Bugun kendimi tuhaf hissediyorum. Neden, nasıl, ne zaman kavramları kafamda karman çorman bir halde oradan oraya savuruyorlar kendilerini, benimse tek algılayabildiğim artık dünyanın eskisi gibi olmadığı... Bu kadar üzüntüyü, yenilmişliği, hayal kırıklıklarını hak etmemiştim diye teselli ediyorum kendimi. En azından bugün hatırlayabilirdi, az da olsa gözündeki değerim hatırına arayabilirdi beni diye sayıklıyorum kendi kendime... Delirmemek için O`na sığınıyorum... Hayatta artık küçük oynamam gerekiyor, büyük oynamaktan bıktım veya vazgeçtim diye değil, büyük oynamak için elimdekilere baktığımda geriye kalan sadece bi dolu hüzün, ümitsizlik ve yalnızlık kırıntısı olduğu için... Artık büyüdüğümü de hissediyorum, yok yok bugünün anlam ve önemini vurgulamak için falan kurmadım bu cümleyi, sayende gercekten büyüdüğümü hissettiğim için söyledim. Çünkü bir zamanlar gereksiz hayaller üstüne kurmuştum bu sefil hayatımı ve her şeyin güzel olacağına, sadakate ve en önemlisi sevginin bir şeyleri değiştirebileceğine ve yetebileceğine inanıyordum. O zamanlar dünyadaki renkler yetmiyordu bana ama şimdi renk körüyüm! Gidişinle ve tüm açıları dehşete düşürecek derecedeki değişiminle her şeyin hiçbir şeye dönüştüğü dönemeçteyim sayende ve senden geriye kalan bu devasal boşlukta görülecek, seçilecek hiç bir renk yok artık! Hala dönüp dönüp arkama bakıyorum acaba geliyor musun diye... Benimle geleceğini falan düşündüğümden değil ama belki son kez görmek istersin beni değil mi? Yarama tuz basmıyorum çünkü senden geriye kalan tek şey o artık, bu yüzden onu da yanıma alıp yola çıkıyorum. Beni düşüneceğini düşünerek, geleceğini ümit ederek yine saçmaladım bana bakma, bugün doğum günüm ve ilk defa sensizim, bu kadar yalnızım ama değişmeyen tek şey yine ağlıyorum. Sanırım artık yaşayan ölülerden oluyorum...