Sorumluluktan ve aşktan kaçan erkeklerin terketmeleri(!) ama bir türlü vazgeçememeleri sorunsalı (Kafayı çektikçe ya da yalnız kaldıkça eski sevgiliyi anımsayan ve hemen telefona sarılan erkekler):

Nedir bu modellerin psikolojisi? '
Ne de olsa hatun kişi bir zamanlar onu çok sevmiştir. Beyimiz öyle bulunmaz Hint kumaşıdır ki, hatun kişi onu kesinlikle unutamamıştır... Tabii ya, ondan iyisini bulup da yeniden aşık olacak ve onu kalbinden silecek değil ya! Ömür boyu onu düşünecektir.'

İşte bu psikolojiyle çevirir eski sevgilinin telefonunu er kişi:

- Merhaba.
- Selam n'aber?
- İyidir, senden?
- İyi valla, bi yaramazlık yok.
- Hmm iyisin demek.. Sevindim. (Burada siteme bürünür ses tonu: "Ama nasıl iyi olabilirsin, biz ayrıldık?" der gibidir.)
- Evet iyiyim, sağolasın..
- Nasıl gidiyor hayat?
- İyi işte bildiğin gibi. Aynı tas ve hamam olayı...
- Sesin iyi geliyor.. (Burada neredeyse gözyaşlarına boğulmak üzeredir yiğidimiz, boğazında bir şeyler yumru yumru..)
- Evet.. Dedim ya, bi yaramazlık yok..
- Anladım..
- (En nihayet) Sen nasılsın?
- Kötü
- Neden bir şey mi oldu?
- Seni özledim
- Hmm (Haydaaaa?)
- Ee?
- Ne ee?
- Sen özlemedin mi?
- Yok özlemedim
- Nasıl yani?
- Baya özlemedim. Özlesem arardım.
- Bi de seni seviyorum.
- Ha?
- Deliye döndüm hasretinden
- Bu aralar canın sıkılıyor galiba?
- Hep seni düşünüyorum.. Bana kızgınsın biliyorum ama seni hiç unutamadım...
- Valla ne diyim? Allah başka zeval vermesin.. Zamanla geçer..
- Seni seviyorum
- Hadi ben kapatıyorum, sana çok yazmasın. Baaaaaay..

Birden kendine gelir er kişi. Karizma dağılmış, gururu yara almıştır.
İhtimal o ki "Tamam biraz zırladık ama yalvaracak kadar da düşmedik" diye kendini teselli eder telefonu kapattıktan sonra.
Bu telefon görüşmesinden bir ay sonra gene aklına düşer eski sevgili. Aynı konuşma, aynı ağlak ses tonuyla harfiyen tekrarlanır.
Er kişilerin bu modelleri de vardır yani..


cina