Ne diyordum Kaptan!

“Kaçınılmaz değişimin evrensel sancısı”
Ağladı şiirler/yakıldı türküler
Kızılca kıyamet/sorgusuz ölümler
Kök salmış hüzün çınar misali
Utanır güneş
Ay korkar oldu geceden…

Boşuna dememiş usta:
“Memleket… Memleket” diye
Kuyular da hazır boşalmış iken
Hele ki bir de üstüne AF
Takır-tukur düşmüş yola
Gelir bin bir umutla
Yine “o bildik, o eski vatan... ”
Bir uslanmaz tekerrür ki
Kör talihli /medeniyet beşiği
Böl-yut/yine kan–ser

İşte böyle Kaptan!

Hep aynı senaryo aynı hikâye…
Dinleyen yok ki anlayan olsun
Kaynaklar akmaz oldu ekonomiye
Yön-et/er–gene–kon

Globalleşmek için “çağdaşça savaşmak” (!)
Kalacağız sonunda bir güzel don–suz
Kon-ana kadar bir İshak kuşu…

İşte o vakit!...
Bülbül yuvası/güçsüzler yurdu
Güller dilsiz/ bülbüller çaresiz…

Yıl...