Türkiye'nin huzur ve sükununu bozmaya; Türk-Ermeni sorunu yaratmaya/körüklemeye; aydınları, düşünürleri katlederek ülkemizi karanlığa sürüklemeye; kardeşi kardeşe düşürerek kaos ortamı yaratmaya ve bu kaos ortamından menfaat sağlamaya; kendi gibi düşünmeyeni yok ederek tek tip insan yaratmaya yönelik bu hain saldırıyı esefle kınıyor, Merhum Gazeteci-Yazar Hrant Dink'e rahmet, yakınlarına sabır ve milletimize başsağlığı diliyorum...
Önce; Yasin abi, şimdi de bir başkası (galiba Erhan Abi'ymiş)...
Peki; Trabzon'da, TAYAD'lıları linç etmeye çalışanlar için; """insanlarımız, özellikle gençler, vatandaşlık tepkilerini ortaya koyuyorlar""" diye açıklama yapan "abi" ne olacak?
Benzeri açıklamayı, kısa bir süre sonra İstanbul'da yapan "abi" ne olacak?
Evet ilginç doğru ve eksik bir yaklaşım...
Beni de rahatsız eden bir takım olaylar oldu abiler içinde ve sanki abilerin üzerinde bir amca var gibi geliyor...
Emniyet müdürü olan zat çok dikkat çekici... "Milliyetçi duygularla işlenmiş" bir cinayet diyor hunharca işlenen gözü dünmüş cinayet için sanki bir iyi olmuş milliyetçi genç iki kurşun sıkmış ne var ki dercesine.... Anımsarsanız aynı zat İsmailağa Camisi cinayetinden sonra linç edilen zanlı için " Başını minbere vurup intihar etmiş " demişti... Sanki adam emniyet müdürü değil cinayetleri araştırıp aydınlatma sonuna kadar gitme memuru değilde ' örtbas etme' den sorumlu bir emniyet müdürü gibi....
En çok canımı sıkan olaylardan biriside sanki adam bir katil değil bir tetikçi değilde bir kahraman gibi poster yapılacak fotoğraf çektirilip gazetelere verilmesi... Samsun Jndarmasının yediği halt ta halt yani.... Sen tut katili kahraman gibi poz verdir hemde nerede '' Türk bayrağının, Atatürk'ün " Vatan toprağı kutsaldır, kaderine terk edilemez " sözünün tam önünde'' pes ki pes... Sanki bu gerizekalı tetikçi 'vatan toprağını kaderine terk etmeme'' adına gitti katletti Hrant Dink'i.... Gerçi ben damla inanmıyorum bu cinayetin vatan sevgisi yada başka bir milliyetçilik duygusu altında işlendiğine sadece yaratılmak istenilen kanı bu...
Bundan dolayı abileri bırakalım da Amcalara babalara bakalım derim ben....
Aslında en anlamlısı cenaze arabasının üzerindeki kırmızı karanfillerin arasına gelip konan beyaz güvercindi...Hrant Dink ürkek güvercin gibiyim demişti... Güvercin başını bekledi....
Ermenistan: Türkiye ile önkoşulsuz ilişkiye hazırız
24 Ocak 2007Ermeni Dışişleri Bakanlığı, Türkiye ile önkoşulsuz diplomatik ilişkiye hazır olduğunu açıkladı.
Ermenistan Dışişleri Bakan Yardımcısı Arman Kirakosyan, Erivan'ın Ankara ile diplomatik ilişki kurmaya hazır olduğunu açıkladı. Doğan Haber Ajansı'nın haberine göre, Ermenistan, diplomatik ilişki için ön koşul öne sürmedi.
Diplomatik kaynaklar Ermenistan'ın bu çıkışında Hrant Dink'in ölümünün ardından Türkiye'de oluşan birlik ortamının etkili olduğunu kaydetti.
Sadece ben. Kalbimi duyuyor ve insanları tanıyorum. Gördüklerimden hiçbiri gibi yaratılmamışım; yaşayanlardan hiçbiri gibi yaratılmış olmadığıma inanmak cüretini gösteriyorum. Öteki insanlardan daha iyi değilsem bile, hiç olmazsa başkayım. J.J.Rousseau
Bsbakan yardımcısı Mehmet Ali Şahin Ben Ermeniyim demenin Türrklükten istifa etmek anlamını taşımadıgını bunu söyleyenlerin Hrant Dink in uğradığı cinayeti kendime yapılmış sayıyorum demek istediklerini açıkladı.
Anlaşılması için açıklaması mı gerekiyordu?
Bir parti lideri çıkar Dink in cenazesinde Hepimiz Ermeniyiz diyen pankartların tasınmasını elestirir birbşkası da böyle slogan atılmasını arabalı vapur kaçırarak protesto etmeye kalkarsa böyle açıklamalar doğal olarak gerekliolur!
Ogün Hepimiz Ermeniyiz hepimiz Hrant ız diye binlerce yurttasımız etnik kökeni dini rengi cinsi ne olursa olsun bir vatandasının hatta bir insanın uğradıgğı böyle bir felaketi kabul edemeyen onun eşinin coluğunun çocuğunun yakınlarının arkadaslarının duydukları ıstırabı hissededilen kedilerini onların yerine koyabilen yani Enpati denenve insanı insan kılan o önemli niteliğe sahip olan kimselerdir!
Empati ya da eşduyum insanın belli bir durum karsısında bulunan başka bir insanın o durumda nelerhissedebileceğini anlayabilme kendisini onun yerine koyabilme yeteneğidir. Azliğı insanı sosyal insancıl bir yaratık olmaktan uzaklastırır kısmiyokluğu ya da tam anlamıyla var olmaması psikolojik psikiyatrik
tedavi gerektiren ciddi bozukluklara yol açar.
Hatırlayın ATATÜRK ÇANAKKALE"DE ÖLEN DÜŞMANASKERLERİ İÇİN
Burada bir dost vatanın toprağındasınız-Huzur ve sükün içinde uyuyunuz"dediğinde,Anzaklara T.C. kimliği dağıtmıyordu,O empati sahibi bir lider olduğundan sadece,kendini bu savaşta oğullarını,sevgililerini,babalarını,yakınlarını yetirmiş insanların yerine koyabilip bu insanların neler hissedebileceklerini algılayabilmiş ve millerce uzakta yaşaşalar bile bu kimselerin acılarını hafifletmenin insanlık gereği: olduğuna inanmıstı.
ATATÜRK bunları söylediğinde
Avustralyalıların arasında "Çanakkale"de ölen Anzaklar,hiçbir zaman TÜRK deyildiler,hele asla sizin evladınız olamazlar! gibi ilkel tepki gösterenlerin çıktığını
hatırlamıyorum.O tarihte oğullarını,damatlarını Çanakkale"de yetirmiş şehit yakınlarınıda"bu yöne kurşun sıkan Türk olamaz dediklerini de hatırlamıyorum.
Bu sözleri söylediği tarihte MUSTAFA KEMAL ATATÜRK sergilemiş olduğu inceliğiyle insanseverliğile dünyanın her yerinde özellikle bu savaşa katılmış ülkelerin halklarının gözünde TÜRKLERE saygı duyulmsına yol açmıştı aynen
Hrant Dink"in yitiminde ve cenazesinde Hepimiz Ermeniyiz diyen vatandaşlarımızın yapmıs oldukları gibi
VATANI çekincesiz sevmek yani gercek MİLLİETÇİLİK yedi düvele TÜRK"ün kan dökücü barbar ve ilkel olmadığını,bu ülkede ırk,din.dil ayrımı yapmadan tüm insanların dertleriyle hemdert olma yeteneğine sahip çok insanın yasdığını göstermektir!!
Türkiye’nin 73 şairi 19 Ocak günü öldürülen Hrant Dink için bir araya geldi ve bir şiir yazdı.
Aralarında Akif Kurtuluş, Adnan Satıcı, Haydar Ergülen, Ahmet Telli, Gülten Akın, Arif Damar, Orhan Alkaya, Sina Akyol ve Küçük İskender’in de bulunduğu 73 şairin yazdığı şiirin adı Yetim Ağıdı...
Türkiye’nin 73 şairi 19 Ocak günü öldürülen Hrant Dink bir araya geldi ve bir şiir yazdı.
Yetimler Ağıdı
Bunu sana nasıl söylerim
Hata benim günah benim suç benim
Dünyalar içinde dünyalar sevgilim
Ateşten çıkardım baktım uzunca kendimdi
Bir de başımın üstünde yok bir ülke; kendimdi
Dilim yola düştü pupa yelken pınarlarım yas içinde, hey hey
Yüzümde kan kalmadı kuraklık can alıyor bir yandan, dan!
Bir travmam var kenarı hâreli
Yine hâreli geçti yine zulüm beni
Meydan başaklarım kanıyor
Uzun bir yürüyüşüm ben; bakın
Anlarsınız yol yorgunu gözlerimden
Şiircebimden beslenen tedirgin güvercin
Dayamış gagasını yavrusununkine
Eyvah ki hrant, bir vakitte
Göğerçinleri yemlemişti, seninki!
Kanı gördük okul dönüşünde ders kitaplarında
Seslere karşı çok ilgiliyiz de ondan seslerden olur ölümümüz
Sonra büsbütün çıkarız raydan, her vagon kendi cehennemine
Kalbimiz doludizgin, kimse avutmasın içimizdeki tren düdüklerini
Toprak insana gömülüyor, bodina da öldü
Sınırlar biraz daha kırmızı
Bütün karakamuları alaşağı eden bir bun
Bir bayraktın düştüğün yerde patikalar’ın açtığı
Bir kısrağın tayını emzirme sesiydi soluğun
Şimdi çığ gürlemesidir aşan zamanı
Bembeyaz tırnaklarla kazdığı o görülmedik arkta
Kan ve gözyaşının birbirine değmeyen ortaklığı
Yattım yere bakıyorum toprağın hisli eşitliğine
Sular sınırları pasaportsuz geçer
Asıl azınlık yerkürenin kendisidir
Tek millet, gökyüzüdür ölürken yürekli düşünüldüğünde
Çan ve ezan arasına gerili mahyada
Acıyı dengeler yazı: ah-ya!
Orda hrant, başı dumanlı ararat’ta
Irağı bilmez bir yağız atla vardı oraya
Hrant ki, külü bile nemlendirir çorak dünyayı
Yine de her damlada ürperir yaşlı ararat
Ne değişir hayatla karşılaşsan
Hemen yanında arkadaşın ölüme gülerek bakıyorsa
Gözün arkada değildi, içerideydi a hrant! gözüm
İçerdeydi ve sözcükler - ki onlardı ve öldüren idi
Ürkekliğin ürperdi karardı boz güruhun
Yırtık tabanaltından kaçtı güvercin ruhun
Hüznü giydiğin pabuçlarında bin ahhh!
İçini delmiş kuzeyli bir rüzgârın
Erguvan kalbine kuzu’layan bir güvercin
Beykoz iskelesinde karaya vuruyor göçebe
Ağarmış bir gül var yakamda
İçimizdeki bahçelerden goncası
Bir yağmur kenti ne kadar ıslatır?
- Kanın insanı ıslattığı kadar ancak!
Neden ayakta ölür aylar?
- Kim bilir!
Ölümün yüzüne gülüyorsun
Bedenin kurşun geçirse de
Kanamasın yaprakları güllerin
Üşüyen sular ırmakların tenine karışsın
Akımını vurdular sözcüklerden kurulu fırat’ın
Beyaz bere bile ağlar çamurun işine
İki damla göz yaşı düştü vurulunca sen
Pülümür’ün yaşsız kadınının gözlerinden
Oysa küçük bir çocuktum ben de tren raylarında
Bozuk para gibi ezilen, hiç gelmeyecek sandığım baba
Duydu mu mersinli balıkçı cemal, yağmurun yağdığını
Ölümsüzlük denizine sabaha karşı?
Fazlasıyla geciktin, suyu dinle, aynayla ödeş, toprağa dokun
Buluşmayı bil kemik fırtınasında; sancınla yüzleş
Şeytan tiryakilerinin sivilcelerindeki irin,
Ey! kulak zarımı kanatan antik öfke
Topla köpek dişlerini, düşlerini çektir ve git!
Ölüm saklar ölümsüzlüğü yaşamın bildik türküsünde; hrant dink’i de
Zehrini yağmalar karanlık
Sis peçesine çakılı çöller
Affet! yoksulduk, ezilmiştik; aval aval seyrettik mülk talan kavgasını
Kan revan içinde söktüğümüz hayatlar, sözde şanlar sundu bizlere
Korkumuz kutsaldı gölgemizden, gönüllü kurşun olduk düş kırımında
Sesimizi linç tutup, kazıdık vicdanı, altın ve gümüş kakmalı hançerlerle
Bu kez çatlak bulunca suyunu, yasaklandı
İkinci emre kadar dökmek zehirli kanı
Ne cehennemi ne cenneti
Gurbeti de sılası da içindedir insanın
Ömrümüzün biriktirdiği onca kavram ve sözcük
Şimdi işgal altında
Son pankart sokakta gerili birazdan polis kesip atacak
Hepimizin ölümü en küçüğümüzün elinden olacak!
Ah ile eyvah ile geçiyor zaman
Dönsek kardeşliğimizi kutsayacak ardımızdaki kan
Vart’a gül demişler, ağlayan kim
İki kalp, iki zehir, yüz yıllık birikim
Bin dereden kanla dolmuş kuyuları hep ıslak
Sen, ben, hrant... bu toprak püskürtüyor sevgimizi
Artık kış çiğdemleriyle anacağız seni
Onlara kanınla, terin karıştı
Yüreğindeki tohumlar
Rüzgârlı sözcüklerle girecek türkülere
kırık bir zamanda uçan güvercin
üzgün tutar ağzındaki zeytin dalını
Sen dostumdun benim gülünce güneşler açan
Bulutlara rüzgâra asarım suretini her akşam
Her akşam bir mektup yazarım ararat kadar
Unutmadım bırakıp giderken söylediğin sözleri
Günler mi ağdı, ah, sular mı boğuldu
Sisten kapılar mı var şehrin gözlerinde
Göğüslerinin arasını şiirlerle süsledim hayatın
Aranızdan geçerken incinmeler düştü payıma
Güvercin kapaklandığında, yüzüm albatros ve yağmur
Borandır, bahardır, uzar sakallarım çıtırtılarla mavi
Zalimin gecesi mazlumun gecesiyle birdir
Ve daha uzundur zulme karar verenin gecesi
Bu yüzden sesini düşürmüş kaldırımlar leylak
Kırmızı, kanla gül arasında gidip gelirken kanı çekilmiş yaprak
Işık bilir vuracağı yüzü, konacağı kalbi
Güvercin, toprağın düşüne kanat
Kimi ölülerin ayakkabısı delik
Ve sakalları saklanmış ertesi güne
Kimi silahlı çiçek taşır öldürdüğüne
Bayrağa sararlar gözsüz yüzünü
Çorabını dikerler suç kime
Ak bir güvercin kanıyla çiziyor ölümünde
Ölümsüzlüğün resmini
Çocuksu, muzip, yakışıklı
Yüzün ki
Canlar içinde bir can
Kanlar içinde altı milyar insan!
Ve onlar vurdukça sana, alışkanlıklarımız çözülüyordu böylelikle
Küçümsediğimiz yollar açılıyordu önümüzde
Güvercinlerin dudaklarındaki sıcak rüya, korkularımızı dolduruyordu
Dilini susarken anlıyordum, konuşurken
Birden kendimi bir kardeş çavlanında bulurken
Çatılara konan kırmızı
Güvercinin bıraktığı vedayı büyütüyordu
Gölgesi ansız çekilen bir ağaç gibi yıkılırdım
Bir elim ötekini tutmasaydı
O ki bir fincan tuz istemişti yalnızca komşudan
Şimdi tuzlu bir nehir akıyor kalan ömürler arasından
Şimdi kim
Bu uzak diyen
Diyen bu yalan
Bu burkulan ruhun üşümesiyle kardeşliğin
Şu kurşun dökülmüş zaman
Bir ölüm şiirine eklensin diye
Gövdesiyle yazmıştı son dizeyi
Sürgüne okunmuş arguvan havası; ki kan
Yüzünü acıya dönmüş duduk, ah! gasparyan
Unutulmuş; ötekinin cenneti değil miydi her insan
Kim yırttı vicdanımızı, sevgimizi kim düğümledi
Kaç bin kerre öldük seni
Seni öyle sevdik, bağışla bizi
Bu evleri borçlu olduğumuz taş ustaları
Yürüyecek. Anı: hiçbir şey kalmadığında
Su inceliğiyle gülümseyen günahsız kan
Masum yüzünün görüntüsüdür dağılan
Kan kabuğun altında fokurduyor yeniden
Usanmış acısını sokakta gezdirmekten
Şairleri dinlemek lazım: kabuk, su, tir, naz-
Bir nar ki kırılınca hikâyemiz olacak
Hadi ölümü tuzlayalım sonsuz deniz
Hrant’tan sonra kokmasın bari ülkemiz
Aslında ne türk’üz, ne kürd’üz, ne ermeni’yiz
Öyle bir “baba”mız var ki hrant, hepimiz yetimiz!
ŞİİRE İMZA ATAN 73 İSİM:
A.Hicri İzgören, Adnan Satıcı, Ahmet Ada, Ahmet Günbaş, Ahmet Telli, Ahmet Uysal, Akif Kurtuluş, Altay Öktem, Altay Ömer Erdoğan, Arif Damar, Asuman Susam, Ataman Avdan, Aydın Şimşek, Betül Tarıman, Bilsen Başaran, Bülent Güldal, Celal Soycan, Cezmi Ersöz, Cihan Oğuz, Dinçer Sezgin, Enver Ercan, Fadıl Öztürk, Fergun Özelli, Fuat Çiftçi, Gonca Özmen, Gülten Akın, Gültekin Emre, Halim Şafak, Halim Yazıcı, Haydar Ergülen, Hayri K. Yetik, Hüseyin Peker, Hüseyin Yurttaş, İlhan Tülman, İlker İşgören, İ.Mert Başat, Kadir Aydemir, Küçük İskender, Mahmut Temizyürek, Mavisel Yener, Mehmet Atilla, Mehmet Can Doğan, M. Mahzun Doğan, M. Mazhar Alphan, M. Sadık Kırımlı, Mehmet Sarsmaz, Mehmet Mümtaz Tuzcu, Metin Cengiz, Metin Kaygalak, Mustafa Özturanlı, Muzaffer Kale, Namık Kuyumcu, Nesimi Aday, Nevzat Çelik, Oğuz Tümbaş, Olcay Özmen, Onur Akyıl, Orhan Alkaya, Özkan Satılmış, Özlem Sezer, Pelin Batu, Rahmi Emeç, Salih Bolat, Sedat Şanver, Selim Temo, Sennur Sezer, Sina Akyol, Tarık Günersel, Tuğrul Keskin, Turgay Gönenç, Veysel Çolak, Yunus Koray, Yücelay Sal ve Zeynep Uzunbay
Adina suc diyerek yargilandigi gun dusunce
Ismi
''Hrant Dink'' ile basliyordu haberin...
Anlamaya calisiyorduk
Anlamak isteyenlerle birlikte..
Direniyordu tehditlere tek basina bir beyaz guvercin
Gucleniyordu kanat cirpislari direndikce...
Zafer bizim diye seviniyorken kin kusan cellatlar
Bilmem kactir sayisi bu kacincidir?
Mahrum biraktiklari aydin dusuncelerin!
Adi Agos' tu bu kez gazetenin
Yargilanan dusuncenin sesiydi kesilen
Yankilaniyordu tum dunyada...
O gun
Yorulmadan kosturmaktan asinmisti yine
Ayak tabanlari INSANLIGIN...
Hrant Dink hakkında Agos Gazetesi’nin 13 Şubat 2004 tarihili nüshasında, ”Şap Parigce” adlı köşesinde yer alan yazısı nedeniyle dava açıldı.
Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Dink ile gazetenin Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Karin Karakaşlı’nın, ”Türklüğü neşren tahkir ve tezyif etmek” suçundan 3′er yıla kadar hapisle cezalandırılmaları istendi.
Şişli 2. Asliye Ceza Mahkemesinde yapılan yargılama sonucu, 7 Ekim 2005 tarihinde kararını açıklayan hakim, Dink’i ”yazısının eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklaması niteliğinde olmadığı, aşağılayıcı, incitici nitelikte olduğu gerekçesiyle 6 ay hapis cezasına çarptırdı.
Sabıkasız olması ve ileride bir daha suç işlemeyeceği konusunda oluşan kanaat nedeniyle Dink’in cezasını erteleyen hakim, Karin Karakaşlı’nın ise beraatına karar verdi.diyor aşağıdaki link.http://savcibey55.wordpress.com/2007...nt-dink-hukuk/
Sebep her ne olursa olsun bir insanın canına kıymak çok yanlış birşey.Kendinizi hem savcı, hem hakim vede en kötüsü cellat yerine koymanız,kendi hukuk anlayışınızla hükmedip infaz gerçekleştirmeniz,toplum içinde yaşamayı hak etmediğiniz anlamına geliyor.Memlekette hukuk var mahkemeler var. Suçluysa mahkeme verirdi cezasını. Adaleti beklemek en güzel adalettir.Şiirler gerçekten çok güzel.
Konu myirtici tarafından (22-02-2007 Saat 23:40:34 ) de değiştirilmiştir.
İktidar eğilimli bir azeri gazetesi olan 525. Gazete'nin 23 Ocak2007 tarihli sayısında, ve Agil Abbas imzasıyla yayımlanan makale (YORUMSUZ)
"Benim için en zor yazı bu. Tamamen başka bir şekilde yazılmalıydı,
ancak sinirlerimi yatıştırdım. Bilmiyorum, belki de yatıştıramadım.
Türkiye'de Hrant Dink isimli Ermeni kökenli bir gazeteci öldürüldü.
Kötü bir olay. Öldüren de 17 yaşında bir genç. Şimdi bütün Türkiye
çalkalanıyor. Adam işte, öldürmüşler. Niye kendinizi yırtıyorsunuz?
Hangi şehirde olduğunu hatırlamıyorum ama, birkaç yıl önce Türkiye'nin
ünlü aydınlarını bir evde yakarak öldürdüler. O zaman Türkiye kendini
böyle yırtmıyordu, o zaman Başbakan ağlamıyordu, o zaman halk
sokaklara çıkarak haykırmıyordu. Dünyanın da umurunda değildi. Çünkü
öldürülenler büyük Türk aydınlarıydı. O Türk aydınları ki, Hrant Dink
onların tırnağı bile olamazdı. Yani bizi öldürebilirler, yakabilirler!
Ermenistan'da, Dağlık Karabağ'da, Kerkük'de, Bosna Hersek'de
katledebilirler. Ancak dünyanın umurunda değil.
Dünya ile işim yok zaten, benim kafamın tasını attıran kendiminkiler.
Türk televizyonları nı seyrettiğimde ve Türk gazetelerini okuduğumda
Karabağ olaylarını hatırladım.
Hankendi'nde, Meşeli'de, bilmem nerde Ermeniler Azerileri
katlediyorlardı . Bizimkiler ise, aydınlarımızı televizyona çıkararak,
Ermenilere övgüler yağdırıyorlardı. Biri, 'Annemin sütü kurumuştu,
komşu Haykanuş'un sütünü emdim', diğeri 'Aşot benim amcam, beni oğlu
gibi sever', bir diğeri ise 'Ermeni halkı çok akıllı bir halk, onların
günahı yok, birkaç Bolşeviğin işi bu' derdi.
Tüm bunları neden söylüyorum?
Söylediğim gibi, Türk televizyonları nı seyrediyorum, Türk gazetelerini
okuyorum. Aynen bizim gibi. İnsan, kendini bu kadar mı aşağılayıcı bir
duruma düşürür?
"Kanal D" diye namussuz bir televizyon var (Nuşirevan Muharremli'ye,
Azerbaycan'da yayımını durdurduğu için teşekkürler). 24 saat Hrant
Dink hakkında programlar hazırlıyor, canlı yayım yapıyor. Türkiye'de
ne kadar eşcinsel aydın varsa, televizyona toplayarak Ermenilere
övgüler yağdırıyor. Gazeteler de aynı şekilde.
Hrant Dink kimdi? Ermeni dilinde çıkan haftalık Agos Gazetesi'nin
sahibi, Genel Yayın Yönetmeni. Bu adam her zaman Türkiye'ye ve aynı
zamanda Atatürk'e küfür eden bir adamdı. Gazetesi'nde, 'Türk'ün kanı
pis bir kan' diye yazıyordu. Sözde soykırımı tanıyordu. Kısacası,
Türkiye'nin ve Türkçülüğün düşmanlarından biriydi.
Türkiye'nin düşmanları da, kimi öldüreceklerini ve Türkiye'yi nasıl
karıştıracakları nı iyi biliyorlar. Türkiye'yi karıştırıyorlar ve
çalkalıyorlar. Ne yazık ki, Türkiye de bu çalkantıya uyarak, ülkeyi
karıştırmak isteyenlere imkan sağlıyor.
Sıradan bir gazeteciyi öldürdüler. Şimdi Türkiye de mi bundan dolayı
ölmeli? Deniz Baykal, hüngür-hüngür ağlayarak gitti cenazeye, sanki
kardeşini öldürmüşlerdi. Erdoğan, babası öldüğünde bu kadar
ağlamamıştı. İtalya Başbakanı Prodi ile yapacağı görüşme nedeniyle
cenazeye katılamayacağı için özür bile diledi. Kardeşim, canı
cehenneme Prodi'nin, Hrant'ın cenazesine git.
Türkiye'nin düştüğü duruma bir bakın ki, Türkiye'ye ve Türkçülüğe
hakaret eden bir adamı Türk bayrağına, Ermenilerin katlettiği
Türklerin kanına boyanan Türk bayrağına sararak, defnetmek istiyor.
Ayıp, ayıp, erkek olun, erkek! Devleti bu kadar aşağılamayın. Bu
devlet, sadece Türkiye'de yaşayan Türklerin değil. Aynı zamanda
Ermenilerin, çoluk çocuğa bakmadan katlettiği 20 bin Azerbaycanlı
şehidin de devleti, bizim de devletimiz!
Nerde Türk ideolojisini yönlendirenler? Nerde asıl meseleyi ortaya
dökecek Türk emniyet organları?
Kardeşim, Ermeniler ile onların arkasındakiler, düşünülmüş bir şekilde
bu cinayeti işlediler. Bunu dökün ortaya.
Dünya ile bir Türk gibi, bir Bozkurt gibi konuşun. Cengizhan'ın,
Timur'un, Yıldırım Beyazıt'ın, Fatih Sultan Mehmet'in, Atatürk'ün
diliyle konuşun. Kaçmayın artık! Kaçtıkça sizi kovalayacaklar.
Türkiye'nin düştüğü duruma bakın ki, Avrupalı politikacılar, Hrant'ın
ölümünün, Türkiye'nin AB üyeliğini kuyunun dibine attığını
söylüyorlar. Aklınıza şaşayım, sanki Hrant Dink ölmeseymiş, AB
Türkiye'yi kabul edecekmiş? Türkiye bu kadar saf mı ki, AB'nin
kendisini üye kabul edeceğine inansın?
Kendine gel, kardeşim, kendine!
Türkiye'nin kendine gelmesi için yeni bir Atatürk lazım! (
--
Bizi güçlü yapan yediklerimiz değil, hazmettiklerimizdir .
Bizi zengin yapan kazandıklarımız değil, muhafaza ettiklerimizdir.
Bizi bilgili yapan okuduklarımız değil, kafamıza yerleştirdiklerimizdir.
™ Hukuki NET 2002-2022 - Ulusal ve uluslararası Hukuk Sitesi ⚖️ olma özelliği ile gerek avukat, gerek diğer hukukçu arkadaş ve gerekse vatandaşlara ev sahipliği yapan, eğitim ve bilimsel alışveriş yapma amaçlı bir "Hukuk Rehberi" dir.
Davalar
Hukuki Net; sürekli yenilenen faydalı güncel içeriği ile zamanın hukuk dallarına göre kategorize edilmiş çeşitli mevzuat (Ceza kanunu, İş kanunu, Borçlar yasası gibi), emsal mahkeme kararları, yargıtay kararları, emsal danıştay ve anayasa mahkemesi kararları ile hukuksal makale, kanun, hukuki forum, hukuk sözlüğü, hukuk programları, meslektaş ilanları, avukatlar için kolay hesaplama araçları, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, benzer Yargıtay kararı ve Mahkemeler tarafından örnek davalar ile ilgili gerekçeli kararlar, * davası dilekçe örnekleri yasal haberler ve hukuk siteleri dizini 🕸 bulunan bir hukuk bilgi bankası sistemidir.
Avukatlar
Yararı nedir?
📝 Hukukçular için mesleki danışma (Üstad ve meslektaşlar arası paylaşım), dayanışma ve bakalorya fonksiyonu olan site; "Önleyici hukuk" veya "Dava hukuku" nedeni ile doğan veya yeni doğacak anlaşmazlıklar ile içtihat hukuku kaynağı olan Yargı ve Yargılamayı tartışmak, davalar ve ihtilaflar için yararlı çözüm yolları üretmek ve hukuksal konularda özellikle nerede, nasıl, neden soruları üzerinde soru cevap yorumlar, tartışma paylaşma yorumlama yöntemi ile sebep sonuç ilişkisi kurarak 💬, Mahkemelerin dava yükünü hafifletmeyi de amaçlayan suigeneris (kendine özgü) hukuk laboratuarı özellikleri bulunan bir hukuki kalkınma hedefli bilgi dağarcığıdır.
® Hukuki Net internette ve Türk hukukunda bir marka olmakla birlikte ticaret veya iş amaçlı bir site olmayıp, herhangi bir ticari kurum, kuruluş, bilgisayar programı firması, banka vb. kişi veya herhangi politik veyahut siyasi bir kuruluş tarafından desteklenmemekte, finans kaynağı reklam ve ekseriyetle site yönetimi olan Adalet sistemine adanmış bir servistir.
🆓 Hukuki.net halk için ücretsiz ve açık kaynak nitelikli bir hukuk sitesi olup, gayri resmi vatandaş bilgilendirme portalı işlevi görmektedir. Genel muhteviyat olarak kanun, yönetmelik, Emsal Anayasa mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay kararı gibi hukuki mevzuat içermekle birlikte avukat ve uzman kişilere özel yorumlar da içeren sitenin tüm hakları saklı olup, 🕲 telif hakkı içeren içeriği izinsiz yayınlanamaz, kopyalanamaz. (Herhangi bir hususu sitene alıntı kuralları çerçevesinde kopyalamak için sitene ekle için izin bağlantısı.)
™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Tedaş'a ilamli takip
30-04-2024, 17:58:40 in İcra ve İflas Hukuku