"Bir kişiye yapılan haksızlık,
bütün topluma karşı
işlenmiş bir suçtur.
Bu bilinci paylaşmak ve
bu sorumluluğu yerleştirmek
zorundayız.
Uygarca paylaşılan sorumluluk bilinci,
özgürlüğün de,
demokrasinin de
tek güvencesidir.
Bu güvence sağlanmadıkça,
demokrasinin temeline
tek bir taş bile konmuş olamaz.
Unutmayalım ki "cesur bir kez,
korkak bin kez ölür".
Önemli olan,
insanın böyle bir toplumda
"mezar taşı" gibi
suskunluk simgesi
olmamasıdır..."
UĞUR MUMCU
Saygı ve rahmetle anıyoruz ...
Konu deniz02 tarafından (25-01-2007 Saat 22:54:45 ) de değiştirilmiştir.
Üç gün sonra, Lozan Antlaşması'nın 60. yıldönümünü kutlayacağız. İsviçre'nin Lozan kentinde, 60 yıl önce imzalanan bu antlaşmayla Türkiye, Kurtuluş Savaşı'nın sonuçlarını bütün dünyaya onaylatmıştı.
Altmış yıl sonra İsviçre'nin aynı Lozan kentinde, "Dünya Ermeni Kongresi" düzenleniyor. Bunun özel bir anlamı olsa gerek. Bunun anlamını değerlendirmek için Kurtuluş Savaşı öncesine kısaca göz atmak ve o yıllarda Ermenilerle Rumların kimlerce nasıl desteklendiklerini anımsamak gerekir.
Kurtuluş Savaşı öncesinde, emperyalist güçlerin, Türkiye toprakları üzerinde Rum ve Ermeni devletleri kurma ve bunları kendi güdümlerine bağlama girişimleri, Kurtuluş Savaşıyla boşa çıkartılmıştır. Türkiye'yi de "manda" adı verilen yönetim biçimiyle kendine bağlamaya çalışan Amerika, Türkiye toprakları üzerinde kurulacak bir Ermenistan devletinin de "vesayetini" üzerine alma amacındaydı.
Erzurum ve Sivas Kongreleri, Türk toprakları üzerinde dış destekli Ermeni ve Rum devleti kurma planlarına karşı ulusal bilinci eyleme geçirmiş ve Kurtuluş Savaşının antiemperyalist kavgası, bu kongrelerde biçimlenip yönlendirilmiştir.
Yakın tarihimizden bu yana, emperyalist güçler, Türkiye'de hep ayrımcı güçleri örgütlemek ve desteklemek istemişlerdir. Amaç aynı amaç, plan aynı plandır. Kurtuluş Savaşı öncesindeki bu çabalar, Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan hemen sonra da sürdürülmüş, etnik kökenli ve dış destekli isyanlarla karşılaşılmıştır.
Bunları unutmuş değiliz.
Amerikan misyonerlerinin ve Anadolu'da kurulan misyoner okullarının, Kurtuluş Savaşı öncesinde, Ermeni ve Rum toplulukları üzerinde nasıl bir ayrımcı siyaset izledikleri bugün belgelerle sabittir. Ermenilere, o tarihte Amerikalılar tarafından silah yardımı yapıldığı ve doğu illerimizin, Ermenilere güvence vermek gibi yapay gerekçelerle Amerikan askerleri tarafından işgalinin düşünüldüğü, bugün Amerikan ve İngiliz gizli belgeleriyle kanıtlanmış durumdadır. Yeter ki tarih arşivindeki bu belgeleri okumayı ve yorumlamayı bilelim...
Lozan Konferansında Amerikan delegelerinin, "Ermeni yurdu projesi" getirdikleri ve kongrede sonuna dek bu projeyi savundukları, Lozan görüşmelerinin tutanaklarında yazılıdır. Amerika'nın ünlü Devlet Başkanı Wilson'un "Ermeni devleti" önerileri de aynı yakın tarihin arşivindedir. Amerikan hükümetinin Lozan Antlaşması'nı onaylamamasının nedenlerinden bi-ri, Ermeni devleti kurma projesinin başarısızlığa uğramış olmasıydı.
Bunları da unutmuş değiliz.
1974 "Kıbrıs Barış Harekâtı"ndan sonra başlatılan ve yer yer Rum desteğiyle sürdürülen Ermeni siyaseti ve terörü, bugün de hiç şüphesiz, değişik amaçlı ve çokuluslu desteklere sahiptir. Fransa'nın Ermeni terörü konusundaki utanç verici tutumu, Amerika'da dikili Ermeni anıtları, bu yeni "Haçlı zihniyeti" ile ilgilidir. Yanılmayalım; Ermeni terörü yalnızca eylemci teröristlerle ilgili bir sorun değildir. Önemli olan, Ermenilerin dünya çapında kurdukları ilişkiler, sağladıkları destekler ve bunların siyasal nitelikleridir. Ön plana çıkartılması gereken, siyasal desteklerdir.
Terörün yıllardır Türkiye'yi, "destabilizasyon" adı verilen anarşi ve iktidar boşluğu ortamına sürüklemeyi amaçladığı, gün geçtikçe daha iyi anlaşılıyor. Ve gün geçtikçe, tıpkı Kurtuluş Savaşı öncesinde olduğu gibi Ermeni-Rum ve öteki ayrımcı güçlerin çokuluslu desteklerle bir araya geldikleri de görülüyor.
Türkiye, emperyalizmin bu eskimiş kirli oyununu dün olduğu gibi bugün de elbet tarihin çöplüğüne atmasını bilecektir.
Bu "kurt kapanı" karşısında Kurtuluş Savaşımızın o kutsal "Kuvvayı Milliye ruhunu" diriltmek, Atatürk'ün "tam bağımsızlık" inanç ve siyasetini bir bayrak gibi dalgalandırmak tek seçenektir. Emperyalisti yenecek güç ulusal birlikten geçer. Bu oyunları tek tek aydınlığa çıkaracak ve ulusça üstesinden geleceğiz.
Yeter ki, "tam bağımsızlık" ruhunu ve bilincini yeniden diriltelim ve "Kuvvayı Milliye türküleri"nde ulusça bir araya gelelim. (Cumhuriyet, 21 Temmuz 1983)
Herşeyin kökeninde o var.sömürgeciliğe karşı duruş.
Düsünce olarak,yaşam olarak,eylem olarak,profesyonel olarak bunu içimize sindirmemiz gerekir.Hatta amatör olarak bunu içimizde hissetmeliyiz
Sömürgecilğie karşı deyilşek "laik olamayız" Laiklik toplumun kendi egemenliğini
kabullenmektir. Din ve devlet işlerinin ayrılması ancak halkın egemenliği ile sağlanır. Halkın egemenliği demek sömürgeciliğe karşı durmak yani başkalarının
egemenliğine başkaldırmak gerekir. Demokrasiyi savunmak için sömürgeciliğie karşı durmak en vazgeçilmez koşuldur.Çünkü sömürgecilik "baskalarının egemenlik haklarını çiğner" Toplumsal ve bireysel özgürlüklerin ve hakların korunması demokrasinin olmazsa olmaz kuralıdır. Bu özgürlüklerin ve hakların kazanılması ve korunması için sömürgeciliğe karşı olmak zorundayız.
-Gercek bir aydın olmak için hiç çekinmeden, "Ben sömürgeciliğe karşıyım"
diyebilmek gerekir. ve tabi söylemek yetmez, bunun için mucadele etmek gerekir
İşçiyse sendikasıda mühendisse meslek odasında,avukatsa barosunda,köşe yazarıysa köşesinde,gerçekten"milletin vekili"bir milletvekiliyse,Meclis'te bunun için çalısması gerekir.Milletvekili:ABD şirketi için,Bürüksel için veya tarikat için çalışırsa o zaman sömürgecinin uşağı durumuna düşmüş demektir.
Sömürgeciliğe karşı çıkmak kendi tarafında durmak demektir.
Sömürgecilere kendi toplumsal çıkarlarını çiğnetmek demektir .Hatta kendi bireysel çıkarlarını korumak anlamını tasır.
sömürgecil,ğe karsı durmak herkesin birlikte kazanacağı bir toplum felsefesine dayanır.işçisi,köylüsü,memuru hatta işvereni bu sayede daha fazla pay elde eder refah düzeyleri yükselir.
Erol Manisalı
Ugur mumcuyu herzaman arıyoroz.
cocuklarımıza kitaplarını hediye ederek yasatalım.
Ugur Mumcu
Cumhuriyet-1. nisan.1984
GIZLI BELGELERLE...
Su olaylara bakin:
ABD Dis Iliskiler Komisyonu, Türkiye'ye yapilacak askeri yardimi Kibris konusunda verilecek bir ödüne bagliyor. Bu yapilirken, ABD Kongresi'nde 24 Nisan tarihinin "Soykirim Günü" olarak ilani için önergeler veriliyor. Fransa'da ise soykirim savlarinin ders kitaplarina konmasi için hazirliklar yapiliyor .
Ayni günlerde, Ermeni terör örgütleri eylemlerini sürdürüyor . Bütün bunlardan sonra ABD yönetimi uluslararasi terörden söz edebiliyor. 24 Nisan tarihi soykirim günü olarak ilan edilecekmis. Sanki ABD'nin Vietnam'daki, Fransa'da, Cezayir'deki insanlik suçlarini unutturdular. Sanki ABD yönetimi, Sili'de halk oyu ile seçilmis Devlet Baskani Allende'nin CIA darbesi ile devrilmesinin hiç animsanmayacagini saniyor. Sanki ABD'nin Grenada'ya, daha dün kadar yakin bir zamanda Fransa'nin Çad'a asker göndermelerinin hiç ama hiç akla gelmeyecegi düsünülüyor.
Ermeni olayini, bugün için uluslararasi terörün bir parçasi olarak görüyor ve bunun için bütün devletleri ortak bir savasa çagiriyoruz. Yok eger Ermeni sorununun dünü, önceki günü karistirilirsa, Amerikali dostlarimiz bundan hiç hosnut kalmazlar. Isterseniz, bu konuda birkaç tarihsel belgenin satir baslarini aralayalim:
Ingiliz Kraliyet Matbaasi tarafindan basilan Birinci Dünya Savasi ile ilgili gizli belgeler, Erol Ulubelen tarafindan Türkçe'ye çevirilmis, önce Dogan Avcioglu'nun yönetimindeki Yön dergisinde yayinlanmis, daha sonra kitap olarak basilmistir . Ikinci basimi Çagdas Yayinlari tarafindan yapilan " Ingiliz Belgeleriyle Türkiye " kitabinda, Birinci Dünya Savasi sirasinda Ermeniler'in Amerikalilar' ca nasil desteklenip kiskirtildiklarini gösteren belgelere yer verilmistir. Okuyalim:
Gizli Belge: Sayfa 735, belge 492. Amiral Webb'den Lord Curzon'a yazilan 19 Agustos 1919 tarihli yazi:
- Amerika, Trabzon ve Erzurum'u içine alan bir Ermenistan'i himaye edecek. Geri kalan dört ili de Kürt devleti olarak Ingilizlerin himayesine birakiyor...
~~
Gizli Belge: Sayfa No:60, Belge No: 46. 5 Nisan 1920 günü Mr. Lindsay'in Washington'dan Lord Curzon'a yazdigi yazi:
- Amerikan Senatosu Ermenistan'in mandasi isini görüstü. Bes yilda 757 milyon dolar verecekler. Ilk baslangiçta 50.000 kisilik bir ordu yollanacak, daha sonra 200.000 kisiye çikacak. Amerika kuvvetlerinin basina General Zames G. Harbord getirilecek. Ayrica bütün Türkiye'nin mandasi için de görüsmeler yapilmaktadir...
~~
Gizli Belge: Sayfa No:71, Belge No: 63. 16 Mayis 1920 günü Sir A. Geddes'in Lord Curzon'a yazdigi yazi:
- Amerikan hükümeti, Ermenistan'in Adana da dahil korunmasini istiyor.Silah, cephane , demiryolu ve her türlü malzemeyi buraya sevk edecekler . Bosaltim, Karadeniz limanlarinda Amerikan bahriyesi tarafindan ve Amerikan donanmasinin himayesinde yapilacak. Türklerin yapacagi en ufak bir hareket Amerikalilar tarafindan bastirilacaktir...
~~
Gizli Belge: Sayfa No: 300, Belge No: 38. 28 Subat 1920 Londra Konferansi tutanaklarindan bir parça:
- Mustafa Kemal kendisini Erzurum Valisi ilan etmis. Erzurum'da yeni kurulacak Ermeni devletinin katilacagi bir sirada bu çok anlamli bir harekettir. Bu adam olmasaydi Ermeniler'in bir sansi olurdu. Gizli Belge: Sayfa No: 81, Belge No: 10, tarih 16
Subat 1920. Londra Konferansi tutanaklarindan bir baska parça:
- Ermenistan'a 6 ilden baska Trabzon ve Adana da verilmelidir. Amerika Ermenistan'a yardim edecektir ve mandasi altina almayi da kabul ediyor. Fransa ise Adana'yi kendisi için istiyor.
~~
Gizli Belge: Sayfa No: 99, Belge No: 12, Londra Konferansi tutanagindan bir baska ilginç parça:
- Lord Curzon, Erzincan'in da Ermenistan'averilmesini, Karadeniz'de bir Lazistan kurulup, Ermenilerin mandasina vermek istiyor... Bu belgeler, bugün ABD Kongresi'nde 24 Nisan tarihini "Soykirim Günü" ilan etmek isteyenlerin amaçlarini oldugu kadar, ABD'nin Lozan Baris Antlasmasi'na niçin imza koymadigini da anlatmaya yetmektedir.
~~
Atatürk, Ermeni sorununun "dünya kapitalistlerinin ekonomik çikarlarina göre çözülmek istedigini" soylememis miydi? ( Söylev ve Demeçler , C: I, S: 233). Olay, dün oldugu gibi bugün de böyledir.
Biz bugün bunca saldiridan sonra , bu gizli belgeleri, örnegin devletin televizyonunda tek tek halkimiza gösterebiliyor muyuz? Gösteremiyorsak, Ermeni sorununun çokuluslu yanini ve uluslararasi terör ile ilgisini, diplomatik forumlarda nasil anlatabiliyoruz?
24 Nisan tarihini soykirim günü ilan edip, Ermeni terör örgütlerine destek olan Amerikan Kongre üyeleri, 1920'lerde topraklarimiz üzerinde Ermeni devleti kurmak isteyen Amerikalilar' in torunlaridir . Bizler de bunlara karsi Kuvay-i Milliyecilerin torunlari oldugumuzu hatirlatmak zorundayiz. " Milliyetçilik " budur.
Neredesiniz efendiler, beyler, beyzadeler, hanimefendiler? Budur, budur, budur iste !..
Dag gibi karayagiz birer delikanliydik. Babamiz, sirtinda yük tasiyarak getirirdi asimizi, ekmegimizi. Arabalar siril siril isiklariylan caddelerden geçerken bizler bir mum isiginda bitirdik kitaplarimizi. Kendimiz gibi yasayan binlerce yoksulun yüregini yüregimizde yasayarak katildik o büyük kavgaya. Ecelsiz öldürüldük. Dövüldük, vurulduk, asildik.
Vurulduk ey halkim, unutma bizi...
Yoksullugun bükemedigi bileklerimize çelik kelepçeler takildi. Iskence hücrelerinde sabahladik kaç kez. Isteseydik, diplomalarimizi, mor binlikler getiren birer senet gibi kullanirdik. Mimardik, mühendistik, doktorduk, avukattik. Yazlik kislik katlarimiz, arabalarimiz olurdu. Yüregimiz, isçiyle birlikte atti. Yasamimizin en güzel yillarini birer taze çiçek gibi verdik topluma. Bizleri yok etmek istediler hep.
Öldürüldük ey halkim, unutma bizi...
Fidan gibi genç kizlardik. Hayat, sakirdayan bir selale gibi akardi gözbebeklerimizden. Yirmi yasinda, yirmi bir yasinda, yirmi iki yasinda, iskencecilerin acimasiz ellerine terk edildik. Direndik küçücük yüregimizle, direndik genç kizlik gururumuzla. Tükürülesi suratlarina karsi bahar çiçekleri gibi, taptaze inançlarimizi firlattik bos birer eldiven gibi. Utanmadilar insanliklarindan, utanmadilar erkekliklerinden.
Hücrelere atildik ey halkim, unutma bizi...
Ölümcül hastaydik. Bagirsaklarimiz dügümlenmisti. Hipokrat yemini etmis doktor kimlikli iskencecilerin elinde öldürüldük acinmaksizin. Gelinliklerimizin ütüsü bozulmamisti daha. Cezaevlerine kilitlenmis kocalarimizin taptaze duygularina, birer mezar tasi gibi savrulduk. Vicdan sustu. Hukuk sustu. Insanlik sustu.
Göz göre göre öldürüldük ey halkim, unutma bizi...
Kanserdik. Ölüm, her gün bir sinsi yilan gibi dolasiyordu derilerimizde. Uydurma davalarla kapattilar hücrelere. Hastaydik. Yurtdisina gitseydik kurtulurduk belki. Bir buçuk yasimizdaki kizlarimizi öksüz birakmazdik. Önce, kolumuzu, omuz basindan keserek, yurtseverlik borcumuzun diyeti olarak firlattik attik önlerine. Sonra da, otuz iki yasinda birakip gittik bu dünyayi, ecelsiz.
Öldürüldük ey halkim, unutma bizi...
Giresun'daki yoksul köylüler, sizin için öldük. Ege'deki tütün isçileri, sizin için öldük. Dogu'daki topraksiz köylüler, sizin için öldük. Istanbul'daki, Ankara'daki isçiler, sizin için öldük. Adana'da, paramparça elleriyle ak pamuk toplayan isçiler, sizin için öldük.
Vurulduk, asildik, öldürüldük ey halkim, unutma bizi...
Bagimsizlik, Mustafa Kemal'den armagandi bize. Emperyalizmin ahtapot kollarina teslim edilen ülkemizin bagimsizligi için kan döktük sokaklara. Mezar taslarimiza basa basa, devleti yönetenler, gizli emirlerle baslarimizi ezmek, kanlarimizi emmek istediler. Amerikan üsleri kaldirilsin, dedik, sokak ortasinda sorgusuz sualsiz vurdular.
Yirmi iki yaslarindaydik öldürüldügümüzde ey halkim, unutma bizi...
Yabanci petrol sirketlerine karsi devletimizi savunduk; komünist dediler... Ülkemiz bagimsiz degil dedik; kelepçeyle geldiler üstümüze. Kurtulus Savasi'nda emperyalizme karsi dalgalandirdigimiz bayragimizi daha da dik tutabilmekti bütün çabamiz. Bir kez dinlemediler bizi. Bir kez anlamak istemediler.
Vurulduk ey halkim, unutma bizi...
Henüz çocuklugumuzu bile yasamamistik. Bir kadin eline degmemisti ellerimiz. Bir sevgiliden mektup bile almamistik daha. Bir gece sabaha karsi, pranga vurulmus ellerimiz ve ayaklarimizla çikarildik idam sehpalarina. Herkes taniktir ki korkmadik. Içimiz titremedi hiç. Mezar topragi gibi taptaze, mezar tasi gibi dimdik boynumuzu uzattik yagli kementlere.
Asildik ey halkim, unutma bizi...
Bizi öldürenler, bizi asanlar, bizi sokak ortasinda vuranlar, agabeyimiz, babamiz yaslarindaydilar. Ya bu düzenin kirli çarklarina ortak olmuslardi ya da susmuslardi bütün olup bitenlere. Öfkelerini bir gün bile, karsisindakilere bagirmamis insanlarin gözleri önünde, öldürüldük. Hukuk adina, özgürlük adina, demokrasi adina, Bati uygarligi adina, bizleri, bir safak vakti ipe çektiler.
Korkmadan öldük ey halkim, unutma bizi...
Bir gün mezarlarimizda güller açacak ey halkim, unutma bizi...
Bir gün sesimiz hepinizin kulaklarinda yankilanacak ey halkim, unutma bizi.
Özgürlüge adanmis bir top çiçek gibiyiz simdi, hep birlikteyiz ey halkim, unutma bizi, unutma bizi, unutma bizi..
,
tekin coskuner,
albay durmuş coşkun kıvrak,
1984 bir nisan,
1nisan 1984 hangi gun,
tekin coskuner gorsel,
https:www.hukuki.netshowthread.php19618-1-Nisan-1984-Ugur-MUMCU
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Dolandırıcılık mı hukuki ihtilaf mı
25-04-2024, 18:09:51 in Ceza Hukuku