İcra memuru - Avukat veya yetkilenmiş kişi

[kayagibi]

Merhaba saygıdeğer hukukçu arkadaşlar...
haciz esnasında yaşanan bazı şeyler hakkında sorularım olacak...cevaplar evrensel hukuk adına değerlendirilecektir...
malum hukuğu temsil eden avukatlar halkın hukuk eğitimindende yaratılmış her fırsatta sorumludurlar diye düşünüyorum...yasal sorumluluk belki olmayabilir
1-eve veya işyerine gelen haciz memuru yanında avukat veya yetkillendirilmiş kişi ile gelmektedir...avukatı elbet anladık..yetkilendirilmiş kişi ne demektir....evine hacze gelinen kişi bunlara kimlik sorduğunda göstermek zorunda değillermidir......elinde pembe dosyalı hergeleni siz hukuçular biz vatandaşlara evinize alın diye bi öneriniz olabilirmi...hukuk adına vatandaşlara evlerine gelenlerin kimliğini sorma hakkınız vardır diye basit bir hukuk eğitimi verirsiniz sanırım...
2-hernekadar yasaları bilmemek gerekçe olmasada sıradan vatandaşlar veya hukuk dışı akedemisyenlerin bile(ki bu ben oluyorum) hukuğun işleyisi ile ilgili herşeyi bilmesi beklenemez sanırım...evet adam öldürmek suçdur ve herkesce bilinir ama mahkemeye usulune uygun bir dilekçe nasıl verilir bunu en iyi siz hukukçular bilirsiniz....Bu örnekten yola çıkarak:haciz için gelen memur ve vekil veya yetkilendirilmiş kişi haczettiği evin sahibine bazı hukuksal haklarını söylemezmi veya söylemelimi--evrensel hukuk adına.......örneğin bu mallarda başkasının belgeli hakkı varmı....varsa şu kadar gün içinde şuraya itiraz edin gibi....sonuçda memurla gelen avukat herne kadar alacaklısını temsil ediyor olsada genel hukuk adına.....halkı hemen oracıkta yaratılmış hukusal zemini fırsat bilerek(halkı eğitme fırsatı yani) ve bunu kullanarak bu basit bilgileri vererek eğitemezmi...bu siz hukukçuların vicdani göreviniz değilmi..yoksa abartıyormuyum...haczedilen kişinin hacz esnasındaki duygudurumu hemen oracıkta yasal haklarını bilsede kullanmasına engel olabilmektedir..bunu haciz esanında mevcut olan vekil veya yetkilendirilmiş kişinin evrensel hukuk adına o kişiye hatırlatması gerekmezmi....
haciz tutanağının bir örneğinin borçluya verildiği aynı tutanakta yazıyor olmasına rağmen bir hukukçunun önünde hukuk (hacze gelen vekil veya yetkilendirilmiş kişinin önünde) bu basit ve borçlunun doğal ve yasal hakkı olan tutanak verilmeyerek çiğnenmiyormu...borçlu sorduğunda ise müdürlüğe gelin alın deniyor....bunu diyen ya vekil yada bizzat haciz memuru...buna nasıl göz yumuluyor saygıdeğer hukukçu arkadaşlar...neden o icra tutanağı 3 nüsha yapılmazki....yoksa borçlu lanetli olarakmı görülüyor....ne dersiniz...lanetlilerin bile yasal hakları olduğunu biliyorum aslında...ve sizlerin lanetlilerin bile..... azılı teroristlerin bile ve hatta hatta yeryüzünde yaşayan her insanın yasal hakkarını yeri geldiğinde vicdanende olsa korumak zorunda olduğunuzu düşünüyorum....yanılıyormuyum acaba lütfen aydınlatın beni....
son olarak 3-yukarda yazdıklarım hepinizin malumu şeylerdi...ben sadece genel hukuk normları adına....meslek onuru... şerefi adına...halka olan vicdani borcunuz adına ve vatandaş olarak sordum size...lütfen olabilecek her hukuksal zeminde bize haklarımızı hatırlatın..bizi sözkonusu fırsatlarda eğitin...çünkü bu eğitime gerçekten ihtiyacımız var...ve bunun sizin bize olan borcunuzdur diye düşünüyorum...en azından barolarınızın ....
saygılarımla

[Av.Hakan Yüksel]

Sayın Kayagibi;

Öncelikle; müvekkili adına haciz işlemi için borçlunun evine gelmiş olan avukat, borçlunun menfaatlerini değil alacaklının, müvekkilinin, menfaatlerini korumakla yükümlüdür. Bu yükümlülük ile sorumlu olan avukatın haciz esnasında borçluya herhangi bir şey öğretmek zorunluluğu ne etik açıdan ne de hukuki açıdan bulunmamaktadır. Hatta, borçluya yol göstermek avukatın müvekkiline karşı sorumluluğu ile birlikte değerlendirildiğinde etik olmayacağı gibi somut olaya göre görevi suistimal olarak dahi nitelendirilebilir.

Hiç olaya bu bakımdan bakmayı denediniz mi?

Haciz esnasında kendi avukatınızı arayıp yardım istemekten ziyade neden alacaklı tarafın avukatının size bilgi vermek ve sizi eğitmek zorunda olduğunu düşünüyorsunuz ?

Avukatlar kamu görevi yürütmekle birlikte bu görevleri ile bağdaşmayacak davranışlar sergileyemezler, müvekkillerinin aleyhine olacak davranışlar içerisinde bulunamazlar.

Herkes hak arama özgürlüğüne sahiptir. Hukuki olarak yeterince bilgiye sahip olmadığınız bir durumda, bu konuda uzmanlaşmış bir avukata başvurup yardım almanızı engelleyen hiç bir durum yoktur.

Herkesin herşeyi bilmesi mümkün değildir. Bilmediğimiz konularda ise işin ehline başvurup yardım almalıyız. Bu bir avukat olabileceği gibi, doktor, mühendis, mimar, eczacı, muhasebeci vb. olabilir.

Ancak zamansız ve yersiz bir yerde ve korunmaya değer menfat lle uyuşmayacak şekilde, bizzat tarafı olduğu bir işlem esnasında avukatların hukuki eğitim vermeleri karşı tarafa kanuni haklarını hatırlatmaları gerekliliğinden söz edilemez.

Ancak şunu da belirtmek gerekir ki, uygun zemin oluşturulduğunda, ki kimi TV. kanallarında, gazetelerde ve internette toplumu bilinçlendirmek ve ihtiyacı olanlara yardımcı olmak adına ve olayda taraf sıfatının bulunmadığı durumlarda ( menfaat çatışmasının bulunmadığı durumlarda ) hukuki bilgi paylaşımı yapılmaktadır.

Şu anda siz bu sitede soru sorarak ve ben de sizin sualinize cevap vererek bunu gerçekleştirmiş oluyoruz. Mevcut durumda sizin bana soru sormanızda ve benim siz cevap vermemde hiçbir sorun bulunmamaktadır.

Ancak, ben sizin hakkınızda dava açmış yahut da icra takibi yapmış olsaydım ve bu konu hakkında bana sormuş olduğunuz sorulara cevap vermiş olsaydım, bu durum kabul edilemezdi ve benim bir avukat olarak yargılanmam ile sonuçlanabilirdi.

İcra Memurlarının işlemleri hakkında söylediklerinize gelecek olur isek, uygulamada çoğu kez, icra memurunca borçluya bilgi verilmekte, ancak fiili imkansızlıklar, personel yetersizliği, iş yoğunluğu sebebi ile bazı aksaklıklar meydana gelebilmektedir.

Kesinlikle borçlunun ....... olarak görülmesi söz konusu değildir. Haciz zaptının verildiğinin yazılmasına rağmen verilmemesi eksikliktir ancak bunda avukatların herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır. Yukarıda belirtmiş olduğum sıkıntılardan kaynaklanan bir durumdur. Hak aramanın kısıtlanması maksadı yoktur. Ancak zaman içerisinde bu eksiklikler giderilecektir. Kaldı ki, biz de alacaklı vekili olarak hareket ettiğimiz gibi broçlu vekili olarak hareket ettiğimizde icra dosyasını inceliyoruz ve ondan sonra işlem yapıyoruz. Bu bakımdan zaptın verilmemesi eksiklik olmasına rağmen, telefisi mümkün olmayan bir eksiklik de değildir.

Umarım, olaylara mümkün olduğunca çok yönlü bakarak, eleştirdiğiniz kişinin mensubu olduğu meslek grubunun kendine özgü zorlukları, sorumlulukları olduğunu görür, anlayış gösterirsiniz

Saygılarımla.

[kayagibi]

Hakan Bey
1-geç bir saatte zaman ayırıp bana cevap yazdığınız için teşekkür ederim...
2-yetkilendirilmiş görevli hakkında bilgi vermemişiniz...acaba vakit yokluğundan yada size angarya geldiğinden mi hacize hukuk fakültesi mezunu olmayan şahıslar gelmektedir..yada bende bilgi eksikliğimi vardır......bu kişilerin kimlik kartları bahsimden hiç bahsetmemişiniz ayrıca....sanal ortamda bile bize bu haklarımızı söylemiyosunuz bakın...kapı çalınıyo....merhaba biz x.icra müdürlüğünden geliyoruz....hadi kaldıralım malları..bumu olay....
3-hukuksal eğitimi etik bulmuyorsunuz...bunu anlayabilirim ama kaldırılan mallarla ilgili başka kişilerin hakkı varmı diye sormak neden gayri etik olsunki...(borçlu oracıkta sizden fiziksel yardım istemiyorki...mesela dilekçe yaz bana demiyorki..sadece hakları hatırlatılacak...çünkü bunları siz biliyorsunuz...bunun eğitimini siz aldınız)...ben çok genel anlamda söyledim bunu size çünkü...siz hukuk uygularken yani cebri haciz yapıyorken birbaşka hukuk kuralı ise tarafınızdan çiğneniyor farkındamısınız....adam yokluğu vb gerekçeler hacze gelmeye nasıl engel değilse tutanağın verilmeside engel olmamalıdır bence...bundan başka hadi diyelim siz tarafsınız.....haciz memuru karakoldaki polis memuru gibi bize haklarımızı hatırlatamazmı acaba...bu yönde bilgilendirme notu verilmezmi mesela haciz esnasında....çünkü olay hukukdur ve o esnada hukuğu siz temsil ediyorsunuz oracıkta....bana haklarımı hatırlatmak neden etik değil ben hala bunu anlamadım.....dediğim gibi her zeminde bunu vermelisiniz bize kamu adına...özel avukat tutmak zorunluluğu olmamalı bu bence..olayın ileri safhasında elbet avukat görevlendirilecektir fakat hemen oracıkta o anda bunları bize hukuğu bilmeyenlere hatırlatmalısınız..yoksa bu vb yollarla özel avukatlığı özendirme amacı güdüyor olmayasanız refleks olarak....doğal olarak aklıma bu gelmekte benim...lütfen beni yanıltın..
tıbbın aciliyeti gibi hukuğunda aciliyeti olmalı bence tutuklanmalar ve suçüstüler dışında...insani aciliyetler yani.....bunların biride hacze gidilen evdeki insanların duygudurumu..evrensel kamu kaynaklı yasal hakları...ve siz hukukçular bize hiç değilse bunları hatırlatıcı sorular sormalısınız....o esnada sıkıntı nedeni ile insanlar kalp krizi geçirebilir...bunun sorumlusu kim olur acaba.....evet borçlu kabahatlıdır borcunu ödememekle fakat borcun tahsilininde insana yakışırı tarzı mutlaka olmalı....icrada usulune ve yasalara uygun yapılmalı...mesela tutanak mutlaka verilmeli..yasa böyle emrediyor çünkü..cebri haczi emrettiği gibi...sanırım anlatabiliyorum...emirlerden lehde olanı uygula...diğerini ise maddi yetersizlikleri öne sür...yaman çelişki değilmi sizce...iki nüsha tutanağa 3.nüsha ve karbon kağıdı koymak kaça mal olur sizce...burada olay maloluş değil bence..burada olay borçlununda hakları olduğuna saygı duyulmaması...hemde hukuçunun gözü önünde veya hukuçu tarafından...ben haciz tutanağına 3.nüshasını hemen şimdi buracıkta verilmezse imza atmam dedim ve bir anlamda karşıtarafı zorladımda aldım hakkım olan tutanağı...tutanak basit ve elde edilmesi zor olan bir olay değil elbet...olay hukuk icra etmeye gelen hukukçunun karşı tarafın yani borçlunun yasal hakkına saygı duymaması..ne acı değilmi....can çekişen bir hastanın doktor tarafından izlenmesi gibi anormal bir durum bu bence...benim hastam değil...mantık bumu....haczedilen kişide o anda can çekişmekte gibidir sosyal yönden...kültürel yönden...moral yönden vb....
haciz tutanağına 3.kişinin hakkı olduğunu yazdırmak bazı işleri kolaylaştırıyormuş..bunu vatandaş bilirmi sizce....işte bu sorulmalı siz yada kamu adına görev yapan memur tarafından.....bu sizce bu hakkın kullanımına fili engel değilmidir (biligisizliğinden faydalanmak olmuyormu bu...o anki duygudurumu ile varolan avukatını aramayabilir borçlu..panikdir..ağlamaklıdır.kendini onursuz hissetmekte olabilir o an)...bunu sormak borçluya neden gayrietik olsunki.....bu arada ben yaşadığım olay nedeni ile hem haciz memurunu hemde gelen sözüm ona yetkilendirilmiş kişiyi ilgili yerlere şikayet ettim ve ayrıca mahkemeye verdim..sonuç ne biliyormusunuz...her ikiside ceza aldılar....neden mi:a-hacze gelen şahıs vekil olmadığı için b-kendini tanıtır belge sunmadığı için c-haciz memuru bana oracıkta tutanak vermediği için...gördüğünüz gibi saygıdeğer bir başka hukuçular olan hakimler bunu cezalandırmaktadırlar....demekki adam yokluğu belge yokluğu vb şeyler gerekçe değil....borcunu ödemeyenin malını haczetmeye hiçbişeyin gerekçe olmadığı gibi.
ben bu olayları sizle paylaşma nedenim şuydu....evrensel insan hakları için.....konuyu bide bu yönden dikkate almak için....ve en önemlisi siz hukukçuların biz hukukçu olmayan insanların gene hukuk adına ve kamusal görev adına yasal haklarımızı bize hatırlatmanız adına......yardım değil sadece hatırlatmak....(özel delilleri değil evrensel hukuk kurallarını hatırlatmak hemen oracıkta...elbette karşı tarafa elinizdeki mahkemeye sunulacak delilleri verin diyecek kadar saf değilim...)
yasal haklarımızın hatırlatılması alacaklının veya genel anlamda karşı tarafın avukatının tarafsızlığını bozmaz bence Hakan bey....aksine genel anlamda avukatlık mesleğine saygıyı derinleştirir....her ailenin mutlaka düzenli avukatı olmalı fikrini yaygınlaştırır ve bu durumda bence sizin lehinize olur....
benim alacaklının avukatı iki akedemisyen karı kocanın ilin en seçkin semtindeki evine ofisboyunu gönderecek kadar basit bir hukuk uygulayıcı değilmi sizce...buna saygı duyulurmu...hakimde duymadı zaten..eve saygıdeğer avukatın hacze gelmediğini nasıl belgeledim biliyormusunuz...kapımın önünü 24 saat kaydeden kamera ile...genel güvenlik açısından koyduğum kamera ile..ne tesadüf bakın saygıdeğer hukuçunun hukuk ihlalini belgeledi işte...(bu arada merak edene borcun hikayesinide uzun uzun anlatabilirim)..
meslek gereği sağlığın tanımını yapmakda bizim işimiz ve tanım şudurişinin kendini bedenen ruhen ve sosyal yönden iyi hissetme hali..buna hukukçularında katkısı olmalı değilmi..sağlıklı kalmak adına...suçlununda borçlununda teroristinde yasal hakları olduğunu ben artık biliyorum...gel görki yurdum insanı bilmiyor...bunu kim öğretmeli sizce...
sonuç olarak ben yukardaki düşüncelerimi ve yaşadığım olayı belgeleyerek idari ve adli sorşturmasını yaptırarak haklılığımı teyit ettirmiş durumdayım..ilgilenenlere bütün belgeleri kararları takdim edebilirim...
beni dinlediğiniz/okuduğunuz için hepinize saygılarımı sunarım..
Dr.Ahmet KAYADİBİ

[Av.Mehmet Taylan Karakum]

Sayın Kayagibi;

Aşağıda, size; Avukatlık Kanunu'nun bazı hükümlerini gönderiyorum. Bunlara göre;

1. Avukat; stajer avukat veya yanında çalıştırdığı diğer kişiler (ofisboy) eliyle işlerini gördürebilir;

2. Avukat; menfaati zıt olan taraflara hukuki yardımda bulunamaz (mütalaa-bilgi veremez).

STAJIN YAPILMASI VE STAJİYERİN ÖDEVLERİ

Madde 23 - (Değişik: 4667 - 2.5.2001 / m.13) Staj kesintisiz olarak yapılır. Stajyerin haklı nedenlere dayanarak devam etmediği günler, engelin kalkmasından sonraki bir ay içinde başvurduğu takdirde, mahkeme stajı sırasında Adalet Komisyonu, avukat yanındaki staj sırasında ise baro yönetim kurulu kararı ile tamamlattırılır. Stajın yapıldığı yere göre adalet komisyonu başkanı ve baro başkanı, haklı bir engelin bulunması halinde yanında staj yaptığı avukatın da görüşünü alarak stajyere otuz günü aşmamak üzere izin verebilir.

Stajyer, avukatla birlikte duruşmalara girmek, avukatın mahkemeler ve idari makamlardaki işlerini yapmak, dava dosyaları ve yazışmaları düzenlemek, baroca düzenlenen eğitim çalışmalarına katılmak, baro yönetim kurulunca verilen ve yönetmelikte gösterilecek diğer ödevleri yerine getirmekle yükümlüdür. Stajyerler, meslek kurallarına ve yönetmeliklerde belirlenen esaslara uymak zorundadırlar.

STAJYERLERİN YAPABİLECEĞİ İŞLER

Madde 26.- (Değişik madde ve başlığı: 4667 - 2.5.2001 / m.15) Stajyerler, avukat yanında staja başladıktan sonra, avukatın yazılı muvafakati ile ve onun gözetimi ve sorumluluğu altında, sulh hukuk mahkemeleri, sulh ceza mahkemeleri ile icra tetkik mercilerinde avukatın takip ettiği dava ve işlerle ilgili duruşmalara girebilir ve icra müdürlüklerindeki işleri yürütebilirler.

Bu yetki, staj bitim belgesinin verilmesi veya staj listesinden silinme ile sona erer.

YALNIZ AVUKATLARIN YAPABİLECEĞİ İŞLER

Madde 35 - (Değişik: 1238 - 26.2.1970) Kanun işlerinde ve hukukî meselelerde mütalaa vermek, mahkeme, hakem veya yargı yetkisini haiz bulunan diğer organlar huzurunda gerçek ve tüzel kişilere ait hakları dava etmek ve savunmak, adlî işlemleri takip etmek, bu işlere ait bütün evrakı düzenlemek,yalnız baroda yazılı avukatlara aittir.

Baroda yazılı avukatlar birinci fıkradakiler dışında kalan resmî dairelerdeki bütün işleri de takip edebilirler.

Dava açmaya yeteneği olan herkes kendi davasına ait evrakı düzenleyebilir,davasını bizzat açabilir ve işini takip edebilir. (Ek hükümler: 4667 - 2.5.2001 / m.22 - Yürürlük m.97) Ancak, 29.6.1956 tarihli ve 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 272 nci maddesinde ön görülen esas sermaye miktarının beş katı veya daha fazla esas sermayesi bulunan anonim şirketler ile üye sayısı yüz veya daha fazla olan yapı kooperatifleri sözleşmeli bir avukat bulundurmak zorundadır. Bu fıkra hükmüne aykırı davranan kuruluşlara mahallin en büyük mülki idare amiri tarafından sözleşmeli avukat tayin etmedikleri her ay için, sanayi sektöründe çalışan onaltı yaşından büyük işçiler için suç tarihinde yürürlükte bulunan, asgari ücretin bir aylık brüt tutarı kadar para cezası verilir. Verilen para cezalarına dair kararlar ilgililere Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebliğ edilir. Bu cezalara karşı tebliğ tarihinden itibaren en geç yedi gün içinde yetkili sulh ceza mahkemesine itiraz edilebilir. İtiraz üzerine verilen karar kesindir. Bu cezalar 21.7.1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre tahsil edilir ve Hazineye gelir kaydedilir.

Hukuk ve Ceza Muhakemeleri Usulleri kanunları ile diğer kanun hükümleri saklıdır.



İŞİN REDDİ ZORUNLULUĞU

Madde 38 - Avukat;

a) Kendisine yapılan teklifi yolsuz veya haksız görür yahut sonradan yolsuz veya haksız olduğu kanısına varırsa,

b) Aynı işte menfaati zıt olan bir tarafa avukatlık etmiş veya mütalâa vermiş olursa,

c) (Değişik: 4667 - 2.5.2001 / m.26) Evvelce hakim, hakem, Cumhuriyet savcısı, bilirkişi veya memur olarak o işte görev yapmış olursa,

d) Kendisinin düzenlediği bir senet veya sözleşmenin hükümsüzlüğünü ileri sürmek durumu ortaya çıkmışsa,

e) (...) (Madde 38 in (e) bendi, Anayasa Mahkemesinin 2 Haziran 1977 gün ve E.1977/43, K.1977/84 sayılı karariyle iptal edilmiştir.)

f) Görmesi istenilen iş, Türkiye Barolar Birliği tarafından tespit edilen meslekî dayanışma ve düzen gereklerine uygun değilse,

Teklifi reddetmek zorunluğundadır.

Bu zorunluluk, avukatların ortaklarını ve yanlarında çalıştırdıkları avukatları kapsar.

AVUKAT BÜROSUNDA ÇALIŞABİLECEK KİŞİLER

Madde 45 - (Değişik 1. fıkra: 4667 - 2.5.2001 / m.31) Avukatlar ve avukatlık ortaklıkları, bürolarında yalnız avukatlık mesleği için gerekli olan yardımcı elemanları çalıştırabilirler.

Hâkimliğe ve avukatlığa engel suçlardan biri ile hükümlü olanlar veya avukatlıktan yasaklananlarla her ne şekilde olursa olsun işbirliği edilemez veya bu gibiler büroda çalıştırılamaz.

(Değişik 3. fıkra: 4667 - 2.5.2001 / m.31) Yukarıdaki hükümlere aykırı hareket eden avukat, ilk defasında işten, tekrarında meslekten çıkarma; avukatlık ortaklığı ilk defasında işten çıkarma, tekrarında ise avukatlık ortaklığı sicilinden silinme cezası ile cezalandırılır.

İŞLERİN STAJİYER VEYA SEKRETERLE TAKİBİ, DAVA DOSYALARININ İNCELENMESİ VE DOSYADAN ÖRNEK ALMA

Madde 46.- (Değişik: 4667 - 2.5.2001 / m.32) Avukat, işlerini kendi sorumluluğu altındaki stajyeri veya yanında çalışan sekreteri eliyle de takip ettirebilir, fotokopi veya benzeri yollarla örnek aldırabilir. Avukatın onanmasını istemediği örnekler harca tabi değildir.

Tüm bunlardan sonra;

1. Her kişi, her yerde, imza atmadan önce, ilgili tutanağa, kendi beyanlarını, kendi elyazısıyla geçirebilir (tutanakta yazılanın aksine; bana tutanaktan bir örnek verilmedi gibi);

2.Olayınızda; haciz sırasında hazır olan, bir avukat olmadığına göre; herhangi bir avukatı, "bilgi vermedi" diye itham etmenizi anlayamıyorum.

3. Haciz sırasında, alacaklı, kendsii veya vekili hazır bulunabileceği gibi; bir temsilcisini de hazır edebilir.

4. Haczi yapan memur; çok iyi bildiğiniz gibi, özellikle borçlunun ve varsa üçüncü kişilerin beyanlarını, istihkak iddiaları yönünden tutanağa geçirir ve İİK. m. 96 - 99'a göre işlem tesis ederek, özellikle borçlu hazırsa, borçluya veya haczedilen mallara istihkak iddia eden üçüncü kişiye, 7 gün içinde istihkak davası açabileceklerini ihtar eder. Bunun yapılmaması; buna dair işlemin iptali sebebi olabileceği gibi; istihkak davası açma süresini de başlatmayacağından, borçlu ve üçüncü kişi lehine bir durum oluşturur.

5. "Cezalandırmaya" dair kararları, 0.242.228 88 36 numaralı faksıma iletmeniz rica ederim. Merak ettim, hangi sebeplerle ilgili icra memuru ve avukat cezalandırılmışlar?

[Av.Hakan Yüksel]

Sayın Kayagibi;

Ben bilmediğim bir konu hakkında yorum yapmadan önce o konuyu araştırmayı ve öğrenmeyi yeğlerim. Size de aynısını yapmanızı tavsiye ediyorum.

Kaldı ki, bizzat başınızdan geçen bir olay sebebi ile taraf olduğunuz ve objektif olmadığınız kanaatindeyim.

Sayın Av. Mehmet Taylan Karakum yasal düzenlemeyi iletisinde eklemiş.

Durum oldukça açıktır.

Kamu hukuk ile özel hukuk ayrı hukuk dalları olup, İcra ve İflas Hukuk Özel Hukuk alanında kalmaktadır.

Ayrıca, iletimde ben hukuksal eğitimi etik bulmuyorum demedim. Haciz ensasında bunun yapılmasının etik olmadığını söyledim.

Ayrıca; 0-236-7133712 numaralı faksıma bahsettiğniz kararı fakslar mısınız ?

Saygılarımla

[Av.Tayfun Eyilik]

Zaten sayın kayagibi cevapları evrensel kurallara göre değerlendireceğini söylemiş o nedenle

[kayagibi]

Hakan Bey....
Tabiki tarafım....size genel anlamda iki şey danışdım...ve buna evrensel genel sosyal anlamda cevap vermenizi istedim
sorumun biri şuydu:eve gelen memur ve ofisboy(yetkilendirilmiş kişi....her ne demekse) insanların evine yani özeline girmeden önce kimlik göstermesi gerekmezmi.....biz şuyuz diye......siz hukukçular önümüze gelene kapımızı açmamızı veya herkesi evimize almamızımı öneriyosunuz yoksa...bu anlamda sordum size...
ikinci sorumda şuydu....eşyalar kaldırılıyorken ki buna itiraz kesinlikle etmiyorum ofisboy veya avukat ve icra memuru bazı sorular sormazmı evini kaldırdığı adama....mesela bu eşyalar sizemi ait....başkasının belgeli hakkı varmı diye...bu neden etik olmasın...kişilerin bilgisizliğinden faydalanarak istihak süresi olan 7 günü vatandaş neden kaçırsın...oturup istihak davasını siz açın felan demiyorum..sadece bunun o esnada borçluya sorulması gerektiğini söylüyorum...lütfen olayı eşya kaldırılıyorken ki anı ile kafanızda canlandırın..
bu arada cevap yazan siz dahil 3 hukukçu beyfendi ısrarla sormama rağmen gelen ofisboyun kimlik göstermesi gerektiğini yada barodan yetki belgesi olması gerektiğini bana izah etmedi...altını çizerek söylüyorumki ben kimseyi itham etmiyorum...olayı evrensel insan hakları yönünden irdelemeye çalışıyorum..lütfen bu anlamda beni aydınlatın..yani yukardaki iki sorum konusunda...malum hayatın yasalara dayanmayan kurallarıda vardır...
sizden genel anlamda şunu demenizi beklerdim açıkcası..sevgili vatandaş eve elinde pembe dosya ile gelen herkesi kabul etme..önce kapıda sorgula..kimliklerine bak...tatmin olursan ve konuyu biliyorsan aç kapıyı..(zaten gerçek memur ve ofis boy açmazsam gidip polisle açtıracak bunun farkındayım) aksi durumda sahte evraklarla canınada kastedebilirler veya gözgöre göre siz başındayken eşyalarınızda çalınabilir...böyle bir eğitimi kamu adına neden bize vermiyorsunuzki....
saygılarımla...

[Av.Tayfun Eyilik]

Kimlik konusunda kimsenin bir yazmasına gerek yok Zaten kendisini haciz memuru olarak tanıtan kişinin kimliğini sorabilirsiniz. Haciz kararı hakkında bilgi alabilirsiniz.

[kayagibi]

(Değişik fıkra: 09/11/1988 - 3494/8 md.) Borçlu yahut borçlu ile birlikte malı elinde bulunduran şahıslar, taşınır mal üzerinde üçüncü bir şahsın mülkiyet veya rehin hakkı gibi sınırlı bir ayni hakkının bulunması veya taşınır malın üçüncü şahıs tarafından haczedilmiş olması halinde bu hususu haciz yapan memura beyan etmek ve beyanının haciz tutanağına geçirilmesini talep etmek, haczi yapan memur da borçluyu yahut borçlu ile birlikte malı elinde bulunduran şahısları bu beyana davet etmek zorundadır. Bu tür mallar ile üçüncü şahıs tarafından ihtiyaten haciz veya istihkak iddia edilmiş bulunan malların haczi en sonraya bırakılır..İİK bunu emrediyor...
yani memur bunu haciz esnasında sormak zorunda...(sormuyorsa yanında gelen vekil veya ofisboy bunu hatırlatmalı diyorum ama siz bunu yani kanunun uygulanmasını istemeyi etik bulmuyorsunuz...hangi gerekçe ile:alacaklının avukatı olmak gibi bir gerekçe ile..arkadaşlar kanunun uygulanmasını istemek bence sizin asli göreviniz tıpkı cebri hacizi uygulatmayı istemeniz gibi)benim olayda ilgili memur bunu yapmadığı için ceza aldı sevgili avukat arkadaşlar....ve siz bana bu ortamda bile bu bilgiyi vermiyorsunuz...beni aydınlatın dediğim halde ısrarla....
avukat ise benim olayda ofisboy yeterli şartları karşılamadığı için ceza aldı....
benim olayda akedemisyen hukukçu arkadaşım yapılan haczi usulsuz olduğu için iptal ettirdi....usulsuzluk nedenleri ofisboy ve memurun görevini eksik yapması idi.....
özet olarak diyeceğim şuki:
insanlar borçlanabilir...bi şekilde..kefillik olur şu olur bu olur...bir gecede şirket batar milyarlarca vergi borcuna girebilir vb...örnekler çoğaltılabilir...
alacaklı alacağını elbet alacaktır...cebrende olsa....
yok etik değil yok teknik eksiklik..yok eleman yokluğu gibi sebepler nasıl cebri icraya engel değilse İİK nu aynen uygulamaya da engel yoktur...gelen memur görevini kanunda tanımlandığı gibi yapacak...memurla gelen ofisboyda yetkili olacak ve bunu belgeleyebilecektir...(tansiyon ölçmek ve enjeksiyon yapmak tıbbi bir işlemdir ve hekimler yaparlar bunu...fakat bu işlemleri belgesi olan yardımcı sağlık personeli yapar partikde..sizin ofisboyda böyle bi yetkisi olmalı diye düşünüyorum..barodan veya başka yerden....) benim söylediğim özetle borçluya saygıdır..ve bunuda icraatın içinde olan siz saygın avukatlar sağlamalıdır...ne adına diye soracak olursanız.....KAMU ADINA...ve bu borcunuz diye düşünüyorum...benim tıp öğrencilerine borcum olduğu gibi......
bugüne kadar ben bunları sizle paylaşıyorum..çünkü amacım harika ve oldukça ciddi olan sitenize katkıda bulunmak vatandaş olarak...suçlu aramak veya birilerini itham etmek değil elbet amacım...o sığlığı benden beklemeyin lütfen....farkındayımki hem genel anlamda SİZLERSİZ olmaz hemde benim bu olayı sizden birileri kanunlara uygun olarak çözdü...bu nedenle siz hukuçulara müteşekkürüm..
hepinize saygılarımı sunarım...
(moderatör artık bu konuyu kapayabilir şayet isterse...)

[Av.Tayfun Eyilik]

ofisboyu ve icra memurunun cezalandıran kararları içinden isimlerini silerek bizimle paylaşırsanız örnek kararlar arasına koymak sureti ile tüm üyelerimizin yararlanmasını sağlayabiliriz