Konu başlığı biraz tuhaf ama Yagıtay 1. Başkanlığı'na gönderdiğim ve bir
örneğini de altta sunduğum dilekçem okunduğunda konu daha iyi anlaşılacaktır.

YARGITAY BİRİNCİ BAŞKANLIĞINA
ANKARA


İnternet sitenizin Duyurular bölümündeki “Avni Özgürel’in 06.12.2006 tarihli Radikal Gazetesindeki köşesinde yayınlanan “Tuz kokunca ne yapılır?” başlıklı yazısıyla ilgili olarak yapılan açıklamayı ve bu açıklamanın yapılmasına neden olan sayın Avni Özgürel’in yazısını okudum.

Sayın Avni Özgürel’in tespit ve düşüncelerine katılmamak mümkün değildir.

Açıklamanızdaki “-Öncelikle yasa veya etik dışı davranışları saptanan yargı mensuplarına karşı en sert tavrın tarafımdan gösterildiğini; -somut olaylarda ulaştıkları bilgi ve belgeleri yetkili makamlara iletmektir.” İfadelerinizden güven- ce alarak; kesinleşmiş bir davayla ilgili elimde bulunan belgeleri yüksek görüş- lerinize sunuyorum.

Belgelerin tetkikinden de anlaşılacağı üzere;

1- Mesleki eğitim görmediği ve ustalık belgesi de bulunmadığından sıvacı ustası olarak çalışması 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanunuyla yasaklandığı halde;
Mesleki ehliyeti bulunmayan davacının, sıvacı ustası olarak çalışmasının ve sıva yapımı için düzenlenmesini sağladığı (ehliyetsizlik nedeniyle butlan olan) eser sözleşmesinin yerel mahkemece geçerli sayıldığı ve bu geçerli sayılmanın 15. Hukuk Dairesi tarafından aynen onanması suretiyle de 3308 sayılı yasanın, kamu düzeni ile ilgili hükümleri dikkate alınmayarak açıkça yok sayıldığı. (Ek:1, Ek:2, Ek:2/a)

2- Emniyet müdürlüğü’nce düzenlenen “Müşteki ifade tutanağı” Kesin delil olup hakimi bağlayıcı nitelikte resmi bir belge olduğu halde;
Davacının müşteki ifade tutanağındaki (el koymak suretiyle vermediğim sıva malzemelerinin toplam 9 kalemden ibaret olduğu şeklindeki) ikrarı tara-
fımca da kabul edilmesine rağmen, bu kesin delilin bağlayıcılığına uyulmadığı gibi; davacının duruşmada 17 kalem sıva malzemesi talep etmesine rağmen (Senin talep etmediğin malzemelerin bedelini de davalıdan almak suretiyle sana bir kıyak geçeyim. Böylece maddi imkansızlık nedeniyle tamamlayamadığın malzemelerini de tamamlamış olursun.dercesine) bilirkişi raporu ile belirlenen ve davacının isteminden de 6 kalem daha fazla olan 23 kalem sıva malzemesi bedelinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmedilmesi ve bu ka-
rarında 15. Hukuk Dairesi tarafından aynen onanması suretiyle (istemden fazlasına hükmedilerek) davacının yargı yoluyla sebepsiz zenginleşmesinin sağlandığı.
(Ek:3, Ek:4, Ek:5)

3- Dava dosyasına delil olarak ibraz ettiğim CD’nin çözümü için mahkeme kalemine
20 YTL bilirkişi ücreti davalı olarak tarafımca yatırıldığı halde;
Bilirkişi ücretini davacı yatırmış gibi kabul edilerek, davanın kabul ve red oranına göre 10 YTL bilirkişi ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmedilmesinde maddi hata yapıldığını ve bu maddi hatanın temyizen dü-
zeltilmesini talep etmeme rağmen; 15. Hukuk Dairesi bu temyiz nedenimi de red etmek suretiyle davacının yine sebepsiz zenginleşmesinin sağlandığı. (Ek:6, Ek:7)

Açıkça görülecektir.
../…

Sahife -2-

Yukarıda arz ettiğim hususlar objektif olarak analiz edildiğinde;
a) Mesleki ehliyeti olmayan; dolayısıyla mesleki ehliyetin muhtevası olan dava açma ehliyeti de bulunmayan sahte sıvacının açtığı dava kabul edilip görüşülüyorsa.
b) 3308 Sayılı Mesleki Eğitim Kanunu’nun mesleki eğitim esaslarını belirleyen kamu düzeniyle ilgili hükümleri açıkça yok sayılarak; mesleki ehliyetten yoksun sahte sıvacı, ehliyetli bir sıvacı olarak kabul ediliyorsa.
c) Hakimi bağlayıcı kesin delil niteliğinde olan (Emniyet müdürlüğü’nce düzenlendiğinden resmi belge olup davacı ikrarını içeren) Müşteki İfade tutanağının bağlayıcılığına uyulmuyorsa.
d) İstemden fazla sıva malzemesi miktarının davalıdan alınıp davacıya verilmesine hükmedilmek suretiyle; davacının sebepsiz zenginleşmesi sağlanıyorsa.
e) Davalı taraf olarak yatırdığım 20 YTL bilirkişi ücretinin, davacı tarafından yatırıldığı kabul edilmek suretiyle benden bir daha alınmasına karar verilerek davacının yine sebepsiz zenginleşmesine sebebiyet veriliyorsa.
f) Az yukarıda 5 bent halinde belirttiğim (aynı zamanda temyiz nedenim olan) hususlar Yargıtay 15. Hukuk dairesi’nce de yasalara uygun bulunup aynen onanıyorsa.
Bu durumda artık adalet ilkelerine, hukuk kurallarına ve yasalara uygun bir yargı sürecinden ve yargı kararlarından bahsedilemeyeceği açıktır. (EK:8, Ek:9)

Yukarıdan beri müfredatlı olarak arz ettiğim hususların; ilişikte sunduğum belge ve dava dosyası kapsamında ele alınıp irdelenerek, tarafıma yazılı bir açıklama yapılması talep ve umuduyla saygılarımı arzederim. 15-01-2007


E K L E R :
Numaralandırılmış 9 adet belge

Yargıtay 1. Dairesi Başkanlığı'nın dilekçeme verdiği cevapta (hükme bağ-
lanan miktar 1.094 YTL olduğundan. karar düzeltme hakkım olmadığı bilindi-
ği halde) karar düzeltme talebinde bulunmam öneriliyor.

Bu durumda ben sayın hukukça arkadaşlardan soruyorum.
Hukuka yabancılaşan yargıdan nasıl korunacağız ?