+ Konuyu Yanıtla
2 / 4 Sayfa İlkİlk 1234 SonSon
11 den 20´e kadar toplam 31 ileti bulundu.
  1. #11
    Kayıt Tarihi
    Mar 2004
    Nerede
    istanbul, kadiköy, Türkiye.
    İletiler
    5.539
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Çanakkale Savaşı / Atatürk Kader in değiştiği anı söyler Acaba bu an bir kere midir yoksa iki mi ? Acaba Acaba ?

    Sayın Kantaroncu ;
    Öncelikle gösterdiğiniz ilgiye teşekkür ederim. Sonra size ciddi bir tavsiyede bulunmak isterim. Oda ilk yazımın birinci paragrafında yazdığım anlattığım durumdur. Bir olaya bir duruma tek gözle bakmak doğru olsa bile eksik kalır ve yanıltıcı olabilir. Onun için demek istediğim tarihi çok iyi bilerek neyin nerede ne zaman nasıl olduğu anılarla doldurulmalıdır. Yani doğru olan bir olay olayın bir bütünü içinde eksik yetersiz kalarak hataya sürükleyebilir kişileri. Doğru anıdan yada anlatımdan bir genellemeye tam bilgi olmadan gidersek genelde yanılır yanlış sonuçlara varabiliriz.
    İkinci olarak iletinizde belirttiğiniz '' Kumandan bir aralık, Ordu Kumandanı Leyman Paşayı görmeğe gitti.'' Leyman paşa diye bir paşa Çanakkale harbinde yoktur bırakın Çanakkale harbini Kurtuluş savaşında bile yoktur. Bu kişi Maraşal Liman von Sanders tır. Sanırım pek dikkatsiz bir internet yazarından kopyaladınız. Leyman la liman ın bir benzerliği yoktur. Kaldıki kişi isimlerine dikkat etmek ve doğru kullanmakta bizlerin görevidir . Örneğin SEZEN isminde birisine ( Sezen Aksu misal.. ) SAZAN demek ( Sazan Aksu ) hiç hoş olmayacaktır. Bu maraşal Tüm çanakkale bölgesinden sorumlu 5. ordu komutanıydı ki sanırım tarihte kendisinden Leyman paşa diye adlandırılmasından hoşlanmaz zaten ayıpta olur. Bir çok yerde de bulunamaz kim o denir ?
    Başka bir önemli hususta benim dediğim '' Mustafa Kemal in anılarındandır bu demekki o Kemalyerini bilmiyor'' sözü tarafınızdan yanlış anlaşıldığıdır. Ben orada bunu derken Mustafa Kemal in kendi ağzından olayı naklettiğini belirtmek istedim elbetteki Kemal yeri vardır ama daha sonra saat 1500 dan sonra....
    Bir önemli hususta bir veriye bakarak sonuca giden yolu çizerek yargıya varmaktır. Örneğin bir hastahanede ki doğuma bakıp ona göre konuşmak yanlış olabilir nitekim dünyada 33 milyon da bir görülsede aynı kadın ikinci kez üçüz doğuruyor bir kadın altız doğuruyor doğumda ana ve bebek ölüyor veya teki ölüyor veya bebek sakat doğuyor bunlardan tekine bakarak olayı anlattığınız zaman ortaya dram melodram trajedi komedi mutluluk hüzün gibi tek tablo çıkar ve geneli bozar ama o olay için doğrudur. Parasının hesabını bilmeyen birisinin özel uçağı ile öğlen yemeği için başka bir ülkeye gitmesi de bir gerçektir uyduruk bir vize için günlerce konsolosluk elçilik kapısında bekleyen kişilerde tekine bakıp anlatırsanız işte dünya böyle diye doğru bir olaydan yanlış bir yargıya varmış olursunuz.
    Şimdi bu örnekleme nereden çıktı şuradan çıktı. Bu olayda öyledir . Olay doğrudur ama yer zaman mekan olarak dikkat etmediğinizden yanlış bir yanılsanması vardır. Bunun için gelin 1915 yılının Nisan 25 ine dönüp olayları birlikte biraz geniş gözden geçirelim.



    Hukuki NET Güncel Haber

    Çanakkale Savaşı -  Atatürk Kaderin değiştiği anı söyler Acaba bu an bir kere midir yoksa iki mi? konulu yargıtay kararı ara
    Çanakkale Savaşı -  Atatürk Kaderin değiştiği anı söyler Acaba bu an bir kere midir yoksa iki mi? konulu hukuk haber
    Konu commodore1tr tarafından (05-09-2007 Saat 16:46:13 ) de değiştirilmiştir.

  2. # Nedir?
    Tavsiye Soru Cevap
    Kayıt Tarihi
    Bugün
    Nerede
    Avukat Dünyası
    İletiler
    Ne kadar?
     
  3. #12
    Kayıt Tarihi
    Mar 2004
    Nerede
    istanbul, kadiköy, Türkiye.
    İletiler
    5.539
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Çanakkale Savaşı / Atatürk Kader in değiştiği anı söyler Acaba bu an bir kere midir yoksa iki mi ? Acaba Acaba ?

    Limon Von Sanders Çanakkaleyi savunan 5. Ordunun komutanı olarak beklenen çıkarmanın Bolayır ve Anadolu yakasındaki Beşike bölgesine yapılacağını tahmin ediyor ve bu yüzden ordunun sıklet merkezini yarımadanın iç kesimlerine yerleştiriyordu. Buna karşı çıkan tek kişi ise bölgeyi 1912 Balkan harbinden dolayıda çok iyi tanıyan Yarbay Mustafa Kemal di. O ise çıkartmanın Arıburnunun Kuzettine daha sonra Anzac koyu olacak yere olacağını tahmin ediyordu. Belkide bu yüzden tarihin cilvesi Onu Kahraman yapacaktı Liman paşa tarafından kendisi ihtiyat kuvvetleri olarak seddülbahirden aşağısından sorumlu tutulmuştu yani tam Arıburnu na...
    Olayları akışına göre sıralamaya çalışırsak 25 Nisan ı sabit tutarak...
    0300 sularında ay batar görüş tamamen kaybolur. Sessiz ve karanlık gece başlar. Arıburnu ve civarındaki sahil sadece 27. Alayın 8. bölüğünün 2 takımı tarafından yani 160 er tarafından korunmaktadır. Bölük komutanı Yüzbaşı Faik efendidir.
    0430 Büyük bir silah cayırtısı ile 1500 kişilik ilk anzak örtme kuvveti Anzac koyuolarak adlandırılan bölgedenArıburnu ve hemen Kuzeyindeki Balıkçı Damları mevkiine kadar olan sahil şeridine çıkartma yaparlar.
    Aynı saatlerde uyanan Yarbay Mustafa Kemal askerlerinin yapacağı tatbikat için hazırlığa başlamıştı. Tümeni ve bağlı olduğu 57. Alay bigalı köyünün 1 km kadar dışında Değirmen bayırı mevkiindedir. ( Aslında bugün gördüğümüz bir başka gerçek tüm Çanakkale savunmasında yüklendiği görev olarak doğru pozisyonda olan tek tümende budur. )
    0515 Arıburnu na yapılan çıkartmanın ciddi olduğu ilk zayıf ışıklarla anlaşıldı. Ciddi bir gösteriş çıkartması olma olasılığı olmasına karşın bu olasılık her geçen dakika zayıflamaktaydı. ( Burada bir parantez açalım. Denizden karaya çıkartma yapılırken sıklet merkezi ve tali gösteriş çıkartma yerleri seçilir. Buradaki amaç karşı tarafı yanıltarak gösteriş çıkrtmasına saldırtmak ve böylece ana çıkartmanın daha tesirli ve vurucu olmasını sağlamaktır. Genelde gösteriş çıkartması daha gürültülü olur ki daha yanıltıcı olsun .) Buna rağmen 27. Alayın Eceabatta bulunan diğer iki taburunada durum haber verilir Bu iki tabur beklenmeden Bu alyın komutanı Yarbay Mehmet Şefik (aker ) 0545 te top seslerine doğru yürüyüşe geçer.
    0510 Yarbay Mustafa Kemal e ilk çıkartma haberi gelir zaten kendiside top seslerindeki artıştan anlamıştır. 0530 da Düşmanın Arıburnuna çıkartma yaptığı haberide gelir Mustafa Kemal Kolordu komutanını arar Ancak belirsizlik vardır zira ordu komutanı asıl çıkartmanın Bolayır a beklemesi zaman kaybına yol açacaktır. Üstelik aynı sıralarda Seddülbahir civarında çokdaha yoğun ve şiddetli bir bombardıman ve daha büyük çapta bir çıkartma başlamışken ordu komutanıda kararsız kalmıştır. ( Yukarıda gösteri çıkartmasına bakınız.)
    0630 9. Tümenden bir rapor daha gelir ve '' Arı burnuna çıkarma yapan düşman, Kabatepenin gerilerindeki sırtları sarmaktadır. Kuvvetlerinizden bir taburun Kabatepe nin kuzeyindeki Arıburnuna Karşı olna sırtlara sevkini..''
    0700 Mustafa Kemal en yakındaki 57. Alay a ve topçu bataryasına harekata hazır olma emri verir ve şu değerlendirmeyi yapar. '' Eğer düşman kuvveti kocaçimen e doğru yönelmişse bu basit bir aldatma çıkarması olamaz ; bu gerçek bir şey , bu bir ana çıkartma.'' vew bu kararı üzerine 1 taburu değil tüm 57. Alayı harekete geçirir 0700 da 57. alay ve top bataryası Değirmenbayırından yola çıkar. ( İşte aslında bir kader anı da bu andır bence. Mustafa Kemal durumu son derece iyi okumuş bunun ana çıkarma olduğunu anlamış Conkbayırı hattının önemini kavramış ve bu hat tutulmazsa düşmanın stratejik ollarak üstünlüğü ele geçireceğini anlamış ona göre hareket etmiştir. Ya tek tabur gitseydi ?) Alayın tamamı 0755 te araziye çıkmıştır. Mustafa Kemal Kolordu ve Ordu dan emir gelmemesine rağmen yazdırdığı raporda Kocadere Batısına doğru 57.Alayın tamamı ve dağ bataryasıyla harekete geçeceğini belirtir ve bunun gerçek çıkartma olduğunu bildirir. Öncü bir bölük bir sıhhıye müfrezesi ve cebel bataryası, Mustafa Kemal öncülüğünde yürüyeşe başlar. SAATİ BİR KERE DAHA YAZIYORUM 0755 .

    Tam burada duruyoruz. Saatlerimizi ayarlayalım saat 0755 tir. Şimdi sizin anınızdan bir bölüm. '' Sabah erken saatlerde kapım vuruldu. Kumandanın sesiydi bu: - Başkan, kalkınız düşman çıkarma yapmağa başladı, Mustafa Kemal Bey telefonla bildiriyor, diyordu. Yataktan nasıl sıçradım, nasıl giyindim bilmiyorum. Telefon başında kumandanla buluşup bütün karargâh vazife başına gelmiş bulunuyordu.'' İşte bu anda saat yaklaşık 0800 dır. Mustafa Kemal in harekete geçtiği an Kurmay Albay Fahrettin Altay'ın uyandırıldığı kendi deyimiyle yataktan sıçradığı andır.
    Tayfun Bey için burada ara verillmiştir.

  4. #13
    Kayıt Tarihi
    Mar 2004
    Nerede
    istanbul, kadiköy, Türkiye.
    İletiler
    5.539
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Çanakkale Savaşı / Atatürk Kader in değiştiği anı söyler Acaba bu an bir kere midir yoksa iki mi ? Acaba Acaba ?

    Yani Mustafa kemal Bigali yi geçerken Komutanlık anca zıplıyordu. Gerçi Liman paşa daha sonra anılarında Mustafa Kemal i görevden almayı bile düşündüğünü söyleyecektir bu olaydan dolayı ama o ayrı bir hikaye...
    0830 Silah seslerinin artmasından 27. alayın da muhabereye girdiği anlaşılır. Mustafa kemal bu ara kararını verir Tek hedef : Conkbayırını Düşmandan evvel tutmak ve 27. Alay ın sağından taaruz etmek.''
    0940 Alayın derinliği açılmış sırtında 10kg teçhizatla yürüyen asker yorulmuştur. Birlik eski haritalarda ören yeri veya evren ardı olarak geçen bir yol ayrımındadır. Kurtgözü ( kurtgediği)mevkiinin yanındaki bu noktadan sola ayrılan yol Kemalyerine bağlanıyor. Sağa giden yol ise yeni bir vadiye açılıyor daha sonra Conkbayırına bağlanıyor. Bu vadi O tarihtede bugün de Mazı Çukuru olarak biliniyor. Buradan kördereye girmeden hemen önce mazı çujuru kördere arasında Mustafa kemal askere 10 dakika istirihat veriyor. Mustafa kemal burada Alaydan ayrılıyor İstirahat sırasında Alaya direktifler veriyor derin vadiyi yaya geçerek emir subayı ile birlikte Abdal yarlarının güney yamaçlarından Besimtepe - Conkbayırı arasında korunaklı yerden çıkarak en yüksek noktadan düşmanın sayısı ve hareketleri hakkında bilgi sahibi olmak için gidiyor. SAAt0950
    0950 Teğmen Tulloch Düztepenin yan yamacına uşalıyor ama yoğun ateşten başını bile kaldıramıyor. Bulunduğu yerden Conkbayırı-Besimtepe yamacı sadece 1 km kadardı. Ancak ilerleme olanaksızdı. Yapacağı en yi şeyin Kılıçbayır a geri çekilmek olduğunu düşünür ve tam dönerken bulunduğu tepeden dokuzyüz kadar ötedeki bir tepede ( Besimtepe-conkbayırı) bir subayın bir takım ere bir şey dediğini onları yere yatırıp birilerine bir şeyler dediğini onunda gittiğini görüyor. Dönmeden ööncede bu subaya ateş edip ıskalıyor. SAAT0950
    0950 Sizin anlatımınızdan bir alıntı ''Eceabat bölgesine gitmeye hazırlandık. Kumandan bir aralık, Ordu Kumandanı Leyman Paşayı görmeğe gitti. Dönüşünde biz de bir küçük vapura dolarak hareket ettik. Yarı yolda karşılaştığımız Barbaros zırhlısı işaretle bizi yanına çağırdı. Yanaşarak Süvari kulesine çıktık. Süvari bize:
    - Az evvel bir düşman denizaltısıyla karşılaştık, çok dikkatli gidiniz, dedi. Demek düşman denizaltıları Boğazı da geçebilirmiş?... Ayrılarak yolumuza devam ettik. Bir saatlik tehlikeli bir yolculuktan sonra Maydos yakınlarında Kilya iskelesine çıktık.'' Kurmay Albay Fahrettin Altay'ın Barbaros zırhlısına yanaştığı ve konuştuğu an saat 1015 civarıydı yaklaşık yarım saat sonrada yani 1045-1100 arasıda Kilya iskelesine çıkarlar. Yani 0950 de olan olaylar sırasında daha anca yola çıkmaktadırlar. Saat 1230 da Maltepe de ( Bigalı ile değirmenbayırının yaklaşık 2,5 km güneyinde karargah kurarlar . Bu sizin yazınızda şöyle geçmektedir. ''Gelibolu yarımadasının batısında yükselmiş bir düşman balonu görünüyordu. Düşman gözetleme balonlarıyla bizim herşeyimizi, her yerimizi görüyor, böylece donanmasının ateşini düzenlemek imkânını buluyordu. Top ateşleri çok şiddetliydi. Kilya iskelesinden Maltepe'ye çıkarak karargâhımızı kurduk. Savaş olanca şiddetiyle devam ediyordu.'' Şu cümleye çok dikkat SAVAŞ OLANCA ŞİDDETİYLE DEVAM EDİYORDU. ( kim savaşıyordu acaba ?)Bakın şimdi Saat 1000 ile 1230 arasında neler olmuş. Anıya göre sadece savaş bütün şiddetiyle devam ediyormuş ama nasıl işte şöyle...
    0950 Atatürk üm Türk askerlerini yere yatırması nı müteakip Anzak askerleride yatar. Aradan geçen sürede dinlenmekte olan Alay yetişir. Mustafa kemal i en önde gören Alay son rampaya doğru Conkbayırnna tam güneyden yaklaşır Saat 1000 da conkbayırı tutulur ve 1000-1024 arası Kördere Conkbayırı 261 Rakımlı tepe ve suyatağı arasına alay yayılır ve savaş başlar Bu tarihe geçecek olan bir savaştır. Atatürk'ün anlatımlarınıda araya katarak özetleyelim.
    Kolun başında bulunan bölük yetişti. Bu bölüğe, cephanesiz bölüğü takviye ederek ateş açmasını emrettim. Yanıma gelmiş 57 Alay 2. Tabur Komutanı Yüzbaşı Ata Efendiye bütün taburlarıyla bu bölüğü takviye ederek 261 rakımlı tepe üzerice taarruz etmesini emrettim. Cebel bataryasına, su yatağında, mevzi aldırarak düşmanın üzerine ateş açmasını istedim. Dereye saptığımda biraz geciken diğer tabur da yayılarak düşmana hücum etti. Bundan sonradır ki alay kumandanına bütün alayı ile benim gösterdiğim istikametlerde düşmana taarruz etmesini istedim.
    57. Alay öğleden önce saat 10 sularında taarruza başladı. O sırada 9. Tümen Süvari Subaylarından Üsteğmen Mehmet Salih Efendi yanıma geldi. 27. Alayın Kocadere batısındaki sırtlardan Kemalyeri üzerinde düşman ile muharebeye başladığlrıı haber verdi. O subay ile adı geçen alay komutanına düşmanın sol kanadına taarruz etmekte olduğumu, 27. Alayında karşısındaki düşmana taarruz etmesini söyledim. Henüz Bigalı civarında bulunan kendi tümenimin büyük bir kısmını Kocadere istikametine çekebileceğimi, bu emri götüren Süvari Üsteğmen Salih Efendiyi tekrar yanıma göndermekle beraber benimle irtibatı korumasını, savaşı Conkbayırı'ndan yöneteceğimi ekledim. Emrettim.
    Bigalı'da bulunan Tümen Kurmay Başkanıila emir atlısı ile emir gönderdim ve dedim ki: "İzzetin Bey, 72. Alay Maltepe'ye yaklaşmasın. Sıhhiye bölüğünün hepsi Kûcadere'ye gelsin. 72. Alay Kocadere doğusuna yaklaşsın ve bu raporu 3. Kolordu Komutanına veriniz."
    57. Alay ile 27. Alayın şiddetli taarruzları ile düşman geri çekilmeye başladı. Saat 11.30'da durum şöyle idi:
    Düşmanın karaya çıkmış olan kuvveti 8 taburdan fazla idi. Şimdi bu 8 tabur kuvvet kendisiyle doğru orantılı olmayan ve gayet geniş bir cephe üzerinde 261 rakımlı tepeye dek ve Kemalyeri'nin bulunduğu sırtların batı yamaçlarına kadar doğudan ilerleyebilmişti. Fakat bu uzun cephe hattı çok engelli bir takım derelerle kesik bulunuyordu. Bu nedenle düşman kendi cephesinin hemen her noktasında zayıftı. Tümen topçu bataryası çıkarma bölgesini ateş altına aldığı için düşman çıkarması hem zorluklara, hem de gecikmeye uğradı. 57. Alay, Conkbayırı ve su yatağı hattında 261 rakımlı tepe doğrultusunda ve dar cephe ile yoğun olarak düşmanın nazik ve önemli olan sol kanadına yüklenmesi 2 taburdan oluşan 27. Alayın da Merkeztepe genel doğrultusunda yeni cephe ile düşmana atılması, düşmanı çekilmek zorunda bırakmıştı.
    Fakat bence bu durumda daha önemli bir etken vardır ki o da herkesin öldürmek ve ölmek için düşmana atılması, düşmanı çekilmek zoruna bırakmıştır. Hatta ben komutanlara verdiğim sözlü emirlere şunları eklemiştim:
    "Size ben taarruzu emretmiyorum. Ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye dek geçecek zaman içinde yerimize başka kuvvetler ve komutanlar gelebilirler. "
    Çarpışma sürüp giderken 27. Alayın sağ tarafı tehlikedeydi. Bu arada muharebe eden 3. Tabur Komutanı Yüzbaşı Halis ve 4. Bölük (3. Taburun 4 Bölüğü, Alayın 12 bölüğü bulunuyordu) Komutanı yaralanıp geri gönderilmiş olduğundan komuta asteğmen rütbesindeki Muciple subay adayı Medeni adlı iki tecrübesiz subayın eline kaldı. Bunlar üstün kuvvetler karşısında cepheyi korumaya çalışıyorlardı. 19. Tümenin diğer alayları yavaş yavaş savaşa girmeye başlamışlardır. Ama Anzaklarm esas ve ana saldırılarına maruz kalan 57. Alay ise er er şehit olup eriyordu.Yine de 57. Alay ve 27. Alay 25 Nisan 1915 günü bir destan yazdılar. Kendilerinden sayıca üstün olan düşmanı geri püskürttüler.Saat 1230 a doğru düşman geri çekilmeye başladı Tarihe 57. Alay ve 27. Alay destanı olarak geçecek olan Çanakkale Bolayır savaşları olarak tarihe geçti.
    Tüm savaş 1000 1230 arasında sürmüştü. Yani sizin anı naklettiğiniz kişilerin maltepede karargah kurdukları ana kadar. Bugün Kılıçbayırını çok az geçtiniz mi 57. Alay şehitliğine ulaşırsınız Buradaki vatan evlatları bu toprak uğruna 2 saat 30 dakikada canlarını vermiş fedakar Türk evlatlarıdır.
    Bundan dolayı sayın Kantaroncu o anıyı esas alırsak ne 57. Alay şehit oldu nede Conkbayırı muhaberesi oldu sadece Gelibolu Eceabat'tan intikal ile
    karargah kurma ve de Olanca şiddetiyle devam eden bir savaşın olduğu fikrini elde edebiliriz. Dolayısıyla O anıdan yola çıkarak 0950 de ne olduğunu neyin olup olmadığını anlayamayız.
    SON SÖZÜM ŞUDUR Kİ O SUBAYIN KİM OLDUĞUNU HİÇ BİR ZAMAN BİLEMEYECEĞİM AMA AKSİ İSPAT EDİLENE KADAR BENİM İÇİN O MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'TÜR. KADERİMİZİN DEĞİŞTİĞİ ANSA TEĞMEN TULLOCH UN ISKALAMASIDIR. ASLANIM TEĞMEN
    BU VESİLE İLE TÜM ŞEHİTLERİMİZE BİR KEZ DAHA ALLAHTAN RAHMET DİLERİM RUHLARI ŞAD MEKANLARI CENNET OLSUN.

  5. #14
    Kayıt Tarihi
    Mar 2005
    Nerede
    Ankara
    İletiler
    1.080
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Çanakkale Savaşı / Atatürk Kader in değiştiği anı söyler Acaba bu an bir kere midir yoksa iki mi ? Acaba Acaba ?

    Gazeteci Yetkin İŞCEN’ in konu hakkındaki e-mektubudur.
    Sayın Kantaroncu,
    Verdiğiniz linki izleyip tartışmayı okudum. Bu konuda beni hatırlamanıza da sevindim, teşekkür ederim. Ancak, bu foruma yorum eklemek için kayıt olma zorunluluğunu görünce, açıkçası o formalitelerle uğraşamadım, doğrudan size yazmayı tercih ettim. Bir diğer takıntım da, gerçek kimliğiyle yazmayan insanlarla tartışmaktan kaçınmam... Bu tür forumlarda, insanlar örneğin böyle tarihi bir olay hakkında yazışırken niye kimliğini gizler hiç anlamam... Bu nedenle forumlara yazmaktan kaçınıyorum.
    Hikayeyi yazan arkadaş, anlaşılıyor ki, Çanakkale savaşının hikmetini geç farketmiş. Bu nedenle bunca heyecanlanmasının kusuruna bakmamalı..
    Ancak, konuyu fazla detaya boğmadan hatırlatmalıyım ki; özellikle M. Kemal ve 57. Alay'ın nereden kalkıp hangi yoldan yürüdüğü konusunda hala bir belirsizlik mevcut ve bu belirsizlik de asla anlaşılamayacak... Çünkü, Alay’ın tam olarak nereden yürüdüğünü anlatan bir gerçek kaynak yok. Bütün kaynaklar, -M. Kemal'inki de dahil olmak üzere-, yetersiz kalıyor. Alayın Kocaçimen silsilesine nereden çıktığı, taburlarının hangi farklı yollardan geldiği bu kaynaklarda ismen verilmemiş.
    Tulloch' un yaptığı söylenen olaylardan da şüphe duymaya gerek yok, çünkü birkaç ağızdan doğrulanıyor. Ne var ki, bu subayın kime ateş etmiş olabileceği de tamamen varsayım olarak kalmaya mahkum.
    Bilindiği gibi, Tulloch' un karşısına çıkan askerler, önce 27. Alay'ın 3. Taburunun askerleriydi ve bu taburun komutanı da Bnb. Halis'ti (Kör Halis)... "Sağa sola emirler veren" Türk subayı o da olabilir. Her ne kadar atak, korkusuz ve gözüpek olduğu ve böyle davrandığı bilinse de, yaklaşık 12 bin kişinin sorumluluğunu üstlenen bir tümen komutanının (M. Kemal) böyle ortalıkta dikilip düşmana açık hedef teşkil etmiş olması akla uygun gelmiyor. Bu kişinin 3. Tabur kumandanı Halis olma ihtimali bence daha fazla gibi... Kaldı ki, Halis de zaten o gün kolundan yaralanıyor. Bu konu hakkında Bnb. Halis'in sitesinde de bir bilgi mevcut. İlginizi çekiyorsa oraya da bakabilirsiniz. http://www.ataksor.org/trindex.htm
    Ben, kişisel olarak, M. Kemal'in 'gerçeküstü' bir yanı olduğuna inananlardan değilim. Daha çok onun "aykırı" ve "akıllı" bir insan olduğunu düşünüyorum. Hemen her olayda bir gerçeküstülük arayanlara da pek yakınlık duymuyorum. Çünkü bu tür kişiler, bu tutumun ileri safhalarında "top mermilerini yeşil kuşlara tutturuyor" veya "yaralı köpeklere yol gösterttiriyor"lar. Oysa, M. Kemal üzerine bu tür gerçeküstülükler bina etmeye hiç gerek yok; zaten onun ünlü bir "göğsündeki saate çarpan şarapnel" olayı var.
    Bu hikayeyi kaleme alan arkadaşın, yazısında öne sürdüğü birkaç şeye izninizle dikkat çekeyim:
    İlk yazının sonunda şöyle diyor: "..........Geri çekilmeden önce Tulloch tüfeğini omzundan aldı ve Türk Subayına bir el ateş etti. Iskalamıştı........"
    Bir takım komutanı teğmenin o yamaçlarda sırtında tüfekle koşturmuş olabileceğini düşünmüyorum. Büyük olasılıkla sadece elinde bir tabanca taşıyordu. Ateş ettiği tüfeği ise, yanındaki erlerden birinden almış olmalı... Bu taktirde, başkasının tüfeğiyle, 900 m. kadar mesafeden kısmen hareketsiz de olsa, kıpırdayıp duran bir hedefi vurması mümkün olamaz. Bu atışı, sırf kendini tatmin için yapmış olmalıdır.
    Ayrıca, Teğ. Tulloch' un orada olduğu anla, M. Kemal'in karşı yamaçta olduğunu söylenen anın çakıştığını iddia etmek zor. Yamaca tırmanan düşman askerini ilk karşılayanlar 27. Alay'ın 3. Taburu'nun askerleri olduğuna göre, ve tabur kumandanı Halis'in de hemen olaya müdahale ettiği bilindiğine göre, - Bean, Arıburnu Raporu ve Halis'in Çanakkale Raporu'na bakamadım ama -, bence yanlış bir kurgu bu...
    Sözkonusu yazının devamındaki yorumlardan birinde de ateş edildiği söylenen tüfeğin ne cins bir tüfek olduğu açıklanmış. Bu da yanlış... Gerek İngiliz ordusunun, gerekse Anzac Kolordusunun standart tüfeği, M1 falan değil, düpedüz "Short Magazine Lee-Enfield Mk III"tür... Bunun tersini iddia etmenin hiç anlamı olmaz. Bu tüfeğin özellikleri de aşağıdaki gibi...
    Cartridge
    .303 Mk VII SAA Ball
    Calibre
    .303 inch (7.7 mm)
    Action
    Bolt-action
    Rate of fire
    20-30 rounds/minute
    Muzzle velocity
    2,440 ft/s (744 m/s)
    Effective range
    1,000 yards (914 m)
    Maximum range
    2,000 yards (1828 m)
    Feed system
    10-round magazine, loaded with 5-round charger clips
    Sights
    Sliding ramp rear sights, Fixed-post front sights, "Dial" long-range volley sights
    Belki size zahmet olacak ama, eğer hala ilgileniyorsanız bu yorumumu sözkonusu foruma ekleyebilirsiniz.
    Şu anda sözü geçen kitap ve kaynaklarımın yanında olmadığım için net verilerle konuşamadım ama, bu arkadaşın hayal ettiği o gerçeküstülüğün yaşandığını sanmıyorum.

    Sevgilerimle


    Yetkin İşcen
    Gazeteci

  6. #15
    Kayıt Tarihi
    Mar 2005
    Nerede
    istanbul, kadiköy, Turkey.
    İletiler
    1.580
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Çanakkale Savaşı / Atatürk Kader in değiştiği anı söyler Acaba bu an bir kere midir yoksa iki mi ? Acaba Acaba ?

    Sayın Yetkin İşcen' in yazısını ve bilahare commodore1tr ın yazısını defaaten okudum. Sayın İşcen in yazısı pek tatmin edici gelmemekle birlikte aşağıdaki açıklamaların yapılmasının yararlı olacağını sanıyorum.
    1. Sayın İşcen sadece bu konuyu okuyarak ''gerçek kimliğin gizlenmesi'' konusundaki yorumu kendi tecrübesine yakışmayacak bir boyutta. Bir konuya bakıp yorum yapmak yılların tecrübeli gazetecisine hiç yakışmamış. Kaldıki commodore1tr kimliğini gizleyen birisi değildir. Kendisine e mail ile ulaşmak mümkündür.
    2. Gene sayın İşcen 'e ''Hikayeyi yazan arkadaş, anlaşılıyor ki, Çanakkale savaşının hikmetini geç farketmiş. Bu nedenle bunca heyecanlanmasının kusuruna bakmamalı.. '' cümleside hiç yakışmamış. Çünkü ne kendisini tanır ne ne yaptığını bilir ne ne okuduğunu bu kadar bilinmezlikten bir kanıya varabilmek tecrübeli bir gazeteciye hiç yakışmamış olduğunu belirtmeliyim.
    Sayın İşçen'in sitesindeki bir çok fikre ( ve özellikle Azman dede ) hakkındaki yazılarına katılmakla birlikte burada kesinlikle katılmadığımı belirtmeliyim.
    3. Sayın İşçen ''özellikle M. Kemal ve 57. Alay'ın nereden kalkıp hangi yoldan yürüdüğü konusunda hala bir belirsizlik mevcut ve bu belirsizlik de asla anlaşılamayacak... Çünkü, Alay’ın tam olarak nereden yürüdüğünü anlatan bir gerçek kaynak yok. Bütün kaynaklar, -M. Kemal'inki de dahil olmak üzere-, yetersiz kalıyor.'' demiş. Buna kısmen katıldığımı belirtmek isterim. Çanakkale Muhabereleri ve arazileri konusunda otorite kabul edilen tarihçi Şahin Aldoğan Ve Müttefik kuvvetlerin hareketlerini etüt ederek araziyle eşleyen ve commodore1tr ın bahsettiği arazi uzmanı ve tarihçi Belçikalı Jul Snelders yakın bir geçmişte beşgün boyunca bu arazide etüt yaparak ( Bu arada saygıyla anarak rahmet dileyelim ) bu yanlışlıkları asgariye indirmiştir. 25 Nisan yollarını tespit ettiler ve öncelikle hangi yolların olamayacağını buldular. Örneğin Conkbayırının da kuzeyinde kalan bazı yaklaşma yollarının, derin vadilerle kesilen geçitlerin Türk ve Avustralya tarihi belgelerindeki mekan ve zamanla uyuşmadıklarını bularak doğruları tespit ettiler. Ve yaklaşık yüzde doksandokuz doğruluğunda ilerleme yolunu buldular. Örneğin bugün Bigalıdan kuzey istikametine ilerleyen stabilize karayolu o tarihte topraktı Mustafa Kemal ve 57. Alayın eskiden bu yoldan kocadere köyünü geçerek batıya döndüğü sanılırken şimdi tam Kocadere köyü işaretinin olduğu levhadan kocadere köyüne girmeden batıya döndükleri anlaşıldı.
    4. En önemlisi Sayın İşçen '' Her ne kadar atak, korkusuz ve gözüpek olduğu ve böyle davrandığı bilinse de, yaklaşık 12 bin kişinin sorumluluğunu üstlenen bir tümen komutanının (M. Kemal) böyle ortalıkta dikilip düşmana açık hedef teşkil etmiş olması akla uygun gelmiyor.'' demiş ki asıl bu söz hiç akla uygun gelmiyor. Bilmem farkındamısınız bu anıyı commodore1tr uydurmuyor bizzat Mustafa Kemal Atatürk anlatıyor. Alayına izin verdiğini tepeye tek başına çıktığını ve son derece açık ifadelerle şüpheye yer vermeyecek şekilde anlatıyor. Onun için herhamgi birisinin bu konuda yorum yapması abesle iştigal den başka bir şey olamaz. Sayın işçen bu konuda biraz haddini aşmış izlenimini veriyor. ÇÜNKÜ ATATÜRK ANLATIYOR ANILARINDA BAŞKASI DEĞİL. BU OLAMAZ DEMEK NE KADAR DOĞRUDUR BİLEMEM. AMA ATATÜRK ÜN BU ANISINI ÇOK FARKLI KAYNAKLARDA DOĞRULAMAKTADIR.
    5. Olayın hiç bir boyutunda '' M. Kemal'in 'gerçeküstü' bir yanı olduğuna '' ilişkin bir yazı bulunmamaktadır. Sayın İşçen bunu gazetecilik taktiği ile oraya koyduğunu sanıyorum. Sayın Commodore1tr'ın Atatürk ile ilgili yazmış olduğu tüm yazılarını bir bütün olarak aldığımızda Sayın İşçen in iddiasının tam tersine hurafelere ve gerçeküstü olaylara karşı durduğunu görüyoruz. Ama Atatürk ün büyük bir staratejist büyük bir taktisyen çok ikna edici bir komutan olduğu yönünde de kesinlikle iddialarda bulunmaktadır. Sayın İşçen bunlara karşıysa bir diyeceğim yoktur taktir onundur. Yani bu paragraf çok gereksizdir.
    6. '' İlk yazının sonunda şöyle diyor: "..........Geri çekilmeden önce Tulloch tüfeğini omzundan aldı ve Türk Subayına bir el ateş etti. Iskalamıştı........" Onu Commodore1tr demiyor bahsettiği kitaptaki kişi diyor. Yani Tulluoch Bean a ne anlattı ise o da onu yazmış. Lütfen alıntılara dikkat edelim. Etmeliydi . Kaldıki kendisi bir teğmenin tüfek taşımasına şaşırmış günümüzde bile teğmenler takım komutanı olarak tatbikatta tüfek taşır savaş yıllarında taşıması gayet normal görünüyor. Yandaki erin tüfeğini almış olup olmamasınında esasa bir etkisi olamayacağı için niçin yazılmış anlayamadım. Kaldıki yandaki erin tüfeğini aldı diye '' Bu taktirde, başkasının tüfeğiyle, 900 m. kadar mesafeden kısmen hareketsiz de olsa, kıpırdayıp duran bir hedefi vurması mümkün olamaz'' ifadesinin kurulması tamamen mantıksızdır. Ancak ıskalama nedeni hakkında Commodore1tr ın yorumu daha mantıklıdır. Bir teğmen bir tüfeğin kime ait olduğuna göre ateş etmez. Yiv özelliği hava koşulları balistik ortam a göre mermi yolu belli olur. Teğmenin bunda hata yaptığı daha mantıklı gözükmektedir. ''Bu atışı, sırf kendini tatmin için yapmış olmalıdır. ''gereksiz bir yorum olmaktan öteye gidemeyecek bir iddia çünkü asla bilemeyeceğiz. Tatmin için vurmak için oda aslında esasa etki etmiyor.
    7. Tüfeğin cinsini ''muhtemelen ''diye açıklamış ve ÖZELLİKLE TÜFEK CİNSİ ÜZERİNDE DEĞİL MENZİL ÜZERİNDE DURMUŞ ÇÜNKÜ SAYIN KANTARONCU MENZİLİN 400 METRE OLDUĞUNU İLERİ SÜRMÜŞ. hANGİ TÜFEK OLURSA OLSUN MENZİLİN 900 METREDEN FAZLA OLDUĞU ANLAŞILDIĞINDAN BUNA YANLIŞ DEMEK MÜMKÜN DEĞİLDİR. çÜNKÜ KONU TÜFEĞİN CİNSİ DEĞİL MENZİLİDİR. M16 DESE BİLE DEĞİŞMEYECEK BİR KONU
    8. Binbaşı Halis Ataksor ( Kör halis ) Çanakkala savaşının değerli komutanlarındandır. En büyük payesi ise tarihe '' Çanakkale muharebesi sırasında 27. Alay 3.Tabur komutanı olarak bulunduğu sırada 25 Nisanda ilk çıkartma yapan düşman askerini taburunun başında ilk karşılayan asker.'' olarak geçmesidir.
    Biraz Commodore1tr 'laşırsak Binbaşı Halis Ataksor Düşmanı Arıburnu Hain tepe sırtları arasında karşılamıştır. 0430 da çıkartma başladığına göre bu çatışma 0430-0700 arasında olmuştur. Halis Binbaşı ( O sıralar yüzbaşı ) Arıburnu sırtlarında ayağından daha sonrada Edirne sırtlarında da kolundan yaralanır ve tedaviye alınır. Ancak gerçekten çok büyük bir askerdir burada saygıyla anmak için iki küçük anektot açalım ( Konu dışı ama olsun nede olsa Commodorlaştık.)
    Haliloğlu Ahmet Uzun un anısı :Buraya mevzilendiniz, vazifeniz hiç kimseyi karaya çıkartmamaktır. Eğer karaya bir tek düşman neferi çıkartırsanız, hepinizi vururum. Eğer bende size bir hile yaparsam sizde beni vurun dedi. Hani yüzbaşımız çok yaman adamdı doğrusu! demekdedir.
    İkincisi ise kime ait bilinmiyor ama çok hoş:
    - Kumandanım niçin hedef küçültmüyorsunuz, dediğimde, o askere metanet vermek için ayakda kalışını tevazu ifade eden şu sözlerle gizlemiştir.
    - Nasıl olsa kalkmayacak mıyız? Bu ağır gövde ile yatmak zor oluyor da onun için ayaktayım cevabı ile karşılık verdi demektedir.
    Ancak şuda bir gerçektir ki Edirne sırtlarında yaralandığında şu olayın saat 0745 civarı olduğudur.
    -“Asker yaralandığımı duymasın” dedi. Avcı hattında durumu tetkik etti. Bu tetkikin ne kadar sürdüğünü kestiremedim. Fakat komutanımın her dakika içinde yattığı yerde bile takatsizliğinin artmakta olduğunu hissettim. Bize karşı çok manalı ve büfen bakışları vardı. Anlıyorum ki yalnız bırakmak istemiyordu. Komutanımızı haddinden fazla tatmin ve temin etmeye çalıştık. Fedakâr komutanımız yavaş, yavaş müsterih olmaya ve bize ehemmiyet etmeye başladığını hissediyordum. Biraz sonra sesi toklaştı.
    -“katiyen geri çekilmeyin size derhal takviye kuvvet göndereceğim” dedi. Bu emre müteakip bir erin yardımıyla yavaş, yavaş geriye doğru inmeye başlamıştır.
    Yani görüldüğü üzere Sayın İşçen in yorumu kesinlikle doğru olamaz ne yer olarak ne zaman olarak Arıburnu edirne sırtları nere Conkbayırı sırtları nere? Saat 0745 ile 0950 arasıda çok farklı Zaten Tulloch Arıburnu Kuzeyinden sahile çıkmış Serçetepe ye yönelmiş Yükseksırt a çıkan dik yamaçlara varmayı başarabilen ve Sarıbayır ın en güneyindeki Kılıçnbayırtepesinin eteklerine bağlanan dar bir bel e yani Cesarettepeye kadar ilerleyip geçen bir takımdır. Yani içeri sarkmayı başarabilen bir takımdır. Dolayısı ile Sayın İşcen burada yanılmaktadır Muhtemelen karşılaşmadılar bile.
    Ancak Gerek ATATÜRK ün anlatımı gerekse Tulloch un anlatımları Sayın İşcen in dediklerinin tam tersine yer ve zaman olarak örtüşmektedir. Hemde neredeyse birebir.
    9.'' bu arkadaşın hayal ettiği o gerçeküstülüğün yaşandığını sanmıyorum.'' Cümlesini ise anlayamadım ben. Nerede bir gerçeküstücülük var bu olayda ? Düşmanın bir takım komutanı bir sırtta Durumu görmek isteyen Gazi Mustafa Kemal Paşa diğer sırtta birbirlerinden haberleri yok. Adma atıyor vuramıyor. Eğer denseydiki Tulloch nişan alıp ateş ettiği an gökten ak sakallı bir dede geldi kurşunu tuttu yada sayın İşcen'in dediği gibi ''yeşil kuşlara''tutuldu. O zaman anlardım. Ortada büyük bir tesadüf ve büyük bir şans olduğundan başka bir şey yoktur. Buna gerçeküstücülük demek sınırların zorlanmasıdır. Kaldıki Sayın Commodore1tr kendi inancını söylemiş ve anlatmış. Tüfeğin hangi marka olduğu konusunda bilgi dışında sayın İşcen in yazısında bir değer bulunamamıştır tarafımdan. Tüfek te zaten hiç önemli değil

  7. #16
    Kayıt Tarihi
    Apr 2005
    Nerede
    Salihli/Manisa
    İletiler
    7.141
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Çanakkale Savaşı / Atatürk Kader in değiştiği anı söyler Acaba bu an bir kere midir yoksa iki mi ? Acaba Acaba ?

    "Gerçeküstülük" kelimesine ben de takıldım, ben sayın commodore1tr'nin yazısını okuyunca, olayı gerçeküstü olarak değerlendirdiği kanaatine varmadım, kendim de gerçeküstü olduğunu düşünmedim. Burada bir yanlış anlama oldu sanırım. Olayı "mucize" olarak değil, "şans" (Ve eğer ıskalanan hedef gerçekten Gazi Mustafa Kemal ise milletimiz adına büyük şans.) olarak değerlendirdiğimizin bilinmesini isterim.

  8. #17
    Kayıt Tarihi
    Mar 2004
    Nerede
    istanbul, kadiköy, Türkiye.
    İletiler
    5.539
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Çanakkale Savaşı / Atatürk Kader in değiştiği anı söyler Acaba bu an bir kere midir yoksa iki mi ? Acaba Acaba ?

    Burada bir gerçeküstücülük yok. Ne sanat anlamında yani sürrealizm den kaynaklı nede mistik anlamda bir gerçeküstücülük yok. Gerçeküstücülüğe şiddetle karşıyım. Hele hele ulusal kurtuluş savaşımızla ilgili realitede olsun Çanakkalede olsun gerçek değerleri yok etmek için uydurulan mistik dini gerçeküstücülüklere şiddetle karşıyım.
    Geçen sene Kanal 7 denilen kanalda bununla ilgili bir program vardı. Öyle ''devlet büyükleri'' ''bilgilileri '' bulmuşlarki anı üzerine anı anlatıyorlar. Ak sakallı dedeler gelip atılan topları tutmuş, düşmana karşı asıl onlar savaşmış, yorulan askerin yerine nöbet tutmuş sis bulutuyla bizim orduyu saklamış dinlerken şaşkınlıktan küçük dilimi yuttum ama anlatıanlar öyle coşmuşki '' bunların çoğunun gerçekten olabileceğini '' söylüyorlar. Baktım katılma telefonu var. Aradım tesadüfen çıktı yayına bağladılar utanmadan sordum.
    Çanakkale savaşında kaç şehit verdik ?
    Yanlış olsada nedense kabul gören rakam burada da değişmedi.
    250 bin kişi bunu bilmeniz gerekir.
    Gerçek sayıyı bildiğimi de söylemedim de işime geldi söylememekte
    Yok bende duymuştum 250 bin şehit verdiğimizide sizin programı seyrederken kafam karıştı dedim. Ve ekledim.
    Deleler bombaları tutmuş bizimkilerin yerine savaşmış sis bulutuyla bizimkileri korumuş kurşunları ters çevirmiş diyip duruyorsunuz. Bizim 250 askerimizi kim öldürdü yahu ? dedim.... ve yanıtı beklemeden kapattım.
    Kısacası gerçeküstücülüğe karşıyım ama olayların akışı yer ve zaman birbirini çok tutuyor. Dolayısıyla benim değerlendirmemin bu olduğunu söyledim bu kesinlikle böyle demedim. Kimseyi inanmaya zorlamadığım gibi işte bu mucizedir de demedim. Eğer Atatürk se o kişi iyiki ıskalamış belkide tarihin döndüğü anlardan birisi olmuş dedim. Katılıp katılmamak serbesttir. Ama sıfat ne olursa olsun hafif küçümseme edası ile hakaretvari yanıt vermek ayıptır.
    Bu benim tanıdığım İşcen uslubu değil ama neyse... Tangör beye de teşekkür ederim oldukça açık yazmış. Sanırım benim yazmamı engellemek için. Yks ben buna üç sayfa yanıt verirdim .

  9. #18
    Kayıt Tarihi
    Mar 2004
    Nerede
    istanbul, kadiköy, Türkiye.
    İletiler
    5.539
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Çanakkale Savaşı / Atatürk Kader in değiştiği anı söyler Acaba bu an bir kere midir yoksa iki mi ? Acaba Acaba ?

    Aradan bunca zaman geçmiş. Bende neredeyse unutmuşum . Konuda biraz ortada kalmış gibi. Her ne kadar benim için kalmamış kesin olsada şüphe olduğuda bir gerçek.
    Bilgi Yayınevinden Mart 2008 de bir kitap çıktı tarihi roman türü olarak niteleyebileceğimiz bir kitap adı DİRİLİŞ ÇANAKKALE 1915 yazarı Turgut ÖZAKMAN. Çok sevdiğim ve saygı duyduğum bir kişiliktir bu kişi. Bu kitabı mutlaka okumanızı okutmanızı özellikle varsa çocuklarınıza okutmanızı tavsiye ederim. Her gencin het Türk vatandaşının okuması gereken bir kitap bu kitap. Hatta öylesine ki saklanıp ileride çocuklara okuması tavsiye edilebilecek bir kitaptır diyebilirim. Çok yaşa Turgut Özakman çok yaşa...
    Şimdi bu kitabı neden yazdım. Bir gerçekten önerilmeyi hak ettiği için iki bu konuyla ilgili olduğu için.
    Kitabın 265. sayfasında bu olay anlatılıyor. Ve teğmen Tullıock un ateş ettiği vuramadığı kişinin Mustafa kemal Atatürk olduğu belirtiliyor. Yaklaşık 8 ay sonra çok büyük bir araştırmacının da aynısını demesi ve çok fazla araştırarak bu sonuca varması sanırım kuşkuları dağıtacaktır. Sayın Özakman'ın izniyle dip not olarak aynı kitabın 614. sayfasından notları yazayım. Belki incelemek isteyen çıkar... Sayın Yetkin İşcen dahil...
    ''Genel olarak: M. Kemal, Arıburnu Raporu , S,22; Güzergah ve Teğmen Tulloch için, Atlas Dergisi Nisan 2005.
    Teğmen Tulloch Avustralyalı gazeteci ve tarihçi Bean a '' Bu Türk subayına tüfeği ile ateş ettiğini ama vuramadığını açıklamıştır.''
    Bu konuda ek kaynak olarak : www.user.glo.be , ''Heading for Chunuk Bair'' [ Kaynakta fotoğraf olarakTulloch'un bulunduğu yerden M. Kemal'in bulunduğu yerin görünüşü var.] + L.A. Carlyon, Gallipoli, Bantam books, Londra, 2003. sayfa 194-195. Bu iki kitapla ilgili bilgiyi sevgili Öğr. Bnb:Dr. Necati Yalçın'a borçluyum.
    M. Kemal bu anı '' Kazandığımız an, işte bu andır.'' diye niteleyecektir. Birleşik ordu açısından ise '' Bu an savaşı kaybettikleri andır.'' ''

    Saygı ve sevgilerimle bu arada önümüzdeki ay Çanakkaledeyiz. Meraklısına GERÇEK bir savaş turu attırırım...

  10. #19
    Kayıt Tarihi
    Mar 2008
    Nerede
    mersin /
    İletiler
    137
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Re: Çanakkale Savaşı / Atatürk Kader in değiştiği anı söyler Acaba bu an bir kere midir yoksa iki mi ? Acaba Acaba ?

    Sayın commodore1tr' in yazılarını bir çırpıda okudum.
    Okurken kendisine hayranlık duyduğumu öncelikle belirteyim. Yani sen tut hem onu oku, hem de tut ötekini oku. Özümse ikisinide. Daha sonra bir benzerlik dikkatini çeksin ve o benzerliği irdele.Kendince şöyle olmuş olabilir diyerek bir fikir at ortaya. Gerçekten etkilendim.HELAL OLSUN.
    sayın Kantaroncu'nun neden illa ki bu olmamıştır da ısrar etmesini anlıyamadım. Hatda bu olmamıştırını doğrulatmak için başka birisinden yardım alması cidden garibime gitti.
    Olay olmuşta olabilir olmamışta.Zaten kesinlik yok. Acaba,Acaba.
    Benim burda gördüğüm şey ise; bir yanda okuyan,bilen,hakim olan daha sonra irdeleyen commodore1tr . Diğer yanda yok canıııım öyle şeymi olur düşüncesini, bilmeden doğrulatmaya çalışan Kantaroncu.
    Ama iyide olmuş epey zevkli dakikalardı başlığı okumak.

  11. #20
    Kayıt Tarihi
    Feb 2003
    Nerede
    istanbul, şişli, Türkiye.
    İletiler
    1.653
    Dilekçeler Sözleşmeler
    1
    Dosya Yükleme
    1

    Tanımlı Re: Çanakkale Savaşı / Atatürk Kader in değiştiği anı söyler Acaba bu an bir kere midir yoksa iki mi ? Acaba Acaba ?

    Sayın sedatif, ben de her nedense bu forumu ilk kez okudum ve açıkçası oldukça hoşlandım. Commodore konusundaki görüşlerinize tamamen katılmakta iken, Kantaroncu hakkındaki görüşlerinize katılamıyorum. Çünkü acaba demek, soru sormak, sorgulamak; Öğrenmek istemek ve hatta öğrenmeye başlamak demektir. Hepimizin bilmediği birçok konuyu belki kantaroncunun sorgusu, commodorenin bilgisiyle öğrendik. Bu itibarla ben şahsen empatiye katılanlara teşekkür ediyorum. Ancak durum onu gösteriyor ki, burada bitmeyecek.
    Saygılar.

+ Konuyu Yanıtla
2 / 4 Sayfa İlkİlk 1234 SonSon

Bu sayfada bulunan kavramlar:

https:www.hukuki.netshowthread.php27076-canakkale-Savasi-Ataturk-Kaderin-degistigi-ani-soyler-Acaba-bu-an-bir-kere-midir-yoksa-iki-mipage2

mustafakemalinanisi

çannakkale Savaşının kader anları

savasi kazandigimiz iste o andi sozu ne zaman nerde

ataturkun anilari yere yat sungu tak dedi

kader icin atatürk ne dedi

Forum

Benzer Konular :

  1. Darp Edildim Şikayetçi Oldum Acaba Ceza Alırlar mı Yoksa Suç Bende mi?
    Kız arkadaşımla telefonda tartıştık ve beni engelledi. Başka numaradan aradığımda ona aldıgım hediye telefonu gelip almamı söyledi. Ben telefon...
    Yazan: creative52 Forum: Ceza Hukuku
    Yanıt: 1
    Son İleti: 11-04-2020, 11:19:22
  2. Tazminat Davası Açacağım. Acaba Süre Geçmiş midir?
    Arkadaşlar ben bir kurumda memur olarak çalışmaktayım.Görevde yükselme sınavına girerek kazandım.Kurum beni müdür olarak atamadı.Bende İdare...
    Yazan: metehan50 Forum: İdare Hukuku
    Yanıt: 1
    Son İleti: 08-07-2014, 18:11:32
  3. Sizce bu sözler mizah mıdır yoksa hakaret midir?
    Bir kasabanın resmi olmayan internet sitesinde belediye başkanı ile ilgili bir habere site üyelerinden biri belediye başkanının ismini kullanarak "...
    Yazan: karoyedisi Forum: Kamu Hukuku
    Yanıt: 5
    Son İleti: 01-11-2011, 22:41:33
  4. Mutlaka Okunmalı: İngiliz yazarın gözüyle Kurtuluş Savaşı ve Atatürk; Kanatsız Kuşlar
    http://upload.wikimedia.org/wikipedia/tr/thumb/1/18/Kanatsiz_kuslar.jpg/200px-Kanatsiz_kuslar.jpghttp://www.altinkitaplar.com.tr/images/kitaplar/k/kan...
    Yazan: Av.Başak Şahin Forum: Kültür - Sanat - Edebiyat
    Yanıt: 2
    Son İleti: 28-09-2008, 23:22:03
  5. Çanakkale Savaşı nerede?
    http://www.milliyet.com.tr/default.aspx?aType=SonDakika&Kategori=turkiye&ArticleID=510149&Date=27.03.2008&ver=15
    Yazan: Av.Fırat Bayındır Forum: Güncel - Siyaset - Tarih - Tartışma
    Yanıt: 1
    Son İleti: 31-03-2008, 22:36:48

Yetkileriniz

  • Yeni konu açma yetkiniz yok
  • Konuya cevap verme yetkiniz yok
  • Dosya ekleme yetkisi yok
  • İleti düzenleme yetkisi yok
  •  


2022 tarihli Hukuk Blog |  Arabulucu |  Hukuk Kitapları |  Alman Hukuku |  Özel Güvenlik AŞ. |  İş İlanları |  Ankahukuk |  Psikolog |  Site Ekleme |  Sihirli Kadın |  Sağlık |  Satılık Düşecek Domainler |  Bayefendi |  Afternic Alanadı satış (Domain alımı) | 

™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨‍💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.