Nükleer Santralin Savunulabilir Yanı Yok

Tüm çevrecilerin ve birçok konunun uzmanı bilim insanının karşı koymasına rağmen Nükleer Yasa Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdi. Tüm dünyada Nükleer Santral kurma çalışmaları durma noktasına gelmişken ülkemizde yıllardır arapsaçına dönmüş böylesine ciddi bir konuda "yaptım oldu" anlayışının sergilenmesi ileride telafisi olmayacak sonuçlar doğurabilir. Nükleer santrallerin atıkları için dünyada hala sürekli depolama alanları kurulamıyorken, bu atıklar milyonlarca yılda yok olmazken, Çernobil kazası gibi olası bir kaza ya da sızıntıda can kaybı ve geniş bir çevrenin etkilenmesi söz konusuyken; nükleer santrallerin bakım ve güvenlik maliyetleri kuruluş maliyetlerini aşıyorken, nükleer santrallerin bilimsel olarak savunulabilir bir yanı yoktur.

Nükleer santrali savunanların dayanak noktasını oluşturan tüm dünya nükleer santral kullanıyor tezi de gerçeği yansıtmamaktadır. Şu anda faaliyette olan satrallerin tamamına yakını yıllarca önce kurulmuştur. Yeni kuruluş aşamasında olan santral sayısı ise 30'u geçmemektedir. Başta Almanya olmak üzere birçok ülke Nükleer Santrallerini kapatmış ve yeni santral yapmama kararı almıştır. Santrallerini kapatan ülkeler içinse önemli bir sorun ortaya çıkmaktadır; sökülen santrallerin çöplerinin nerede depolanacağı. Evet santralin sökümü kurulumundan daha zahmetli bir iştir. Bir santralin ekonomik ömrü yaklaşık 30 yıl kadardır. Söküm maliyeti ise kurulum maliyetinin yaklaşık on katı kadardır. Söküldükten sonra çöplerinin nerede ve nasıl depolanacağı da sorun olarak ortaya çıkar. Çoğu zengin ülke kendi ülkeleri ciddi çevre sorunları yaşamasın diye çöplerini geri kalmış ülkelerde depolamaktadır.

Nükleer Santal destekçilerinin bir diğer tezi de ülkemizin nükleer enerjiye çok fazla ihtiyacı olduğu aksi taktirde ülkenin karanlığa gömüleceği şeklindedir. Bu da diğerleri gibi gerçeği yansıtmamaktadır. Dikkat edilirse yıllardır ne zaman Nükleer Santral fikri ortaya çıksa ülke genelinde elektrik kesintileri uygulanır. İnsanlara enerji sorunu varmış ve bu sadece Nükleer Enerjiyle çözülecekmiş gibi gösterilir. Doğrudur ülkemizde ciddi bir enerji sorunu vardır fakat bunun çözümü için başvurulacak son çare Nükleer Santrallerdir. Elbetteki çare fosil yakıtlarda değildir. Fosil yakıtlar saldıkları karbondioksit sonucu ciddi çevre sorunları ortaya çıkarmaktadır. Çözüm Yenilenebilir Enerji kaynakları olan Güneş ve Rüzgar Enerjilerindedir.

Güneş ve Rüzgar enerjisi üzerine gerektiği kadar düşülse ülkemizin enerji ihtiyacının tamamını karşılayabilecek düzeyde olduğu görülecektir. Güneş ve Rüzgar Enerjileri TEMİZ ve ÇEVRECİDİR.

Nükleere karşı temiz enerji kaynakları olan Güneş ve Rüzgar Enerjilerini savunmalıyız.