip sınıf görevlerini icra ederlerken şehit düşmüşlerdir.Çanakkale Savaşlarının biraz sonra ifade edeceğim en kanlı muharebeleri dikkate alındığında rütbelerin en büyüğü olan şehitlik mertebesine ulaşmış olduklarını sizlerin takdirlerinize bırakmak istiyorum. Agop oğlu Misak Arıburnu Muharebesinde,Agop oğlu Norsis Asmadere Muharebesinde, Hanuşkaz oğlu Mezhap Zığındere Muharebesinde,Karabet oğlu Panos Hisarkale’de,Tefekçiyan oğlu J.Tğm.Arakil,Ohannis oğlu Agop, Kirkor oğlu Dikran Kireçtepe muharebesinde,Papazyan oğlu Artin Kocadere Muharebesinde şehit düşmüşlerdir.Özellikle Çanakkale cephesinin ileri hatlarında muharip asker olarak hizmet veren Ermeni yurttaşlarımızın aksine Rum kökenli Osmanlı yurttaşları geri hizmetlerde bulunmuşlardır.Meclis-i Mebusan’da yapılan görüşmelerde Çanakkale cephesinin ileri hatlarında görev alması istenen Rumlar cepheye gönderildiklerinde ise silahlarıyla birlikte 28 Mayıs 1915 günü ANZAK kuvvetlerine teslim olmuşlardır.[9]Bu durumu ilginç olarak değerlendiren Sihlerle Gunkalarla ve Pencaplı Müslümanlarla birlikte omuz omuza çarpışan Yeni Zelandalı Onbaşı Chisholm güncesine geçirmekten kendini alamamıştı.
Ayrıca isimleri sayılamayan sayıları yüzlerle ifade edilen Ermeni kökenli yurttaşlarımız,Filistin’de,Irak’ta,Kanal Cephesinde,Galiçya’da, Romanya’da, Kafkas Cephesinde şehit olmuşlardır.Sadece Sağlık Subayları ele alındığında bile bu sayı yüzleri bulmaktadır.Tabip Binbaşı Ogüst Efendi 1916,Yüzbaşı Agop Ekmekçiyan,Yüzbaşı Armenak,Yüzbaşı Dilbekçiyan,Yüzbaşı Ferhatyan şehit oluş tarihi 1915,ne kadar garip,sözde Ermeni Soykırım tarihi aynı tarihte cephede şehit olan Ermeni kökenli yurttaşlarımız.Rum kökenli Yüzbaşı Aristidi Teneyannis,Yüzbaşı Bahor,Yüzbaşı Corci,Yüzbaşı Elmasyan ve diğerleri bu topraklar için şehit düşmüşlerdir.Gazi olmuşlardır, Çanakkkale, Galiçya ve Filistin cephelerinde başarılı hizmetlerinden dolayı gümüş liyakat madalyası ile ödüllendirilen Oskan oğlu J.Yzb.Agop,[10]Kafkas cephesinde yaralanan Gazi madalyalı Türk Dil Bilimcisi P.Tğm.Agop Martayan (Soyadı Yasası ile Dilaçar soyadı kendisine Mustafa Kemal tarafından verilmiştir.) bunlardan sadece bir kaçıdır.
Ancak madalyonun öteki yanına bakıldığında ise özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde 3 Ağustos 1914 tarihinde seferberliğin ilanı ile askere alınan Ermeni gençlerinin silahları ile birlikte 30 Ağustos 1914’ten itibaren firar ettikleri görülmektedir.Rus ilerlemesine koşut olarak Sivas’ı bir kurtarılmış bölge statüsüne sokan Muratyan güçleri ile Midyat’taki Bagok Dağı bloku üzerindeki Hezek bölgesindeki silahlı ayaklanmacılara katıldıkları ve Van ve civarında kitlesel olarak ayaklandıkları görülmektedir.Bu hareket içerisinde yer alan Ermenilerin kendi ulusal devletlerinin kurulmasını sağlamak amacıyla büyük bir ihanet örgütlenmesiyle askerliği bir araç olarak kullanıldıkları görülmektedir.
Hukukta "suçun kişiselliği" denilen bir ilke vardır, hiç kimse dedesinin, babasının suçu nedeniyle cezalandırılamaz. Bu nedenle Sn. serhat_61 'in mesajının yukarıya alıntıladığım bölümüne katılmıyor, Ermeni olsun, Rum olsun, Hıristiyan veya Yahudi olsun yurduna, bayrağına bağlı bütün vatandaşlarımızı tenzih ediyor, geçmişte bu topraklar için şehit düşmüş gayrimüslim vatandaşlarımızı da minnet ve rahmetle anıyorum.
https://www.hukuki.net/vbtube/upload/thumb_link/1651_4787.jpgHerkes İçin Hukuk ve Herkes İçin Adalet. Hak ve Hukukun koruyucusu Avukat hep yanınızda....
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
özel okul ön kayit işlemi yapmiyor
29-04-2024, 13:12:51 in Tüketici Hakları